SON DAKİKA
Hava Durumu

#Cumhuriyet Kadınları Derneği

İLKHABER-Gazetesi - Cumhuriyet Kadınları Derneği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cumhuriyet Kadınları Derneği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kadınların çalışma hayatının  önündeki engeller kaldırılmalı Haber

Kadınların çalışma hayatının önündeki engeller kaldırılmalı

Cumhuriyet Kadınları Derneği Seyhan ve Çukurova Şubeleri ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ nedeniyle açıklama yaptı.Cumhuriyet Kadınları adına yapılan açıklamayı Cumhuriyet Kadınları Derneği Seyhan Şube Başkanı Avukat Hatice Nesrin Kılıçay ve Çukurova Şube Başkanı Banu Karahan ile birlikte yaptı. Başkan Hatice Nesrin Kılıçay, üretmeyi, emeği ve geleceği doğuştan temsil eden bütün kadınların Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlayarak sözlerine başladı. Kadınların ağır çalışma şartlarına dikkat çeken Kılıçay, “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü”, emekçi kadının ağır çalışma şartlarına ve kadının toplumsal yaşamda birçok haktan mahrum tutulmasına karşı 20. Yüzyılın başlarında, Avrupa’da düzenlenen büyük mitinglerle ortaya çıkmıştır. İlkhaber Gazetesi'nden Bayram BULUT'un haberine göre; Aradan geçen bir asrı aşkın süre içinde kadınların, hukuki hakları ve toplumdaki yerleri bakımından önemli kazanımlar elde ettikleri yadsınamaz bir gerçektir. Hele Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün önderliğinde birbiri ardından çıkarılan devrim kanunlarıyla Türk kadınının önünü açan gelişmeler, dünyaya örnek olmuştur” dedi. Kadınların yasalar önünde erkekle eşit olması, kadın erkek eşitliğinin toplumsal yaşama geçirilmesinde tek başına yeterli olmadığını vurgulayan Kılıçay, “Günümüzde kadının, kadın olduğu için toplum yaşamında ayrımcılığa uğradığı bir gerçektir. Bu ayrımcılık en başta kadının üretici güçler içinde erkekle eşit düzeyde yer alamaması ile kendini göstermektedir.  Emekçi kadınlarımızı konuştuğumuz bu günde sorunlarımızı alt alta sıralarsak;  kadının çalışma hayatına katılmasının önündeki engeller ortadan kaldırılamamıştır. Eğitim ve meslek edinmede kadın hala erkekten geridedir. Okula gönderilmeyen kız çocuklarımız vardır; ilkokuldan sonra eve çekilen, meslek edinmesi ve çalışması engellenen pek çok kızımız vardır” diye konuştu. Kadınların üretim ve istihdamda erkeğe göre yarı oranında yer bulabildiğini belirten Kılıçay, “Serbest piyasa ekonomisinin gereği olarak işgücü piyasası, işe alırken, doğum yapan, bebek büyüten ve ailesiyle ilgilenen kadına yönelik ayrımcılık yapmaktadır. Kadın emeği hak ettiği değeri bulamamaktadır; çok defa bu emeğin ücret karşılığı yoktur, emekliliği yoktur. Sendikasız veya kayıt dışı çalışan kadın, aynı işte çalışan erkeğe göre daha az ücret almaktadır. Olağandışı ekonomik veya toplumsal zorluklar baş gösterdiğinde en önce ve en çok kadın emekçiler işlerinden edilmektedir. Halkımız bugün yoksullukla boğuşmakta, kadın yoksulluğu da kat be kat artmaktadır. Emek dünyasıyla ilgili sorunları dışında kadınlar, tarihsel kadın erkek eşitsizliğinin en acı sosyolojik sonucu olan kadına yönelik şiddet sorunuyla da yüz yüzedir” şeklinde konuştu. Çukurova Şube Başkanı Banu Karahan ise kadınların kadınlar gününü kutladı. Kadınlar için çözümün yeni düzende olduğunu dile getiren Karahan, “Emekçi kadınlarımızın sorunları nasıl aşılacaktır? Yanıt basittir!  İşçiyi, emekçiyi sömüren, kadınlarımızı dönüp bir daha sömüren bu düzen yerine; milli üretimden, halk demokrasisinden, refahı adilce paylaşmaktan, eşitlikten, kardeşlikten yana yeni bir düzen kurmak için mücadele ederek. Biliyoruz ki kadın sorunları ancak üretenlerin iktidarında, gerçek demokrasiyle yönetilen, kamucu, devrimci, tam bağımsız, güçlü bir Türkiye’de kesin şekilde çözüme kavuşacak” ifadelerini kullandı. Karahan sözlerini şöyle tamamladı; “Bir toplum kadınları kadar mutlu olabilir. Kadının hakları yeniyorsa o toplum mutlu değildir. Bu nedenle kadın mücadelesi esasen toplumun mücadelesidir. Toplum olarak ilerlenecek ve zafere ulaşılacaktır. Kadın hakları mücadelesi adı altında kadınla aileyi karşı karşıya getiren feminist akımlar ise küresel neoliberal sistemdeki görevleri gereği aileyi, toplumu, milli devleti yıkıma uğratmaya çalışıyorlar. Bu feministler için insanın güçlü bir aileden alacağı değerlerin yaşamda bir önemi yoktur.   Hepinizi mutlu bir gelecek için göreve davet ediyoruz! Tüm kadınları yeni düzenin inşasında görev almaya, ülkemiz ve kadınlarımız için Cumhuriyet Kadınları Derneği çatısı altında örgütlenmeye çağırıyoruz.”

