TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Cumhuriyet Savcısı

İLKHABER-Gazetesi - Cumhuriyet Savcısı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cumhuriyet Savcısı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Cumhuriyet savcısı ölümle tehdit edildi Haber

Cumhuriyet savcısı ölümle tehdit edildi

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Savcısı Y.E'nin makamında ölümle tehdit edildiği iddiasına ilişkin soruşturmada itirafçı olan şüpheli M.E.O'nun ifadesine ulaşıldı. Özel hastanelere nakledilen 10 bebeğin ölümüne sebep olunması ve haksız kazanç sağlanmasına yönelik soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı Y.E'nin makam odasında tehdit edildiği iddiasıyla ilgili Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında jandarma ekiplerine teslim olan ve itiraflarda bulunan tutuklu şüpheli M.E.O'nun ifadesine ulaşıldı. Sahte MİT kimliğiyle görevlendirildi Şüpheli M.E.O. ifadesinde, soruşturma kapsamında tutuklanan şüphelilerden Mustafa Kemal Zengin'le Siirt'te ortak tanıdıkları sayesinde tanıştıklarını ve şüphelinin kendisini İçişleri Bakanlığı müsteşarı olarak tanıttığını öne sürdü. Zengin'in sosyal medyasında bürokratlarla, iş insanlarıyla fotoğrafı olduğunu ve bu nedenle müsteşar olduğuna inandığını ifade eden şüpheli, şunları aktardı: "Mustafa Kemal Zengin benimle telefonla irtibata geçerek Ankara'ya davet etti. Yanına gittiğimde kimliğimi benden aldı. Yaklaşık bir hafta sonra kimliğimi ve üzerinde fotoğrafım olan adıma düzenlenmiş Milli İstihbarat Teşkilatı'nı (MİT) gösterir kimliği verdi. Bundan sonra 'Artık MİT'e bağlı çalışacaksın, benim verdiğim talimatları yapacaksın.' dedi. Aynı zamanda kimliklerle beraber tabanca, koruma kıyafeti, yaklaşık 100 adet 5,56 milimetre çapında fişek ve 2 kutu 9 milimetre çapında fişeği teslim etti. Yaklaşık olarak 1,5 yıl vermiş olduğu talimatlarla değişik işlerde görevlendirdi." Şüpheli M.E.O, 2023 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce farklı illerde miting için görevlendirildiğini, Mustafa Kemal Zengin'in yanında çalıştığı 1,5 yılda, aylık ücretini Zengin'in yanında çalışan şahıstan nakit aldığını ve faaliyetlerde kullandığı araçları da bu parayla kiraladığını iddia etti. İtiraflar Siirt'te, 28 Ekim 2023'te çakarlı aracıyla trafik çevirmesine takıldığını belirten şüpheli M.E.O, "Polislere MİT kimliğimi ibraz ettim. Bana 'Devam edebilirsiniz.' dediler. Akabinde nişanlımın evine gittim. Balkona çıktığımda kalabalık bir polis ekibinin aracımı incelediklerini gördüm." ifadesini kullandı. Şüpheli M.E.O. durumu telefonla şüpheli Zengin'e haber verdiğini, Zengin'in kendisine sakin olmasını, polislere kesinlikle kimliğini göstermemesini, ifşa olmamasını ve ettiği yemine bağlı olması gerektiğini söylediğini öne sürdü. Bir süre sonra aracının yanına indiğinde yerinde olmadığını ve çekici yardımıyla götürüldüğünü öğrendiğini belirten şüpheli M.E.O, bunun üzerine Siirt İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube'ye gittiğini, buradaki polis memurlarının da istihbarat ve asayiş ekiplerini çağırdığını anlattı. Şüpheli M.E.O. bu olayın akabinde polislerin ikamet ettiği ailesine ait evini aramak için gittiklerini, yapılan aramada tabanca ile çok sayıda fişek ve uzun namlulu tüfek fişeği bulduklarını aktardı. Bu olay nedeniyle tutuklandığını ve 26 gün cezaevinde kaldığını kaydeden şüpheli M.E.O. şu bilgileri verdi: "Cezaevinden çıktıktan iki gün sonra, maaşımı elinden aldığım şahıs yanıma gelerek bizimle alakalı hiç kimseye ve hiçbir birime bilgi vermeyeceksin. 