TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Dermatoloji

İLKHABER-Gazetesi - Dermatoloji haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dermatoloji haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kışın cilt bakımında bu hatalardan kaçının! Haber

Kışın cilt bakımında bu hatalardan kaçının!

Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Dilek Bıyık Özkaya, kış mevsiminin kendine has özelliklerinin yanı sıra günlük yaşam alışkanlıklarla birlikte bazı yanlış davranışların da eklendiğine dikkati çekerek, cildimizle ilgili önemli uyarılarda bulundu. Cildin her zamankinden daha fazla yıpranarak daha hızlı yaşlanmasının önüne geçilmesi için bazı kurallara dikkat edilerek kış aylarında da sağlıklı ve ışıltılı bir cilde sahip olmanın mümkün olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özkaya,kışın cilt bakımında dikkat edilmesi gereken kuralları anlattı. Prof. Dr. Özkaya'nın önemli uyarılar ve önerileri şöyle: DOĞRU BESLENİN Sağlıklı ve dengeli beslenmek cildimiz için kritik önem taşıyor. Şekerli ve işlenmiş gıdalardan kaçınarak, mevsim sebzeleri ve meyveleri başta olmak üzere cildimiz için gerekli vitaminleri ve mineralleri içeren besinler tüketmeye özen gösterin.   BOL SU İÇİN Kış aylarında susamayı beklemeden su içmek gerektini vurgulayan Prof. Dr. Dilek Bıyık Özkaya, yetersiz su tüketiminin cildin en büyük düşmanları arasında olduğunu vurgulayarak günde mutlaka iki litre su tüketilmesi gerektiğini söylüyor. CİLDİNİZİ TEMİZLEMEDEN YATMAYIN Kış aylarının yorucu şartları nedeniyle kimi geceler makyajı temizlemeden uyunabiliyor. Ancak makyajla uyumak gece boyu cildin hava almasını engelleyerek yaşlanmayı hızlandırdığı ve gözenekleri tıkayarak enfeksiyona yol açabildiği için yatmadan önce mutlaka yüzü temizlemek gerekiyor.    SICAK SUDAN KAÇININ Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Özkaya “Yüzümüzü ve ellerimizi sıcak suyla yıkamak cildimizde daha fazla kurumaya yol açtığından sıcak su yerine ılık suyla yıkamalıyız. Duş alırken de aynı kurala uymak gerekir. Kışın uzun sıcak banyolar cildimize iyi geliyor gibi gözükse de aksine cildimizi kurutarak daha hassas hale getirmektedir. Banyolar ılık suyla ve 5-10 dakikayı geçmeyecek şekilde yapılmalıdır” diyor. NEMLENDİRİRKEN DİKKAT EDİN Ciltte kuruluğun arttığı kış aylarında cilt bakımı ve yaşlanma karşıtı amaçlı kullanılan retinoik asit, salisilik asit ve glikolik asit gibi ürünlerle sert içerikli temizleyicilerin cildi daha da kurutarak tahrişe neden olabildiğini belirten Prof. Dr. Özkaya şöyle konuşuyor: “Cildimizde kuruma, soyulma, kızarıklık olduğunu farkettiğimizde, deriyi soyan ürünler varsa bunları kullanmaya ara vermeliyiz. Yazın cildimiz için yeterli olan hafif bir nemlendirici kışın yeterli olmayabilir. Daha yoğun kıvamlı nemlendiriciler kullanmak kış mevsiminde daha iyi nem sağlayabilmektedir.” DIŞARI ÇIKARKEN YÜZÜNÜZÜ KORUYUN Soğuk ortamda cildi koruyucu kıyafetler giyilmezse kuruluk, çatlama, kızarıklık ve soyulma gibi olumsuzluklar ortaya çıkabiliyor. Kış aylarında eldiven, atkı, şapka hatta güneş gözlüğünü ihmal etmemek gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Dilek Bıyık Özkaya egzama, kaşıntı ve mantar gibi enfeksiyonları tetikleyebildiğini dolayı yünlü ve sentetik giysilerle çok dar ve hava aldırmayan kıyafetlerden uzak durulmasında fayda olduğunu söylüyor. EL VE DUDAKLARI SIK NEMLENDİRİN Kışın olumsuz şartlarından ellerimiz ve dudaklarımız fazlasıyla etkilendiğinden gün içerisinde sık nemlendirmek gerekiyor. Kışın nemlendirici seçerken daha yağlı ürünlerin tercih edilmesini, vazelinin çatlamış dudaklarda iyileşmeye yardımcı olduğunu ve kurumayı önlediğini belirten Prof. Dr. Özkaya “Kurumuş dudakları farketmeden yalamak, derisini koparmak ve ısırmak da daha fazla kuruluğa neden olur. Bu davranışlardan mutlaka kaçınmalıyız” diyor. GEREKSİZ YERE DEZENFEKTAN KULLANMAYIN Ellerimizi gün içerisinde yıkadıktan sonra mutlaka nemlendirici sürmek, ev temizliği yaparken ya da bulaşık yıkarken kimyasallardan korumak için eldiven kullanmak, gereksiz yere dezenfektan ve kolonya sürmemek gerekiyor. Ellerinize nemlendirici sürdükten sonra bir süre pamuklu eldivenler giyip bekleyerek nemi daha iyi emmesini sağlayabilirsiniz.   GÜNEŞ KORUYUCUYU İHMAL ETMEYİN Çoğu kişi kış mevsiminde güneş koruyucu kullanmak gerektiğini bilmezken, bilenler de ihmal edebiliyor. Oysa kar tatilinde yükseklikle ve karın yansıtıcı etkisiyle güneş yanığıyla sık karşılaşıldığını belirten Prof. Dr. Dilek Bıyık Özkaya “Kardan yansıyan güneş ışınları cildimizde hasara yol açabilmektedir. Kışın yüksek faktörlü olması gerekmese de (kar tatili hariç) mutlaka güneş koruyucu kullanılmalıdır. SPF içeren nemlendiriciler hem nem sağlamaya hem de cildimizi UV’nin zararlı etkilerinden korumaya yardımcı olacaktır” diyor.

