SON DAKİKA

#doğa

İLKHABER-Gazetesi - doğa haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, doğa haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yumurtalık’ta Sanko Limanı’ndaki yangın, bölge sakinlerini tedirgin etti Haber

Yumurtalık’ta Sanko Limanı’ndaki yangın, bölge sakinlerini tedirgin etti

Adana'nın Yumurtalık ilçesinde yer alan Sanko Limanı'nda meydana gelen yangın, bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin etti. Thor Monadıc isimli plastik ham madde yüklü kuru yük gemisinin yangını, bölge halkını kaygılandırdı. Yangına itfaiye ekiplerinin karadan ve denizden müdahalesiyle kontrol altına alınarak söndürüldü. Ancak, olayın ardından, yangının çevreye verdiği zarar ve devam eden hava kirliliği konusunda endişeler arttı. Bölge Halkı Endişeli Yumurtalık ilçesine bağlı Sugözü Mahallesi'nde yaşayan vatandaşlar, yangının çevrelerine verdiği zarar konusunda tedirginliklerini dile getirdi. Serhat Çolak, "Bu bölge sanayi bölgesi ve daha önce biz burada kümülatif hava değerlerinin izlenmesiyle ilgili talepte bulunmuştuk. Burada yoğun bir hava kirliliği var ve bu durum sağlığımızı tehdit ediyor. Yanan maddelerin partikülleri yağmur ve rüzgarla topraklara ve insanlara zarar veriyor. Burada kanser oranı arttı. Bizimle iletişime geçen yetkililer olmadı. Ne yapmamız gerektiğini bilmiyoruz. Bu ihmallerle köylü mağdur oluyor," diyerek, bölgedeki sağlık ve çevre sorunlarına dikkat çekti. Yangının Doğaya Zarar Vereceği İhtimali Ethem Kayı ise, Sanko Limanı'ndaki işletmelerin kömürle çalıştığını belirterek, "Doğaya zararı yok diyorlar. Ama bu tarz işletmelerin gözle görülmeyen etkileri olabilir. Yangının doğaya ve canlılara ciddi zararlar verdiğini düşünüyorum," şeklinde endişelerini paylaştı.