'Başına gelen bu olayı çözeceğiz.' diyerek beni uyardı. Mustafa Kemal Zengin ve kendisiyle irtibatlı diğer şahıslarla bağlantımı kestim. Eylül ayında telefonumda bulunan uygulamadan numarası görünmeyen bir kullanıcı beni aradı. Kimsiniz diye sorduğumda, 'Beni tanımadın mı, ben Zengin Başkan' dedi. Şahsın Mustafa Kemal Zengin olduğunu anladım. Bana Siirt ilindeki yakalamam ile ilgili dosyamın akıbetinin ne olduğunu sordu. Ben de kendisine yargılamamın devam ettiğini, değişik bir durum olmadığını söyleyerek fazla bilgi vermek istemedim." Şüpheli M.E.O. şöyle devam etti: "Zengin, bana 'güzel bir teklifinin olduğunu, söyleyeceğini yaptığım takdirde devam eden dosyamın ceza almadan kapatılacağını, bununla beraber 100 bin dolar vereceğini' söyledi. Teklifinin ne olduğunu sorduğumda, 'Ben dürüst konuşmayı severim, sana her zaman açık oldum. İstanbul ilinde bulunan bir adliye personeli bizim işlerimize çomak sokuyor ve bu şahsın yaptığı eylemler senin dosyanın akıbetini de etkiliyor. Bu şahsın kimlik bilgisini, fotoğrafını, araç plakasını, nerede çalıştığını, işe geliş ve gidiş saatlerini sana söyleyeceğim. Sana motosiklet kullanan bir şahıs ile bir silah göndereceğim. Sen maskeli olarak motosiklet kullanan şahsın arkasına binerek, adliye personelinin kullanmakta olduğu araca, trafik ışıklarında durduğu esnada, tekerleklerine ve ön yolcu koltuğuna birer el ateş edeceksin, kimseyi öldürmeyeceksin, amacımız sadece korkutmak.' dedi." Kendisinin Zengin'e bu kişinin kim olduğunu sorduğunu belirten şüpheli M.E.O, "'İşi kabul etmeden sana kim olduğunu söyleyemem.' dedi. Kendisine bu işi kesinlikle kabul etmeyeceğimi ve beni bir daha aramaması gerektiğini söyleyerek telefonu kapattım." diye konuştu. Şüpheli M.E.O. bir süre sonra şüpheli Zengin'in Cumhuriyet savcısını tehdit ettiğiyle ilgili haberi gördüğünü, kendisine teklif edilen işin bu olduğunu anladığını ve Jandarma Komutanlığı'na giderek şikayetçi olduğunu beyan etti. Suçlamalarda adı geçen şüpheli Zengin'in ise sorgusunda, hakkındaki iddiaları kabul etmediği öğrenildi. Tehdit planının detayları Soruşturmayı yürütülen Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Savcısı Y.E. ile 30 Ağustos'ta önce telefonla sonra da makamında görüşen avukat A.A, bazı şüphelilerin tahliyelerini gerçekleştirmezse suikast yapılacağı ve ailesine zarar verilebileceği tehdidinde bulunmuştu. Bunun üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, savcının yakınlarına ve yaşadıkları yerlere ilişkin bilgilerin ne şekilde sızdırıldığına dair araştırma yapılmış, savcının odasına kayıt cihazı yerleştirilmişti. Avukat A.A'nın irtibatı tespit edilen M.K.Z'nin görüştüğü savcıyı açık şekilde ölümle tehdit etmesi kayıt altına alınmıştı. Soruşturma kapsamında düzenlenen operasyonda 12 kişi gözaltına alınmıştı. Jandarma'daki işlemlerinin tamamlanmasının ardından şüphelilerden 8'i adliyeye sevk edilirken, 4'ü kolluktan serbest bırakılmıştı. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği 8 şüpheliden 5'inin tutuklanmasına, 3'ü hakkında ise adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar vermişti. Cumhuriyet Savcısı Y.E'nin, özel hastanelere nakledilen 10 bebeğin ölümüne sebep olunması ve haksız kazanç sağlanmasına yönelik 22'si tutuklu 47 şüpheli hakkında hazırladığı fezleke, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmişti.

