TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Cumhuriyet Kadınları Derneği

İLKHABER-Gazetesi - Cumhuriyet Kadınları Derneği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cumhuriyet Kadınları Derneği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Cumhuriyet Kadınları Derneği,  kadına yönelik şiddetle mücadelede medyanın rolünü değerlendirdi Haber

Cumhuriyet Kadınları Derneği, kadına yönelik şiddetle mücadelede medyanın rolünü değerlendirdi

Cumhuriyet Kadınları Derneği, kadına yönelik şiddetle mücadelede medyanın sorumluluğunu ele almak üzere 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyanın Sorumluluğu' çalışması başlattı. Seyhan ve Çukurova şubelerinin İnönü Parkı'nda düzenlediği basın açıklamasında, Cumhuriyet Kadınları Derneği Çukurova Şube Başkanı Banu Karahan, medyada kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın sıradanlaştırılmasına tepki gösterdi. Karahan, televizyon dizileri ve programlarda kadınların olumsuz rollerde sunulmasına karşı çıkarken, medyanın daha sorumlu ve topluma fayda sağlayan yayınlar yapması gerektiğini vurguladı. Cumhuriyet Kadınları Derneği Çukurova Şube Başkanı Banu Karahan, “Medya, kadına yönelik şiddet içeren ve ayrımcılığa dayalı yayınlarla doludur. Televizyon dizilerinde ve öğleden sonra kuşağı programlarında “kadın” daha çok hangi karakterlerde karşımıza çıkmaktadır? Dedikoducu, şiddet gören, dolap çeviren, mutsuz, söz hakkı olmayan, cinselliğini kullanan, aldatan, aldatılan, ezik, saygı görmeyen, yalancı, savurgan, sadakatsiz,eğitimsiz, iş görmeyen, üretmeyen, çalışmayan” diye ifade etti. “Kadın ve ailenin toplumsal yaşamımızın da sahte biçimlerde sunulduğu bir medya kuşatmasıyla karşı karşıyayız” Banu Karahan, “Aile yapıları da çoğunlukla bu “kadın” tiplerinin yaşadığı ortamlara uygun örneklenmektedir: Sevginin ve iletişimin olmadığı; şiddetin yaşandığı; gizli işlerin çevrildiği; kaynağı belirsiz gelirlere, sınırsız giderlere sahip; mafyaya, yasadışı işlere bulaşmış aileler…  Kadının da, ailenin de, toplumsal yaşamımızın da sahte biçimlerde sunulduğu bir medya kuşatmasıyla karşı karşıyayız. Reytingi artırmanın yolunu bu yöntemde bulan medya kuruluşları, bu türde dizi ve programların halk tarafından beğenildiğini ve talep edildiğini savunmaktadır” şeklinde konuştu. “Kültürel kodlarımızı aşındıran, ahlaki yozlaşmaya zemin hazırlayan yayınlar istemiyoruz” Karahan, “Toplumu etkileme ve dönüştürme gücü malum olan medyamızda; kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığı sıradanlaştıran, kültürel kodlarımızı aşındıran, ahlaki yozlaşmaya zemin hazırlayan yayınlar istemiyoruz” dedi. “Medyadan; Onurlu, çalışkan, fedakâr kadınlarımızın ayrımcılığa karşı başı dik yayınlar istiyoruz” Banu Karahan basın açıklamasından medyadan beklentilerini şu şekilde ifade etti: “Medyadan; Onurlu, çalışkan, fedakâr kadınlarımızın ayrımcılığa karşı başı dik mücadelesini destekleyen, kadınlarımızın üreterek, çalışarak toplumda var olma arzusunu işleyen, millî kültürümüzün beslenerek genç kuşaklara doğru yaygınlaştırılmasını gözeten yayınlar istiyoruz.”

ÇEDES uygulamasına tepki gösteren Cumhuriyet Kadınlarından imza kampanyası başlattı Haber

ÇEDES uygulamasına tepki gösteren Cumhuriyet Kadınlarından imza kampanyası başlattı

