TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#gıda

İLKHABER-Gazetesi - gıda haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, gıda haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

6. Geleneksel Gıdalar Sempozyumu Mersin’de başladı Haber

6. Geleneksel Gıdalar Sempozyumu Mersin’de başladı

Mersin Büyükşehir Belediyesi, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM), TMMOB Gıda Mühendisleri Odası ve TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası iş birliğinde düzenlenen 6. Geleneksel Gıdalar Sempozyumu başladı. Toros Üniversitesi ev sahipliğinde geleneksel gıdaları yaşatmak, korumak ve geleceğe taşımak amacıyla düzenlenen sempozyum, bu yıl 'Gelenekten Geleceğe: Gıda Mirasımızın Korunması' temasıyla gerçekleştiriliyor. Geleneksel gıdaların korunması, geliştirilmesi, ticarileştirilmesi, geçmişten alınan bilgi ve deneyimlerle geleneksel gıdaların kendine has özelliklerini koruyarak güncel teknolojilerle harmanlanıp daha rekabetçi hale getirilmesi ve sürdürülebilir uygulamalarla birleştirilmesi konularında bilgi alışverişi ve iş birliği fırsatları sunmayı hedefleyen sempozyuma, Toros Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Arıöz, Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Selçuk Şahutoğlu, Mersin İl Tarım Orman Müdürü Erdem Karadağ, STK ve oda temsilcileri, akademisyenler ile öğrenciler katıldı. Sempozyum kapsamında katılımcılarla; geleneksel gıdalara dair bilimsel araştırmalar, sürdürülebilirlik örnekleri ve kültürel mirasın korunması gibi çeşitli konularda bilgi ve deneyim paylaşımı yapılıyor. Geleneksel gıdaların geleceği, inovasyon ve teknoloji ile entegrasyonu, sürdürülebilir gıda üretim yöntemleri, coğrafi işaretli ürünler, geleneksel gıdaların kültürel öneminin yanı sıra, ekonomik değerini artırma ve global pazarlarda rekabet edebilirliğini sağlamak gibi birçok konuda bilimsel sunumların ve panellerin yer alacağı sempozyum, 3 gün boyunca devam edecek. Sempozyumda bilim insanları tarafından 48 sözlü, 30 poster bildiri olmak üzere, toplam 78 akademik çalışma sunulacak. "İŞ BİRLİKLERİNE ÖNEM VERİYORUZ" Toros Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Arıöz, iş birliklerine önem verdiklerini belirterek, "Bugün düzenlediğimiz sempozyumun altında, elde ettiğimiz başarılar yatıyor. 3 gün boyunca güzel bir sempozyum gerçekleştireceğiz. Kente ilk defa gelenlere de, Mersin'imizi güzel bir şekilde tanıtmak istiyoruz" diye konuştu. "PROJELERİN SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMASINA DİKKAT EDİYORUZ" Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Selçuk Şahutoğlu, Büyükşehir Belediyesinin 2019'dan bu yana geleneksel gıdalarla ilgili yaptığı çalışmaları anlattı. Şahutoğlu, "Yaptığımız her çalışmayı, sofradan son tüketiciye gelecek şekilde planlıyoruz. Projelerin sürdürülebilir olmasına dikkat ediyoruz. Atalık tohumu destekliyoruz. Ama atalık tohumu desteklerken tohum üretimine de katkı sunuyoruz. Üreticilerimizle buluşuyor, atalık tohumu üretmelerini sağlıyoruz. Sonra da bu üreticilerimizle anlaşma yapıyoruz. Hem üreticiyi destekliyoruz, hem de tüketicinin güvenilir gıdaya aynı zamanda geleneksel gıdaya erişimine destek sağlamış oluyoruz" dedi. "MERSİN'DE 24 ADET COĞRAFİ İŞARETLİ ÜRÜNÜMÜZ VAR" Coğrafi işaretli ürünleri önemsediklerini dile getiren Şahutoğlu, "Mersin'de 24 adet coğrafi işaretli ürünümüz var. Bizler geçen sene Gülnar'ın Kişniş Üzümü'nün coğrafi işaretini almıştık. Bu sene de Mersin’den Kadın Kooperatifi ortaklığıyla, Kan Portakalı'nın coğrafi işaretini aldık. Amacımız geleneksel gıdaları desteklemek. Mersin gibi, deniz seviyesinden 3 bin rakıma kadar tarımın yapıldığı, 86 farklı ürünün yetiştiği, birçok ürünün birincilik elde ettiği, 30'a yakın ürünün de Türkiye üretiminde ilk 5'te olduğu bir kentte tarımı desteklemeye devam edeceğiz" diye konuştu. 'Hadi Gel Köyümüze Destek Verelim Projesi'nin detaylarını paylaşan Şahutoğlu, küçük aile işletmelerinin tarımsal üretimine destek olan fide-fidan, sulama borusu ile makine ekipman desteklerini anlattı. Bölgeye özgü ürünleri çeşitli etkinliklerle hem Türkiye'ye, hem de dünyaya tanıttıklarını belirten Şahutoğlu, tarımın her noktasında üreticilerle beraber, omuz omuza yürüdüklerini kaydetti. "GENÇ NESLİN GELENEKSEL GIDAYA BAKIŞ AÇISI BİRAZ DAR KALDI" Mersin İl Tarım ve Orman Müdürü Erdem Karadağ da son yıllarda vatandaşların geleneksel gıdaya önem verdiğini, fakat genç neslin geleneksel gıdaya bakış açısının biraz dar kaldığını ifade etti. Karadağ, "Geleneksel gıdaları, kültürümüzü aktarmada ciddi öneme sahip köprüler olarak görüyorum. Geleneksel gıdaları biz yaşatacağız, biz üreteceğiz" dedi. TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Üzümcü ise geleneksel gıdaların kültürel mirasın en önemli parçalarından biri olduğunu ifade etti. Üzümcü, "Geleneksel gıdalar yerel üreticiler için istihdam kaynağı sağlarken, bölgesel kalkınmaya ve kırsal ekonomiye de katkıları bulunmaktadır" diye konuştu. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez de gıda üretim alanlarının ciddi tehdit altında olduğunu belirtti. Suiçmez, "Üretim olmadan tüketim olmaz. Gıda olmazsa yaşam da olmaz. Geleneksel gıdalar, olmazsa olmazımız" dedi.

