SON DAKİKA

#Emrullah Erdinç

İLKHABER-Gazetesi - Emrullah Erdinç haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Emrullah Erdinç haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Emrullah Erdinç: ''Ece Gül dosyası ciddiyetle takip edilseydi, Ayşe bugün yaşıyor olurdu!'' Haber

Emrullah Erdinç: ''Ece Gül dosyası ciddiyetle takip edilseydi, Ayşe bugün yaşıyor olurdu!''

İstanbul'da 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz’ın eski sevgilisi, eski polis memuru Cemil Koç tarafından öldürülmesi Türkiye gündemini sarsmıştı. Ancak olay sadece bu cinayetle sınırlı kalmadı. Gazeteci Emrullah Erdinç’in sosyal medya üzerinden yaptığı dikkat çekici paylaşım, zanlı Cemil Koç’un geçmişine yönelik ağır ihmalleri gözler önüne serdi. DAHA ÖNCE DE BİR KADININ ŞÜPHELİ ÖLÜMÜNE KARIŞMIŞ Erdinç’in paylaşımına göre, Cemil Koç, iki yıl önce Diyarbakır’da Türkmenistan uyruklu Ece Gül Övezova’nın şüpheli ölümü nedeniyle de sorgulanmıştı. Çünkü Ece Gül altıncı kattan düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından ifadesi alınan Koç’un, Tokyaz cinayetinden sonra bu dosya kapsamında yeniden sorguya çağrılacağı bildirildi. ECE GÜL ÖVEZOVA DOSYASI SAHİPSİZ KALDI Zanlının avukatının dosyadan iki yıl önce çekildiği ve şu anda Ece Gül Övezova’yı temsil eden hiçbir avukatın bulunmadığı da iddialar arasında. BAROLARA SERT TEPKİ: "NEDEN MÜDAHİL OLMADINIZ?" Erdinç, başta İstanbul ve Diyarbakır Barosu olmak üzere tüm baroların kadın hakları merkezlerine çağrıda bulundu. Sosyal medya paylaşımında şu ifadeleri kullandı: "Baroların kadın hakları birimleri nerede? Neden Türkmenistanlı Ece Gül için hiçbir hukuk mücadelesi yürütülmedi? Neden hiçbir baro bu dosyaya müdahil olmadı?" "ECE GÜL DOSYASI CİDDİYETLE TAKİP EDİLSEYDİ, AYŞE BUGÜN YAŞIYORDU" Erdinç’in en çarpıcı tespiti ise şu oldu: “Eğer Ece Gül’ün dosyası zamanında ciddiyetle takip edilseydi, Ayşe Tokyaz bugün hâlâ hayatta olabilirdi.”

Bolu Kartalkaya faciası davası başladı: 78 canın yandığı yangının ilk duruşmasında gözyaşları sel oldu Haber

Bolu Kartalkaya faciası davası başladı: 78 canın yandığı yangının ilk duruşmasında gözyaşları sel oldu

