TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Gıda enflasyonu

İLKHABER-Gazetesi - Gıda enflasyonu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gıda enflasyonu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Özdağ: Dar gelirli vatandaşların milli gelirden aldığı pay azaldı, Türk halkı açlıkla sınanıyor Haber

Özdağ: Dar gelirli vatandaşların milli gelirden aldığı pay azaldı, Türk halkı açlıkla sınanıyor

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Zafer Partisi Kocaeli İl Kongresi’nde konuştu. Özdağ, milli gelirden alınan payın son beş yılda giderek azaldığını vurgulayarak, emekliler, dul ve yetimlerin düşük maaşlarla geçinmeye çalıştığını belirtti. Türkiye’nin dünyada gıda enflasyonunda birinci sırada yer aldığını belirten Özdağ, halkın ekonomik sıkıntı çektiğini ifade etti. “Dar gelirli ve sabit gelirli vatandaşlarımızın milli gelirden aldığı pay son beş yılda azaldı ve azalmaya devam ediyor” Prof. Dr. Ümit Özdağ, “Ülkemizin ağır bir ekonomik krizden geçtiğini her gün yaşıyoruz. Dar gelirli ve sabit gelirli vatandaşlarımızın milli gelirden aldığı pay son beş yılda azaldı ve azalmaya devam ediyor. 85 yaşında bir nine sokakta kağıt mendil satarak evine ekmek götürmenin mücadelesini veriyor. 65 yaşında evde çalışamayacak derecede ağır hasta olan kızına bakmak için çalışan bir anne keza bir evde yaptığı temizlikten diğer evde yaptığı temizliğe koşarak gidiyor ve ancak öğle evine ekmek götürüyor. 16 milyon insan emekli, dul ve yetim 8 bin lirayla 12 bin 500 lira arasında aldıkları maaşla geçinmeye çalışıyorlar” şeklinde konuştu. “Türk halkı açlıkla sınanıyor” Özdağ, “Dünyada gıda enflasyonunda yüzde 60'la birinci sıradayız. Yani her gün pazardan, çarşıdan aldığımız gıda maddelerinin fiyatları artıyor. Savaştaki Rusya'da, savaştaki Ukrayna'da bile gıda fiyatları bu kadar artmazken Türkiye'de insanlar satın alamadıkları için pazarların kapanmasından sonra atılan sebzeyi, meyveyi toplamak zorunda kalıyor. 650 lira sigortasını ödeyemediği için 9 milyondan fazla insana SGK'dan mesaj geliyor. ‘Sigortanı bir an önce öde yoksa sağlık hizmeti alamazsın’ deniliyor. Türk halkı açlıkla sınanıyor. Türk halkı yoksullukla sınanıyor. Bütün bunlar olurken son 12 ay içerisinde lüks tüketim artıyor. Çünkü bu ağır ekonomik kriz ülkenin yüzde 10’una hiç dokunmuyor. Onlar yandaş. Onlar ihaleleri almaya devam ediyorlar. Onların vergi afları art arda gelmeye devam ediyor. Onlar vergi ödemiyor” dedi. “Neden bu ülkede Türk milletini ikinci sınıf, üçüncü sınıf hale getiriyorsunuz?” Prof. Dr. Ümit Özdağ, “İnsanlara siz 650 lira SGK borcunuzu ödeyin diye mesaj yolluyorsunuz, 9 milyon 600 bin kişiye. İyi de bu ülkede yaşayan sığınmacı statüsündeki 5 milyona yakın Suriyeli bedava tedavi olmuyorlar mı? Bedavayla çalmıyorlar mı? Neden bu ülkede Türk milletini ikinci sınıf, üçüncü sınıf hale getiriyorsunuz? Vergi sistemini değiştireceğiz. Doğrudan vergiler artacak. Dolaylı vergiler ÖTV ve KDV'de indirimlere gideceğiz. Akaryakıtın KDV'sinde, ÖTV'sinde yapacağımız indirimle bir anda gıda maddeleri fiyatlarında ciddi bir aşağı doğru inişi sağlayacağız” dedi. “Bu ülkede 10 milyonun üzerinde işsiz varken birilerinin kalkıp ‘Türk halkı çalışmıyor demek edepsizliktir” Prof. Dr. Ümit Özdağ  konuşmasında Türk işçisinin de hakkının yenmesini engelleyeceklerini ifade ederek şunları söyledi: Öncelik Türk insanınındır. Bu iş Türk işçisinin işidir. Türk işçisinin de hakkının yenmesini engelleyeceğiz. Bu ülkede 10 milyonun üstünde işsiz var. Bu ülkede 10 milyonun üzerinde işsiz varken birilerinin kalkıp ‘Türk halkı çalışmıyor, Türkler tembel’ demesi büyük bir edepsizliktir. Bu Cumhuriyeti Türk Milleti kurdu ve bu millet çalışarak emeğiyle Türkiye'yi inşa etti. Türk milleti çalışkandır. Yeter ki siz ona hakkını verin. 8 Aralık'ta Ankara'da yapacağımız büyük kongremizde partimiz, Türkiye'yi yönetmeye hazır programıyla, kongrede gerçekleşecek büyük katılımlarla, Türkiye'yi yönetme konusunda daha da hazır hale gelecek kadrolarımızla, bundan sonraki seçimlere büyük bir hızla Anadolu'da vatandaşımızla sürekli temas halinde olarak devam edecektir.”

