TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Diyarbakır Emniyet Müdürü

İLKHABER-Gazetesi - Diyarbakır Emniyet Müdürü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Diyarbakır Emniyet Müdürü haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan Neden Çok Sevildi? Haber

Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan Neden Çok Sevildi?

24 Ocak 2001 tarihinde uğradığı suikast sonucu aramızdan ayrılan Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan 23.ölüm yıldönümünde anılıyor. Polisin önyargı ile yaklaşıldığı Diyarbakır'da Emniyet Müdürü Gaffar Okkan halka öyle yakın olmuştu ki ölümünde adeta kepenk kapattırdı. Oldukça sevilen ve adından söz ettiren Gaffar Okkan Kimdir? İnceleyelim... GAFFAR OKKAN KİMDİR? Ali Gaffar Okkan, Sakarya'nın Hendek ilçesinde 1952 yılında doğdu. 30 Eylül 1970 tarihinde Polis Koleji'nden, 29 Eylül 1973 tarihinde Polis Akademisi'nden mezun olarak İzmir İl Emniyet Müdürlüğü'ne komiser yardımcısı olarak atandı. Gaffar Okkan bu ilde komiser rütbesine kadar çeşitli birimlerde görev yaptıktan sonra, 1983 yılında Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü'ne atanarak, 1985 yılında şube müdürlüğüne terfî etti. 1986 yılında Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görev aldı. Bu ilde 1992 yılında emniyet müdür yardımcısı oldu.  Gaffar Okkan, 6 Aralık 1993 tarihinde 1. sınıf emniyet müdürlüğüne terfî ederek Kars il emniyet müdürü olarak atandı. 18 Kasım 1997 tarihinde Diyarbakır İl Emniyet Müdürü olarak göreve başladı. Bu arada İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi kamu yönetimi bölümündeki lisans eğitimini tamamlayarak mezun oldu. Gaffar Okkan, Kars emniyet müdürü iken, Diyarbakır halkına emniyet müdürü olarak atandı.Kadın polisler Diyarbakır'da ilk kez onun emriyle sokağa çıktılar, trafiği yönettiler. Gaffar Okkan, iki küçük otomobil aldı ve mavi-beyaza boyattı, ikişer kadın polis görevlendirdi. Bir otomobil kaybolan çocukları toplayıp ailelerine teslim ediyor, diğeri de yürümekte zorlanan yaşlılara yardım ediyordu. Havaalanındaki kadın polisler, yaşlı yolcuların bilet işlemlerini yaptı, onlara uçaklarına kadar eşlik etti. Havaalanına tekerlekli sandalye aldırdı. Okkan'ın ilklerinden biri de, şehrin önemli merkezlerine kameralar taktırmasıydı. Gece yarılarına kadar makam odasındaki dev ekranda sokakları gözlerdi. Gaffar Okkan'ı Kim Neden Öldürdü? Gaffar Okkan, Hizbullah'ın çökertilmesinde çok önemli bir rol oynadı.  17 Ocak 2000'de, Türkiye'deki Hizbullah'ın lideri Hüseyin Velioğlu, İstanbul, Beykoz'daki villasında polis güçlerinin düzenlediği baskında öldürüldü. Okkan, yüzlerce grup üyesinin tutuklandığı Kürt Hizbullahı'na yönelik bu ve benzeri baskınlarda önemli rol oynadı.Ayrıca, pek çok faili meçhul cinayetin güvenlik güçleri yerine çoğunlukla Hizbullah isyancıları tarafından işlendiğini kanıtladı. Bu girişimlerden sonra meslektaşları ve yakın arkadaşları, Okkan'ı zırhlı araca binmesi için uyarmaya başladı.Bu tür tavsiyeleri, "Ben zırhlı araca binsem vatandaş ne yapar?" sözleriyle reddetti Ölümünden bir hafta önce düzenlediği basın toplantısında 26 Hizbullah tetikçisinin listesini yayımladı ve kendisine yapılan saldırıdan 45 dakika önce, bir gazeteciye verdiği röportajda Hizbullah'tan korkmadığını belirtti.Bir keresinde, Diyarbakır'da veya memleketi Hendek'te, kimsenin onu öldüremeyeceğini, çünkü vatandaşların onu