Cildiye profesörü uyardı: “Herkes her an uyuz olabilir” Haber

Cildiye profesörü uyardı: “Herkes her an uyuz olabilir”

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Müge Güler Özden, insanın yaşam konforunu düşüren, sebep olduğu kaşıntı sebebiyle kişileri oldukça rahatsız eden uyuz hastalığı ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Bu konuda birçok araştırma yapan Prof. Dr. Müge Güler Özden, uyuzun son yıllarda önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya başladığına dikkat çekti. “10-15 saniyelik yakın temasla insandan bulaşıyor” Prof. Dr. Müge Güler Özden, uyuz hastalığının artışı, bulaşması ve tedavisiyle ilgili bilgi vererek, “Bunun elbette küresel ısınma, göç hareketleri ya da yaşam tarzındaki bazı değişikliklerle açıklanması mümkündür. Salgın şu anda ülkemizin çok önemli bir gerçeğidir. Uyuz insandan insana yakın temasla bulaşan bir parazittir. İnsana özgü bir parazittir. Hayvanlardan bulaşması özellikle bu salgında insana ait uyuzun hayvanlardan bulaşması söz konusu bile değildir. İnsandan insana yaklaşık 10-15 saniyelik bir yakın temasla bulaşabilen, vücut ısısı ile bulaşma riski artan bir ajandır. Bu hastalığın tedavisinde yapılan en büyük hatalardan bir tanesi sadece hastayı tedavi etmeye çalışmaktır. Tüm ailenin aynı anda hasta olsun olmasın tedavi edilmesi çok önemlidir. Henüz yumurtadan çıkmamış uyuz parazitlerinin hastanın sağlık olduğu gibi yanlış bir algıya yol açabileceği önemli bir ayrıntıdır. Bütün aile bireyler tedavi olmazsa pinpon etkisi oluşacaktır. Bir hasta iyileşirken diğer hastalanacak, o iyileşirken diğer hastalanacaktır. Bir türlü kurtulmak mümkün olmayan kısır döngüye girilir. O yüzden hasta olsun olmasın tüm aile bireyleri tedavi olmalıdır. Uyuz kaşıntısı gerçekten çok rahatsız eden bir kaşıntıdır. Özellikle vücut ısısının artışı ile bu kaşıntının artması çok tipiktir. Özellikle yatağa yattıktan sonra vücut ısısı artmaya başlamasıyla beraber uyuz da harekete geçecek ve kaşıntı şiddetlenecektir. Tutulum yerleri önemlidir. Özellikle derinin ince olduğu, daha sıcak ya da yumurtaları rahatlıkla bırakabileceği yerleri seçer. Elin iç yüzleri, meme başı çevresi, genital bölge, kasıklar ve göbek çevresi en sık karşılaştığımız bölgelerdir. Tedavi sürecinde eskiden bir kez bile krem sürmek yeterliyken, aslında çok kolay tedavi edilebilen bir ajanken şimdi biraz direnç gelişti. Burada ısrarla 6, 7, 8 defa belki tedaviyi tekrarlamak 1 hafta 10 gün aralarla büyük fayda vardır. Artık ülkemizde yapılan bir tablet, oral tedavi ajanı da var. Tropikal tedavi ile iyileşmeyen vakalarda doktor kontrolünde oral tedavi ile desteklemek yapılması gereken bir durumdur. Oldukça etkili oluyor. Kıyafetlere çok dikkat etmek gerekiyor. Kıyafetlerin 60-70 derecede yıkanması, kızgın ütü ile ütülenmesi, yıkanamayan kıyafetlerin 10 gün kadar hava almayacak şekilde paketlenip kullanılması önemlidir. Kızgın ütü yaparken dikiş aralıklarına dikkat etmek gerekiyor. Yumurtalar dikiş aralarında kalabilir” diye konuştu. “30 kat hızla yayılıyor, hepimizi tehdit altına alıyor, herkes her an uyuz olabilir” Yaptığı çalışmalarla ilgili bilgi veren Özden, “Ülkemizdeki salgının aslında daha evvel yıllarda başladığını biz dermatoloji uzmanları olarak fark etmiştik. Bu konuda Dünya Sağlık Örgütü ve kendi sağlık otoritelerimize de veri sağlamak amacıyla çok merkezli çalışma yapmıştık. Türkiye’nin her yerinden veri topladık. Gördük ki 2014, 2015, 2016 ve 2017 yıllarında vaka sayıları çok az ve belli sayıda giderken birden bire 2017’den sonra ilk olarak 7 katına, sonra 30 katına çıkacak kadar hızlı bir salgın başlamıştı. Pandemi bu salgın hızını bir az yavaşlattı. Pandeminin bitişiyle birlikte, insanların yeninde temas kurmasıyla beraber 30 kat hızlı başlayan salgın tekrar kendi ivmesiyle beraber ne yazık ki devam ediyor. Hepimizi tehdit altına alıyor. Herkes her an uyuz olabilir” şeklinde konuştu.

