TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz

İLKHABER-Gazetesi - Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yılmaz: Türkiye Yüzyılı, KKTC’nin yüzyıl'ıdır Haber

Yılmaz: Türkiye Yüzyılı, KKTC’nin yüzyıl'ıdır

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile düzenlediği basın toplantısında, “Amacımız KKTC’nin ekonomik ve sosyal kalkınmasına destek olmaktır. Halkın refah seviyesinin artmasına katkıda bulunmaktır. Daha rekabetçi, katma değeri daha yüksek bir ekonominin oluşumunu desteklemektir” dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Lefkoşa temasları çerçevesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanlığında düzenlenen toplantıda konuşan Yılmaz, KKTC’nin elektrik meselesini kapsamlı bir şekilde ele aldıklarını kaydederek, Cumhurbaşkanlığı öncülüğünde hükümet yetkilileri ve muhalefetin katılımıyla konunun “siyaset üstü” olarak değerlendirilmesinden duyduğu memnuniyeti ifade etti. Daha önce Başbakan ile başlattıkları ve her iki ülkeden kurumların katkı koydukları çalışmaların sonuçlarını dinleme şansı da bulduklarını belirten Yılmaz, kısa, orta ve uzun vadede yapılacakların bir eylem planı çerçevesinde masaya yatırıldığını söyledi. Ellerindeki tüm teknik ve mali imkanlarla Kıbrıs Türkü’nün yanında olduklarını ifade eden Yılmaz, ülkenin enerji alanındaki sıkıntıları gidermek amacıyla 2022 yılından bugüne yaklaşık 12 milyon euro tutarında sözleşme imzalandığına dikkat çekti. KKTC’nin elektrik tüketim talebindeki artışa yönelik EÜAŞ'dan 125 megawatt kapasiteli 5 mobil treyler elektrik santralinin KKTC’de tesis edilmesi kararlaştırıldığını hatırlatan Yılmaz, bu santrallerden 4’ünün hali hazırda kurulup işletildiğini, 5’incisinin ise taşıma sürecinde olduğunu, bu hafta sonu devreye girebileceği dile getirdi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, toplantıda ifade edilen ilave ihtiyaçların da karşılanmasına yönelik hazır olduklarını, bu güç artışı işlemleri için bugüne kadar 5.26 milyon euro’luk çalışma yapıldığını, EÜAŞ’ın yatırım tutarının 17.26 milyon euro olduğunu belirtti. “Türkiye Cumhuriyeti, tasada ve kıvançta Kıbrıs Türk halkıyla bir aradadır” Yılmaz, Türkiye Cumhuriyeti’nin her zaman, sevinçte, tasada ve kıvançta Kıbrıs Türk halkıyla bir arada olduğunu belirterek, “Hükümetlerimiz arasındaki ilişki, bu anlamda, çok verimli bir şekilde, devam etmektedir. Bazen yabancı kuruluşların yönlendirmesiyle, bu konuların bazen farklı yönlere çekilmesiyle ilişkilerimize zarar vermeye çalışanlar olduğunu da görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC halklarının bunlara itibar etmeyeceğine yürekten inanıyorum” şeklinde konuştu. Bugünkü toplantıda, üretim, tüketim ve dağıtım olmak üzere enerjinin bütünlük içerisinde ele alındığını kaydeden Yılmaz, çift yönlü bir kabloyla iki ülke arasında bir bağlantı kurulmasının tüm ada için bir imkan oluşturabileceğini söyleyerek, “Rasyonel olan, düşük maliyetli olan, teknik açıdan çok daha doğru olan Kıbrıs adasının bir bütün olarak Türkiye üzerinden, Avrupa’yla, dünyayla entegrasyonudur” dedi. Kablo ile elektriğe ilişkin çalışmaları takip ettiklerini kaydeden Yılmaz, projenin büyük ölçekli bir proje olduğu, bu nedenle sonuçlanmasının zaman alabileceğini belirtti ve bu konudaki