Üretim artışı, gıda israfını beraberinde getirdi Haber

Üretim artışı, gıda israfını beraberinde getirdi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024 yılında sebze üretim miktarının %6 artarak 33,7 milyon tona ulaşacağı bildirildi. Ancak bu artış,yapılan plansız tarım politikaları nedeniyle gıda israfını da beraberinde getiriyor. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin yüksek maliyetlerle üretim yapmalarına rağmen, ürünlerini satamadıklarını ve tarlada bıraktıklarını belirtti. Gürer, "Çiftçi emeğinin karşılığını alamıyor, sofralarımıza uygun fiyatlı gıda ulaşmıyor," dedi. Gürer, üretim artışının tüketiciye fayda sağlamadığını ve birçok ürünün tarlada çürüyerek israf olduğunu vurguladı. Tarımda plansızlığın yarattığı bu sorunların çözümü için devletin sürece müdahale etmesi gerektiğini ifade etti. Gürer, çiftçilerin yüksek maliyetlerle üretim yaparken, hasat sonrası ürünlerini satamadıkları için tarlada bırakmak zorunda kaldıklarını vurguladı. Girdi maliyetlerinin artmasıyla birlikte devlet desteklerinin yetersiz kaldığını söyleyen Gürer, birçok ürünün tarlada çürüdüğünü veya çöpe gittiğini dile getirdi. TARLADA ÇÜRÜYEN ÜRÜN, PAZAR TEZGAHINDA FAHİŞ FİYATA SATILIYOR Üretim artışının tüketiciye fayda sağlamadığına dikkat çeken Gürer, tüketicilerin hala yüksek fiyatlarla sebze ve meyve almak zorunda kaldığını ifade etti. Tarlada çürüyen ürünlerin, pazardaki fiyatları düşürmediğini ve çiftçinin emeğinin değersizleşmesine yol açtığını vurguladı. Gürer, israfın önüne geçmek için devletin müdahale etmesi gerektiğini belirterek, "Ürünlerin pazara sürdürülebilir fiyatlarla yönlendirilmesi, girdi maliyetlerinin kontrol altına alınması ve alım garantileri verilmesi gibi tedbirler alınmalı" dedi. Ayrıca, Niğde'nin verimli topraklarında çiftçilerin büyük emekle ürettikleri ürünlerin maliyetinin altında satmak zorunda kaldığını ve bu durumun ülke için kabul edilemez olduğunu sözlerine ekledi.

