SON DAKİKA
Hava Durumu

#Erzincan

İLKHABER-Gazetesi - Erzincan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Erzincan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Erzincan’da bayram öncesi alışveriş telaşı: Çarşı ve pazarlar dolup taştı Haber

Erzincan’da bayram öncesi alışveriş telaşı: Çarşı ve pazarlar dolup taştı

Ramazan Bayramı’na sayılı günler kala Erzincan’da çarşı ve pazarlarda yoğunluk yaşanıyor. Vatandaşlar bayramlık alışverişlerini tamamlarken, otobüs terminalinde memleketlerine gitmek isteyen yolcular nedeniyle ek seferler düzenleniyor. Terziler ise gelen siparişleri yetiştirmek için sahur vaktine kadar çalışıyor. Bayram Öncesi Çarşı ve Pazarlar Hareketlendi Ramazan Bayramı yaklaşırken Erzincan'da alışveriş hareketliliği en üst seviyeye çıktı. Vatandaşlar, bayram için kıyafet, ayakkabı, tatlı ve kolonya gibi ihtiyaçlarını karşılamak için çarşı ve pazarlara akın etti. Kentin işlek caddeleri yoğun insan trafiğiyle dolup taşarken, esnaf bayram öncesinde yoğun mesai harcıyor. Çarşıda alışveriş yapan Esma Yıldırım, bayram öncesi geleneksel alışverişlerini yaptıklarını belirterek, “Sabah erkenden kalktık, evde tatlı ve börek telaşı vardı. Biz de çarşıya indik, bayram şekeri, kolonya ve kuruyemiş aldık. Ramazan ayı çok güzel geçti, umarım bayramımız da aynı şekilde güzel olur” ifadelerini kullandı. Bayramlık şeker, kuruyemiş ve kolonya satan esnaf Selami Yüksel ise işlerinin oldukça yoğun olduğunu belirterek, "Bayram öncesi talep çok fazla. Vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak için elimizden geleni yapıyoruz” dedi. Otogarda Bayram Yoğunluğu: Ek Seferler Düzenlendi Ramazan Bayramı’nı memleketlerinde geçirmek isteyen vatandaşlar, Erzincan Şehirlerarası Otobüs Terminali’nde büyük yoğunluk oluşturdu. Terminalde bilet bulmak zorlaşırken, otobüs firmaları yolcuların mağdur olmaması için ek seferler düzenledi. Otobüs firması yetkilileri, bayram tatili nedeniyle seferlerin neredeyse tamamen dolduğunu belirterek, “Vatandaşlarımızın biletlerini önceden almalarını öneriyoruz. Bayram tatili süresince ek seferler koymaya devam edeceğiz. Ancak son anda bilet almak isteyenler için yer bulmak zor olabilir” açıklamasında bulundu. Bayram tatili için memleketine gitmek isteyen Ahmet Demir ise bilet fiyatlarının yüksekliğinden şikayet ederek, “Önceden bu fiyatlara uçak bileti alabiliyorduk. Ancak şu an otobüs bileti bile çok pahalı. Özellikle öğrenciler ve aileler için büyük bir maddi yük oluşturuyor” dedi. Terziler Sahur Vaktine Kadar Çalışıyor Bayram öncesinde sadece çarşı ve otogar değil, terzilerde de büyük bir yoğunluk yaşanıyor. Vatandaşlar aldıkları kıyafetleri kendi bedenlerine göre uyarlamak için terzilerin yolunu tutarken, esnaf iş yetiştirebilmek için gece geç saatlere kadar mesai yapıyor. Erzincan merkezde terzilik yapan Sezai Tokgöz, bayram öncesi işlerinde artış olduğunu ancak geçmiş yıllardaki yoğunluğa ulaşmadıklarını belirterek, “İşlerimiz son bir haftadır arttı. Özellikle hazır giyim mağazalarından alınan kıyafetleri daraltmak ya da genişletmek için gelen çok fazla müşterimiz var. Geleneksel kıyafet dikimi eskisi kadar tercih edilmiyor. Bayram öncesi iftar sonrası dükkânı açıyorum ve sahur vaktine kadar çalışıyorum” diye konuştu.

