TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Edip Gülnar

İLKHABER-Gazetesi - Edip Gülnar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Edip Gülnar haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar: Geçim şartları ağırlaştı, işçiler mağdur Haber

Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar: Geçim şartları ağırlaştı, işçiler mağdur

Türk-İş, Türkiye genelinde 81 ilde eşzamanlı olarak kamuda örgütlü olduğu iş yerlerinde basın açıklaması ve 1 saatlik oturma eylemi gerçekleştirdi. Adana'da yapılan eylemde, basın açıklaması Uğur Mumcu'da tren garının önünde 120 kişinin katılımıyla Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar tarafından okundu. Gülnar, işçilerin artan ekonomik zorluklar nedeniyle mağdur olduğunu belirterek, işçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi ve toplu iş sözleşmelerindeki dengesizliklerin giderilmesi gerektiğini vurguladı. “Bu dönemde olduğu kadar yoksulluk görülmedi, işçiler bu kadar mağdur olmadı” Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar, “Bugünkü 4. Eylememizi yapmaktayız. Bugün burada olduğu gibi kamuda çalışan işçiler olarak 81 ilde saat 7’de başlayarak iş saatlerine göre basın açıklaması ve 1 saat işe geç başlama gibi eylemler yapıyoruz. Yaşadığımız sorunlara dikkat çekmek için 81 ilde basın açıklaması yaptık. Yaşadığımız sorunlara dikkat çekmek için önce geçtiğimiz ay 81 ilde basın açıklaması yaptık. Ardından 26 Ağustos’ta Tekirdağ/Çerkezköy’de, 3 Eylül’de ise Zonguldak’ta on binlerce işçinin katıldığı mitingler yaptık. Sesimizi duyurmak istedik. Sağduyulu davranmaya gayret ettik. Diyalog kapılarını açık tuttuk. Ancak bir sonuç alamadık.  Sürekli sabırlı olmamız istendi. Ama bıçak kemiğe dayandı. Bundan sonra sözümüzü meydanlarda yüzbinler ile söyleyeceğiz. Ekonomik krizin bedelini işçiler olarak biz ödemeyeceğiz. Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu, en düşük emekli maaşının asgari ücretten düşük olduğu bir toplumda huzurdan söz edilemez. Geçim şartları ağırlaştı. Ancak bu dönemde olduğu kadar yoksulluk görülmedi, işçiler bu kadar mağdur olmadı” diye ifade etti. “İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır” Edip Gülnar basın açıklamasında gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15’de sabitlenmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Ülkemizde gelir adaletini sağlamak için vergide adaletin sağlanması gerekir.  Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır. Bu ülkenin sağladığı kaynakları kullanarak servet elde edenler var. Ama işçinin ödediği kadar vergi vermiyorlar. İşçiler 12 ay çalışmakta ve fakat 2,5 aylığını vergi olarak ödemek zorunda kalmaktadır. Yaptıkları her harcamada KDV’si, ÖTV’si olmak üzere ödediği dolaylı vergi var.  Vergi sisteminde acil olarak düzenleme yapılmalıdır. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları kabul edilebilir düzeyde güncellenmelidir. İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. Gelir vergisi tarifesi ilk basamağı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, brüt asgari ücretin 12 katından az olmamalıdır. Gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15’de sabitlenmelidir. İşçilere yapılan sosyal amaçlı ödemelerden vergi kesilmemelidir.” “Toplu iş sözleşmelerindeki ücret zammı oranı arasındaki fark ortadan kaldırılmalıdır” Gülnar, “Kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinde yaşanan sıkıntıyı biliyorsunuz. 2023 yılında Çerçeve Anlaşma Protokolü kapsamında imzalanan toplu iş sözleşmelerinin yürürlük başlangıç tarihleri farklıdır. Enflasyonun yüksek olması sebebiyle, sözleşme başlangıç tarihleri arasındaki bir aylık zaman farkı bile ücret zammı açısından soruna yol açmıştır. Kamuda bir ücret dengesizliği ortaya çıkmıştır.  Bu sorun, işyerlerinde huzursuzluğa yol açmaktadır.  Ücretlerde ortaya çıkan farklılık, çalışma barışını ve üretimi olumsuz noktaya taşıyabilecek noktaya gelmiştir.  Acilen, ek çerçeve anlaşma protokolü yapılması talebimizi yaptık.   Yürürlük başlangıç süresi Ocak ayı olanlarla, 1 Şubat ve ilerleyen aylarda olan toplu iş sözleşmelerindeki ücret zammı oranı arasındaki fark ortadan kaldırılmalıdır” diye ifade etti. “İşçinin hak kaybına uğramasının önüne geçilmelidir” Edip Gülnar SGK sistemindeki sorun nedeniyle emekli olacak işçilerin yaşadıkları sorunlara değinerek şunları söyledi: “Sosyal güvenlik sistemimizde birçok sorun çözüm beklemektedir. Ancak bu sorunlara yenileri de eklenmektedir. Emekli aylığı bağlanmasında geçmişte yapılan düzenlemelerin ne anlama geldiği bugün daha iyi anlaşılmaktadır.  Aynı işyerinde aynı dönemde çalışan iki işçiye emekli aylığı başvuru tarihleri farklı olduğu için farklı aylık bağlanabilmektedir.  Uygulanan sosyal güvenlik sistemi nedeniyle, enflasyon farkının yüksek olduğu bu dönemde, 2024 yılı içerisinde emekli aylığı talebinde bulunanların emekli aylıkları, 2025 yılında başvuracaklara göre daha fazla olacaktır. Bu durum birçok işçinin emeklilik başvurusu yapmasına sebep olmaktadır. Nitelikli çalışanlar oluşacak fark sebebiyle emekli olmayı tercih etmektedir.  Bu mağduriyetin yaşanmaması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. İşçinin hak kaybına uğramasının önüne geçilmelidir.” “Bozulan ekonominin bedelini biz ödemeyeceğiz” Gülnar, “TÜRK-İŞ; sadece işçinin değil, emeklinin, çiftçinin, esnafın yani dar ve sabit gelirli geniş kesimlerin insana yakışır şartlarda yaşaması için mücadele etmektedir.  Sendikalı işçi ile örgütsüz işçi, memur ile işçi, sigortalı işçi ile kayıtdışı çalışanı ve mülteciyi karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. İşsizlerin iş beklentisiyle çalışanlara baskı kurulmak isteniyor. Türkiye ucuz işgücü ülkesi olmayacaktır. Rekabet düşük işçi maliyet sağlanmamalıdır.  Zorlu çalışma şartlarını biz yaşıyoruz. Geçim sıkıntısını biz çekiyoruz.  Bozulan ekonominin bedelini biz ödemeyeceğiz” dedi.