Gıda enflasyonunu engelleyen Tahıl Koridoru’nun faydası en çok az gelişmiş ülkelerde görüldü Haber

Gıda enflasyonunu engelleyen Tahıl Koridoru’nun faydası en çok az gelişmiş ülkelerde görüldü

Türkiye Ürün İhtisas Borsası (TÜRİB) Genel Müdürü Ali Kırali, Tahıl Koridoru’nun üçüncü kez uzatılmasının hem Türkiye’deki hem de dünyada tahıl fiyatlarında aşağı yönlü baskı oluşturduğunu ve gıda enflasyonunu ciddi şekilde önleyici etkisi olduğunu ifade ederek, “Arz güvenliği, Orta Doğu ve Afrika ülkelerinde çok ciddi gıda sorunu oluşturabilecek bir noktaya gelmişti. Bu nedenle Birleşmiş Milletlerin de Türkiye’nin arabuluculuğu ile bu anlaşmaya varıldı. En büyük faydayı da az gelişmiş ülkeler gördü” dedi. Türkiye Ürün İhtisas Borsası (TÜRİB) Genel Müdürü Ali Kırali, üçüncü kez uzatılan Tahıl Koridoru’nun buğday, arpa, çavdar, yulaf, pirinç ve mısırı kapsayan tahıl fiyatlarını nasıl etkileyeceğini, global kuraklığın sürdüğü bu dönemde arz güvenliği sağlamak için atılacak adımları, bu dönemde lisanslı depoların nasıl bir rol oynayacağını İHA muhabirine değerlendirdi. “(Tahıl Koridoru’nun) Hem Türkiye’deki hem de globaldeki ürün fiyatlarında aşağı yönlü baskısı var” TÜRİB Genel Müdürü Ali Kırali, tahıl fiyatlarında meydana gelen bütün sorunların, ‘dünyanın tahıl ambarı’ olarak adlandırılan Ukrayna’da çıkan savaş ile meydana geldiğini belirterek, “Tahıl koridoru anlaşmasının bu üçüncü uzatımı. 8 aydır devam ediyor anlaşma. Biz etkisini ilk olarak savaştan sonra çok ciddi şekilde yükselen ürün fiyatlarında geçen sene Temmuz ayından sonra yapılan anlaşma ile ciddi bir şekilde geri gelişle yaşadık. Şu anda hemen hemen savaş öncesi seviyelere dönmüş durumda. Her anlaşmanın sonuna doğru bir spekülasyon oluyordu, ‘acaba uzatılmayacak mı?’ diye. Bu sefer de aynı şey oldu. İlk savaş çıktığındaki gibi vahim bir durum olmasa da yukarı yönlü bir baskı vardı fiyatlarda. Anlaşmanın açıklanması ile beraber ciddi bir gevşeme görüyoruz özellikle tahıl, buğday, mısır, arpa, ayçiçeği fiyatlarında. Hem Türkiye’deki hem de globaldeki ürün fiyatlarında aşağı yönlü baskısı var” dedi. “Savaş öncesi dönemde 4 lira civarında işlem ekmeklik buğday şu anda 7 liralara varmış durumda” Tahıl koridoru anlaşmasının hangi konularda fayda sağladığını ele alan Kırali, “Ukrayna ve Rusya hem bölgemizin hem de dünyanın tahıl ambarı. Ciddi şekilde ihracatçı ülkeler bunlar. Kapasitenin çok üzerinde üretim yapıyorlar. O nedenle savaş ilk patladığında aslında çok bereketli bir sezon geçiriyor olmamıza rağmen -hem ülkemizde hem dünyada iyi bir arka plan olmasına rağmen- bir süre ambargolar nedeniyle ürün çıkmayacağı belli olduktan sonra ürün fiyatlarında çok ciddi yukarı yönlü baskı oldu. Kıyaslayacak olursak, o dönemde ekmeklik buğday bizim borsamızda 4 lira civarında işlem görüyordu. Şu anda ise 7 liralara varmış durumda bu anlaşmalara rağmen” diye konuştu. “En büyük faydayı az gelişmiş ülkeler gördü” Türkiye’nin kendi kendine yetebilen bir ülke olduğunu savunan Kırali, “Sadece fiyatlardaki yukarı yönlü baskı ile atlatabilirdik bunu ama tamamen ürünü ithal eden, Orta Doğu ve Afrika ülkelerinde çok ciddi gıda sorunu oluşturabilecek bir noktaya gelmişti. Bu nedenle Birleşmiş Milletlerin de Türkiye’nin arabuluculuğu ile bu anlaşmaya varıldı. En büyük faydayı da az gelişmiş ülkeler gördü. Bu koridordan geçen ürünler, daha çok gelişmiş veya orta gelir seviyesine sahip