Türkiye’nin tarihindeki en yıkıcı felaketlerden biri olan Erzincan Depremi 86. yılında Haber

Türkiye’nin tarihindeki en yıkıcı felaketlerden biri olan Erzincan Depremi 86. yılında

27 Aralık 1939’da, 7.9 büyüklüğünde gerçekleşen deprem, Erzincan’ı ve çevresini yerle bir etti. Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde gerçekleşen bu felaket, 32.968 kişinin hayatını kaybetmesine, yüzbinlerce kişinin evsiz kalmasına ve şehirde büyük bir yıkıma yol açtı. 86 yıl sonra, Erzincan Depremi hala Türkiye’nin en büyük ve yıkıcı doğal felaketlerinden biri olarak hafızalardaki yerini koruyor. 1939 Erzincan Depremi 86. Yılında Bugün, Türkiye tarihinin en yıkıcı felaketlerinden biri olan 1939 Erzincan Depremi’nin 86. yıl dönümü. 27 Aralık 1939 tarihinde meydana gelen 7.9 büyüklüğündeki deprem, Erzincan’ı ve çevresindeki birçok yerleşim alanını yerle bir etti. Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerindeki bu büyük sarsıntı, sadece Erzincan’ı değil, bölgedeki pek çok ili de etkiledi. Deprem, 52 saniye süren sarsıntısı ile 32 bin 968 kişinin hayatını kaybetmesine, 100 binin üzerinde kişinin yaralanmasına ve yüzbinlerce kişinin evsiz kalmasına neden oldu. Depremin Şiddeti ve Etkileri Depremin merkez üssü Erzincan'dı. 7.9 büyüklüğünde olan bu felaket, Erzincan'ın yanı sıra, doğuda Erzincan Ovası'ndan batıda Kelkit Vadisi'ne kadar uzanan geniş bir alanı etkiledi. Sarsıntı sırasında, özellikle Erzincan şehir merkezi tamamen yıkıldı. Sadece Erzincan'da 116 bin 720 bina yıkıldı. Yıkımın büyüklüğü, şehri tamamen terk etmeye zorladı ve şehrin yeni bir yerleşim alanına taşınmasına neden oldu. Erzincan'daki bu yıkım, sadece binaların yıkılması ile sınırlı kalmadı. Deprem, aynı zamanda felakete hazırlıksız bir şekilde yakalanan halkın, kış koşulları ve arama-kurtarma çalışmalarının zorluğu nedeniyle çok büyük can kayıplarına yol açtı. 20-30°C soğukların hüküm sürdüğü bu dönemde, felaketten sadece birkaç gün sonra, kar fırtınası ve seller de meydana geldi. Bu da depremzedelerin yardım almasını daha da zorlaştırarak ölü sayısını arttırdı. Uluslararası Yardımlar Depremin ardından, dünya çapında birçok ülke Türkiye'ye yardım gönderdi. Yardımlar arasında tıbbi malzemeler, giysiler, yiyecekler ve temel ihtiyaç malzemeleri yer aldı. Birleşik Krallık, ABD, Fransa, Sovyetler Birliği, Yunanistan, İran ve diğer birçok ülke, maddi ve manevi destek sundu. Bu uluslararası dayanışma, Türkiye'nin zorlu günlerinde önemli bir moral kaynağı oldu. Deprem, sadece can kaybına yol açmakla kalmadı, aynı zamanda Türkiye'deki edebiyat ve kültürel dünyada da izler bıraktı. Nâzım Hikmet, deprem sonrası "Kara Haber" adlı şiirini kaleme alarak, felaketin yarattığı acıyı ve kederi dile getirdi. Ayrıca, Reşadiye ilçesinde yaşanan felaket, "Reşadiye Irmağı" adlı türküye ilham verdi. Bu türkü, o dönemdeki acıyı ve kaybı anlatan bir kültürel miras olarak günümüze kadar geldi.