Türk- İş Adana 4. bölge başkanlığı geçinemiyoruz diyerek alanlara indi Haber

Türk- İş Adana 4. bölge başkanlığı geçinemiyoruz diyerek alanlara indi

Türk- İş Adana 4. Bölge Başkanlığı’na bağlı sendikalar, hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, adaletsiz vergi sistemi, işsizlik nedeniyle alanları indi. İlkhaber Gazetesi'nden Bayram BULUT'un haberine göre; Kalabalık kitle ile alanlara inen Türk İş üyeleri, geçinemiyoruz pankartları taşıdı.  ‘Direne direne kazanacağız, direnen işçi asla yenilmez’ sloganları atan sendika üyelerine bazı siyasi parti yöneticileri ve başkanları da destek verdi. İsmet İnönü Parkı içerisinde bir araya gelen Türk İş üyeleri adına açıklama yapan Türk İş Adana 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar, vergi adaletsizliği, yüksek enflasyon rakamları, hayat pahalılığı nedeniyle işçilerin, yoksulların dayanacak güçlerinin kalmadığını söyledi. İnsanlar, yüksek kiralar sebebiyle, sağlıksız ortamlarda yaşamak zorunda kaldıklarını dile getiren Gülnar, “Markete, pazara, temel tüketim ürünlerine, tepeden tırnağa her şeye her gün zam gelmeye devam ediyor. Geçen ay elektrik fiyatına, bu ay da doğalgaza yüzde 38 zam geldi. Önümüzdeki ay okullar açılacak. Eğitim masrafları altından kalkılamaz bir hal aldı. Analar, babalar "çocuğumuzu okula nasıl göndereceğiz” diyor. İşçiler çocuklarının eğitim masraflarını şimdiden kara kara düşünüyor. Yılbaşından günümüze kadar iğneden ipliğe her şeyin fiyatı 2 katına çıkarken, işçinin emeklinin, yoksulun geliri yerinde saydı” dedi. Türkiye’nin, gelir dağılımı eşitsizliğinde Avrupa'da birinci, dünyada 28. Sırada olduğunu işaret eden Gülnar, “Açıklanan enflasyon oranlarının kabul edilebilir bir yanı yoktur. Yaşanan enflasyon ile açıklanan enflasyon arasında uçurum vardır. İşçilere, emeklilere yapılan düşük zamlar, her geçen gün yoksulu daha da yoksul hale getirmektedir. İşçinin alım gücü hızla düşmektedir. İşçilerin milli gelinden aldığı pay azalırken işverenlerin payı her geçen gün artmaktadır. Ülkemizde gelir adaleti hızla bozulmaktadır. Türkiye, gelir dağılımı eşitsizliğinde Avrupa'da birinci, dünyada 28. sıradadır. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu eşitsizlik daha da artacaktır” diye konuştu. İşçilerin enflasyonun nedeni değil, mağduru olduğunu belirten Gülnar, “Servis ve diğer haklar toplu iş sözleşmesi ile elde edilmiş kazanımlardır. Bunun genelgeyle ortadan kaldırılması, başta Anayasa'nın ilgili hükümleri olmak üzere, ILO normlarına ve uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Tasarruf, çalışanın servis ve diğer haklarının elinden alınarak değil kamuda ki israfın engellemesi ile sağlanmalıdır. İşçiler enflasyonun nedeni değil, mağdurudur. Enflasyonun bir an önce gerçek seviyesinde açıklanması için gerekli adımlar atılmalıdır.” İfadelerini kullandı. Gülnar sözlerini şöyle sürdürdü; “Ülkemizde gelir adaletini sağlamak için vergi sistemindeki adaletin sağlanması gerekmektedir. Bu ülkenin sağladığı kaynakları kullanarak servet elde edenler. Topluma karşı sorumluluklarını yerine getirmeli ve kazançları oranında vergi ödemelidir. Çok kazanandan çok az kazanandan az vergi alınmalıdır. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları acil olarak güncellenmelidir. Ücretliler için düzenlenen gelir vergisi tarifesinin ilk dilimi 2024 yılı için 110 bin TL. olarak belirlenmiştir. Geçmiş yıllarda yılın son aylarına kadar ikinci vergi dilimine girmeyen birçok işçi, günümüzde Mart ayında ikinci vergi dilimine girmektedir. Yılda fazladan bir buçuk aylık ücretini vergi olarak ödemektedir. Gelir vergisi tarifesi ilk basamağı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, brüt asgari ücretin 12katından az olmamalıdır.İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. İşçiler hem kaynaktan kesilen doğrudan vergi hem de harcamalar yoluyla dolaylı vergi ödemektedir. İşçiler üzerindeki doğrudan ve dolaylı vergiler azaltılmalıdır. Gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15'de sabitlenmelidir. İşçilerin sosyal haklarından vergi kesilmemelidir”. 