Escherichia coli (E. coli) bakterisi nedir? Ölümcül mü? Haber

Escherichia coli (E. coli) bakterisi nedir? Ölümcül mü?

Son dönemde ABD'de McDonald's’ın "Quarter Pounder" hamburgerlerinin E. coli bakterisi nedeniyle 49 kişiyi hastalandırması, gıda güvenliği konusunu yeniden gündeme taşıdı. Normalde insan ve hayvanların bağırsak florasında bulunan Escherichia coli (E. coli), bazı alt türleriyle ciddi sağlık tehditleri oluşturabiliyor. Peki, E. coli bakterisi nedir? Gerçekten ölümcül mü? İşte bu konuda bilmeniz gerekenler... Escherichia coli (E. coli) bakterisi nedir? Ölümcül mü? Escherichia coli (E. coli), insan ve hayvanların bağırsaklarında doğal olarak bulunan bir bakteri türüdür. Çoğu E. coli zararsızdır ve sindirim sisteminin sağlıklı bir parçasıdır. Ancak bazı alt türleri, özellikle Enterohaemorrhagic E. coli (EHEC), ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. E. Coli'nin Özellikleri Yaygınlık: E. coli, genellikle dışkı yoluyla bulaşır. Gıda, su veya kontamine yüzeylerden alınabilir. Belirtiler: E. coli ile enfekte olan kişilerde ishal, karın ağrısı, bulantı ve kusma gibi belirtiler görülebilir. Bazı durumlarda, özellikle EHEC enfeksiyonlarında, kanlı ishal ve böbrek komplikasyonları da gelişebilir. Tehlikeli Türler: E. coli O157 gibi bazı türleri, ciddi hastalıklara ve hatta ölümcül sonuçlara yol açabilir. Korunma Yöntemleri Gıda Güvenliği: Yiyecekleri iyi pişirmek, hijyen kurallarına uymak ve temiz su kullanmak, E. coli enfeksiyonlarını önlemenin en etkili yollarıdır. Su Kontrolü: İçme suyu kaynaklarının düzenli olarak kontrol edilmesi, bakteriyel kontaminasyon riskini azaltır. Hastalık Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri E. coli bakterisi ile enfekte olan kişilerde genellikle ishal, mide ağrısı, bulantı ve kusma gibi belirtiler görülmektedir. Ciddi vakalarda, özellikle yüksek risk gruplarında, hemen tıbbi destek alınması öneriliyor. Tedavi süreçlerinde ise, sıvı alımının artırılması ve gerektiğinde hastaneye yatış gibi önlemler alınmaktadır.

