TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Gediz Deltası

İLKHABER-Gazetesi - Gediz Deltası haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gediz Deltası haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gediz Deltası’nın sürdürülebilirliği için yeni adım Haber

Gediz Deltası’nın sürdürülebilirliği için yeni adım

Türkiye’nin uluslararası öneme sahip ve İzmir’in yanı başında yer alan Gediz Deltası, ekolojik restorasyon uygulamalarıyla yeniden canlanıyor. Doğa Derneği ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü iş birliğiyle yürütülen "Gediz Deltası’nın Tatlı Su Ekosistemi için Sürdürülebilir Yaşam" projesi kapsamında, bölgedeki ekolojik tahribatın onarılması ve sürdürülebilir yönetim anlayışının güçlendirilmesi hedefiyle çalışmalara başlandı. Bu kapsamda, deltadaki ıslak çayır habitatlarının restorasyonu, yerel paydaşların ve karar vericilerin kapasitelerinin artırılması amaçlanıyor. Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç, Gediz Deltası'nın, Türkiye’nin 14 Ramsar Alanı’ndan biri olmasının yanı sıra doğal sit alanı, yaban hayatı geliştirme sahası ve sulak alan koruma statülerine sahip olduğunu söyledi. Barındırdığı çeşitli habitatlar sayesinde 4 milyonu aşkın nüfusa sahip İzmir’in yanı başında binlerce canlıya yaşam alanı sunan deltanın, sınırlı su kaynakları, kirlilik, aşırı otlatma, egzotik okaliptüs plantasyonları ve kaçak araç yolları gibi tehditlerle karşı karşıya olduğuna dikkati çeken Kılıç,  "Ayrıca iklim değişikliğinin getirdiği kuraklık ve düzensiz yağışlar, deltada tatlı su ekosistemlerinde ciddi kayıplara neden oluyor. Bu tehditlerin etkilerini azaltmak ve bölgedeki ekosistemleri iyileştirmek için yeni çalışmalar planlanıyor" dedi. Kapsamlı bir mera yönetim planı hazırlanacak Kılıç, önümüzdeki aylarda, alandaki yer altı su seviyelerinin izlenmesi, toprak analizlerinin yapılması ve otçul hayvan taşıma kapasitesinin belirlenmesi gibi çalışmalar yürütülerek kapsamlı bir mera yönetim planı hazırlanacağı bilgisi vererek, şunları kaydetti: "Ayrıca kaçak yolların kapatılması, okaliptüs plantasyon alanlarının yeniden mera alanına dönüştürülmesi ve parçalanan mera habitatlarının restore edilmesi için ekolojik uygulamalar hayata geçirilecek. Bu çalışmalar, deltadaki habitatların sürdürülebilir yönetimi ve karbon yutak alanlarının artırılması yoluyla iklim değişikliğine karşı direnç oluşturmayı amaçlıyor. Gediz Deltası'nın güneyindeki ıslak çayır ve mera alanları üzerindeki tehditlerin azaltılması, alanın restore edilmesi ve farkındalık oluşturulması hedefleniyor. Akdeniz Tatlı Su Ekosistemleri için Donörler İnisiyatifi (DIMFE) desteğiyle sürdürülen bu çalışma, Gediz Deltası'ndaki tatlı su ekosistemlerinin korunması ve sürdürülebilir bir gelecek için atılmış önemli bir adım niteliği taşıyor."

