TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Emine Erdoğan

İLKHABER-Gazetesi - Emine Erdoğan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Emine Erdoğan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Emine Erdoğan: Toprağa sevgiyle iz bırakan kadınlar geleceğin güçlü mirasıdır Haber

Emine Erdoğan: Toprağa sevgiyle iz bırakan kadınlar geleceğin güçlü mirasıdır

Emine Erdoğan, toprakları bereketle yeşerten, emeğiyle hayat veren kadınların, geleceğe en güçlü mirası bıraktığını belirterek, "Her birinin eli, toprağın bağrına atılan bir sevgi tohumu gibi." ifadesini kullandı. Emine Erdoğan, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla dün Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde düzenlenen, "Toprağa İz Bırakan Kadınlar" programına ilişkin sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. Kadın çiftçilerin gücü "Bu toprakları bereketle yeşerten, emeğiyle hayat veren kadınlarımız, geleceğe en güçlü mirası bırakıyor. Her birinin eli, toprağın bağrına atılan bir sevgi tohumu gibi… Toprağa iz bırakan tüm kadınlarımızı yürekten kutluyorum" paylaşımını yapan Emine Erdoğan, program kapsamında Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden 18 kadın kooperatifince açılan stantlardaki çiftçi kadınların duygu ve düşüncelerinin yer aldığı videoya da yer verdi. Videoda, Bursa Ağaköylü Kadınlar Tarımsal Kalkınma Kooperatifinden çiftçi Merve Çakin, "Kooperatifleri kurmamızda bize Emine Hanım sağ olsun öncü olmuştur. Onun tek bir sözüyle bütün kooperatifleri kurduk." ifadesini kullandı. Kadın kooperatifleri büyüyor Tüm kadınların hayal etmekten vazgeçmemelerini isteyen Çakin, kadınların biraz çaba, çokça emek ve hayalle istedikleri yere ulaşabileceklerini kaydetti.Muğla Yerkesik Tarımsal Kalkınma Kooperatifinden çiftçi Sibel Merveoğlu da devletin her daim arkalarında olmasında dolayı çok şanslı olduğunu dile getirdi. Kastamonu Azdavay-Daday Yerel Eylem Grubundan çiftçi Nazmiye Dengel ise "Tüm çiftçilerin işleri rast gitsin, bereketli ürünleri olsun, günleri kutlu olsun. Güzel günler görsünler, daha daha bereketli ürünlere nasip olsunlar." temennisinde bulundu.

Emine Erdoğan'dan anne adaylarına normal doğum çağrısı Haber

Emine Erdoğan'dan anne adaylarına normal doğum çağrısı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, sezaryen ameliyatın, "büyük bedelleri olan cerrahi bir operasyon" yerine, "pratik, hızlı ve ağrısız bir doğum seçeneği" olarak tanıtıldığına, Türkiye'deki sezaryen oranlarının DSÖ'nün belirlediği makul sınırları aştığına dikkati çekerek, anne adaylarına normal doğum çağrısı yaptı. Emine Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde "Doğal Olan Normal Doğum" temasıyla gerçekleştirilen Normal Doğum Eylem Planı Tanıtım Toplantısı'na katıldı. Eylem planı tanıtım toplantısı dolayısıyla katılımcılarla bir arada olmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Emine Erdoğan, doğum tecrübesinin, anne ve bebek arasında hayat boyu sürecek özel bir bağın kurulduğu oldukça hassas bir süreç olduğuna dikkati çekti. Emine Erdoğan, "Bir bebekle birlikte, sevginin, gücün, güvenin hayat bulduğu doğum esnasında yaşananlar, annenin ve bebeğin üzerinde bir ömür etkisi kalacak derin izler bırakır. Bu yüzden, bu özel zamanın mümkün olduğunca fıtrata ve doğala uygun bir şekilde gelişmesi, hayati önem taşır" ifadelerini kullandı. "Normal doğum, anne ve bebek arasında güçlü bir bağ kuruyor" Doğal doğumun başrolünde yer alan anne adayının, yeni bir ruhun dünyaya gelişini ve vücudunun değişimini tüm boyutlarıyla deneyimleyebileceğine işaret eden Emine Erdoğan, "Hormonların sağlıklı bir şekilde salgılandığı doğal doğum sürecinde, anne hızlı bir şekilde toparlanır, bebeğini kucağına alır ve emzirerek ömrün sonuna kadar devam edecek güçlü bir güven ve sevgi bağının temelini atar" diye konuştu. Emine Erdoğan, doğal doğumun bebeğin üzerindeki olumlu etkilerinin saymakla bitmeyeceğine dikkati çekerek, "Doğum kanalında karşılaştığı faydalı bakteriler sayesinde güçlü bir bağışıklık sistemi geliştiren bebek, bu yolculukta akciğer gelişimini de sağlıklı bir şekilde tamamlar. Araştırmalar, beyin gelişiminde bellek, öğrenme, farkındalık gibi davranışları