TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Duruşma

İLKHABER-Gazetesi - Duruşma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Duruşma haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkiye’yi sarsan yenidoğan çetesi skandalında yargılama süreci bugün başlıyor: 47 sanığa 17 bin yıl hapis istemi Haber

Türkiye’yi sarsan yenidoğan çetesi skandalında yargılama süreci bugün başlıyor: 47 sanığa 17 bin yıl hapis istemi

Bugün, Türkiye’yi derinden sarsan yenidoğan çetesi skandalının yargılama süreci başlıyor. İstanbul ve Tekirdağ’daki hastanelerde, bebeklerin ölümüne neden olarak haksız kazanç sağlamak amacıyla yasa dışı sağlık uygulamaları gerçekleştiren suç örgütünün yöneticileri ve üyeleri hakim karşısına çıkacak. Skandalda, bebeklerin sağlık durumu yanıltıcı şekilde rapor edilerek SGK’dan fazla ödeme alınması ve bazı bebeklerin ihmali davranışlar sonucu hayatını kaybetmesiyle ilgili, 47 sanık hakkında toplamda 17 bin yıl hapis cezası talep ediliyor. Bebekler, Haksız Kazanç İçin Kurban Edildi Çetenin, anlaşmalı hastanelere bebek sevkleri yaparak SGK’dan haksız kazanç elde etmeyi amaçladığı, ayrıca bebeklerin sağlık durumlarını olduğundan daha ağır göstererek gereksiz tıbbi işlemler uygulayarak devlet kurumlarını dolandırdığı ifade ediliyor. Çetenin, bebeklerin ölümüne sebep olan ihmali davranışlar sonucu en az 10 bebeğin hayatını kaybettiği öne sürülüyor. İddianamede, çete lideri olarak gösterilen doktor Fırat Sarı ve suç örgütü üyelerinin, hastaların durumlarını evrak sahteciliğiyle değiştirerek SGK’dan daha fazla ödeme almayı hedeflediği belirtiliyor. Hastaların sağlık bilgilerini yanlış bildirerek, bazen sağlıklı bebekleri bile yoğun bakım ünitelerine alarak uzun süre hastanede tutmuşlar ve bu süre zarfında devlet hastanelerinden yüksek miktarda ödeme almışlar. Suç Örgütü Liderine 582 Yıla Kadar Hapis Talebi Yenidoğan çetesinin başındaki isimler arasında yer alan doktor Fırat Sarı ve İlker Gönen için, "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "resmi belgede sahtecilik" gibi suçlardan 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası isteniyor. Çetenin önemli üyelerinden biri olan ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir içinse, 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis talep ediliyor. 350 Aile Mağduriyetini Bildirdi Olayın şok etkisi, bebeklerin ölümünü şüpheli bulan yaklaşık 350 ailenin başvurusu ile daha da derinleşti. Aileler, bebeklerinin ölümüne sebep olan ve görevini ihmal eden sağlık görevlilerinin cezalandırılmasını talep etti. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, başvurular üzerine her bir vakayı titizlikle incelemeye almış durumda. Savcıya Tehdit ve Yargı Bağımsızlığına Saldırı Skandalı soruşturan savcıya yönelik tehditler de büyük tepki çekti. Savcı Y.E.'yi makamında ölümle tehdit eden kişiler tutuklanarak soruşturma başlatıldı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Hiç kimse yargı mensuplarımızı tehdit edemez, bu tür tehditlere karşı sıfır tolerans gösteriyoruz" şeklinde bir açıklama yaparak yargı bağımsızlığının korunacağını vurguladı. Yargılama Süreci Bugün Başlayacak Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün başlayan yargılama sürecinde, 22'si tutuklu toplam 47 sanık suçlarının cezasını çekecek. Duruşmalar, kamuoyunun ve mağdur ailelerin dikkatli takibinde olacak. 