kararlılıklarını vurguladı. Yılmaz, toplantıda, enerji verimliliğine de konuştuklarını söyleyerek, verimli enerji kullanımına dönük geliştirilebilecek yaklaşımlar üzerinde durulduğunu ifade etti. “Tatar, gerçeklere uygun bir siyasi duruş sergiliyor” Siyasi konulara da değinen ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın doğru, hakkaniyetli, adadaki gerçeklere uygun bir siyasi duruş sergilediğine dikkat çeken Yılmaz, Tatar’ın bu duruşuna Türkiye olarak tam destek verdiklerini kaydederek, “Yıllar yılı adadaki gerçeklere uymayan yaklaşımların bir çözüm üretmediğini hep birlikte gördük. Yıllarca denenmiş çözüm oluşturmamış yaklaşımların tekrar tekrar denenmesinin bir anlamının olmadığını da biliyoruz. Bir çözüm olacaksa bu adadaki iki devlet gerçeğini gören bir çözüm olmak durumunda. İki tarafın eşitliğini kabul eden bir yaklaşımın olması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Kim ne derse desin adada 50 yıldır var olan huzurun sebebinin Mutlu Barış Harekatı olduğunu söyleyen Yılmaz, “İyi ki o gün o müdahale yapılmış. Yapılmasaydı bugün nasıl bir tabloyla karşı karşıya olurduk?” diyerek, Ortadoğu’da yaşananlara işaret etti. Taşınmaz Mal Komisyonu’ndaki gelişmelerden de memnuniyet duyduklarını söyleyen Yılmaz, KKTC’nin bu konuda attığı adımları takdirle karşıladıklarını vurguladı ve uluslararası hukukta karşılığını bulacağına inanç belirtti. “Daha rekabetçi, bir ekonominin oluşumunu desteklemektir” İki ülke arasında imzalanan Ekonomi ve Mali İşbirliği Anlaşması’na değinen ve yeni paketin ilk kaynak aktarımının yapıldığını söyleyen Yılmaz, “Amacımız KKTC’nin ekonomik ve sosyal kalkınmasına destek olmaktır. Halkın refah seviyesinin artmasına katkıda bulunmaktır. Daha rekabetçi, katma değeri daha yüksek bir ekonominin oluşumunu desteklemektir” dedi. KKTC’nin birçok sektörde önemli mesafeler aldığını, gelecek dönemde daha da ileriye gideceğini kaydeden Yılmaz, özellikle teknolojik gelişim, dijitalleşme, yapay zeka gibi yeni açılımların izolasyonlara cevap oluşturacağını söyledi. Yılmaz, Türk devletleriyle ortak platformlarda buluşarak dünyaya olan kapılarını artırmaya devam edeceğini ifade etti. “Türkiye Yüzyılı, aynı zamanda KKTC’nin Yüzyılı'dır diyoruz” Türkiye’de açıklanan Orta Vadeli Plan’a (OVP) ilişkin de konuşan Yılmaz, “Aramızdaki ekonomik ilişkilerin düzeyini düşündüğümüzde bu OVP'nin Türkiye'nin istikrarının yanı sıra Kuzey Kıbrıs Türk ekonomisinin de istikrarına ciddi katkı sunacağını rahatlıkla ifade edebilirim. Kurların daha istikrarlı olduğu, enflasyonun düştüğü, risklerin azaldığı, öngörülebilirliğin arttığı, belirsizliklerin azaldığı bir ortamda istikrar içinde büyümeye devam edeceğiz. Türkiye Yüzyılı, aynı zamanda KKTC’nin Yüzyılı'dır diyoruz. Hep birlikte daha güçlü bir geleceği inşa edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Güncel Orta Vadeli Plan, 5 Eylül'de kamuoyuyla paylaşılacak Haber

Güncel Orta Vadeli Plan, 5 Eylül'de kamuoyuyla paylaşılacak

