SON DAKİKA

#Fahrettin Altun

İLKHABER-Gazetesi - Fahrettin Altun haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Fahrettin Altun haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Fahrettin Altun: "Faşist söylemler ve ayrımcılığa karşı mücadelemiz devam edecek" Haber

Fahrettin Altun: "Faşist söylemler ve ayrımcılığa karşı mücadelemiz devam edecek"

İletişim Başkanlığı, son dönemde Türkiye’nin karşı karşıya olduğu dezenformasyon kampanyalarına karşı verdiği mücadeleyi sürdüreceğini açıkladı. İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, ana muhalefet partisinde yaşanan iç çekişmelerin ve kamuoyuna yansıyan iddiaların "dehşet verici" olduğu ifade edilerek, bu iddiaların mahcubiyet duyması gerekenler tarafından yalan ve iftira siyasetiyle örtbas edilmeye çalışıldığı vurgulandı ve şu açıklamalar yer verdi: ''Toplumumuzun huzurunu hedef almıştır'' ''Türkiye, son dönemde hem içerde hem dışarda yoğun dezenformasyon kampanyalarına karşı mücadele vermektedir. Ana muhalefet partisinde yaşanan iç çekişmeler ve bu süreçte kamuoyuna yansıyan iddialar dehşet vericidir. Ne yazık ki, bu kadar ciddi iddialar karşısında mahcubiyet duyması gerekenler, kamu vicdanına hesap vermek yerine, yalan ve iftira siyasetini sürdürmekte, “yavuz hırsız” misali algı operasyonlarına başvurmaktadır. Ramazan-ı Şerif’in manevi ikliminde dahi kutsal değerlerimize yönelik alçak saldırılar, organize küfür kampanyaları, dinimize, milletimizin mukaddeslerine ve Cumhurbaşkanımıza yönelik son derece edep dışı söylemler, toplumumuzun huzurunu hedef almıştır. Bu söylemler sadece siyasi nezaketsizlik değil, aynı zamanda organize kötülüğün dışavurumudur. Ana muhalefet kadrolarının sömürgeci zihniyeti çağrıştıran tutumlar içine girerek uluslararası odaklardan siyasi meşruiyet devşirme gayretleri ise ibret vericidir. ''Türkiye, birilerinin birtakım küresel güçlere sırtını dayayıp parmak sallayabileceği bir ülke değildir'' Ekonomik istikrarımıza yönelik tehditlerin ve yatırımcı güvenini zedelemeye dönük açıklamaların içerideki bazı çevreler eliyle dışarıya servis edilmesi, bir siyasi rekabetin ötesinde milli menfaatlerimize karşı sabotaj girişimidir. Kendilerini hâlâ vesayet Türkiye’sinin imtiyazlıları zanneden bu azgın azınlık bilmelidir ki Türkiye, birilerinin birtakım küresel güçlere sırtını dayayıp parmak sallayabileceği bir ülke değildir. Bu ülkenin gerçek sahibi olan aziz milletimiz, bu oyunların farkındadır. Türkiye artık vesayet odaklarının, küresel güçlerin arka bahçesi değildir. Gücünü milli iradeden alan bir liderliğin öncülüğünde yoluna kararlılıkla devam etmektedir. Neredeyse on yıldır değiştiğini, geliştiğini, helalleştiğini iddia edenlerin Gezi kalkışmasından bugüne bir arpa boyu yol alamadığı ortaya çıkmıştır. Sürekli kendini tekrar eden bir faşizan tavrı içinden bir türlü atamayan bu zihniyet, çirkin bir üslup eşliğinde mahalle baskısı oluşturmaya, kendileriyle aynı görüşü paylaşmayanları sindirmeye çalışmaktadır. Farklı görüşlere tahammül edemeyen, kendinden olmayanı yaftalayan, hatta tehdit eden bu faşizan anlayış, demokratik olgunlukla, birlikte yaşama kültürüyle asla bağdaşmaz. Hiçbir sanatçımızın ve sektör emekçimizin de ideolojik temelli tehditlere, baskılara ve dışlanma girişimlerine karşı yalnız olmadığını belirtmek isterim. İletişim ekosistemimizin güvenliğini sağlamak üzere attığımız her adımda sektörün haklarını savunmaya devam edeceğiz. ''Ötekileştirici dilinizin bir siyasal karşılığı kalmamıştır'' Görüşünden ötürü birilerinin baskısıyla yer verilmedikleri her alanda biz olacak, onları yalnız bırakmayacağız. Bir kez daha gerçek yüzü ortaya çıkan kifayetsiz muhterislere şunu söylüyoruz: Bu ülkede artık bu faşist söylemlerinizin, bu ayrımcı tutumlarınızın, bu kışkırtıcı, ötekileştirici dilinizin bir siyasal karşılığı kalmamıştır. Siyasi rekabet, ilke ve vizyonla yapılır; tehdit ve sindirme ile değil. Muhalif görüşlere sahip vatandaşlarımızın siyaset kurumuna yönelik talep ve beklentilerini, kendi şahsi çıkar hesaplarına adeta kurban eden; onların umutlarını bozuk para gibi harcayan müflis siyaset tüccarları ve onların kayığına binip sağa sola nizamat vermeye çalışan “kültürel hegemonya” bekçileri, ortaya koydukları bu faşist yaklaşımın sonuçlarıyla yüzleştiklerinde ne kadar büyük bir yanlışın içine sürüklendiklerini anlayacaklardır. Türkiye kararlıdır, güçlüdür ve yoluna milletin iradesi ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde devam etmektedir.''