McDonald's ABD'de gıda skandalıyla sarsıldı Haber

McDonald's ABD'de gıda skandalıyla sarsıldı

ABD'de uluslararası fast food zinciri McDonald's, "Quarter Pounder" hamburgerlerinden kaynaklanan bir gıda skandalıyla gündeme geldi. ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri Kurumu (CDC), bu hamburgerleri tüketen 49 kişinin Escherichia coli (E.coli) bakterisi nedeniyle hastalandığını, bunlardan 10’unun hastaneye kaldırıldığını ve bir kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Escherichia coli (E.coli) bakterisi: 1 ölü, 49 hasta Uluslararası fast food zinciri McDonald’s, ABD’de ciddi bir gıda skandalıyla karşı karşıya kaldı. ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC), "Quarter Pounder" hamburgerlerini tüketen 10 kişinin Escherichia coli (E.coli) bakterisi nedeniyle hastaneye kaldırıldığını ve bir kişinin yaşamını yitirdiğini duyurdu. Olayın ardından şirketin hisseleri yaklaşık yüzde 9 değer kaybetti. ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC), McDonald's’ın "Quarter Pounder" hamburgerleri tüketen 49 kişinin E.coli bakterisi sebebiyle hastalandığını açıkladı. Hastaların, belirtiler başlamadan önce McDonald's’ta yemek yediklerini ve özellikle "Quarter Pounder" hamburgerini tercih ettiklerini belirttiği bildirildi. Colorado eyaletinde bir kişinin yaşamını yitirdiği bilgisi, skandalın ciddiyetini artırdı. Henüz vakalara neden olan gıda maddesi kesin olarak tespit edilememişken, uzmanların kıyılmış soğan ve dana köftesinden şüphelendiği ifade edildi. CDC, bu gıda maddelerinin kullanımını, şüpheli vakaların görüldüğü eyaletlerdeki McDonald's şubelerinde geçici olarak durdurdu. Yaşanan skandal sonrası McDonald's’ın hisseleri yaklaşık yüzde 9 değer kaybetti. Yetkililer, E.coli bakterisinin genellikle alındıktan 3 ila 4 gün sonra belirti vermeye başladığını hatırlatarak, 38.8 derece üzerinde ateş, 3 günden uzun süren ishal ya da kanlı ishal, kusma, ağız ve boğaz kuruluğu gibi şikayetler gösteren kişileri tıbbi destek almaları konusunda uyardı. Çoğu insanın bir hafta içinde iyileşebileceği bilgisi de vurgulandı. E.coli bakterileri, normalde insan ve hayvanların bağırsak ortamında bulunuyor, ancak bazı alt türleri, özellikle "Enterohaemorrhagic Escherichia coli (EHEC)" gibi, hayatı tehdit eden hastalıklara yol açabiliyor. Yiyecek yoluyla en sık bulaşma kaynakları ise iyi pişirilmemiş veya çiğ etler, süt ve süt ürünleri ile yeterince temizlenmemiş sebze ve meyveler olarak biliniyor.

Gürer: Haber

Gürer: "Gıdamızı üretenin sağlığı, gıda içeriği kadar önemsenmelidir"

