TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#doğa

İLKHABER-Gazetesi - doğa haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, doğa haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Artvin Şavşat güzelliği ve doğasıyla büyülüyor Video Galeri

Artvin Şavşat güzelliği ve doğasıyla büyülüyor

Türkiye'nin saklı cenneti olarak nitelendirilen Artvin'in "sakin şehir" ünvanlı Şavşat ilçesi sonbaharda doğanın farklı renkleriyle göz dolduruyor. Artvin'in Ardahan sınırındaki ilçesi Şavşat, masal diyarlarını andıran tabiatı, gölleri, ahşap mimarisi, milli parkları, yaylaları ve yaban hayatı çeşitliliğiyle ziyaretçilerine dört mevsim farklı güzellikler sunuyor. Her mevsim ayrı güzelliğe bürünen "sakin şehir" ünvanlı ilçe, özellikle sonbaharda bitki örtüsünün büründüğü sarı, yeşil, kırmızı, turuncu ve kahverenginin tonlarıyla fotoğraf ve doğa tutkunlarından talep görüyor. Doğada renk değişimin yaşanmaya başladığı ekimin ilk haftasından kasım ortalarına kadar devam edecek görsel şölen için ilk turlar ilçeye gelmeye başladı. Didem Çukur, Şavşat'ın sonbahar güzelliğini görüntülemek için turla İstanbul'dan bölgeye geldiklerini söyledi. Her yıl sonbaharda Artvin'e geldiğini belirten Çukur, "Özellikle ekim ayında burada renkler çok güzel oluyor. Rize ve Artvin bölgesinin doğa olarak eşi benzeri yok. Ülkemizin her yeri güzel ama Karadeniz bir başka." dedi. Çukur, ilçede köyleri dolaşıp Şavşat Karagöl'ü gezdiklerini ifade ederek, şöyle konuştu: "Şimdi de Balık Gölü'nü geziyoruz. Burada o kadar çok gezilecek yer var ki her yer çok güzel. Artvin'e gelirken harcadığımız zaman ve paranın karşılığını fazlasıyla alıyoruz. Ben her yıl farklı arkadaş gruplarımla geliyorum ve herkes 'İyi ki geldik.' diyor. Burası bir Karadeniz masalı ve rüyası. Bir masalın içindeyiz. İnsanı, havası, suyu ve doğası bambaşka. Ruhumuzu dinlendiriyoruz." - "Sonbaharın en güzel renklerini Şavşat ve köylerinde görüyoruz" Rize'den Şavşat'ın Pınarlı köyünde bulunan Balık Gölü'ne tur düzenleyen seyahat acentesi sahibi Halil İbrahim Kesici ise Rize, Trabzon, Artvin özelinde turlar düzenlediklerini aktardı. Sonbahar renklerini görmek isteyen grupla Şavşat ilçesine geldiklerini anlatan Kesici, şunları kaydetti: "Sezonun ilk turunu Şavşat'a yaptık. Kasımın ortasına kadar sonbahar turlarını sürdürüyoruz. Turistlerin en sevdiği yerlerin başında geliyor Artvin. Şavşat, Borçka ve Ardanuç ilçelerini gezdiriyoruz. Buralar böyle bakir ve güzelken bu güzelliği görmelerini herkese tavsiye ediyorum. Sonbaharın en güzel renklerini Şavşat ve köylerinde görüyoruz. Bu nedenle buraya çok sayıda tur düzenliyoruz."