Adana yılın dört mevsimi keşfedilme imkanına sahip Haber

Adana yılın dört mevsimi keşfedilme imkanına sahip

Akdeniz Bölgesi'nin incisi Adana, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en dikkat çeken turizm destinasyonlarından biri haline geldi. Tarihi yapıları, yemyeşil doğası, lezzetli mutfağı ve sıcak insanlarıyla ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunan şehir, her yıl binlerce turistin uğrak noktası oluyor. Portakal bahçelerinden Antik Kentlere, kebap kültüründen tarihi yapılarla dolu sokaklara kadar her anı keşif dolu bir şehir olan Adana, yerli ve yabancı turistlere unutulmaz anılar bırakıyor. Adana'nın Doğal Güzellikleri: Portakal Bahçelerinden Yaylalara Adana, sadece tarihiyle değil, doğasıyla da göz kamaştırıyor. Çukurova'nın bereketli toprakları, rengarenk portakal bahçeleriyle adeta bir cennet vadediyor. Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin suladığı bu verimli topraklar, turistlere hem göz zevki hem de doğa ile iç içe olma fırsatı sunuyor. Özellikle Adana'nın portakal bahçeleri, 2023 verilerine göre Türkiye'nin turunçgil üretiminde yüzde 39,5’lik payla zirveye yerleşti. Şehre gelenler, bu muazzam bahçeleri ziyaret etmeden Adana'dan ayrılmıyor. Lezzet Cenneti: Adana Kebabı ve Geleneksel Tatlar Adana denildiğinde akla gelen ilk lezzetlerden biri kuşkusuz "Adana Kebabı". Bu kebap, hem Türkiye'de hem de dünya çapında ün salmış, geleneksel yöntemlerle yapılan, mangalda pişirilerek sofralara sunuluyor. Ancak Adana'nın mutfağı sadece kebaptan ibaret değil; hayır çorbası, şırdan dolması, analı kızlı gibi eşsiz yemekler, şehrin mutfağında önemli bir yer tutuyor. Tatlı tutkunları içinse, Adana'nın geleneksel tatlıları arasında kömbe, karakuş ve şam tatlısı gibi seçenekler bulunuyor. Tarihin Derinliklerine Yolculuk: Adana'nın Tarihi Yapıları Adana, tarihe tanıklık eden yapılarıyla da dikkat çekiyor. Seyhan ilçesindeki "Büyük Saat", şehri ziyaret edenlerin mutlaka görmesi gereken bir nokta. 1881'de inşa edilmeye başlanan bu tarihi yapı, 32 metre yüksekliğiyle şehre hakim bir noktada yükseliyor. Adana'nın tarihi çarşıları ve nostaljik dükkanları da ziyaretçilerine geçmişi yaşatma fırsatı sunuyor. Ayrıca, Ulu Camii, Ramazanoğlu Konağı gibi Osmanlı ve Selçuklu dönemlerinden izler taşıyan yapılar, şehri daha da özel kılıyor. Adana’nın Antik Zenginlikleri: Anavarza ve Diğer Keşif Noktaları Adana, tarihsel anlamda oldukça zengin bir bölge olmasının yanı sıra, antik kentlere de ev sahipliği yapıyor. Anavarza Antik Kenti, Roma döneminden izler taşıyan önemli bir kalıntı olarak ziyaretçilerini bekliyor. Bu antik kent, sütunlu caddesi, tiyatrosu ve amfi tiyatrosuyla geçmişin derinliklerine doğru yolculuk yapma imkanı sunuyor. Ayrıca, Varda Köprüsü, Taş Köprü ve Anavarza Antik Kenti gibi mekânlar, tarihi keşfetmek isteyenlerin ilgisini çekiyor. Adana Yeni Müze Kompleksi: Tarihe Işık Tutan Bir Miras Adana, tarihini bir araya getiren müzeleriyle de göz dolduruyor. 1924'te kurulan Adana Müzesi, şehrin tarihi hakkında önemli bilgiler sunuyor. Şehirdeki ilk fabrikalardan biri olan Milli Mensucat Fabrikası'nda yer alan Adana Yeni Müze Kompleksi, Arkeoloji, Mozaik ve Etnografya gibi farklı alanlarda zengin koleksiyonlara ev sahipliği yapıyor. Bu müze, bölgenin tarihine ışık tutmak için oldukça büyük bir önem taşıyor.

Kastamonu'nun kar altında kalan ahşap evleri doğa fotoğrafçılarının gözdesi oldu Video Galeri

Kastamonu'nun kar altında kalan ahşap evleri doğa fotoğrafçılarının gözdesi oldu

Kastamonu'nun dağ köylerinde yer alan tarihi kök boyalı ahşap evler, karla kaplanarak eşsiz bir manzara oluşturuyor. Özellikle Küre Dağları bölgesinde yer alan, 70 yıl ve üzeri geçmişe sahip ahşap evler, kışın 1,5 metreyi bulan karla kaplanarak doğa fotoğrafçılarının ilgisini çekiyor. Yüksek yamaçlarda yan yana dizilmiş olan bu evler, etrafını saran ormanlarla birlikte benzersiz bir görsel şölen sunuyor. Doğa Fotoğrafçılarının Gözdesi Doğa fotoğrafçısı Cebrail Keleş, Kastamonu'nun doğal güzelliklerini keşfetmek için köyleri sıkça ziyaret ettiğini belirtiyor. Keleş, "Burada o kadar güzel bir atmosfer var ki, bazen fotoğraf çekmeyi unutur, sadece izlerim. Ahşap evler, doğayla iç içe, romantik bir hava yaratıyor. Kar altındaki manzara, adeta bir masal diyarı gibi" dedi. Fotoğrafçılar, karın evlerin üzerini beyaza bürüdüğü anları ölümsüzleştirmek için bölgeye akın ediyor. Köylerde Kışın Sessizlik Hakim İnebolu ilçesine bağlı Karşıyaka Köyü Muhtarı İrfan Yılmaz, köylerin tarihi yapıları ve eşsiz güzellikleri hakkında bilgi vererek, "Burası huzurun adresi. Kar altında ahşap evlerin görüntüsü bir başka güzel. Kışın çok az kişi burada kalıyor, ama bu manzara herkese hitap ediyor. Gurbetçilerimiz de köylerimize gelsinler, burada misafirimiz olsunlar" dedi. Yılmaz, köylerdeki evlerin büyük bir kısmının 70 yıl ve daha eski tarihlere dayandığını, betonlaşma yerine ahşap evlerin doğal yapısının korunmak istendiğini vurguladı. Nisan Ayında Canlanacak Köyler İklim koşulları nedeniyle kışın boş kalan köyler, nisan ayında yeniden canlanmaya başlıyor. Yılmaz, "Köylerimiz yazın daha çok hareketleniyor, ama karın üstündeki sessizlik de buranın huzur veren yönlerinden biri" dedi. Kar altındaki bu ahşap evlerin büyüleyici manzarası, doğa fotoğrafçılarının yanı sıra köy sakinleri için de tarifsiz bir huzur kaynağı oluşturuyor.