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, gıda güvenliğinin sağlanması için gıda üretenlerin sağlık durumlarının da denetlenmesi gerektiğini vurguladı. Gürer, bu konunun önemine dikkat çekerek, TBMM'de bir Meclis araştırması talep etti. Gıda ile ilişkili işlerde çalışanların sağlığının, gıda içeriği kadar kritik olduğunu ifade eden Gürer, sağlık denetimlerinin artırılmasının toplum sağlığı için elzem olduğunu belirtti. Gıda Güvenliği ve Sağlık Denetimleri Gürer, gıda güvenliği ile birlikte gıda sektöründe çalışanların sağlığının da kritik öneme sahip olduğunu belirtti. Özellikle göçmen işçilerin kayıt dışı sektörde çalışmasının, sağlık risklerini artırdığını ifade etti. 1930 yılında kabul edilen Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’na atıfta bulunan Gürer, portör muayenesinin kaldırılmasının sağlık açısından yarattığı risklerin araştırılması gerektiğini söyledi. "Gıda Şakaya Gelmez" Gürer, gıda ile ilgili taklit ve tağşiş konularının toplumda önemli bir hassasiyet yarattığını belirtti. Gıda üretim ve dağıtım sektöründe çalışanların sağlık kontrollerinin düzenli olarak yapılmasının, toplum sağlığını korumak için hayati önem taşıdığını vurguladı. Gürer, “Gıda üretim ve dağıtım sektöründe çalışan aşçılar, yemekhane görevlileri, garsonlar, anaokulu ve kreş çalışanları, temizlik sektörü çalışanları, gıda fabrikası personelleri, gıda satıcıları ve restoran çalışanları gibi iş grupları, toplumun sağlığını doğrudan etkileyen sektörlerde görev almaktadır. Bu işyerlerinde çalışan kişilerin düzenli olarak bulaşıcı hastalıklar açısından kontrol edilmesi, özellikle gıda yoluyla bulaşabilecek hastalıkların yayılmasını önlemek açısından kritik öneme sahiptir. Portör muayenesinin kaldırılması, çalışanların düzenli sağlık kontrollerinden geçmemesi nedeniyle, toplumda gıda yoluyla bulaşabilecek hastalıkların artmasına neden olabilir. Ayrıca, bu tür işyerlerinde çalışanların bulaşıcı bir hastalığı ya da cilt hastalığı olması durumunda toplum sağlığı ciddi bir tehdit altına girebilir. Bu nedenle çalışanların sürekli sağlık kontrolleri önemlidir,” diye konuştu. Hijyen Standartlarının Korunması Toplu tüketim alanlarında hijyen standartlarının korunmasının büyük önem taşıdığına dikkat çeken Gürer, portör muayenesinin kaldırılmasının getirdiği sağlık risklerini değerlendirmek amacıyla Meclis araştırması yapılmasının gerekliliğini ifade etti. Meclis Araştırması Talebi Gürer, portör muayenesi uygulamasının yeniden gözden geçirilmesi ve hijyen eğitimlerinin yeterliliğinin sorgulanması gerektiğini belirterek, sağlık sorunlarının tespit edilmesi için Meclis araştırması istedi. 