Dilberler Sekisi çöp yığınına dönüştü Haber

Dilberler Sekisi çöp yığınına dönüştü

Adana'nın doğal güzelliklerinden biri olarak bilinen Dilberler Sekisi, artık bir çöp yığını haline geldi. Özellikle sabah sporu yapmak için gelen Adanalılar tarafından sıklıkla tercih edilen bu alanda, etrafa atılan çöp yığınları dikkat çekti. Adanalıların sabah sporları için sıklıkla tercih ettiği Yahya Kemal Yürüyüş Parkuru'nun karşı kesimdeki alanı, adeta çöp yığını haline geldi. Geçtiğimiz günlerde Adana Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı temizlik görevlileri Dilberler Sekisi'ni temizlemişti. Ancak üzerinden yaklaşık bir hafta sonra yine etrafta yine çöplerle dolup taştı. KUŞ TÜRLERİ İÇİN TEHDİT OLUŞTURUYOR Dilberler Sekisi, sadece doğal güzelliklerle değil, aynı zamanda burada yaşayan çeşitli kuş türleriyle de dikkat çekiyor. Karameke, ördek ve martılar gibi birçok kuşun yanı sıra, Yalıçapkını olarak bilinen üç tür kuşun bir arada kalmış nadir görülen biri. Bu kuşlar, bölgedeki insanlara alıştıkları için kaçmıyorlar. Ancak artan çevre yasağı bu güzel ekosistemi tehdit ediyor. ''BELEDİYE BURAYI GÖRMÜYOR MU?'' Çevrede ki çöplerden rahatsız olan vatandaşlar durumdan şikayetçi olduklarını belirterek, ''Adana Büyükşehir Belediyesi burayı görmüyor mu, illa her gün şikayet mi edelim? Vatandaşlar zaten suçlu, bilinçsiz bari belediye sahip çıksın buralara. Adana'nın en güzel yerini bu halde görmek üzüyor bizi'' şeklinde yorumlarda bulundular.

Hatay’da maden patlaması Dekuk Şelalesine zarar verdi, faaliyetler durduruldu Haber

Hatay’da maden patlaması Dekuk Şelalesine zarar verdi, faaliyetler durduruldu

Hatay’ın Defne ilçesinde bulunan ve özellikle yaz aylarında serinlemek isteyenlerin tercih ettiği Dekuk Şelalesi, maden arama faaliyetleri sırasında yaşanan bir patlama sonucu zarar gördü. Patlamanın sosyal medyada paylaşılmasıyla birlikte Hatay Valiliği duruma müdahale ederek inceleme başlattı. Yapılan incelemeler sonucunda, patlamanın etkisiyle şelalenin zarar gördüğü tespit edildi. Olayın Ayrıntıları Dekuk Şelalesi, ilkbahar aylarında şarıl şarıl akan suyu ile tanınan, yazın ise serinlemek isteyenlerin gözde mekanlarından biri olarak biliniyordu. Ancak, yaz ve sonbahar aylarında kuraklık nedeniyle etkisini yitiren şelale, 100 metre mesafedeki bir maden patlaması nedeniyle zarar gördü. Sosyal medyada patlamaya ilişkin görüntülerin hızla yayılmasının ardından, Hatay Valiliği olayla ilgili inceleme başlattı. Valilik maden firmasının faaliyetlerinin durdurulduğunu açıkladı Hatay Valiliği, yaptığı açıklamada şelaleye zarar veren maden firmasının faaliyetlerinin durdurulduğunu ve idari sürecin başlatıldığını duyurdu. Açıklamada şu bilgilere yer verildi: “17.09.2024 tarihinde sosyal medya kullanıcıları tarafından kamuoyu ile paylaşılan ve Defne İlçesi’ndeki Dekuk Şelalesi civarında gerçekleştirilen taş ocağı patlatma görüntüleri üzerine Valiliğimiz derhal harekete geçti. Yapılan yerinde inceleme sonucunda, patlamadan dolayı herhangi bir vatandaşımızın zarar görmediği, ancak patlatma sonucu çıkan kaya parçalarının eğimin de etkisiyle şelale yatağına yuvarlanarak şelaleye zarar verdiği belirlenmiştir. Patlatmanın yapıldığı yer ile şelalenin üst noktası arasında yaklaşık 100 metre mesafe olduğu, şelalenin mevsimsel olarak kuru olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu taş ocağının Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından düzenlenen Maden İşletme Ruhsatına sahip olduğu, ancak doğal zenginliklerimize zarar veren maden firmasının faaliyetlerinin durdurulduğu ve idari sürecin devam ettiği bildirilmiştir.” ''Dekuk Şelalesi'nin eski haline getirilmesi için gerekli adımlar atılacaktır'' Hatay Valiliği, ayrıca şelalenin temizlenmesi ve eski haline getirilmesi için ivedilikle çalışmaların başlatılacağını duyurdu. Valilik, şunları belirtti: “Kadim şehrimiz Hatay’ın her yönüyle yeniden ihya çalışmaları devam ederken, doğal zenginliklerimizin korunması konusunda hassasiyet gösterilecektir. Doğal güzelliklerimize zarar veren faaliyetler cezasız kalmayacak ve Dekuk Şelalesi'nin eski haline getirilmesi için gerekli adımlar atılacaktır.”