10 adımda 'Sonbahar cilt bakım rutini' Haber

10 adımda 'Sonbahar cilt bakım rutini'

(İLKHABER)- Esasında yılın her mevsimi cilt bakımı için önemlidir. Ancak özellikle sonbahar aylarında cilt sağlığımız için bakım rutininde çok daha hassas davranmamız gerekir. Bunun nedeni ise yaşam rutinimizdeki değişiklikler, sert esen rüzgârlar, soğuk havalar ve düşük nem oranlarının cildimizi kuru ve gergin hale getirmesidir. Medline Adana Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Nalan Kükürt, uzun ve sıcak yaz aylarında kızgın güneşin kuruttuğu, deniz tuzu ve klorun yıprattığı cildin ihtiyaç duyduğu bakımı yapabilmek için sonbahar aylarını bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Uzman Dr. Kükürt, önümüzdeki aylarda yaşanması muhtemel cilt sorunlarının önüne geçmek için yapılabilecek adımları şu şekilde sıraladı: 1- İlk adım cilt temizliği Cilt bakımı rutinindeki ilk adım her zaman temizlik olmalı. Cilt tipinize uygun bir ürün ile cildinizi temizleyerek sonbahar için iyi bir başlangıç yapabilirsiniz. Sabun veya alkol içerikli cilt temizleme jeli yerine makyaj temizleme sütü veya köpük formundaki ürünleri kullanın. Eğer çok kuru bir cildiniz var ise önlem olarak temizleyici ürünlerden yağ bazlı olanları tercih edin. Özellikle akşamları yatıştırıcı etkiye sahip çift uygulama yapmanız oldukça faydalı olacaktır. 2- Cildinizi nemli tutun Vücut normal şartlarda kendi nemini dengelemeye çalışır. Ancak bu durum havaların sertleştiği dönemlerde yeterli olmayabilir. Bu nedenle soğuk ve rüzgarlı havalarda cildinizin nem dengesini koruyun. Bunun için kullanacağınız nemlendirici ürünler içerisinden, losyon, süt, krem, serum, balm gibi seçeneklerden birini tercih edebilirsiniz. Ancak bunlar arasından seçeceğiniz ürün mutlaka cilt tipinize uygun olmalı. Vücut için kullandığınız body butter, nemlendirici yağ vb. ürünleriniz de varsa bunları kesinlikle yüzünüz için kullanmayın. 3- Çok sıcak duş almayın Günün yorgunluğunu atmak için rahatlatıcı bir sıcak duş veya banyo yapmak her zaman iyi bir fikirdir. Ancak bunun cilt üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Çünkü sıcak suyla yapılan duş cildinizi kurutur ve doğal yağlarını temizleyebilir. Bu nedenle duşta çok fazla kalmayın ve ılık suyu tercih edin. 4- Sonbahar güneşinden korunun Halk arasında genellikle cildi yaz güneşinden korumanın yeterli olduğu gibi yanlış bir algı bulunur. Oysa ki güneşin zararlı UV ışınları yıl boyunca cilt sağlığını tehdit eder. Bu nedenle dışarıya çıkacağınız zaman güneş kaynaklı leke görünümüne maruz kalmamak için cildinizi zararlı UVA-UVB ışınlarından koruyacak en az 30 SPF koruma faktörü içeren güneş kremi sürün. 