Yapay zeka nedir?
Yapay Zekâ Nedir?
Yapay zekâ, en basit şekilde belirli görevleri yerine getirmek için insan zekâsını taklit eden ve topladıkları bilgileri yineleyerek kendilerini geliştirebilen sistemler olarak tanımlanır. Yapay zekâyı günümüz teknoloji sistemlerinden ayıran en önemli özellik insan zekâsını taklit edebilmesidir. Bu sistem, var olan durumları gözlemleyerek daha önceden belirlenen parametreler doğrultusunda ilgili durumu işler ve buna yönelik bir tepki verir. Bu süreçte, yapay zekâ duruma ilişkin verileri hızlı, yinelemeli ve akıllı algoritmalarla birleştirilerek işler.Makineler gittikçe daha becerikli hale geldikçe, zeka gerektirdiği düşünülen görevler genellikle YZ etkisi olarak bilinen bir fenomen olan YZ tanımından çıkarılır. Tesler'in teoremindeki bir espri, "YZ henüz yapılmamış şeydir" der.Örneğin, optik karakter tanıma YZ olarak değerlendirilen şeylerin dışında tutulur,rutin teknoloji haline gelir.Genellikle yapay zeka olarak sınıflandırılan modern makine yetenekleri satranç ve Go gibi stratejik oyun sistemlerinde, en üst düzeyde rekabet eden insan konuşmasını anlama, poker ya da otonom arabalar gibi kusurlu-bilgi oyunlarını içerik dağıtım ağındaki akıllı yönlendirmeyi ve askeri simülasyonları kapsar. Yapay zekâ çalışmaları sıklıkla insanın düşünme yöntemlerini taklit eden yapay yöntemler geliştirmeye yöneliktir,ancak bununla sınırlı değildir. Öğrenebilen ve gelecekte insan zekâsından bağımsız gelişebilecek bir yapay zekâ kavramına doğru yeni yönelimler oluşmaktadır. Bu yönelim, insanın evreni ve doğayı anlama çabasında kendisine yardımcı olabilecek belki de kendisinden daha zeki, insan ötesi varlıklar meydana getirme düşünün bir ürünüdür. Bu düş, 1920'li yıllarda yazılan ve sonraları Isaac Asimov'u etkileyen modern bilimkurgu edebiyatının öncü yazarlarından Karel Čapek'in eserlerinde dışa vurmuştur. Karel Čapek, R.U.R adlı tiyatro oyununda yapay zekâya sahip robotlar ile insanlığın ortak toplumsal sorunlarını ele alarak 1920 yılında yapay zekânın insan aklından bağımsız gelişebileceğini öngörmüştür.
Yapay Zekânın Tarihi
1956’da ortaya atılan yapay zekâ terimi veri hacimlerinin artması, algoritma ve hesaplamaların gelişmesi gibi bilim ve teknoloji alanındaki ilerlemeler ile günümüzde daha popüler bir hale geldi. İlk dönemlerinde, yapay zekâya yönelik çalışmalar problem çözme ve sembolik yöntemler gibi konular ile ilişkilidir. Sonraki dönemlerde ise makine öğrenmesi ile gelişen yapay zekâ günümüzde konuşmayı, görüntüleri ve verileri tanıma, tahminlerde bulunma gibi işlemleri yerine getirebilmesini sağlayan derin öğrenme ile gelişmeye devam ediyor. "Yapay zekâ" kavramının geçmişi modern bilgisayar bilimi kadar eskidir. Fikir babası, "Makineler düşünebilir mi?" sorunsalını ortaya atarak makine zekâsını tartışmaya açan Alan Mathison Turing'dir. 1943'te II. Dünya Savaşı sırasında Kripto analizi gereksinimleri ile üretilen elektromekanik cihazlar sayesinde bilgisayar bilimi ve yapay zekâ kavramları doğmuştur. Alan Turing, Nazilerin Enigma makinesinin şifre algoritmasını çözmeye çalışan matematikçilerin en ünlü olanlarından biriydi. İngiltere, Bletchley Park'ta şifre çözme amacı ile başlatılan çalışmalar, Turing'in prensiplerini oluşturduğu bilgisayar prototipleri olan Heath Robinson, Bombe Bilgisayarı ve Colossus Bilgisayarları, Boole cebirine dayanan veri işleme mantığı ile Makine Zekâsı kavramının oluşmasına sebep olmuştu.
Modern bilgisayarın atası olan bu makineler ve programlama mantıkları aslında insan zekâsından ilham almışlardı. Ancak sonraları, modern bilgisayarlarımız daha çok uzman sistemler diyebileceğimiz programlar ile gündelik hayatımızın sorunlarını çözmeye yönelik kullanım alanlarında daha çok yaygınlaştılar. 1970'li yıllarda büyük bilgisayar üreticileri olan Microsoft, Apple, Xerox, IBM gibi şirketler kişisel bilgisayar (PC Personal Computer) modeli ile bilgisayarı popüler hale getirdiler ve yaygınlaştırdılar. Yapay zekâ çalışmaları ise daha dar bir araştırma çevresi tarafından geliştirilmeye devam etti. Bugün, bu çalışmaları teşvik etmek amacı ile Turing'in adıyla anılan Turing Testi ABD'de Loebner ödülleri adı altında makine zekâsına sahip yazılımların üzerinde uygulanarak başarılı olan yazılımlara ödüller dağıtılmaktadır.