Fahrettin Altun: Türkiye, terörsüz bir gelecek için tam mutabakatın eşiğinde Haber

Fahrettin Altun: Türkiye, terörsüz bir gelecek için tam mutabakatın eşiğinde

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Ülkemiz, terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda tam bir mutabakatın eşiğinde iken toplumsal birliğimizi hedef alan kimi fay hatlarının dezenformasyon operasyonlarıyla tetiklenmeye çalışıldığını elbette görüyoruz" dedi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İletişim Başkanlığınca düzenlenen "CİMER Mobil Uygulama" tanıtım programına katıldı. Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'nin (CİMER) "Dijital ağlardan kalbi bağlara" düstüruyla milletle devlet arasındaki en güçlü iletişim köprüsü olarak kritik bir görevi ifa ettiğini belirtti. Altun, İletişim Başkanlığı yürütücülüğünde tüm kurum ve kuruluşların dahil olduğu, dünyanın en büyük kamuoyu iletişim platformu olan CİMER’i güncel teknolojiler bağlamında sürekli yenilediklerini, kapsamını genişleterek milletin istifadesine sunduklarını ifade etti. Bugün CİMER'in kamu politikalarında milletin referans aldığı bir kaynak olduğuna dikkat çeken Altun, ‘‘Katılımcı demokrasimiz için başat bir unsurdur. Bilgi edinme için temel bir araçtır. Hak arama süreçlerinde etkin bir yöntem konumundadır. Yasadışı olay ve oluşumlara karşı kamu vicdanının aktığı bir mecraya dönüşmüş durumdadır CİMER. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak ihdas edildiğimiz günden bugüne en temel amaçlarımızdan biri millet-devlet ilişkisini daha da güçlendirmek" diye konuştu. CİMER: Milletle devlet arasındaki güçlü bağ CİMER’i binlerce yıllık devlet geleneğinin bir yansıması, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın milletiyle yürüyüşünün bir nişanesi olarak gördüklerini vurgulayan Altun, ‘‘Nizamülmülk, 11. yüzyılda yazdığı Siyasetname adlı eserinde devlet adamları için şunu ifade eder; 'Hakk’ın rızasında (devlet adamının) halkıyla birlik olması, adaletinin yayılma ihsanı vardır.' Kaynağını devlet geleneğimizden alan yaklaşımıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın siyaset hayatı, 'Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik' düsturundan yükselmiştir" ifadelerini kullandı. CİMER’in hikâyesinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde hayata geçirdiği Beyaz Masa’ya dek uzandığını ifade eden Altun, "1994 yılında vücut bulan Beyaz Masa ile sorunlara hızlı şekilde çözüm üretilmesi amaçlanmış, İstanbullular şikâyetlerini ve önerilerini doğrudan halkla ilişkiler uzmanlarına iletme imkânı bulmuşlardır. Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakan olduğu 2003 yılında ise Türkiye yeni bir döneme girmiş, 'millete hizmet' anlayışı Türkiye sathına yayılmıştır. Hayati öneme sahip birçok reform paketi uygulamaya konmakla birlikte Türkiye’de demokratikleşme ve şeffaflaşma süreçleri ivme kazanmış, uluslararası ilişkilerde akılcı dış politika uygulamaları hayata geçirilmiş, ülkenin çevresiyle ekonomik entegrasyon kuşağı oluşturulması sağlanmış ve ekonomik kalkınma politikalarına hız verilmiştir. 2002 sonrasında vatandaşlara yönelik hizmet politikalarında hız, kalite ve kolaylık anlayışı egemen kılınmış, bu doğrultuda kamu hizmetlerinde çeşitliliğe gidilmiştir. Dijitalleşme kamu hizmetlerine entegre edilmiş, milleti merkezine alan çözüm odaklı yönetim anlayışı hâkim kılınmıştır. Bu süreçte birçok idari ve hukuki düzenleme hayata geçirilmiş ve bunun bir neticesi olarak Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) ihdas edilmiştir. BİMER, 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte Başkanlığımız uhdesine geçmiş, CİMER çatısı altında organize edilmiştir" dedi. "Katılımcı demokrasi için önemli bir araç" Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Kamu Yönetiminde Bir Dönüşümün Hikâyesi: CİMER' isimli yayınında yaptığı değerlendirmeyi hatırlatan Altun, "'CİMER’i sadece vatandaşlarımızın şikâyet ve taleplerini iletebileceği bir platform olmanın ötesinde onların devletin yürüttüğü her türlü politika hakkında görüşlerini iletebileceği ya da yeni bir politika önerisi sunabileceği katılımcı bir kamu yönetim enstrümanı olarak tasarladık.' CİMER böylesi katılımcı bir kamu yönetim enstrümanı olarak günden güne daha etkin bir şekilde çalışmalarını sürdürmektedir. 