Saldırıya uğrayan savcının ifadesi ortaya çıktı Haber

Saldırıya uğrayan savcının ifadesi ortaya çıktı

Ordu'nun Aybastı ilçesinde ailesi ile birlikte saldırıya uğrayan Cumhuriyet savcısının karakolda verdiği ifadesi ortaya çıktı. Cumhuriyet Savcısı Mücahit Şamil Koca ifadesinde sağ kulağına yumruk atıldığını, çıkan arbedede kayınvalidesi ve 9,5 aylık kızının yere düşerek yaralandığını belirtti. Ünye Cumhuriyet Başsavcılığında Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan Mücahit Şamil Koca'nın, Aybastı ilçesin Perşembe Yaylası'nda uğradığı saldırıya ilişkin aynı günün gecesinde karakolda verdiği ifadesi ortaya çıktı. İfadesinde, hafta sonu iznini geçirmek için eşi D. Koca, 9,5 aylık kızı, kayınpederi Mahmut K., kayınvalidesi Selime K. ve eşinin 9 yaşındaki yeğeniyle birlikte ızgara salonuna gittiklerini belirten Savcı Koca, “Bahse konu bölgede dolaştıktan sonra ve ilk defa gittiğimden bölgeyi bilen kolluk olan jandarmayı arayarak nerede yemek yiyebileceğimizi sordum. Onlar da bana ‘Güleç Izgara' isimli işletmeyi tavsiye etti. Ben de bunun üzerine aynı gün saat 20.40'ta bahse konu işletmeye yukarıda belirttiğim aile fertlerimle beraber geldik. Henüz masaya oturmadan sipariş vermeden geri dönmeyi de hesap ederek şu an hatırlamadığım işletme çalışanına sipariş versek ‘kaç dakikada hazır olur?' diye sordum” ifadelerine yer verdi. "20 dakikada çıkar' denilen sipariş için 3 dakika sonrasında ‘1 saat sürer' denildi" İşletme çalışanının "Sipariş 20 dakikada hazır olur" demesinin ardından dışarıya çıktıklarını, 3 dakika sonrasında geri döndüklerinde ise işletme çalışanlarının sipariş için 1 saat süre verdiklerini belirten Savcı Koca ifadesinde, “O da bana ‘yaklaşık 20 dakikada çıkar' dedi. Üst kata çıkmak istedik ancak yukarıda temizlik olduğunu söyleyerek, görevli bizi alt katta bulunan yuvarlak masayı hazırlatabileceğini söyledi. O esnada bizi duyduğunu düşündüğüm, kasada duran ve adını sonradan soruşturma kapsamında öğrendiğim Yücel Güleç isimli şahıs, ‘yaklaşık 30 dakika yemeğin hazırlanması sürer' dedi. Biz de ailemle birlikte işletme çalışanlarının agresif tavırlarından, hem üst kata çıkarmamaları hem de süreyle ilgili farklılık belirttikleri için işletmeden çıkmak istedik ve ailemle birlikte kimseye bir şey demeden çıktık. Yayla merkezinde bulunan ve ismini sonradan öğrendiğim Güleç Izgaraya yaklaşık 30-40 metre uzaklıkta bulunan başka bir ızgara salonuna olan işletmenin önüne geçtik. Oranın ve diğer dükkanların boş olması sebebi ile ayrıca jandarmanın Güleç Izgarayı önermesi nedeniyle tekrar Güleç Izgarada yemek yemeye karar verdik. Güleç Izgara isimli işletmenin önünde eşim hariç diğer aile fertleri bekledi. Biz eşimle işletmeye girdik ve yaklaşık 2 dakika önce önerdikleri yuvarlak masaya oturmak istedik. Bu kez de orada çalışan bir görevli bize sipariş verip vermediğimizi sordu. Ben de şimdi vereceğimizi söyledim. Bunun üzerine çalışan da bana 1 saat beklememiz gerektiğini söyledi. Ben de bunun üzerine neden 1 saat az önce 20-30 dakika demiştiniz. 