5- Beslenmenize özen gösterin Neredeyse her biri antioksidan deposu olan sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek metabolizmayı birçok hastalığa karşı korurken cildin yenilenmesine de büyük katkı sunar. Bu nedenle özellikle, C-E-A ve B vitaminlerini doğal yollardan almaya özen göstermek cilt sağlığı açısından oldukça önemlidir. Ayrıca, kuru ciltlerin çokça ihtiyaç duyduğu yağ dengesine kavuşması için Omega-3 ve selenyum içeren deniz mahsullerini bol miktarda tüketmeyi de ihmal etmeyin. 6- Düzenli spor yapın Sağlıklı olmanın yollarından biri de hareketli bir yaşam tarzını benimsemekten geçer. Bundan dolayı düzenli spor veya egzersiz yapmak büyük önem taşır. Özellikle açık havada yapılan bu tarz aktiviteler metabolizmanın kan dolaşımını hızlandırıp, cildin daha ışıltılı görünmesine yardımcı olur. 7- Bol su içmeyi ihmal etmeyin İnsan metabolizmasının yaklaşık yüzde 60‘ı sudan oluşur. Cildimiz kuruduğunda kırışıklıklar oluşmaya, sarkmalar gelişmeye başlar. Cildin bu duruma karşı olan maruziyetini en aza indirmek için neme, dolayısıyla suya ihtiyaç vardır. Bu nedenle susamasanız dahi günde en az 2 buçuk litre su tüketmeniz gerekir. 8- Sigarada uzak durun Sigaranın içinde bulunan zift ve nikotin gibi zararlı maddeler damarlarda daralmaya sebep olurlar. Bunun sonucunda damarların işlevinin bozulması ise cilt kuruluğuna, kırışıklık ve deride renk değişimlerine neden olurken erken yaşlanmaya da davetiye çıkartır. Bu nedenle sigara tüketimine son verilmesi önemlidir. 9- Uykunuza dikkat edin Uyku sırasında fiziksel ve zihinsel dinlenme süreci gerçekleşir. Ancak uyku esnasında bu süreçlerin yanı sıra fiziksel yenilenmeler de yaşanır. Kaliteli bir uykuda metabolizmanın cilde esneklik kazandıran kolajen üretimi artar ve nem dengesi korunmuş olur. Az ve yetersiz bir uykuda ise vücudun su dengesini bozulur ve kırışıklık oluşumu başlar. 10- Dudaklarınızı unutmayın Sonbaharda gelişen hava şartları dudaklar üzerinde de olumsuz etkiler gösterir. Böyle durumlarda dudakların çatlayıp yara halini almaması için nemlendirici ürünlere başvurmak gerekir. Bunlar arasında ise seçebileceğiniz lip balmdan, dudak yağlarına, kremlerden dudak maskelerine kadar cildinizi sonbaharın olumsuz etkilerinden koruyacak pek çok üründen birini seçebilirsiniz.

