SON DAKİKA

#Diyet

İLKHABER-Gazetesi - Diyet haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Diyet haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ramazan ayında sağlıklı beslenme için önemli tavsiyeler Haber

Ramazan ayında sağlıklı beslenme için önemli tavsiyeler

Ramazana sayılı günler kala, İç Hastalıkları ve Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Emin Dinççağ, sağlıklı bir Ramazan dönemi geçirmek için önemli beslenme önerilerinde bulundu. Dr. Dinççağ, oruç tutarken kilo alma riskine dikkat çekerek, iftar ve sahurda en az üç litre su içilmesini tavsiye etti. Ayrıca, aşırı şekerli gıdalar, hamurlu tatlılar ve ağır kızartmalardan uzak durulması gerektiğini belirtti. Ramazan boyunca beslenmenin önemine vurgu yapan Dr. Dinççağ, özellikle kilo alımının ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini ve oruç süresince uzun süre su içilememesi nedeniyle iftar ve sahurda bu açığın kapatılmasının gerektiğini söyledi. Çorba, haşlama, sebze yemekleri ve sütlü tatlılar gibi sağlıklı seçeneklerin tercih edilmesini öneren Dinççağ, asidik yiyeceklerden ve gazlı içeceklerden kaçınılmasını tavsiye etti. Kronik Hastalıkları Olanlar İçin Uyarılar Kronik hastalıkları olan kişilere yönelik de önerilerde bulunan Dr. Dinççağ, yüksek tansiyonu olanların tuzsuz yemelerini, diyabet hastalarının ise hekime danışarak oruç tutmalarını önerdi. Bunun yanı sıra, diyabetli bireylerin beslenme düzenlerini uzman kontrolünde oluşturmasının önemini vurguladı. Diyet ve Beslenme Bilgileri Hakkında Uyarı Diyet ve beslenme konusunda sıkça duyulan iddiaların gelecekte geçerliliğini yitirebileceğini belirten Dr. Dinççağ, “Enginar karaciğeri temizler, domates prostat kanseri önler” gibi abartılı iddiaların bilimsel bir temele dayanmadığını ve bu tür bilgilerin sağlıklı beslenme konusunda kafa karışıklığına yol açabileceğini söyledi. Sağlıklı olabilmenin temel şartının, vücudun ihtiyaç duyduğu kalori, vitamin, mineral, antioksidan ve lifleri doğru şekilde alabilmek olduğunu belirten Dr. Dinççağ, kötü yağlardan, rafine şekerlerden ve aşırı tuzdan kaçınılması gerektiğini vurguladı. Sağlıklı Beslenmede ‘Tek Tip’ Yok Beslenme konusunda sıkça değişen önerilerle ilgili de açıklamalarda bulunan Dr. Dinççağ, “Bir öğün mü, yoksa iki öğün mü daha iyi?” gibi soruların net bir cevabı olmadığını belirtti. İnsan beslenmesinin karmaşık yapısı, kişisel tercihler ve metabolizma farkları nedeniyle, herkes için geçerli tek bir diyetin bulunmadığını ifade etti. Dr. Dinççağ, sağlıklı beslenme konusunda herkesin kendine en uygun düzeni belirlemesi gerektiğini, bunun için sağlık okuryazarlığı ve medya okuryazarlığının önemli olduğunu söyledi. "Sağlıklı beslenmede belirli bir oranda protein, karbonhidrat ve yağ bulunmalı, meyve ve taze sebzeler ise vitamin, mineral ve posa kaynağı olarak tüketilmelidir" diye