Gediz Deltası’ndaki bazı türler ve dağılımları, kayıt altına alınıyor Haber

Gediz Deltası’ndaki bazı türler ve dağılımları, kayıt altına alınıyor

Türkiye’deki 305 Önemli Doğa Alanı’ndan biri olan Gediz Deltası'nda Doğa Derneği tarafından başlatılan restorasyon ve izleme çalışmaları kapsamında, bazı türler ve dağılımlarının kayıt altına alındığı bildirildi. Türkiye’deki en önemli doğal alanlarından biri olan Gediz Deltası'nı tehdit edeceği gerekçesiyle 'Bölgesel Isıtma ve Termal Sağlık Amaçlı Jeotermal Kaynak Arama Projesi'ne karşı Ege Çevre ve Kültür Platformu Derneği (EGEÇEP), İzmir Barosu ve İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte dava başvurusunda bulunan Doğa Derneği, bölgedeki bazı canlı türlerine yönelik önemli çalışma başlattı. Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç, Gediz Deltası’ndaki restorasyon ve izleme çalışmalarına devam ettiklerini belirterek, "Eylül ayında gerçekleşen araştırmamızda, deltadaki sürüngen, yusufçuk ve kızböceği türlerinin bollukları ve dağılımları belirli bir metodoloji izlenerek kaydedildi. Ayrıca, kurbağalar için uygun yaşam alanları belirlenerek, yüzey sularında tuzluluk ve pH gibi kritik parametrelerin ölçümleri gerçekleştirildi" dedi. İzleme çalışmalarının, hedef türlerin en aktif olduğu dönemlerde ve önceden belirlenmiş sabit rotalarda sürdürüldüğü bilgisi veren Kılıç, "Üç yıl sürecek çalışmadaki restorasyon faaliyetleri, Gediz Deltası’nın biyoçeşitliliği üzerindeki etkilerinin bilimsel olarak ortaya koymayı amaçlıyor. Çalışma, Horizon Avrupa Programı tarafından fonlanan CARDIMED ve Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) tarafından Tour du Valat (TdV) aracılığıyla desteklenen ProZhum projeleri kapsamında gerçekleştiriliyor" ifadelerini kullandı.

Yavru kuşlar, aşırı insan aktivitesi nedeniyle strese giriyor Haber

Yavru kuşlar, aşırı insan aktivitesi nedeniyle strese giriyor

Kirlilik, kuraklık, habitat tahribatı, aşırı balıkçılık ve avcılık gibi tehditlere maruz kalan sulak alanlardaki yavru kuşların, aşırı insan aktivitesi nedeniyle strese girdiği bildirildi. Dünyanın en önemli ekosistemlerinden biri olan sulak alanlar,  yeryüzünün yaklaşık 10'unu kaplamalarına rağmen, biyolojik çeşitliliğin ise yüzde 40'ını barındırıyor. Kuşlar, balıklar, amfibiler, sürüngenler, memeliler ve bitkiler dahil olmak üzere çok çeşitli türlere ev sahipliği yapan sulak alanlar, kirleticileri süzerek ve suyun doğal olarak arınmasını sağlayarak su kalitesini korumaya yardımcı oluyor. Taşkın kontrolü ve kuraklık dönemlerinde su kaynaklarının korunmasını sağlayan sulak alanlar, kirlilik, kuraklık, habitat tahribatı, aşırı balıkçılık ve avcılık gibi tehditlere maruz kalıyor. Gediz Deltası gibi Türkiye'de sulak alanlarda yıl boyu özellikle bahar ve yaz aylarında deniz börülcesi toplanması ise özellikle kuşları rahatsız ediyor. Doğa Derneği tarafından yapılan paylaşıma göre, kuşların üreme döneminde gerçekleşen toplayıcılık faaliyetlerinin, kuşların yuvalarının dağılmasına neden olduğu ve yumurtadan çıkmayı başaran yavru kuşların aşırı insan aktivitesi nedeniyle stres altına girdiği belirtildi. Paylaşımda, "Deniz börülcesi pek çok sulak alan için önemli bir tür. Örneğin, Gediz Deltası’ndaki karasal ve denizel yaşamın kesişimini oluşturuyor. Deltanın adalarını ve kıyılarını fırtınalara ve denizin dalgalarına karşı koruyor. Deniz börülcelerinin bulunduğu alan cılıbıtlara, sumrulara, ince gagalı martılara, Akdeniz martılarına, uzunbacaklara ve birçok kuş türüne yaşam kaynağı oluyor. Gediz Deltası gibi uluslararası öneme sahip sulak alanlardaki toplayıcılık faaliyetleri kontrollü bir şekilde gerçekleştirilmeli ve ekosistemi koruyacak şekilde planlanmalı." ifadelerine yer verildi.