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TRT Haber'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. "Türkiye ekonomisi, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 2,5 büyüdü. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Yılmaz, Türkiye'nin Orta Vadeli Program'da öngördükleri gibi dengeli bir şekilde büyüdüğünü ifade etti. Bu büyümenin yarıdan fazlasının dış talep kaynaklı olduğuna dikkati çeken Yılmaz, bunun sevindirici olduğunun altını çizdi. Büyümeyi yorumlarken dünyadaki ve bölgedeki durumun da dikkate alınması gerektiğine işaret eden Yılmaz, şunları kaydetti: "Büyüme oranlarımız tarihsel ortalamaların bir miktar altında. Niye böyle? İki temel meselemiz var. Enflasyonu düşürmek için sıkı bir politika izliyoruz. Bunun şüphesiz etkileri var. Diğer taraftan dünya talebi, büyümesi de iyi değil maalesef. Özellikle temel pazarımız olan Avrupa'ya baktığınızda büyüme oranları çok düşük. 2023 yılında sadece 0,5 oranında büyüyebilmiş Avrupa. 2024'te 0,9 büyüme bekleniyor Avrupa'da. Dünya büyümesine baktığınızda yüzde 3'ler civarında. Dolayısıyla dünyanın tarihsel ortalamaların altında büyüdüğü bir dönemdeyiz. Buna ilave olarak bölgemizde jeopolitik gelişmeler, gerilimler maalesef son bir yılda artmış durumda." Bu ortam içinde Türkiye'nin tarihinin en büyük deprem afetini yaşadığını anımsatan Yılmaz, bu depreme rağmen ekonominin toparlandığını söyledi. "Bütün rakamlar OVP'de yer alacak" "Güncellenecek Orta Vadeli Programı ne zaman açıklayacaksınız?" sorusu üzerine Yılmaz, "Güncellenmiş OVP ile ilgili uzun bir süredir çalışıyoruz. Bir taraftan teknik çalışmalar yürütüyor kurumlarımız. Strateji ve Bütçe Başkanlığımız, Cumhurbaşkanlığımıza bağlı biliyorsunuz. Yoğun bir şekilde bu konuları çalışıyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı yine yoğun bir şekilde mesai sarf etti. Diğer ilgili tüm bakanlıklarımız çalıştılar." yanıtını verdi. Güncel OVP'yi hem teknik çalışmaların hem de istişarelerin sonucuna göre yenileyeceklerini dile getiren Yılmaz, ana çerçevenin enflasyonu düşürmek, depremin yaralarını sarmak, büyümeyi, istihdamı korumak, kalıcı sosyal refahı artırmak, vatandaşlara bütün bu çabaların sonuçlarını yansıtmak olduğunu vurguladı. Yılmaz, bu çerçevede üç temel güncellemenin söz konusu olduğunu belirterek, şunları dile getirdi: "Birincisi, makroekonomik değerler. Büyümeden tutun milli gelire, ihracattan turizme makro rakamlarımızı güncellemiş olacağız. Enflasyon rakamları yine bunun içinde. Diğer taraftan OVP, bütçenin temelini oluşturur. Meclisimize hükümetimizin göndereceği bütçe teklifinin temel çerçevesini de OVP şekillendirir. Temel büyüklükler burada ifade edilmiş ve toplumla paylaşılmış olacak. Bütçe büyüklüklerimiz, bütçe açığımızın ne olacağı, harcamalarımız, gelirlerimiz, bütün bu rakamlar OVP'de yer alacak. Üçüncü boyut ise yapısal reformlar. Yapısal reformlar konusunda geçen yıldan bugüne yaptıklarımız var, henüz yapılmayanlar var. Üzerinde çalıştığımız konular var. Burada geldiğimiz noktayı da yine istişarelerimizin sonuçları var, bunları da yansıtacağız." "İstihdam açısından olumlu bir durum yaşanıyor" Yılmaz, üç ayaklı stratejiyle hareket ettiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Para politikaları, maliye politikaları ve yapısal reformlar. Bunu yine güncel OVP'de göreceksiniz. Önümüzdeki Perşembe günü sabah saatlerinde bir planlama yapmış durumdayız. Tabii Sayın Cumhurbaşkanımızın bunu imzalaması ve Resmi Gazete'de yayımlanması gerekiyor. Bu süreci de takip ederek planımız, 5 Eylül Perşembe günü güncel