düzenleyen protein salgılarının doğal doğumda daha fazla üretildiğini ortaya koyuyor" bilgisini paylaştı. "Sezaryen oranları Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği sınırları aşıyor" Emine Erdoğan, normal doğumun anne ve bebek üzerindeki tüm faydalarına rağmen tıbbi gereklilik dışındaki sezaryen oranlarının yüksekliğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Normal doğumun bütün bu faydalarına rağmen ne yazık ki, günümüz dünyasında kadınlar bu eşsiz tecrübeyi olması gereken doğal haliyle yaşayamıyor. Modern zamanın konformist ve maddeci yaklaşımları nedeniyle, dünyanın en kadim tecrübesi, tıbbi bir operasyona indirgeniyor. Sezaryen, 'büyük bedelleri olan cerrahi bir operasyon' yerine, 'pratik, hızlı ve ağrısız bir doğum seçeneği' olarak tanıtılıyor. Şunun altını çizmeliyim ki tıbbi gerekçelerle, doğru zamanda yapıldığında sezaryenin hayat kurtarıcı özelliği çok önemlidir. Ancak maalesef, Dünya Sağlık Örgütünce açıklanan yüzde 15'lik makul sezaryen sınırının, ülkemizde ciddi manada aşıldığını görüyoruz. Bugün Türkiye'de dünyaya gelen iki çocuktan birisi sezaryenle doğuyor. Tekrar ediyorum, iki çocuktan birisi." Emine Erdoğan, sezaryen ameliyatların anne ve bebek üzerindeki olumsuz etkilerine ilişkin şu bilgileri paylaştı: "Hızlı ve kolay bir yöntem olarak sunulan sezaryenin, anne ve bebek üzerinde kısa ve uzun vadeli hasarlar bıraktığı bilimsel olarak da biliniyor. Sezaryenle doğan bebeklerde astım, obezite gibi kronik hastalıklara yatkınlık görülürken, doğum esnasında edineceği faydalı bakterilerden mahrum kalan bebeğin bağışıklık sistemi yeterince gelişemiyor. Doğal sürecini tamamlamadan müdahaleyle doğurulan bebekler, adeta dalından erken koparılan bir meyve gibi hayata yenik ve geriden başlıyor. Öte yandan, hormonal dengesi bozulan anne adayı, normal doğum yapan bir kadına göre, çok daha zorlu bir doğum ve annelik süreci geçirmek zorunda kalıyor." "Her doğum eşsizdir, müdahalesiz doğum teşvik edilmeli" Doğumla ilgili bazı temel gerçeklerin yeniden hatırlanmasına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, "Kadın bedeninin tamamen içgüdüsel ve adeta programlanmış bir şekilde fıtri yürüttüğü doğum tecrübesinin dışarıdan kontrol edilmesi mümkün değildir. Doğumun süresi, ne zaman ve nasıl gerçekleşeceği fizyolojik ve psikolojik birçok faktöre bağlıdır. Aynı annenin yaşadığı doğum tecrübeleri bile birbirinin aynısı değildir. Dolayısıyla her doğum kendine hastır, eşsizdir ve özeldir" dedi. Emine Erdoğan, bu ilahi yaratılış süreci karşısında bedenin kendi işlevini doğal akışında ve rahatça yerine getirebileceği uygun ortamı hazırlamanın önemli olduğunu aktararak, "Anne adayı için bu uygun ortam hareket özgürlüğünün bulunması, ihtiyacı olan zamana ve mahremiyete duyarlı davranılması, duygusal ve fiziksel destek sunulması anlamına gelir. Bu ideal çevrenin oluşturulması için, ebelerimizin kıymetli rehberliği, hekim ve hemşirelerimizin işbirliği, hastanelerimizde kadınların ihtiyaçlarına uygun donatılmış doğumhanelerin tesisi çok önemli. İnanıyorum ki doktoruna, ebesine güvenen kadınlar, korku aşılayan hikayelere veya çevresinden gelen yanlış yönlendirmelere teslim olmayacak ve doğum serüvenini doğal yöntemlerle tamamlayabilecektir" dedi. Emine Erdoğan, dünyada, anne ve bebek dostu, modern teknolojileri kapsayan, daha insani doğal doğum yaklaşımlarına ihtiyaç bulunduğunun altını çizdi. Sağlık Bakanlığının 2008'den itibaren normal doğumu teşvik amacıyla kıymetli projeleri hayata geçirdiğini, Türkiye'yi de tehdit eden bu küresel soruna çözüm alternatifleri geliştirdiğini anımsatan Emine Erdoğan, şunları kaydetti: "Bugüne dek Bakanlığımız ile gebe okullarının açılması, doğum mahremiyeti sağlayan anne dostu hastaneler projesinin ve suda doğum ünitelerinin yaygınlaştırılması, öte yandan anne sütünün teşvik edilmesi gibi pek çok çalışmaya imza attık. Bütün bu çabaların, bugün ilan edilen 'Normal Doğum Eylem Planı' kapsamında sistemli bir şekilde yaygınlaştırılacağını görmek, memnuniyet verici. Bunlara ek olarak, normal doğumu kolaylaştıracak doğal destek yöntemlerinin güçlendirilmesini de ayrıca önemsiyorum. Nefes egzersizleri, akupunktur, hidroterapi gibi doğal