Avcılığın yasaklanması için 235 sivil toplum kuruluşunun ortak kampanyasında 155 bine yakın imza Haber

Avcılığın yasaklanması için 235 sivil toplum kuruluşunun ortak kampanyasında 155 bine yakın imza

Çevreciler ve doğayı koruma derneklerinin temsilcileri, 1 Eylül 2024 itibarıyla yaban keçisi, kızılgeyik, çengel boynuzlu dağ keçisi ve anadolu yaban koyunu türlerinin avlanmasına izin verilmesi kararının, yaban hayatını koruma çabaları ile çelişki yarattığını belirtti. Türkiye’nin canlarının av turizmine feda edilmemesi gerektiğini ifade eden çevreciler, ”Son 50 yılda omurgalı canlı popülasyonları yüzde 69 azaldı. İklim krizi, bozulan besin zinciri, artan ormansızlaşma, kaçak avcılık, kirlilik, madencilik ve yapılaşma faaliyetlerinin yıkıcı etkileri ile mücadele eden canlıların yaşam alanları her geçen gün daha hızlı yok oluyor.” dedi. Bu türlerin avlanmasının, ekosistemin dengesini bozabileceğine dikkat çeken çevreciler, “Avlanma, bu türlerin yok olma riskini artırabilir. Yaban keçileri ve diğer türlerin korunması gereken bu dönemde, onları korumak yerine avlamak, doğanın döngüsünü riske atmaktadır. Yaban hayatının korunması ve sağlıklı bir ekosistemin devamı için bu tür kararların gözden geçirilmesi şart. Ortak evimizi, gezegenimizi, paylaştığımız canlıları korumazsak kaybederiz.” İfadelerini kullandı. 235 sivil toplum kuruluşu bir araya geldi Avcılığın yasaklanması için bir araya gelen 235 sivil toplum kuruluş, change.org üzerinden bu konuda ortak kampanya başlattı. Kampanyada 155 bine yakın imzaya ulaşıldı. Kampanya ile ilgili şunlar kaydedildi: “Başka bir canlıyı öldürmenin sporu, turizmi, hobisi, ihalesi olamaz! Bu dünya üzerindeki yaşamı paylaştığımız öbür canlılardan bahsediyoruz, onlar uzak ve yakın komşularımız. Komşularımızı birer rakam ve kotaya indirgeyen Merkez Av Komisyonu’na da kararlarına da karşı çıkıyoruz. Tarım Orman Bakanlığı, Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü, hangi canlının kaç birey, ne koşullarda, nerelerde öldürüleceğine karar vermek yerine, onları koruyan kararlar almalıdır. Geçtiğimiz 16 yıl içinde yaklaşık 17 bin avcılık kursu açılmış ve yaklaşık 500 bin kişi avcılık sertifikası almıştır. Doğanın korunmasından sorumlu kurumlar, silah endüstrisinin ve avcıların doğamızı yok etmesine ne yazık ki seyirci kalmakta, daha da üzücüsü bu durumu teşvik etmektedir. Oysa Türkiye, taraf olduğu Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin 6. ve 8. maddeleri uyarınca nesli tehlike altındaki türleri korumayı taahhüt etmiştir. Buna rağmen, bu hükümler ve taraf olunan öbür uluslararası sözleşmelerin, ülkemiz mevzuatı sayılan hükümleri görmezden gelinerek, nesli tehlike altındaki kimi türler bile ava açılmaktadır. Bu kabul edilemez! Doğamızı günbegün yok edecek olan bu kararların bir an önce durdurulması gerekmektedir. Kara Avcılığı Kanunu’nun ivedilikle değişmesini, Doğa Koruma Kanunu olarak yeniden düzenlenmesini ve doğa ihtisas mahkemelerinin kurulmasını talep ediyoruz. Şimdi, yaşam hakları ve alanları ellerinden alınan tüm canlıların sesi olma zamanı. Çünkü yaşam hakkı bütün canlılar için pazarlık edilemez en doğal hak. Hepimizin yaşamı birbirine bağlı. İnsan diliyle kendi haklarını savunamayan tüm canlıların sesi oluyoruz. Avcılık yasaklansın.”