13 Ocak 2025’te Grand Kartal Otel'de çıkan ve Türkiye tarihinin en büyük otel yangınlarından biri olarak kayıtlara geçen faciaya ilişkin açılan davada yargı süreci resmen başladı. Yangınla ilgili 19'u tutuklu toplam 32 sanık, Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Yürek dağlayan ifadeler: “8 evladımı toprağa verdim” Gazateci Emrullah Erdinç'in duruşmadan aktardığı bilgilere göre, ailesinden 8 kişiyi kaybeden Avukat Yüksel Gültekin gözyaşları içinde söz alarak şunları söyledi; ''Duygularımı daha fazla tutamayacağım. Dayanamıyorum. Usulen konuşma hakkım olmadığını biliyorum ama konuşmak istiyorum…Bu dava siyasallaşmamalı. Suç şahsidir ve bu kişiler en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Oğlum Boğaziçi mezunuydu, üç çocuk babasıydı. Gelinim ODTÜ mezunuydu, 18 çocuğa burs veriyordu. Diğer canlar da bizim evlatlarımızdı. Sorumlulara soruyorum: İki aracı kurtarmak için onlarca insanın yanmasına nasıl göz yumdunuz? Vicdanınız buna nasıl el verdi? Sahte gözyaşlarınızı görmek istemiyorum. Bu yüzden salondan çıkıyorum.'' ifadelerini kullandı. Avukat Yüksel Gültekin çocukları Enes Gültekin, Bilal Gültekin, Rumeysa Gültekin, gelini Sena Gültekin, torunları Yusuf Sinanettin Gültekin, Muhammet Selim Gültekin, Bekir Sadık Gültekin ve Sümeyye Güner yangında hayatlarını kaybetmişti. Avukat Yüksel Gültekin’den sert tepki: “İki aracı kurtarmak için onlarca kişiyi feda ettiniz” Avukat Yüksel Gültekin’in açıklamaları ise salondaki herkesi derinden sarstı. Gültekin, konuşmasında kişisel bir kaybı olduğunu da dile getirerek şöyle konuştu: “Bu dava siyasallaşmamalı. Suç şahsidir ve bu kişiler en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Oğlum Boğaziçi mezunuydu, üç çocuk babasıydı. Gelinim ODTÜ mezunuydu, 18 çocuğa burs veriyordu. Diğer canlar da bizim evlatlarımızdı.” “Sorumlulara soruyorum: İki aracı kurtarmak için onlarca insanın yanmasına nasıl göz yumdunuz? Vicdanınız buna nasıl el verdi? Sahte gözyaşlarınızı görmek istemiyorum. Bu yüzden salondan çıkıyorum.” 32 sanık hakkında ‘kasten adam öldürme’ ve ‘taksirle yangına sebebiyet verme’ suçlaması İddianamede 32 sanık hakkında, "kasten adam öldürme", "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma", "ihmal suretiyle kamu güvenliğini tehlikeye sokma" suçlarından ağır cezalar talep ediliyor. Savcılık, otelin yangın güvenliği yönetmeliğine aykırı şekilde yapılandırıldığını, acil çıkış kapılarının kilitli olduğunu, yangın alarm ve söndürme sistemlerinin çalışmadığını belirledi. Ayrıca yangın esnasında otel yönetiminin, otoparktaki iki aracı kurtarmak için tahliye emrini geç verdiği öne sürüldü. Duruşma 2 gün sürecek ve sanıkların savunmaları alınmaya devam edecek. Bolu’daki facianın yargı süreci kamuoyu tarafından dikkatle takip ediliyor.

Gazeteci Emrullah Erdinç’ten Sena paylaşımı: Sırlar gün yüzüne çıkıyor! Haber

Gazeteci Emrullah Erdinç’ten Sena paylaşımı: Sırlar gün yüzüne çıkıyor!

Diyarbakır’da Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencisi 20 yaşındaki Sena Düzgün’ün intihar ettiği ileri sürülen ölümü, Türkiye’nin gündeminde derin yankılar uyandırdı. Gazeteci Emrullah Erdinç’in sosyal medyadan paylaştığı çarpıcı açıklamalarla, genç kızın ölümünün basit bir intihardan ibaret olmadığı, arkasında “yok sayma, manipülasyon ve istismar” gibi karanlık sırlar bulunduğu ortaya çıktı. Sena’nın ardında bıraktığı gizemli olaylar, detaylarıyla gün yüzüne çıkmaya başladı. Emrullah Erdinç Sena'nın arkadaşlarının savcılığa ifade vermeye başladığını ve telefonunun incelemeye alındığını duyurdu. Öğretim Görevlisiyle Yaşanan İlişki İddiası ve Sonrası Yalnızlık İddialara göre Sena Düzgün üniversitede görevli bir akademisyenle yaşadığı yasak bir ilişki nedeniyle psikolojik olarak büyük bir çöküntüye girdi. İlişkinin sona ermesiyle yalnız kalan genç kız, çevresinden destek göremediği için yaşam mücadelesini kaybetti. Telefonu İnceleniyor, Arkadaşları Savcılığa İfade Veriyor Sena’nın hayatının son anlarını gösteren önemli kanıtlardan biri olan cep telefonu incelemeye alındı. Genç kadının yakın çevresi, olayla ilgili savcılık ifadelerine çağrıldı. Telefonundaki mesajlar, sosyal medya paylaşımları ve son hareketleri soruşturmanın seyrini belirleyecek. Sosyal Medyada Adalet Çağrısı: #SenaİçinAdalet Genç kadının ölümü, sosyal medyada #SenaİçinAdalet etiketiyle geniş bir destek gördü. Binlerce kullanıcı, adaletin sağlanması için seslerini yükseltti. Emrullah Erdinç, “Bu dosya kapanmadı, bu bir sessiz çığlık. Adalet gelene kadar mücadele edeceğiz” dedi.