Mersin’de Dünya Gıda ve Etik Günü paneli gerçekleştirildi Haber

Mersin’de Dünya Gıda ve Etik Günü paneli gerçekleştirildi

Mersin Büyükşehir Belediyesi, Tarım ve Gıda Etiği Derneği (TARGET), TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Mersin Şubesi ve Ziraat Mühendisleri Odası tarafından, bu yıl aynı güne denk gelen ‘Dünya Gıda Günü’ ve ‘Dünya Etik Günü’ kapsamında ‘Dünya Gıda ve Etik Günü Paneli’ gerçekleştirildi. Kongre ve Sergi Sarayında yapılan ve alanında uzman akademisyenler ile isimlerin yer aldığı panelde, gıdaya erişim ana teması başta olmak üzere pek çok önemli konu konuşuldu. Gıdaya adil ve eşit bir şekilde ulaşım konusunda dünya çapında yaşanan sıkıntılara değinilen panelde, rakamsal veriler de paylaşıldı. Panelde ayrıca, adil gıdaya erişimin en önemli başlangıcı olan ‘sürdürülebilir gıda ve tarım’ konusunda neler yapılabileceği ve nasıl bir yol izlenebileceği konusunda fikir paylaşımları yapıldı. DAHA GÜZEL VE ADİL BİR YAŞAM İÇİN GIDA HAKKI KONUŞULDU Açılış konuşmaları ile başlayan panelin ‘özel sunumlar’ bölümünde TARGET Kurucu Üyesi Prof. Dr. Neyyire Yasemin Yalım, ‘etik neye yarar’ konu başlığında, BM Gıda Hakkı Önceki Raportörü Prof. Dr. Hilal Elver, ‘daha güzel bir yaşam ve daha güzel bir gelecek için gıda hakkı’ konu başlıklarıyla bilgiler paylaştı. Panelin 2. oturumunda ise, ‘Toplumsal ve Kültürel Bir Değer Olarak Gıda’ bölümünde Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Prof. Dr. Erdem Denk, ‘50 bin yıllık mücadele: Gıda özgürlüğü mü, gıda güvenliği mi?’ konusuna değinirken, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nden Prof. Dr. Evrim Ölçer Özünel ise, ‘Geleceğe miras: Sürdürülebilir bir gıda kültürü oluşturmak’ konusuna değindi. Panelin ‘Temel Bir Etik Sorun Alanı Olarak Gıda Güvenliği’ başlıklı bölümünde ise TARGET 2. Başkanı R. Petek Ataman, ‘RASFF verileri üzerinden gıda güvenliği sorunu’ ve ‘Tarım ilacı kalıntısı’ konuları üzerine bilgiler paylaştı. “SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM VE GIDA SİSTEMİNİ OTURTMAMIZ GEREKİYOR” Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Selçuk Şahutoğlu, 2020 yılında başlayan pandemi ve devamında yaşanan süreçlerin, gıdaya erişimin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdiğini belirterek, “İşsizlik, enflasyon, tarımsal politikalar, girdi maliyetleri, bunların hepsini bir araya getirdiğinizde, gıdaya erişimin son zamanlarda zorluğunu aslında daha iyi anlıyoruz. Topraklarımız fakirleşiyor, su varlıklarımız azalıyor. Yerel tohumlar, biyolojik çeşitlilik azalıyor ve böylelikle de gıdanın güvenirliği, tarımın sürdürülebilirliği, tarım ve gıda sisteminin bizler için ne kadar elzem olduğu ön plana çıkıyor” dedi. Asıl sorunun, bencil ve sorumsuz bir tüketim olduğunu kaydeden Şahutoğlu, “Sürdürülebilir tarım ve gıda sistemini oturtmamız gerekiyor. Sürdürülebilir gıda sistemi herkes için yeterli, besleyici, güvenilir ve çeşitli gıdaya en uygun fiyata erişilebildiği, aynı zamanda da hiç kimsenin aç kalmadığı gıda güvenliğinin sağlandığı bir sistem olmalıdır” diye konuştu. Sürdürülebilir tarım ve gıda sisteminin ekonomik, sosyal ve çevresel temellerden ödün vermeden herkes için uygulanması gerektiğini vurgulayan Şahutoğlu, “Bizler de bu düşünceyle, Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak küçük ölçekli aile işletmelerine destekler sunuyoruz. Bunu yaparken de üretimden sofraya kadar olan kısmı planlayarak, bu doğrultuda projeler geliştirerek uygulamaya çalışıyoruz. En başta üreticilerimizi; Mersin gibi tarımın zengin olduğu, deniz seviyesinden 3 bin rakıma kadar tarımın yapıldığı, 86 çeşit ürünün yetiştiği bir şehirde gıdanın önemi, aslında bizlere çok şey öğretiyor” ifadelerini kullandı. “ADIMADIM VE YERLİ YERİNDE DESTEKLERLE ÜRETİCİYİ DESTEKLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ” Mersin’in sadece Türkiye değil, dünyada da önemli bir tarım kenti olduğunu, Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak da bu doğrultuda çalışmalar yaptıklarını söyleyen Şahutoğlu, “Üreticilerimize; bölgeye uygun fidanlar vererek destekliyoruz. Verilen fidanların yanı sıra, suya erişebilmeleri için kooperatifler marifetiyle sulama boruları dağıtıyoruz. Hasat sonrası vermiş olduğumuz makine ekipman destekleri ile de ürünlerin hem işlenebilmesi hem de katma değer sağlaması amacıyla desteklerimizi sürdürüyoruz. Sonrasında da hasat edilen ürünlerin pazarlanmasına, aynı zamanda tanıtılmasına yönelik faaliyetlerde bulunuyoruz. Ürün şenlikleri ve festivallerle hem o bölgenin hem de ürünün tanıtılması ve pazarlanması için etkinlikler düzenliyoruz. Kısacası; adım adım ve yerli yerinde desteklerle üreticiyi destekliyoruz ve desteklemeye de devam edeceğiz” şeklinde konuştu. “GIDAYA ERİŞİLEBİLİRLİKTEN KASIT HEM EKONOMİK HEM DE FİZİKSEL ERİŞİLEBİLİRLİKTİR” Birleşmiş Milletler Gıda Tarım Örgütü FAO’nun Türkiye Temsilciliği adına katılan Kıdemli Program Koordinatörü Özcan Türkoğlu, daha iyi bir yaşam ve gelecek için gıda hakkının önemini vurgulayan bir konuşma yaptı. Gıdanın 3 boyutunun; mevcut olması, erişilebilir olması ve yeterli olması olduğunu belirten Türkoğlu, “Erişilebilirlikten kasıt hem ekonomik hem de fiziksel erişilebilirlik. Ekonomik olarak siz gücünüzün yettiği ölçüde bu gıdaları satın alamıyorsanız, gıdanın varlığının da pek bir kıymeti kalmıyor. Bugün itibariyle rakamlar, biraz alarm verici düzeyde” diyerek, dünya genelinde herkesin gıdaya erişiminin ve gıdayla ilişkisinin aynı olmadığına dikkat çekti. Türkoğlu, gıdaya erişimi etkileyen sebepleri anlatırken, açlık ve kötü beslenme sarmalının nasıl yenileceği konusunda daha kapsayıcı, daha dirençli, daha etkili bir tarım gıda sistemine de vurgu yaptı. GIDA MÜHENDİSLİĞİ ÖĞRENCİLERİ DE PANELE İLGİ GÖSTERDİ Mersin Üniversitesi Gıda Mühendisliği 3. sınıf öğrencisi Eren Kirmit, panelin kendileri için çok eğitici olduğunu söyleyerek, “Gıdaya önem vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Artan nüfustan dolayı, gıdaya ulaşımımız azalıyor. Bu yüzden gıdayı ve tarım alanlarını korumalıyız. Sadece bugün değil, her gün gıda ve etik gününü anmamız gerektiğini düşünüyorum. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız Vahap Seçer başta olmak üzere, emeği geçen herkese teşekkür ederim” ifadelerine yer verdi.

