TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#görme engelli

İLKHABER-Gazetesi - görme engelli haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, görme engelli haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkiye'nin ilk görme engelli hakim yardımcısı görevine başladı Haber

Türkiye'nin ilk görme engelli hakim yardımcısı görevine başladı

Türkiye'nin ilk görme engelli hakim yardımcısı Sabit Kılıç görevine başladı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında uzman olarak görev yapan Kılıç, yeni görevi öncesi Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ı ziyaret ederek engellilere yönelik desteklerinden dolayı teşekkür etti.  Glokom hastalığı nedeniyle 10 yaşındayken görme yetisini kaybeden Kılıç, tüm zorluklara rağmen eğitim hayatına devam etti.  İlk ve orta öğretimi okuduğu okullarda birincilikle bitiren Kılıç, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandı. Mezuniyetinin ardından 2016 yılında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına uzman yardımcısı olarak atanan Kılıç, Türkiye’de KPSS A grubu kadrosuna atanan ilk görme engelli hukukçu oldu. Engelli bireylerin adalete erişimi üzerine çalışmalar yapan Kılıç, 2020’de "Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme Bağlamında Türkiye'de Engellilerin Adalete Erişimi” konulu uzmanlık tez çalışması ile Aile ve Sosyal Hizmetler Uzmanı olarak atanmaya hak kazandı. Uzmanlık görevi boyunca, bakanlığın engelli ve yaşlı bireylere yönelik yürüttüğü çalışmalar ile Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü internet sayfasının mevzuat içeriğini hazırlama, kurum içi ve kurum dışı eğitim verme, bakım hizmetlerini değerlendirmek üzere birçok ilde engelli ve yaşlı bakım kuruluşunun kalite denetimini gerçekleştirme gibi pek çok görevde yer alan Kılıç, 2023'te yapılan idari yargı hakim yardımcılığı sınavında 85,21 puanla Türkiye’nin ilk görme engelli hakimi unvanını almaya hak kazandı. Adalet Bakanlığında idari yargı hakim yardımcısı olarak ataması yapılan Kılıç, yeni görevi öncesi Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ı da ziyaret etti. Desteklerinden dolayı Bakan Göktaş'a teşekkür eden Kılıç, engellilerin çalışma hayatında yer almasının öneminden bahsetti. Göktaş da çalışkanlığı ve başarısından dolayı Kılıç'ı tebrik ederek, yeni görevinde başarı dileklerini iletti. “2002 Yılından beri kamuda istihdam edilen engelli sayısını 12 kattan fazla artırarak 68 bine ulaştırdık” Kılıç'ın azmiyle birçok kişiye örnek olacağını aktaran Göktaş, engellilerin toplumsal hayatın her alanında yer almalarını önemsediklerini vurgulayarak şunları söyledi. "2002’den bu yana kamuda istihdam edilen engelli sayısını 12 kattan fazla artırarak 68 bine ulaştırdık. Bunlarla birlikte erişilebilirlik kültürünü yurt geneline yaymak için ilgili tüm kurumlarımızla, sivil toplum kuruluşlarıyla, üniversitelerimizle çalışmalarımız devam ediyor."

Adana'da Görme Engelli Huri Gökçe Ocakcı, 19 yıldır azmiyle minik öğrencilere ilham veriyor Haber

Adana'da Görme Engelli Huri Gökçe Ocakcı, 19 yıldır azmiyle minik öğrencilere ilham veriyor