doğumu kolaylaştıran etkili yöntemler olduğunu tüm anne adaylarımız bilmeli. Diğer yandan müdahalesiz doğum karnesi iyi olan hastaneler ve hekimler ödüllendirilmeli, tanıtımını bizzat yaptığım 'İlk Adım Ebe Gebe Okulu' gibi yerel iyi uygulamalar teşvik edilmelidir." Emine Erdoğan, Konya'da başlatılan "İlk Adım Ebe Gebe Okulu" projesiyle yüzde 50 olan sezaryen oranlarının, verilen eğitimlerle yüzde 33'lere kadar düşürüldüğünü, bilinçlendirme ve farkındalığı artırmaya yönelik faaliyetlerin etkisinin bu örnekte çok net görülebildiğini söyledi. "Toplumumuzun rehberliğine ve desteğine ihtiyacı var" Toplumun bilinçlendirilmesine yönelik çalışmalarda medya ve akademi dünyasına büyük sorumluluklar düştüğünü vurgulayan Emine Erdoğan, "Toplumumuzun sizlerin rehberliğine ve desteğine ihtiyacı var" diye konuştu. Emine Erdoğan, tanıtım programında yer alan rektörleri ve başhekimleri duyarlılıklarından ötürü tebrik ederek, bilim insanları ile hastaneler arasında normal doğum alanındaki işbirliğini artıracak girişimlerin yaygınlaşması temennisinde bulundu. Doğal doğum konusunda toplumsal bilincin gelişmesi için medyanın çok önemli bir araç olarak görülmesi gerektiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Kadınlarımızın annelik sürecinde cesaretini kıran, korku salan yayınlar yerine doğal doğumun bilimsel faydalarını ortaya koyan teşvik edici kampanyaların medyada daha fazla yer almasını diliyorum. Bu noktada, belki de en etkili teşvik yöntemi, doğal doğum yapmış annelerin tecrübe paylaşımlarıdır. Kendisinden önce bu yolları başarıyla geçmiş kadınların gerçek hikayeleri, yeni anne adaylarının en güçlü ilham kaynağı olacaktır. Bu çerçevede, bugün anlamlı mesajlarıyla doğal doğum kampanyamıza destek veren sevgili Azra Akın'a sunduğu örneklik dolayısıyla teşekkür ediyorum." Normal doğumun teşviki ve sezaryen oranlarının azaltılmasının yalnızca anne ve bebek sağlığını korumayla kalmayıp, toplumun da uzun vadeli sağlık hedeflerini de doğrudan etkileyen bir konu olduğunu dile getiren Memişoğlu, "Sağlık Bakanlığı olarak her zaman toplumun sağlığını koruma ve geleceğini güvence altına alma sorumluluğunu taşımaktayız ancak bu sorumluluğu daha kapsamlı bir perspektiften ele almak zorundayız. Bu doğrultuda Normal Doğum Eylem Planı, bir sağlık politikası olmanın ötesinde geleceğe yatırım niteliğindedir. Ülkemizin toplam doğurganlık hızındaki gerileme, nüfus yenileme seviyesinin altında kalmış ve bu durum sürdürülebilir gelecek için büyük bir tehdit haline gelmiştir. Bugün doğurganlık oranındaki azalma ve sezaryen oranlarındaki artış bunları bize göstermektedir. Toplam doğurganlık hızı 2001 yılında 2,38 iken, 2023 yılı itibarıyla 1,51'e düşmüştür. Bu nüfusun yenileme düzeyi olan 2,10'un çok altındadır ve düşük doğurganlık oranı ülkemizin geleceğini doğrudan etkileyen bir gelişmedir" ifadelerini kullandı. Anne adaylarına çağrı Emine Erdoğan, "Tüm bu kıymetli girişimler, ancak kadınlarımızın içine işlenmiş gizli kodları normal doğum deneyimiyle benimsemesi ve sahiplenmesiyle anlam kazanabilir. Bu yüzden, bütün anne adaylarımızı, başka tecrübeyle edinilmeyecek bu eşsiz bilgeliği kucaklamaya davet ediyorum" ifadelerini kullandı. Başlatılan kampanyanın doğal doğum ile anne adayları arasındaki bağı yeniden tesis etmeye vesile olmasını dileyen Emine Erdoğan, Sağlık Bakanlığı ve çalışmada emeği geçen herkese teşekkürlerini iletti. Azra Akın: "Her kadın bunu deneyimi yaşamalı" Normal doğum yapan ve 5 aylık anne olan eski Türkiye ve Dünya Güzeli oyuncu Azra Akın da deneyimini paylaşarak, "Tıbbi bir zorunluluk olmadığı takdirde iyi bir hazırlıkla tüm kadınların bunu yapabileceğini söylüyorum. Tıbben sorunlu olmadığı sürece sezaryenlerin önlemesi ve doğal doğuma yönlendirmek için çevremdeki anne adaylarına bireysel olarak her zaman örnek ve destek olmaya özen gösteriyorum. Çünkü ben doğal doğumun her anını ve bebeğimi dünyaya getirmenin gururunu o anda yaşadım" dedi. Akın, anne adaylarını normal doğuma hazırlamak için en doğru yolun eğitim olduğunu, kendi imkanlarıyla aldığı eğitimin kendisini zihinsel, ruhsal ve bedensel olarak doğuma çok iyi hazırladığını söyleyerek, "Annelik yolculuğumda şöyle hissediyordum, ben