İlahiyat Fakültesi öğrencisi Sena Düzgün neden intihar etti? Emrullah Erdinç açıkladı Haber

İlahiyat Fakültesi öğrencisi Sena Düzgün neden intihar etti? Emrullah Erdinç açıkladı

Diyarbakır'da üniversite öğrencisi Nur Sena Düzgün’ün hayatını kaybetmesi, kamuoyunu derinden sarstı. Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 2. sınıf öğrencisi olan 20 yaşındaki Sena Düzgün, sabah saatlerinde Onkoloji Hastanesi bahçesindeki bir ağaca asılı halde ölü bulundu. Ailesi tarafından kayıp ihbarı verilen genç kadının cansız bedeni, yapılan arama çalışmaları sonrası bulundu. Yetkililer olayın intihar olduğunu değerlendirirken, sosyal medyada öne sürülen iddialar olayın çok daha derin bir boyutu olduğunu gösteriyor. Olayın Gelişimi Sabah saatlerinde hastane bahçesinde bir ağaca asılı halde bulunan Sena Düzgün’ün hayatını kaybettiği tespit edildi. Ailesinin gece eve dönmemesi üzerine yaptığı kayıp başvurusu sonrasında başlatılan arama çalışmalarıyla genç kadının yeri tespit edildi. Olay yerine gelen polis ve sağlık ekipleri inceleme yaptı. Sena’nın cansız bedeni otopsi yapılmak üzere Diyarbakır Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Olayla ilgili adli soruşturma başlatıldı. Rektörlükten Açıklama Geldi Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamuran Eronat, üniversitenin resmi hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Üniversitemizin İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Nur Sena DÜZGÜN'ün vefat ettiği bildirildi. Bu acı kayıptan dolayı derin üzüntü duyulmaktadır. Merhumeye Cenab-ı Hak'tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve tüm üniversite camiasına başsağlığı ve sabır diliyoruz." İntihar Notu ve Sosyal Medya Paylaşımları Sena Düzgün’ün kurs hocasına mektup bırakarak intihar edeceğini haber verdiği, konum bilgisini paylaştığı ve "Cenazemi alın" mesajı gönderdiği iddia edildi. Ayrıca ölüm anını kayda aldığı öne sürüldü. İntihardan bir gün önce Instagram profilinde “26.05.2025, Sağlıksız bir birey. Bir ölünün hatıra defteri” notunu paylaşması dikkat çekti. Sosyal Medyada Gündem: Emrullah Erdinç’ten Dikkat Çeken Paylaşım Gazeteci Emrullah Erdinç, Sena Düzgün’ün ölümüne ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, olayın intiharın ötesinde bir trajedi olduğunu savundu. Erdinç’in paylaşımında şu ifadeler yer aldı: “Bu sadece bir intihar değil… Bu bir yok sayılmanın, bir manipülasyonun, bir sessiz çığlığın hikayesi… Adı Nur Sena’ydı. Ama herkes onu ‘İsra’ olarak tanırdı. Karanlıkla mücadele eden bir genç kızdı. Yalnızdı, sevgisiz büyüdü… ama hep güldü. Ta ki… güvendiği biri onu suistimal edene kadar. İddialara göre bir üniversite hocası… bir öğrenciye ilgi gösterdi. Sonra gizledi. Kullandı. Terk etti. Ve Sena’yı yalnızlaştırdı. Sena, defalarca yardım sinyali verdi. Kimse duymadı. Şimdi soruyoruz: Biri bu kıza ne yaptı? Neden üç kez aynı üniversitede intihar etmek istedi? Neden hâlâ kimse hesap vermiyor? Sena için adalet istiyoruz. Bu dosya kapanmadı.”