Turing Testinin içeriği kısaca şöyledir: birbirini tanımayan birkaç insandan oluşan bir denek grubu birbirleri ile ve bir yapay zekâ diyalog sistemi ile geçerli bir süre sohbet etmektedirler. Birbirlerini yüz yüze görmeden yazışma yolu ile yapılan bu sohbet sonunda deneklere sorulan sorular ile hangi deneğin insan hangisinin makine zekâsı olduğunu saptamaları istenir. İlginçtir ki, şimdiye kadar yapılan testlerin bir kısmında makine zekâsı insan zannedilirken gerçek insanlar makine zannedilmiştir.
Loebner Ödülü kazanan yapay zekâ diyalog sistemlerinin yeryüzündeki en bilinen örneklerinden biri A.L.I.C.E'dir. Carnegie üniversitesinden Dr. Richard Wallace tarafından yazılmıştır. Bu ve benzeri yazılımlarının eleştiri toplamalarının nedeni, testin ölçümlendiği kriterlerin konuşmaya dayalı olmasından dolayı programların ağırlıklı olarak diyalog sistemi (chatbot) olmalarıdır.
Türkiye'de de makine zekâsı çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmalar doğal dil işleme, uzman sistemler ve yapay sinir ağları alanlarında Üniversiteler bünyesinde ve bağımsız olarak sürdürülmektedir. Bunlardan biri, D.U.Y.G.U. - Dil Uzam Yapay Gerçek Uslamlayıcı'dır.
Yapay Zekâ Nasıl Çalışır?
Yapay zekâ, büyük ölçekli verileri akıllı algoritmalar ve yinelemeli işlemleme ile birleştirerek çalışır. Bu süreçte, işlemlenen verilere ait desen veya özellikler yapay zekânın otomatik olarak öğrenmesini sağlar. Çeşitli işlevlere sahip yapay zekâ farklı yöntem ve teknolojiler ile birlikte çalışır. Söz konusu yöntem ve teknolojiler şu şekilde özetlenebilir:
> Makine Öğrenimi: Yapay zekâ makine öğrenimi ile analitik modeller oluşturmayı otomatikleştirerek ayrı bir programlama işlemi gerekmeden sinir ağları, istatistik, fizik yöntemlerini kullanarak verideki iç görüleri bulabiliyor.
> Yapay Sinir Ağı: Yapay zekâ sayesinde harici girişlere yanıt vererek bilgilerin işlenmesini ve aralarında bilgi aktarımı olan birimlerden oluşan yapay sinir ağlarını içerir. Bu yöntem ile yapay zekâ birimler arasındaki bağlantıları bularak birden çok geçiş ile tanımlanan verilerden anlam çıkarabiliyor.
> Derin Öğrenme Teknolojisi: Yapay zekâ bu yöntem ile pek çok veri birimine ait karmaşık modeli öğrenmek için gelişmiş hesaplama ve eğitim tekniklerinden yararlanır. Bu süreçte, çok sayıda işlem birimi katmanı ile büyük sinir ağlarını kullanır.
> Bilişsel Hesaplama: Bu sistem yapay zekânın insan benzeri bir etkileşimi makinelere aktarılmasını sağlar. Bilişsel hesaplama ile yapay zekânın görüntüleri, konuşmaları, verileri yorumlama ve ardından bunlara tutarlı geri bildirimler vermesi sağlanır.
> İleri Algoritma: Bu sistem yapay zekânın daha fazla veriyi daha hızlı ve birçok seviyede analiz etmesini sağlıyor. Ayrıca, ileri algoritma karmaşık sistemleri anlamak, nadir yaşanan senaryoları tanımlamak ve optimize etmek için kullanılır.
> Grafik İşlem Birimleri: Yapay zekânın yinelemeli işlem yapabilmesi için ihtiyaç duyduğu hesaplama gücünü sağlayan grafik işlem birimleri sinir ağlarının eğitilmesini sağlar.
Yapay Zekâ Neden Önemli?