Cumhuriyet Kadınları Derneği,  kadına yönelik şiddetle mücadelede medyanın rolünü değerlendirdi Haber

Cumhuriyet Kadınları Derneği, kadına yönelik şiddetle mücadelede medyanın rolünü değerlendirdi

Cumhuriyet Kadınları Derneği, kadına yönelik şiddetle mücadelede medyanın sorumluluğunu ele almak üzere 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyanın Sorumluluğu' çalışması başlattı. Seyhan ve Çukurova şubelerinin İnönü Parkı'nda düzenlediği basın açıklamasında, Cumhuriyet Kadınları Derneği Çukurova Şube Başkanı Banu Karahan, medyada kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın sıradanlaştırılmasına tepki gösterdi. Karahan, televizyon dizileri ve programlarda kadınların olumsuz rollerde sunulmasına karşı çıkarken, medyanın daha sorumlu ve topluma fayda sağlayan yayınlar yapması gerektiğini vurguladı. Cumhuriyet Kadınları Derneği Çukurova Şube Başkanı Banu Karahan, “Medya, kadına yönelik şiddet içeren ve ayrımcılığa dayalı yayınlarla doludur. Televizyon dizilerinde ve öğleden sonra kuşağı programlarında “kadın” daha çok hangi karakterlerde karşımıza çıkmaktadır? Dedikoducu, şiddet gören, dolap çeviren, mutsuz, söz hakkı olmayan, cinselliğini kullanan, aldatan, aldatılan, ezik, saygı görmeyen, yalancı, savurgan, sadakatsiz,eğitimsiz, iş görmeyen, üretmeyen, çalışmayan” diye ifade etti. “Kadın ve ailenin toplumsal yaşamımızın da sahte biçimlerde sunulduğu bir medya kuşatmasıyla karşı karşıyayız” Banu Karahan, “Aile yapıları da çoğunlukla bu “kadın” tiplerinin yaşadığı ortamlara uygun örneklenmektedir: Sevginin ve iletişimin olmadığı; şiddetin yaşandığı; gizli işlerin çevrildiği; kaynağı belirsiz gelirlere, sınırsız giderlere sahip; mafyaya, yasadışı işlere bulaşmış aileler…  Kadının da, ailenin de, toplumsal yaşamımızın da sahte biçimlerde sunulduğu bir medya kuşatmasıyla karşı karşıyayız. Reytingi artırmanın yolunu bu yöntemde bulan medya kuruluşları, bu türde dizi ve programların halk tarafından beğenildiğini ve talep edildiğini savunmaktadır” şeklinde konuştu. “Kültürel kodlarımızı aşındıran, ahlaki yozlaşmaya zemin hazırlayan yayınlar istemiyoruz” Karahan, “Toplumu etkileme ve dönüştürme gücü malum olan medyamızda; kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığı sıradanlaştıran, kültürel kodlarımızı aşındıran, ahlaki yozlaşmaya zemin hazırlayan yayınlar istemiyoruz” dedi. “Medyadan; Onurlu, çalışkan, fedakâr kadınlarımızın ayrımcılığa karşı başı dik yayınlar istiyoruz” Banu Karahan basın açıklamasından medyadan beklentilerini şu şekilde ifade etti: “Medyadan; Onurlu, çalışkan, fedakâr kadınlarımızın ayrımcılığa karşı başı dik mücadelesini destekleyen, kadınlarımızın üreterek, çalışarak toplumda var olma arzusunu işleyen, millî kültürümüzün beslenerek genç kuşaklara doğru yaygınlaştırılmasını gözeten yayınlar istiyoruz.”