'Yüksek karlı gizli fon' dolandırıcılığı davası: Bakanlığın katılma talebi kabul edildi Haber

'Yüksek karlı gizli fon' dolandırıcılığı davası: Bakanlığın katılma talebi kabul edildi

İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanık Seçil Erzan ile tutuksuz yargılanan Ali Yörük, Atilla Yörük, Nazlı Can ve Asiye Öztürk katıldı. Duruşmada, çok sayıda taraf avukatı ile Buse Terim'in de aralarında olduğu bazı müştekiler de hazır bulundu. Söz alan müşteki Erkan Karaca, sanık Erzan'ın kendisine, yatırım yapmak istiyorsa bankanın yöneticisinin de başında olduğu, aktif ve eski futbolcuların katıldığı kapalı bir fon bulunduğunu söylediğini anlattı. Bankanın Florya şubesindeki odasında 2020'de Erzan'a 1 milyon 138 bin dolar teslim ettiğini belirten Karaca, Erzan'dan 683 bin dolar alacağı olduğunu dile getirdi. Karaca, ana parasını dahi alamadığı Erzan'dan şikayetçi olduğunu belirterek, "Dudak uçuklatan kazançlardan bahsediyordu. Bahanelerle oyalıyordu, genel müdür olacağını söylüyordu. Parayı aldıktan sonra herhangi bir belge vermedi. Şubeye yanına gittiğimde hazineden Selçuk isimli biriyle konuşuyordu sürekli. Fondan para çıkmayınca kendisi senet verdi." ifadelerini kullandı. Söz verilen sanık Erzan, banka müdürü olması nedeniyle müştekilerin "Eninde sonunda alırız." diye kendisine güvendiklerini söyledi. Müşteki Karaca'nın yıllarca borsacılık yaptığını belirten Erzan, şöyle devam etti: "Karaca, bu faizi normal veremeyeceğimi çok iyi bilen biri. Nereden geliyor diye hiç sorulmuyordu. Ben bu insanların hiçbirine verdiğim paraların kendi paraları olmadığını anlattım. Annemin kolundaki bilezikleri satıp para verdim. Hiç kimse Seçil bizi böyle kandırdı diyemez. Ayhan Akman, Semih Kaya'nın hepsinin cebinde silah vardı. Tehdit ediliyordum. Aralıktan sonra iradem yoktu onun parasını diğerine vermeye çalışıyordum. 2020 sonlarında Fatih Terim'den aldığım 300 bin dolar vardı. 'Banka bana para kazandırmıyor, tarla al sat, ev al. Bunlarla kazandır.' dedi. Ben parasını faizcilere verdim hoca istedikçe geri verdim. Başkalarının parasını kendisine verdiğimi bilmiyordu ama çok fazla aldığını biliyordu." Mahkeme başkanının, "Fatih Terim'in hesabından para çekip başkasına ödeme yaptığınız ya da başkasının hesabına para aktardığınız oldu mu?" sorusuna Erzan, "O zaman zimmet yapmış olurum. Hiçbir şekilde böyle bir şey yapmadım." yanıtını verdi. Erzan, Tanın Yılmaz'ın kendisine, "Süleyman Aslan'dan para al bana getir." dediğini iddia ederek, "Fatih Terim bana niye kızım diyordu? Ahlaklı bir insandım. Benim onlara her zaman para vereceğimi biliyorlardı. Faiz vermek için banka içerisinde aldığım paralar oldu. Fırat Özdemir, 'Herkesi tanıyorum, nereye gidersem git kaçamazsın, sen yaşamazsın, diye tehdit etti. Ayhan Akman alkollü şekilde çok kez tehdit etti. Semih Kaya da çok tehdit etti. Emre Belözoğlu, Selçuk İnan, İbrahim Çağlar, Burhan, Pınar, Bülent Çeviker tehdit etmedi." ifadelerini kullandı. Duruşmada, Hazine ve Maliye Bakanlığı avukatları davaya katılma talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, bakanlığın davaya katılma talebinin kabulüne karar verdi. Duruşma Fatih Terim'in avukatı Okan Demirkan'ın beyanlarıyla devam ediyor. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan'ın bir bankanın Levent'teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker'den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor. İddianamede, para karşılığında yazılı evrak verildiği ancak müşteki Çeviker'in daha sonra Erzan'a ulaşmaya çalışsa da bunun gerçekleşmediği, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor. Sanık Erzan'ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor. İddianamede, Erzan'ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturduğu, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor. Sanık Erzan'ın "özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 109 yıldan 358 yıla kadar hapsi isteniyor. Sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün de aynı suçlardan 3 ile 98 yıl arasında hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, sanık Rüya Sağır'ın ise "nitelikli dolandırıcılık" suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor. İddianamede, Süleyman Aslan ve Mojtaba Haghani'nin "tefecilik" suçundan ayrı ayrı 2'şer yıldan 6'şar yıla kadar hapis ve 500 günden 5 bin güne kadar adli para cezasına çarptırılması talep edilirken, Nur Erkasap'ın ise "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında dolandırıcılık" suçundan 9 yıldan 30 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