Bayram BULUT ADANA (İLKHABER)-Atatürk Parkı içerisinde bir araya gelen Cumhuriyet Kadınları Derneği üyeleri ilk olarak basın açıklaması yaptı. Cumhuriyet Kadınları Derneği Seyhan Şube Başkanı Avukat Nesrin Kılıçay burada yaptığı açıklamada Milli Eğitim Bakanlığına çağrı yaparak sözlerine başladı.  Üç konuda uyarı ve önerilerinin bulunduğuna dikkat çeken Kılıçay, “2023-2024 eğitim öğretim yılında Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin’e, öncelikli gördüğümüz üç konuda uyarılarda bulunmak ve önerilerimizi iletmek istiyoruz.   İzmir’deki okullara imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticilerinin “manevi danışman” olarak görevlendirileceği haberi üzerine gündeme gelen ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) projesi MEB, DİB ve GSB ortaklığında hazırlanmış ve geçen yıl imam hatip okullarında ve bazı ortaokullarda uygulanmıştır. Bu eğitim öğretim yılında ise 81 ilde tüm okullar kapsama alınmıştır” dedi. ÇEDES Projesi hakkında bilgiler veren Kılıçay, “ÇEDES, MEB’in kendi sorumluluğunda olan milli eğitimi Diyanet İşleri Başkanlığı ile ortak yürüterek eğitimi dinselleştirme projesidir. MEB’in önceki yıllarda, dini vakıflarla benzer uygulamalar yaptığı hatıralardadır. ÇEDES’ in koordinasyonunu MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü yapmaktadır. Proje, okulların yanı sıra, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı gençlik merkezleri, okuma salonları, genç ofisleri ve camilerde uygulanmaktadır. Kültür şenlikleri dahi Diyanet Gençlik Merkezlerinin ev sahipliğinde, il/ilçe müftülüklerinin eşgüdümünde düzenlenecektir. ÇEDES projesinde,“manevi danışman” adıyla okullarda görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı, Kur'an kursu hocaları tarafından öğrencilere "değerler eğitimi" verilecektir. “Değerler eğitimi”nin amacı insana ve doğaya saygılı, paylaşmayı bilen, hoşgörülü, dürüst, duygudaşlık yeteneği yüksek, çalışmayı, üretmeyi seven, milletine bağlı bireyler yetiştirmek değil midir? “Değerler eğitimi”nden amaç, evrensel ve milli değerlerimizi yetişen yeni nesle kazandırmak değil midir? “Değerler eğitimi” ne zaman din eğitimi olmuştur da bunları öğretmek din görevlilerine düşmüştür? Cumhuriyet kültürümüzün manevi kazanımlarını pekiştirecek olanlar “manevi danışman” diye görevlendirilen imamlar, vaizler, Kur’an kursu hocaları mıdır?” diye konuştu.  ÇEDES açıkça, ilkokul-lise arası 19 milyonu aşkın öğrencinin eğitimini dinselleştirme projesi olduğunu öne süren Kılıçay, “Öğrencinin veli onayıyla ÇEDES faaliyetlerine alınacağı belirtilse de bunun işleyişte geçerliliği yoktur. Çünkü okul müdürleri ÇEDES’i veli ve öğrencilere tanıtmak ve ÇEDES’e katılımı teşvik etmekle görevlendirilmiştir. Dolayısıyla veliler, çocuklarının ayrımcılığa uğramasından, hatta mimlenmesinden çekinerek onay vermek zorunda kalabileceklerdir. Burada açıkça kamusal dayatma vardır. Bugün ülkemizin içinden geçtiği zorluklar ve iç ve dış tehditler göz önüne alındığında Öğrenci Andı’nın okullarda okutulması zorunluluk derecesinde önem kazanmıştır. Özgürlüğümüzün, güçlü ve bağımsız bir devlet olmamızın birinci şartı Cumhuriyetine sahip çıkan Atatürk milliyetçisi gençler yetiştirmektir. Bizi bu hedeften uzaklaştıran küresel neoliberalizme karşı milli eğitim seferberliği başlatmalı ve Cumhuriyet kültürümüzü yeniden ayağa dikmeliyiz. Çocuklarımıza başı dik olarak “Ne mutlu Türk’üm diyene” diyebilmenin özgürlüğünü vermeliyiz.  Derneğimiz Milli Eğitim Bakanı Sayın Tekin’e milletimiz adına bir çağrıda bulunmaktadır. Sayın Bakan, göreve başladığınızda eğitimde toplumsal seferberlik ilan etmek gerektiğini söylediniz. Sizi, ilk uygulama olarak, 2023-2024 eğitim öğretim yılından itibaren tüm ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında her hafta başı ilk derse girmeden ve bütün resmi okul törenlerinde Öğrenci Andı’nın okutulması için yeni bir düzenleme yapmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.  Açıklamanın ardından Cumhuriyet Kadınları Derneği tarafından kurulan stant da imza kampanyası başlatıldı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.