Adana'da görme engelli Huri Gökçe Ocakcı, engelinin zorluklarını 19 yıldır minik öğrencileriyle aşıyor. Binlerce öğrenciyi mezun eden Ocakcı, azmiyle anaokulu öğrencilerine örnek oluyor. Evli ve 2 çocuk annesi 41 yaşındaki Huri Gökçe Ocakcı, çocukken geçirdiği ateşli hastalık sonucu sol gözünü tamamen kaybedip, sağ gözünde ise yüzde 90'a yakın görme kaybı oluştu. Küçüklükten bu yana öğretmenlik hayali kuran Ocakcı, engellerine rağmen hiçbir zaman pes etmedi ve 2001 yılında Çukurova Üniversitesini kazanarak hayaline uzanan yolculuğun ilk adımını attı. Okul öncesi öğretmenliği bölümünden mezun olan Ocakcı, 2005'te Milli Eğitim Bakanlığınca atandı. 19 yıldır görevini merkez Çukurova ilçesindeki Abdullah Cem Turhan Anaokulu'nda sürdüren Ocakcı, minik öğrencilerini geleceğe hazırlıyor. Öğrencilerini adeta ‘Gönül gözüyle' görüp hissettiği Ocakcı, engellerinin zorluklarını da öğrencileriyle birlikte aşıyor. “Çok iyi bir öğretmen olacağıma inandım” Ocakcı, İngilizce öğretmeninin kendisine ‘Tahtayı göremiyorsan burada ne işin var' demesinden sonra öğretmen olmaya karar verdiğini anlattı. Ocakcı, “Bu olay üzerine öğretmen olmaya karar verdim. Yaşanan bu duruma çok üzüldüğüm için kendimi motive ettim ve ilerde çok iyi bir öğretmen olacağıma inandım. Hep çalışmayı, başarıyı seven ve görevlerini yerine getiren bir öğrenciydim. Bunun da karşılığını aldım. Göreve ilk başladığım zamanlarda çevremdeki meslektaşlarım çok tedirginlerdi, ben de tedirgindim. Bu mesleği yapıp yapamayacağım konusunda endişelerim vardı. Fakat kendimi motive ederek bunların hepsini atlattım” ifadelerini kullandı. “Çocukların kalplerine dokunma beni başarılı bir öğretmen yaptı” Çocukları çok sevdiğini ve en büyük moral kaynağı olduğunu vurgulayan Ocakcı, “Öğretmenliği yapmamı sağlayan en büyük artım çocukları çok sevmem oldu. Çocukların kalplerine dokunma ve hayatlarına şekil verme isteği beni başarılı bir öğretmen yaptı. Yaşadığım zorlukların üstesinden veliler ve öğrencilerimle iletişim kurarak gelmeye çalışıyorum. Öğrencilerime bu bireysel farklılıkları açıklayınca emin olun çok daha anlayışlı ve yardımsever oluyorlar. Benim göremediğim bütün konularda öğrencilerim bana destek oluyorlar. Bizler engelli bireyler olarak hayata zor bir süreçle başlıyoruz, bu zorlukları aşarken insanlardan özellikle manevi destek istiyoruz. Belirli bir yaştan sonra biz bu farklılığa alışıyoruz. Çevremizdeki insanların bizlere verdiği manevi desteklerle bu farklılığı tamamen ortadan kaldırmaya çalışıyoruz” dedi. “Öğrencilerime vatan ve millet sevgisi aşılıyorum” Yüzlerce öğrencisinin meslek hayatına atıldığını ve halen kendisiyle görüştüğünü söyleyen Huri Gökçe Ocakcı, daha sonra şunları kaydetti: “19 yıllık öğretmenim ve öğrencilerim bana öğretmenim iyi ki siz hayatımıza girmişsiniz, iyi ki sizi tanımışız dönüşünü verdiğinde mutlu oluyoruz. Ben çocuklarımı mezun etsem bile hepsine şu cümleleri söylüyorum. Ben buradayım ve hayatınızın hangi döneminde olursanız olun yanıma gelin, benimle hayatınızı paylaşın, yaşadığınız bir sorunda ben buradayım, sizi sevmeye devam ediyorum mesajını veriyorum. Öğrencilerimle ilişkilerimiz böyle devam ediyor. Şu an da üniversiteye giden, üniversiteden mezun olan öğrencilerim var ve hepsi gayet başarılı. Öğrencilerime, vatanını milletini seven, başarılı, doğru ve dürüst insanlar olmayı öğretiyorum.” “Bizlere destek verilmesini istiyoruz” Engellilerin topluma karışması gerektiğini ve bütün zorlukları aşabileceğine inandığını kaydeden Huri Gökçe Ocakcı, “Engelli öğretmenlerin bu hayatta başarılı olabileceğini ve güzel çocuklar yetiştirebileceğini amaçlamıştım ve bu amacıma ulaştığımı düşünüyorum. Bizler engelli bireyler olarak kesinlikle evimizde kalmamalıyız, engelli bireyler olarak öğretmen, doktor, mühendis veya ne yapmak istiyorsak onu yapmalıyız. Biz kendimize güvenir, inanırsak çevremizdeki insanlar da bize güvenip inanır. Tüm görme engelli arkadaşlarımı temsil ederek erişilebilir kitaplar, erişilebilir kütüphane istiyoruz. Kitap okuyamıyoruz, sadece dinliyoruz. Rahat rahat dinleyebileceğimiz kitaplarımız olsun istiyoruz, bir diğer konu ise görme engelli öğretmenler olarak defter doldurma ve buna benzer idari işlerde çok zorlanıyoruz ve bu konuda da bizlere destek verilmesini istiyoruz” diye konuştu.