Erzincan’da dondurucu soğuk ve kar yağışı: Sıcaklık -20 dereceye düştü Haber

Erzincan’da dondurucu soğuk ve kar yağışı: Sıcaklık -20 dereceye düştü

Erzincan’da kış mevsimi etkisini artırarak sürdürüyor. Hava sıcaklığının eksi 20 dereceye kadar düştüğü kentte, özellikle yüksek rakımlı bölgelerde kar ve sis etkili oluyor. Soğuk hava, şehir merkezinde günlük yaşamı zorlaştırırken, yüksek kesimlerde sabah saatlerinde sis ve tipi etkisini gösterdi. GÖRÜŞ MESAFESİ 15 METREYE KADAR DÜŞTÜ Erzincan - Sivas kara yolu üzerinde bulunan Kızıldağ ve Sakaltutan Geçitleri, yoğun sis nedeniyle sürücülere zor anlar yaşattı. Görüş mesafesi yer yer 15 metreye kadar düştü. Kar ve tipinin de etkili olduğu bölgede, özellikle ağır tonajlı araçlar yavaş ilerlemek zorunda kaldı. Kara yollarında herhangi bir olumsuzluk yaşanmaması için Karayolları ekipleri, güzergâhta aralıksız kar küreme ve tuzlama çalışmaları yürütüyor. Sürücüler, buzlanma riskine karşı dikkatli olmaları konusunda uyarıldı. METEOROLOJİ’DEN SOĞUK HAVA VE KAR YAĞIŞI UYARISI Meteoroloji 12. Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan son değerlendirmelere göre, bölgede hava durumu şu şekilde: Ardahan, Bayburt ve çevrelerinde aralıklı kar yağışı bekleniyor. Bölge genelinde buzlanma ve don olayı görülecek. Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin altında seyretmesi bekleniyor. Vatandaşların özellikle sabah ve gece saatlerinde buzlanmaya karşı tedbirli olmaları gerektiği bildirildi. BUZLANMA, DON VE ÇIĞ TEHLİKESİ UYARISI Meteoroloji yetkilileri, dik ve eğimli yamaçlarda çığ tehlikesine karşı uyarılarda bulundu. Bölgede beklenen yoğun kar yağışı ve don olayları nedeniyle olası olumsuzluklara karşı vatandaşların ve sürücülerin dikkatli ve tedbirli olması gerektiği bildirildi.

Erzincan İliç’teki altın madeni davasında Danıştay’dan kritik karar Haber

Erzincan İliç’teki altın madeni davasında Danıştay’dan kritik karar

Adana Barosu avukatlarından İsmail Hakkı Atal, Erzincan'ın İliç ilçesinde Çöpler Köyü yakınlardaki altın madeninin bulunduğu geniş bir alanda meydana gelen toprak kayması sonucu 9 işçinin yaşamını yitirdiğini anımsattı. Yaşanan felaketin, bölgede büyük bir çevre ve insan sağlığı riski endişesine neden olduğunu belirten Atal, "Felaket yaşanan madende altın ayrıştırmasında siyanür kullanımı insan yaşamına ve doğaya zarar verecek risk taşıdığı için büyük endişeye neden olmuştu. Söz konusu madenin ruhsatının iptal edilmesi ve 66 milyon ton olan zehirli atık havuzunun 200 milyon tona çıkarılmak istenmesine karşı da hukuk mücadelesi başlatmıştık. Maden, Malatya, Tunceli, Tunceli'deki Munzur Çevre Koruma Bölgesi’ni yok edecek şekilde geliştirilmek isteniyordu. Bizim bu konuyla ilgili başlattığımız hukuk mücadelesi 3 yılı geride bıraktık. Hukuksal girişimlerimiz olmasaydı ve bu madende atık havuzu kapasitesi arttırılmış olsaydı, burada daha büyük bir felaket yaşanacaktı" dedi. Avukat İsmail Hakkı Atal, maden ocağının fay hattı üzerinde olduğunu ve bunun ciddi bir risk oluşturduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Altın madenini büyütmek için verilen ÇED olumlu raporu ve ruhsatlar, Erzincan İdare Mahkemesi tarafından hukuka ve mevzuata aykırı bulunarak iptal edilmişti. Şirket ve bakanlık mahkeme kararına itiraz etmişti. Ancak Danıştay bu itirazları reddederek iptal kararını onadı. Böylece altın madeninin ÇED onayı ve ruhsatları tekrar iptal oldu. Mahkeme süreci, altın madeninin doğaya ve insan yaşamına ciddi zararlar verdiğini kanıtladı. ÇED raporunun bilimsel yöntemlerle hazırlanmadığı, bölgede aktif fay hatları bulunmasına rağmen deprem riskinin değerlendirilmediği, hava kirliliği ve su kaynaklarının kirlenmesi gibi hayati konuların göz ardı edildiği tespit edildi. Şirketin altın madenini büyütmek için aldığı ÇED raporu ve ruhsatlarının iptali önemli bir kazanım. Ancak bölgedeki tehlike geçmiş değil. Fırat Havzası’ndaki yaşamın sürdürülmesi, ekosistemlerin korunması, yerleşim ve tarım alanlarının zehirlenmemesi için altın madenciliği hemen son bulmalı, şirketin tüm faaliyetleri durdurulmalı."

TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu taslak raporunu tamamladı Haber

TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu taslak raporunu tamamladı

Erzincan'ın İliç ilçesindeki maden ocağında meydana gelen kazanın tüm yönleriyle araştırılması ve benzer kazaların önlenmesine yönelik tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu, taslak raporunu tamamladı. AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu başkanlığındaki Komisyon, 3 aylık rutin süresinin ardından aldığı bir aylık ek sürede de çalışmalarını sürdürerek taslak raporunu bitirdi. Üyelere ve siyasi partilere gönderilen rapor, milletvekillerinin görüş ve önerilerinin ardından esas rapor haline getirilerek Meclis Başkanlığına sunulacak. 7 bölümden oluşan toplam 518 sayfalık taslak raporun sunuş bölümünde değerlendirmelerde bulunan Komisyon Başkanı Uslu, yaşanan olayın, "Önce insan, önce çevre, sonra güvenli madencilik" anlayışının önemini ortaya koyduğunu belirtti. Güvenliği ön planda tutan daha güçlü yasal düzenlemeler yapılmasının, sürdürülebilir ve güvenli maden üretimi mimarisini geliştirecek eğitim süreçleri düzenlenmesinin ve uygulamaların sıkı şekilde denetlenmesinin elzem olduğunu vurgulayan Uslu, Komisyonun 100 saatlik toplantı takvimi gerçekleştirdiğini ifade etti. Komisyonun 14 bin sayfaya ulaşan bilgi ve belgeyi incelediğini belirten Uslu, raporda güvenli altın madenciliği mimarisi, işçi sağlığı ve iş güvenliği sistematiğinin iyileştirilmesi, çevre sağlığından halk sağlığına kadar olumsuz etkilerin bertarafı gibi çok sayıda konuda çeşitli değerlendirmelerin bulunduğunu bildirdi. Altın üretimi ve zenginleştirme yöntemlerine ilişkin bilgilere yer verilen raporda, altın madenciliğine yönelik mevzuat da ele alındı, altın madenciliğindeki kurumsal yapı aktarıldı. Altın madenlerindeki denetimlere de yer verilen raporda süreçlerin nasıl işlediği anlatıldı. Raporun 6'ncı bölümünde İliç'teki maden ocağında meydana gelen kaza hakkında bilgi verildi. Daha önce yapılan denetimlerdeki eksiklikler ve uygulanan para cezalarına değinilen raporda, kaza anında yığın liç alanındaki malzemenin 10 milyon 249 bin metreküplük bölümünün hareket ettiği belirtildi. Değişim gösteren kritik parametrelerin ilgili firma veya tasarım ve mühendislik firmalarınca operasyona yönelik karar alma süreçlerinde etkin şekilde değerlendirilmemesinin müdahale süresinin aşılmasına yol açtığı vurgulanan raporda, şunlar kaydedildi: "Erzincan İliç kazası, madencilik sektöründe tasarım, izleme ve müdahale mekanizmalarının entegrasyonunun ne kadar hayati olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Gelecekte benzer kazaların önlenmesi için yalnızca mühendislik modellerinin doğruluğu ve detaylılığına değil aynı zamanda tasarımda kullanılmış olan verilerin izleme süreçlerinden elde edilen veriler ile değiştirilerek yeniden yorumlanması ve bu yorumlar doğrultusunda kritik hususlara ilişkin operasyonel müdahalelerin yani tepki süresinin hızına da odaklanılmalıdır. Sistemlerin dinamik yapısı göz önüne alınarak erken uyarı sistemleri güçlendirilip tasarımın güncellenmesi dahil konularda karar alma mekanizmaları hızlandırılmalıdır." BMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu, madencilik alanındaki stratejileri belirlemek, stratejilerin takibini, koordinasyonu ve uygulamasını sağlamak amaçlı madencilik faaliyetlerine ilişkin yeni bir kurul yapılandırması için "Madencilik Politikaları Üst Kurulu" oluşturulması önerisinde bulundu. Erzincan'ın İliç ilçesindeki maden ocağında meydana gelen kazanın tüm yönleriyle araştırılması ve benzer kazaların önlenmesine yönelik tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun taslak raporunda, güvenli ve sürdürülebilir altın madenciliği mimarisinin ve politikalarının geliştirilmesine yönelik öneriler yer aldı. Toplam 79 maddelik önerilerin ilk sırasında, Maden Kanunu'ndaki tanımlamalara uygun olarak özellikle altın madenciliği ve güvenli altın madenciliği mimarisi için ayrı izin, izleme, denetim ve uygulama standartları ve kılavuzları oluşturulması, Türkiye'deki tüm madencilik mevzuatının taranarak, yalnızca altın madenciliğini ilgilendiren spesifik konularda ayrı bir mevzuat düzenlemesi yapılmasının değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Maden iş yerlerinin, çalışan başına ölüm oranında ilk sırada yer aldığına dikkat çekilen raporda, "Tüm maden iş yerlerinde bir güvenlik politikası oluşturulmalı ve bu politika çerçevesinde tüm taraflar bilinçlendirilerek görev, yetki ve sorumlulukları konusunda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır." ifadesi kullanıldı. Raporda, kamuoyunda "üretim baskısı" olarak ifade edilen, işletmenin öngörülen termin planının önünde seyretmesi hususlarının daha yakından izlenebilmesi, bu noktada hak sahiplerinin hesap verebilirliğinin artırılması, ayrıca ilgili kamu kurumları tarafından üretim faaliyeti noktasında sektör önceliklerini, trendlerini anlama ve anlamlandırmada, denetim planı başta olmak üzere çeşitli politikalar geliştirmede kolaylık sağlayacak önemli veriler sağlaması amacıyla Maden Kanunu'ndaki ilgili hükümlerde düzenleme yapılması gerektiği kaydedildi. Raporda, yığın liç kavramını bir bütün ve detaylı olarak tanımlayan; yığın liç tasarımının, projesinin, işletiminin ve uygulamasının dinamik bir süreç olduğundan hareketle yeni gelişen durumlara göre güncellenmeni ve denetimini de içeren, geniş kapsamlı, bütüncül bir mevzuat çalışması yapılması gerektiği aktarıldı. Madencilik alanındaki madencilik müşavirliği, mühendislik, danışmanlık, su yapısı denetimi gibi denetim ve bağımsız denetim gibi özel kuruluşların akreditasyon sürecinin bir çatı altında birleştirilmesi konusunun düzenlenmesi gerektiği vurgulanan raporda, "Özellikle altın madenciliği alanında izleme süreçlerinin, çevresel etkiler açısından özellikle suya, havaya, toprağa olan etkileriyle ilgili rutin veya rutin dışı ölçümlerin izlenmesi süreçlerinin kamuoyu ile anında paylaşılmasını sağlayacak düzenlemeler geliştirilmelidir." önerisine yer verildi. Raporda, özellikle yığın liç, atık depolama tesisi gibi büyük yapıların denetimi, bu yapılarla ilgili meydana gelebilecek acil durumlarda alınacak eylem planları, bu yapılarda rutin iş ve işlemler devam ederken meydana gelebilecek aksaklıklar için tetikleyici eylem planı, bu yapıların işletilmesi esnasında kullanılan günün koşul ve şartlarında mevcut en iyi teknolojik çözüm gibi konuların daha detaylı irdelenmesine ve denetlenmesine yönelik mevzuatta düzenleme ve değişiklikler yapılması ve kurumlar arası koordinasyonun güçlendirilmesi gerektiği kaydedildi. Raporda, eksik ve ihmali bulunanlara ilişkin yaptırımlarla ilgili şu önerilere yer verildi: "Kamu kurumlarınca yapılan denetimler sırasında tespit edilen, sağlık ve güvenliği tehlikeye atan eksiklikler konusunda ihmal ve sorumluluğu bulunanlar hakkında uygulanan idari yaptırımların caydırıcılığı artırılmalıdır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen taksirle adam öldürme (öngörülen ceza basit halinde iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası), taksirle adam yaralama (öngörülen ceza basit halinde üç aydan bir yıla kadar hapis) ve çevrenin taksirle kirletilmesi (öngörülen ceza basit halinde iki aydan bir yıla kadar hapis cezası) suçlarının madencilik faaliyeti kapsamında işlendiği hallere