Artvin Şavşat güzelliği ve doğasıyla büyülüyor Video Galeri

Artvin Şavşat güzelliği ve doğasıyla büyülüyor

Türkiye'nin saklı cenneti olarak nitelendirilen Artvin'in "sakin şehir" ünvanlı Şavşat ilçesi sonbaharda doğanın farklı renkleriyle göz dolduruyor. Artvin'in Ardahan sınırındaki ilçesi Şavşat, masal diyarlarını andıran tabiatı, gölleri, ahşap mimarisi, milli parkları, yaylaları ve yaban hayatı çeşitliliğiyle ziyaretçilerine dört mevsim farklı güzellikler sunuyor. Her mevsim ayrı güzelliğe bürünen "sakin şehir" ünvanlı ilçe, özellikle sonbaharda bitki örtüsünün büründüğü sarı, yeşil, kırmızı, turuncu ve kahverenginin tonlarıyla fotoğraf ve doğa tutkunlarından talep görüyor. Doğada renk değişimin yaşanmaya başladığı ekimin ilk haftasından kasım ortalarına kadar devam edecek görsel şölen için ilk turlar ilçeye gelmeye başladı. Didem Çukur, Şavşat'ın sonbahar güzelliğini görüntülemek için turla İstanbul'dan bölgeye geldiklerini söyledi. Her yıl sonbaharda Artvin'e geldiğini belirten Çukur, "Özellikle ekim ayında burada renkler çok güzel oluyor. Rize ve Artvin bölgesinin doğa olarak eşi benzeri yok. Ülkemizin her yeri güzel ama Karadeniz bir başka." dedi. Çukur, ilçede köyleri dolaşıp Şavşat Karagöl'ü gezdiklerini ifade ederek, şöyle konuştu: "Şimdi de Balık Gölü'nü geziyoruz. Burada o kadar çok gezilecek yer var ki her yer çok güzel. Artvin'e gelirken harcadığımız zaman ve paranın karşılığını fazlasıyla alıyoruz. Ben her yıl farklı arkadaş gruplarımla geliyorum ve herkes 'İyi ki geldik.' diyor. Burası bir Karadeniz masalı ve rüyası. Bir masalın içindeyiz. İnsanı, havası, suyu ve doğası bambaşka. Ruhumuzu dinlendiriyoruz." - "Sonbaharın en güzel renklerini Şavşat ve köylerinde görüyoruz" Rize'den Şavşat'ın Pınarlı köyünde bulunan Balık Gölü'ne tur düzenleyen seyahat acentesi sahibi Halil İbrahim Kesici ise Rize, Trabzon, Artvin özelinde turlar düzenlediklerini aktardı. Sonbahar renklerini görmek isteyen grupla Şavşat ilçesine geldiklerini anlatan Kesici, şunları kaydetti: "Sezonun ilk turunu Şavşat'a yaptık. Kasımın ortasına kadar sonbahar turlarını sürdürüyoruz. Turistlerin en sevdiği yerlerin başında geliyor Artvin. Şavşat, Borçka ve Ardanuç ilçelerini gezdiriyoruz. Buralar böyle bakir ve güzelken bu güzelliği görmelerini herkese tavsiye ediyorum. Sonbaharın en güzel renklerini Şavşat ve köylerinde görüyoruz. Bu nedenle buraya çok sayıda tur düzenliyoruz."

