TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Dr. Müzeyyen Şevkin

İLKHABER-Gazetesi - Dr. Müzeyyen Şevkin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dr. Müzeyyen Şevkin haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Dr. Şevkin: İstanbul Sözleşmesi kaldırıldıktan sonra bin 113 kadın öldürüldü, 701 kadın da şüpheli şekilde ölü bulundu Haber

Dr. Şevkin: İstanbul Sözleşmesi kaldırıldıktan sonra bin 113 kadın öldürüldü, 701 kadın da şüpheli şekilde ölü bulundu

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye’de kadın cinayetlerinin artık son bulması gerektiğini vurguladı. TBMM’de son yıllarda artış gösteren kadın cinayetleri nedeniyle gündem dışı konuşan Dr. Şevkin, konuşmasının başında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 86'ncı yılında andı. Dr. Şevkin, "Dünya barışının öncüsü, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayrımı yapmayan, eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk” tanımını meclis kürsüsünden okudu, “Atatürk’ün anısı önünde saygıyla eğiliyorum” dedi. “Ülkemizde her gün en az 3 kadın öldürülüyor ve maalesef, en az 500 kadın her yıl cinayete maruz kalıyor” Dr. Şevkin, “Kadınları öldürülen bir ülkede yaşamaktan utanç duyduğumu burada ifade etmek isterim. Ülkemiz, âdeta kan gölüne döndü; nefret söyleminin alabildiğine arttığı, silahların bir tıkla bilgisayar üzerinden alınabildiği, her yerin kadın cinayeti mahalline dönüştüğü bir ortam var ne yazık ki. Ülkemizde her gün en az 3 kadın öldürülüyor ve maalesef, en az 500 kadın her yıl cinayete maruz kalıyor. Bunu bir rakam olarak ifade etmekten de çok büyük zül duyduğumu ifade etmek isterim” şeklinde konuştu. “Kadın cinayetleri artış gösterirken şüpheli şekilde yaşamını yitiren kadınların sayısı da her geçen gün artıyor” 2008-2023 yılları arasında 4 bin 401 kadının erkekler tarafından katledildiğini, 2024 yılının ilk on ayında 343 kadının cinayete maruz kaldığını, 217 kadının ise şüpheli bir şekilde hayatını kaybettiğini dile getiren Dr. Şevkin şunları söyledi: “Türkiye'de ne yazık ki kadın cinayetleri artış gösterirken şüpheli şekilde yaşamını yitiren kadınların sayısı da her geçen gün artıyor. Geçtiğimiz pazartesi günü, bir polis tarafından cinayete kurban giden Fahriye Asena Eskikanbur için ailesine taziyeye gittiğimde, annesi ne dedi biliyor musunuz? "Kızımı öksüz büyüttüm, bakıcılık yaparak büyüttüm. Ben bir kör kurşuna gitsin diye mi büyüttüm kızımı?" dedi. Yine, öldürülen kadınlardan birisi Manisa'nın Demirci ilçesinde polis lojmanında kafasından vurulmuş hâlde bulunan Yeşim Akbaş. Annesi "Mahkeme üzerindeki baskı kalksın" diyor. Değerli milletvekilleri, ne cevap vereceğiz bu annelere?” “Daha ne kadar kadının öldürülmesi gerekiyor?” Dr. Şevkin, “Değerli AK PARTİ milletvekilleri, değerli MHP milletvekilleri; sizlerin vicdanına sesleniyorum. Aynı sayaç gibi her gün kadın cinayetleri artıyor, buna ne zaman "Dur!" diyeceğiz, bir "Dur!" demeyecek