Narin Güran cinayeti davasında sanık ağabey Enes Güran savunma yaptı Haber

Narin Güran cinayeti davasında sanık ağabey Enes Güran savunma yaptı

Narin Güran'ın öldürülmesi ile ilgili Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar'ın savunmasının ardından ağabey Enes Güran'ın savunmasına geçildi. Mahkeme başkanı, sanık Enes Güran'a "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hakkında dava açıldığını belirtti. Güran, mahkeme başkanının "Salim Güran'ı evinizde gördünüz mü?" diye sorması üzerine, Salim Güran'ı o gün evinde hiç görmediğini ileri sürdü. Mahkeme başkanının daha önceki beyanlarını da hatırlatarak, çelişen beyanları olduğunu belirtmesi üzerine Enes Güran, "Hatırlamadığım şeyler var. Olayın şokunda olduğum için öyle oldu." dedi. Narin'in kaybolduğu gün saat 15.57'de cep telefonuna ait HTS baz kaydının Salim Güran'ın evinde tespit edildiğinin belirtilmesi üzerine Güran, "Salim Güran'ın evine kesinlikle gitmedim." beyanında bulundu. "Narin, Enes ile ilgili hoş olmayan görüntüler gördüğü için öldürüldü" iddiasının sorulması üzerine Enes Güran, "Kesinlikle öyle bir şey yok. Ben hiç ahıra gitmedim, evde uyuyordum." dedi. Mahkeme başkanının, "Salim Güran ile annen arasında bir ilişki var mıydı?" sorusu üzerine Enes Güran, "Annemdir sonuçta sayın hakimim bu soru bana sorulmaz." ifadesini kullandı. Bunun üzerine mahkeme başkanı, "Bir masum varsa masumu, bir cani varsa caniyi bulma derdindeyiz." dedi. Enes Güran da mahkeme başkanının sorusunu "Bilmiyorum." diye yanıtladı. Mahkeme başkanının günlerce Narin'in bulunması için arama çalışmaları yapıldığını belirterek, jandarmanın aile üyelerinin kendilerini yanlış yönlendirdiğini belirttiğini, böyle bir şey olup olmadığını sorması üzerine Güran, böyle bir şey olmadığını iddia etti. Savcının, kolundaki ısırık izini sorması üzerine Güran, "Kolumdaki ısırık izini üçüncü gün yaptım. Cezaevine suçlu olduğum için girmedim. Kardeşim Narin için girdim." diye konuştu. "Neden diğer kardeşlerin değil de siz davaya dahil edildiniz?" diye sorulan Güran, bunu hiç düşünmediğini savundu. "Amcam da olsa şüphelendim" Savcının, "Kimden şüphelendin?" diye sorması üzerine Güran, şöyle dedi: "İlk başta Salim Güran'ın aracında DNA çıkınca ondan şüphelendim. Amcam da olsa şüphelendim." Savcı, Güran'a "yanlış" ve "çelişkili" beyanlarda bulunduğunu da sordu. Güran, bunun ilk günlerdeki kafa karışıklığından kaynaklandığını öne sürdü. Kolunu nasıl ısırdığını gösterdi Diyarbakır Barosu avukatlarından Aydın Özdemir'in kolunu nasıl ısırdığını sorması üzerine Güran, kolunu nasıl ısırdığını gösterdi. Kolundaki ısırık izinin halen görüldüğünü belirten Güran, sırtındaki izlerin Nevzat Bahtiyar'ın ahırına gittiklerinde oradaki çivi ve tahtalardan kaynaklandığını, bu izlerin mısır tarlasında olmadığını öne sürdü. "Narin'in öldürüldüğünü cezaevinde öğrendim. Narin'in ölümünü duyunca şok oldum." diyen Güran, "Cezaevinde başımı sürekli duvarlara vurduğumu, yüzüme tokat attığımı siz gördünüz mü?" dedi. "Diyarbakır Barosuna işkence iddiasıyla ilgili yapılmış tek bir başvuru yoktur" Diyarbakır Barosu avukatlarından Derya Yıldırım, Güran'a dava kapsamında 6 defa ifade verdiğini belirterek, çelişkili beyanlarını sordu. Bunun üzerine Güran avukatıyla