ekledi. Ramazan ayında sağlıklı bir beslenme için özellikle iftar ve sahurda tercih edilmesi gereken bazı besinler şunlardır: Su ve Sıvılar Su: Oruç tutarken vücut uzun süre susuz kalır. Bu nedenle, iftar ve sahurda en az üç litre su içilmesi gerekir. Sulu meyveler: Su içeriği yüksek olan meyveler (örneğin, karpuz, kavun, salatalık) su ihtiyacını karşılamaya yardımcı olabilir. Az şekerli komposto: Sıvı alımını destekler ve aşırı şeker içermediği için sağlıklıdır. Protein Kaynakları Balık: Omega-3 yağ asitleri bakımından zengin olan balık, kalp sağlığı için faydalıdır. Tavuk ve hindi: Kolesterol seviyelerini yükseltmeyen, sağlıklı protein kaynaklarıdır. Yumurtalar: Sahurda yüksek kaliteli protein alımını sağlar ve uzun süre tok kalmanıza yardımcı olur. Kurubaklagiller: Nohut, mercimek, fasulye gibi besinler, hem protein hem de lif kaynağıdır. Karbonhidratlar Tam buğday ekmeği: Beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği tercih edilmelidir. Bu, kan şekerinin daha dengeli olmasını sağlar. Bulgur: Lif açısından zengin ve sindirimi kolay olan bulgur, hem sahurda hem de iftarda sağlıklı bir tercih olabilir. Yulaf: Sahurda yulaflı kahvaltılar, uzun süre açlık hissetmenizi engeller. Meyveler: Muz, elma, armut gibi meyveler, hem lif hem de doğal şeker kaynağıdır. Sebzeler Sebze yemekleri: Haşlanmış, zeytinyağlı veya fırınlanmış sebzeler (kabak, patates, havuç, brokoli vb.) besleyici ve sindirimi kolaydır. Salatalar: Taze sebzelerle hazırlanan salatalar, vitamin ve mineral kaynağıdır. İçerisine zeytinyağı ve limon eklenebilir. Sağlıklı Yağlar Zeytinyağı: Akdeniz tipi beslenmenin temel yağı olan zeytinyağı, kalp sağlığı için oldukça faydalıdır. Avokado: Sağlıklı yağlar açısından zengin olan avokado, enerji verir ve tokluk hissi yaratır. Tatlılar ve Atıştırmalıklar Sütlü tatlılar: Aşırı şeker içermeyen sütlü tatlılar (örneğin, sütlaç, kazandibi) iftar sonrası iyi bir tercih olabilir. Kuruyemişler: Fındık, ceviz, badem gibi kuruyemişler, sağlıklı yağlar ve protein kaynağıdır. Ancak porsiyon kontrolüne dikkat edilmelidir. Asidik ve Gazlı İçeceklerden Kaçınılmalı Gazlı içecekler ve sodalar: Bu tür içecekler vücutta şişkinlik yapabilir ve susuzluğa neden olabilir, bu yüzden bunlardan kaçınılmalıdır. Asidik yiyecekler: Limon, narenciye gibi asidik gıdaların aşırı tüketimi mideyi rahatsız edebilir. Önerilen İftar ve Sahur Menüsü Örnekleri: İftar: Çorba (mercimek veya sebze), ızgara tavuk, zeytinyağlı sebze yemeği, tam buğday ekmeği, yoğurt, taze meyve salatası. Sahur: Yulaf ezmesi, süt, ceviz, domates, salatalık, bir dilim tam buğday ekmeği ve bir dilim peynir. Ramazan Ayında uzak durulması gereken gıdalar Ramazan ayında oruç tutarken, sağlıklı bir şekilde beslenmek için bazı gıdalardan kaçınılması önemlidir. Uzun süre aç kalındığı için, iftar ve sahurda vücudu