özgü olmak üzere, hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verme yasağı getirilmesi ve bu hallerin Kanunda suçun nitelikli hali olarak düzenlenmesi; böylelikle bu fillerin karşılığında daha ağır cezaların belirlenmesi sağlanmalıdır." "Madencilik Politikaları Üst Kurulu" önerisi Raporda, tüm tabii kaynak yatırım ve işletme süreçlerini kapsayan (ruhsatlandırma, izin-lisans verme ve takip etme, izleme, denetleme, madencilik faaliyetleri için politikalar belirleme) kurul yapısına sahip yeni bir yapılanma inşa edilmesinin, birden çok bakanlığı ve kurumu ilgilendiren madenciliğin stratejik adımlarını kolaylaştıracağı ifade edildi. Tüm tabii kaynak yatırım ve işletme süreçleri için önerilen yeni kurumsal yapılanma oluşturuluncaya kadar Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün (MAPEG) teşkilat yapısının güçlendirilmesine ve kurumsal kapasitesinin artırılmasına yönelik önlemler alınması gerektiği vurgulanan raporda, "Madencilik alanındaki stratejileri belirlemek, stratejilerin takibini, koordinasyonu ve uygulamasını sağlamak amaçlı madencilik faaliyetlerine ilişkin yeni bir kurul yapılandırması, 'Madencilik Politikaları Üst Kurulu' oluşturulması hususunda çalışmalar yapılması önerilmektedir." ifadesi kullanıldı. Raporda, madenlerde iş sağlığı ve güvenliği yönetim sisteminin oluşturulması, iş güvenliği ikliminin iyileştirilmesi ve bunun sürdürülebilir kılınması için iş sağlığı ve güvenliği denetim ve izlemelerinin uzmanlaşmış bir çatı kuruluş altında toplanmasını sağlayacak, uluslararası standartlarda bir Maden Güvenlik Kurulu veya Ulusal Maden İş Sağlığı ve Güvenliği Kurumu oluşturulması, altın üretimi yapılacak tesislerin; ulusal ve uluslararası platformda kabul edilen mühendislik standartlarına uygun güvenli tasarım kriterleri kullanılarak tasarlanması, onaylanması ve uygulamadaki eksikliklerin etkin ve bağımsız denetleme ve yaptırımlarla giderilmesi sağlanması, madencilik faaliyetlerinde teknolojik yeniliklerin takip edilerek, en güncel ve güvenli ekipmanların kullanılması, madende kullanılan tüm ekipmanların düzenli bakımlarının yapılması ve gerektiğinde yenilenmesi sağlanması gerektiği belirtildi. Raporda, patlatma kaynaklı sismik dalgaların da deprem dalgaları gibi detaylı şekilde incelenmesi gerektiği kaydedildi. Türkiye'nin, deprem, heyelan, taşkın, çığ, kaya düşmesi gibi birçok doğal tehlike potansiyeline sahip olduğuna dikkat çekilen raporda, bu nedenle metalik maden üreten işletmelerin ek kontrol ve takiplerinin yapılması önerildi. Altın madeni işletme faaliyetlerine yönelik bağımsız denetimin mevzuatta düzenlenmesi gerektiği belirtilen raporda, altın madeni işletmelerinin çeşitli gerekçelerle yaptırdığı bağımsız denetimlere ilişkin raporları ilgili Bakanlıkla paylaşılmalarının zorunlu hale getirilmesine yönelik yasal düzenleme yapılması istendi. "Afet ve Yer Bilimleri" dersi Raporda, "Altın madeni işletme faaliyetlerinin niteliğine ilişkin çerçeve çizilerek bu faaliyetlerin bağımsız denetime tabi olmaları gerektiği hususunda mevzuat düzenlemesi yapılmalı ve uluslararası bağımsız sertifikasyon kuruluşlarının aktif rol oynayacağı ve halihazırda mevcut denetim sistemine katkı sağlayacağı ek bir denetim ve gözetim mekanizması kurulmalıdır." ifadelerine yer verildi. Maden kazalarının önlenmesi amacıyla açık işletme, maden işletme faaliyetleri ile pasa gibi yığınların yüzey hareketlerinin izlenmesinin, İnterferometrik Yapay Açıklıklı Radar, yer kontrol radarı, robotik totalstation gibi teknolojiler ile düzenli takibinin yapılmasının, sınırı aşan sonuçlarda birden çok denetleme, izleme otoritesine anlık bilgi verilmesinin gerektiği kaydedilen raporda, bu