görüşmek istedi. Avukatı Güran'a, "Her şeyi anlat." dedi. Güran ailesinin avukatlarından Yılmaz Demiroğlu, "Kötü muameleye maruz kaldıklarını belirttiler." ifadesini kullandı. Mahkeme başkanının, "İşkence yapıldıysa, küfür edildiyse söyleyebilirsin, burada gizli, saklı bir şey yok." dedi. Dönemin Diyarbakır Baro Başkanı avukat Nahit Eren ise ailenin kendisine iki kez görüşmeye geldiğini belirterek, şunları söyledi: "Tüm görüşmelerimi meslektaşlarımla birlikte yaptık. Gözaltındayken yakınlarına işkence yapıldığını söylediler. 'Herhangi bir kötü muamele ve işkence tutanağı varsa ifade sırasında tutanağa geçin.' dedim avukat arkadaşlara. 'Bize bu konuda bir başvuru yapın.' dedim. Diyarbakır Barosuna işkence iddiasıyla ilgili yapılmış tek bir başvuru yoktur. 8 yaşındaki Narin'in faillerinin hak ettikleri cezayı çekmesi için buradayım." Enes Güran ise "Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına verdiğim ifadeleri işkenceden dolayı kabul etmiyorum. Kendimde değildim." dedi. Nahit Eren'in Narin kaybolduğu gün Salim Güran ile görüşüp görüşmediğini sorması üzerine Enes Güran, Narin'in kaybolduğu gün amcası Salim ile hiç görüşmediğini, telefon görüşmesi de yapmadığını ileri sürdü. Nahit Eren'in, cezaevindeyken Narin Güran ile ilgili Adli Tıp Kurumu raporunu neden merak ettiği yönündeki sorusunu Güran, "Narin diş fırçamı kullanmıştı. Ben de onun açığa çıkmasını istiyordum. İlk defa karakol ve cezaevini gördüm. Suçun üzerimde kalmasını istemiyordum." yanıtını verdi. Enes Güran, amcası Salim ile Nevzat Bahtiyar'ın arkadaş olduklarını belirterek, "Bildiğim kadarıyla dostlar, yan yanalar." dedi. Enes Güran'ın savunmasının ardından duruşmaya bir saat ara verildi. Duruşma, aranın ardından tutuklu sanık anne Yüksel Güran'ın savunması ile devam ediyor. Öte yandan, bazı milletvekilleri, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ve bazı baro başkanlarının takip ettiği duruşmada salonun dolu olduğu gözlendi.

Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın yargılanmasına başlandı Haber

Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın yargılanmasına başlandı

Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşması için tutuklu sanıklar Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nden cezaevi nakil araçlarıyla geniş güvenlik önlemi alınarak adliyeye getirildi. Diyarbakır Adliyesi önüne de güvenlik önlemleri kapsamında polis bariyerleri yerleştirildi. Duruşmaya katılanlar, adliye önü ve içerisinde 2 ayrı noktada yapılan aramadan sonra duruşma salonuna alındı. Duruşmada, tutuklu sanıklar amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları hazır bulundu. Sanıkların kimlik tespiti ile başlayan duruşma, kamerayla kayıt altına alınıyor. Baba Arif Güran, "müşteki", aralarında tutuklu şüphelilerin de bulunduğu 26 kişi "tanık", Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Diyarbakır Barosu avukatları da "müşteki kurum" sıfatıyla duruşma salonunda yerini aldı. Olay Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmıştı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar'ın da bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı. Salim, Yüksel ve Enes Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim'de kabul edilmişti.