'Yönetime Katıl' ve 'Türkiye Yüzyılı Hayalini Paylaş' gibi yeni başvuru türleri ile milletimizin birçok konuda görüş ve önerilerini alıyor, değerlendiriyor ve ilgili kurumlarımıza iletiyoruz" dedi. 2025 yılının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 'Aile Yılı' olarak ilan edildiğini ve CİMER'de 'Yönetime Katıl' bölümünde aynı isimle bir başvuru türü oluşturduklarını aktaran Altun, "İnanıyorum ki, ailenin güçlendirilmesi için milletimizin önerileriyle istiklal mücadelemizi daha ileri bir noktaya taşıyacağız. CİMER’in temel amacı kamu çıkarına hizmet etmek, toplumsal fayda sağlamaktır. Bu doğrultuda CİMER’in sağladığı toplumsal faydalardan biri de tüketicinin korunmasına yaptığı hizmettir. Vatandaşlarımızın CİMER’e yaptığı başvurular, piyasada yaşanan aksaklıkların ve suistimallerin tespitine katkı sunmakta ve bu da tüketicilerin haklarına hizmet etmektedir. Vatandaşlarımızın yaptığı başvurular sayesinde yaşanan hak ihlallerinin hızla tespit edilmesi ve fırsat eşitliğinin sağlanması mümkün hale gelebilmektedir" açıklamasında bulundu. CİMER'in kriz ve afet dönemlerinde de halkın çağrısına kulak veren önemli bir mekanizma olduğunu vurgulayan Altun, "Bunun en bariz örneğini 6 Şubat 2023 tarihinde asrın felaketinde gördük. Bölgedeki vatandaşlarımızın taleplerine yönelik daha hızlı çözümler üretmek için 'Deprem Acil' başvuru türünü sistemimize entegre ettik. Gelen başvurular üzerinden vatandaşlarımızla irtibata geçerek, başvuru sonuçlarının özenle takibinin yapılmasını ve sonuç alınmasını sağladık" dedi. "636 adet rapor hazırladık ve kurumlarımızla paylaştık" CİMER’i sadece vatandaşların tekil sorunlarının çözümüne katkı sunacak bir iletişim köprüsü olarak görmediklerini belirten Altun, şu ifadeleri kullandı: "Bizim gözümüzde CİMER, aynı zamanda milletimizin nabzını ölçtüğümüz, kitlesel talep, beklenti, şikayet, beğeni, değerlendirme ve yönlendirmeleri bünyesinde ihtiva eden bir meta veri setidir. Bir büyük bilgi hazinesidir. Nitekim bu doğrultuda biz CİMER üzerinden toplumsal örüntüleri, yoğunlaşma alanlarını, risk ve fırsatları analiz ediyor, raporluyor ve elde ettiğimiz çıktıları bakanlıklarımızla, başkanlıklarımızla, ilgili kurum ve kuruluşlarımızın yöneticileriyle paylaşıyoruz. Bu doğrultuda sadece geçen sene 636 adet rapor hazırladık ve kurumlarımızla paylaştık." "Bu yılın henüz ilk çeyreğinde başvuru sayısı 1 milyona yaklaştı" CİMER'in dünyanın en büyük kamusal iletişim platformu olduğunu açıklayan Altun, "81 ilimizde yaklaşık 90 bin mesai arkadaşımızla 7/24 milletimizin hizmetindeyiz. 2024 yılında 4 milyon 590 bin başvuru aldık. Bu yılın henüz ilk çeyreğinde başvuru sayısı 1 milyona yaklaştı. 2018'den bu yana ise toplam başvuru sayısı 35 milyonu aştı. Talepte karşılaştığımız bu yükselişe ek olarak başvurularda akıllı telefon kullanımı son 5 yılda yüzde 40'tan yüzde 70'e çıktı. Bu gelişme, internet kullanımında mobil iletişim teknolojilerinin alanının giderek genişlediğini bizlere gösteriyor. Bugün tanıtımını gerçekleştirdiğimiz CİMER Mobil uygulamasını da tam da bu tespitin bir sonucu olarak hayata geçirdik. CİMER Mobil, kullanıcı dostu ara yüzüyle başvuru ve takip süreçlerini daha hızlı ve kolay bir hale getiriyor. CİMER Mobil uygulaması ile vatandaşlarımız akıllı cep telefonlarından veya tabletlerinden taleplerini, şikayetlerini, görüş ve önerilerini hızlı ve kolay bir şekilde iletebilecekler. Başvurularının süreçlerini ve ilgili kurum ve kuruluşlardan gelen cevapları da yine uygulama üzerinden takip edebilecekler. Bu şekilde vatandaşlarımızın devletimizin tüm kurum ve kuruluşlarına kolay bir şekilde ulaşmasını, katılımcı yönetimi artırmayı ve millet-devlet iletişimini daha da kuvvetlendirmeyi hedefliyoruz. Tabii ki kullandığımız teknolojinin verimliliğini, etkinliğini artırmak için çalışmaktan geri durmuyoruz. Nitekim, CİMER Mobil uygulamasının TÜBİTAK BİLGEM ile koordineli şekilde yapay zekâ entegrasyonunu gerçekleştirmek için olanca hızımızla çalışıyoruz ve yakında kamuoyuyla paylaşacağız" diye konuştu. CİMER'in merkezine aldığı vatandaş odaklı açıklık, şeffaflık, hesap verebilirlik gibi yönetişim değerleriyle büyük bir ilgiye mazhar olduğunu söyleyen Altun, "CİMER, esasında katılımcı demokrasiye katkısıyla, işleyişiyle kelimenin tam anlamıyla bir kamusal alan inşa ediyor. Eğer kamusal alan, toplumun ortak yararı için öne sürülen düşünce, söylem ve eylemlerin üretildiği, geliştirildiği bir platform ise işte CİMER tam da bunu yapıyor. Bu kamusal alan; sosyal statü, dil, din, kültür gibi ayrımlar olmaksızın her vatandaş için özgür bir tartışma alanı oluşturuyor. İletişim Başkanlığı olarak herkesin adil söz hakkına sahip olduğu böylesi bir kamusal alanı önceliyor, CİMER başta olmak üzere birçok uygulamamızla milletimizin sesinin her yerden duyulmasına imkân tanımak için var gücümüzle çalışıyoruz. CİMER, Türkiye