TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#doğum

İLKHABER-Gazetesi - doğum haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, doğum haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gazeteci Murat Ağırel hastanede şahit olduğu kız çocuklarının doğumunu anlattı Haber

Gazeteci Murat Ağırel hastanede şahit olduğu kız çocuklarının doğumunu anlattı

Gazeteci Murat Ağırel, Ceyhan Devlet Hastanesi'nde gözleri önünde gerçekleşen korkunç bir olayı kaleme aldı. Ağırel, 12 yaşındaki bir kız çocuğunun doğum yapmasına tanık olduğunu belirterek, çocuğun yaşadığı travmayı ve Türkiye'deki erken yaşta doğum gerçeğini gündeme taşıdı. Ağırel, 2023 verilerine göre 15 yaş altı doğumların sayısının kaygı verici şekilde arttığını vurgularken, çocuk istismarı ve erken yaşta evliliklerin önlenmesi için acil önlemler alınması gerektiğini ifade etti. Gazeteci Murat Ağırel, Ceyhan Devlet Hastanesi’nde şahit olduğu korkunç bir olayı ve Türkiye’deki çocuk istismarı ile ilgili derinlemesine bir köşe yazısı kaleme aldı. Ağırel, 12 yaşındaki bir çocuğun doğum yapma hikayesini anlattıktan sonra, Türkiye genelindeki çocuk istismarı ve erken yaşta doğum vakalarının dehşet verici boyutlara ulaştığını vurguladı. Ağırel, yazısında Ceyhan Devlet Hastanesi’nde gözlerinin önünde yaşanan olayları şöyle aktardı: "12 yaşındaki M.A. isimli çocuğun, karın ağrısı şikâyetiyle hastaneye getirildiğini ve sonrasında tuvalette doğum yaptığını" belirtti. Çocuğun, ne olduğunu anlayamadan doğurduğu bebeği görmek bile istemediğini anlatan Ağırel, olayın hemen ardından hastane yönetiminin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bildirdiğini ve istismarcı A.K.'nın gözaltına alınıp tutuklandığını ekledi. Ancak Ağırel'in yazısının en çarpıcı kısmı, Türkiye genelinde yaşanan çocuk doğumlarına dair resmi rakamlar ve veriler oldu. 2021-2023 yılları arasında doğum yapan 15 yaş altı çocuk sayısının 412, 15-17 yaş aralığındaki çocukların sayısının ise 20 bin 808 olduğunu belirten Ağırel, bu verilerin sadece hastanelere yansıyan rakamlar olduğunu, hastanelere bildirilmeyen ya da gizlenen vakaların sayısının ise çok daha yüksek olduğunu vurguladı. Ağırel, "Bu tablo, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin ilkelerine, onun bıraktığı mirasa ve ülkenin modernleşme sürecine aykırıdır" diyerek, Türkiye'nin bu çağdışı ve kabul edilemez çocuk istismarı vakalarından kurtulması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, "Türkiye’nin dört bir yanındaki illerde yaşanan bu tür olayların artık son bulması için toplum olarak harekete geçmemiz gerekiyor" diyerek, tüm kamuoyuna çağrı yaptı. Son olarak, Türkiye’deki çocuk istismarı vakalarının önüne geçmek için gerekli adımların atılması gerektiğine dikkat çeken Ağırel, bu konuda duyarsız kalanların sorumluluk taşıyacağını belirtti ve "Bu konuda mücadeleye devam edeceğiz" diyerek yazısını sonlandırdı. Murat Ağırel'in köşe yazısının tamamı: ''12 ve 13 yaşında bebek doğuran çocuklar İyi değilim...  Yazacağım şeyin etkisinden de çıkamadım ne yazık ki.  Ceyhan Devlet Hastanesi’nde gözlerimin önünde yaşandı her şey.  Vaka, 12 yaşında bir kız çocuğunun doğum yapmasıydı.  Karın ağrısı şikâyeti ile hastanenin acil servisine getirmişler çocuğu. Karın ağrısı ve kanama şikâyeti ile servise yatışı yapılmış. Ne olduğunun farkında bile değil çocuk.  Hastanedeyken tekrar karnı ağrıyınca tuvalete gidiyor ve çocuğunu tuvalette doğruyor. Çocuk 2000 gram bebek doğruyor tuvalette. Çocuk korkudan ne olduğunu anlayamıyor bile. Bebeği de görmek istemiyor.  