3 dakikada ne olduğunu sordum. Garson da bana yeni bir sipariş aldıklarını söyledi. Ben de işletme çalışanlarının tavrının tutarsız ve insanlarla dalga geçer şekilde olduğunu düşündüğüm için ‘buranın bir yetkilisi yok mu? Konuşmak istiyorum' dedim ve kasada duran Yücel Güleç isimli şahsın yanına geçtim” açıklamalarında bulundu. "Sen neden ikide bir dükkana girip çıkıyorsun?" Savcı Mücahit Şamil Koca ifadesinde, kolluk güçlerinden aldığı tavsiye üzerine kendisinin savcı olduğunu söylediğini, işyerindekilerin kendisine agresif tavırlar sergilediğini öne sürerek, “Bu kez kolluktan tavsiye aldığım için kendisine ben Ünye Cumhuriyet Savcısıyım. Kolluktan burayı önerdiler. Sizin yaptığınız ayıp değil mi? Dedim. Kendisi direkt olarak agresif bir tavır sergileyerek ‘Sen neden şimdi kimliğini söylüyorsun ki? Ben de 28 yıllık bir şeyim' dedi ama şu an hatırlamıyorum. Sesimizin yükseldiğini duyan diğer işletme çalışanları gelince az önce bana süre söyleyen çalışanları gördüm ve Yücel Güleç isimli şahsa çalışanları göstererek, ‘bu 20 dakika, bu 1 saat, sen de 30 dakika dedin' diyerek dalga mi geçiyorsunuz dedim. O da bana 'sen niye ikide bir dükkana girip çıkıyorsun' dedi. Ben de müşteriyim tabii ki girip çıkarım dedim. Bunun üzerine şu an hatırlamadığım orada duran bir çalışan agresif tavırlarla el kol hareketi yaparak 'sen ne diyorsun?' şeklinde hitaplarda bulundu. Ben ve eşim işletme çalışanlarının tavrından rahatsız olarak işletmenin dışına çıktık. Bu esnada önlüğünden yine işletme çalışanı olduğunu düşündüğüm ve ismini sonradan öğrendiğim Erkan Güleç isimli şahsı gördüm ve ona da yine ‘bu nasıl rezillik insanlarla siz dalga mı geçiyorsunuz. Hepiniz ayrı saatler söylüyorsunuz' diye serzenişte bulunurken üzerime yürüdü. Onu orada bulunan çalışanlar ayırdı. Bu esnada yine ismini sonradan öğrendiğim Abdülsamet Arpacı isimli şahıs çok hızlı bir şekilde işletmenin içinden üzerime koştu ancak yine orada bulunan şahıslar ve çalışanlar onu da tuttular” dedi. "Sağ kulağıma yumruk yedim, 9,5 aylık kızım düştü ve yaralandı, kayınvalidemin kalçasında ağrı var" Ünye Cumhuriyet Savcısı Mücahit Şamil Koca, ifadesinin devamında şunları söyledi: “Ben ona odaklanmışken arkamdan sağ kulağıma bir yumruk yedim fakat kimin vurduğunu fark etmedim. O esnada orada bir kargaşa çıktı. Bu kargaşada kayınvalidem Selime K. ve kucağındaki 9,5 aylık kızım yere düştü. Sonrasında ise yine ismini sonradan öğrendiğim Ercan Güleç isimli şahıs da yine işletme içinden koşarak üzerime yürüdü ancak onu da tuttular. Daha sonrasında olay yerinden ayrıldık ve jandarmaya bilgi verdim. Olaylar sakinleştikten sonra olay esnasında çıkan kargaşa nedeniyle 9,5 aylık kızım başından yaralanmış olduğunu gördüm ve kayınvalidemin de kalçasında ağrı olduğunu öğrendim. Dosyaya konulmak amacıyla hem kendi kulağımın hem de kızımın yaralı fotoğraflarını tarafınıza vermek istiyorum. Benim olay ile ilgili bilgim ve görgüm bunlardan ibarettir. Ben daha önceden tanımadığım herhangi bir husumetim bulunmayan Güleç Izgara isimli işletme çalışanlarından Erkan Güleç, Ercan Güleç ve Abdülsamet Arpacı isimli şahısların üzerime yürümesi nedeni ile Yücel Güleç isimli şahıstan ise Cumhuriyet Savcısı olduğumu belirttiğim halde agresif tavırlar sergileyip olayı uzattığı ve diğer çalışanları tavırlarıyla tahrik ettiği için ve bu sebeple belirttiğim bu 4 şahıstan çıkan olaylar sonucu 9,5 aylık kızımın ve kayınvalidemin yaralanmalarına sebebiyet verdikleri için davacı ve şikayetçiyim.” Öte yandan, olayla ilgili adli mercilere sevk edilen 3 kişiden Erkan Güleç tutuklandı, Abdülsamed Arpacı hakkında konutu terk etmeme şeklinde adli kontrol kararı verildi, Ercan G. ise ifadesinin ardından Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından serbest bırakıldı.