Doğa yürüyüşlerinin yeni trendi: Doğal malzemelerle kendi çerçevenizi yapın Haber

Doğa yürüyüşlerinin yeni trendi: Doğal malzemelerle kendi çerçevenizi yapın

Günümüzde özellikle büyük kentlerin iş stresi, trafiği, gürültüsü, aşırı yapılaşması ve hava kirliliği gibi olumsuzluklar, insanları doğaya yönlendiriyor. Doğayla baş başa kalarak mükemmel bir hafta sonu geçirmek isteyenler, ailesiyle veya grup organizasyonları ile gittikleri doğada renk cümbüşü içinde yürürken, adeta cenneti bir parça da olsa yaşama imkânı buluyor. İşte bu doğa yürüyüşleri sırasında, yere düşen kuru ağaç dalları, ağaç kabukları ve farklı renkte taşlar mutlaka karşımıza çıkıyor.  Özellikle kuru ağaç dalları ve küçük taş parçaları normalden farklı şekillerdeyse, onu mutlaka yanımıza alıp eve götürme hissi ağır basıyor. Ahşap sanatı üzerine çalışan Eğitimci Nazire Karacan da, doğa gezisinde tabiatın sunduğu bu doğal parçaları bir köşeye bırakıp unutmak yerine, onları evlerin bir köşesini ya da duvarı süsleyecek farklı şekillerde değerlendirmeyi tavsiye etti. Örneğin ağaç dalları ve kabuklarla doğal bir çerçeve yapılabileceğini ifade eden Karacan, “Fotoğraf örneklerinde olduğu gibi, tutkal veya keten ip kullanarak bu parçaları kare ya da dikdörtgen şekillerde bir birine monte edip, üzerine de yine doğada bulunan renkli taşları tutkalla yapıştırıp vernikleyerek, ortaya kendi doğal çerçeve konseptinizi çıkarabilirsiniz. Bunun dışında yere düşen çam kozalaklarından da, üzerini kaplayan kahverengi pullar da tek tek çıkarılarak, baykuş veya farklı hayvan figürleri elde edilebilir” dedi. Yapılan doğal çerçeveyi nasıl dolduracağınız konusunda da ipucu veren Karacan, “Doğa yürüyüşlerinde çoğumuz yanımızda mutlaka bir fotoğraf makinesi bulunduruyoruz. Olmadı, doğa yürüyüşlerinin yanı sıra farklı mimariye sahip kent gezileri ve tarihi yapıları da gezerken, teknolojinin sunduğu akıllı cep telefonlarıyla o anları ölümsüzleştiriyoruz. İşte bu farklı bakış açısıyla çekilen yine örneklerini verdiğimiz  ‘çerçeve’ fotoğrafları, bu doğal çerçevelerin içinde yerleştirerek, yaptığınız çalışmayı daha anlamlı hale getirebilirsiniz.” ifadelerini kullandı.

İmar yolu için çam ağaçlarının kesilmesi, Atatürk'ün doğa sevgisini akıllara getirdi Haber

İmar yolu için çam ağaçlarının kesilmesi, Atatürk'ün doğa sevgisini akıllara getirdi