Görme engelli kızı ve oğlunun eğitimi için Braille alfabesini öğrendi Haber

Görme engelli kızı ve oğlunun eğitimi için Braille alfabesini öğrendi

Evlatlarının dünyasına ışık olmaya çalışan Kocatürk, Oğuzhan ve Hira'nın bakımından eğitimine her şeylerini üstleniyor. Çocukları için Braille alfabesi de öğrenen anne Kocatürk, ilk çocuğu Oğuzhan'ın (14) görme engelli olarak dünyaya geldiğini anlattı. Daha ilk çocuğunun durumuna alışamadan kızı Hira'yı kucağına aldığını belirten anne Kocatürk, "Her gün onun gözlerinin içine baktım. Her fırsatta gözlerine bakıyordum 'Acaba bu da görme engelli mi?' diye. 1,5 aylıkken ağabeyi gibi davranmaya başladığında görme engelli olduğu ortaya çıktı. Bütün dünya benim başıma yıkıldı." dedi.  "Onları kimseye muhtaç etmeden büyütmeye çalışıyorum" Kocatürk, eşinden 8 yıl önce ayrıldığını ve evlatlarının her şeylerini üstlendiğini dile getirdi. Çocuklarının her koşulda yanında almaya çalıştığını belirten anne Kocatürk, "İlkokula başladıklarında çok zorlandık. Ben de onlarla beraber Braille alfabesini öğrenmek durumunda kaldım. Önceleri bu alfabeyi öğrenemeyeceğim düşüncesindeydim. Öğretmenimiz bana hangi noktanın hangi harf olduğunu yazılı olarak gönderdi, ben de evde çocuklarımın elinden tutup yazdırdım, okurken okumalarına yardımcı oldum. Hangi noktalara basacaklarını söyledim, bu şekilde bayağı zorluklar yaşadık. Onlar için kendi hayatımdan vazgeçtim. Onları kimseye muhtaç etmeden tek başıma büyütmeye çalışıyorum." Görme engelli 12 yaşındaki Hira Yaman, annesinin desteği sayesinde eğitim hayatında karşılaştığı zorlukların üstesinden geldiğini belirterek, "Annem, tek başına bize bakmak için çok mücadeleler verdi, o bizim kahramanımız." ifadesini kullandı. 8'inci sınıf öğrencisi Oğuzhan Yaman, annesinin bir an olsun kardeşi ve kendisini yalnız bırakmadığını kaydetti.

Müziğe kemençeyle başlayan görme engelli Esenay, 4 enstrüman daha çalmayı öğrendi Haber

Müziğe kemençeyle başlayan görme engelli Esenay, 4 enstrüman daha çalmayı öğrendi