Dilberler Sekisi çöp yığınına dönüştü Haber

Dilberler Sekisi çöp yığınına dönüştü

Adana'nın doğal güzelliklerinden biri olarak bilinen Dilberler Sekisi, artık bir çöp yığını haline geldi. Özellikle sabah sporu yapmak için gelen Adanalılar tarafından sıklıkla tercih edilen bu alanda, etrafa atılan çöp yığınları dikkat çekti. Adanalıların sabah sporları için sıklıkla tercih ettiği Yahya Kemal Yürüyüş Parkuru'nun karşı kesimdeki alanı, adeta çöp yığını haline geldi. Geçtiğimiz günlerde Adana Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı temizlik görevlileri Dilberler Sekisi'ni temizlemişti. Ancak üzerinden yaklaşık bir hafta sonra yine etrafta yine çöplerle dolup taştı. KUŞ TÜRLERİ İÇİN TEHDİT OLUŞTURUYOR Dilberler Sekisi, sadece doğal güzelliklerle değil, aynı zamanda burada yaşayan çeşitli kuş türleriyle de dikkat çekiyor. Karameke, ördek ve martılar gibi birçok kuşun yanı sıra, Yalıçapkını olarak bilinen üç tür kuşun bir arada kalmış nadir görülen biri. Bu kuşlar, bölgedeki insanlara alıştıkları için kaçmıyorlar. Ancak artan çevre yasağı bu güzel ekosistemi tehdit ediyor. ''BELEDİYE BURAYI GÖRMÜYOR MU?'' Çevrede ki çöplerden rahatsız olan vatandaşlar durumdan şikayetçi olduklarını belirterek, ''Adana Büyükşehir Belediyesi burayı görmüyor mu, illa her gün şikayet mi edelim? Vatandaşlar zaten suçlu, bilinçsiz bari belediye sahip çıksın buralara. Adana'nın en güzel yerini bu halde görmek üzüyor bizi'' şeklinde yorumlarda bulundular.

Hatay’da maden patlaması Dekuk Şelalesine zarar verdi, faaliyetler durduruldu Haber

Hatay’da maden patlaması Dekuk Şelalesine zarar verdi, faaliyetler durduruldu

Hatay’ın Defne ilçesinde bulunan ve özellikle yaz aylarında serinlemek isteyenlerin tercih ettiği Dekuk Şelalesi, maden arama faaliyetleri sırasında yaşanan bir patlama sonucu zarar gördü. Patlamanın sosyal medyada paylaşılmasıyla birlikte Hatay Valiliği duruma müdahale ederek inceleme başlattı. Yapılan incelemeler sonucunda, patlamanın etkisiyle şelalenin zarar gördüğü tespit edildi. Olayın Ayrıntıları Dekuk Şelalesi, ilkbahar aylarında şarıl şarıl akan suyu ile tanınan, yazın ise serinlemek isteyenlerin gözde mekanlarından biri olarak biliniyordu. Ancak, yaz ve sonbahar aylarında kuraklık nedeniyle etkisini yitiren şelale, 100 metre mesafedeki bir maden patlaması nedeniyle zarar gördü. Sosyal medyada patlamaya ilişkin görüntülerin hızla yayılmasının ardından, Hatay Valiliği olayla ilgili inceleme başlattı. Valilik maden firmasının faaliyetlerinin durdurulduğunu açıkladı Hatay Valiliği, yaptığı açıklamada şelaleye zarar veren maden firmasının faaliyetlerinin durdurulduğunu ve idari sürecin başlatıldığını duyurdu. Açıklamada şu bilgilere yer verildi: “17.09.2024 tarihinde sosyal medya kullanıcıları tarafından kamuoyu ile paylaşılan ve Defne İlçesi’ndeki Dekuk Şelalesi civarında gerçekleştirilen taş ocağı patlatma görüntüleri üzerine Valiliğimiz derhal harekete geçti. Yapılan yerinde inceleme sonucunda, patlamadan dolayı herhangi bir vatandaşımızın zarar görmediği, ancak patlatma sonucu çıkan kaya parçalarının eğimin de etkisiyle şelale yatağına yuvarlanarak şelaleye zarar verdiği belirlenmiştir. Patlatmanın yapıldığı yer ile şelalenin üst noktası arasında yaklaşık 100 metre mesafe olduğu, şelalenin mevsimsel olarak kuru olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu taş ocağının Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından düzenlenen Maden İşletme Ruhsatına sahip olduğu, ancak doğal zenginliklerimize zarar veren maden firmasının faaliyetlerinin durdurulduğu ve idari sürecin devam ettiği bildirilmiştir.” ''Dekuk Şelalesi'nin eski haline getirilmesi için gerekli adımlar atılacaktır'' Hatay Valiliği, ayrıca şelalenin temizlenmesi ve eski haline getirilmesi için ivedilikle çalışmaların başlatılacağını duyurdu. Valilik, şunları belirtti: “Kadim şehrimiz Hatay’ın her yönüyle yeniden ihya çalışmaları devam ederken, doğal zenginliklerimizin korunması konusunda hassasiyet gösterilecektir. Doğal güzelliklerimize zarar veren faaliyetler cezasız kalmayacak ve Dekuk Şelalesi'nin eski haline getirilmesi için gerekli adımlar atılacaktır.”