Gediz Deltası ziyaretçilerini bekliyor Haber

Gediz Deltası ziyaretçilerini bekliyor

Nüfusu 4 milyonu aşan bir metropolün içinde yer alan ve barındırdığı farklı habitatlar sayesinde binlerce canlıya yaşam ortamı sunan uluslararası öneme sahip nadir sulak alanlardan olan Gediz Deltası, ziyaretçilerini bekliyor. Dünya ölçeğinde Önemli Doğa Alanı ve Önemli Kuş Alanı olan Gediz Deltası, flamingoların dünya popülasyonun yaklaşık yüzde 10'una ev sahipliği yapıyor. Nesli tehlike altında girmeye yakın olan tepeli pelikan, Akdeniz foku ve caretta caretta deniz kaplumbağasının birlikte yaşadığı nadir alanlardan olan Gediz Deltası, tüm Ege Denizi’ndeki en önemli balık yavrulama ve beslenme alanlarından birini oluşturuyor. Akdeniz Havzası’ndaki en geniş sulak alanlardan biri olma özeliği taşıyan Gediz Deltası, bugünlerde sahip olduğu renk cümbüşüyle ziyaretçilerini bekliyor. Her bir köşesinde hareket olan, birine bakarken diğerini kaçıracakmış hissi veren delta, farklı türden kuş seslerini deneyimleme fırsatı sunuyor. Adını İzmir’den alan ılgınların çiçek açtığı, yeşilin farklı tonlarının görülebildiği doğa harikası delta, göze ziyafet çekiyor. Çulha, uzunbacak, boğmaklı toygar, alaca balıkçıl, kukumav, flamingo, yelpazekuyruk, sumru ve daha birçok kuş türü bu deltada üreme telaşı yaşıyor. Şehrin gürültüsünden ve stresinden uzaklaşmak isteyenler için de Gediz Deltası bölgedeki eşsiz bir ortamlardan biri olarak öne çıkıyor.

Doğa Derneği'nden Gediz Deltası'nda Dünya Su Günü etkinliği Haber

Doğa Derneği'nden Gediz Deltası'nda Dünya Su Günü etkinliği

Doğa Derneği, küresel su krizinin yaklaştığını hatırlatan, bu krizin önlenmesi için su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı için acil adımlar atılması gerektiği konusunda uyarılar yapılan Dünya Su Günü'nde Gediz Deltası'nda etkinlik düzenledi. Türkiye’deki 305 Önemli Doğa Alanı’ndan biri olan Gediz Deltası'nı tehdit edeceği iddia edilen Bölgesel Isıtma ve Termal Sağlık Amaçlı Jeotermal Kaynak Arama Projesi'ne karşı Doğa Derneği, Ege Çevre ve Kültür Platformu Derneği (EGEÇEP), İzmir Barosu ve İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından dava başvurusunda bulunulmuştu. Doğa Derneği tarafından, Gediz Deltası ve su kaynaklarının önemine dikkat çekmek amacıyla Dünya Su Günü etkinlikleri kapsamında kuş gözlem yürüyüşü etkinliği düzenlendi. Çevreciler ve doğaseverler, etkinlikte deltada konaklayan filamingo, pelikan, balıkçıllar, ördekler ve diğer kuş türlerini gözlemleme imkanı buldu. Katılımcılara, su kaynaklarının önemiyle ilgili olarak, şu bilgiler aktarıldı: "Dünya’daki suyun yüzde 3’ünden daha azı tatlı su. Göller, nehirler ve bataklıklar tatlı suyun çoğunluğunu sağlıyor. Sulak alanlar su döngüsünün o kadar merkezinde yer alıyor ki, sulak alanların olmadığı bir dünya, tatlı suyun da olmadığı anlamına geliyor. Nüfus artışı, habitat kaybı, iklim değişikliğinin etkileri ve yanlış su, tarım, maden politikaları su kaynaklarını yok ediyor. Bu durum, tüm canlıların suya erişim hakkını olumsuz etkiliyor. Suyun ve döngüsünün yaşaması için ilk olarak su ile olan ilişkimizi değiştirmemiz gerekiyor. Gediz Deltası'ndaki etkinlik ise bu değişime nasıl ve nereden başlayacağımızı öğrenmek açısından önem taşıyor."