Narin Güran cinayetinde tutuklu 4 sanığın yargılanmasına yarın başlanacak Haber

Narin Güran cinayetinde tutuklu 4 sanığın yargılanmasına yarın başlanacak

Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmasına ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar'ın da bulunduğu 12'si tutuklandı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca Salim, Yüksel ve Enes Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Bu 4 sanık hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim'de kabul edildi. İddianamede, "Tüm soruşturma işlemlerinin Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2024/46201 soruşturma sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü ancak bu aşamada şüpheliler Salim Güran, Nevzat Bahtiyar, Enes Güran ve Yüksel Güran'ın üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti itibarıyla ağır ceza mahkemesinin görev alanında bulunması, ana soruşturma dosyası üzerinde bir kısım şüpheliler ile ilgili soruşturma işlemlerinin devam etmesi hususları dikkate alındığında şüpheliler açısından dosyanın sürüncemede kalmaması açısından dosyamız şüphelileri hakkında tefrik kararı verilmiştir." ifadeleri kullanıldı. Tutuklu 4 sanık, yarın hakim karşısına çıkacak Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince hazırlanan tensip zaptında 4 sanığın yargılanacağı davanın yarınki ilk duruşmasına, baba Arif Güran'ın "müşteki", aralarında tutuklu şüphelilerin de bulunduğu 21 kişinin ise "tanık" sıfatıyla katılması için "zorla getirme" kararı çıkarıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Diyarbakır Barosu da "müşteki kurum" sıfatıyla duruşmaya davet edildi.

Dilan ve Engin Polat çifti 'vergi kanununa muhalefet' suçundan ifade verdi Haber

Dilan ve Engin Polat çifti 'vergi kanununa muhalefet' suçundan ifade verdi

Dilan ve eşi Engin Polat'ın da aralarında bulunduğu 28 sanığın "suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" ve "Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun'a muhalefet" suçlarından yargılaması, Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde sürüyor. Dava kapsamında yargılanan Polat çiftinin de aralarında bulunduğu 6 sanık hakkında ayrıca "vergi kanununa muhalefet" suçundan ayrı bir soruşturma yürütülüyor. Bu soruşturma kapsamında Dilan ve Engin Polat çifti ifade vermek için Anadolu Adalet Sarayı'na geldi. Soruşturmanın yürütüldüğü Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Vergi Suçları Soruşturma Bürosu'na çıkan Polat çiftinin "şüpheli" sıfatıyla ifadeleri alındı. Polat çifti, ifadelerinin alınmasının ardından adliyeden ayrıldı. Soruşturmada 4 şüphelinin daha ifadeleri alınacak Dilan Polat'ın ifadesinde "vergi kanununa muhalefet" konusuyla ilgili bir bilgisinin olmadığını iddia ettiği, eşi Engin Polat'ın ise şirketlerindeki eyleme ilişkin, "gerçek ticaret yaptık" şeklinde beyanda bulundukları öğrenildi. Soruşturmada, baba Sezgin Polat'ın da aralarında bulunduğu diğer 4 şüphelinin de ifadesinin alınacağı belirtildi. Öte yandan, soruşturma kapsamında alınan bilirkişi raporunda, incelenen 7 şirketin kamuyu 295 milyon lira zarara uğrattıklarının tespit edildiği yer aldı. Ne olmuştu? İstanbul merkezli 6 ilde 1 Kasım 2023 ve devamında düzenlenen operasyonlarda, Dilan Polat ve eşi Engin Polat'ın da aralarında bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı. Soruşturma kapsamında Dilan Polat, Engin Polat ve Sinem Sıla Doğu'nun da aralarında bulunduğu şüphelilerden 16'sı tutuklanmış, hakimlik, 27 şirkete kayyum atanmasına hükmetmişti. Sulh Ceza Hakimliği, 14 Haziran'daki aylık tutukluluk incelemesinde, Dilan Polat'ın kardeşleri Can ve Sinem Sıla Doğu ile Can Polat, Gökay Bekar, Halit Polat, Harun Abak, Metin Yılmaz, Mustafa Özalp, Nilgün Yılmaz, Uğurcan Ayyıldız ve Zekai Tepe'nin adli kontrol hükümleri uygulanıp tahliye edilmesine hükmetmişti. Dilan Polat'ın avukatı Sevinç Horoz, 19 Ağustos'ta Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesine tutukluluğa itiraz dilekçesi sunmuştu. Bu kapsamda Dilan Polat'ın tahliyesine karar verilmişti. Dilan ve Engin Polat'ın "suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" ve "Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun'a muhalefet" suçlarından toplam 20'şer yıldan 40'ar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları, 26 sanığın da farklı suçlardan değişen oranlarda hapisleri istenen iddianame kapsamında yargılamaları Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesinde devam ediyor. Davanın 6 Eylül'de gerçekleşen duruşmasında, Engin Polat'ın da aralarında bulunduğu 4 tutuklu sanık da tahliye edilmişti. Öte yandan çiftin de aralarında bulunduğu 6 sanık hakkında ayrıca "vergi kanununa muhalefet" suçundan ayrı bir soruşturma açılmıştı.