Günümüzde şirketler için çok daha önemli bir role sahip olan verilerden yapay zekâ sayesinde en iyi şekilde yararlanılması mümkün oluyor. Yapay zekâ, daha fazla ve daha derin veriyi birçok katmana sahip sinir ağlarını kullanarak analiz eder. Ayrıca, söz konusu derin sinir ağları sayesinde yapay zekâ ile ortaya konulan analiz sonuçlarının geçerliliği ve güvenilirliği oldukça güçlü oluyor. Algoritmaları da kendi kendine öğrendiği için benzersiz verilerin değerlendirilmesi yapay zekâ ile kolayca gerçekleştirilebilir ayrıca doğal dil işleme (NLP), bilgisayarların doğal insan dilini anlamasına ve üretmesine olanak tanıyan bir yapay zekâ dalıdır. İnsan dilini anlamak, yorumlamak, analiz etmek ve sentezlemek için bilgisayar programları kullanır.
Yapay Zekâ Şirketlere Nasıl Katkı Sağlar?
Yapay zekâ sahip olduğu işlevleri ve kullanım alanlarıyla birlikte sektörel olarak farklılık gösterse de şirketlere sunduğu belirli avantajlar bulunur. Yapay zekâ şirketlerin hedef ve stratejilerine yönelik karar süreçleri için sunduğu öneri ve veriler ile katkı sağlayarak her geçen gün artan rekabet ortamında şirketlerin bir adım önde olmasını sağlar. Bununla birlikte, yapay zekânın şirketlere sağladığı diğer katkılar şu şekilde sıralanabilir:
İş süreçlerini otomatikleştirir ve otomatik karar verme yeteneği vardır.
Verimliliği artırır ve maliyetleri düşürür.
Satış oranlarını yükseltir.
Ürün veya hizmet kalitesini artırır.
Tedarik zinciri ve lojistik gibi iş süreçlerinin optimizasyonunu sağlar.
Müşteri memnuniyetini, bağlılığını ve deneyimlerini iyileştirir.
Daha verimli ve gelişmiş iş gücü tahsisi sağlar.
Kişiselleştirilmiş pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesine yardımcı olur.
Yapay Zekânın Potansiyel Tehlikeleri Nelerdir?
İstihbarat kaybı: Yapay zekânın öğrenme ve karar verme yetenekleri, insan zekâsına benzemektedir. Yapay zekânın insanlar tarafından programlanması veya eğitilmesi gerektiği için, kötü niyetli insanlar tarafından manipüle edilebilir veya yanlış programlanabilir. Bu durum, yapay zekâ sistemlerinin yanlış veya hatalı kararlar vermesine neden olabilir.
İnsan işsizliği: Yapay zekâ teknolojilerinin gelişimi, bazı işleri yapmak için insanların yerini alabilir. Bu durum, birçok sektörde insan işsizliğine neden olabilir.
Etik sorunlar: Yapay zekâ teknolojileri, insan hayatını ve sağlığını etkileyen kritik kararlar alabilir. Bu nedenle, yapay zekâ sistemi etik sorunlara neden olabilir. Örneğin, bir savaşta otonom silahların kullanımı veya sağlık sektöründe yapay zekâ destekli kararların verilmesi etik sorunlara neden olabilir.
Gizlilik ihlalleri: Yapay zekâ teknolojileri, kişisel verileri toplamak, depolamak ve analiz etmek için kullanılabilir. Bu durum, kişisel gizlilik ihlallerine neden olabilir.
Yapay zekâ yarışı: Yapay zekâ teknolojilerinin geliştirilmesi, birçok ülke arasında bir yarış haline gelmiştir. Bu yarış, siber saldırıların artmasına, casusluk faaliyetlerinin artmasına ve küresel bir silahlanma yarışına neden olabilir.
Yapay zekâ günümüzde halen yeni ve karmaşık bir teknolojidir. Bir şirketin yapay zekâ sistemlerinden en iyi şekilde yararlanabilmesi için buna yönelik çözümlerinin oluşturulması ve yönetilmesi konusunda uzmanlığa ihtiyacı vardır. Başarılı bir yapay zekâ yönetimi için şirketlerin doğru araçlar ile süreçleri ve yönetim stratejilerini uygulaması gerekiyor.
Yapay zekânın hayatımızdaki önemi nedir?
Yapay zekâ, büyük miktarda veriyi her zamankinden daha hızlı bir şekilde toplamamızı, işlememizi ve analiz etmemizi sağladığı için toplumun dijitalleşmesinde önemli bir rol oynuyor. Bu, yeni teknolojilerin yaratılmasına, gelişmiş iş süreçlerine ve birçok endüstride daha fazla verimliliğe ortaya çıkarıyor.
Yapay zeka nedir faydaları nelerdir?
Yapay zeka, makinelerin insan benzeri görevleri gerçekleştirmesini, deneyiminden öğrenmesini, yeni girdilere uyum sağlamasını mümkün kılan sistemlerdir. Yapay zeka ile temelde insan yetkinliklerinin geliştirilmesi ve bunlara katkı sağlanması amaçlanır.
Yapay zeka nedir 3 örnek?
Yapay zeka örnekleri arasında otomatik dil tercümesi, görüntü işleme, ses tanıma, otonom araçlar, akıllı ev sistemleri, oyunlar, chatbotlar ve daha pek çok uygulama bulunur.