Gediz Deltası'nı tehdit edeceği iddia edilen projeye karşı dava başvurusu Haber

Gediz Deltası'nı tehdit edeceği iddia edilen projeye karşı dava başvurusu

Türkiye’deki 305 Önemli Doğa Alanı’ndan biri olan Gediz Deltası'nı tehdit edeceği iddia edilen Bölgesel Isıtma ve Termal Sağlık Amaçlı Jeotermal Kaynak Arama Projesi'ne karşı Doğa Derneği, Ege Çevre ve Kültür Platformu Derneği (EGEÇEP), İzmir Barosu ve İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından dava başvurusunda bulunuldu. Doğa Dereği'nin internet sitesine yer alan açıklamaya göre, UNESCO Dünya Doğa Mirası Adayı Gediz Deltası Bölgesel Isıtma ve Termal Sağlık Amaçlı Jeotermal Kaynak Arama Projesi tehdidiyle karşı karşıya. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararına ve projenin iptaline karşı Ege Çevre ve Kültür Platformu Derneği (EGEÇEP), İzmir Barosu ve İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte dava başvurusunda bulunuldu.  Gediz Deltası'nın ulusal ve uluslararası sözleşmelerle koruma altında olan içinde geleneksel üretimlerin devam ettiği ve biyoçeşitlilik açısından zengin bir delta sistemi olduğu bilgisi verilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "İzmir şehir merkeziyle iç içe geçmiş bu önemli alan üzerinde Kordelion İşletmeleri A.Ş. tarafından İzmir Gediz Deltası, Bölgesel Isıtma ve Termal Sağlık Amaçlı Jeotermal Kaynak Arama Projesi hayata geçirilmeye çalışılıyor. Projenin ilk aşamasında kuşların üreme alanlarının üzerinde jeotermal kaynak arama amacıyla iki adet sondaj kuyusu ve üç adet gözlem kuyusu açılması planlanıyor. 2021 yılında ÇED süreci başlayan proje, Gediz Deltası’nda yer alması nedeniyle İzmir 2 Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu tarafından engellenmişti. Şirketin bu kararın iptaline yönelik açtığı davanın olumlu sonuçlanmasıyla komisyonun görüşüne tekrar başvurularak olumlu kararı alındı. Projenin yeniden gündeme gelmesiyle 23.01.2024 tarihinde “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararı verildi. Proje kapsamında inşa edilmek istenen sondaj kuyuları, sit açısından Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı içerisinde kalıyor. Aynı zamanda Gediz Deltası Sulak Alanı bölgelerinden olan Kontrollü Kullanım Bölgesi’nde yer alıyor. Projede planlanan gözlem kuyularından biri ise Nitelikli Doğal Koruma Alanı ve Hassas Koruma Bölgesi koruma sınırları içerisinde kalıyor. Ayrıca deltanın Ramsar alanı sınırları içinde kalan bölge üzerinde de etkisi olacağı öngörülüyor. İzmir ve Akdeniz’deki kuş türleri için büyük tehdit Türkiye’deki 305 Önemli Doğa Alanı’ndan biri olan Gediz Deltası, aynı zamanda Türkiye’deki uluslararası öneme sahip Ramsar Alanı, doğal sit alanı, yaban hayatı geliştirme sahası ve sulak alan koruma bölgelerini içeriyor.  Sondaj kuyularının açılması planlanan bölge genç ve yetişkin flamingolar için beslenme alanı. Doğa Derneği’nin son yıllarda gerçekleştirdiği araştırma sonuçlarına göre Deltada yaşayan flamingoların yaklaşık yüzde 70’i proje sahasını da içeren deltanın güney kıyılarında besleniyor. Bölge flamingo dünya nüfusunun yüzde 10’una ev sahipliği yapıyor Kış aylarında yağışlarla birlikte sahanın göllenen alanlarında, deltada kışı geçiren kaşıkgaga, çamurcun ve fiyu gibi ördek türlerinin yanında yeşil düdükçün, küçük kumkuşu, karakarınlı kumkuşu, yeşilbacak, dere düdükçünü, gümüş yağmurcun gibi kıyı kuşları görülüyor, ıslak çayırlar üzerinde çayır incirkuşu ve kanallarda ise yalıçapkını kışı geçiriyor. Gediz Deltası’nda göç sırasında gözlemlenen çeltikçi, orman düdükçünü ve dövüşkenkuş ilkbahar göç döneminde göllenen alanda konaklıyor. Bu türlerin yanında yeşilbaş, flamingo, kızılbacak, incegagalı martı, küçük akbalıkçıl ve büyük akbalıkçıl gibi su kuşları ile kerkenez, saz delicesi ve şahin gibi yırtıcı kuş türleri alanı beslenmek için yıl boyunca kullanıyor.  