maça hazırlanan bir sporcuyum ve ebem benim spor koçum. Bu çerçevede, her gebeye bir ebe uygulamasının başlatılacağı konusu beni çok heyecanlandırdı" ifadelerini kullandı. Sezaryene yönelik denetim ve takiplerin yapılacağını öğrenmekten mutlu olduğunu bildiren Akın, "Biz kadınlar çok güçlü varlıklarız. Bu gücümüzün farkında olmamız çok önemli. Doğum sürecinin doğal bir süreç olduğunun tüm anne adaylarına anlatılmasını ve bu konuda farkındalık sağlanmasını çok önemsiyorum" dedi. Normal doğum oranı yüksek hekim ve ebelere plaket verildi Konuşmaların ardından Emine Erdoğan, normal doğum oranı yüksek hekimler ve ebelere plaket takdim etti. Bu çerçevede, Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Adem Dilek, İstanbul Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Sancaktepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Arzu Bilge Tekin, Hatay Reyhanlı Devlet Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Şerif Hürriyetoğlu, Adana Seyhan Devlet Hastanesi'nden ebe Nida Sirkecili, İstanbul Esenler Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nden ebe Tuğba Çevik, Gaziantep Abdulkadir Yüksel Devlet Hastanesi'nden ebe Aysun Çil, normal doğumu teşvik çalışmalarından ötürü plaketlerini aldı. Ayrıca Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Emine Erdoğan'a günün anlamına dair hediye takdiminde bulundu. Programın sonunda katılımcılar, aile fotoğrafı çektirdi. Programda, normal doğum ve sezaryen ameliyatın anne ve bebek üzerindeki etkilerinin işlendiği tanıtım filmi de gösterildi. Tanıtım toplantısında, Emine Erdoğan'ın yanı sıra Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Başkanvekili Serkan Topaloğlu, il sağlık müdürleri, tıp fakültesi olan üniversitelerin rektörleri, tıp fakültesi dekanları ve hastane başhekimleri, kamu ve özel hastane yöneticileri, kadın hastalıkları ve doğum uzmanları, ebeler ve ilgili meslek örgütlerinden temsilciler ile eski Türkiye ve Dünya Güzeli, oyuncu Azra Akın da yer aldı.

Sıfır Atık projesi kapsamında 7 yılda 185 milyar TL ekonomiye geri kazandırıldı Haber

Sıfır Atık projesi kapsamında 7 yılda 185 milyar TL ekonomiye geri kazandırıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen Sıfır Atık Hareketi, 7. yılında büyük başarılara imza attı. 2017'de başlatılan proje kapsamında geri kazanım oranı %34,92'ye çıkarıldı. Projenin hedefi, 2035 yılına kadar bu oranı %60'a yükseltmek. 193 BİN BİNA SIFIR ATIK YÖNETİM SİSTEMİ'NE GEÇTİ 2017 yılında yalnızca olan geri kazanım oranı, 2023 yılında %34,92'ye yükseldi. Proje kapsamında sürdürülebilir üretim ve tüketim alışkanlıkları teşvik edilirken, 193 bin bina Sıfır Atık Yönetim Sistemi'ne geçti. Sıfır Atık Hareketi'nin 7. yılı için belirlenen slogan ise "7 Yılda 7 Kıtada" oldu. 185 MİLYAR LİRA EKONOMİYE KAZANDIRILDI Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre, proje kapsamında bugüne kadar toplamda 59,9 milyon ton geri dönüştürülebilir atık ekonomiye kazandırıldı. Bu sayede 498 milyon ağaç kesilmekten kurtarıldı, 819 milyon metreküp su tasarrufu sağlandı. Ayrıca 127 milyon varil petrolden ve 2,6 milyar kilovatsaat enerji tüketiminden tasarruf edilerek, toplamda 185 milyar lira ekonomiye geri kazandırıldı. PİLOT İLÇE KIZILCAHAMAM'DA BAŞARIYLA UYGULANIYOR Proje, Ankara Kızılcahamam'da pilot ilçe olarak başarıyla uygulanıyor. Vatandaşlar ayrıştırdıkları atıklar karşılığında market alışverişlerinde kullanabilecekleri puanlar kazanıyor. İlçede kurulan sıfır atık bahçesi, geri dönüşüm atölyesi, sıfır atık oyun alanı ve ambalajsız atık dükkânı gibi çeşitli uygulamalarla farkındalık artırılıyor. ULUSLARARASI KATKILAR VE DANIŞMA KURULU Emine Erdoğan'ın başkanlığını yaptığı Sıfır Atık Danışma Kurulu, 12 Nisan 2023'te kuruldu. Kurulda, Birleşmiş Milletler yetkilileri ve ABD, Sierra Leone, Şili, Bangladeş, Brezilya, Kolombiya, Hollanda, Fas, Belçika, Hindistan gibi ülkelerden toplam 13 üye yer alıyor. İLLER BANKASI'NIN DESTEĞİYLE 46 TESİS KURULDU Sıfır Atık Hareketi kapsamında, Bakanlığa bağlı İller Bankası desteğiyle 7 yılda Türkiye'nin farklı bölgelerine 46 depolama, ayrıştırma ve transfer tesisi kuruldu. Bu tesisler, geri dönüşüm sürecinin daha verimli ve etkili olmasını sağlıyor.