miyiz? Gerçekten yüreğiniz sızlamıyor mu, vicdanınız sızlamıyor mu? Korkunç bir olayla karşı karşıyayız. Daha ne kadar kadının öldürülmesi gerekiyor. Bakın, 1 Temmuz 2021'den, İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırıldığından bugüne tam bin 113 kadın öldürüldü, 701 kadın da şüpheli şekilde ölü bulundu. Bunları rakam olarak ifade ediyoruz, her birinin arkasında bir hikâye var. Sözleşmeden çıkılan 2021 yılında 280 kadın cinayeti yaşanırken takip eden bir yıl sonra yüzde 20 artmış. Niye İstanbul Sözleşmesi'nden çıkıyoruz? Bize soruldu mu? Bu Meclisten onayla geçen İstanbul Sözleşmesi hiçbir kadına sorularak kaldırıldı mı? Böyle bir şeye hakkımız var mı? "6284 sayılı yasa" diyorsunuz, onun da etkin uygulanmaması nedeniyle her gün 3 kadın cinayetiyle karşı karşıya kalıyoruz. Ben bu konuşmayı geçen hafta yapacaktım, o günden bugüne rakamları güncellemek durumunda kaldım. Ne acı, öyle değil mi? Yani gerçekten yüreğimiz daralıyor. Kadına yönelik şiddetle mücadele etmenin tek yolu, bu sorunun sebebi olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak, bu mücadelenin en net ve kapsamlı ifadesi İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden hayata geçirmektir. “Sözleşmeyi yeniden hayata geçirmezsek 6284 sayılı Yasa'nın etkin olarak kullanılmasını sağlamazsak daha çok kadın cinayetleri yaşanacak” Dr. Müzeyyen Şevkin, “Kadınları şiddete karşı korumak, kadına yönelik her türlü ev içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve tamamen sona erdirmek amacını güden İstanbul Sözleşmesi kadınlar için yaşamsal önemdedir ve yeniden hayata geçirilmelidir. Sözleşmeyi yeniden hayata geçirmezsek 6284 sayılı Yasa'nın etkin olarak kullanılmasını sağlamazsak daha çok kadın cinayetleri için burada konuşmaya devam edeceğiz ne yazık ki. Bakın, her gün birçok kadın maalesef ateşli silahlarla yaşamdan koparılıyor. Bireysel silahlanmanın önü alınmıyor. Ruhsatsız silah sayısının 36 milyona dayandığını buradan sizlere bir kez daha hatırlatmak isterim” diye ifade etti. “Kadına yönelik şiddetle mücadele için uluslararası sözleşmeler uygulanmalı” Dr. Şevkin sözlerine son verirken şunları söyledi: “Türkiye'de sadece kadın cinayetlerini değil, bu nefret söyleminin, bu nefret dilinin, cinayetleri alabildiğine artırdığı ve insanların neredeyse normal bir şekilde ölmediği bir ülke hâline dönüştürdüğü bir süreci yaşıyoruz. Derhâl bu silahsızlanma sağlanmalı, bir tıkla internetten silah alınmasının önüne geçilmeli, bu şiddet söylemine son verilmeli. Kadına yönelik şiddetin, tacizin tecavüzün sonlanması, suçluların hak ettiği cezayı almalarına dönük müeyyidelerin uygulanması, mağdurların haklarını aramasına yönelik var olan yasaların hayata geçirilmesi büyük önem arz etmektedir. Kadınların siyasete katılımı, eşit temsili ve uluslararası sözleşmelerin hayata geçirilmesi önemlidir diyorum. Artık yeter, kadın cinayetleri son bulsun, son bulsun, son bulsun diyorum.”  