Octet Türkiye ve Banvit BRF, tedarikçi finansmanında iş birliğine gitti Haber

Octet Türkiye ve Banvit BRF, tedarikçi finansmanında iş birliğine gitti

Octet Türkiye, gıda sektörünün öncü firmalarından Banvit BRF ile Tedarikçi Finansman Sistemi (TFS) kapsamında stratejik bir iş birliği gerçekleştirdi. Bu iş birliği sayesinde Octet Türkiye, dijital platformu üzerinden sunduğu Tedarikçi Finansman Sistemi ürünü ile Banvit BRF’nin tedarikçilerine daha hızlı ve esnek finansman çözümleri sunacak. HIZLI VE ESNEK FİNANSMAN ÇÖZÜMLERİ Octet Türkiye, tahsilat yöntemleri ve ödeme çözümleriyle şirketlerin güçlü bir nakit akışı ve likiditeye sahip olmasını sağlıyor. TFS hizmeti, Banvit BRF'nin tedarikçilerine daha etkin ve kolay finansman olanakları sunarken, tedarik zinciri süreçlerini de optimize edecek. Banvit BRF, Octet Türkiye’nin dijital platformu sayesinde tedarikçilerinin ödeme vadelerinde ve nakit akışlarını iyileştirmelerinde kolaylık sağlayacak. TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİNDE VERİMLİLİK Octet Türkiye CEO’su Derya Ekemen Fidan, iş birliğinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Tedarikçi finansmanı ile alıcı firmalar, kendi ödeme taahhütlerine istinaden, tedarikçilerinin finansal verilerine veya teminat vermelerine gerek kalmadan nakde kolayca ve hızlı şekilde erişim sağlıyor," dedi. Fidan, bu sistemin çoklu banka kullanımı gibi sürecin alıcı firma tarafındaki iş yükünü azalttığını belirtti. BANKALARDAKİ KREDİBİLİTEYİ PAYLAŞMAK Banvit BRF CFO’su Levent Aytimur, Tedarikçi Finansman Sistemi’nin önemine değinerek, "Bu sistem hem tedarikçiler hem de şirketimizdeki iş süreçlerimizi oldukça kolaylaştırdı. Octet Türkiye’nin sağladığı satış sonrası süreçlerdeki birebir destek ve şeffaf iş anlayışı da bu sürece önemli katkılar sağlıyor," dedi. Aytimur, önümüzdeki dönemlerde tedarikçilere sağladıkları finansman çözümlerini daha etkin hale getirmeyi iş hedefleri arasında gördüklerini sözlerine ekledi.