Emine Erdoğan, kültürel mirasın önemi üzerine vurgu yaptı Haber

Emine Erdoğan, kültürel mirasın önemi üzerine vurgu yaptı

Emine Erdoğan, "Tarihte örnek medeniyetler kurmuş, dünyaya yön vermiş toplumlar, geçmişiyle, öz kimliğiyle, kültürel hafızasıyla bağını güçlü tutmuş olanlardır." dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu dolayısıyla ABD'de bulunan Emine Erdoğan, New York'taki Türkevi'nde Olgunlaşma Enstitüleri tarafından düzenlenen "Gelin Hazineleri: Osmanlı ve Anadolu Çeyizlerinde Bir Yolculuk" programına ev sahipliği yaptı. "Türk kadınının eşsiz eserleri" Programa, Nijerya Devlet Başkanının eşi Oluremi Tinubu, Kosova Cumhurbaşkanının eşi Prindon Sadriu, Mauritius Cumhurbaşkanının eşi Sayukta Roopun, Fiji Cumhurbaşkanının Eşi Filomena Katonivere, Guatemala Cumhurbaşkanının eşi Lucrecia Peinado, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanının eşi Mirela Becirovic, Yunanistan Başbakanının Eşi Mareva Grabowski Mitsotakis, Arnavutluk Başbakanının eşi Linda Rama ile Esvatini Başbakanının eşi Philile Dlamini, bakanlar, milletvekilleri, genel yayın yönetmenleri ve uluslararası kuruluşların üst düzey temsilcileri katıldı. Programda konuklarına hitap eden Emine Erdoğan, Türk kadınının el emeği göz nuru eserlerinden oluşan, Osmanlı ve Anadolu çeyizlerinin keşfedileceği özel etkinlik vesilesiyle misafirlerini Türkevi'nde ağırlamaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Emine Erdoğan, geleneksel el sanatlarının, bir kültürün satır satır okunabileceği yaşayan belgeler mahiyetinde olduğunu belirterek, "Kültür havzası Asya'dan Afrika'ya geniş bir coğrafyayı kapsayan Anadolu, bu anlamda köklü bir hafızaya sahiptir. Tarih boyunca bölgenin insanları, hayatın her yüzünü hünerli elleriyle eşyaya işlemiş, yaşadığı mekanı ince dokunuşlarla güzelleştirmiştir." diye konuştu. Yeni bir yuvanın kurulması anlamına gelen düğün merasimlerinin bu zengin kültürün kapsamlı bir sunumu gibi olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, "Gelin hamamından kına gecesine, gelin bohçasından çeyiz sandığına birçok ritüeli barındıran Türk düğünleri, geleneksel el sanatlarımızın birçok yönüyle ortaya çıktığı eşsiz törenlerdir. Bu merasimler arasında, bilhassa çeyiz geleneğinin kültürümüzde özel bir yeri vardır. Çeyiz, bir evi yuva yapan değerlerin, sabrın, özenin ve sevginin eşyaya ve mekana yansıtılmasıdır. Özel dokuma kilim ve örtülerden giyim kuşama, hatta kozmetiğe dek bir insanın evinde ihtiyaç duyabileceği her çeşit ürün, çeyiz sandıklarında yer bulur." ifadelerini kullandı. "Çeyiz geleneğinin toplumsal önemi" Emine Erdoğan, çeyiz ürünlerinin günlük hayattaki ihtiyaçları karşılamasının yanı sıra kadınların duygularını, dileklerini ve hayallerini sembollerle ortaya koyan özel birer mektup gibi olduğunu anlattı. Yalnızca geline ve yeni kuracağı eve yönelik özel bir hazırlık gibi gözükse de çeyizin aslında kalabalık bir aile ve dost çevresini de içeren toplumsal bir faaliyet olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, hazırlık sürecinden gelin sandığının yeni eve taşınmasına kadar her aşamanın sosyal bir birliktelik ve dayanışma içerdiğini ifade etti. Bu birlikteliğin Osmanlı saraylarına has çeyiz kültüründe farklı bir boyut aldığını aktaran Emine Erdoğan, özgün işlemeleri ve kıymetli materyalleri ile Osmanlı sultanları için özel hazırlanmış çeyiz ürünlerinin, halkın katıldığı büyük bir törenle gelinin yeni evine taşındığını dile getirdi. Emine Erdoğan, "gelin alayı" olarak da bilinen bu törenin, Türk çeyiz kültürüne dair benzersiz bir şölen sunduğunun altını çizerek, şöyle konuştu: "Çeyiz geleneğimize dair bütün bu kültürel mirası paylaşırken tarihe yapılan sade bir övgüden öte bir çabamız olduğunu vurgulamak isterim. Otomasyon ve dijitalleşmenin her yanımızı sararak, emeği ve özgünlüğü günden güne yok ettiği bir dönemde yaşıyoruz. Kültürel mirasların doğru değerlendirildiğinde insanlık olarak sürüklendiğimiz bunalımlara çözüm sunacak