zorlayacak, sindirim sistemini olumsuz etkileyebilecek ve su kaybına neden olabilecek bazı besinler şunlardır: Aşırı Şekerli Gıdalar Şekerli tatlılar: Baklava, kadayıf gibi şerbetli tatlılar, kan şekerinin hızlı bir şekilde yükselmesine neden olabilir. Ayrıca yüksek şeker içeriği, uzun vadede kilo alımına ve diyabet gibi hastalıklara yol açabilir. Aşırı şekerli içecekler: Gazlı içecekler, hazır meyve suları veya aşırı şekerli kompostolar, aniden kan şekerinin yükselmesine ve ardından hızlı düşmesine yol açarak yorgunluk hissine neden olabilir. Hamurlu ve Kızartılmış Gıdalar Ağır kızartmalar: Kızarmış patates, kızarmış tavuk, börek gibi ağır kızartmalar, mideyi rahatsız edebilir, sindirimi zorlaştırabilir ve vücutta şişkinlik yapabilir. Hamurlu tatlılar: Börek, poğaça gibi hamur işleri, vücutta şişkinlik ve rahatsızlık hissi yaratabilir. Ayrıca bu gıdalar genellikle yüksek kalori içerir ve kilo alımına yol açabilir. Asidik ve Baharatlı Yiyecekler Asidik yiyecekler: Limon, narenciye, turşu gibi asidik besinler oruç sırasında mideyi fazla asidik hale getirebilir, bu da mide yanması, reflü ve hazımsızlık gibi problemlere yol açabilir. Baharatlı yiyecekler: Acı biber, baharatlı çorbalar veya yemekler mideyi tahriş edebilir ve oruç tutarken mide problemlerini artırabilir. Gazlı İçecekler ve Alkollü İçecekler Gazlı içecekler: Soda ve gazlı içecekler, mideyi şişirebilir ve sindirim sistemine zarar verebilir. Ayrıca şeker içeriği yüksek olan bu içecekler, susuzluk hissini artırabilir. Alkollü içecekler: Alkol, vücutta sıvı kaybına yol açar ve oruç sırasında susuzluğu artırabilir. Ayrıca sindirim sistemini de olumsuz etkiler. Yüksek Tuz İçeren Gıdalar Tuzlu atıştırmalıklar: Çips, cipsli ürünler, tuzlu zeytin gibi yüksek tuz içeren gıdalar, susuzluk hissini artırır ve vücutta su kaybına yol açar. Konserve yiyecekler: Genellikle yüksek tuz içeren konserve yiyecekler, vücutta su tutulmasına ve şişkinliğe neden olabilir. Aşırı Yağlı Gıdalar Ağır yemekler: Özellikle aşırı yağlı et yemekleri, kızarmış etler veya yağda kızarmış yiyecekler, sindirimi zorlaştırabilir ve mideyi rahatsız edebilir. Ayrıca, bu tür yiyecekler vücutta yavaş sindirildiği için uzun süre aç kaldıktan sonra oruç sonrası rahatsızlık verebilir. Çay ve Kahve (Aşırı Tüketimi) Aşırı çay ve kahve: Çay ve kahve, fazla tüketildiğinde idrar söktürücü etki yapabilir ve vücuttan su kaybına neden olabilir. Bu da oruç sırasında susuz kalmanıza yol açabilir. Önerilen Alternatifler: Şekerli tatlılar yerine sütlü tatlılar veya meyve tatlıları tercih edilebilir. Kızartmalar yerine ızgara veya fırın yemekleri tercih edilmelidir. Gazlı içecekler yerine doğal su, ayran veya taze sıkılmış meyve suları tercih edilmelidir. Baharatlı yiyecekler yerine sade ve hafif yemekler, örneğin sebze yemekleri veya haşlanmış yiyecekler daha sağlıklı olacaktır.