Dr. Şevkin: Adana'da esnaf kepenk kapatıyor, KOBİ'ler borç batağında Haber

Dr. Şevkin: Adana'da esnaf kepenk kapatıyor, KOBİ'ler borç batağında

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Adana'nın işletmelerin en fazla kapısına kilit vurduğu şehirlerden biri olduğunu vurgulayarak, Ticaret Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçe görüşmelerinde Adana’daki ekonomik zorlukları gündeme getirdi. Dr. Şevkin, özellikle şehir merkezi, organize sanayi bölgesi ve sanayi sitelerinde yeni açılan şirket ve fabrikaların neredeyse hiç bulunmadığını belirtti. Son yıllarda Adana’da kiralık ve satılık iş yerlerinin arttığını, iflasların ve konkordatoların hızla çoğaldığını ifade etti. Adana'da kiralık ve satılık iş yerleri, fabrika sayısında artış yaşandığını, iflasların, konkordatoların ardı arkasının kesilmediğini belirten Dr. Şevkin şunları söyledi: “Kentte son 15 yılda 100'e yakın fabrikanın kapanması, son günlerde şirketlerinin iflas bildirmesi, maalesef sığınmacıların yoğunluğu gibi nedenlerle işsizlik oranlarında da artış yaşanıyor; esnaf kepenk kapatıyor, KOBİ'ler borç batağında.” “Esnafın, üreticinin, ticari işletmelerin derdinden maalesef anlayan yok” Komisyonda sunum yapan Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ı eleştiren Dr. Şevkin, “Ticaret Bakanlığı olarak bu olayların neresindesiniz? Varsa yoksa vergi, mevzuat, ceza yöntemi, bariz kayırmacılık ve adrese teslim kanunlar çıkarılıyor. Esnafın, üreticinin, ticari işletmelerin derdinden maalesef anlayan yok, teşvik eden yok” diye ifade etti. “Ticaret firmalarını orantısız, ölçüsüz ve dengesiz bir rekabete maruz bırakıyorsunuz” Ekim 2024'te tüm itirazlara rağmen yasalaşan "e-ticaret kanunu" ile tek bir firmaya vergi indirimi sağlandığını, âdeta adrese teslim niteliğinde bir kanun çıkarıldığını söyleyen Dr. Şevkin, “Trendyol'la yerli şirketler nasıl rekabet edecek? Haksız bir rekabet ortamı yaratıyorsunuz. Ticaret firmalarını orantısız, ölçüsüz ve dengesiz bir rekabete maruz bırakıyorsunuz. Neden bununla ilgili yasalar bir türlü hayata geçirilmiyor?” dedi. “2023 yılında Türkiye’de 111 bin 576 iş yerinin kapısına kilit vurdu” Dr. Şevkin, “Adınızı da çok fazla bilen yok çünkü halkın içerisine girmiyorsunuz. Lütfen, dükkânları gezin, esnafın hâlini hatırını sorun; sorun da bakalım, hangi sonuçlarla karşılaşacaksınız? Gerçekten esnaf içler acısı durumda ve dolayısıyla sizin de yapmanız gereken, burada esnafın sorunlarına çözüm bulmak. Bir an önce perakende hal yasasını çıkarmak, KOBİ'leri desteklemek, AVM yasasını da bir an önce çıkarmak olmalı” şeklinde konuştu.