Avcılığın yasaklanması için 235 sivil toplum kuruluşunun ortak kampanyasında 155 bine yakın imza Haber

Avcılığın yasaklanması için 235 sivil toplum kuruluşunun ortak kampanyasında 155 bine yakın imza

Çevreciler ve doğayı koruma derneklerinin temsilcileri, 1 Eylül 2024 itibarıyla yaban keçisi, kızılgeyik, çengel boynuzlu dağ keçisi ve anadolu yaban koyunu türlerinin avlanmasına izin verilmesi kararının, yaban hayatını koruma çabaları ile çelişki yarattığını belirtti. Türkiye’nin canlarının av turizmine feda edilmemesi gerektiğini ifade eden çevreciler, ”Son 50 yılda omurgalı canlı popülasyonları yüzde 69 azaldı. İklim krizi, bozulan besin zinciri, artan ormansızlaşma, kaçak avcılık, kirlilik, madencilik ve yapılaşma faaliyetlerinin yıkıcı etkileri ile mücadele eden canlıların yaşam alanları her geçen gün daha hızlı yok oluyor.” dedi. Bu türlerin avlanmasının, ekosistemin dengesini bozabileceğine dikkat çeken çevreciler, “Avlanma, bu türlerin yok olma riskini artırabilir. Yaban keçileri ve diğer türlerin korunması gereken bu dönemde, onları korumak yerine avlamak, doğanın döngüsünü riske atmaktadır. Yaban hayatının korunması ve sağlıklı bir ekosistemin devamı için bu tür kararların gözden geçirilmesi şart. Ortak evimizi, gezegenimizi, paylaştığımız canlıları korumazsak kaybederiz.” İfadelerini kullandı. 235 sivil toplum kuruluşu bir araya geldi Avcılığın yasaklanması için bir araya gelen 235 sivil toplum kuruluş, change.org üzerinden bu konuda ortak kampanya başlattı. Kampanyada 155 bine yakın imzaya ulaşıldı. Kampanya ile ilgili şunlar kaydedildi: “Başka bir canlıyı öldürmenin sporu, turizmi, hobisi, ihalesi olamaz! Bu dünya üzerindeki yaşamı paylaştığımız öbür canlılardan bahsediyoruz, onlar uzak ve yakın komşularımız. Komşularımızı birer rakam ve kotaya indirgeyen Merkez Av Komisyonu’na da kararlarına da karşı çıkıyoruz. Tarım Orman Bakanlığı, Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü, hangi canlının kaç birey, ne koşullarda, nerelerde öldürüleceğine karar vermek yerine, onları koruyan kararlar almalıdır. Geçtiğimiz 16 yıl içinde yaklaşık 17 bin avcılık kursu açılmış ve yaklaşık 500 bin kişi avcılık sertifikası almıştır. Doğanın korunmasından sorumlu kurumlar, silah endüstrisinin ve avcıların doğamızı yok etmesine ne yazık ki seyirci kalmakta, daha da üzücüsü bu durumu teşvik etmektedir. Oysa Türkiye, taraf olduğu Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin 6. ve 8. maddeleri uyarınca nesli tehlike altındaki türleri korumayı taahhüt etmiştir. Buna rağmen, bu hükümler ve taraf olunan öbür uluslararası sözleşmelerin, ülkemiz mevzuatı sayılan hükümleri görmezden gelinerek, nesli tehlike altındaki kimi türler bile ava açılmaktadır. Bu kabul edilemez! Doğamızı günbegün yok edecek olan bu kararların bir an önce durdurulması gerekmektedir. Kara Avcılığı Kanunu’nun ivedilikle değişmesini, Doğa Koruma Kanunu olarak yeniden düzenlenmesini ve doğa ihtisas mahkemelerinin kurulmasını talep ediyoruz. Şimdi, yaşam hakları ve alanları ellerinden alınan tüm canlıların sesi olma zamanı. Çünkü yaşam hakkı bütün canlılar için pazarlık edilemez en doğal hak. Hepimizin yaşamı birbirine bağlı. İnsan diliyle kendi haklarını savunamayan tüm canlıların sesi oluyoruz. Avcılık yasaklansın.”