Emrullah Erdinç Deniz Akkaya'ya cevap verdi: "Adalet önünde hesaplaşacağız" Haber

Emrullah Erdinç Deniz Akkaya'ya cevap verdi: "Adalet önünde hesaplaşacağız"

Gazeteci Emrullah Erdinç, eski manken Deniz Akkaya'nın kendisi hakkında yaptığı suçlamalara sert bir yanıt verdi. Akkaya'nın, sosyal medya paylaşımlarında yaptığı asılsız ithamlarla hedef almasının ardından Erdinç, açıklamalarda bulundu. Akkaya'nın sözlerini yanıtlayan Erdinç, "Adalet önünde hesaplaşacağız" diyerek, hukuki sürecin başlayacağını ve tüm iddiaların yargı önünde çözülmesi gerektiğini belirtti. Erdinç, ayrıca Akkaya'nın hakkındaki iddialarına karşı suç duyurusunda bulunduğunu ve mahkeme salonunda hesaplaşacaklarını ifade etti. Akkaya, gazeteci Emrullah Erdinç’e yönelik olarak, "Senin annen hapisten çıkmış gibi Dilan Polat hapisten çıktığında ağzın kulaklarına vardı" diyerek eleştirilerde bulundu. Ayrıca, Polat’ın hapisten çıkışının ardından gösterdiği sevincini hedef alarak, "O gün gülme nedenim tahliye değil, Polatların yakınlarının/destekçilerinin karar sonrası benimle alay ederek konuşmalarıydı" dedi. Bu sözlerin ardından, Erdinç, Akkaya’ya sert bir cevap verdi. Erdinç, Akkaya'nın kendisi hakkındaki iddialarına detaylı bir şekilde karşılık verdi ve birçok konuda asılsız suçlamalarla karşı karşıya olduğunu belirtti. Erdinç, Akkaya’nın suçlamalarına karşı yasal yoldan çözüm arayacağını ifade etti. Erdinç, Akkaya’ya verdiği yanıtında, "Dilan Polat'tan rüşvet aldığımı iddia etmen kesin hüküm vermiş gibi davranmak, iftiradır ve bunu ispatlaman için sana şans veriyorum. Bugün suç duyurusunda bulundum ve mahkemede kanıt sunmanı bekliyorum" diyerek, Akkaya'nın kendisine yönelik ithamlarını hukuk önünde tartışacaklarını belirtti. Erdinç, Akkaya'nın kendisini çeşitli suçlarla ilişkilendirmesinin de tamamen asılsız olduğunu vurguladı. "30 yılını gazeteci olarak, alın teriyle geçiren birisi olarak, kendisiyle mahkeme salonunda hesaplaşmaktan memnuniyet duyacağım" diyen Erdinç, son olarak Akkaya’nın yaşadığı zorluklarla ilgili üzgün olduğunu ancak yine de çocuğu ile sağlıklı bir ilişki kurmasını temenni etti. Emrullah Erdinç'in yazısının tamamı ''Deniz Akkaya'ya cevabımdır; Bugün kendisi hakkında attığım "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Deniz Akkaya hakkında, tehdit ve hakaret suçundan soruşturma başlattı." twiti öncesinde saat 10:43'te kendisine bu konuyu sorduğum bir mesaj gönderdim. (Daha önce irtibat kurduğum numarasına) Oradan bir dönüş olmadı. Kendisi bu twitin altına "neden ısrarla bu dandik fotoğrafı kullanıyorsun" diye cevap yazdı. Sonrasında da benim hakkımda bildiklerini yazacağını ifade etti. Deniz Akkaya'nın bildiğini zannettiği asılsız ithamlara gelelim. - Selin Ciğerci'nin babasını tanımam bile, görüştüğümü söylemiş. - Chekirge isimli kullanıcının "sahte Alman ajanı" olduğunu öğrendiğim için mesajlarımı sildiğimi iddia etmiş. Burada tam olarak kimi, neyle suçlamış, çözemedim. - Dilan Polat'tan rüşvet aldığımı iddia etmemiş kesin hüküm vermiş. Bunu ispatlaması için kendisine bir şans veriyorum; Bugün suç duyurusunda bulundum. Mahkemede, kanıtlaması için verdiğim bu şansı iyi kullanmasını temenni ederim. - Polatlar tahliye olunca "ağzım kulaklarımda, annem hapisten çıkmış gibi sevinen bir şakşakçı olduğumu söylemiş. WhatsApp'ta da cevaplamıştım; o gün gülme nedenimin tahliye değil, Polatların yakınlarının/destekçilerinin karar sonrası benimle alay ederek konuşmaları, laf atmalarıydı. Onlara sadece gülerek tepki verdim. - Mıstık ve Canan ile hangi konuda anlaşmış diye sormuş; yine bomboş bir cümle. Neyle suçluyor, kimle, nerede, ne zaman, ne görüşmüşüm... Hiçbir şey söylemeyerek soru sormuş. Kendisi biliyorsa lütfen anlatsın. - Eylem Tok ve Timur Cihantimur davası için ABD'ye hangi parayla gidip otelde kaldığımı merak etmiş. Tabii ki kendi paramla gittim ve otelde değil arkadaşımın evinde kaldım. - Hala neden ABD'de davayı takip etmediğimi sormuş. 6 ay orada kalacağımı düşünmüş demek ki. Bu varsayımla Diyarbakır'a Güran ailesinin finansmanıyla, yenidoğan çetesinin üzerine de özel hastanelerin sponsorluğuyla gittiğimi düşünüyor olabilir. 30 yılını gazeteci namusuyla, alın teriyle, bir basın emekçisi olarak Deniz Akkaya ve türevlerinin aslı astarı olmayan onlarca ithamı altında bir kuruş haksız menfaat elde etmeden geçirmiş olmanın rahatlığı ve huzuruyla, kendisiyle mahkeme salonunda, adalet önünde hesaplaşacak olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğumu ifade ederim. Son zamanlarda yaptığım haberlerle ilgili beni susturmaya çalışan kesime bilerek ya da bilmeyerek hizmet ettiğinizi de üzülerek söylemek isterim. Bir süredir yaşadığınız sorunlarla ilgili zor günler geçirdiğinizi de biliyorum. Her şeye rağmen, bir anne olarak sağlıklı bir ilişki içinde tekrar çocuğunuzla olmanızı canıgönülden dilerim.''