Dr. Şevkin: Adana yoksulluğun başkenti oluyor Haber

Dr. Şevkin: Adana yoksulluğun başkenti oluyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçe görüşmeleri sırasında Adana’ya üretim ve yatırım desteği talebinde bulundu. Dr. Şevkin, Türkiye’nin dünyaya meydan okuyan tek bir markası olmadığını belirterek, hükümetin yerli ve milli olarak tanıttığı TOGG’un, Çinli yatırımcıların lehine yapılan imtiyazlar nedeniyle zarar gördüğünü ifade etti. “Adana, cazibe merkezi olma özelliğini yitirmektedir” Bir zamanlar tarım, sanayi ve ticaretin lider şehri Adana’nın bugün adeta yoksulluğun ve yoksunluğun başkenti olduğunu belirten Dr. Şevkin, “Pamuktan vazgeçilmiş, Çukobirlik’i kapatılmış bir Adana’da tarıma dayalı sanayinin neredeyse yok olmasına neden olunmuştur. 1995’lerde Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) oranı yüzde 30’lardayken bugün yüzde 16’lara düşmüştür. Devlet desteklerinden yeterli payı alamayan Adana, cazibe merkezi olma özelliğini yitirmektedir. Yoksulluk, işsizlik ve göçün başkenti Adana, son 10 yıl içerisinde en çok desteklenen iller içerisinde yer almamaktadır. Bu konuda destekleriniz olacak mı” şeklinde konuştu. Komisyonda yer alan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’a, “Çinli otomobil yatırımcılarına tanınan imtiyazlar nedeniyle yerli ve milli olduğu iddia edilen TOGG, üretiminin sekteye uğrayacağı doğru mudur, bu konuda bir önlem alındı mı? TOGG için Çinli yatırımcı ortak arayışı iddiaları doğru mudur? Bakanlığın sanayi sitelerinden, OSB’lerden kredi alacakları ne kadardır?” sorularını yönelten Dr. Şevkin, 2024 yılının ilk altı ayında 2023 yılının ilk altı ayına göre kurulan şirket sayısının yüzde 17,3; kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısının ise yüzde 34,9 azaldığını söyledi. Bütün sektörlerde gerileme yaşandığını, tekstilde konkordatoların zirve yaptığını, imalatta siparişlerin düştüğünü belirten Dr. Şevkin, zorlayıcı ekonomik koşullar, fiyat artışları ve talepteki zayıflığın firmaların üretim azaltmasına yol açan temel faktörler olduğunu belirtti. “Türkiye'nin dünyaya meydan okuyan tek markası yok” Dr. Şevkin, “Bankaların vadesinde tahsil edemediği ve icra takibine aldığı batık krediler 25 Ekim itibarıyla 267,8 milyar liraya yükseldi. Cumhuriyet'in kazanımları bir bir yok edilmiş, içi boşaltılmış, yok pahasına satılmış, peşkeş çekilmiş Anadolu'daki fabrikaların yerinde yeller esiyor. Türkiye'nin dünyaya meydan okuyan tek markası yok. Yerli ve milli olarak bize çok güzellemeler yaptığınız TOGG'u da bitirmek üzeresiniz çünkü Çinli Chery ve BYD'yi tercih ediyorsunuz. Onlara vergi indirimleri uyguluyorsunuz hatta organize sanayi bölgesi kuruyorsunuz. Bir gece yarısı Sanayi Komisyonu aslında Plan ve Bütçe'de görüşülmesi gereken Samsun Organize Sanayi Bölgesi'ni bir gece yarısı bir maddeyle kanunlaştırıp buradaki Hazine arazilerini Chery firması için