Proje sahasındaki sondaj ve gözlem kuyularının alanı Türkiye’de uzunbacak ve mahmuzlu kızkuşu türlerinin doğal ortamında en yakından gözlenebildiği alanların başında geliyor ve her iki tür de bu alanda ürüyor. Doğa Derneği’nin çalışmalarına göre, projenin gerçekleşmesi halinde alanda üreyen ve beslenen kuşlar zarar görecek, yaşam alanları hızla yok olan pek çok kuş türünün yaşamı tehlikeye girecek."  "Gediz Deltası’ndaki hukuksuz projelere karşıyız" İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Şefika Yıldırım Sert de yaptığı açıklamada,  "İnsan Haklarının Başkenti İzmir’ vizyonuyla hareket eden İzmir Barosu, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir doğanın içinde, tüm canlılarla bir arada yaşamayı da evrensel bir hak olarak kabul etmektedir. Gediz Deltası kendine özgü ekosistemi ve barındırdığı sulak alanlarıyla çok farklı sayı ve türde canlıya ev sahipliği yapıyor. Bu alanı korumak, kentin, İzmirlilerin ve doğanın haklarını savunmak adına, yerel yönetimler ve sivil toplum örgütleriyle birlikte açtığımız bu dava, Avukatlık Kanunu’nun Barolara yüklediği görev ve sorumluluğun doğal bir sonucudur. Ayrıca kent dayanışmasının da etik bir gerekliliğidir. İzmir Barosu, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da doğa, kent ve insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü savunmaya, korumaya ve bu kavramlara işlerlik kazandırmaya devam edecektir." dedi.    Proje sahası olarak belirtilen ve 2 sondaj kuyusunun, 3 adet gözlem kuyusunun açılmasının planlandığı bölgenin biyoçeşitlilik açısından önem taşıdığını ve bu faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi halinde bölgenin ve barındırdığı biyoçeşitliliğin yok olacağını belirten Doğa Derneği Avukatı Cem Altıparmak ise konu hakkında yaptığı açıklamada "Gediz Deltası hem ulusal hem de uluslararası statüler ve sözleşmelerle koruma altında. Doğa Derneği’nin son yıllarda yaptığı araştırmalar, deltanın güney kıyılarının yani İzmir ili ile neredeyse iç içe geçmiş kısmının, nesli tehlikedeki kuşlar için sanılandan çok daha önemli olduğunu ortaya koydu. Bu bölgedeki sulak çayırlar, çamur düzlükleri ve kıyı alanının korunması gerektiğini bilimsel raporlar ve koruma statüleri söylüyor. Bu dava Gediz Deltası’nı şehirleşmenin olumsuz etkilerinden korumak için hayati önem taşıyor." ifadeleri kullandı. Davacılar arasında yer alan EGEÇEP vekili Avukat Leyla Bilgin de şunları kaydetti: "Projede her bir ÇED alanı içerisinde sondaj makinesi ve yerüstü tankların konumlandırılacağı beton platform, çamur dinlendirme havuzu, konteyner alanı, bitkisel toprak ve hafriyat toprağı depolama alanı bulunuyor. Bu kadar yapının alanın ekolojik döngüsünü yıkacağı aşikar. Bu yapılar ve alandaki hareketlilik yaban hayatı üzerinde strese yol açacak, habitat ve bitki örtüsü kaybedilecek, gürültü ve toz gibi sonuçlar ortaya çıkacak. Pek çok canlının üremesi, beslenmesi ve hayatta kalmasını sağlayan sulak alanları, korumak ve onarmak gerekirken bunun aksi projeler kabul edilemez."