Uzmanından cilt yaşlanmasına karşı öneriler Haber

Uzmanından cilt yaşlanmasına karşı öneriler

Medical Point Gaziantep Hastanesi Dermatoloji Uzm. Dr. Kıvılcım Çınkır Özsaraç, 25 yaş sonrası başlayan ince kırışıklıklara karşı gerekli önlemler alınmadığı takdirde, zamanla daha da derinleşen kırışıklar, lekeler ve hatta ilerleyen yaşlarda yüzde boşluklar ve sarkmalar oluşmaya başlayacağını kaydetti. Yaşlanmanın tüm bu olumsuz etkilerine karşı, hızla gelişen teknolojiden sonuna kadar faydalanmaya imkan sağlayan, en etkili uygulamaların genel olarak anti aging uygulamalar olduğunu ifade eden Dr Özsaraç, bunların da ciltte sarkma, ciltte sıkılaşma, leke ve ince çizgilerle savaşmada, lazer tedavilerinin oldukça sık kullanıldığı belirtti. Cilt kırışıklıklarında en etkili tedavinin Altın İğne Tedavisi olduğunu ve hangi durumlarda kullanıldığını belirten Uzm. Dr. Özsaraç, "Altın iğne tedavisi cilt gençleştirme (Anti aging), cilt kırışıklıklarının giderilmesinde, cilt yenilemede, yüz ve boyun bölgesindeki sarkma ve kırışıklık tedavisinde, sivilce izi, yara izi tedavisinde, ameliyat, yara izlerinin ve güneş lekelerinin ortadan kaldırılmasında, geniş gözeneklerin sıkılaşmasında, siyah noktaların oluşumunu azalmasında ve tedavisinde, gebelik sırasında veya hızlı kilo alıp vermelerde oluşan çatlakların (strialar) giderilmesinde etkili oluyor" dedi. "Geçici değil kalıcı etkiler elde edilir" Altın İğne uygulaması hakkında bilgiler veren Uzm. Dr. Özsaraç, "İşlem öncesinde anestezik kremler de kullanılarak ağrısız bir uygulama sağlanmaktadır. İğneli Radyofrekans uygulaması ortalama süresi 20-30 dakikadır. Cilt yüzeyini gençleştirmek, yara izlerini düzeltmek ve sıkı bir cilt için yapılan uygulama tedavi yöntemlerine göre farklı seans aralıklarında gerçekleşir. Genellikle tek seans yeterli görülmez. Birkaç hafta aralıklarla iki ya da üç seans civarında uygulama yapılır. Seanslar arasında 3-4 hafta olması idealdir. Maksimum etki ise son seanstan 3-4 hafta sonra görülmektedir. İşlem yapıldıktan sonra bir miktar kızarıklık olabilir bazen de hafif kabuklanma olabilir ama kızarıklık çok kısa sürecektir. Geçici değil kalıcı etkiler elde edilir. İlk seanstan itibaren kolaylıkla fark edilebilir olumlu etkiler gözlenir. Hasta hemen günlük yaşamına geri dönebilir. Cilt yenileme ve kusurları giderme üzerindeki etkileri bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış bir tekniktir. Her türlü cilt tipinde ve ten renginde kullanılabilme imkanı sunar. Çok uzun saatler boyunca işleme girmeyi veya cerrahi girişimleri gerektirmiyor olması, diğer avantajlarından birisi de her mevsim yapılabilmesidir. Altın iğne tedavisinin ardından dikkat edilmesi gerekenler ise; Son derece acısız bir tedavi olduğu için altın iğne