Gerçek adını ve bilgilerini tabii ki vermeyeceğim.  M.A. diye kodlayacağım çocuğu. Annebaba uzun süredir ayrı. Çocuk M.A. ise akrabaları ile yaşıyor. Hemen karşı komşusu A.K. tarafından cinsel istismara uğramış.  Hastane yönetimi kolluk kuvvetine haber veriyor ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bilgilendiriliyor. Bakanlık çocuğa ve bebeğe sahip çıkıyor. Cinsel istismarcı A.K. gözaltına alınıyor ve hemen ardından tutuklanıyor.  Ertesi gün yine 2011 doğumlu E.K geliyor hastaneye doğum için. Bakın bu çocuk ise 13 yaşında!  En önemlisi, aynı hastanede yaşanıyor bunlar. Yani istismarlar yakın bölgelerde gerçekleşiyor.  13 yaşındaki diğer çocuk da doğum yapıyor. Kuzenine kaçmış 11 yaşının sonunda. Aileler rıza göstermiş imam nikâhı ile evlenmişler! Bakanlık duyar duymaz bu olaya da el koymuş. Çocuk ve bebek bakanlık himayesine alınmış. Baba ise firarda.  Bakın değerli okurlar, babamın rahatsızlığı nedeniyle hastanede refakatçi kaldığım iki üç gün içinde bizzat şahit oluyorum bunlara.  Yazıp Türkiye’ye duyurmak adına tüm belgelerini aldım.  Merak edip memleketin genelinde nasıl durum diye araştırdım.  Peki, Tüm Türkiye de durum nasıl biliyor musunuz?  2021 yılında 15 yaş altı doğum yapan çocuk sayısı 123,  2021 yılında 15-17 yaş aralığında doğum yapan çocuk sayısı 7202,  2022 yılında 15 yaş altı doğum yapan çocuk sayısı 159,  2022 yılında 15-17 yaş aralığında doğum yapan çocuk sayısı 7101,  2023 yılında 15 yaş altı doğum yapan çocuk sayısı 130,  2023 yılında 15-17 yaş aralığında doğum yapan çocuk sayısı 6505,  Yani 2021-2023 yılları arasında doğum yapan 15 yaş altı çocuk sayısı 412,  15-17 yaş aralığında doğum yapan çocuk sayısı 20 bin 808.  Bakın 2023 yılında doğum yapan 15 yaş altı çocuklardan 19’u oku yazma biliyor ama bir okul bitirmemiş, 68 tanesi ilkokul mezunu, 41 tanesi ilköğretim, ortaokul mezunu.  Tek tek nerelerde olduklarını yazayım. Hiç de öyle sandığınız gibi kırsal dağ başındaki köylerde yaşanmıyor bunlar.  2023 yılında doğum yapan 15 yaş altı çocukların illere göre dağılımı: 18’i İstanbul’da, 10’u Adana ve Trabzon’da, 14’ü Ordu’da, 7’si Giresun’da, 8’i Rize’de, Gaziantep’te ve Şanlıurfa’da, 3’ü Diyarbakır’da, 5’i Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli’nde, 10’u İzmir’de, 2’si Aydın’da, 5’i Denizli’de, 2’si Manisa’da, 1’i Uşak’ta, 6’sı Bursa’da, 3’ü Eskişehir’de, 4’ü Kocaeli’de, 2’si Sakarya’da, 1’i Yalova’da, 4’ü Ankara’da, 3’ü Mardin’de, 2’si Batman’da, 3’ü Antalya’da, 1’i Isparta ve Burdur’da, 3’ü Mersin’de, 6’sı Hatay, 2’si Kahramanmaraş’ta, 1’i Kırıkkale’de, 1’i Aksaray’da, 1’i Kayseri’de, 1’i de Yozgat’ta, 2’si Elazığ’da, 1’i Van’da, 1’i Muş’ta.  TÜİK’in açıkladığı rakamlar bunlar. Ancak ben bu rakamlara inanmıyorum. Zira resmi raporda yaş aralığı tespit edilemeyen 5 bin 58 kişi var ve “bilinmeyen” diye kayıtlara geçmiş.  Bu rakamlar sadece hastaneye yansıyan resmi rakamlar. Ya hastanelere yansımayan veya resmi bildirim yapılmayan rakamlar ne kadar?  Bakın 10 Kasım’ı ağlayarak geçirdik.  Attığımız her adımda, aldığımız her nefeste, umutsuzluğa düştüğümüz her anda kendimize örnek aldığımız, başımızı dik tutmamızı sağlayan büyük liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkesinde bu tablo kabul edilemez.  Onun bıraktığı yerden onu örnek alarak Türkiye’yi bu çağdışı kabul edilemez istismarlardan kurtaracağız.''