İstanbul'da okula gittiği öğrenci servisinde dinlediği şarkılardan ilham alarak 13 yaşında kendi çabasıyla kemençe çalmayı öğrenen Trabzonlu Köse, ailesinin desteğiyle yetenek sınavına girdi.Köse, sınavı kazanıp 2020'de eğitime başladığı Bingöl Güzel Sanatlar Lisesi'ndeki kaydını aynı yıl Mersin Nevit Kodallı Güzel Sanatlar Lisesi'ne aldırdı.Müzik bölümündeki azmiyle arkadaşlarına örnek olan 12. sınıf öğrencisi Köse, flüt, piyona, bağlama ve klarnet çalmayı da öğrendi.Köse, karanlık dünyasını aydınlatan enstrümanlarını başkalarına da tanıtmak için öğretmen olmayı hedefliyor.  "Türk sanat ve halk müziği de seslendirmeye başladım" Esenay Duru Köse,çocukluğundan itibaren müziğe gönül verdiğini söyledi.Kemençeyle tanışmasının hayatının dönüm noktası olduğunu belirten Köse, "Kemençe çalmaya kendim başladım. Sonrasında kursa gittim ama beklediğim verimi alamayınca internetten dinleyerek çalmayı öğrendim. Kemençede sadece Karadeniz ezgileriyle sınırlı kalmadım, zamanla Türk sanat ve halk müziği de seslendirmeye başladım." diye konuştu.Köse, müziğin kendisi için neşe ve sakinlik kaynağı olduğunu vurguladı. Zamanla çalmayı öğrendiği enstrüman sayısının arttığını dile getiren Köse, şöyle devam etti: "Kemençe dışında flüt, piyano, bağlama ve klarnet kullanabiliyorum. Özellikle flütle her alanda şarkı çalabiliyorum. Benim gibi arkadaşlarımdan ricam, başaramadıklarını düşündüklerinde enstrümanlarını bir kenara atmayıp devam etsinler. Görme engelli olmak hiçbir şey yapamayacağız manasına gelmez. Hayalim müzik öğretmenliği yapmak. Çocukluğumdan beri sahneye çıkmayı istiyorum." "Görme engeli, müzik hayatında ona engel değil" Müzik öğretmeni Çağlanur Sakarya Bakır da öğrencisinin başarılarıyla gurur duyduklarını söyledi. Köse'nin öğretmenlik hayaline ulaşmak için eğitimini gayretle sürdürdüğünü ifade eden Bakır, "Esenay Duru'nun görme engeli, müzik hayatına engel değil hatta tam aksine kulakları gözlerinin işlevini görüyor. Esenay Duru'nun işitme duyusu çok gelişti. Çok başarılı, azimli ve çalışkan bir öğrenci." dedi.

Hissederek yüzmeyi öğrenen görme engelli Cemre, madalyalara doymadı Haber

Hissederek yüzmeyi öğrenen görme engelli Cemre, madalyalara doymadı

Kayseri’de gittiği yaz okulunda hissederek yüzmeyi öğrenen 15 yaşındaki görme engelli Cemre Ateş, 9 yılda katıldığı 10 Türkiye Şampiyonasında 40 altın ve 1 gümüş madalya kazanarak, büyük bir başarıya imza attı. Kayseri’de doğuştan görme engelli olan 15 yaşındaki Cemre Ateş, 2014 yılında Kayseri Büyükşehir Belediyesi Spor AŞ’nin açtığı yaz okulunda yüzmeyle tanıştı. Hissederek yüzmeyi öğrenen Ateş, hocalarının kendisini keşfetmesiyle profesyonelliğe adım attı. 2014 yılından bu yana Türkiye Şampiyonalarına katılan Cemre, 40 altın, 1 gümüş madalya alarak büyük bir başarıya imza attı. S11 (B1) kategorisinde uluslararası müsabakalarda Türkiye’yi temsil eden ilk kadın sporcu olma unvanını da alan Cemre Ateş, bu kategoride madalya alan ilk sporcu oldu. Geçtiğimiz hafta Görme Engelliler Türkiye Şampiyonasına katılan Cemre Ateş, yüzdüğü stillerde aldığı derecelerle Avrupa barajını geçerek, önümüzdeki sene düzenlenecek olan Avrupa Şampiyonasına katılmaya hak kazandı. "Mutluluk verici bir şey" Yüzmeyle tanışma hikayesini anlatan Cemre Ateş, "Yüzmeye yaz okulunda başladım. İlk olarak suyun üzerinde durmayı öğrendim. Sonra da yüzmeye başladım. Suyla ilk buluştuğumda ister istemez korkmuştum. Çünkü hem görmüyorum hem de daha önce gelmediğim büyük bir yer. O yüzden korkmuştum. Elde ettiğim başarılar çok gurur ve mutluluk verici bir şey. Yarışmalarda da eskiden çok heyecanlandırdım. Artık o kadar heyecanım kalmadı. Yarışlara girdikçe heyecanım biraz daha azalıyor" dedi. "Hissederek yüzmeyi öğrendim" Hissederek yüzdüğünü söyleyen Ateş, hedefinin de Avrupa Şampiyonasında derece almak olduğunu kaydederek, "Ben hissederek yüzüyorum. Görmeden yüzmek de ayrı bir güzel oluyor. Özgürlük hissediyorum. Ben daha önce Almanya’ya gittim. Yine Avrupa’ya gitmek istiyorum. Sonrasında da dünya şampiyonalarına gitmek istiyorum. Ardından da olimpiyat yarışlarına katılmak istiyorum. Ben buradan ailelere mesaj vermek istiyorum. Çünkü her şey ailede başlıyor. Benim ailem beni buraya getirmeseydi bu başarıları elde edemezdim. Genelde aileler çocuklarını sakınıyorlar. Böyle yapmayın. Siz de çocuklarınızı bir spora yönlendirin" ifadelerini kullandı. "Ağladık, güldük, eğlendik ve zorlu şartları geride bıraktık" Cemre’nin antrenörü Ahmet Eskalen ise, "Cemre ile spor okulunda başladık ve orada keşfettik. Görme engelli olduğunu gördüğümüzde bir şeyleri başarabileceğimizi hissettik. Bu şekilde başladık. Çok zorlu bir süreçten geçtik. Çünkü görmüyordu. Cemre’ye dokunarak bütün sitilleri ve teknikleri öğretmeye çalıştık. Ağladık, güldük, eğlendik ve zorlu şartları geride bıraktık. Artık başarıları sıralama zamanı. Şu an Cemre’nin Türkiye’de rakibi yok. Hedefimiz artık Türkiye değil. Hedefimiz Avrupa’da bayrağımızı dalgalandırmak. Avrupa barajlarını geçtik. Önümüzde yıl Avrupa Şampiyonasına gideceğiz" şeklinde konuştu.