tedavisinin sonrasında herhangi bir ağrılı durum gerçekleşmez. Ancak uygulamanın ardında dikkat edilmesi gereken noktalar bulunur. Bu noktalar; Uygulama bittikten sonra düzenli olarak güneşten koruyucu krem kullanımı ihmal edilmemelidir. Uygulamanın ardından 7-8 saat sonra hafif bir fondöten kullanılabilir” ifadelerini kullandı. "Cilde sürülen kozmetik kremler cildin alt tabakalarına etki edememektedir" Yaşlanmayı geciktirici diğer tedavi metotları PRP, Mezoterapi ve Gençlik Aşısı hakkında bilgi veren Dermatoloji Uzm. Dr. Özsaraç, ‘’PRP, “Trombositten Zengin Plazma” olarak da anılır. Hastanın kendi kanındaki plazmayı kandan izole ederek ve konsantre ederek büyüme faktörleri üreten trombosit hücreleri bakımından daha zengin bir plazma olan PRP adlı kan bileşenini elde etmiştir. Plazma bileşeni, kök hücreler ve büyüme açısından zengin trombositler içerir ve cilde geri enjekte edildiğinde, cildin genel olarak gençleşmesini sağlamak için vücudun doğal kolajen ve elastin üretimini hızlandırır. PRP hazırlama işlemi sonrasında elde edilen PRP çok ince iğneler yardımı ile cilt altına ufak dozlarda enjekte edilir. Bu işlem öncesinde cilt lokal anestezik bir krem ile uyuşturulur. PRP tedavisi ise; yüz ve boyun gençleştirme, ciltte parlama ve aydınlanma, akne skarı ve yara izi tedavisi gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Mezoterapi yöntemi de diğer yöntemlerden biridir. Yüz mezoterapisi mezoliftingi cilde canlılık ve parlaklık veren bir işlemdir. Yapılan işlem ile birlikte elastin ve kolajen sentezi aktive olur böylelikle cilt sıkılaşır, gerilir ve toparlanır. Cilt üzerine sürülen kozmetik kremler cilt bariyerini geçemediği için cildin alt tabakalarına etki edememektedir. Ancak yüz mezoterapisi işlemi sayesinde kullanılan cilde faydaları ilaçlar cildin alt tabakalarına kadar etki eder. Böylelikle istenen etki hemen gözlenir ve etki süresi de artar. Yüz mezoterapisi (mezolifting) yüzün her bölgesine, boyun, dekolte ve el bölgesine uygulanabilen bir işlemdir. Cildin ihtiyacı olan vitamin, mineral ve aminoasit gibi maddelerin lokal olarak uygulanan mikro enjeksiyonlar yoluyla cilde enjekte edilmesi ile uygulanır. Seans sayısı hastanın ihtiyacına, uygulana ürünün içeriğine bağlı olarak değişmekle birlikte genelde 15 gün aralar ile 4-6 senans önerilmektedir. Gençlik aşısı ise, aslında bir nevi mezoterapi uygulamasıdır. Genel de yüksek oranda hyoluronik asit ve somon DNA içeren mezoterapi ürünleri özel bir isimlendirme adı altında Gençlik aşı olarak adlandırılmakta ve uygulanmaktadır. Bunların dışında kök hücre tedavisi, kollajen aşısı, dermal kalsiyum hidroksi apatitli dolgular da kollajen, elastin uyarısını artırarak yüzde ve boyunda anti aging etki sağlamaktadır” diye konuştu.