2023 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü kapsamında imzalanan toplu iş sözleşmelerinin birçoğunun yürürlük başlangıç tarihlerinin farklı olduğunu aktaran Gülnar, “Enflasyonun yüksek olması sebebiyle, sözleşme başlangıç tarihleri arasındaki bir aylık zaman farkı dahi ücret zammı açısından sorun olmaktadır. Enflasyon hareketlerinin çok fazla olduğu bu ekonomik ortamda, çerçeve protokolü imzalanırken ücretler arasında sağlanan denge bozulmaktadır. Çerçeve protokol kapsamındaki işçileri doğrudan etkileyen bu sorun, işyerlerinde huzursuzluğa yol açmaktadır. Bu sorun, çalışma barışını ve üretimi olumsuz noktaya taşıyabilecek niteliğe dönüşmektedir. Acilen ek çerçeve anlaşma protokolü yapılmalıdır.Söz konusu protokolle, yürürlük başlangıç süresi 1 Şubat ve ilerleyen aylarda olan toplu iş sözleşmelerinde ki ücret zammı oranının, yürürlük başlangıç süresi Ocak ayı olan toplu iş sözleşmelerinde uygulanan yüzde 24,73 zam oranından düşük olmayacak şekilde düzenleme yapılması gerekmektedir” şeklinde konuştu. Sosyal güvenlik sisteminde birçok sorun çözüm beklediğini anlatan Gülnar, “Geçmiş yıllarda reform adı altında yapılan düzenlemeler sistemi içinden çıkılmaz hale getirmiştir. Bu reformlar yapılırken "kara delik" olarak ifade edilen sosyal güvenlik sistemi açıklarının kapatılacağı beyan edilmiştir. Söz konusu açıkları kapatmak için Sosyal Güvenlik Kurumunun giderlerinin azaltılması hedeflenmiştir. Bu hedef doğrultusunda emekli aylıklarını hesaplama sistemi değiştirilmiştir. Emekli ayaklan bu düzenlemelerle hızla azalmaya başlamıştır. Maalesef günümüzde emekli aylığı ile geçinmek imkânsız hale gelmiştir. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumunun açıkları kapanmamış daha da artmıştır. Değişen emekli aylığı hesaplama sisteminde işçinin ortalama kazancına enflasyon ve milli gelirdeki büyümenin yüzde 30'u eklenmektedir. Bu nedenle emekli aylığının miktarının belirlenmesinde enflasyon oranı çok önemli hale gelmektedir. Enflasyon hareketlerinin çok yüksek olması sebebiyle, aynı işyerinde aynı dönemde çalışan iki işçiye emekli aylığı başvuru tarihleri farklı okluğu için farklı aylık bağlanabilmektedir” ifadelerini kullandı. Emekli aylıklarına vurgu yapan Gülnar, “Bu sebeple enflasyon farkının yüksek olduğu bu dönemde, 2024 yılı içerisinde emekli aylığı talebinde bulunanların emekli aylıkları, 2025 yılında başvuracaklara göre daha fazla olacaktır. Bu durum birçok işçinin emeklilik başvurusu yapmasına sebep olmaktadır. Nitelikli çalışanlar oluşacak fark sebebiyle emekli olmayı tercih etmektedir. Bu mağduriyetin yaşanmaması için gerekli adımlar bir an önce atılmalıdır.  Geçimini emeği ile sağlayan işçilerin emeklilik zamanında güvencesi kıdem tazminatıdır. İşçiler geçmiş yıllarda kıdem tazminatları ile iyi kötü bir ev alabilmekte hatta çocuklarımı evlendirmekteydi. Bu sebeple yıllarca kıdem tazminatına her el uzatıldığında, meydanlarda kızımın çeyiz oğlumun düğün parasına dokundurtmayız dedik. TÜRK-İŞ olarak bu güne kadar kıdem tazminatına dokundurtmadık. Ancak işçiler bu gün kıdem tazminatı ile ev almak bir yana borçlarını ödeyemez hale geldi. Kıdem tazminatı tavanı uygulaması işçilerin mağduriyetini her geçen gün arttırdı. Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için kıdem tazminatı tavan miktarının brüt asgari ücretin 7,5 katı olması gerekmektedir” diye konuştu. Gülnar sözlerini şöyle tamamladı; “TÜRK-İş olarak işçinin, emeklinin insana yakışır koşullarda bir hayatı olsun diye mücadele ediyoruz. Çalışanın, emeklinin hakkını arıyoruz. Sokaktaki enflasyonu en iyi biz biliyoruz. Üyelerimiz başta olmak üzere tüm emekçilerin taleplerini dile getiriyoruz. Emeğimizin karşılığı olan gelirimizin, enflasyon verilerine kurban edilmesine karşı açık bir tavır alıyoruz. Bir kez daha belirtiyoruz! Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, adaletsiz vergi sistemi, işsizlik, kayıt dışı istihdam, güvencesiz çalıştırma sorunları altında ezilmeyeceğiz, bozulan ekonominin bedelini biz ödemeyeceğiz. 696 sayılı KHK ile kadroya giren işçilerin kanundan doğan haklarını aramaya devam edeceğiz. KİT'lerde ve kamuda taşeron işçilik sona erene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz, Örgütlenmenin önündeki engelleri tek tek aşacağız.”  

Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar: Ülkedeki yüksek enflasyonun sebebi dar ve sabit gelirli işçiler değildir Haber

Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar: Ülkedeki yüksek enflasyonun sebebi dar ve sabit gelirli işçiler değildir

Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar, ülkenin içinde bulunduğu ağır ekonomik durumun düzeltilmesinin en büyük göstergesinin kamuoyu ile paylaşılan ekonomik eylem planının harfiyen uygulanmasından geçtiğini söyledi. “Ekonomiyi düzlüğe çıkarmayacağı gibi, var olan ağır geçim şartlarına darbe vurmaktan başka bir şey değildir” Gülnar, “Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’in açıklamalarını yakından takip ediyoruz. Ekonomiyi düzeltmek için işçinin, emekçinin, emeklinin hakkını vermeyerek, sözüm ona tasarruf yapmaya çalışmak, ekonomiyi düzlüğe çıkarmayacağı gibi, var olan ağır geçim şartlarına darbe vurmaktan başka bir şey değildir” diye ifade etti. Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar, “Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon, gelir dağılımında ve vergide adaletsizlik, işsizlik, güvencesiz ve kayıt dışı istihdam, iş kazaları ve meslek hastalıkları gibi kronik sorunlar başta işçiler olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin yaşam şartlarını daha da ağırlaştırmaktadır” dedi.  “Mevcut ekonomik ortamda emekçilerin alım gücü her geçen gün daha da zayıflamaktadır”  Başkanlar Kurulu adına açıklamalarda bulunan Edip Gülnar, şu ifadeleri kullandı: “Ücretlerden vergilere, sendikal haklardan iş güvencesine, kıdem tazminatından iş sağlığı ve iş güvenliğine, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinden sendikal örgütlenmenin önündeki engellere, sosyal güvenlikten halen uygulanmakta olan ekonomi politikalarına kadar çalışanlar tam bir çıkmaz içindedir. Son yıllarda giderek büyüyen gelir ve servet eşitsizliği, toplumsal sorunlarımızın da temel nedenini oluşturmaktadır. Mevcut ekonomik ortamda emekçilerin alım gücü her geçen gün daha da zayıflamaktadır. Ücretleri enflasyonun sebebi gören yaklaşım kabul edilemez. Ücretli çalışanlar enflasyonun nedeni değil mağdurudur.” Gülnar, “Ücretlerin vergilendirilmesinde mevcut tarife ve artan oranlar çalışanları mağdur etmektedir. Ücretliler için düzenlenen gelir vergisi tarifesinin ilk dilimi 2024 yılı için 110 bin TL olarak belirlenmiştir. 2002 yılında brüt asgari ücret 222-TL ve gelir vergisi tarifesinin ilk basamağı 3.800-TL iken; gelir vergisi tarifesinin ilk basamağı asgari ücretin 17 katıydı. Bu oran 2010 yılında 12 katına, günümüzde ise 5,5 katına kadar gerilemiştir. Geçmiş yıllarda yılın son aylarına kadar ikinci vergi dilimine girmeyen birçok işçi, günümüzde Mart ayında ikinci vergi dilimine girmekte, yılda bir buçuk aylık ücretini vergi olarak ödemektedir” dedi. “Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır”  Edip Gülnar açıklamasında hayat pahalılığına değinerek şunları söyledi: “Vergi dilimleri başlangıcının düşük ve sonrasında tarife aralığının dar olması nedeniyle, bu durum işçinin eline geçen net tutarın ve satın alma gücünün azalmasına, refahının düşmesine neden olmaktadır. Bu sistem adil değildir. Hayat pahalılığının dar ve sabit gelirli kesimleri daha da zorladığı bu şartlarda sürdürülebilir de değildir. Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır. Vergi sistemi, gelir adaleti dikkate alınarak yeniden düzenlenmeli, aile yükümlülükleri esas alınarak farklılaştırılmalıdır. Doğalgaz, elektrik, su, ulaşım ve iletişim hizmetleri tüketiminden alınan KDV yüzde 1’e düşürülmelidir. Temel tüketim mallarından alınan KDV sıfırlanmalıdır.” “Dar ve sabit gelirli henüz zamlı maaşını alamadan, yaşamını sürdürmek için yapması zorunlu olan tüm harcama kalemlerine zam gelmektedir” Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar,  “Elektriğe yüzde 38 zam geldiğini hemen akabinde ise, akaryakıt zamlandı, dar ve sabit gelirli henüz zamlı maaşını alamadan, yaşamını sürdürmek için yapması zorunlu olan tüm harcama kalemlerine zam gelmektedir. Diğer bir ifadeyle, dar ve sabit gelirlinin alacağı zam daha cebine girmeden satın alma gücünü yitirmiş olmaktadır.  Bu nedenle, ücretleri enflasyonunun temel nedeni olarak gören yaklaşım terk edilmeli, bilimin ışığında enflasyonla mücadele edilerek fiyat artışlarının önüne geçilmesi sağlanmalıdır. Çalışan kesimin yoksullaşması pahasına bir ekonomi politikası sürdürülmemelidir” dedi. “Enflasyonun yükselmesinde hiçbir sorumluluğu olmayan işçilerin enflasyonu düşürmek için fedakârlık etmesi beklenmemelidir” Edip Gülnar, “Ülkemizde kayıtlı çalışanların yarısına yakını asgari ücret seviyesinde gelir elde etmektedir. Asgari ücrete yapılacak artış diğer bütün ücret seviyelerine yapılacak zam oranlarını da etkilediğinden bütün işçileri doğrudan ilgilendirmektedir. İstisnai olması gereken asgari ücret artık ortalama ücret haline gelmiştir.  Enflasyonu yükselteceği iddia edilerek asgari ücrete zam yapılmamasını işçilerin kabul etmesi mümkün değildir.  Ülkedeki yüksek enflasyonun sebebi dar ve sabit gelirli işçiler değildir. Yüksek enflasyonun sebebi, hızla artan döviz kuru, dışa bağımlı üretim gibi nedenler başta olmak üzere sermayenin bitmek bilmeyen kâr hırsıdır. Enflasyonun yükselmesinde hiçbir sorumluluğu olmayan işçilerin enflasyonu düşürmek için fedakârlık etmesi beklenmemelidir. İşçiler enflasyonun nedeni değil, mağdurudur.  Açlık sınırı altında kalan asgari ücrete Temmuz ayından geçerli olmak üzere zam yapılması gerekmektedir” diye ifade etti.