Bahçeli: MHP’yi suçlayanlar timsah gözyaşlarıyla sabrımızı zorluyor Haber

Bahçeli: MHP’yi suçlayanlar timsah gözyaşlarıyla sabrımızı zorluyor

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yeni yasama yılının ilk grup toplantısında Sinan Ateş cinayeti davasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Bahçeli, dava üzerinden MHP'yi hedef alan eleştirilere karşı çıkarak, partisini ve Ülkü Ocakları'nı koruyacağını vurguladı. İsim vermeden Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş'e de göndermede bulunan Bahçeli, “Siyasi kışkırtmanın figüranı olmak bir hanımefendiye yakışmayacaktır” ifadelerini kullandı. “MHP ve ülkü ocaklarını çiğnetmem” Bahçeli Sinan Ateş’in dünkü duruşması hakkında şunları söyledi: “CHP'nin Genel Başkanının bir avuç MHP düşmanı ile adliye kapılarında düşüp kalkması tek kelime ile yüzsüzlüktür. Ne kadar Türkiye karşıtı varsa bir olmuş, görülen bir cinayet davası ile MHP'yi suçlamaya kalkmıştır. Bazı parti genel başkanları, kifayetsiz muhabirler ayak üstü mahkeme kurup savcı ve hakim rolüne soyunup arkadaşlarımızı yargılamaya girişmiştir. Azmettirici ve katil arayanlar, timsah gözyaşları ile sabrımızı sınayanlar önce aynaya bakacaklar, şeref ve haysiyetleri el verdiği ölçüde konuşacaklar. MHP Ankara'da görülen malum davanın duruşmalarını takip etmektedir. MHP'ye Pensilvanya operasyonu çekenlere MHP ve ülkü ocaklarını çiğnetmem. Alayını birden heyecanla beklerim.” “Kapımızın önünde baykuş öttürmeyiz, kanat çırpan akbabaların da kanatlarını yolarız” Devlet Bahçeli, “Mahkeme kararı açıklanmadan, adalet yerini bulmadan, güya ve gıyaben hüküm verenler iftiralarının günahına iki cihanda da katlanacaklar, camiamız bu rezillere hakkını hiçbir zaman helal etmeyecektir. Siyasi kışkırtmanın figüranı olmak bir hanımefendiye yakışmayacaktır. Herkes haddini bilsin, hudut ihlalinden kaçınsın. Kapımızın önünde baykuş öttürmeyiz, kanat çırpan akbabaların da kanatlarını yolarız" şeklinde konuştu.