İletişim Modeli’nin yansımalarından biridir. Ve hamdolsun dünyada örnek alınmakta, ulusal ve uluslararası alanda takdirle karşılanmaktadır. Elbette bizler için en büyük ödül, CİMER’in dost meclislerinde konuşulan sorunlara bir çözüm önerisi olarak sunulmasıdır. Bizler için en büyük ödül, CİMER’in ülkemizin meselelerine dair fikirlerin paylaşılması için akla gelen ilk mecra olmasıdır. Hülasa, milletimizin takdirine mazhar olmasıdır" dedi. Kurumun çok sayıda ulusal ve uluslararası ödül de aldığını belirten Altun, şu ifadeleri kullandı: "CİMER; Dünya Bilgi Toplumu Zirvesi Forumu’nda 'World Summit on the Information Society Forum Prize Ödülü', Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği’nin (IPRA) 'Altın Küre Mükemmellik Ödülü', Türkiye Halkla İlişkiler Derneği’nin 'Altın Pusula Halkla İlişkiler Ödülü', Türkiye Engelsiz Bilişim Platformu’nun Jüri Özel Ödülü başta olmak üzere birçok ödül kazanmıştır. Bu başarılarımızı taçlandırmak, sistemin etkin kullanımını temin etmek maksadıyla bir yandan da CİMER konulu yayınlarımıza devam ediyoruz. '50 Soruda CİMER' kitabı vatandaşlarımızın muhtemel sorularına cevap verirken, 'CİMER ile Çözüme Kavuşanlar' adlı yayın serimiz, halkımızın sorunlarına bulunan somut çözümleri gözler önüne sermektedir. "  "Türkiye sesini yükseltmeye devam edecek" "CİMER kapsamında hayata geçirdiğimiz tüm çalışmalar ve elde ettiğimiz başarılar, millet-devlet ilişkisinin bizim medeniyetimizdeki sarsılmaz yerine işaret ediyor" diyen Altun, "Bugün küresel alanda sergilediğimiz bağımsız ve onurlu duruşun kaynağı, Sayın Cumhurbaşkanımızın milletimizle el ele yürüyüşüdür. Son 23 yılda her alanda gerçekleştirdiğimiz atılımların bir neticesi olarak dünyanın kırılgan ortamında dimdik ayakta duruyoruz. Küresel sistemde bugüne kadar bildiğimiz denklemlerin bozulduğu, bölgemizde ve dünyada anbean yeni gelişmelere şahit olduğumuz böylesi bir dönemde ülkemiz, oyun kurucu ve istikrarlaştırıcı rolüyle öne çıkıyor. Türkiye, hedef ve politikalarını günlük olarak değil, tüm parametreler ve ihtimaller bağlamında stratejik bir şekilde belirliyor. Türkiye, dünyanın içinde olduğu bu kırılgan, bu belirsiz ortamda sadece ülkemiz ve bölgemiz için değil, dünya için de barış ve güvenlik inisiyatiflerine öncülük ediyor. Şunun altını özellikle çizmek isterim ki; bugün uluslararası alanda Türkiyesiz bir oyun kurulamaz. Nitekim bu doğrultuda bugün küresel güçlerin çıkarlarına aparat yaptıkları terör örgütlerinin varlıklarını ülkemizde ve bölgemizde sonlandırmak her zamankinden daha önemli bir hal almıştır. Ülkemiz, terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda tam bir mutabakatın eşiğinde iken toplumsal birliğimizi hedef alan kimi fay hatlarının dezenformasyon operasyonlarıyla tetiklenmeye çalışıldığını elbette görüyoruz. Bu girişimlere ne biz, ne milletimiz geçit verir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle 'Milletçe iç cephemizde gedik açılmasına eyvallah diyemeyiz.' Bu çerçevede karanlık mahfillerin dolaşıma soktukları yalan içerikleri, ürettikleri kirli planları ifşa ediyor, milletimizin ve dünyanın dikkatine getiriyoruz. Zira iletişim hakikatle muktedirdir. Ve hakikat, tüm kamu kurum ve kuruluşlarımızla ve milletimizle yükselteceğimiz güçlü sese mecburdur. Bu sesi sadece ülkemizin gücüne güç katmak için değil, bölgemiz ve dünyadaki haksızlıklar, adaletsizlikler ve katliamlar için de yükseltmek, bizim tarihi ve insani sorumluluğumuz; mazlumlara karşı borcumuzdur. Hamdolsun öyle de yapıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm kurumlarımız ve milletimizle birlikte Filistinli kardeşlerimiz için uluslararası alanda büyük bir mücadele veriyoruz. İşte, soykırımcı İsrail bir kez daha ateşkesi ihlal ederek, etnik temizlik faaliyetlerini sürdüreceğini, uluslararası hukuku tanımadığını, kandan ve zulümden beslendiğini gösterdi. Netanyahu yönetimindeki katil şebekesi bir günde yüzlerce masum Filistinliyi katletti. Batı medyasının yine yanlı ve yanıltıcı tasvirleri, Batılı ülkelerin ise İsrail’e maddi desteğe devam etmesi, insanlığı boğan bu zehrin her tarafı sardığına dair emareleri tekrar gözler önüne serdi. Buradan bir kez daha şunları gür bir sesle ifade etmek istiyorum. İsrail’in Filistinlilere yönelik sürdürdüğü soykırımı ve son saldırılarını en güçlü şekilde kınıyorum. Türkiye olarak cesur Filistinli kardeşlerimizin her zaman yanında olmaya; her platformda ve özellikle medya alanında seslerini güçlü bir şekilde duyurmaya devam edeceğiz. Filistin özgür olana ve iki devletli çözüm gerçekleşene dek mücadelemizi sürdüreceğiz" şeklinde konuştu.

