SON DAKİKA
Hava Durumu

#ekonomi

İLKHABER-Gazetesi - ekonomi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, ekonomi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bakan Bolat: Mart ayında 23,4 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik Haber

Bakan Bolat: Mart ayında 23,4 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Mart ayı dış ticaret rakamlarını düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Bolat, uyguladıkları ekonomi programının olumlu sonuçlar vermeye devam ettiğini belirterek, pandemi döneminde dahi büyüme performansını sürdürmeyi başaran Türkiye ekonomisinin, 2020'de yüzde 1,9, 2021'de yüzde 11,4, 2022'de yüzde 5,5, 2023'te yüzde 5,1, 2024'te ise yüzde 3,2 oranında büyüdüğünü ifade etti. Bolat, Türkiye'nin Dünya Bankası'nın tanımlarına göre üst gelirli ülkeler ligine yükseldiğine işaret ederek, "Tam 39 ay sonra enflasyon yüzde 38,1'e indi" dedi. "Türkiye de yüzde 10 ilave gümrük vergisi uygulanan ülkeler arasında yer aldı" Küresel çaptaki bazı gelişmelerin de ticareti etkilediğine vurgu yapan Bolat, "Trump yönetimi, bütün dünya ülkelerine ilave gümrük vergisi uygulama kararı aldı. Türkiye de yüzde 10 ilave gümrük vergisi uygulanan ülkeler arasında yer aldı" şeklinde konuştu. "Tarihimizin en yüksek ikinci mart ayı ihracat rakamını elde ettik" Bolat, mart ayı dış ticaret verilerinin müjde niteliğinde olduğunun altını çizerek, "Tarihimizin en yüksek ikinci mart ayı ihracat rakamını elde ettik, yüzde 3,2'lik artışla 23.4 milyar dolara ulaştık. İki takvim gününün kaybedilmesine rağmen, bu başarıyı ihracatçılarımızla birlikte elde ettik. Tüm ihracatçılar ailesine çok teşekkürler ediyorum" değerlendirmesinde bulundu. Mart 2025'te elde edilen 23,4 milyar doların aylık bazda Cumhuriyet tarihinin en yüksek 5'inci ihracatı olduğunu dikkati çeken Bolat, takvim etkisi olmasaydı bu rakamın çok daha yüksek seviyelerde olabileceğini belirtti. Bakan Bolat, son 22 ayın 13'ünde aylık ihracat rekoru kırıldığına işaret ederek, "Cumhuriyet tarihimizin, yıllıklandırılmış en yüksek rakamına martta ulaştık. Son 12 ayda, 263,4 milyar dolar mal ihracatı gerçekleştirdik, bu da yıllıkta yüzde 2,1 artış demektir, toplamda 5,5 milyar dolar ilave artış anlamına gelmektedir. 28 Mart'ta 2 milyar 65 milyon dolar günlük ihracatla, Cumhuriyet tarihimizin en yüksek ikinci günlük ihracat rakamını elde ettik" dedi.

Altın fiyatları 25 Mart 2025: Bugün çeyrek altın, gram altın, tam altın ne durumda? İşte güncel altın fiyatları Haber

Altın fiyatları 25 Mart 2025: Bugün çeyrek altın, gram altın, tam altın ne durumda? İşte güncel altın fiyatları