Gediz Deltası'nda yasadışı avcılıkla mücadele Haber

Gediz Deltası'nda yasadışı avcılıkla mücadele

Gediz Deltası'nda Doğa Koruma Milli Parklar Müdürlüğü ekipleri tarafından Doğa Derneği üyelerinin de katılımıyla yasadışı avcılıkla mücadele çalışması yapıldı. Doğal kaynaklardaki yasadışı avcılık, birçok açıdan hem dünya hem de insanlık için büyük zararlara yol açıyor. Birçok nesli tehlike altında olan hayvan türünün yok olmasına yol açan yasadışı avcılık, ekosistemin bozulmasına ve genetik çeşitliliğin azalmasına neden oluyor. Yaban hayatı turizmine, ülke ve yerel ekonomiye zarar veren doğal kaynaklardaki yasadışı avcılık, gelecek nesillerin doğal dünyayı ve biyolojik çeşitliliği deneyimleme haklarını da ellerinden alıyor. Çevreci dernek ve kuruluşlar da yasadışı avcılığa karşı caydırıcı cezalar ve daha etkin yasal düzenlemeler gerektiğini, koruma alanlarının genişletilmesini, daha fazla eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleri ile uluslararası iş birliklerine vurgu yapıyor. Yasak avcılıkla ilgili denetimler de aralıksız sürüyor. Yüzlerce kuş, bitki ve birçok balık türüne ev sahipliği yapan, flamingolar, pelikanlar, balıkçıllar ve yırtıcı kuşlar gibi birçok önemli kuş türü için önemli bir üreme ve konaklama alanı olan Gediz Deltası'nda da yasadışı avcılıkla ilgili denetim yapıldı. Doğa Derneği üyelerinin de katılımıyla yapılan denetimde, avcıların kamufle olmak için kullandıkları yapılar, gümeler ve mühreler tespit edildi. Tespit edilen bu yapılar, gümeler ve mühreler imha edildi. Çevreye duyarlı vatandaşların bölgelerindeki yasadışı avcılık faaliyetleriyle karşılaşmaları halinde fotoğraflayarak konum bilgisi ile birlikte Doğa Koruma Milli Parklar Müdürlüğü'ne bu verileri iletmelerini istendi.