potansiyeli barındırdığına yürekten inanıyorum." "Kültürel miras ve modern yorumlar" Emine Erdoğan, kültürlerin insanın kendisini ve çevresini keşfetme sürecinde yol gösterici anlam haritaları olduğunu dile getirerek, "Tarihte örnek medeniyetler kurmuş, dünyaya yön vermiş toplumlar, geçmişiyle, öz kimliğiyle, kültürel hafızasıyla bağını güçlü tutmuş olanlardır. Yeryüzünde kaybolmaya yüz tutmuş her kültür, insanlığın zihninin daha da çoraklaşması, değer yargılarında yolunu kaybetmesi anlamına gelir. Doğup büyüdüğüm Anadolu medeniyeti başta olmak üzere dünyanın kadim kültürlerinin değerler müktesebatını, günümüzün bilgi ve imkanlarıyla harmanlayarak geleceğe taşımayı bir insanlık meselesi olarak ele almalıyız." şeklinde konuştu. Türk el işi geleneğini korumak ve geleceğe aktarmak üzere 1945'te kurulan Olgunlaşma Enstitülerini yeniden canlandırma hedefiyle "Türk İğnesinin Mucizesi" projesini hayata geçirdiklerini belirten Emine Erdoğan, şunları kaydetti: "Olgunlaşma Enstitülerimiz, büyüklerimizin sandıklarında özenle sakladığı gelin hazinelerini yeniden canlandırarak çağdaş tasarımlarla buluşturmayı hedefliyor. Türk geleneksel el sanatlarının kültürel temsilcileri olarak Türkiye'yi uluslararası alanda tanıtırken, sürdürülebilir üretim sistemiyle dünyaya ilham verici bir model de sunuyor. Nesilden nesile aktarılan sevgi ve bağlılığın sembolü çeyizlerimizin modern yorumlarının giyimden ev tekstiline birçok sektöre yeni bir vizyon getireceğinden şüphem yok. Ruhunu kaybetmiş, kısa ömürlülükle malul fabrikasyon ürünlerden oluşan küresel pazara, kalite ve zarafet aşılayacağına yürekten inanıyorum. Dünyayı saran tek tipleşme ve kültürel çoraklaşma tehdidi karşısında, Anadolu kadınının zamanı aşan işleme dilinin ve emeğinin tüm dünya için bir ilham olmasını ve unuttuğumuz değerleri yeniden hatırlatmasını diliyorum." Emine Erdoğan, program kapsamında hazırlanan sergi ve defile etkinliğinde başta Olgunlaşma Enstitülerinin çalışanları olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederek "Asırlar boyu bu ince dokunuşlarla sevgi ve hürmeti ailelerinin hayatına işlemiş, alın teri emeğiyle insanlığa zarif ve latif bir miras bırakmış tüm kadınlarımızı saygıyla anıyorum." dedi. Defile büyük beğeni topladı Emine Erdoğan'ın konuşmasının ardından Osmanlı ve Anadolu dönemi geleneksel gelinlikleri defileyle tanıtıldı. Erdoğan, defile esnasında kıyafetlerle ilgili başkan eşlerine bilgi verdi, nakışların özelliklerini anlattı. Katılımcılar tarafından büyük beğeni toplayan defileden sonra aile fotoğrafı çekildi. Uluslararası katılımla geleneksel değerlerin tanıtımı Program kapsamında Türkevi'nin bir katında, Osmanlı ve Anadolu kültürüne ait motiflerle işlenmiş çeyizler, düğün kostümleri, el işi halılar ve Türk kültürünü yansıtan objelerin yer aldığı sergi alanı oluşturuldu. Emine Erdoğan'ın, tek tek karşıladığı devlet başkanı eşlerine geleneksel Türk kahvesi ve şerbet ikramında bulunulduktan sonra sergi alanı gezildi.Emine Erdoğan, çeyizin gelinlik kızlar tarafından nasıl hazırlandığını, ürünlere işledikleri motiflerin her birinin anlamı olduğunu ve el emeği ürünlerin gelecek kuşaklara bırakılmasının kıymetini, birebir ilgilendiği konuklarına anlattı. Sergi alanında kına gecesinin Türk kültüründeki yerinin önemine değinen Emine Erdoğan, dekorlarla geleneksel Türk hamamı görüntüsü verilen bölümde ise gelin hamamının anlamını aktardı.Emine Erdoğan, sergi alanında ağaç görüntüsü verilen bölümde, Anadolu'daki Nahıl ağacı kültürüne dair bilgileri konuklarıyla paylaşırken, bazı misafirler bu ağaca dileklerini astı.Programın ardından, Kosova Cumhurbaşkanının eşi Prindon Sadriu, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanının eşi Mirela Becirovic ile Guatemala Cumhurbaşkanının eşi Lucrecia Peinado, BM 78. Genel Kurulu'nda küresel imzaya açılan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilk imzacısı olduğu Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı'nı imzaladı.