Altın fiyatları, 25 Mart 2025’te küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmalarla birlikte dikkatle izleniyor. Bugün, gram altın 3.683 TL seviyelerinde işlem görürken, çeyrek altın ve diğer altın türlerinin fiyatları da yatırımcılar tarafından merakla takip ediliyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın son tarife açıklamaları sonrası, altın fiyatları üç günlük düşüş serisinin ardından yatay seyir izledi. Peki, altın almak ve satmak isteyenler için güncel fiyatlar ne durumda? İşte 25 Mart 2025 tarihli canlı altın fiyatları… Gram Altın Fiyatı ve Diğer Altın Türlerinin Son Durumu Altın yatırımcıları, gram altın, çeyrek altın, yarım altın, tam altın ve Cumhuriyet altını fiyatlarını merakla takip ediyor. İşte 25 Mart 2025 tarihli güncel altın fiyatları: Gram Altın: 3.683,69 TL (alış) - 3.684,30 TL (satış) Çeyrek Altın: 6.050,00 TL (alış) - 6.108,00 TL (satış) Yarım Altın: 12.099,00 TL (alış) - 12.217,00 TL (satış) Tam Altın: 23.832,60 TL (alış) - 24.323,82 TL (satış) Cumhuriyet Altını: 24.124,00 TL (alış) - 24.333,00 TL (satış) Ons Altın: 3.015,25 Dolar Altın Fiyatları ve Küresel Etkiler Altın fiyatlarının yönü, küresel ekonomideki gelişmeler ve özellikle ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz politikaları gibi faktörlerle şekilleniyor. Ayrıca jeopolitik gerginlikler de altının değer kazanıp kaybetmesinde önemli bir rol oynuyor. Bugün altın piyasasında hareketliliği etkileyen bir diğer faktör ise ABD Başkanı Donald Trump'ın yaptığı son tarife açıklamaları oldu. Bu gelişme, altın fiyatlarını yatay bir seyire soktu. Altın Fiyatları Yükseliyor Mu? Altın fiyatları son birkaç gündür dalgalanma yaşasa da, anlık verilere göre piyasa fiyatları stabil kalmaya devam ediyor. Gram altının fiyatı 3.683 TL seviyelerinde işlem görürken, çeyrek altın ve diğer altın türlerinin fiyatları da takip ediliyor. Bugün altın piyasası sakin görünüyor ancak ilerleyen günlerde ABD ekonomisindeki gelişmelerle birlikte fiyatların değişebileceği öngörülüyor.

Stagflasyon nedir? Bir ülkede Stagflasyon neden olur? Haber

Stagflasyon nedir? Bir ülkede Stagflasyon neden olur?

Stagflasyon, ekonomik durgunluk (veya küçülme) ve yüksek enflasyonun aynı anda yaşandığı bir ekonomik durumu tanımlar. Normalde, bir ekonomide enflasyonun yüksek olması genellikle ekonomik büyüme ve iş gücü piyasasının güçlü olduğu dönemlere denk gelirken, stagflasyon durumunda bu iki olgu (yüksek enflasyon ve düşük büyüme) paralel olarak görülebilir. Yani, ekonomideki üretim duraklar veya azalırken, fiyatlar hızla artmaya devam eder. Stagflasyonun temel özellikleri şunlardır: Yüksek enflasyon: Fiyatlar hızla yükselir ve yaşam maliyeti artar. Durgunluk: Ekonomik büyüme durur veya çok yavaşlar. Bu durum, işsizlik oranlarının artmasına yol açar. Yüksek işsizlik: İş gücü piyasasında zorluklar yaşanır, şirketler üretimlerini azaltabilir veya iş gücünü küçültebilir. Stagflasyonun sebepleri: Arz şoku: Örneğin, bir ekonomik daralma ya da hammaddelerin fiyatlarının aniden yükselmesi, üretimi zorlaştırabilir ve enflasyon oranlarını yükseltebilir. Yanlış ekonomik politikalar: Özellikle hükümetlerin talebi kısma amacıyla aldığı önlemler (örneğin, faiz oranlarını artırmak) ekonomiyi soğutabilir, ancak bu aynı zamanda enflasyonun artmasına yol açabilir. Stagflasyon örneği: 1970'lerde, özellikle petrol krizleri sırasında dünya ekonomisinde stagflasyon önemli bir sorun haline gelmişti. Petrol fiyatlarının aniden artması, üretim maliyetlerini yükseltmiş ve dünya çapında hem yüksek enflasyon hem de ekonomik durgunluk yaşanmasına neden olmuştu. Stagflasyon, ekonomi politikalarını yönetmek açısından büyük bir zorluk oluşturur, çünkü enflasyonu kontrol altına almak için genellikle talebin kısıtlanması gerekse de, bu durgunluğu daha da kötüleştirebilir.