Gündüz : Kanser oluşumunda beslenme şekli çok önemli Haber

Gündüz : Kanser oluşumunda beslenme şekli çok önemli

Beslenme ve Diyet Uzmanı Çisem Gündüz, çağın hastalığı kanser riskini düşürmek için sağlıklı beslenmenin önemine dikkat çekerek balık, üzüm ve kurubaklagiller gibi besinlerin sıklıkla tüketilmesini tavsiye etti. Her 5 kişiden 1'inin hayatı boyunca kansere yakalandığını ve kanser oluşumunda beslenme şeklinin önemli bir yer tuttuğunu dile getiren Acıbadem Adana Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Çisem Gündüz kansere yakalanma riskini düşürmek için hangi besinlerin tercih edilebileceğini anlattı. Diyetisyen Gündüz sağlıklı ve dengeli beslenmenin sadece formda ve zinde kalmaya değil aynı zamanda kanserden korunmaya da katkı sağladığını vurguladı. GÜNDÜZ: “KADINLARA GÜNDE 2, ERKEKLERE 3 PORSİYON MEYVE” Meyveleri kabuğu ile birlikte tüketmenin posa içeriğini arttırarak sindirim kanalının daha düzenli çalışacağını belirten Diyetisyen Gündüz “Vitamin ve minerallerden zengin meyveler bağışıklık sisteminin güçlü kalmasına yardımcı olur. Erkekler için günlük 3 porsiyon, kadınlar için ise günlük 2 porsiyon meyve tüketimi uygundur. Bunun yanında mevsimde olan sebzelerden mutlaka öğle ve akşam öğünlerinde salata yapılıp tüketilmelidir. Ancak tüm meyve ve sebzeleri çok iyi yıkadığınızdan emin olmalısınız” dedi. GÜNDÜZ: “BALIĞI KIZARTARAK DEĞİL IZGARA VEYA BUĞULAMA YAPARAK YİYİN” Balığın A, D, K ve B grubu vitaminlerden ve iyot, selenyum, fosfor, magnezyum ve çinko minerallerinden zengin olduğunu ve bu sayede bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olduğunu söyleyen Diyetisyen Gündüz “Omega-3 yağ asitlerinden zengin balık aynı zamanda bu özelliği ile kansere karşı koruyucudur. Ancak pişirme yöntemi oldukça önemlidir. Balık, kızarma yöntemi ile pişirildiği zaman yüksek sıcaklıktaki yağın içerisindeki sağlığa zararlı toksik maddeler nedeniyle önerilmemektedir. Bunu yerine, ızgara veya buğulama yöntemi tercih edilebilir” diye konuştu. Diyetisyen Gündüz kırmızı üzümün özellikle kabuğunda ve çekirdeğinde bulunan “resveratrol” maddesinin sağlık açısından zararlı serbest radikallere karşı vücudu kanser oluşumundan koruduğunu; bunun yanında kırmızı üzümün, B vitaminlerinden ve demir, potasyum ve magnezyum mineralinden de zengin olduğunu ifade etti. GÜNDÜZ: “YOĞURT BAĞIRSAK SAĞLIĞINI KORUR” Yoğurdun probiyotik besinlerin bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olduğuna değinen Diyetisyen Gündüz “Probiyotikler bağırsaktaki yararlı bakterilerin sayısını arttırarak sağlıklı bir mikroflora oluşumuna katkıda bulunur. Bu sayede sindirim sisteminde görülebilecek kanser gibi birçok hastalığa karşı önlem almış oluruz. Aynı zamanda kilo kontrolünü sağlamaya yardımcı olur. İçeriğindeki selenyum sayesinde antioksidan özellik gösterir ve bu sayede kanserden korunmaya yardımcı olur” dedi. Yüksek posa içeriği sayesinde sindirim kanalının düzenli çalışmasını sağlayan kurubaklagillerin faydasının altını çizen Diyetisyen Gündüz şunları söyledi: “İçerdiği vitamin ve mineraller; kemik gelişimi ve sağlığı için gerekli olan kalsiyum, sinir sisteminin düzenli çalışmasını sağlayan B vitaminleri, kan yapıcı demir ve potasyum, magnezyum, vitamin E içeriği sayesinde sayesinde vücudumuzu korur. Aynı zamanda kan şekerini dengeleyici özelliği de bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.