Fahrettin Altun: Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik ithamlar büyük bir iftira Haber

Fahrettin Altun: Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik ithamlar büyük bir iftira

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, bağımsız yargı süreçlerine konu olan meselelerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilişkilendirilme çabalarına sert tepki gösterdi. Altun, bu durumun hem büyük bir iftira hem de yargının bağımsız işleyişini sekteye uğratma girişimi olduğunu vurguladı. "KİRLİ SİYASİ HESAPLARLA GÜNDEM MEŞGUL EDİLİYOR" Altun, muhalefet siyasetçilerinin, gündemi kirli siyasi hesaplarla oyalamaya çalıştığını öne sürerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yarım asırlık siyasi geçmişinde bu tür iddialarla yıpratılamayacağını belirtti. Muhalefetin, Erdoğan tarafından muhatap alınmayı beklediğini ancak hizmet yerine gündemi manipüle etmeyi tercih ettiğini ifade etti. 2023 SEÇİM SONUCUNA VURGU Açıklamalarında 2023 seçim sonuçlarına da değinen Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimlerde tüm rakiplerini açık bir farkla mağlup ettiğini hatırlattı. Muhalefetin bu sonucu unutamadığını belirten Altun, Erdoğan’ın halkın güvenini kazandığını ve bu tür ithamların gerçeği değiştirmeyeceğini söyledi. "ERDOĞAN, MİLLETE HİZMETE ADANMIŞ BİR LİDER" Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gece gündüz çalışarak millete hizmet etmeye devam ettiğini vurguladı. Erdoğan’ın tüm mücadelesini milletle birlikte verdiğini belirten Altun, ona yöneltilen ithamların saçma olduğunu ifade etti. MUHALEFETE ÇAĞRI: ERDOĞAN’I DAHA İYİ ANLAMALISINIZ Muhalefet temsilcilerine seslenen Altun, Erdoğan’ın siyasi duruşunu ve hizmet anlayışını daha iyi kavramaları gerektiğini belirtti. Muhalefetin ithamlardan vazgeçerek yapıcı siyaset üretmesi gerektiğini söyleyen Altun, Türkiye’nin geleceği için daha sağduyulu bir yaklaşım benimsemeleri yönünde çağrıda bulundu.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, Yüksek İstişare Kurulu toplantısının ayrıntılarını açıkladı Haber

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, Yüksek İstişare Kurulu toplantısının ayrıntılarını açıkladı

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, "Kurulumuzun ana gündeminde aile kurumunun karşı karşıya olduğu tehlikeler, bunları bertaraf etmek için alınması gereken tedbirler ve çözüm yolları yer aldı." ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Yüksek İstişare Kurulu Toplantısı'nın ana gündeminde aile kurumunun karşı karşıya olduğu tehlikeler, bunları bertaraf etmek için alınması gereken tedbirler ve çözüm yollarının yer aldığını bildirdi. Altun, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Yüksek İstişare Kurulu Toplantısı'na ilişkin yazılı açıklama yaptı. Toplantıda, Kurulun ana gündeminde aile kurumunun karşı karşıya olduğu tehlikeler, bunları bertaraf etmek için alınması gereken tedbirler ve çözüm yollarının yer aldığını bildiren Altun, son günlerde milleti sarsan olumsuz olayların temelinde, gençlerin dijital mecralarla medyadan etkilenmesinin, ailelerin gençlerle sağlıklı iletişim eksikliğinin ve gençlerin sosyal medyanın etkisiyle ailelerinden hızla kopmaya başlamasının yattığının belirtildiğini kaydetti. Fahrettin Altun, açıklamasında, şu ifadelere yer verdi: "Toplantıda, suçu teşvik eden ve suça özendiren televizyon programları, diziler ile sosyal medya içeriklerinin aile kurumuna zarar verdiği, mevcut hukuki düzenlemelerin yeterli olmadığı ve yeni adımlar atılması gerektiği ifade edildi. Sayın Cumhurbaşkanımızın geçtiğimiz günlerde ifade ettiği gibi, son dönemde bazı medya organlarının reyting kaygısıyla basın ilkelerini umursamayan, son derece sorunlu bir yayın politikası izlemesinin, habercilik adına mağdurların tekrar tekrar mağdur edilmesinin oluşturduğu problemler ele alındı. Cinayet vakalarının insanların ailecek ekran başında olduğu saatlerde en ince ayrıntısına kadar anlatılmasının, meselenin sosyal öğrenme boyutunun göz ardı edilmesinin mahzurları ortaya konarak, RTÜK'ün bu konuları daha hassas biçimde ele alması gerektiği değerlendirildi. Toplantıda sosyal medyada gençler başta olmak üzere toplumun tamamını ve özellikle aile kurumunu hedef alan içeriklerin son zamanlarda artış gösterdiği, oradaki tehlikenin kontrol altına alınmamasının telafisi imkansız sosyal zararlara yol açabileceği belirtildi." Aile destek programları Toplantıda, ailelerin korunması, gençleri olumsuz etkileyen unsurlarla mücadele amacıyla çok daha kapsamlı bir sosyal medya düzenlemesi yapılması gerektiğinin ifade edildiğini bildiren Altun, "Ailelerin korunması ve güçlendirilmesine ilişkin vizyon belgesinde yer alan, küresel riskler ve demografik dönüşüm karşısında ailenin korunması, ailelerin refah düzeyinin yükseltilmesi, aile odaklı sosyal politika ve hizmetlerin etkinliğinin artırılması, dijitalleşme sürecinde ailenin desteklenmesi, aileye duyarlı çevre politikaları ile ailelerin afet ve acil durumlara dayanıklılığının artırılması başlıkları ile özetlenen hedeflerin gerçekleştirilmesi için yapılacaklar da toplantıda gündeme geldi." değerlendirmesinde bulundu. Türkiye'deki doğum hızının 1965'ten bu yana en düşük seviyeye gerilediği, bunun toplum için çok boyutlu bir beka tehlikesini oluşturabileceğinin ifade edildiğini belirten Altun, bu husus çerçevesinde ailelerin korunması ve devamlılığının sağlanması için acilen alınması gereken tedbirlerin değerlendirildiğini kaydetti. Toplantıya kurul üyeleri İsmail Kahraman, Mehmet Ali Şahin, Cemil Çiçek, İsmet Yılmaz, Binali Yıldırım ve Mustafa Şentop'un yanı sıra Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Hakkı Susmaz, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan katıldı.