organize sanayi bölgesi yapmak üzere kanunlaştırdınız ve geçti. Henüz yatırım bile yapmadan ilave gümrük vergilerinden muaf tutulan BYD, daha şimdiden TOGG'un pabucunu dama atmış görünüyor. Çünkü önceleri TOGG'u kullanıyoruz” dedi. “Atatürk'ün de söylediği gibi, bu ülkede her fabrika kaledir; fakat siz bu kaleleri yıkıyorsunuz” Dr. Müzeyyen Şevkin, “Özelleştirme, imtiyazlı müteahhitlere, şirketlere kamunun elinde avucunda hiçbir şey bırakmaksızın maalesef, verilen teşvikler yatırımın, üretimin ve istihdamın giderek yok olmasına sağlıyor. Varsa yoksa vatandaşın, gerçek yatırımcının, sanayicilerin, KOBİ'lerin sırtına yüklediğiniz vergiler var; her şey ortada. İktidarın beklentisi sadece vergiler üzerine. Beklenti şu: Gelir Vergisi 2 trilyon 130 milyar lira, Kurumlar Vergisi 1 trilyon 637 milyar lira, Özel Tüketim Vergisi 2 trilyon 121 milyar lira, Katma Değer Vergisi 3 trilyon 599 lira, diğer vergiler 1 trilyon 652 milyar lira, vergi dışı gelirler 1 trilyon 662 lira; bu şekilde mi dünyayla rekabet edeceğiz? Bu şekilde mi halkın refahını düzelteceğiz? Atatürk'ün de söylediği gibi, bu ülkede her fabrika kaledir; fakat siz bu kaleleri yıkıyorsunuz” diye ifade etti.

Dr. Şevkin: Tasarruf politikaları eğitime zarar vermemeli Haber

Dr. Şevkin: Tasarruf politikaları eğitime zarar vermemeli

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, halk eğitim merkezleri tarafından desteklenen kursların kapatılmasına tepki gösterdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) konuyu gündeme taşıyan Dr. Şevkin, Milli Eğitim Bakanına seslenerek, tasarruf politikaları adı altında eğitime, meslek edindirmeye sekte vurulmasının önüne geçmesini istedi. Dr. Şevkin, ayrıca pandemi döneminde genel sağlık sigortası kapsamına alınan birçok üniversite öğrencisinden geriye dönük para istenmesine de tepki gösterdi. “Öğrencileri, ailelerini daha fazla zor durumda bırakmayın”  Dr. Müzeyyen Şevkin, “Millî Eğitim Bakanına sesleniyorum: "Tasarruf politikaları" adı altında şimdi de halk eğitim merkezi tarafından desteklenen kursları kapatmaktan derhâl vazgeçin. Dezavantajlı özel bireyler ve çocuklar için sosyal ve sportif beceri kazandıran, ev kadınlarını üretime dâhil eden, ücretsiz eğitim faaliyetlerinin tasarruf kapsamında engellenmesine derhâl son verin. Bu eğitimler sayesinde mahallelerde birçok ihtiyaç karşılanıyor. Dar gelirli vatandaşların yoğun olduğu bölgelerde ücretsiz meslek edindirme, sanat ve spor kurslarını "tasarruf" adı altında kapatmak toplumun geleceğine büyük zarar veriyor. Öte yandan pandemi döneminde genel sağlık sigortası kapsamına alınan birçok üniversite öğrencisinden SGK'nin alacak tebligatı gönderip para istemesi de bu ülkenin eğitimine vurulan başka bir darbedir. Öğrencileri, ailelerini daha fazla zor durumda bırakmayın. Millî Eğitim Bakanlığı yetkililerini bu tutumlarını değiştirmeye davet ediyorum” şeklinde konuştu.