çerçevede de yasal düzenlemelerin gündeme gelmesi önerildi. Altın madenciliği özelinde uluslararası kuruluşlarla özellikle siyanür yönetimi noktasında iş birliği sağlanması gerektiği vurgulanan raporda, maden işçiliğinde ihtisasın artırılması amacıyla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca belirlenecek yerlerde yeterli sayıda meslek lisesi ve meslek yüksek okulu kurulması, orta veya uzun vadede bu meslek liselerinden ve yüksek okullardan mezun olanların madenlerde çalıştırılmalarının desteklenmesi tavsiyesinde bulunuldu. İlkokuldan itibaren "Afet ve Yer Bilimleri" derslerinin müfredata dahil edilmesi istenilen raporda, şu önerilere yer verildi: "- Yığın liçi üretim yöntemini uygulayan işletmelerde üretim, iş güvenliği ve iç denetim işlerinin deneyimli ve tesisin risk profili ile uyumlu personel tarafından yönetilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır. - Maden sahalarının genelinde acil uyarı sisteminin kurulması ile ilgili düzenleme yapılmalıdır. - İlköğretim çağından başlamak üzere her yaştan insanda farkındalık sağlanması amacıyla iş sağlığı ve güvenliği dersleri zorunlu olmalıdır. - Altın madenciliğinde, sahanın eski haline getirme ve dönüştürme maliyeti ile çevresel etki maliyeti gibi rehabilite bedellerinin işletmeciden tamamıyla karşılanmasını sağlayacak maliyetlendirme, bedellendirme ve teminatlandırılma kriterleri ve standartları oluşturulmalıdır. - Madencilik faaliyetlerine, faaliyet sonrası kapatma ve çevre düzenlemeleriyle ilgili yeterli finansal güvencenin mevcudiyeti halinde izin verilmelidir. Firmalar, madencilik faaliyetine ilişkin olarak toplumsal ve çevresel önlemleri içeren bir kapatma planını faaliyetin başlangıcından itibaren hazırlamalı ve bu plan düzenli olarak güncellemelidir. - Altın madenciliğinin sosyal etkileri konusunda da çalışmalar yapılmalıdır. Etki analizleri çerçevesinde sosyal sorumluluk projelerinin yapılması teşvik edilmeli, zorunlu kılınmalıdır. Altın madenciliği sektöründe sosyal sorumluluk projelerinin gönüllüğü, projelerinin sürdürülebilirliği için zorunluluğa dönüştürülmelidir. -İşletmelerin bütçe olanaklarının belli oranını sosyal sorumluluk projelerine ayrılmasını sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır. - Madenlerde arama kurtarma birimlerinin kurulmasına yönelik bir maden arama kurtarma mevzuatı geliştirilmeli, maden kazalarında bu ekipler arasında koordinasyonun nasıl sağlanacağına dair konuların netleştirilmesi sağlanmalıdır. - Liç sahasında görevli personel üzerinde giyilebilir teknolojilerden yararlanılarak tasarlanmış iletişim araçları bulundurulmalıdır. Herhangi bir acil durum anında bu araçlar sayesinde personele ulaşım kolaylaştırılmalıdır. - Altın fiyatlarındaki olası dalgalanmalar ve gelecekte beklenen fiyat artışları göz önünde bulundurularak; 2101 Dolar/Ons üzerindeki seviyeler için yeni dilimler eklenmelidir. Ayrıca devlet hakkı yüzdelik oranlarında da güncellemeler yapılarak altın madenin ekonomiye doğrudan katkısı arttırılmalıdır. - İliç maden sahasında faaliyetlerin devamına; maksimum iş yeri güvenliği ve çevresel etkiler için gerekli tedbirler alınarak ve üretim yönteminin değiştirilmesi dahil farklı alternatifler ve farklı üretim modelleri değerlendirilerek karar verilmelidir. - Hem madenlerde açma, izin, izleme ve işletme süreçlerinin hem maden kazaları riskinin azaltılmasına yönelik uygulamaların yargısal denetimi konularında hem de maden kazalarına ilişkin soruşturma ve kovuşturmalar konusunda uzmanlaşmış mahkemelerin oluşturulması sağlanmalıdır." Raporda, İliç'teki maden kazasının meydana geldiği işletme sahasında yapılması gerekenlerle ilgili tavsiyelere de yer verildi.