Uzman Diyetisyen Kapya Biberin Tüketilmesini Önerdi Haber

Uzman Diyetisyen Kapya Biberin Tüketilmesini Önerdi

Kapya biber, orta büyüklükte, kalın duvarlı, tatlı bir biber çeşididir. Kapya biberlerinin özellikle Türkiye mutfağında yaygın olarak kullanıldığı bilinir. Bu biberler, genellikle kırmızı renkte olup, olgunlaştıkça renkleri daha da koyulaşabilir. İnce kabuklu ve lezzetli olan kapya biberleri, özellikle salatalarda, yemeklerde, turşularda ve közlenmiş olarak kullanılarak birçok yemekte tercih edilir. Kapya biberleri, besin değeri yüksek bir sebze olarak çeşitli sağlık yararlarına sahip olabilir. İşte kapya biberlerinin bazı faydaları: Kapya biberleri, C vitamini, A vitamini, K vitamini, folat ve potasyum gibi vitamin ve mineraller açısından zengindir. Bu besin öğeleri, bağışıklık sistemini destekleyebilir, kemik sağlığını güçlendirebilir ve birçok biyolojik süreçte görev alabilir. Kapya biberleri, içerdikleri antioksidanlar sayesinde serbest radikallerle savaşabilir ve hücresel hasarı azaltabilir. Bu özellik, yaşlanma sürecini yavaşlatabilir ve kronik hastalıkların riskini düşürebilir. Kapya biberleri düşük kalorili bir sebzedir ve aynı zamanda lif bakımından zengindir. Lif, sindirim sağlığını destekler, tokluk hissi sağlar ve kan şekerini düzenler. A vitamini bakımından zengin olan kapya biberleri, göz sağlığı için önemli bir bileşen olan beta-karoten içerir. Beta-karoten, gözdeki retinaya dönüşerek görme fonksiyonlarını destekleyebilir. Kapya biberlerinde bulunan bazı bileşenler, anti-kanser özelliklere sahip olabilir. Özellikle, bu sebzede bulunan bazı fitokimyasalların kanser hücrelerinin büyümesini engelleme potansiyeli olduğu belirtilmiştir. Lif içeriği sayesinde, kapya biberleri kan lipid profiline olumlu etkilerde bulunabilir ve kolesterol düzeylerini düzenleyebilir. Kapya biberleri, potasyum içeriği ile kan basıncını düzenleme potansiyeline sahiptir. Düşük sodyum, yüksek potasyum diyeti, kalp sağlığını destekleyebilir. Yine de, bireylerin özel sağlık durumlarına ve ihtiyaçlarına göre beslenmelerini düzenlemeleri önemlidir.