2035: Gelecek ne getirecek? Üçüncü dünya savaşı çıkacak mı? İşte Atlantic Council anketinin bulguları Haber

2035: Gelecek ne getirecek? Üçüncü dünya savaşı çıkacak mı? İşte Atlantic Council anketinin bulguları

Dünya, önümüzdeki 10 yıl içinde büyük bir değişim sürecine girecek. Küresel güçlerin politikaları, teknolojik gelişmeler ve çevresel değişiklikler, gelecekteki dünya düzenini şekillendirecek. Yapılan araştırmalara göre, bu dönüşümün etkileri, hem ekonomik hem de sosyal yapılar üzerinde derin izler bırakacak. Küresel güvenlik uzmanları, savaş, iklim değişikliği, ekonomik krizler ve teknolojik gelişmeler gibi büyük tehditlerle karşı karşıya kalacağımızı öngörüyor. Peki, bu tehditler kaçınılmaz mı? Gelecekteki dünya nasıl bir yer olacak? Uzmanların görüşlerine göre, 2035 yılına kadar dünya, bugünkünden çok daha farklı bir yapıya bürünecek. Üçüncü Dünya Savaşı: Küresel Güçler Çatışacak mı? Uluslararası ilişkiler uzmanları, 2035 yılına kadar dünya çapında büyük bir savaşın patlak vermesinin olasılığının yüksek olduğunu öngörüyor. Özellikle ABD, Çin ve Rusya gibi küresel güçlerin dahil olacağı bir Üçüncü Dünya Savaşı, nükleer silahlar ve uzayda savaş gibi teknolojik gelişmelerle şekillenecek. Nükleer Silahlar ve Uzayda Savaş: Uzmanların %40,5’i, büyük güçlerin dahil olacağı bir savaşın nükleer silahlar ve uzayda savaş gibi gelişmeleri kapsayacağına inanıyor. 2019 yılında ABD’nin Uzay Kuvvetleri’ni kurması, bu öngörünün doğruluğunu artıran önemli bir işaret olarak kabul ediliyor. Yeni Küresel İttifaklar: Anket katılımcılarının %47,4’ü, Çin'in Rusya, İran ve Kuzey Kore ile yeni bir ittifak kuracağına inanıyor. Bu ittifak, olası bir küresel çatışmanın seyrini daha da karmaşık hale getirebilir. İklim Değişikliği: Geleceğin En Büyük Tehdidi Savaş tehditlerinin yanı sıra, dünyayı tehdit eden en önemli faktörlerden biri de iklim değişikliği. Yapılan anketlere göre, iklim değişikliği, gelecekteki en büyük küresel tehditlerden biri olarak öne çıkıyor. İklim Değişikliğine Karşı Küresel İşbirliği: Katılımcıların %29,9'u, önümüzdeki 10 yıl içinde iklim değişikliğinin en büyük tehdit olacağına inanıyor. Havanın ısınması, aşırı hava olayları ve doğa felaketleri, dünya çapında daha fazla iş birliğini gerektirecek. Çevresel Tehditler ve Felaketler: Orman yangınları, kasırgalar ve deniz seviyelerinin yükselmesi gibi felaketler, insanların yaşam alanlarını tehdit etmeye devam edecek. Yeni Salgın Riski: 2035’te Yeni Bir Pandemi Olabilir mi? Pandemi, son yıllarda dünyayı etkileyen en büyük küresel krizlerden biriydi. Uzmanlar, bir sonraki salgın riskinin 2035 yılına kadar devam edeceği konusunda uyarıyor. Ancak, pandemilerin küresel tehditler arasında en büyük tehdit olmayacağı öngörülüyor. Salgın Riski ve Hazırlık: Uzmanların %1,7’si, yeni bir küresel salgının dünya için