Fahrettin Altun : Kötülüğü reyting için gündemde tutamayız Haber

Fahrettin Altun : Kötülüğü reyting için gündemde tutamayız

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, televizyon kanalları ve gazetelerin reyting uğruna şiddeti, kötülüğü tüm detaylarıyla dramatize ederek, sürekli kamuoyunun gündeminde tutmamaları gerektiğini belirtti. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, televizyon kanalları ve gazetelerin reyting uğruna şiddeti, kötülüğü tüm detaylarıyla dramatize ederek, sürekli kamuoyunun gündeminde tutmamaları gerektiğini belirterek, "Geleneksel medya kuruluşlarımız, sosyal medyadan önlerine düşen görüntüleri filtresiz şekilde daha geniş kitlelere yaymamak noktasında çok daha özenli olmak durumundadırlar." dedi.Altun, TRT Arı Stüdyosu'nda bu yıl 10'uncusu düzenlenen, "TRT Geleceğin İletişimcileri Yarışması Ödül Töreni"nde yaptığı konuşmada, 12 kategoride 36 projenin ödül almaya hak kazandığını dile getirerek, genç iletişimcileri tebrik etti. İletişim ve medya dünyasının son yıllarda köklü değişimlere, dönüşümlere sahne olduğuna işaret eden Altun, Türkiye'nin bu dönüşüm süreçlerinde belirleyici bir aktör, özne olmak zorunda olduklarını söyledi. Altun, "Özne olduğumuz takdirde, mevcut enformasyon düzenindeki adaletsizliğe meydan okuyabiliriz. Özne olduğumuz takdirde, yalan siyasetine, dezenformasyon politikalarına karşı hakikatin savunuculuğunu yapabiliriz. Özne olduğumuz takdirde, bölgemizde, coğrafyamızda, İslam dünyasında, Türk dünyasında, Bağdat'ta, Tahran'da, Beyrut'ta, Kudüs'te veya Gazze'de yaşananları Batılı medya tekellerinin süzgecinden geçirerek değil, sahadan kendi bilgilerimizi edinerek bütün dünyaya anlatabilir, dünyaya neyin doğru neyin yanlış olduğunu sahih bir şekilde gösterebiliriz. Özne olduğumuz takdirde, kendi ad ve hesabımıza konuşabiliriz." ifadesini kullandı. Hikayeyi kim anlatıyorsa iyiyi de kötüyü de onun tayin edeceğine dikkati çeken Altun, şöyle devam etti: "Bugün birçok düşünür, küresel iletişim rejiminde sömürgecilerin, sömürgeleştirilen insanların kendi hikayelerini anlatma hakkını nasıl ellerinden aldığını, Batı'nın medyatik temsillerinin mazlum halkların gerçek sesini ne şekilde bastırdığını, Batılı bilgi üretim süreçlerinin uyguladığı epistemik şiddet aracılığıyla tüm dünyada ezilenlerin hikayesini hangi yol ve yöntemlerle gizlediğini gözler önüne seren eserler veriyor." Altun, "Batı medyası, Batı dışı dünyayı egzotik içeriklerle yahut şiddet içeren imgelerle temsil ederek, hem Batı dışındaki toplumlarla ilgili hakikati çarpıtıyor hem de Batı'nın etnosantrizmini kurumsallaştırıyor. Eğer bu çarpık düzene itiraz etmez ve kendi hikayemizi anlatma imkanından mahrum kalırsak, kendi hikayemizi anlatma cesaretini göstermezsek, bu takdirde hem kendi varlığımızı tehlikeye atarız hem de hakikate ihanet ederiz." dedi. Yazar Aldous Huxley'in "Hakikatin saklanması, insanları köleleştirir, hakikatin ifşası ise insanları özgürleştirir." sözünü anımsatan Altun, "Şunu özellikle vurgulamak isterim ki biz, Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde küresel dünya düzenindeki adaletsizlikle, sömürgeci politikalarla mücadele ederken aynı zamanda bu adaletsizliği ayakta tutan medya emperyalizmiyle ve onun tanımlama tekeliyle de mücadele ediyoruz." diye konuştu. Altun, dijitalleşme ve yapay zekanın yaygınlaşmasının, hakikat karşıtı bir enformasyon eko-sistemine zemin hazırladığını belirterek, "Hep birlikte yalanın hükümferma oluşuna şahitlik ediyoruz. Bir yanda içerik enflasyonu yaşanırken, öte yandan sahici içeriklere ulaşmak giderek zorlaşıyor ve bu süreçte kamusal denetim de kamu çıkarı adına denetim de günden güne zorlaşıyor. Dolaşıma giren şey hakikat mi, yoksa hakikati tahrif eden, hakikat düşüncesini bile anlamsızlaştıran yalan, manipülasyon veya dezenformasyon mu?" dedi. Dezenformasyonla mücadele Maruz kalınan dezenformasyon bombardımanında içeriğin doğruluğunu teyit etmenin, mecranın yapısı, işleyişi ve hızı dikkate alındığında, özellikle kullanıcılar için oldukça meşakkatli bir iş olduğunu söyleyen Altun, bu nedenle kamusal denetim ve düzenleme süreçlerine ihtiyaç olduğunu vurguladı. Bu ve benzeri zorlukları aşabilmek adına Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bünyesi altında Dezenformasyonla Mücadele Merkezini kurduklarını anımsatan Altun, "Bunu yaparken amacımız, yalanın, manipülasyonun, dezenformasyonun tespiti ve doğru bilginin ulusal ve uluslararası kamuoylarıyla hızlı bir şekilde bütün boyutlarıyla paylaşılması." ifadesini kullandı. Kamusal yarar adına sadece doğrulama ve teyit mekanizmalarıyla yetinemeyeceklerini belirten Altun, şunları söyledi: "Sosyal medya başta olmak üzere dijital mecralara ilişkin etkin hukuki düzenlemelere, caydırıcı tedbirlere ihtiyacımız var. Zira bizler Sayın Cumhurbaşkanı'mızın bugünkü konuşmalarında ifade ettiği gibi gençlerimizi sosyal medyanın ve dijital mecraların karanlık dehlizlerine teslim edemeyiz. Bu platformların, şiddeti, vahşeti özendiren, yaygınlaştıran mecralara dönüştükleri ne yazık ki açıktır. Şunu da özellikle belirtmek isterim ki bu süreçte konvansiyonel medya kuruluşlarından da sorumlu yayıncılık ilkesi gereğince hareket etmesini bekliyoruz. Televizyon kanallarımız, gazetelerimiz reyting uğruna şiddeti, kötülüğü tüm detaylarıyla dramatize ederek sürekli bir şekilde