İstanbul Adalet Sarayı saldırısında sanık: Kardeşim tüm bunları yaptı, biz sorumlu tutulduk Haber

İstanbul Adalet Sarayı saldırısında sanık: Kardeşim tüm bunları yaptı, biz sorumlu tutulduk

Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’nın C kapısı polis kontrol noktasına 6 Şubat 2024’de yapılan silahlı saldırıda öldürülerek etkisiz hale getirilen teröristlerden Pınar Birkoç’un ablası Necmiye Birkoç, saldırıdan sonra ilk kez hakim karşısına çıktı. İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Necmiye Birkoç ve avukatı hazır bulundu. "Sabah mahkemeye geldim. Bu benim en doğal hakkım değil mi? Katılmak istemem suç teşkil etmez’’ Duruşmada savunma yapan sanık Necmiye Birkoç, bir kişinin yalan beyanına bakılarak suçlandığını söyleyerek, ‘’Sabit işi olan, sabit adresi olan bir kişiyim. İBB’nin gençlik biriminin kurslarına gidiyordum. İşimden çıkıp kursa gidiyor, kurstan eve dönüyordum. Lehime olan hiçbir şeye bakılmamış ama aleyhime gelince bütün geçmişim önüme serilerek tutuklandım. 6 Şubat günü mahkemem vardı, 2 Şubat’ta hapishanede telefon görüşüm vardı, babamla konuştum. 6 Şubat’ta mahkemem olduğunu söyledim. 5 Şubat günü açık görüşümde ablam Necla ve arkadaşım görüşmeye geldi. Görüşmede dosyamla ilgili konuştuk daha çok, büyük ihtimalle tahliye olacaktım ve akşam çıkışta beni hapishaneden almaya geleceklerdi, onun üzerine sohbet ettik görüşmede. Siz beni çağırmamıştınız, ben katılmak için dilekçe vermiştim. Sabah mahkemeye geldim. Bu benim en doğal hakkım değil mi? Katılmak istemem suç teşkil etmez. Ablam Necla, mahkemeye benim SGK dökümümü ve ikametgahımı getirecekti. Öyle de oldu. Ben duruşma saatimi nezarethanede beklerken o sırada dışarıda olaylar olmuş, bitmiş. Duruşma sonrası nezarethaneye götürüldüm, sonrasında Savcı ile konuşana kadar olanlardan haberim yoktu’’ dedi. "Sırf kardeşiz diye onun yaptığından biz sorumlu tutulamayız’’ Savunmasında devam eden sanık Birkoç, ‘’Ablam Necla mahkeme günü geldi, evrakları verdi, mahkeme çıkışı da işe gidecekti. Tüm bunları kardeşim Pınar Birkoç yaptı. Bundan biz sorumlu tutulduk. Hakkımızda onca senaryolar çizildi, söylendi. Ben daha 2 aydır tutukluyum, tahliye olacağım bir dosyadan sizi rehin alıp kaçacakmışım. Buradakiler de bana yardım edecekmiş, Bu senaryoyu çocuğa söyleseniz bile inanmaz. Ben çok önemli birisi miyim? Çok devlet adamı birisi miyim? Böyle bir şey yapacak olsam buradan sağ mı çıkarım ben veya o senaryoyu kuran kişilerle birlikte? Bir kişinin yaptığından tüm ailem mi sorumludur? Evet, o gün burada olanlar çok kötü bir tesadüftü, bu kötü tesadüf için ablam ve ben ağırlaştırılmış müebbet ile yargılanıyoruz. Savcı bizi suçlamaya o kadar hazırdı ki o gün. Sırf kardeşiz diye onun yaptığından biz sorumlu tutulamayız. O zaman tüm aileyi tutuklayın, ağırlaştırılmış müebbetle yargılayın ya da şöyle yapın, acı çekmeyelim nasılsa ailecek suçlu görünüyoruz, bizi kurşuna dizin direkt ömür boyu hapishanede acı çekmektense kurşunla ölelim bir kere acı çekelim en azından’’ şeklinde