en büyük tehdit olacağını düşünüyor. Ancak çoğunluk, iklim değişikliği ve savaş gibi diğer tehditlerin daha acil ve büyük olacağı görüşünde. Ekonomik Düşüş: Borçlar ve Küresel Krizler Uluslararası stratejistler, dünya genelindeki ekonomik sorunlar ve artan mali borçların, gelecekte büyük bir kriz yaratabileceğine dikkat çekiyor. Doların Gücü Zayıflayabilir: Amerika'nın ekonomik ve diplomatik gücünün, artan borçlar ve siyasi gerilimler nedeniyle zayıflayabileceği öngörülüyor. Bu durum, küresel ekonomik dengeleri bozabilir ve yeni ticaret savaşlarına yol açabilir. Yeni Kriz Senaryoları: Küresel borçların, dünya ekonomisini felç etmesi ve büyük bir ekonomik krize yol açması mümkündür. Ancak bu senaryonun gerçekleşmesi için daha fazla ekonomik dengesizlik ve belirsizlik gerekecek. Yapay Zeka ve Otomasyon: Küresel Değişim Getiriyor Yapay zeka (YZ) ve otomasyon gibi teknolojik gelişmeler, gelecek 10 yılda dünya düzenini şekillendiren önemli faktörler arasında yer alıyor. Stratejistler, YZ'nin hem olumlu hem de olumsuz etkiler yaratabileceğini belirtiyor. Olumlu Etkiler: Katılımcıların %58’i, yapay zekanın küresel meselelerde olumlu bir etki yaratacağına inanıyor. Özellikle sağlık, enerji verimliliği ve çevre koruma gibi alanlarda yapay zekanın büyük katkılar sağlayabileceği düşünülüyor. İş Gücü Üzerindeki Etkiler: Ancak YZ ve otomasyonun, iş gücü üzerinde olumsuz etkiler yaratacağı, işsizlik oranlarını artıracağı ve ekonomik eşitsizliği derinleştireceği endişeleri de mevcut. Küresel Güvenlik ve Demokrasi Krizi: Siyasi Yapılar Zayıflıyor Demokrasi ve özgürlükler, gelecekteki küresel tehditlerin bir parçası olarak görülüyor. Birçok uzman, dünya çapındaki demokratik sistemlerin zayıflamaya devam edeceğini ve demokratik bunalım yaşanacağını öngörüyor. Siyasi Gerilimler: Uluslararası güvenlik ve siyasi gerilimler, dünya çapında daha fazla çatışmaya yol açabilir. Özellikle Orta Doğu’da, İsrail ve Suudi Arabistan’ın ilişkilerindeki normalleşme, bölgesel güvenliği yeniden şekillendirebilir. Diktatörlük ve Otoriter Rejimler: Demokrasilerin gerilemesi ve otoriter rejimlerin güç kazanması, küresel barışı tehdit edebilir. 2035: Gelecek Ne Getirecek? Gelecekteki dünya düzeni, yalnızca savaş ve iklim değişikliği gibi tehditlerle değil, aynı zamanda teknolojik gelişmeler ve ekonomik krizlerle de şekillenecek. Uzmanlar, bu tehditlerin birçoğunun kaçınılmaz olduğunu düşünse de, insanlığın bu tehlikeleri nasıl yöneteceği ve küresel iş birliği sağlama yeteneği, geleceği belirleyecek. Dünya, büyük bir dönüşümün eşiğinde ve bu dönüşüm, sadece devletler ve büyük güçler değil, her birimizi etkileyecek. 2035 yılına kadar, daha sürdürülebilir, adil ve güvenli bir dünya yaratmak mümkün mü? Gelecek, küresel iş birliği ve yeni teknolojilerin doğru kullanımı ile şekillenecek gibi görünüyor.