Alpargün Apartmanı Davasında 4. duruşma başladı Haber

Alpargün Apartmanı Davasında 4. duruşma başladı

Adana'da 6 Şubat 2023'teki depremde 96 kişinin yaşamını yitirdiği  Hasan Alpargün Apartmanı'nın yıkılmasıyla ilgili mahkemenin 4 . duruşması Yeni Adliyede 12. Ağır Mahkemede saat 10.10’ da başladı. Adana'da depremde yıkılan ve 96 kişiye mezar olan Hasan Alpargün Apartmanı'nın  duruşmasında karar bekleniyor. Apartmanda yakınlarını kaybeden aileler, adil yargılama istediklerini belirterek, sanığın "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan değil "olası kastla" cezalandırılmasını istediklerini söyledi.Adana 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşma öncesi Adana Adliyesi önünde depremzedelerin aileleri ve avukatları açıklama yaptı. Avukat Baran Taygun Metin, “Alpargün Apartmanı’nın karar duruşmasındayız. Savcı dosyada bilinçli taksirle cezalandırmayı istedi. Bu ne demek? Sanığın 96 kişinin ölmesinden kaynaklanarak en fazla 22 buçuk yıl ceza alacak. Bizim taleplerimiz olası kasta yönelikti. Dosya içindeki deliller şunlar. Hasan Alpargün Yüksek İnşaat Mühendisi. Bu binanın müteahhiti, bu binanın fenni mesulü. Adana'nın deprem bölgesi olduğu yönetmeliklerde yazıyor” diye ifade etti. Av. Metin, “Konya Teknik Üniversitesi’nden gelen rapora göre bu bina çürük yapılmış” Binanın inşa aşamasının projeye uygun olmadığını dile getiren Metin şunları söyledi: “Rapora göre Konya Teknik Üniversitesi’nden gelen rapora göre bu bina çürük yapılmış. Mimari projeyle statik proje birbirine uygun değil. Aynı zamanda uygulama da yani binanın yapım aşaması da, inşa aşamasında projeye uygun değil. Kolonların yeri bir metreye kadar değişiyor. Aralarda boşluklar var. Bu binanın yıkılacağı belliymiş zaten.” Olası kastla ceza eğer alırsa depremde hayatını kaybeden her kişi için 20 yıl ceza alacağını dile getiren Metin, “Dosya içerisinde Hasan Alpargün'ün olası kastla ceza almasına yönelik tüm deliller mevcut. Savcı bunu bu şekilde takdir etmeden bilinçli taksirden ceza iste istedi. Olası kastla ceza alırsa vefat eden her bir kişi için en az 22 yıl ceza alacak bu kişi. Lakin bilinçli taksirden ceza alırsa sadece yirmi iki buçuk yıl ceza alacak.  Yani bir yerde 22.5 yıl ceza alacakken, diğer yerde 1900 yıl ceza alacak 22 yıl ceza alak” dedi. Av. Matin, “Mahkeme heyetinden adaletli olanı yapmasını bekliyoruz” Avukat Baran Taygun Metin, “Mahkeme heyetinden adaletli olanı yapmasını bekliyoruz. Bu insanlar adalet bekliyor, hakkaniyet bekliyor. Şu örneği vereyim son kez. Hasan Alpagün Apartmanı bir dakikadan biraz daha uzun bir vakitte yıkıldı. 96 kişiyi yan yana dizip her birinin kafasına birer tane silahla ateş etseniz iki dakikadan beş dakikadan daha uzun sürecek. Hasan Alpargün 96 kişiyi bir anda öldüren insandır. Takdiri yine halka da bırakıyoruz” diye konuştu.  Av. Ekinci, “96  canımızın bedeli 22 yıl olmamalı” Avukat Beşir Ekinci, “ Olası kast ile ceza alacak. Buna inanıyoruz. Çünkü dosyada Hasan Alpargün'ün doğru yaptığı hiçbir şey yok. Bu dosyada en küçüğümüz 3 yaşında en büyüğümüz 75 yaşında. 96  canımızı yitirdik. Ve bu 96  canımızın bedeli 22 yıl olmamalı en ağır ceza olan olası kast ile  yargılanacak ki bundan sonra torunlarımız gönül rahatlığıyla evlerinde oturabilecekler” şeklinde konuştu.