FAO: Eylül ayında dünya gıda fiyatlarında 18 ayın en hızlı artışı gerçekleşti Haber

FAO: Eylül ayında dünya gıda fiyatlarında 18 ayın en hızlı artışı gerçekleşti

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), dünya gıda emtia fiyatlarının Eylül ayında önemli ölçüde arttığını ve 18 ayın en yüksek seviyesine ulaştığını açıkladı. Bu artış, özellikle şeker, tahıl ve bitkisel yağ fiyatlarındaki yükselişle belirginleşti. ŞEKER FİYATLARINDA REKOR ARTIŞ FAO Şeker Fiyat Endeksi, Eylül ayında ,4 artışla en büyük yükselişi gösterdi. Bu artışın temel nedenleri arasında Brezilya'daki kötüleşen mahsul beklentileri ve Hindistan'ın etanol üretimi için şeker kamışı kullanımına ilişkin kısıtlamaları kaldırması kararının ülkeden ihracat olanaklarını etkileyebileceği endişeleri yer alıyor. TAHIL FİYATLARINDA ARTIŞ FAO Tahıl Fiyat Endeksi de buğday ve mısır ihracat fiyatlarındaki artışla birlikte %3,0 arttı. Uluslararası buğday fiyatları, Kanada ve Avrupa Birliği'ndeki aşırı yağışlı koşullar nedeniyle yükselirken, dünya mısır fiyatları ise Brezilya ve ABD'deki önemli ulaşım rotalarındaki düşük su seviyelerinden etkilenerek arttı. DİĞER GIDA GRUPLARINDA YAŞANAN DEĞİŞİMLER Pirinç: FAO Tüm Pirinç Fiyat Endeksi, kısmen genel olarak sakin ticaret faaliyetlerini yansıtarak %0,7 düştü. Bitkisel Yağlar: FAO Bitkisel Yağ Fiyat Endeksi, palm, soya, ayçiçeği ve kolza yağı için genel olarak daha yüksek tekliflerle Ağustos'tan bu yana %4,6 arttı. Süt Ürünleri: FAO Süt Ürünleri Fiyat Endeksi, Eylül ayında %3,8 arttı. Et: FAO Et Fiyat Endeksi, özellikle Brezilya'nın ürününe yönelik güçlü ithalat talebinin yönlendirdiği daha yüksek kümes hayvanı eti fiyatları nedeniyle %0,4 arttı. KÜRESEL TAHIL ÜRETİMİ VE TİCARET FAO, küresel tahıl üretimine ilişkin 2024 tahminini, küresel iri taneli tahıl üretiminde yapılan küçük bir azalmayı telafi eden pirinç ve buğday üretimlerindeki yukarı yönlü revizyonları yansıtarak 2 milyar 853 milyon tona yükseltti. Ancak, tahıllardaki uluslararası ticaretin şu anda 488,1 milyon ton olması öngörülüyor ve bu da 2023/24 seviyesine göre %2,7'lik bir daralmayı temsil ediyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.