Adana'da baba adaylarına hamilelik eğitimi Haber

Adana'da baba adaylarına hamilelik eğitimi

Adana'nın Çukurova ilçesindeki Çukurova Sağlıklı Hayat Merkezi'nde düzenlenen Gebe Bilgilendirme Sınıfı, sadece anne adaylarını değil, baba adaylarını da eğitiliyor. Merkezde eğitimlere katılan babalar, hamile tulumu giyerek eşlerinin üreme dönemlerinde yaşadıkları bireysel deneyimler bulma fırsatını buluyor. Baba adayları, eğilip kalkma, oturma ve ayakkabı bağlama gibi hareketler yaparak bu deneyimi yaşıyorum. Sürecinde Anne ve Baba Adaylarına Destek 2017 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından açılan Çukurova Sağlıklı Hayat Merkezi, çeşitli sağlık alanlarında kullanılanla hizmet veriyor. Merkezde, anne adayları için Gebe Bilgilendirme Sınıfı'nda hamile kadınlar, doğum öncesi, doğum anı ve doğum sonrası süreçlerine süt eğitimi alıyor. Ebe Türkan Şeker, merkezin anne adaylarına yönelik 9 saatlik eğitim verdiğini belirterek, "Eğitimlerimiz doğum sonrası danışmanlıklarla da devam ediyor" dedi. Baba adaylarına yaşadıkları deneyim Gebe Bilgilendirme Sınıfı Sorumlusu Türkan Şeker, baba adaylarının eğitime katılmasının önemli olduğunu vurgulayarak, “Babalar, kum torbalarından yapılan hamile tulumunu giyerek eşlerinin hislerini anlamaya çalıştıklarını belirtiyor. Bu, doğum sürecinde babaların rolünü artırıyor” ifadesini kullandı. Normal Doğuma Teşvik Ediliyor Tüp bebek yöntemiyle hamile kalan ve merkezde eğitim aldıktan sonra normal doğum yapan Meltem Kayagil, “Eğitimler sayesinde sezaryen aday olmadığını öğrendi. Normal doğum yaptım ve çok memnun kaldım” dedi. Eğitim sonrasında normal doğum yapan bir diğer anne Masal Özgümüş ise bu hizmetin ücretsiz olduğunu ve herkes için çoğaltılmasının büyük bir avantaj olduğunu belirtti.

Taksi bulamayınca metrobüste doğum yaptı Haber

Taksi bulamayınca metrobüste doğum yaptı

Esenyurt'ta yaşayan 35 haftalık hamile Hanife Mete, doğum sancılarının artması üzerine eşi Cemal Mete ile birlikte hastaneye gitmek için taksi arayışına girdi. Ancak, taksi bulamayan Mete ailesi, alternatif olarak saat 08.30'da metrobüse binmeye karar verdi. Metrobüste sancılarının artması üzerine İETT şoförü, komuta merkezi ve sağlık ekiplerini bilgilendirdi. Doğum Anı Araç Kamerasında Küçükçekmece Cennet Mahallesi mevkiinde metrobüs aracı park alanına yönlendirildi ve diğer yolcular başka bir araca alındı. Hanife Mete, eşi Cemal’in yardımıyla doğumunu gerçekleştirirken, İETT şoförü ve güvenlik görevlileri de doğumda aileye destek verdiler. Mete çifti, sağlıklı bir şekilde dünyaya gelen 5. çocuklarına Yılmaz adını verdi. Anne ve bebek, doğumun ardından sağlık ekipleri tarafından Esenyurt Necmi Kadıoğlu Hastanesi’ne götürüldü. Doğum anını anlatan baba Cemal Mete, "Mağazada tezgahtar olarak çalışıyorum, eşim ev hanımı. Bu bizim 5. çocuğumuz. Bebeğe ve eşime bir şey olmasından çok korktum. Metrobüs tamamen doluydu. Sağ olsun şoför, tüm yolcuları indirdi. Kenara çekip ambulansın gelmesini bekledik, ama ambulans gelmeden doğum gerçekleşti," dedi. Mete ailesinin yaşadığı bu sıra dışı olay, metrobüsün içindeki güvenlik kameralarına yansıdı. Aile, sağlıklı bir şekilde dünyaya gelen Yılmaz ile birlikte mutluluk dolu bir hayata adım atmanın sevincini yaşıyor.