Nihal Candan hastalığı ve mal varlığı ile ilgili açıklamalarda bulundu: ''Mal varlığım iki çanta ve ayakkabı'' Haber

Nihal Candan hastalığı ve mal varlığı ile ilgili açıklamalarda bulundu: ''Mal varlığım iki çanta ve ayakkabı''

Dolandırıcılık ve suç örgütüne üye olmak suçlarından Alisya Bahar Candan'ın 44 yıla kadar, Nihal Candan adıyla bilinen Gülnihal Çiçek'in ise 24 yıla kadar hapsi istenen 21 sanıklı davanın 3. celsesi Küçükçekmece 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada, tutuksuz sanık Gülnihal Çiçek, savunmasını yaparak suçlamaları reddetti. Nihal Candan’dan hastalığı ile ilgili açıklama Nihal Candan, savunmasında iddiaları kabul etmeyerek, örgüt lideri olarak bahsedilen Onur Apaydın ile sadece duygusal bir ilişki yaşadığını belirtti. Candan, "Ölümcül bir hastalık ile boğuşuyorum. Yemek yiyemiyorum ve 28 kilodan bu hale geldim. Mal varlığım bir iki çanta ve ayakkabıdan ibaret. Hukuk fakültesini bitirdim ama bu olay yüzünden mesleğimi yapamıyorum," dedi. Candan: "Suçlama Görmüyorum" Savunmasında, iddianamede kendisine yöneltilen suçlamaları anlamadığını belirten Candan, “İddianameyi defalarca okudum ve avukatlarıma da okuttum. Bana yönelik açık bir suçlama görmüyorum. Toplantılara katılmadım ve yanlış kişiyle ilişkide bulundum. Onur Apaydın’ın iş insanı olduğunu ve benden hoşlandığını söyledi. Ben anksiyete problemi yaşadığım için yanlış kararlar verdim. Veganım, bu yüzden et restoranlarında uzun süre kalamam,” şeklinde konuştu. “Hukuk Fakültesi Mezunuyum” Candan, savunmasının devamında, “Eşimle birlikte yaşadığımız evde gözaltına alındım. Eşim yere yatırıldı. İddianamede hesaplarıma para geldiği söylenmiş. Hesaplarımda para transferi olup olmadığını kontrol edin. Instagram kullanımı suçsa, kullanmam. Sanıkları tanımıyorum, sosyal medyada kinlenmişler,” dedi. Nihal Candan: ''Mal varlığım iki çanta ve ayakkabı'' Gözyaşları içinde konuşan Candan, “Ölümcül bir hastalıkla mücadele ediyorum. Mal varlığım sadece bir iki çanta ve ayakkabıyla sınırlı. Eşim bana bu eşyaları sağlıyordu ve şu anda ailece maddi zorluklar yaşıyoruz,” şeklinde açıklamada bulundu. İddianame ve Sanıkların Durumu Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 38 müşteki, 1 müşteki şüpheli ve Alisya Bahar Candan ile Gülnihal Çiçek’in aralarında bulunduğu 21 sanık yer alıyor. İddianamede, Onur Apaydın ve İlker Oflu’nun liderliğindeki suç örgütünün ucuza araç satışı yaparak vatandaşları dolandırdığı belirtilmişti. Bahar ve Nihal Candan’ın suç örgütünün hiyerarşik yapısında yer aldığı ifade ediliyor. Savcı İddianameye Göre Ceza Talepleri İddianamede Bahar Candan’ın suç örgütüne üye olmak suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar, dolandırıcılık suçundan ise toplamda 14 yıldan 44 yıla kadar hapis cezası istenirken, Nihal Candan için 8 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası talep edilmiştir. Diğer 20 şüpheli hakkında ise değişen oranlarda hapis cezası istenmektedir. Duruşma, Nihal Candan’ın avukatının savunmasıyla devam ediyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.