ülkeler tarafından alınmış gibi çok yanlış bir algı var. Yüzde olarak az gelişmiş ülkelerin yüzdesi bu ürünlerde daha az olduğu doğru. Ama o ülkeler için tüketimini buradan karşıladığını göz önünde bulundurursak onlar için marjinal faydası çok daha fazla oldu. Ülkemizde de Avrupa’da da gelişmiş ülkelerde de fiyatların yukarı gitmesini, gıda enflasyonunu ciddi şekilde önleyici bir etkisi oldu tahıl koridoru anlaşmasının” ifadelerini kullandı. “Sadece Türkiye’de yok kuraklık ama bu bölgelerde çok fazla var kuraklık, ayrıca savaş nedeniyle üretim kaybı var” Koridor olmasına rağmen savaşın çıktığı dönemin tam tersine geri planda şiddetli global kuraklık olduğunu hatırlatan TÜRİB Genel Müdürü Kırali, “Sadece Türkiye’de yok kuraklık ama bu bölgelerde çok fazla var kuraklık. Ayrıca savaş nedeniyle üretim kaybı var. Alanlar ekilemiyor. Ayrıca gübrenin Rusya’dan çıkması nedeniyle gübreleme yapılamaması nedeniyle verim kaybı var. Koridor nedeniyle satış ve ihracat açık bölgeden dışarıya ama savaş senesine göre daha kötü bir arka planla hasada giriyoruz” diye konuştu. “Buğdayda ve mısırda şiddetli rekolte kaybı öngörüyoruz” 2023 hasadında buğday ve mısırda şiddetli rekolte kaybı olma ihtimalinin yüksek olabileceğini dile getiren Kırali, “Nisan yağışlarına çok bağlı ama ekiliş döneminde çok az yağış oldu. Son 60 yılın en kurak yılını geçiriyoruz. Geçen seneye göre yüzde 35 daha az yağış aldı toprak. Maalesef bu nedenle ciddi şekilde risk öngörüyoruz. Tahıl grubunda, buğdayda ve mısırda özellikle” ifadelerini kullandı. “Depolarımızın dolu olması fiyatları dizginliyor” Kırali, gıda güvenliğinin sağlanması için yapılabilecekleri ve Türkiye’nin bu duruma karşı aldığı aksiyonu şu şekilde anlattı: “Geçen seneki o verimli hasattan sonra Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) de ciddi şekilde alımları ile depolar dolu giriyoruz. Bu birinci avantajımız. TMO gibi güçlü bir regülatör var piyasada. Geçen sene ciddi alımlar yapıldı iyi bir destekleme fiyatı ile çiftçiye. Dolayısıyla depoların dolu olması fiyatları dizginliyor. En büyük güvencemiz yine bu olacak. İkinci olarak ürünlerin lisanlı depolarda depolanması bence çok önemli. Üretmesi bu kadar zorlaşan ürünleri gözümüzün önünde gıda güvenliği sağlayan, son teknoloji, firenin çok az olduğu depolarda depolanması bence çok önemli. Bu nedenle bütün çiftçilerimizi, tüccarlarımızı, sanayicilerimizi, ürünleri lisanslı depolarda tutmaya davet ediyoruz. Bu zorlukta üretilen ürünlerde bir de fire derdi ile uğraşmayalım.” “Ürünlerin lisanlı depolarda tutulması ve borsamızda işlem görmesi böyle zor bir senede bence çok önemli” Lisanslı depoların önemini ele alan Kırali, “Arzın düşük olduğu dönemlerde piyasa bozucu eylemler ciddi şekilde görülebiliyor. Bunu da ancak bizim borsamız gibi bunu sürekli gözetim altında tutulduğu, şeffaf bir şekilde ürün ticaretinin yürütülmesi de çok önemli. Ürünlerin lisanlı depolarda tutulması ve borsamızda işlem görmesi böyle zor bir senede bence çok önemli” diye konuştu. “Bu diplomatik çabanın devam etmesi çok önemli” Tahıl koridorunun açık kalmaya devam etmesinin önemli olduğuna vurgu yapan Kırali,”Bu diplomatik çabanın devam etmesi çok önemli. Umuyorum bu şekilde devam eder. Dünyada, özellikle az gelişmiş ülkelerdeki insanların gıdaya erişimi risk altına girmeden 2023 sezonunu çıkarır” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.