Dilan Polat ile başlayan güzellik merkezleri furyası şimdi iflasın eşiğinde! Haber

Dilan Polat ile başlayan güzellik merkezleri furyası şimdi iflasın eşiğinde!

Bir zamanlar fenomenlerin ve influencer'ların öncülüğünde popülerleşen güzellik merkezleri sektörü, şu anda ekonomik daralmalar ve sektördeki aşırı rekabet nedeniyle zor bir dönem geçiriyor. Özellikle Dilan Polat gibi ünlü isimlerin öncülüğünde yaygınlaşan "güzellik merkezi açma" trendi, günümüzde eski cazibesini kaybetmiş durumda. Bu durum, yatırımcıların ve girişimcilerin zor bir karar verme sürecine girmesine neden oldu. Ekonomik Zorluklar ve Artan Maliyetler İşletmeleri Etkiliyor Güzellik merkezleri, yüksek kira bedelleri ve artan maliyetlerle baş etmekte zorlanıyor. Ayrıca, pandeminin ardından değişen tüketici alışkanlıkları, daha fazla alternatif hizmetin ortaya çıkması ve sektördeki yoğun rekabet, taleplerin azalmasına neden oldu. Geçmişte hızla çoğalan güzellik merkezi sayısı, şu anda işletmecilerin faaliyetlerini devretme ya da sonlandırma kararları almasına yol açıyor. Kapanmaya yaklaşan birçok güzellik merkezi, emlak sitelerinde "devren kiralık" veya "satılık" ilanları ile dikkat çekiyor. Kafe ve restoranlardan sonra en fazla devren kiralık veya satılık ilanı, güzellik merkezlerinden geliyor. İstanbul, bu durumdan en fazla etkilenen şehirlerin başında geliyor. Yatırımcılar ve Girişimciler İçin Zor Bir Dönem Güzellik sektöründeki bu duraklama, yatırımcılar ve girişimciler için büyük bir belirsizlik yaratıyor. Gelişen bu sektör, hem girişimciler hem de yatırımcılar için büyük bir fırsat sunmuşken, şimdi geri adım atmayı zorunlu hale getiriyor. Yüksek rekabetin ve talebin düşmesinin yanı sıra, ekonomik kriz ve yaşam maliyetlerinin artması da güzellik merkezi işletmelerini zor duruma sokuyor. Kapanma süreci, sektördeki birçok işletmenin yeniden yapılanma sürecine girmesine ya da yeni stratejiler geliştirmelerine neden olacak gibi görünüyor. Geçmişteki Popülerlik, Şu Anki Durgunluk Güzellik merkezleri, özellikle influencer'lar ve ünlü isimler tarafından gerçekleştirilen kampanyalarla popüler hale gelmişti. Ancak bugün, bu merkezlerin çoğu, bir zamanlar vaat edilen yüksek kar beklentilerinin gerisinde kalmış durumda. Yüksek kiralar, düşük müşteri talepleri ve artan operasyonel maliyetler gibi sorunlar, bu sektörün krizle karşılaşmasına yol açtı. Özetle, İstanbul’da ve Türkiye genelinde güzellik merkezlerinin kapanma süreci hızlanıyor. Güzellik merkezi açma trendi, özellikle influencer etkisiyle ivme kazanırken, ekonomik zorluklar ve sektördeki yoğun rekabet, bu işletmeleri zorlu bir döneme sokmuş durumda. Şu anda devren kiralık ya da satılık ilanlarla yer alan güzellik merkezleri, sektördeki geleceğe dair belirsizlikleri artırıyor.

Zeydan Karalar, Türkiye ekonomisinin 6 puan gerileyerek 22. sıraya düştüğünü açıkladı Haber

Zeydan Karalar, Türkiye ekonomisinin 6 puan gerileyerek 22. sıraya düştüğünü açıkladı