Kadınları ruh ve beden sağlığına kavuşturan merkez Haber

Kadınları ruh ve beden sağlığına kavuşturan merkez

NİLGÜN TAZE (İLKHABER) - Mersin Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi’nin 2021 yılında hizmete açtığı Mezitli Kadın Sağlığı ve Danışma Merkezi, yüzlerce kadının hem ruh hem de beden sağlığına kavuşarak mutlu olmasını sağlıyor. Yüzlerce kadının uğradığı merkezde verilen hizmet sayısı 7 bin 500’e ulaştı. Merkez’den belirli bir süre hizmet alan her kadın, tedavi süreci bitse de yeniden merkeze gelmek istiyor. Hem hizmetten, hem de hizmeti veren personelden son derece memnun olan kadınlar, aldıkları pozitif enerji ile hayata daha mutlu bakarken, kendilerine olan güvenleri de artıyor.   Kadınlar; merkezde görev yapan fizyoterapistten kas, eklem ve omurga sağlığı, diyetisyenden kilo kaybı, kilo kontrolü ve sağlıklı beslenme, psikologtan ise psikolojik sorunlarının çözümleriyle ilgili destek alıyor. Çat: “Kadınlarımız bu hizmetlerden ücretsiz olarak yararlanabilir” Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı’na bağlı Halk Sağlığı ve Denetim Şube Müdürü Uzman Doktor Bahar Gülcay Çat, “Merkezimizde bir fizyoterapist, bir psikolog ve diyetisyenimiz hizmet veriyor. 2021 yılı 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde hizmete başladığımız Kadın Sağlığı Danışma Merkezimizde, hizmet sayımız şu anda 7 bin 500’e ulaştı” dedi. Merkezde görev yapan personelle ve verilen hizmetlerle ilgili bilgi veren Çat, “Fizyoterapistimiz; omurga sağlığı, kas ve eklem bozukluklarında, reformer pilatesi üzerinden danışmanlık hizmeti veriyor. Ayrıca hamilelikte gebe pilatesi ile ilgili de hamile kadınlarımıza destek oluyor. Diyetisyenimiz, özellikle kronik hastalığı olan kişilere beslenme danışmanlığı hizmeti vererek, beslenmenin ne kadar önemli olduğunu göstermeye çalışıyor. Psikoloğumuz da yine sağlıklı yaşam açısından kadınlarımızın ruhsal sağlığını düşünerek, gerekli danışmanlık hizmetlerini veriyor. Kadınlarımız ücretsiz olarak bu hizmetlerden faydalanabiliyor” diye konuştu. Yeşilırmak: “Burayı evim gibi görüyorum, hayatım değişti” Kadın Sağlığı ve Danışma Merkezi’nden psikolog hizmeti alan kadınlardan Belgin Yeşilırmak, “Evde çocuklarımla ilgili bazı sorunlarım oldu ve bunu atlatamadım. Merkez’e geldiğimden beri faydasını gördüm ve hayatım değişti. Burayı evim gibi hissediyorum, bir doktora gelmişim gibi hissetmiyorum” dedi. Bu hizmetlerin özel bir yerde alınması durumunda çok maliyetli olacağını da aktaran Yeşilırmak, “Hastaneye gittiğim zaman, bana sadece bir kerelik görüşme ayarlayabildiler. Neyse ki böyle bir imkanım oldu. Buraya 10 günde bir geliyorum. Psikoloğumuzla konuşuyor ve rahatlıyorum.  Nasıl davranmamız gerektiğini öğreniyoruz” ifadelerini kullandı. Kaya: “Tedavinin yanında buradaki pozitif enerji de bizi mutlu etti” Uzun süre hasta olan annesine bakan ve zamanla postür (duruş) bozukluğu gelişen Hatice Kaya ise, merkezin fizyoterapi ve diyetisyen hizmetinden faydalandı. Çok ağrı çektiğini ifade eden Kaya, “Birdenbire boyun fıtığım oldu. Hiç sağa sola dönemedim ve kol ağrım oldu. Tesadüfen burayı duydum, geldim, başladım ve hayatım değişti. Tedavinin yanında buradaki pozitif enerji de bizi mutlu etti. Biz aramasak, onlar bizi aradılar. Bu benim için önemliydi, çok mutlu oldum” diye konuştu. Merkezin beden ve ruh sağlığına çok iyi geldiğini belirten Kaya, “Bende olduğunu bilmediğim şeylerin bile düzelmesi beni mutlu etti. Mesela sırt eğriliğim varmış, ben bilmiyordum. Tedaviyle onun düzeldiğini, ağrılarımın geçtiğini fark ettim. Sonra spora başladım ve hayata bağlandım. Pozitif ve sağlıklı bir yaşam stilini buradan aldım” ifadelerini kullandı. Merkez’de diyetisyenden de destek aldığını sözlerine ekleyen Kaya, “Orada da olumlu sonuç aldım. Diyetisyen’in verdiği uygulamalar sayesinde vücudun güzelleşiyor. Vücudun güzelleşince sen de güzelleşiyorsun, ruhun da güzelleşiyor. Kendime güvenim geldi” dedi. Vural: “Bizimle çok ilgilenilmesi ve süreçlerimizin takip edilmesi, bizi motive ediyor” Merkez diyetisyeninden 1 yıldır hizmet alan Şükran Vural ise, kendileriyle bu kadar ilgilenilmesinin ve süreçlerinin takip edilmesinin kendilerini motive ettiğini kaydederek, “1 yılda toplam 23 kilo verdim. 10 kilo daha vermeyi planlıyorum. Unuttuğum zamanlar oluyor, kendileri beni arıyorlar. Daha önceki dönemlerimde yine kilo verme süreçlerim olmuştu. Burada uzun süreli oldu, kendileri de sürekli takip ettikleri için benim için daha iyi oldu. Çünkü kısa dönemde kendimi bırakabiliyordum, ya da dışarıdaki hizmetlerden memnun kalmadığım zamanlar oluyordu. Buradan çok memnunum” diye konuştu.