OVP'yi toplumumuzla, kamuoyuyla paylaşmak. Ekonomi Koordinasyon Kurulu üyesi arkadaşlarımızla birlikte bu programımızın detaylarını kamuoyuyla paylaşmış olacağız. Öngörülebilirliği artırıcı bir şekilde, gerçekçi, tutarlı bir programı toplumumuzla ve ilgili kesimlerle paylaşmış olacağız." "Büyümenin kompozisyonunda gelecek dönemde hangi başlıklar öne çıkacak?" sorusu üzerine Yılmaz, yatırımın, üretimin, ihracatın payını artırmayı hedeflediklerini bildirdi. İstihdam açısından olumlu bir durumun yaşandığını vurgulayan Yılmaz, "Bölgesel olumsuzluklara, uyguladığımız fiyat istikrarına dönük sıkılaştırıcı politikalara rağmen istihdamımız artmaya devam ediyor. Bu yıl 1 milyonun üzerinde istihdam artışı bekliyoruz. Bu, çok kıymetli bir rakam." dedi. Yılmaz, ilan edilecek OVP'de en önemli unsurlardan birinin istihdamı korumak ve geliştirmek olduğunu vurguladı. "Türkiye'yi geleceğe emin bir şekilde hazırlıyoruz" "Büyümedeki dengelenme süreci orta ve uzun vadede Türkiye ekonomisine ne kazandıracak?" sorusu üzerine Yılmaz, "Çok daha istikrarlı bir ortamda sürdürülebilir büyüme hedefimize hizmet edecek." yanıtını verdi. Türkiye'nin son 20 yılda alt-orta gelir grubundan üst-orta gelir grubuna geçtiğini anlatan Yılmaz, şöyle konuştu: "Milli gelirimizdeki artışa baktığınızda son çeyrek verileriyle birlikte 1,1 trilyon doların üzerine çıkmış olduk. Güncel OVP'de göreceksiniz kur istikrarının da TL'deki değer kazancının da etkisiyle dolar bazında milli gelirimiz ve kişi başına milli gelirimiz oldukça yüksek seviyelerde ortaya çıktı. Bunu da toplumla paylaşacağız. Bu süreç çok kıymetli. Şu anda önümüzde kritik bir eşik var. Üst-orta gelir grubundan yüksek gelir grubuna geçiş. İşte biz, bu yaptığımız çalışmalarla bunun zeminini güçlendirmiş oluyoruz. Risklerimizi azaltıyoruz, temellerimizi kuvvetlendiriyoruz. Hem halkımızın refahını artırma hem de ülkemizin gücünü artırma anlamında Türkiye'yi geleceğe çok daha emin bir şekilde hazırlıyoruz." "Küresel ekonomik görünüme baktığımızda Türkiye, büyüme rakamları itibarıyla önde. Türkiye, neyi farklı yapıyor da bu küresel konjonktürde olumlu anlamda ayrışabiliyor diğer ülkelerden?" sorusu üzerine Yılmaz, "En önemli unsur siyasi istikrar ve güven. Türkiye, dünyanın bu zorlu döneminde siyasi istikrara ve güven ortamına sahip olduğu için olumlu ayrışan bir ülke." dedi. Enflasyonla mücadele Enflasyonla mücadelede geçiş döneminin ardından, haziran ayında dezenflasyon döneminin başladığını belirten Yılmaz, hem baz etkisi hem de program etkisiyle ağustosta enflasyon oranının yüzde 50'lere yakın bir seviyede çıkacağını tahmin ettiklerini söyledi. Eylül ayında ise enflasyonda yüzde 40'lı rakamların görüleceğini düşündüklerini dile getiren Yılmaz, "Gelecek yıl hedefimiz yüzde 20'lerin altını görmek, ondan sonraki yıl, yani 2026'da ise tek haneli rakamlarla ülkemizi yeniden buluşturmak. Bütün planımızı, programımızı buna göre yapmış durumdayız." diye konuştu. Koordineli şekilde, ekip ruhu içinde kararlı şekilde bu politikaları hayata geçirdiklerini anlatan Yılmaz, Orta Vadeli Program'da (OVP) güncellenecek enflasyon tahminlerinin perşembe günü kamuoyuyla paylaşılacağını bildirdi. "Yetkili kişilerden duymadıkları politikalara, kararlara itibar etmesinler" Ekonomi programına