10 adımda 'Sonbahar cilt bakım rutini' Haber

10 adımda 'Sonbahar cilt bakım rutini'

(İLKHABER)- Esasında yılın her mevsimi cilt bakımı için önemlidir. Ancak özellikle sonbahar aylarında cilt sağlığımız için bakım rutininde çok daha hassas davranmamız gerekir. Bunun nedeni ise yaşam rutinimizdeki değişiklikler, sert esen rüzgârlar, soğuk havalar ve düşük nem oranlarının cildimizi kuru ve gergin hale getirmesidir. Medline Adana Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Nalan Kükürt, uzun ve sıcak yaz aylarında kızgın güneşin kuruttuğu, deniz tuzu ve klorun yıprattığı cildin ihtiyaç duyduğu bakımı yapabilmek için sonbahar aylarını bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Uzman Dr. Kükürt, önümüzdeki aylarda yaşanması muhtemel cilt sorunlarının önüne geçmek için yapılabilecek adımları şu şekilde sıraladı: 1- İlk adım cilt temizliği Cilt bakımı rutinindeki ilk adım her zaman temizlik olmalı. Cilt tipinize uygun bir ürün ile cildinizi temizleyerek sonbahar için iyi bir başlangıç yapabilirsiniz. Sabun veya alkol içerikli cilt temizleme jeli yerine makyaj temizleme sütü veya köpük formundaki ürünleri kullanın. Eğer çok kuru bir cildiniz var ise önlem olarak temizleyici ürünlerden yağ bazlı olanları tercih edin. Özellikle akşamları yatıştırıcı etkiye sahip çift uygulama yapmanız oldukça faydalı olacaktır. 2- Cildinizi nemli tutun Vücut normal şartlarda kendi nemini dengelemeye çalışır. Ancak bu durum havaların sertleştiği dönemlerde yeterli olmayabilir. Bu nedenle soğuk ve rüzgarlı havalarda cildinizin nem dengesini koruyun. Bunun için kullanacağınız nemlendirici ürünler içerisinden, losyon, süt, krem, serum, balm gibi seçeneklerden birini tercih edebilirsiniz. Ancak bunlar arasından seçeceğiniz ürün mutlaka cilt tipinize uygun olmalı. Vücut için kullandığınız body butter, nemlendirici yağ vb. ürünleriniz de varsa bunları kesinlikle yüzünüz için kullanmayın. 3- Çok sıcak duş almayın Günün yorgunluğunu atmak için rahatlatıcı bir sıcak duş veya banyo yapmak her zaman iyi bir fikirdir. Ancak bunun cilt üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Çünkü sıcak suyla yapılan duş cildinizi kurutur ve doğal yağlarını temizleyebilir. Bu nedenle duşta çok fazla kalmayın ve ılık suyu tercih edin. 4- Sonbahar güneşinden korunun Halk arasında genellikle cildi yaz güneşinden korumanın yeterli olduğu gibi yanlış bir algı bulunur. Oysa ki güneşin zararlı UV ışınları yıl boyunca cilt sağlığını tehdit eder. Bu nedenle dışarıya çıkacağınız zaman güneş kaynaklı leke görünümüne maruz kalmamak için cildinizi zararlı UVA-UVB ışınlarından koruyacak en az 30 SPF koruma faktörü içeren güneş kremi sürün. 5- Beslenmenize özen gösterin Neredeyse her biri antioksidan deposu olan sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek metabolizmayı birçok hastalığa karşı korurken cildin yenilenmesine de büyük katkı sunar. Bu nedenle özellikle, C-E-A ve B vitaminlerini doğal yollardan almaya özen göstermek cilt sağlığı açısından oldukça önemlidir. Ayrıca, kuru ciltlerin çokça ihtiyaç duyduğu yağ dengesine kavuşması için Omega-3 ve selenyum içeren deniz mahsullerini bol miktarda tüketmeyi de ihmal etmeyin. 6- Düzenli spor yapın Sağlıklı olmanın yollarından biri de hareketli bir yaşam tarzını benimsemekten geçer. Bundan dolayı düzenli spor veya egzersiz yapmak büyük önem taşır. Özellikle açık havada yapılan bu tarz aktiviteler metabolizmanın kan dolaşımını hızlandırıp, cildin daha ışıltılı görünmesine yardımcı olur. 7- Bol su içmeyi ihmal etmeyin İnsan metabolizmasının yaklaşık yüzde 60‘ı sudan oluşur. Cildimiz kuruduğunda kırışıklıklar oluşmaya, sarkmalar gelişmeye başlar. Cildin bu duruma karşı olan maruziyetini en aza indirmek için neme, dolayısıyla suya ihtiyaç vardır. Bu nedenle susamasanız dahi günde en az 2 buçuk litre su tüketmeniz gerekir. 8- Sigarada uzak durun Sigaranın içinde bulunan zift ve nikotin gibi zararlı maddeler damarlarda daralmaya sebep olurlar. Bunun sonucunda damarların işlevinin bozulması ise cilt kuruluğuna, kırışıklık ve deride renk değişimlerine neden olurken erken yaşlanmaya da davetiye çıkartır. Bu nedenle sigara tüketimine son verilmesi önemlidir. 9- Uykunuza dikkat edin Uyku sırasında fiziksel ve zihinsel dinlenme süreci gerçekleşir. Ancak uyku esnasında bu süreçlerin yanı sıra fiziksel yenilenmeler de yaşanır. Kaliteli bir uykuda metabolizmanın cilde esneklik kazandıran kolajen üretimi artar ve nem dengesi korunmuş olur. Az ve yetersiz bir uykuda ise vücudun su dengesini bozulur ve kırışıklık oluşumu başlar. 10- Dudaklarınızı unutmayın Sonbaharda gelişen hava şartları dudaklar üzerinde de olumsuz etkiler gösterir. Böyle durumlarda dudakların çatlayıp yara halini almaması için nemlendirici ürünlere başvurmak gerekir. Bunlar arasında ise seçebileceğiniz lip balmdan, dudak yağlarına, kremlerden dudak maskelerine kadar cildinizi sonbaharın olumsuz etkilerinden koruyacak pek çok üründen birini seçebilirsiniz.