Evde yapılan tam tahıllı protein barlarının yararları Haber

Evde yapılan tam tahıllı protein barlarının yararları

İbrahim Baysal (İLKHABER)- Günümüzde sağlıklı beslenme ve aktif yaşam tarzı önem kazanmış durumda. İnsanlar, dengeli bir diyetle beslenmeye ve vücutlarının ihtiyaç duyduğu protein, lif ve diğer besin öğelerini almayı hedefliyorlar. Tam tahıllı protein barları, bu ihtiyaçları karşılamak için harika bir seçenek olarak öne çıkıyor. Üstelik bu protein barlarını evde yapmak da oldukça kolay ve ekonomik bir seçenek sunuyor.  Yüksek Protein İçeriği: Tam tahıllı protein barları, genellikle yüksek miktarda protein içerir. Protein, kas gelişimi ve tamirine yardımcı olur, tokluk hissi sağlar ve metabolizmayı destekler. Lif Kaynağı: Tam tahıllar, protein barlarına lif eklemenin harika bir yoludur. Lif, sindirim sağlığına katkıda bulunur, tokluk hissini artırır ve sindirimi yavaşlatarak kan şekerini dengelemeye yardımcı olur. Sağlıklı Yağlar: Evde yapılan tam tahıllı protein barlarında kullanılan sağlıklı yağlar (avokado, fındık ezmesi, hindistan cevizi yağı gibi) enerji sağlar ve vücut için gerekli olan temel yağ asitlerini içerir. Özelleştirilebilirlik: Evde yaparken malzemeleri kendiniz seçebilirsiniz. Protein tozu, kuru meyveler, çekirdekler, baharatlar gibi eklemelerle tarifi özelleştirebilir ve kendi zevkinize göre şekillendirebilirsiniz. 1.5 su bardağı yulaf ezmesi 1/2 su bardağı whey protein tozu (tercihe bağlı olarak başka bir protein kaynağı da kullanabilirsiniz) 1/2 su bardağı badem ezmesi veya fıstık ezmesi 1/4 su bardağı bal veya akçaağaç şurubu 1/4 su bardağı hindistan cevizi yağı 1/4 su bardağı çikolata parçacıkları veya kuru meyve (isteğe bağlı) Bir tutam tuz Yapılışı: Bir karıştırma kabında yulaf ezmesi, protein tozu, badem ezmesi, bal veya akçaağaç şurubu, hindistan cevizi yağı, çikolata parçacıkları veya kuru meyve ve tuzu karıştırın. Karışımı homojen bir kıvama gelene kadar iyice karıştırın. Karışımı düz bir fırın kabına veya kaplamış olduğunuz bir kalıba yayın. Üzerini düzleştirin ve bir spatula veya kaşık yardımıyla sıkıştırın. Protein barlarınızı buzdolabında en az 1 saat veya daha fazla süreyle soğutun. Soğuduktan sonra dilimleyerek veya istediğiniz boyutta parçalara ayırarak servis yapabilirsiniz.