Suriyelilere doğum hastanesi iddiaları gerçek mi? İletişim Başkanlığı açıkladı Haber

Suriyelilere doğum hastanesi iddiaları gerçek mi? İletişim Başkanlığı açıkladı

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, Konya'da Suriyeliler için özel bir Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi inşa edileceğine dair sosyal medyada yayılan asılsız iddialara ilişkin açıklama yaptı. Yapılan araştırmalar, iddiaların 2019 yılına ait bir toplantıdan cımbızlanarak alındığını ortaya koydu. SURİYELİLERE ÖZEL HASTANE İDDİALARI YALAN Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın açıklamasına göre, sosyal medya hesaplarından yayılan "Konya'da Suriyelilere özel bir Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi yapılacağı" iddiası doğru değildir. Konya İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Mehmet Koç’un 2019 yılındaki bir değerlendirme toplantısında yaptığı açıklamanın bağlamından koparılarak gündeme getirildiği belirtildi. Açıklamada, Prof. Dr. Koç'un sözlerinin yanlış anlaşıldığı vurgulanarak, “Suriyelilere özel bir Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi kurulması” ifadesinin yer almadığı, bunun yerine sağlık personeli temini ve bina masraflarının Avrupa Birliği tarafından karşılanan Nakipoğlu Göçmen Sağlığı Merkezi'ne bir doğumhane açılması fikrinden bahsedildiği kaydedildi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, iddialara dayanak olarak gösterilen haberlerde de projenin bir hastane açılmasından ziyade, doğumhane açılması olduğunun açıkça görüldüğünü belirtti. Açıklamanın sonunda, kamuoyunun asılsız bilgilere itibar etmemesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca, Fetullahçı Terör Örgütü'nün medya yapılanmasına yönelik bir soruşturma kapsamında, Konya İl Sağlık Müdürü Mehmet Koç’un 2019 yılında kaydedilmiş bir görüntüsünün yeniden paylaşılarak yanlış bilgilerle ilişkilendirildiği ifade edildi.