Yaz aylarında cilt bakımının önemi Haber

Yaz aylarında cilt bakımının önemi

EMRE EKİCİ ADANA (İLKHABER) -Medicana Intarnational Samsun Hastanesi Dermatoloji (Cildiye) Uzmanı Dr. Asiye Yıldız, cilt bakımına her mevsim özen göstermesi gerektiğinin altını çizerek, “Yaz aylarında güneş, aşırı sıcak ve nem dolayısı ile cildimizin daha özenli bakıma gereksinim duymaktadır. Güneşin cildimiz üzerine olumlu etkileri olmakla birlikte özellikle son yıllarda zararlı etkilerinin de olduğu sıklıkla vurgulanmaktadır. Bu nedenle yaz aylarında cildimiz için daha özenli olmalıyız” dedi. “Çocukluktaki güneş yanıkları deri kanserine neden olabilir” Dr. Yıldız, güneşin cilt üzerindeki etkilerine de değinerek, “Yapılan bilimsel çalışmalarda günde 10-15 dakika güneşe çıkmanın D-vitamini yapımı için yeterli olduğunu göstermektedir. Güneşe ilk maruz kalındığı günler özellikle çocuk ve açık ten renkli kişilerin daha çok dikkat etmesi gerekir. Birden bire uzun süre güneşe maruz kalındığında sıcak çarpması gibi şikayetlerin yanı sıra güneş yanıkları oluşmaktadır. Özellikle çocukluk çağlarında sık gerçekleşen güneş yanıkları ileri yaşlarda melanom gibi deri kanserlerine neden olabilmektedir” diye konuştu. “Doğru güneş koruyucuyu seçmek önemli” Güneşten korunmak için kullanılan koruyucular hakkında bilgi veren Dr. Asiye Yıldız, “Uzun süre güneşe maruz kalmak cildin erken yaşlanması, cilt kuruluğu ve cilt lekeleri gibi masum cilt sorunlarının yanı sıra cilt kanseri gibi ciddi sorunlara da neden olmaktadır. Bu nedenlerle yaz aylarında düzenli güneş koruyucular kullanılmalı, şapka, güneş gözlüğü, kıyafetler ile koruma sağlanmalıdır. Güneş koruyucu krem seçiminde de dikkatli olunmalıdır. Hem ultraviyole A hem de ultraviyole B’ye karşı koruyucu özelliği olan ürünler tercih edilmelidir. Kadınlar makyaj yapacak ise önce güneş koruyucu sürüp daha sonra makyajını yapmalıdır. Titanyum dioksit gibi fiziksel koruma sağlayan ürünler bebek ve gebelerde tercih edilebilir. Cilt bakımı ve koruyuculuk açısından güneş kremlerinin dışarı çıkmadan/güneş maruziyeti başlamadan yarım saat önce sürülmesi önemlidir. En uygunu her sabah yüz temizlendikten hemen sonra güneş koruyucu kremin sürülmesi alışkanlığının edinilmesidir” şeklinde konuştu. “Ayak bakımı yaz kış aksatılmamalı” Son olarak ayak bakımına değinen Cildiye Uzmanı Dr. Asiye Yıldız, “İdeal bir güneş koruyucu tere ve suya dayanıklı olmalıdır. Bazı kremlerin su geçirmez özelliği bulunsa da yüz yıkandığı veya havuza ya da denize girildiğinde etkinliği azalır. O nedenle deniz veya havuzdan sonra 2-3 saatte bir güneş koruyucu kremi tekrarlamak uygun olur. Yaz aylarında sadece güneş değil havuz suyundaki kimyasal maddeler de cildimize olumsuz etki edebilir. O nedenle yaz aylarında özellikle tatile gitmeden önce derin peeling, laser ile cilt soyma tedavileri yapılmamalıdır. Bu tür uygulamaları yaz sonrasına ertelemek uygun olacaktır. Gün sonunda cilt, uygun bir cilt temizleyici köpük veya jel ile temizlendikten sonra cilt tipine uygun bir nemlendirici ile bakımı sağlanmalıdır. Ayak bakımı da yaz - kış dikkat edilmesi gereken bir konudur. Ayaklar her yıkamadan sonra çok iyi kurulanmalı ve tırnak bakımına, ayakkabı seçimine dikkat edilmelidir. Cilt bakımı, nemlendirici ve güneş koruyucu seçiminde, cilt tipi ve yapısına uygun ürünler seçimi konusunda dermatoloğunuzdan bilgi alınması uygun olur” ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.