koruyacağını söylemişti. Gaffar Okan Suikasti 24 Ocak 2001 günü akşam saatlerinde Gaffar Okkan, Uğur Mumcu'nun anma etkinliğine katılmak ve Vali Ahmet Cemil Serhadlı ile görüşmek üzere Genelkurmay Başkanlığındaki görev yerinden ayrıldı. Saldırganlar, Okkan'ın çıkış saatini öğrendikten sonra geçiş yapacağı bulvarda üzerinde "Polis" yazılı reflektörlü yelekler giyerek ellerindeki uzun namlulu silahlarla caddede beklemeye başladılar. Saldırganlar daha sonra bölgedeki elektrikleri keserek insanları oradan uzaklaştırdılar. Okkan; saat 17.40 sularında makamından valilik binasına makam aracıyla seyir hâlinde iken, Sezai Karakoç Bulvarı üzerinde, Et Balık Kurumu ile Eflatun Park arasında elektriklerin kesilmiş olduğunu fark etti. Daha sonra Okkan, maiyetindeki polislerle birlikte kimliği belirsiz bu kişilerce pusuya düşürüldü. Saldırganlar, uzun namlulu silahlarla Okkan'ın makam aracını çapraz ateşe almaya başladılar. Okkan ve yanındaki beş polis memuru, açılan ateş sonucu olay yerinde hayatını kaybetti; altı polis memuru da yaralandı. Saldırıdan sonra Okkan'ın arabasının kapısını da açan silahlı kişiler, öldüğünden emin olmak için yakın mesafeden kendisini taradılar ve aracına el bombaları attılar. Bombaların patlamasıyla Okkan'ın bazı uzuvları koptu.Hızla kaçan saldırganlar arasında cep telefonu iletişimi yoktu. Otopsi raporuna göre, saldırıdan sonra Gaffar Okkan'ın başından ve vücudundan toplam 17 mermi çekirdeği çıkarıldı.Çıkan çatışmada ise saldırganlardan birinin yaralandığı bildirildi. Olay yerinde, 16 farklı silahtan ateşlenmiş 468 boş kalaşnikov kovanı bulundu.Polis, failleri bulmak için bölgeyi kapsamlı bir şekilde aradı ve birkaç şüpheliyi gözaltına aldı. Bu cinayet hâlâ tam anlamıyla çözülmemiş olmakla birlikte, genellikle Hizbullah tarafından işlendiği düşünülmektedir. Devlet yetkilileri, saldırının arkasında Hizbullah'ın olduğunu açıkladı ve yeni bir tutuklanma dalgası başladı. Buna karşın hiçbir militan grup suikastın sorumluluğunu üstlenmedi. Ancak önceden ölüm tehditleri de alan Okkan'a yapılan bu saldırı, asıl şüpheli olarak Hizbullah'a atfedildi. Hüseyin Velioğlu'nun öldürüldüğü 17 Ocak 2000'deki Beykoz baskınında yakalanan Hizbullahçı bazı kişiler; mahkemede, cezaevinde kendilerine baskı olduğu takdirde o cezaevinin savcısını, müdürünü, o ilin emniyet müdürünü ve mahkeme heyetini Gaffar Okkan'ın yanına göndereceklerini söyleyerek tehditlerde bulundular. Bir başka iddia, Gaffar Okkan suikastının JİTEM mensupları tarafından gerçekleştirildiği yönündedir. Memuriyetinin ardından İsveç'e yerleşen eski Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele (JİTEM) mensubu Abdülkadir Aygan, Gaffar Okkan suikastını Hizbullah'ın tek başına yapmadığını, suikast içerisinde Ergenekon ve JİTEM gibi yapıların da yer aldığını iddia etmiştir. Aygan ayrıca, suikastta kullanılan kalaşnikov silahların askerî istihbaratın gizli kasalarında bulunan, teröristlerden ele geçirilmiş ve resmiyete sokulmamış envanter dışı silahlar olduğunu belirtmiştir. Diyarbakır'da yapılan JİTEM davasında tanık olarak dinlenen Ömer Lütfü Topal'ın şoförünün oğlu Emrah Özdemir de Gaffar Okkan ve beş korumasının JİTEM ile Hizbullah'ın ortak eylemi sonucu öldürüldüğünü iddia etmiştir. Ali Gaffar Okkan'ın hayatına dair merak edilenler... Diyarbakır'a gittiğinin ilk günü bir restorana gidiyor sivil kıyafetle çorba içiyor bir yandan da etrafı izliyor, mekana gelen polisler atar yapıp hesabı ödemeden kalkıyor, Kendi hesabını ödeyeceği zaman amca diyor polislerinkini de ben ödeyeyim, adam bırak Allahlarından bulsunlar boş ver diyor, yok diyor Gaffar Okkan ödeyeceğim, sonra da ekliyor ben yeni emniyet müdürüyüm, bir derdin olursa uğra çekinme. 