Azimle çalışıp keman çalmayı öğrenen görme engellinin hayali sahneye çıkmak Haber

Azimle çalışıp keman çalmayı öğrenen görme engellinin hayali sahneye çıkmak

MERSİN (AA) - ALEYNA COŞKUN - Mersin'de yaşayan görme engelli İbrahim Yaşar Koçak, iki yıl önce çalmaya başladığı kemanıyla orkestrada yer almak istiyor. Merkez Toroslar ilçesi Çukurova Mahallesi'nde yaşayan, ayakkabıcılıkla uğraşan 57 yaşındaki Koçak, 2010'da gözündeki damarların kuruması neticesinde görme yetisini kaybetti. İki gözünün de görmemesi nedeniyle işini bırakmak zorunda kalan Koçak, sokakta yürürken duyduğu keman sesinden etkilendi. Koçak, bunun üzerine keman alarak yaklaşık bir yıl evde kendi başına keman çalmayı denedi, daha sonra bir müzik öğretmeninden ders almaya başladı. İki yıldır keman dersleri alan Koçak, artık çalabildiği enstrümanla orkestrada yer alacağı günün hayalini kuruyor. - "Keman çalmak ayrı bir dünya" İbrahim Yaşar Koçak, AA muhabirine, keman çalmaktan mutluluk duyduğunu dile getirdi. Müziğin kendisine iyi geldiğini ifade eden Koçak, keman çalarken hislerinin derinleştiğini anlattı. Görme engelli olmasına rağmen azim göstererek keman çalmayı öğrendiğini belirten Koçak, şöyle konuştu: "Keman çalmak ayrı bir dünya. Notaları birleştirdiğinde bir cümle oluşuyor. Cümlede sevgi, barış, yaşama sevinci, üzüntü var. Keman çalmayı görmeden dokunarak, hissederek öğreniyorum. Hocamın verdiği talimatlara göre notaları beynimde hapsediyorum. Zor oluyor tabii. Müzikle uğraştığınız zaman hiç dünya telaşı kalmıyor. Hepsini kafanızdan silmiş oluyorsunuz. Keşke daha erken tanışsaydım. Hayata bakışımı değiştiriyor, engelimi unutturuyor." Koçak, hiçbir zaman pes etmediğini ve daha iyi noktalara gelmek için kararlılıkla çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi. Kendisini geliştirip bu alanda sahne alma hedefinin olduğuna dikkati çeken Koçak, "Hedefim, hayalim, kemanımla bir orkestrada koro ya da solistle eserler çalmak. Çok arzu ediyorum. Gözüm kapandı diye isyan etmedim. Çok şükür. Dünyayı görmüyorum belki ama müzik bana başka bir dünyanın kapısını açtı." diye konuştu. Koçak, engellilerin kendisine bir uğraş bulması gerektiğini belirterek, engellerin ancak bu şekilde aşılacağını vurguladı. - "Çok çalışkan, azimli ve zeki bir insan" Müzik öğretmeni Reyhan Bezdüz de İbrahim Yaşar Koçak'la çalışmanın keyifli olduğunu dile getirdi. Koçak'ın azim ve kararlılıkla kısa sürede iyi noktaya geldiğine değinen Bezdüz, şunları kaydetti: "Geldiğimde kendi çabalarıyla belli bir noktaya gelmişti. İstediği bazı parçaları çalabiliyordu. Derslerde verdiğim metotları uyguluyor, ödevlerini yapıyor. Çok çalışkan, azimli ve zeki bir insan."