Bayram sonrası sağlıklı beslenme Haber

Bayram sonrası sağlıklı beslenme

ADANA (İLKHABER) – Bir Ramazan ayını daha geride bıraktık. Bugün ise Ramazan Bayramı’nın 3 yani son günü. İyi bayramlar.. Ramazan ayında oruçlar tutuldu ve ardından gelen bayram ile birlikte zengin sofralar hazırlandı, misafirler ağırlanıp zengin ikramlıklar sunuldu. Uzun bir orucun ardından yeme-içmede aşırıya gidildiğinde sağlık sorunları yaşanacağına dikkat çeken uzmanlar, bayram sonrası dengeli beslenme konusunda uyarılarda bulunuyor. Ramazan Bayramı sonrası sağlıklı beslenme hakkında gazetemize önemli açıklamalarda bulunan Uzman Diyetisyen Fadime Özgök Şenses, aşırıya gidilmemesi gerektiğini söylüyor. Oruç döneminde değişen beslenme şeklinin ardından normal günlük beslenmeye geçişte dikkatli olunması gerektiğin belirten Uzman Diyetisyen Fadime Özgök Şenses, özellikle bayramda aşırı ve hızlı tüketilen gıdaların başta sindirim ve dolaşım sistemi olmak üzere birçok rahatsızlığa yol açabileceğini belirtiyor. Uzman Diyetisyen Şenses, “Tam bir aylık orucu geride bıraktık ve Ramazan Bayramı ile birlikte normal beslenme düzenine geçeceğiz. Bayramlar bizim için özel olmakla beraber, zengin bir kültüre sahibiz ve bayramda ister istemez tatlı ve hamur işlerimiz de çok olur. Uzun açlığa alışan vücudumuz, aşırıya gittiğimizde fazla yemek yemeye bağlı sindirim sisteminde problem yaratabilir. O nedenle özellikle uzun dönem olan oruç sonrası dikkatli olmak, ikramlarda iştah kabartan yemeklere de ‘Dur’ demeyi bilmek gerekiyor. İster istemez bayramlarda tepsi tepsi kekler, börekler, çörekler, tatlılar, kebaplar, bol etli yemekler vs. derken her ne kadar iştah açıcı olsa da aşırısı zarar verecektir ve bu dikkate alınarak bayram ikramlarından kaçmanın en iyi yolu uzatılan ikramlara ‘Hayır’ diyebilmekten geçer” dedi. EN İYİSİ ATIŞTIRMAKLIKLAR Bayram sonrası sağlıklı beslenme konusunda önerilerde bulunan Uzman Diyetisyen Fadime Özgök Şenses şu açıklamalarda bulundu; “Oruç nedeniyle küçülen mideniz fazla yemek yediğinizde rahatsız olur. O nedenle 3 ana öğün tüketmeye dikkat etmeli ana öğünlerin arasına sağlıklı atıştırmalıklar eklenmelidir. Ara öğünlerde ise mevsim meyveleri, süt, ayran gibi aynı zamanda sıvı ihtiyacımızı da karşılayacak öğünler tercih edilmeli.. KAHVALTI İHMAL EDİLMEMELİ Kahvaltı daima önemli bir öğün olarak karşımıza çıkar. Kahvaltıda hafif ama tok tutan besinler tercih edilmeli, peynir, yumurta, süt gibi protein içeriği yüksek ve tok tutan besinler tüketilmeli.. Tam tahıllı ekmek ve söğüş sebzeler ile lif miktarınızı arttırabilirsiniz. Ayrıca bayram boyunca yapılan ziyaretlerde ikram edilen çikolata, şeker, tatlı tüketimine de dikkat edilmeli.. Kalori olarak yüksek olan gıdalar sadece günlük alınan enerjinin artmasına neden olmaktadır. Bu durumda bayram sonrası tartıda kilo artışını görmemize neden olabilir. O bakımdan bayramda yapılan her ziyarette ısrarla ikram edilen tatlıların porsiyonunu küçük tutmak çok önemli. Ağır şerbetli tatlılar yerine meyveli veya sütlü tatlılar ikram edin. Hazırladıklarınızı tüketmeleri konusunda ısrarcı olmayın.  SU ÖNEMLİ Bayram süresince ve bayramdan sonra tüketilen sıvı miktarına da dikkat edilmeli günde mutalaka ortalama 2 – 2,5 litre su içilmelidir. Çay ve kahve ikramlarını minimumda tutmak ve bunların yerine evde hazırlayabileceğiniz soğuk çay,  ayran, taze sıkılmış meyve suyu, limonata sıvı alımını arttırmaya yardımcı olur. SPOR YAPIN Bayram süresince alınan fazla enerjiyi harcamak için mutlaka egzersiz veya yürüyüş yapılmalı.. Haftada 150 dakika veya günde 10000 adım atın. Egzersiz veya yürüyüş yapmaya fırsatımız olmasa dahi mümkün olduğunca hareketli olmaya dikkat edin.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İLKHABER-Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.