Gediz Deltası’nın kış göçmeni sütlabi, diğer türler gibi tehdit altında Haber

Gediz Deltası’nın kış göçmeni sütlabi, diğer türler gibi tehdit altında

Türkiye'nin en önemli sulak alanlarından biri olan Gediz Deltası’nda yalnızca kış göçmeni olarak görülebilen ve sayıları dünya genelinde azalan sütlabi,  400 kilometrelik alanı kaplayan alandaki diğer türler gibi tehdit altında. Ege Bölgesi'nin İzmir Körfezi'nde yer alan Gediz Deltası, Türkiye'nin en önemli sulak alanlarından birini oluşturuyor. Nehir taşkınları ve alüvyon birikimleri sonucu oluşan delta, yaklaşık 400 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. Zengin bir biyolojik çeşitliliğe ev sahipliği yapan Gediz Deltası, 200'den fazla kuş türünü barındırıyor. Flamingolar, pelikanlar, balıkçıllar, karabataklar ve yırtıcı kuşlar, burada gözlemlenen türlerden bazılarını oluşturuyor. Sadece kuşlar için değil, birçok memeli, sürüngen ve amfibi türü için de önemli bir yaşam alanı olan deltada, su samuru, yaban domuzu, tilki, saz kedisi ve kaplumbağa gibi türler yer alıyor. Tarım arazisi açılması, su ve çevre kirliliği, küresel ısınma gibi tehditlerle karşı karşıya olan alandaki koruma çalışmalarının daha da artırılması, doğal güzelliği ve biyolojik çeşitliliği ile Türkiye'nin en önemli hazinelerinden biri olan Gediz Deltası için büyük önem taşıyor. Dünya Sulak Alanlar Günü buluşması, kuş gözlemleri gibi etkinlikler düzenleyen ve Gediz Deltası Üreyen Kuş Atlası çalışması yapan Doğa Derneği de, deltanın korunması noktasında farkındalık yaratacak çalışmalar yürütüyor. Yapılan çalışmalarla deltanın önemine vurgu yapan Doğa Derneği, buradaki kuş türleriyle ilgili detaylı bilgiler de paylaşıyor. Gediz Deltası’nın nadir türlerinden: Sütlabi Doğa Derneği ekibi tarafından Gediz Deltası’nda gerçekleştirilen saha çalışmaları sırasında son olarak Türkiye’nin Kuzey ve Ege kıyılarında yalnızca kış göçmeni olarak görülebilen sütlabi  (Mergellus albellus) kayıt altına alındı. Dalıcı bir ördek türü olan sütlabi, göller, nehir ağızları ve korunaklı kıyılarda yaşıyor ve omurgasızlar, larvalar, balıklar, tohumlar ve bitki kökleriyle besleniyor. Sayıları dünya çapında azalma eğiliminde olsa da geniş bir dağılım gösteren bu tür, avcılık, yaşam alanlarının parçalanması, kirlilik ve iklim değişimi gibi bilinen tehditlere maruz kalıyor.  Düzenli izleme ve araştırma çalışmalarının, tehditlerin tespiti ve önlenmesi açısından büyük önem taşıdığını ifade eden Doğa Derneği yetkilileri, Gediz Deltası'nın, korunmaya devam ettikçe binlerce canlıya yaşam kaynağı olmaya devam edeceğini belirtti.

Doğaseverler, sulak alanlar için bir araya geldi Haber

Doğaseverler, sulak alanlar için bir araya geldi

Doğaseverler, sulak alanların önemini ve korunması ihtiyacını hatırlatmak için her yıl 2 Şubat'ta kutlanan Dünya Sulak Alanlar Günü kapsamında Gediz Deltası'nda bir araya geldi. Her yıl sulak alanların bir işlevinin tema olarak kullanıldığı etkinlikler kapsamında 2024 yılının Dünya Sulak Alanlar Günü teması 'Sulak Alanlar ve İnsan Refahı' oldu. Dünya Sulak Alanlar Günü'nün bu yılki sloganı ise 'Hayat, Sulak Alanlar ve İnsanlar ile İç İçe' olarak belirlendi. Kuşlar, balıklar, memeliler ve bitkiler dahil olmak üzere birçok canlı türü için habitat sağlayan sulak alanların korunmasının vurgulandığı Dünya Sulak Alanlar Günü kapsamında, doğaseverler, Gediz Deltası'nda bir araya geldi. Doğa Derneği tarafından yapılan açıklamada, sulak alanların, dünyanın kara yüzeyinin yaklaşık yüzde 6’sını kapladığını, küresel biyolojik çeşitliliğin ise yüzde 40’ına ev sahipliği yaptığı belirtildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: Akdeniz Havzası, sulak alanlarının yüzde 50’sinden fazlasını kaybetti "1700’lerden bu yana dünyadaki sulak alanların yaklaşık yüzde 90’ı bozuldu. Akdeniz Havzası, 1970 yılından bu yana doğal sulak alanlarının yüzde 50’sinden fazlasını kaybetti. Sulak alanları ormanlardan üç kat daha hızlı kaybediyoruz. Üstelik sulak alanlar hala zengin biyoçeşitliliğe ve beraberinde getirdiği kültüre sahip ekosistemler. Bugün sulak alanların önemini ve Gediz Deltası’ndaki yaşamı konuşmak için buluştuk. Yolumuza flamingo, çamurcun, yeşilbacak, kızılbacak, kaşıkgaga, ketenkuşu gibi türler eşlik etti. Sulak alanları yaşatmak, onların sesi olmak için çalışmalarımız devam ediyor."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.