Depremzede kardeşler, enkazdan sağ çıkarıldığını öğrendikleri görme engelli babalarını arıyor Haber

Depremzede kardeşler, enkazdan sağ çıkarıldığını öğrendikleri görme engelli babalarını arıyor

ANTALYA (AA) - MEHMET ÇAKMAK - Kahramanmaraş merkezli depremde Hatay'ın Antakya ilçesindeki evleri yıkılan afetzede kardeşler, enkazdan kurtarıldığını öğrenmelerine rağmen haber alamadıkları görme engelli babalarının bulunmasını istiyor.Fariz Çetin Köse ve kardeşi Beste Yıldız, 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Antalya'nın Finike ilçesine geldi.Hasyurt Mahallesi'nde üç aileyle kiraladıkları eve yerleşen kardeşlerden Beste Yıldız, AA muhabirine, depremde görme engelli 62 yaşındaki babaları Metin Köse ve annesi Süheyla Köse'nin yaşadığı evin yıkıldığını söyledi.Yıldız, enkazdan annesinin cenazesinin çıkarıldığını ancak yaralı kurtarılan ve ambulansla hastaneye götürülen babasından bir daha haber alamadıklarını dile getirdi.Deprem olur olmaz eşiyle 5 aylık bebeklerini alarak dışarı çıktıklarını anlatan Yıldız, "Hemen anne ve babamın kaldığı eve gelmek istedik. Ancak her taraf enkazdı, arabayla ilerleyemedik. Kardeşim bizden önce evimizin enkazına gelmiş, babamla konuşmuş. Babam annemin vefat ettiğini söylemiş. Babam o esnada dayımlarla da konuşmuş." dedi.Fenalaşan kardeşinin bölgeden uzaklaştırıldığını belirten Yıldız, annelerinin enkazdan cenazesinin çıkarıldığını, babalarının ise sağ kurtarıldığını öğrendiklerini kaydetti.- "Ambulansla hastaneye kaldırılmış"Beste Yıldız, yakınlarının, enkazdan çıkarılan Metin Köse'nin etraftakilerle konuştuğunu ve ardından ambulansla Hatay Mustafa Kemal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldüğünü anlattıklarını ifade etti.O günden sonra babasından hiçbir haber alamadıklarını söyleyen Yıldız, şöyle devam etti:"Çeşitli hastanelere gittik ama kendisine ulaşamadık. Bizden DNA örneği aldılar ama hala bir sonuç çıkmadı. Babamızdan bugüne kadar herhangi bir haber alamamış olmamız bizi umutlandırıyor. Görme engelli olmasından dolayı kendi başına bir yere gitmesi mümkün değil. Bir ay geçti babamdan iyi bir haber bekliyoruz. Vefat etmişse de en azından cenazesine ulaşalım. Bir mezarı olsun, annemizin yanına defnedelim, son görevimizi yerine getirelim istiyoruz. Bu konuda yetkililerden yardım bekliyoruz."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.