Gönül Elçileri projesi BM Genel Kurulu'nda tanıtılacak Haber

Gönül Elçileri projesi BM Genel Kurulu'nda tanıtılacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde hayata geçirilen "Gönül Elçileri" projesi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kapsamında düzenlenecek üst düzey yan etkinlikle tüm dünyaya anlatılacak. Etkinlikte, Türkiye'nin koruyucu aile hizmet modeli, diğer ülkelerin cumhurbaşkanı eşlerine, bakanlarına, Birleşmiş Milletlerin ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarının üst düzey yetkililerine anlatılacak. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, bu sene New York'ta düzenlenecek BM 79'uncu Genel Kurulu kapsamında, tarihinde ikinci defa bir yan etkinliğe ev sahipliği yapacak. Daha önce "sosyal refahın adil paylaşımı" temalı yan etkinlik yapan Bakanlığın bu sene düzenleyeceği üst düzey yan etkinliğin teması Emine Erdoğan'ın himayelerinde hayata geçirilen Gönül Elçileri projesi olacak. Koruyucu aile konusunda küresel anlamda bir seferberlik çağrısı yapılacak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın ev sahipliğinde ve Emine Erdoğan’ın himayelerinde UNICEF Genel Merkezi’nde "Bir Denizyıldızı Hikayesi: Gönül Elçilerine Küresel Davet" başlığı ile düzenlenecek yan etkinlikte koruyucu aile konusunda küresel anlamda bir seferberlik çağrısı da yapacak. Koruyucu aile hizmetinin sağlıklı toplumun devamına olan etkisi üzerinde durulacak etkinlikte, Türkiye'de başarıyla yürütülen ve özellikle Türk cumhuriyetleri ve Afrika ülkeleri tarafından büyük ilgiyle karşılanan koruyucu ailelik modeli ve uygulamalarına yönelik bilgi ve tecrübeler aktarılacak. Gönül Elçileri Projesi 2012 yılında başlatılan Gönül Elçileri projesi ile bütün çocukların, sevgi ve güven ortamında büyüme hakkına sahip olduğu vurgulanıyor. Koruyucu ailelik sistemi ile bir çocuğun hayatını tümden değiştirebilecek bir dokunuşa sahip olan gönüllülük projesi ile devlet ve ailelerin el ele çalışması ve aile bakımından yoksun çocukların yetiştirilme sorumluluğunun paylaşılmasıyla her çocuğa sevgi dolu bir yuvanın verilmesi hedefleniyor.

Emine Erdoğan, Aile Şenliği'nde çocuklar ve ailelerle buluştu Haber

Emine Erdoğan, Aile Şenliği'nde çocuklar ve ailelerle buluştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, UNICEF ile kimsesiz çocuklara yönelik iş birliğini artırma gayretinde olduklarını belirterek, "Çünkü inanıyoruz ki çocuklar, uğruna savaşılacak yegane hazine, insanlığın ortak emanetidir. Bombalar altında hayatta kalmaya çalışan Gazze'nin çocuklarına, açlıkla mücadele eden Yemen'in çocuklarına, evini defalarca terk etmek zorunda kalan Kırım'ın, Ukrayna'nın çocuklarına dünya bir gelecek borçlu" dedi. Emine Erdoğan, İstanbul Valiliği tarafından düzenlenen İstanbul Çocukları Vakfı Koruyucu Aile Şenliği'ne katıldı. Burada konuşan Erdoğan, şenlik vesilesiyle çocuklar ve koruyucu aileleriyle bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu belirtti. Aileleri bir araya getiren, birbirilerini tanıma ve yakınlaşma imkanı sunan etkinliklerin yapılıyor olmasını çok kıymetli bulduğunu söyleyen Erdoğan, "Yavrularımızın ve ailelerinin bugün buradan yüzlerinde tebessüm, kalplerinde neşe ile ayrılmasını temenni ediyorum" dedi. Erdoğan, çocukluğun, geleceğin ekildiği bir toprak gibi olduğunu vurgulayarak, "Çocukluk; cesaret, doğruluk gibi erdemlerin, merhamet, sevgi gibi güzel duyguların ruha işlendiği ömrün en kıymetli dönemidir. Merak ve keşfetme duygusuna güçlü bir vicdanın eşlik ettiği her çocuk, yetişkinliğinde çevresini güzelleştiren birer iyilik pınarına dönüşür. Çocuklarımızın içindeki bu potansiyel, ancak sevgi ve güven ortamında köklenip yeşerebilir. Bu imkana sahip olmayan çocuklarımıza gönüllü aile olan koruyucu anne ve babalarımız, yalnızca bir çocuğun geleceğini değil, toplumdaki huzuru da inşa eder" ifadelerini kullandı. "Koruyucu aileler çocukların hayat hikayesini adeta baştan yazdı" Koruyucu ailelerin, çocukların hayat hikayesini adeta baştan yazdığını dile getiren Erdoğan, "Her biriniz bu hikayenin başkahramanısınız. Koruyucu aileleri olduğunuz günden itibaren çocuklarımızın ilk öğretmeni, can yoldaşı, rol modellerisiniz. Sunduğunuz himayeyle onlara yaşamları boyunca yüreklerinde taşıyacakları mutlu bir çocukluk hediye ediyorsunuz. Gönüllülüğünüzle acının yerini sevinç, yalnızlığın yerini muhabbet, kimsesizliğin yerini güven duygusu alıyor. Rengarenk boyadıkları resimleri, uyumadan önce kurdukları hayalleri, evi şenlendiren neşeleri sizlerin eseri. Bu anlamlı yolculukta kazandığınız deneyimlerinizi paylaşarak başka gönüllü anne