Dr. Müzeyyen Şevkin: Ülkemizde güvenlik ve eğitim sorunları derinleşiyor Haber

Dr. Müzeyyen Şevkin: Ülkemizde güvenlik ve eğitim sorunları derinleşiyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye’de ve Adana’da yükselen nefret ikliminin ve cezasızlığın, silahlanmanın kolaylaşmasının ülkeyi yaşanmaz hale getirdiğini vurguladı. Adana’da bir gecede meydana gelen 4 farklı olayda 11 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) konuşan Dr. Şevkin, özellikle kadınlara yönelik şiddet ve çocuk ölümleri gibi olaylar, toplumda güvenlik, sağlık ve eğitim sorunlarının derinleştiğini gözler önüne serdi. Dr. Şevkin, "Her gün maalesef her yerde öldürülüyoruz; her yer cinayet mahalli ve cezasızlık hüküm sürüyor" dedi. Dr. Müzeyyen Şevkin, şunları söyledi: “Adana'da geçtiğimiz hafta aynı gün 12 saat içerisinde 4 farklı olayda 11 kişi maalesef hayatını kaybetti. 3 kadının mezar ziyareti sırasında hayattan koparıldığı, 1 kişinin kendi ailesinden 3 kişiyi katlettiği, Suriye uyruklu 3 çocuğunsa elektrikli soba kontağından öldüğü bir on iki saatten bahsediyoruz. Aynı gün içinde yaşanan bu vahşet ve olaylar ülkemizde güvenlik, sağlık, eğitim sorununun derinliğini ve korkunç boyutunu gözler önüne seriyor. Bebekler, emanet edildikleri hastanede öldürülüyor. Nefret iklimi, cezasızlık, yasaklı madde ve güvenlik güçleri dışında kolay silahlanma ülkeyi bu noktaya getirdi. Her gün maalesef her yerde öldürülüyoruz; her yer cinayet mahalli ve cezasızlık hüküm sürüyor.”

Dr. Şevkin: Eğitimde ayrımcılığa son verin Haber

Dr. Şevkin: Eğitimde ayrımcılığa son verin

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, TBMM Genel Kurulu'ndaki konuşmasında, iktidarın eğitimde yaşanan sorunların kangrene dönüştüğünü belirterek, hükümetin eğitim politikalarını eleştirdi. Dr. Şevkin, iktidarın öğretmenleri farklı kategorilere ayırarak ayrımcılığa yol açtığını ve ihtiyaç duyulmasına rağmen 200 bin öğretmenin atanmadığını vurguladı. “20 Bin köy okulunu kapattınız ve söz verdiğiniz halde açmadınız” Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda konuşan Dr. Şevkin, iktidarın öğretmenleri ücretli, uzman, Piktes, sözleşmeli diye ayırdığını, ihtiyaca rağmen 200 bin öğretmeni atamadığını dile getirdi.  Ayrıca birçok öğretmene kadro verilmediğine işaret ederek şunları söyledi: “20 bin köy okulunu kapattınız ve söz verdiğiniz halde açmadınız; okullarda temizlik sorununu hortlattınız, destek sunmak isteyen belediyelerimizi engellediniz; maaşları yetersiz kıldınız.”  “En önemli kaynak olan insan kaynağına yatırım yapın, çocukları heder etmeyi bırakın” Dr. Şevkin, “Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesinden vakıf ve derneklere 5 milyar 895 milyon 926 bin lira aktardı. Sözün özü, tarikat ve cemaatler desteklenirken; bilimin çağdaş, demokratik, laik, fırsat eşitliğinin olduğu eğitimden hızla uzaklaşıldı. Biraz samimiyet diyoruz. En önemli kaynak olan insan kaynağına yatırım yapın, çocukları heder etmeyi bırakın” şeklinde konuştu.  