Adana Büyükşehir Belediye Meclisi'nin Şubat ayı oturumunda, Türkiye ekonomisi ve asgari ücret konusu masaya yatırıldı. AK Parti Grup Başkan Vekili Abdullah Avcı, asgari ücretin arttığını ve vatandaşların enflasyon karşısında mağdur edilmediğini ifade ederken, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, maaş artışlarının gerçek alım gücünü yansıtmadığını ve Türkiye'nin ekonomik durumunun gerilediğini belirtti. Karalar, Türkiye'nin ekonomik sıralamasının 6 puan gerileyerek 22. sıraya düştüğünü de mecliste açıkladı. Avcı, "Asgari ücret AK Parti ile yükseldi" AK Parti Grup Başkan Vekili Abdullah Avcı, partilerinin iktidara geldiklerinden bu yana her çalışanın maaşının artarak devam ettiğini belirterek şunları söyledi: “İnsanlar maaşlarını tıkır  tıkır alabiliyor. Enflasyon altında insanlarımız asla ezilmiyor. Her çalışanımızın maaşı AK Parti iktidara geldiğinde arttı. Asgari ücret AK Parti İktidara gelmeden kaç dolardı, şimdi kaç dolar. Reel olarak hepimizin durumu iyi ve önümüzdeki dönemlerde Allah kısmet ederse daha iyi olacak.” Karalar, “Türkiye ekonomik olarak iyi durumda değil” Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ise, Türkiye’nin ekonomik anlamda iyi durumda olmadığını ifade ederek şu ifadeleri kullandı: “Türkiye ekonomik olarak iyi durumda değil. Evet dolar bazında maaşlar arttı ama 10 sene önce, 20 sene önce 1 dolara yaptığı işi şimdi 10 dolara yapıyor. Dünyada üretilen mal ve hizmet oranı 50 trilyon dolardı, şimdi 70 trilyon dolar oldu. Dolayısıyla o da çok arttı. Sizin dolar bazında insanların maaşlarını arttırıyor olmanız insanların refah seviyesini arttırdığınız anlamına gelmez.” Karalar, "Türkiye ekonomisi 6 puan gerileyerek 22. sıraya düştü" Karalar, “Şöyle bakacaksınız, kaç dolardı et, şimdi kaç dolar . Altın kaç dolardı şimdi kaç dolar. Böyle bakmak lazım. 2021 yılında 2800 TL idi asgari ücret, şimdi oldu 22 bin lira. Ama 2800 TL’nin işini yerine getirmiyor bu asgari ücret.  Ekonomi anlamında Türkiye dünyanın en büyük 14. Ekonomisiydi. Şimdi 22 sırada. 6 puan gerilemiş durumda” şeklinde konuştu.

Türkiye'nin sanayi üretimi arttı Haber

Türkiye'nin sanayi üretimi arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre, 2024 yılı Aralık ayında sanayi üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre %7,0 oranında artış gösterdi. Sanayinin alt sektörlerinde yaşanan büyüme ise dikkat çekici. Özellikle elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ile imalat sanayi sektörlerinde güçlü artışlar kaydedildi. Bu veriler, Türkiye ekonomisinin üretim kapasitesinin artırıldığını ve sanayi sektöründe olumlu bir gelişim trendinin sürdüğünü gösteriyor. Madencilik ve Taş Ocakçılığı sektörü endeksi, Aralık ayında yıllık %1,8 artarken, İmalat Sanayi sektörü endeksi %6,8 oranında yükseldi. Elektrik, Gaz, Buhar ve İklimlendirme Üretimi ve Dağıtımı sektörü ise %11,4 oranında bir artış yaşadı. Aylık Sanayi Üretimi %5,0 Arttı Sanayi üretimi Aralık ayında bir önceki aya göre de büyümeye devam etti. 2024 yılı Aralık ayında sanayi üretimi aylık bazda %5,0 arttı. Madencilik ve Taş Ocakçılığı sektörü endeksi, Aralık ayında aylık %2,2 artış gösterdi. İmalat Sanayi sektörü endeksi %5,6 oranında arttı. Elektrik, Gaz, Buhar ve İklimlendirme Üretimi ve Dağıtımı sektörü ise aylık %0,4'lük bir artış yaşadı. Sanayi Üretim Endeksi Alt Sektörlerindeki Değişim Oranları TÜİK verilerine göre, sanayi üretim endeksi alt sektörlerinde şu değişimler kaydedildi: Madencilik ve Taş Ocakçılığı (B): Yıllık %1,8 artış, Aylık %2,2 artış İmalat (C): Yıllık %6,8 artış, Aylık %5,6 artış Elektrik, Gaz, Buhar ve İklimlendirme Üretimi ve Dağıtımı (D): Yıllık %11,4 artış, Aylık %0,4 artış Veriler, sanayi üretimindeki genel artışı ve farklı sektörlerdeki olumlu büyüme trendini gözler önüne seriyor. TÜİK tarafından açıklanan sanayi üretim endeksi, Türkiye ekonomisinin üretim kapasitesinin güçlü olduğunu ve bu büyümenin sürdürülebilir olduğunu gösteriyor.

