Öztürk: Takılı kaldığımız takdirde duygusal, zihinsel veya bedensel zorlanmalar bizi uyaracaktır
Geçmişi ve geleceği sürekli düşünen kişiler anda kalamazlar. Bu durum kişilerin yaşamdan keyif alamamasına, duygularına kulak verememesine ve fizyolojik rahatsızlıklara yol açabilir. Durgunluk, odaklanamama, ani parlama veya duygularını dışa vuramama, yorgunluk yaşamaları muhtemeldir. Aslında bütün bu zorlanmalar kişiyi değişime davet eder. Zorlanma bir problem veya kriz gibi gözükse de artık içinde bulunduğu durumun ona iyi gelmediğinin bir göstergesidir. Yakındığımız ve kendimizi yargıladığımız bir durum olmaktan çıkarabildiğimiz takdirde fırsatlar da bizle beraber gelir. Geleceği sürekli düşünmek de geçmişi düşünmek gibi yorucu olsa da burada bizi buna iten bir durumun olduğunu unutmamak gerekir. Düşünmemek için efor harcamak, düşünmekten fazla olabilir. Olaya odaklanmak yerine anlama odaklanmak, anlık rahatlamaktan daha sağlıklı ve uzun süreli bir iyileşmenin anahtarıdır.
“Mesele, geçmiş veya gelecekte takılı kalmaktır”
Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk, ''Hayatta sonsuz bir şimdi vardır. Geçmiş aslında bir deneyimdir ve bu sayede hayatı anlamlandırırız. Gelecek ise kendimi koruma ve hayatta kalma yollarını aramamızı sağlayan bir durumdur. Hayallerimiz bizi yaşamda tutmak için itekleyici bir güçtür. Planlar hayatımızı kolaylaştırır ve sağlıklıdır. Mesele, geçmiş veya gelecekte takılı kalmaktır. Takılı kaldığımız takdirde duygusal, zihinsel veya bedensel zorlanmalar bizi uyaracaktır. Sonsuz bir şimdinin varlığını kendimize hatırlatarak anda kalmaya niyet etmeliyiz ''dedi.