Dr. Müzeyyen Şevkin: Milli Eğitim Akademisi Eğitim Fakültelerini boşa çıkarıyor Haber

Dr. Müzeyyen Şevkin: Milli Eğitim Akademisi Eğitim Fakültelerini boşa çıkarıyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde kurulması planlanan ‘Milli Eğitim Akademisi’nin öğretmenler için yeni bir sorun yumağı olacağını vurguladı. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda görüşmeleri devam eden ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’ ile ilgili parti grubu adına söz alan Dr. Şevkin, akademi nedeniyle Eğitim Fakülteleri’nin içinin boşaltılacağını, fakültelerden mezun olan öğretmenlerin sorunları yetmiyormuş gibi bir de akademiden mezun olmak için uğraş vereceklerini kaydetti. “Atamadığınız yüz binlerce öğretmen var” Dr. Şevkin, “Öyleyse böyle bir akademiye neden ihtiyaç duyulmaktadır. Doğrusu, bu izaha muhtaçtır. 22 yılda içinden çıkılmaz hâle getirdiğiniz millî eğitimin devasa sorunları yetmiyormuş gibi, "Meslek Kanunu düzenlemesi" adı altında kendi ülkemizin eğitim kurumlarından mezun olan öğretmenlerin tüm eğitim süreçlerini sıfırlayıp "Sen öğretmen değilsin, seni akademide yeniden eğiteceğiz, ondan sonra sana öğretmenlik unvanı vereceğiz" diyorsunuz. Atamadığınız yüz binlerce öğretmen varken bu akademiden mezun olamadığı gerekçesiyle maalesef atamasını yine gerçekleştirmeyeceksiniz ve bu gerekçenin arkasına sığınacaksınız” şeklinde konuştu. “Her yere üniversite açmakla övünmek yerine nitelikli, çağdaş, parasız, fırsat eşitliğinin olduğu bir eğitim sistemini kurgulamak zorundayız” Dr. Şevkin,  “Bunu gidermek yerine Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) gibi, akademi gibi yeni yeni icatlar çıkarıyorsunuz. Millî Eğitim Bakanlığı gerçekten bunun üstesinden gelemiyor mu yoksa başka bir şeye mi hizmet etmeye çalışıyor, bunu da burada sorgulamak isterim. 20 bin köy okulunun kapatıldığı, yüz binlerce öğretmenin atama beklediği bir ülkenin bilimde, sanatta, ekonomide, tarımda, tıpta gelişebilmesinin önü sadece ve sadece eğitimle mümkündür. Her yere üniversite açmakla övünmek yerine nitelikli, çağdaş, parasız, fırsat eşitliğinin olduğu bir eğitim sistemini kurgulamak zorundayız. Aynı öğretmenler odasında buluşan öğretmenlerin sosyal ve ekonomik gerekçeler göstererek "kettle"ı dahi kullanmasına müsaade etmezken, ne yazık ki öğretmenleri bu tasarrufa zorlarken, bir taraftan, baktığımızda, öğretmenleri, "PIKTES öğretmeni", "uzman-sözleşmeli öğretmen", "başöğretmen" diye ayrıştırırken, 21'inci yüzyılda okulların temizliğini dahi gerçekleştiremezken Millî Eğitim Bakanlığının tasarruf tedbirleriyle karşı karşıyayız” ded. “Çocuklarımız, yeterli öğretmen atanamadığı için eğitime erişememe sorunuyla karşı karşıya”  Dr. Müzeyyen Şevkin, “Eğitimden tasarruf olmaz, insan kaynağından tasarruf olmaz. Tasarruf yapacaksanız sarayınızda yapın, sarayınızda. Çocuklarımız, yeterli öğretmen atanamadığı için, yeterli temizlikten ve hijyenden yararlanamadığı için, yeterli güvenlik görevlisi olmadığı için güvenlik sorunuyla karşı karşıya, hastalık sorunuyla karşı karşıya, eğitime erişememe sorunuyla karşı karşıya. ÇEDES Projesi'yle eğitimi yörüngesinden çıkardınız. Türkiye Büyük Millet Meclisinde Millî Eğitim Bakanı yaptığı bir açıklamada "2023 yılı itibariyle 2 bin 709 protokolümüz var." diyor. Kimlerle? Bizim "Cemaat ve tarikat" dediğimiz, sizin de "STK" dediğiniz örgütlerle… Peki, bu tarikatlara ve cemaatlere ne kadar aktarılmış? 5 milyar 895 milyon 926 bin lira para aktarılmış. Bunlara tasarrufa gidilmiyor, Millî Eğitim Bakanlığına paralel bir yapı oluşturuluyor maalesef ve 2025 yılında bu kalemden 7 milyar 800 milyon 636 bin lira daha para aktarılması düşünülüyor. Öğretmenler odasındaki ısıtıcıdan tasarruf edenler iş cemaatlere gelince herhangi bir tasarrufa gitmiyorlar ne yazık ki. Akademiye sınavla öğretmen alımı yapılacak. Biz mülakatlarda da gördük bu oyunu arkadaşlar, maalesef eşitlik ilkesini ortadan kaldıran bir yapıyı yeniden burada gündeme getiriyorsunuz. Bunun yerine eğitim fakültelerinin içeriğini değiştirerek buradaki ders müfredatlarını ve öğretmenleri daha iyi yetiştirmeye yönelik önlemler almamız gerekirken maalesef oradan mezun olan öğretmenlere "Siz yetersizsiniz." diyorsunuz. Farkında mısınız? Başöğretmen Atatürk ne demiş? "Öğretmenler yeni nesil sizin eserinizdir." diyor. Bunun arkasında durmamız gerekiyor” diye ifade etti. “Millî eğitimi rayına oturtun; laik, demokratik, çağdaş eğitimi başat hâle getirin” Şevkin Öğretmenlik Meslek Kanunu'na  değinerek şunları söyledi: “Eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını tek taraflı düzenleyen, haklarını ve taleplerini içermeyen meslek kanununu gösteriyor ki millî eğitim birliğini maalesef ihlal etmeye devam ediyorsunuz. Eğitim sendikalarının hâlen görevde olan ve atama bekleyen 1 milyonu aşkın öğretmenin taleplerini yok sayan Öğretmenlik Meslek Kanunu'na karşı demokratik tepkilerini gösteren sendikacılara kolluk güçlerini gönderenler ne yazık ki öğretmenlerini gözaltına alıyor. 1 milyonu aşkın öğretmeni ve öğretmen olarak atanmayı bekleyen yüz binlerce öğretmeni yakından ilgilendiren Öğretmenlik Meslek Kanunu'na karşı eleştiri, haklı itirazlara tahammülsüzlük iktidarın ve MEB'in zihniyetini açıkça ortaya koyuyor. Yeni nesiller ne yazık ki uyuşturucu tuzağında, ne yazık ki eğitimde geri sıralardayız, üçüncü dünya ülkelerini aratan noktadayız. Daha nerede müdahale edeceksiniz? Bırakın paralel yapılar kurmayı millî eğitimi rayına oturtun; laik, demokratik, çağdaş eğitimi başat hâle getirin.”