Gürer: Tarımda plansızlık, üreticiyi de tüketiciyi de mağdur ediyor! Haber

Gürer: Tarımda plansızlık, üreticiyi de tüketiciyi de mağdur ediyor!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, patates ve soğan üreticilerinin yaşadığı sorunlara dikkat çekerek tarımda plansızlığın yarattığı olumsuz sonuçları vurguladı. Gürer, üreticinin emeğinin karşılığını alamadığını, vatandaşın ise yüksek fiyatlarla ürün almak zorunda kaldığını belirtti. Gürer, "Soğan ve patates, her evin temel gıdası ancak üretici büyük zarar içinde” dedi. “Doğru planlama olsaydı, soğan 20 lira olmazdı!" CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Patates ve soğan, evlerin olmazsa olmazı. Ancak patates ve soğan üreticileri ürettiklerinden yeterli fayda sağlayamıyor. Patatesi 3 lira civarında bir fiyatla satamıyorlar. Soğanda ise mevsimsel değişimlerle birlikte depoda ürün erken çillendiği için ıskartaya çıkan ürün çoğalıyor. Tonlarca soğan, çöp haline geldi. Şimdi bu soğanlar 30-40 kuruşa hayvan yemi olarak satılıyor. Doğru bir planlama yapılıp çöp olan soğanların çillenmesi önlenseydi, markette soğan 20 lira yerine daha düşük bir fiyata satılabilir ve yurttaşlar da bu ürüne daha uygun bir fiyatla ulaşabilirdi. Ama tablo ortada: Üretiyoruz, ürettiğimizi değerlendiremiyoruz. Üreticimiz sorun yaşıyor, vatandaş ise pahalıya ürün alıyor” diye ifade etti. “Üretimden pazarlamaya kadar tarımda bütüncül bir planlama yapılmalı” Gürer, küresel iklim değişikliğinin tarımsal üretimdeki etkilerine değinerek şunları söyledi: “Küresel iklim değişikliği ile beraber ürünler erken oluşuyor Ya da erken bozuluyor. Bu durum, depolarda ürünlerin zamanından önce çillenmesine neden oldu. Soğan olarak değer bulma özelliğini yitiren ürünler artık sadece hayvan yemi olarak kullanılabiliyor. Böyle olunca vatandaş markette 20 liraya soğan alırken, tonlarca soğan çöp oluyor. Bu sürdürülebilir bir durum değil.  Öngörülebilen, planlanan bir üretim modeli gerekiyor. Bu konuda çalışma yaptıklarını söylüyorlar. O zaman tonlarca soğan niye çöp oluyor? Üretimden pazarlamaya kadar tarımda bütüncül bir planlama yapılmalı. Bu sadece üreticiyi değil, vatandaşın cebini de rahatlatır.” "2024'teki israf, 2025’te de devam ediyor!" Gürer,  “Depolanan soğanlar çillenmeye başlayınca üretici, ürünü ayrıştırmak zorunda kaldı. En azından ayrıştırdığı bir bölümünü satabilmiş ama son günlere kadar iyi giden havalar ile depoda soğanlar yeniden yeşillenmeye başlayınca, satılamaz noktaya gelmiş ve hayvan yemi olmuştur. Üretici çiftçi ile konuştum. Niğde yanında Sivas’ta da ekim yaptığını, patates de ektiğini ve patates zararının soğana göre daha fazla olduğunu anlattı. Iskarta hale gelen tonlarca soğanı hayvan yemi olarak satmak zorunda kaldığını belirtti. Bu ıskarta ürünler ile piyasa dengesi de bozuluyor. Türkiye, 2024 yılında çok sayıda üründe yaşanan israfın 2025 yılında depolanan üründe de sürdüğünü gösteriyor” dedi.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İLKHABER-Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.