Erzincan İliç'teki maden ocağında meydana gelen heyelan bir yılı geride bıraktı Haber

Erzincan İliç'teki maden ocağında meydana gelen heyelan bir yılı geride bıraktı

Erzincan'ın İliç ilçesi Çöpler köyündeki altın madeninin bulunduğu bölgede, geçen yıl 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kayması sonucu hem kaybolduan 9 işçi için arama kurtarma çalışması hem de ihmali bulunanların yakalanması için İliç Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı. Kayıp işçilere bir an önce ulaşmak için Kayan Toprak Güvenli ve geçici depolama depolamada taşınırken, Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ve farklı üniversitelerden bilim insanları da heyelanın aktivitelerinin araştırılması için su ve toprak analizleri yaptı. İşçilerin çektiği "çatlak fotoğrafları" delil olarak kaydedildi Maden sahasındaki incelemeyi yapan bilirkişi heyetinin 17 Şubat'ta hazırladığı ön raporda, "yığındaki çatlaklar için önceden önlem alınması" süreç yöneticisinin de bulunduğu 5 kişi kusurlu bulunuyordu. Toprak kaymasının yaşandığı gün sabah saatlerinde madenciler tarafından çekilen "çatlak fotoğrafları" da bilirkişi raporunda delil olarak yer aldı. Konuyla ilgili araştırma yapmak üzere Meclis'te grup bulunan tüm partilerin ortak kararıyla TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu kuruldu ve komisyon 7 Mayıs'ta Erzincan'daki başlangıç ​​olayının tüm boyutuyla raporlaştırıldı. Maden sahasındaki heyelana ilgili bilirkişi heyeti de mayıs yerinde laboratuvarı tamamlayıp rapor savcılığa sundu. Raporda, proje yönetim oranlarının doğru ve işler şekilde sürdürülmediği, madeni bölümdeki izolasyon sisteminin yetersiz olduğu kanaatinin var olduğu belirtildi. Raporda ayrıca şirket yönetici ve mühendislerinden 13 kişi kusurlu olarak bulunuyordu. Kasım ayında ise heyelana ile ilgili flaş etki değerlendirmesini (ÇED) kapsayan bilirkişi raporu hazırlandı. İstanbul Teknik, Hacettepe, Yıldız Teknik ve Gazi üniversitelerinden çevre, inşaat, jeoloji ve maden yüksek mühendislerinden oluşan heyetin değerlendirmeleri sonucu elde edilen yeni bilirkişi raporunda, "ÇED raporunda onay veya imzası bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Sistemi Bakanlığı ekiplerinin kusursuz olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır." ürünün piyasaya sürülmesi. Ayrıca İliç Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmada heyelana, ÇED raporlarında onay ve imzası bulunan kamu görevlileri hakkında "kovuşturmaya yer olmadığına" karar verdi. 43 şüpheli hakkında iddianame hazırlanıyor Heyelana, 18 Aralık 2024'te 5'i tutuklu 43 şüpheli hakkında "taksirle ölüm ve yaralanmaya neden olmak" ve "çevreyi taksirle bozmak" suçlarından iddianame hazırlanarak mahkemeye sunuldu. Tutuklu şüpheliler IRG, SKS, ARK, S.Ç. ve Ö.A. ile tutuksuz 38 zanlı hakkında 69 sayfalık iddianamede, tüm şüphelilerin "taksirle ölüm ve yaralanmaya neden olmak" suçundan 2 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası talep edildi. Şüphelilerden altın madenini o dönemde işleten şirketin Kanadalı yöneticisi IRG ile CYD ve K.Ö. hakkında ayrıca "çevreyi taksirle kirletmek" suçundan adli para ya da toprak, suda veya havada kalıcı etki bırakması halinde 2 aydan 1 yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamedeki bilirkişi raporuna göre, 43 şüpheliden 12'sinin "genel olarak kayıt doğru yönetilememesi, risklerin belirlenmemesi, acil yönetim planının oluşturulamaması, iletişim ve koordinasyonun yeterince sağlanamaması" gibi kusurlu kusurlu oldukları kanaatine varıldı. İddianamede, "Olayın meydana gelmesinde proje akış oranlarının doğru ve işler şekilde kurulmadığı, Faz 4B olarak kapasite artışına gidildiği ve dağıtılan projelerinde hatalarının bulunduğu, işletme aşamasında proje tasarım kriterlerinin yetersiz takip edildiği anlaşılmıştır, Faz 5 inşaatı sırasında yığın liçine yakın mesafelerde ve patlamaların yapıldığı patlamaların liçine risklerinin belirlenmediği anlaşılmıştır." ifadelerine yer verildi. Erzincan 1. Ağır Ceza Mahkemesince 3 Ocak'ta iddianamenin kabul edilmesinin ardından 17 Mart'ta 43 sanığın yargılanmasına başlanacak. Öte yandan kaybedilen işçilerden birinin 5 Nisan'da, diğerinin 19 Nisan'da, kirliliğin 4 Mayıs'ta, beşinin de 10 Haziran 2024'te cenazelerine ulaşıldı.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İLKHABER-Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.