Yenidoğan Yoğun Bakım Üniteli hastaneler, minik kalplere umut oluyor Haber

Yenidoğan Yoğun Bakım Üniteli hastaneler, minik kalplere umut oluyor

Doğum anında her 10 bebekten birinin tıbbi müdahaleye gereksinim duyduğunu belirten uzmanlar, kritik süreçler ve olasılıkların dikkate alınarak tüm doğumların minik kalplere umut olan Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesine sahip hastanelerde gerçekleştirilmesini öneriyor. Devlet ve özel hastanelerdeki Yenidoğan Yoğun Bakım Üniteleri, zamanından önce dünyaya gelen veya normal doğum anında sıkıntılı süreçler yaşayan ya da yaşamın ilk bir ayında farklı sağlık sorunlarıyla karşılaşan bebekler açısından büyük önem taşıyor. Sağlık sorunu yaşayan bebeklere tedavi ve bakım hizmeti sunulan Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitelerinin, her 10 doğumdan birinde tıbbi müdahaleye gereksinim duyan bebeklerin yaşama bağlanmasında kritik öneme sahip olduğu ifade ediliyor. Kadın doğum ve çocuk hastalıkları uzmanı hekimler, kritik süreçler ve olasılıkların dikkate alınarak tüm doğumların Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesine sahip hastanelerde, uzman doktorlar ve deneyimli hemşireler eşliğinde gerçekleştirilmesini öneriyor. Özellikle büyüme ve gelişmelerini henüz tamamlamadan dünyaya geldikleri için başta solunum sistemi olmak üzere kalp-damar, bağırsak ve sinir sistemi gibi sorunlarla karşı karşıya kalan prematüre bebeklerin tedavisine zaman kaybetmeden başlanılması gerektiğine dikkati çeken Bayındır Söğütözü Hastanesi Neonatoloji Uzmanı Doç. Dr. Ece Göçmen de şu önerilerde bulunuyor: "Erken doğan bebeklerin akciğerlerinde sürfaktan adı verilen ve akciğerlerin uygun şekilde çalışmasını sağlayan maddenin yetersiz olması nedeniyle bu bebekler sıklıkla solunum sorunlarıyla karşılaşıyor. Zamanında doğan bazı bebeklerde de çeşitli enfeksiyon durumlarına bağlı olarak ya da başka nedenlerle solunum sorunları olabiliyor. Bu tür bebeklerin solunumlarının Yenidoğan Yoğun Bakım ünitelerinde solunum cihazları ile desteklenmesi gerekiyor. Bu bebekler kuvöz adı verilen, anne karnındakine benzer şekilde sıcaklık ve nem sağlayan özel beşiklerde izleniyor. Yaşamsal bulgularının da monitör cihazları ile takibi, aynı zamanda merkezi oksijen ve gaz sistemleri büyük önem taşıyor. Bunun yanı sıra sarılık takiplerinin yapılması ve gerektiğinde fototerapi denilen cilde mavi Bu detaylar dikkate alındığında ise tüm doğumların Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesine sahip hastanelerde gerçekleşmesi hayati önem taşıyor."

Türkiye'de doğum oranları düşmeye devam ediyor: Ekonomik kaygılar ana sebep Haber

Türkiye'de doğum oranları düşmeye devam ediyor: Ekonomik kaygılar ana sebep

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2023 yılı doğum verileri, ülkemizde doğum oranlarının düşüşte olduğunu gösteriyor. 2023'te canlı doğan bebek sayısı 958 bin 408 olurken, bu oran bir önceki yıla göre %8'lik bir düşüşe işaret ediyor. Doğurganlık hızı da 2001 yılındaki 2,38'den 2023'te 1,51'e geriledi. Nüfusun yenilenme eşiği olan 2,1'in altında seyreden bu oran, Türkiye'nin nüfus piramidinin yaşlanmasına ve gelecekteki iş gücü eksikliğine yol açabilecek bir durum yaratıyor. Uzmanlar, doğum oranlarının düşmesinin arkasında yatan en önemli sebeplerden birinin ekonomik zorluklar ve gelecek kaygısı olduğunu belirtiyor. 2001-2002 yıllarında yaşanan ekonomik krizin de doğum oranlarında %7'lik bir düşüşe neden olduğu hatırlatılıyor. Artı gıda, barınma ve eğitim gibi temel ihtiyaçların maliyetlerinin artması, birçok ailenin çocuk sahibi olmayı ertelemesine veya daha az sayıda çocuk sahibi olmasına yol açıyor. Ayrıca işsizlik ve gelir kaybı gibi durumlar da doğum yapma kararını olumsuz etkiliyor. EKONOMİK DURUM DOĞUM ORANLARINI NASIL ETKİLİYOR? Ekonomik durum, doğum oranlarını birçok farklı şekilde etkileyebilir. Bazı önemli etkiler şunlardır: Gelir Seviyesi: Düşük gelirli aileler, çocuk sahibi olmanın mali yükünü karşılamakta zorlanabilir. Bu durum, daha az sayıda çocuk sahibi olmayı veya hiç çocuk sahibi olmama kararı vermelerine yol açabilir. İş Gücü Piyasası: İşsizlik veya istikrarsız iş durumu, ailelerin çocuk sahibi olma planlarını ertelemelerine veya iptal etmelerine neden olabilir. Sosyal Güvenlik Ağları: Güçlü sosyal güvenlik ağları, ailelere çocuk sahibi olma konusunda daha fazla güven verebilir. Eğitim Seviyesi: Eğitim seviyesi yükseldikçe, kadınlar genellikle daha az sayıda çocuk sahibi olmayı tercih ediyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.