kamuoyunun gündeminde tutamazlar, tutmamalıdırlar. Geleneksel medya kuruluşlarımız, sosyal medyadan önlerine düşen görüntüleri filtresiz şekilde daha geniş kitlelere yaymamak noktasında çok daha özenli olmak durumundadırlar. Küçük ve maddi hesaplar uğruna gençlerimizin popüler kültür ve dijital mecralar eliyle zehirlenmesine, bu yapılar için birer meta olarak görülmesine müsaade edemeyiz." "Kullanıcılar ne kadar sorumluysa, sosyal medya platformları da paylaşımlardan o kadar  sorumludur" Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, yeni durumlara göre yeni yasalara ihtiyaç olduğuna dikkati çekerek, "Zira kullanıcılar kadar sosyal medya platformları da yalan, manipülasyon ve dezenformasyon içerikli paylaşımlardan sorumludur. Hatta çok daha fazla sorumludur. Ne var ki söz konusu platformlar toplumsal sinir uçlarıyla oynayan, kutuplaşmaya sebebiyet veren, şiddeti, vahşeti, ırkçılığı, yabancı düşmanlığını, İslam karşıtlığını tetikleyen içeriklere ne yazık ki göz yummakta, hatta bize öyle geliyor ki bu içerikleri teşvik etmektedir. Kendilerini birer hakem gibi yansıtmaya çalışsalar da çoğu kez dünya siyasetinde birer oyuncu, bir aktör gibi hareket etmeye çalışmaktadırlar." dedi. Dijital platformların terör ve şiddet propagandasına karşı dahi etkin bir denetim mekanizması kurmaktan kaçındığını, talep edilmesine rağmen bu türden paylaşımları kaldırmadığını, algoritmalar marifetiyle toplumu bir arada tutan temel değerleri hedef alan paylaşımların görünürlüğünü artırdığını belirten Altun, "Bu yapıların oluşturduğu siber tehditlere, hibrit tehditlere karşı siber vatanımızı korumak asli vazifemizdir. Siz genç iletişimcilerimizin de bu bilinç ve duyarlılıkla hareket etmesini bekliyoruz." diye konuştu. İsrail'in Gazze'deki saldırıları Altun, bazı dijital mecralarda olduğu gibi birçok Batılı konvansiyonel medya kuruluşunun da çifte standartlı yaklaşımını sürdürdüğünü söyledi. Gazze'de bir yıldır devam eden soykırım sürecinde ne yazık ki Batılı hükümetlerin, Batılı medya şirketlerinin İsrail'in savaş suçlarına olan desteğinin durmadığını ve katlanarak arttığını dile getiren Altun, "Batılı medya kuruluşları ve hükümetler ne yazık ki İsrail savaş ve soykırım makinasına destek verdi." dedi. Kasıtlı bir şekilde gazetecileri, sağlık çalışanlarını, kundaktaki bebekleri, kadınları hedef alan İsrail'in birkaç gün önce Türk gazetecileri tekrar hedef aldığına dikkati çeken Altun, şunları ifade etti: "İsrail güçlerinin koruduğu işgalci bir terörist, TRT Haber'in yayınına müdahale ederek gazeteci arkadaşlarımızı tehdit etti. Bir gün sonra bu kez İsrail güçleri doğrudan aynı muhabir arkadaşlarımızın yayın yapmalarını engellemeye kalktı. Karşımızda işgalci, istilacı, sömürgeci bir yapı var ve bu yapının İsrail'in suçlarını da cürümlerini de herkes biliyor. Soykırım bilinmesin, bu cürümler görülmesin diye gazetecileri ve ailelerini 7 Ekim'den bu yana İsrail hedef alıyor. Şu ana kadar İsrail, Gazze'de 200'e yakın gazeteci kardeşimizi katletti. En son Anadolu Ajansı muhabiri Hasan Hamad, İsrail bombardımanını fotoğraflamaya çalışırken hedef gözetilerek şehit edildi." Hakikati dünyaya duyurmaya çalışan gazetecilerin İsrail tarafından pervasızca katledilmesine Filistin televizyonunun Gazze muhabiri Salman El Beşir'in yeleğini, kasketini çıkararak isyan ettiğini anımsatan Altun, şunları kaydetti: "Güneş balçıkla sıvanmaz. Hakikat tüm çıplaklığıyla, yakıcılığıyla İsrail'in peşini bırakmayacak. Gerek İsrail'in gerekse de işbirlikçilerinin şunu artık anlaması gerekiyor, bizler cesaretle, hakikat ve adalet şuuruyla bölgede soykırımcılarla, katillerle mücadele etmeye devam edeceğiz. Gazze'de 200'e yakın gazeteci öldürülürken sessiz kalan küresel şebekeye karşı bizler, buradaki kötülüğü, buradaki çifte standardı ifşa etmeye, haykırmaya devam edeceğiz. Bizler, Gazze'de olduğu gibi Batı Şeria'da, Kudüs'te olduğu gibi Lübnan'da da iletişim kanallarını açık tutacak ve İsrail'in saldırılarını dünyaya duyurmaya devam edeceğiz. Bölgemizde kalıcı barışın, istikrarın, adaletin tesisi ve Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ifade ettiği gibi daha adil bir dünyanın inşa edilmesi için iletişim ve medya alanında üzerimize ne düşüyorsa bütün bunları yapmaya gayret sarf edeceğiz." Siyasetten ekonomiye, kültür-sanattan iletişim ve medya alanına kadar birçok alanda yapılacak işler ve ulaşılacak hedefler olduğunu dile getiren Altun, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak geleceği daha iyi ve daha adil bir şekilde inşa etmenin bugünün gençlerine yatırım yapmaktan geçtiğini çok iyi biliyoruz. Daha insani, daha müreffeh ve daha adaletli bir sistemin inşa edilmesi için bugün burada olduğu gibi gençlerimizi her alanda desteklemeyi sürdüreceğiz. Aşkla, şevkle ve heyecanla üreten gençlerimizin arkasında durmaya devam edeceğiz." dedi. Altun, dereceye giren iletişimcilerin yanı sıra yarışmaya katılan bütün gençleri cesaret ve gayretlerinden ötürü kutladı, 10 yıldır Geleceğin İletişimcileri Yarışması'nı tertip eden TRT ailesine ve jüri üyelerine şükranlarını sundu. Konuşmasının ardından Altun, TRT Özel Ödülü ve Belgesel Film kategorisinde dereceye giren genç iletişimcilere ödüllerini verdi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun: Televizyon kanallarımız, gazetelerimiz kötülüğü kamuoyunun gündeminde tutamazlar