Türk-İş'ten İsrail'e çağrı: Bu zulüm durmalı Haber

Türk-İş'ten İsrail'e çağrı: Bu zulüm durmalı

AYDIN GÖKÇEOĞLU ADANA (İLKHABER)-  Türk-İş 4. Bölge Temsilcisi Edip Gülnar, Filistin'de yaşanan şiddet olaylarına ve İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarına karşı açıklamalarda bulundu. Gülnar, Ortadoğu'da yaşanan gelişmeleri yakından izlediklerini, bu sürecin büyük bir endişe kaynağı olduğunu belirterek İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik sert bombardımanını kınadı. Gülnar, "Başta Filistin olmak üzere Ortadoğu'da yaşanan gelişmeleri büyük bir kaygıyla izliyoruz. Savaşlar en çok temel insan haklarını tahrip etmekte ve insanların yaşam hakkını elinden almaktadır" dedi. Türk-İş Başkanlar Kurulu adına yazılı bir açıklama yapan Türk-İş 4. Bölge Temsilcisi Edip Gülnar, şunları dile getirdi: "Ortadoğu'da savaşlar nedeniyle yıllardır kadınlar, çocuklar ölmekte, aileler yok olmaktadır. Gazze’de Filistin vatandaşlarına uygulanan ambargolar, İsrail tarafından uygulanan baskılar nedeniyle insan onuruna yakışır yaşam koşullarını ortadan kaldırmaktadır." İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik ağır bombardımanı sonucunda, aralarında dört yüz kadın, çocuk ve bebeklerin de bulunduğu binden fazla kişinin hayatını kaybettiğine dikkat çeken Gülnar, Cuma günü dini ibadetlerini yerine getirirken bombardımanın devam ettiğine işaret etti. Gülnar, bu zulmün sona ermesi için BM kararlarına uyulmasının ve iki devletli bir çözümün dışında bir alternatif olmadığını vurguladı. Aynı zamanda, tarafları itidalli olmaya, yıkıp, yok etmek yerine barışı, sivil halkı korumaya ve Ortadoğu'yu dinlerin, insanların barış ve huzur içinde yaşadığı bir coğrafya haline getirmeye davet etti ve uluslararası toplumu BM çatısı altında köklü bir çözüm üretmeye çağırdı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.