Adana'nın yaz aylarında cazibesi artan Pozantı ilçesindeki Akçatekir Yaylası'nda parselli bir arsaya ulaşımı sağlayacak imar yolu açılması için çam ağaçlarının kesilmesi, Mustafa Kemal Atatürk'ün doğa sevgisini akıllara getirdi. Adana'nın gözde yaylalarından olan Pozantı ilçesindeki Akçatekir (Büyüktekir) Yaylası 169 Sokak'ta bulunan ve tapuda 267 ada 12 Nolu parsel olarak belirtilen arsasına ev yaptırmak isteyen bir kişi, imar yoluna denk gelen çam ağaçlarının kesilmesi için Pozantı Belediyesi’ne dilekçe verdi. Pozantı Belediyesi de söz konusu çam ağaçlarının kesilmesi konusunda Pozantı Orman İşletme Müdürlüğü'ne resmi yazı gönderdi. Orman İşletme Müdürlüğü tarafından yapılan inceleme sonrasında, Pozantı Belediyesi’ne gönderilen resmi cevapta ise imar yolu üzerindeki ağaçların kesilmesinde herhangi bir sıkıntı olmadığı ifade edildi. Geçen yıl yapılan bu yazışmaların ardından söz konusu parsele ulaşımı sağlayacak olan yoldaki çam ağaçları kesildi ve arsa sahibi tarafından iki katlı yayla evi inşa edildi. İmar yolu için çam ağaçlarının kesilmesi ise Mustafa Kemal Atatürk'ün doğa sevgisini akıllara getirdi. Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Yalova'da bir çınar ağacının dalının kesilmemesi için inşa halindeki köşkün tren rayları üzerinde kaydırması talimatı verdiği anıyı hatırlatan doğaseverler, "İmar yolu için çam ağaçlarının kesilmesi, ülkemizdeki doğaya bakış açısını yansıtıyor. Her yıl yangınlar sonucu yok olan ormanlık alanlarımızın kısa sürede yeniden yeşillenmesi ve eski haline dönmesinin mümkün olmadığı düşünüldüğünde, imar düzenlemesi veya yasal da olsa ağaçların kesilmesi, kabul edilebilecek bir durum değil" şeklinde tepki gösterdi.

Mersin plajlarında mısır koçanları kule oluyor, serçeler doyuyor Haber

Mersin plajlarında mısır koçanları kule oluyor, serçeler doyuyor

Türkiye'nin güney sahillerinde, yaz aylarının gelmesiyle birlikte plajlarda haşlanmış mısır yeme geleneği her zamanki gibi devam ediyor. Tatilciler, plaj kültürünün vazgeçilmezlerinden olan haşlanmış mısırları afiyetle yerken, çocukların da kule gibi dizdiği mısır koçanlarıyla serçeleri besleme tutkusu, renkli yaz görüntüleri oluşturuyor. Tarsus’tan Silifke’ye kadar 321 kilometreyi aşan kıyı kesimi ile yerli ve yabancı turistlerin sıcak yaz aylarında yoğun ilgi gösterdiği Mersin’in plajları, her dönem renkli görüntülere sahne oluyor. Yaz aylarında tatilciler tarafından tercih edilen önemli destinasyonlardan biri olan Mersin sahillerinde, plaj kültürünün vazgeçilmezleri arasında olan haşlanmış mısır satışı geleneği ise son hızla devam ediyor. Tatilcilerin tercih ettiği bu pratik atıştırmalık, deniz kenarında keyifli vakit geçirmeyi daha da özel hâle getiriyor. Özellikle gün batımına yakın saatlerde, tatilciler, plajlarda seyyar satıcılar veya tezgâhlarını kuran mısır satıcılarından, lezzetli olan bu atıştırmalığı kolaylıkla temin edebiliyor. Plaj kültürü sadece bu lezzetli atıştırmalıkla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda çocukların doğayla iç içe olan aktivitelerine de katkıda bulunuyor. Mersin'in Susanoğlu sahilinde tatil yapan ailelerin minik çocukları, afiyetle yedikleri haşlanmış mısırların koçanlarını Akdeniz'in ince kumlarına adeta kule gibi dizerek, serçelerin beslenmelerini sağlıyor. Minik tatilcilerin bu davranışı, doğal bir denge oluşturuyor. Bu samimi ve duyarlı yaklaşım, renkli bir tablo oluştururken aynı zamanda çocukların sosyal ve çevresel bilinçlerinin gelişmesine de katkıda bulunuyor. Plaj kültüründe haşlanmış mısırın yükselen popülaritesinin, sadece mısır satıcıları için değil, aynı zamanda yerel ekonomi ve turizm açısından da olumlu etkiler yarattığı ifade ediliyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.