Dilan ve Engin Polat Çifti çıktı mı? Tahliye kararında son durum Haber

Dilan ve Engin Polat Çifti çıktı mı? Tahliye kararında son durum

Gazeteci Emrullah Erdinç'in haberine göre, sosyal medya fenomeni Dilan Polat ve eşi Engin Polat, Banu Parlak'a ait güzellik merkezinin kurşunlanması olayıyla ilgili görülen davada tutuksuz yargılanacak. Ancak, çiftin cezaevine geri dönmesinin sebebi diğer davalarındaki tutukluluklarının devam ediyor olması. Dilan Polat Mahkemede Fenalık Geçirdi 5 Kasım 2023 tarihinde kara para aklama ve suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçlamalarıyla tutuklanan Dilan Polat ve eşi Engin Polat, bugün Banu Parlak'a ait iş yerinin kurşunlanması davasında yeniden hakim karşısına çıktı. Duruşma sırasında Dilan Polat’ın sinir krizi geçirerek yere yığıldığı ve “Allah’ım hiçbir suçum yok, Allah’ım ne olur kurtar” dediği aktarıldı. Diğer Davalar Devam Ediyor Polat çiftinin Banu Parlak'ın güzellik merkezinin kurşunlanması davasında tutuksuz yargılanmalarına karar verilirken, diğer davalardaki tutukluluk halleri sürecek. Çiftin, kara para aklama ve suç örgütü kurma gibi suçlamalardan dolayı devam eden davaları bulunuyor. Gelişmeler Yakından Takip Ediliyor Polat çiftinin yaşadığı bu süreç, sosyal medya ve basın tarafından yakından takip ediliyor. Banu Parlak'a ait iş yerinin kurşunlanması olayıyla ilgili davada verilen tutuksuz yargılama kararı, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Çiftin diğer davaları ve mahkemelerden çıkacak kararlar merakla bekleniyor.  

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İLKHABER-Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.