'Masa başı görev yapan polis istemiyorum' Göreve geldiği ilk günlerde polis memurlarını toplayan Gaffar Okkan, o dönemde dışarıda olmanın potansiyel tehlike olarak görüldüğünün farkındaydı, ancak şöyle dedi; 'Masa başı görev yapan polis istemiyorum'. Kadın erkek ayırt etmeden, herkesi sokağa döktü ve halka nazik davranmalarını emretti. Gaffar Okkan, görev süresinde Hizbullah'a karşı verilen mücadelede etkin bir rol oynamış, örgütü bitirme noktasına getirmiştir. 1998 ve 1999 yıllarında düzenlenen operasyonlarda birçok Hizbullah üyesi yakalanmıştır, aynı zamanda 30'a yakın faili meçhul cinayeti aydınlatmıştır.  Gaffar Okkan'ın Hizbullah hakkındaki bir tespiti, o günlere ilişkin yaygın bir kanıyı ifade ediyor: 'Örgütün bu coğrafyada yaptığı eylemlerde, bu eylemleri devlet yapıyor imajı yaratıldığını tespit ettik'. 'Rüşvete geçit yok' Gaffar Okkan, rüşvet alan polislere karşı çok ciddi bir tavır ortaya koymuştur. Anlatılanlara göre rüşvete, eziyete ve ahlaksızlığa karşı müdürleri, amirleri gerekirse kaba şiddetle izana getiren bir nevi 'Behzat Ç.' imajına sahip bir polis olmuştur Gaffar Okkan.. Eskiden PKK korkusundan kepenk kapatan esnaf, o gün bir polis öldüğü için kepenk kapattı. Diyarbakır’a atandığında İlk anonsu, “Diyarbakır Halkına Zulüm Edeni Yakarım!” olmuştu. On binlerce kişi onu andı, arkasından ağladı..  24 Şubat 1952 tarihinde Sakarya’nın Hendek İlçesi’nde doğan Okkan, kent içinde devlet ile halkın arasında barış elçisi olması ve Diyarbakırspor’un ise onursal başkanı sıfatıyla tanınmasıyla biliniyor. “Sapına kadar Diyarbakırlıyım” dediği kentte şehit olan Okkan, evli ve 2 çocuk babasıydı. Sık sık Emniyet Müdürlüğünü ziyaret eden vatandaşlar ise, sorunları direkt olarak Okkan’a anlatırdı. Görev yaptığı süre boyunca kentteki huzuru en üst seviyeye çıkaran Okkan, meslektaşları ve hayırseverlerden topladığı yardımlarla ihtiyaç sahibi ailelerin ve öğrencilerin yüzünü güldürürdü. Diyarbakırspor’da büyük hizmetlere imza atan, çalışmalarda bulunan ve halen de onursal başkan kimliğiyle tanınan Ali Gaffar Okkan’ın döneminde kötü gidişte bulunan Diyarbakırspor’un yıldızı 1997’den 2000’lere kadar parlamaya başladı. Okkan'ın maçlardan önce futbolcularla yaptığı motivasyon konuşmaları bilinirken, kent takımı için elinden geleni yapmaya çalışırdı. Nitekim Okkan döneminde Diyarbakır’da ilk kez bir Türkiye Kupası finali oynandı.  Diyarbakır Gaffar Okkan'ı Bağrına Bastı Okkan’ın cenaze töreni binlerce kişi tarafından uğurlanırken, halkın yüreği katillere karşı isyan ateşiyle doluydu. Diyarbakırlılar cenazede, “Gaffar’a uzanan eller kırılsın, katiller bulunsun, hesap sorulsun, dostlar ölmez, kahrolsun kötü insanlar…” gibi sözleri sarf ederken, o gün Emniyet Müdürlüğünde bulunan taziye defteri ise yüzlerce kişinin dizeleriyle yeni bir hayat bulmuştu. “Ben fırıncı Fikri'nin oğluyum. Makam peşinde değilim, yapacak bir şey bulamazsam babamın fırınında ekmek satarım." diyen Okkan, esasında hiçbir zaman kent ahalisinin kalbinde kaybolmadı. Okkan hala kalplerdeki yerini koruyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.