konuştu. "Böyle bir şey yapacak olsam benim hal ve hareketlerimden anlardınız’’ Savunmasında olayla ne ilgisinin ne de alakasının olduğunu belirten sanık, ‘’O gün burada olmak bizim suçumuz değildi. O gün tüm gazeteler ve televizyonlar ablamla beni reklam ettiler. Yok mahkemeyi rehin alacaklardı, yok birlikte kaçacaklardı. Bu kadar kolay mı bu işler? Koskoca adliye içindeki jandarmalar, güvenlikler, polisler uyuyor mu da biz mahkemeyi rehin alıp kaçacakmışız. Böyle bir şey yapacak olsam benim hal ve hareketlerimden anlardınız. Bunları ne uğruna yapacaktım? Kaçmak için mi? Örgüt üyesi diye tutuklandım, hakkımdaki iddialar tamamen yalandır. Tek sorun Pınar’ın ablaları olmamız. En büyük adalet vicdan adaletidir. Tahliyemi istiyorum’’ ifadelerini kullandı. Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Dosyası ayrıldı Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Necmiye Birkoç’un tutukluluk halinin devamına karar verdi. Sanığın dosyasının ayrılarak yargılanmasına ayrılan dosya üzerinden devam edilmesine de hükmeden heyet, diğer sanıklar yönünden duruşmayı erteledi. Olayın geçmişi Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nın C kapısında bulunan polis kontrol noktasına 6 Şubat tarihinde silahlı terör saldırısı düzenlenmiş, polislerin karşılık vermesi üzerine çıkan çatışmada DHKP-C terör örgütü üyesi saldırganlar Emrah Yayla ve Pınar Birkoç öldürülerek etkisiz hale getirilmişti. Olayda 3’ü polis memuru 6 kişi yaralanırken, Dilfıraz Karataş isimli bir vatandaş ise hayatını kaybetmişti. Ölen teröristin, kız kardeşinin duruşmasına geldiği ortaya çıkmıştı Etkisiz hale getirilen terörist Pınar Birkoç’un ablası Necmiye Birkoç’un (31) olay günü, İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi’nde duruşmasının olduğu ortaya çıkmış, silahlı saldırı duruşmadan yaklaşık yarım saat kadar önce gerçekleşmiş, duruşma görüldüğü sırada tutuklu sanık Necmiye Birkoç ve ayrıca aralarında diğer bir kız kardeşi Necla Birkoç’un da olduğu birkaç kişinin izleyici olarak duruşma salonunda hazır bulunduğu belirlenmişti. Bir kısım görevlileri rehin almak amacında oldukları tespit edilmişti Örgütün yönetici kadrosu tarafından verilen talimat doğrultusunda teröristler Emrah Yayla ve Pınar Birkoç’un adliyeye silahlı bir şekilde girerek yanlarında getirdikleri malzemelerle daha önce duruşma bahanesiyle içeri giren ve eylem için hazır bekleyen Elif Ersoy, Diyar Ersoy, Necla Birkoç ve Ercan Güneş’in yardımıyla bir kısım görevlileri rehin almak amacında oldukları, yakalamamaları için sahte bomba görünümü verilmiş düzeneklerle içeriğinde bir takım hukuksuz talepler içeren manifestoyu okuyacakları, taleplerinin kabul görmemesi durumunda rehin aldıkları kamu görevlilerine sözde cezalandırma eylemi yapacakları da tespit edilmişti. Öte yandan Necmiye Birkoç ile Necla Birkoç’un da arasında bulunduğu kişilerin polis ekipleri tarafından duruşma sırasında ifadelerinin alınması için gözaltına alındığı da öğrenilmişti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.