ÇEDES uygulamasına tepki gösteren Cumhuriyet Kadınlarından imza kampanyası başlattı Haber

ÇEDES uygulamasına tepki gösteren Cumhuriyet Kadınlarından imza kampanyası başlattı

Bayram BULUT ADANA (İLKHABER)-Atatürk Parkı içerisinde bir araya gelen Cumhuriyet Kadınları Derneği üyeleri ilk olarak basın açıklaması yaptı. Cumhuriyet Kadınları Derneği Seyhan Şube Başkanı Avukat Nesrin Kılıçay burada yaptığı açıklamada Milli Eğitim Bakanlığına çağrı yaparak sözlerine başladı.  Üç konuda uyarı ve önerilerinin bulunduğuna dikkat çeken Kılıçay, “2023-2024 eğitim öğretim yılında Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin’e, öncelikli gördüğümüz üç konuda uyarılarda bulunmak ve önerilerimizi iletmek istiyoruz.   İzmir’deki okullara imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticilerinin “manevi danışman” olarak görevlendirileceği haberi üzerine gündeme gelen ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) projesi MEB, DİB ve GSB ortaklığında hazırlanmış ve geçen yıl imam hatip okullarında ve bazı ortaokullarda uygulanmıştır. Bu eğitim öğretim yılında ise 81 ilde tüm okullar kapsama alınmıştır” dedi. ÇEDES Projesi hakkında bilgiler veren Kılıçay, “ÇEDES, MEB’in kendi sorumluluğunda olan milli eğitimi Diyanet İşleri Başkanlığı ile ortak yürüterek eğitimi dinselleştirme projesidir. MEB’in önceki yıllarda, dini vakıflarla benzer uygulamalar yaptığı hatıralardadır. ÇEDES’ in koordinasyonunu MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü yapmaktadır. Proje, okulların yanı sıra, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı gençlik merkezleri, okuma salonları, genç ofisleri ve camilerde uygulanmaktadır. Kültür şenlikleri dahi Diyanet Gençlik Merkezlerinin ev sahipliğinde, il/ilçe müftülüklerinin eşgüdümünde düzenlenecektir. ÇEDES projesinde,“manevi danışman” adıyla okullarda görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı, Kur'an kursu hocaları tarafından öğrencilere "değerler eğitimi" verilecektir. “Değerler eğitimi”nin amacı insana ve doğaya saygılı, paylaşmayı bilen, hoşgörülü, dürüst, duygudaşlık yeteneği yüksek, çalışmayı, üretmeyi seven, milletine bağlı bireyler yetiştirmek değil midir? “Değerler eğitimi”nden amaç, evrensel ve milli değerlerimizi yetişen yeni nesle kazandırmak değil midir? “Değerler eğitimi” ne zaman din eğitimi olmuştur da bunları öğretmek din görevlilerine düşmüştür? Cumhuriyet kültürümüzün manevi kazanımlarını pekiştirecek olanlar “manevi danışman” diye görevlendirilen imamlar, vaizler, Kur’an kursu hocaları mıdır?” diye konuştu.  ÇEDES açıkça, ilkokul-lise arası 19 milyonu aşkın öğrencinin eğitimini dinselleştirme projesi olduğunu öne süren Kılıçay, “Öğrencinin veli onayıyla ÇEDES faaliyetlerine alınacağı belirtilse de bunun işleyişte geçerliliği yoktur. Çünkü okul müdürleri ÇEDES’i veli ve öğrencilere tanıtmak ve ÇEDES’e katılımı teşvik etmekle görevlendirilmiştir. Dolayısıyla veliler, çocuklarının ayrımcılığa uğramasından, hatta mimlenmesinden çekinerek onay vermek zorunda kalabileceklerdir. Burada açıkça kamusal dayatma vardır. Bugün ülkemizin içinden geçtiği zorluklar ve iç ve dış tehditler göz önüne alındığında Öğrenci Andı’nın okullarda okutulması zorunluluk derecesinde önem kazanmıştır. Özgürlüğümüzün, güçlü ve bağımsız bir devlet olmamızın birinci şartı Cumhuriyetine sahip çıkan Atatürk milliyetçisi gençler yetiştirmektir. Bizi bu hedeften uzaklaştıran küresel neoliberalizme karşı milli eğitim seferberliği başlatmalı ve Cumhuriyet kültürümüzü yeniden ayağa dikmeliyiz. Çocuklarımıza başı dik olarak “Ne mutlu Türk’üm diyene” diyebilmenin özgürlüğünü vermeliyiz.  Derneğimiz Milli Eğitim Bakanı Sayın Tekin’e milletimiz adına bir çağrıda bulunmaktadır. Sayın Bakan, göreve başladığınızda eğitimde toplumsal seferberlik ilan etmek gerektiğini söylediniz. Sizi, ilk uygulama olarak, 2023-2024 eğitim öğretim yılından itibaren tüm ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında her hafta başı ilk derse girmeden ve bütün resmi okul törenlerinde Öğrenci Andı’nın okutulması için yeni bir düzenleme yapmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.  Açıklamanın ardından Cumhuriyet Kadınları Derneği tarafından kurulan stant da imza kampanyası başlatıldı.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İLKHABER-Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.