Fahrettin Altun: Gazze’deki soykırımı lanetliyoruz Haber

Fahrettin Altun: Gazze’deki soykırımı lanetliyoruz

İletişim Başkanı Fahrettin Altun," Gazze'deki soykırımında hayatını kaybeden Filistinlileri rahmetle anıyor; tarihin utanç sayfalarında yerini alan bu soykırımı lanetliyoruz. Uluslararası toplumu, bu soykırımın mimarlarına karşı daha fazla ses çıkarmaya davet ediyoruz" dedi. "50 bin Filistinli katledildi" İletişim Başkanı Fahrettin Altun İsrail’in Gazze’de devam eden saldırıların yıl dönümünde sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. İletişim Başkanı Altun, yaptığı açıklamada, İsrail’in bir yıldır tüm dünyanın gözü önünde soykırım yaptığını belirterek, “Adeta gözü dönmüş bir şekilde hukuk, ilke, ahlak ve sınır tanımadan sivil, masum, sağlık çalışanı ve gazeteci demeden katliamlar yapıyor. Bu vahşet, insanlığın ortak vicdanını yaralıyor” dedi. "Uluslararası toplumu daha fazla ses çıkarmaya davet ediyoruz" 7 Ekim 2023'ten bu yana soykırım yapan, insanların en temel ihtiyaçlarına ulaşmasını engelleyen İsrail'in, bu süreçte 50 bine yakın Filistinliyi katlettiğini kaydeden Fahrettin Altun, “Yakın tarihin gördüğü en büyük zulümlerden biri olan bu vahşet, elbette cezasız kalmayacaktır. İsrail, bu zulümlerinin hesabını er ya da geç verecektir” şeklinde konuştu. Gazze’deki soykırımda hayatını kaybedenleri rahmetle anan Altun, uluslararası toplumu da bu zulmün mimarlarına karşı daha fazla ses çıkarmaya davet ederek, "Tarihin utanç sayfalarında yerini alan bu soykırımı lanetliyoruz. Uluslararası toplumu, bu soykırımın mimarlarına karşı daha fazla ses çıkarmaya davet ediyoruz. Bizler Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde, masum insanların yanında, zulmün karşısında yer almaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

İletişim Bakanı Fahrettin Altun, bakanlıkların basın müşavirleri Külliye'de buluştu Haber

İletişim Bakanı Fahrettin Altun, bakanlıkların basın müşavirleri Külliye'de buluştu

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen toplantıda bakanlıkların basın müşavirleriyle bir araya geldi. Toplantıda kamusal iletişim süreçlerinin doğru yönetilmesi, kurumlar arası koordinasyonun artırılması ve dezenformasyonla mücadele konuları ele alındı. KAMUSAL İLETİŞİMDE DOĞRU YÖNETİM VE KOORDİNASYON Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen toplantıda Fahrettin Altun, kamusal iletişimin önemine vurgu yaparak, doğru bilgi akışının sağlanması ve bakanlıklar arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. Altun, “Ülkemizin başarılarını duyurmaya ve hakikat mücadelemize devam ederken, manipülasyon ve dezenformasyon gibi tehditlere karşı koyacağız,” dedi. DEZENFORMASYONA KARŞI MÜCADELE VURGUSU Altun, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, ülkenin kalkınma ve refah yolunda attığı adımların kamuoyuna duyurulmasının önemine değindi. Dezenformasyonla mücadelede tam kapasiteyle çalışacaklarını belirten Altun, “Tüm gücümüzle bu tehditlere karşı koyacağız,” ifadelerini kullandı. Toplantıya katılan basın müşavirlerine teşekkür eden Altun, “Kamusal iletişim süreçlerine katkılarından dolayı değerli basın müşavirlerimize teşekkür ediyorum,” diyerek toplantının verimli geçtiğini ifade etti.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İLKHABER-Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.