Doğa yürüyüşlerinin yeni trendi: Doğal malzemelerle kendi çerçevenizi yapın Haber

Doğa yürüyüşlerinin yeni trendi: Doğal malzemelerle kendi çerçevenizi yapın

Günümüzde özellikle büyük kentlerin iş stresi, trafiği, gürültüsü, aşırı yapılaşması ve hava kirliliği gibi olumsuzluklar, insanları doğaya yönlendiriyor. Doğayla baş başa kalarak mükemmel bir hafta sonu geçirmek isteyenler, ailesiyle veya grup organizasyonları ile gittikleri doğada renk cümbüşü içinde yürürken, adeta cenneti bir parça da olsa yaşama imkânı buluyor. İşte bu doğa yürüyüşleri sırasında, yere düşen kuru ağaç dalları, ağaç kabukları ve farklı renkte taşlar mutlaka karşımıza çıkıyor.  Özellikle kuru ağaç dalları ve küçük taş parçaları normalden farklı şekillerdeyse, onu mutlaka yanımıza alıp eve götürme hissi ağır basıyor. Ahşap sanatı üzerine çalışan Eğitimci Nazire Karacan da, doğa gezisinde tabiatın sunduğu bu doğal parçaları bir köşeye bırakıp unutmak yerine, onları evlerin bir köşesini ya da duvarı süsleyecek farklı şekillerde değerlendirmeyi tavsiye etti. Örneğin ağaç dalları ve kabuklarla doğal bir çerçeve yapılabileceğini ifade eden Karacan, “Fotoğraf örneklerinde olduğu gibi, tutkal veya keten ip kullanarak bu parçaları kare ya da dikdörtgen şekillerde bir birine monte edip, üzerine de yine doğada bulunan renkli taşları tutkalla yapıştırıp vernikleyerek, ortaya kendi doğal çerçeve konseptinizi çıkarabilirsiniz. Bunun dışında yere düşen çam kozalaklarından da, üzerini kaplayan kahverengi pullar da tek tek çıkarılarak, baykuş veya farklı hayvan figürleri elde edilebilir” dedi. Yapılan doğal çerçeveyi nasıl dolduracağınız konusunda da ipucu veren Karacan, “Doğa yürüyüşlerinde çoğumuz yanımızda mutlaka bir fotoğraf makinesi bulunduruyoruz. Olmadı, doğa yürüyüşlerinin yanı sıra farklı mimariye sahip kent gezileri ve tarihi yapıları da gezerken, teknolojinin sunduğu akıllı cep telefonlarıyla o anları ölümsüzleştiriyoruz. İşte bu farklı bakış açısıyla çekilen yine örneklerini verdiğimiz  ‘çerçeve’ fotoğrafları, bu doğal çerçevelerin içinde yerleştirerek, yaptığınız çalışmayı daha anlamlı hale getirebilirsiniz.” ifadelerini kullandı.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İLKHABER-Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.