babalara da ilham olmanızı diliyorum" dedi. Erdoğan, Türk toplumunda açığı kapatma, eksiği tamamlama ve boşu doldurmanın adeta bir refleks gibi olduğunu kaydederek, "Bu topraklar, kökleri eskilere dayanan, kadim bir dayanışma ve vakıfçılık kültürü ile bilinir. Eytam Nezareti, Darülaceze, Darüşşafaka gibi tarihi asırlar öncesine uzanan kurumlar, kültürümüzdeki ötekine karşı merhamet temelli bakışın eserleridir" diye konuştu. Koruyucu ailelik 4 farklı modelle teşvik ediliyor Bugün Gönül Elçileri Projesi ile muhafaza etmeye ve yaygınlaştırmaya çalıştıkları koruyucu ailelik müessesinin de bu geleneğin bir mirası olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları söyledi: "2002 yılında koruyucu aile yanındaki çocuk sayımız, ülke genelinde 515 iken, bugün ne mutlu ki yalnızca İstanbul'da 1263'e ulaştı. Türkiye genelinde koruyucu aile yanında yaşayan 10 bin 266 çocuğumuzun 1132'si ise özel gereksinimli. Bu özel çocuklarımıza, tüm zorluklara rağmen gönüllü anne babalık yapan ailelerimiz, hayatta karşılıksız sevginin aşamayacağı engel olmadığının birer ispatı. Bu süreçte devletimiz de koruyucu ailelerimize, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılarken, sunabileceği tüm imkanları seferber etmeye devam ediyor. Farklı beklentilere hitap edecek, 'akraba ve yakın çevre', 'süreli', 'geçici' ve 'uzmanlaşmış' olmak üzere 4 farklı model ile koruyucu aileliği teşvik ediyor ve kolaylaştırıyor." Erdoğan, 12. yılını tamamlayan Gönül Elçileri Projesinin küresel ölçekte ilgi ve takdir görmeye başlamasını da memnuniyet verici bir gelişme olarak ifade etti. Gönül Elçileri Projesi ve Koruyucu Ailelik modellerinin, Birleşmiş Milletler Çocuk Programı UNICEF'in raporlarında, "Dünya için umut vaat eden proje" olarak değerlendirildiğini aktaran Erdoğan, "Diğer çalışmalarımızda olduğu gibi, koruyucu ailelik konusunda da edindiğimiz bilgi ve tecrübeleri, projemizi uygulama örneği olarak ele alan ve iş birliği yapmak isteyen her ülke ile paylaşmaya hazırız" dedi.   "Çocuklar uğruna savaşılacak yegane hazine" Emine Erdoğan, bu çerçevede, Azerbaycan ve Özbekistan ile Türkiye'nin Aile Bakanlıkları arasında ortak çalışmalar yürütüldüğünü aktararak, "Aynı şekilde, UNICEF ile kimsesiz çocuklara yönelik iş birliğimizi artırma gayretinde olduğumuzu da ifade etmek isterim. Çünkü inanıyoruz ki çocuklar uğruna savaşılacak yegane hazine, insanlığın ortak emanetidir. Bombalar altında hayatta kalmaya çalışan Gazze'nin çocuklarına, açlıkla mücadele eden Yemen'in çocuklarına, evini defalarca terk etmek zorunda kalan Kırım'ın, Ukrayna'nın çocuklarına, dünya bir gelecek borçlu" diye konuştu. Bugün Gazze'de, ailesinden hiçbir üyenin sağ kalmadığı ve yaralı olarak kurtarılan çocuk sayısının çok yüksek olduğunu ve bu nedenle onlara özel bir tanım geliştirildiğini vurgulayan Erdoğan, "İsimleri yok, hepsi 'Ailesi Hayatta Kalmayan Yaralı Çocuk'. Oysa tıpkı tüm kimsesiz kalmış çocuklar gibi savaş hayatlarını gölgelemeden önce onların da bir ismi, hayatı, hayali ve ailesi vardı. Kalıcı bir barış ve adaletin, ancak dünyanın tüm çocuklarına adil bir gelecek vaat edebildiğinde mümkün olduğuna yürekten inanıyorum" ifadelerini kullandı. Erdoğan, organizasyona ev sahipliği yapan İstanbul Valisi Davut Gül ve eşi Gülden Gül ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na teşekkür ederek, "Koruyucu ailelerimiz ve çocuklarımız arasında yeni dostlukların filizlenmesine imkan verecek böylesi buluşmaların, bütün illerimize örnek olmasını diliyorum" dedi. Koruyucu aile yanında büyüyen Hatice Kaya müzik dinletisi sundu Programda, koruyucu aile yanında büyüyen ve konservatuarı bitirmesinin ardından müzik öğretmeni olarak atanan görme engelli Hatice Kaya'nın müzik dinletisi ile halk oyunları ekibinin gösterisini ilgiyle izleyen Erdoğan, "Gerçekleştirdiği müzik dinletisiyle yüreklerimize şifa olan Hatice kızımızı ve özel gösterileri için halk oyunları ekibini tebrik ederim" dedi. Erdoğan, konuşmasının ardından katılımcılarla "Biz büyük bir aileyiz" fotoğrafı çektirdi, etkinlik alanındaki çocukları ziyaret etti. Çocuklara patlamış mısır, patates kızartması ve kağıt helva dağıtan Erdoğan, çocukların halat çekme yarışmasını izledi. İstanbul Valiliğinin ev sahipliğindeki programa Emine Erdoğan'ın yanı sıra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın eşi Hatice Nur Yerlikaya, İstanbul Valisi Davut Gül ve eşi Gülden Gül, İstanbul Çocukları Vakfı'nın Mütevelli Heyeti ile yönetim kurulu üyeleri, milletvekilleri, koruyucu aileler ve yanlarında kalan çocuklar katıldı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.