Dr. Şevkin: İstanbul Sözleşmesi'nin feshi sonrası 1065 kadın cinayete kurban gitti Haber

Dr. Şevkin: İstanbul Sözleşmesi'nin feshi sonrası 1065 kadın cinayete kurban gitti

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye’de kadınları ve aileyi koruyan İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kalktığı 1 Temmuz 2021 yılından bugüne kadar 1065 kadının öldürüldüğünü, 768 kadının ise şüpheli şekilde ölü bulunduğunu vurguladı. Son zamanlarda işlenen kadın cinayetlerine çocukların ve bebeklerin de eklendiğini kaydeden Dr. Şevkin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni (TBMM) göreve çağırdı. Meclisin komisyon kurması için araştırma önergesi sunan Dr. Şevkin, Türkiye’de her gün en az 3 kadının ya cinayete maruz kaldığını ya da şüpheli bir şekilde hayatını kaybettiğini söyledi. Her yıl şüpheli ölümlerle birlikte en az 500 kadının hayatını kaybettiğini ifade eden Dr. Şevkin, 2008-2023 yıları arasında erkeklerin en az 4 bin 401 kadını öldürdüğünün tespit edildiğini, 2024 yılının ilk 9 ayında 295 kadının cinayete kurban gittiğini, 194 şüpheli kadın ölümü gerçekleştiğini belirtti. 2024 yılının Ekim ayı başlarında İstanbul’da Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’in aynı kişi tarafından canice öldürülmesi, Mersin’de Sonay Öztürk’ün sevgilisi tarafından boğularak hayattan koparılması, Diyarbakır’da Bedriye Işık’ın evli olduğu erkek tarafından katledilmesi, Tekirdağ’da Fatma Özdemir’in kendisine platonik aşk beslediği savunulan bir erkek tarafından silahla vurularak öldürülmesinin yanı sıra 2 yaşındaki bir bebeğin de istismar nedeniyle ölmesinin artık dayanılmaz bir hale sebep olduğunu aktaran Dr. Şevkin, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) acilen Araştırma Komisyonu kurulması, daha fazla kadının cinayete maruz kalmaması için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir” diye ifade etti. “İstanbul Sözleşmesi’nden de haklarından da vazgeçmeyecektir” Dr. Şevkin, şunları söyledi: “Kadına yönelik şiddetle mücadele etmenin tek yolu, bu sorunun sebebi olan toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile mücadeledir. Bu mücadelenin en net ve kapsamlı ifadesi İstanbul Sözleşmesi’ndedir. Kadınlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğini açıklamasına karşı durmaya devam edecek, İstanbul Sözleşmesi’nden de haklarından da vazgeçmeyecektir. İstanbul Sözleşmesi, kadınları korumaya dönük bir gelişme olarak hayata geçirilmiş ancak sonrasında atılan yanlış adımlar kadın ve çocukları tam anlamıyla korumasız bırakmıştır. Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetten arınmış bir Avrupa oluşturmak için yapılan İstanbul Sözleşmesi, kadınlar için son derece önem taşımakta ancak Türkiye’de imzalanmasına, adının da ‘İstanbul’ olmasına rağmen yürürlükten kaldırılmıştır. Kadınları şiddete karşı korumak, kadına yönelik her türlü ve ev içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve tamamen sona erdirmek” amacını taşıyan İstanbul Sözleşmesi yeniden hayata geçmelidir. 6284 sayılı yasanın etkin olarak uygulanması sağlanmalıdır” şeklinde konuştu. “Türkiye’de kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet tahammül edilemez bir hal almıştır” Şevkin, “Türkiye’de öldürülen kadınların yarısından çoğu ateşli silahla yaşamdan koparılmaktadır. Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri de bireysel silahlanmadır. Bireysel silahlanma en çok kadınları vurmaktadır. Türkiye’de ruhsatsız silah sayısının 36 milyona dayandığı çeşitli kaynaklarda belirtilmektedir.  Türkiye’de kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet tahammül edilemez bir hal almıştır. Türkiye, kadın cinayetlerin önüne geçmek zorundadır” diye ifade etti. “Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olduğu Anayasal güvence altındadır” Dr. Şevkin, “Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri politiktir, çünkü şiddeti önlemede ve şiddet mağdurunu korumada devletin yükümlülükleri vardır. Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olduğu Anayasal güvence altındadır. Yine Anayasada özellikle kadınların ve çocukların korunması için pozitif ayrımcılığa da vurgu yapılmaktadır. Çeşitli hafifletici sebepler gösterilerek cezai indirim veya meşrulaştırma sona erdirilmelidir. Kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüzlerin sonlanması, suçluların hak ettikleri cezayı almalarına dönük müeyyidelerin uygulanması, mağdurların haklarının aranmasına yönelik var olan yasalar hayata geçirilmelidir. Kadınların siyasete katılımı, eşit temsili için imzaladığı uluslararası sözleşmeler hayata geçirilmelidir. Belediyelerin, kadın hakları eşitlik politikaları geliştirmeleri, kadın danışma/dayanışma merkezleri, cinsel şiddet kriz merkez birimleri oluşturmaları, kreşler ve kadın destek birimlerini hayata geçirmesi büyük önem arz etmektedir” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.