ilişkin yapılan dezenformasyonların büyük oranda sistematik olduğunu düşündüğünü belirten Yılmaz, programlarının başarılı şekilde yürüdüğünü gören muhalif grupların sistematik olarak bu programı ve yürütücülerini yıpratma çabasında olduklarını ancak toplumun bu tür yalanlara prim vermediğini söyledi. Spekülatif birtakım hadiseler, ekonomik veya siyasi birtakım hedeflerle toplumu yanıltma, farklı algılar oluşturma peşinde olunduğuna dikkati çeken Yılmaz, şöyle devam etti: "Maalesef bunların zaman zaman piyasalar üzerinde olumsuz etkilerini de görüyoruz. Tasarruf sahiplerine de zarar verici etkilerini görüyoruz. Bu çerçevede hukuki birtakım süreçler de zaman zaman tabii ki işlemek durumunda kalıyor. Bir taraftan bununla mücadele ediyoruz ama hazır fırsatını bulmuşken halkımıza da ben seslenmek istiyorum. Lütfen yetkili kişilerden duymadıkları politikalara, kararlara itibar etmesinler. İsim vermeden, kaynak göstermeden yapılan yorumlara, iddialara prim vermesinler. Yetkililer tarafından ifade edilen hususlara baksınlar." Yılmaz, ihracatın zorlu dünya koşullarına rağmen artmaya devam ettiğini, ithalatın ise azalma eğiliminde olduğunu belirterek, bu durumun dış dengeyi iyileştirdiğini, ticaret açığını azalttığını, dolayısıyla cari açığın da düşmesine katkı sağladığını kaydetti. "Cari açık bizim kalkınmamızda en kritik darboğazlardan biri" Hem mal hem de hizmet ticareti açısından programlarının üzerinde bir performans sergilediklerini vurgulayan Yılmaz, geçen yıl OVP'de bu yıl için cari açığın yüzde 3'ün biraz üzerinde tahmin edildiğini ancak son rakamların cari açığın yüzde 2'lerin altında gerçekleşeceğini gösterdiğini anlattı. Yılmaz, şöyle konuştu: "Cari açığınız azalınca döviz ihtiyacınız azalıyor, dış borçlanma ihtiyacınız azalıyor. Dolayısıyla döviz piyasaları üzerinde baskılar azalmış oluyor. Çok daha istikrarlı bir şekilde büyümenizi kendi kaynaklarınızla, kendi tasarruflarınızla sürdürme imkanına kavuşmuş oluyorsunuz. Daha rekabetçi bir ekonomik yapı oluşturmuş oluyorsunuz. Bu açıdan çok kıymetli. Cari açık bizim kalkınmamızda en kritik darboğazlardan biridir. Şu an geldiğimiz nokta çok iyi ama bunu daha kalıcı hale getirmemiz de çok önemli." Savunma sanayi sektörünün ihracatının geçen yıl 5,5 milyar dolar olarak gerçekleştiğini ve bu yılki hedefin 7 milyar dolara yakın olduğunu aktaran Yılmaz "Savunma sanayi sadece güvenliğimizi pekiştirmiyor. Güvenliğimize büyük katkılar sunuyor. Terörle mücadelemize, sınır ötesi hareketlerimize her türlü alanda çok ciddi katkıları var. Ama bunun ötesinde refahımızı da arttırıyor. Yaptığımız ihracatla katma değeri yüksek bir üretim ve ihracat yapısı oluşumuna da çok büyük katkı sunuyor." değerlendirmesinde bulundu. HİT 30 ve YTAK gibi programların etkisiyle, enerji, sağlık endüstrileri ve diğer birçok alanda yapılacak çalışmalarla cari açığı kalıcı şekilde aşağıya çekmeye devam edeceklerini dile getiren Yılmaz, cari açığı Türkiye'nin kalkınmasının önünde engel olmaktan çıkaracaklarını söyledi. Yılmaz, Merkez Bankasının geçen yıl mayıs-haziran aylarında 98,5 milyar dolara kadar gerileyen rezervlerinin bugün 150 milyar dolar civarında brüt rezerve ulaştığını anlatarak, Kur Korumalı Mevduat Hesabı'nın (KKM) geçen yıl ağustos ayında 3 trilyon 408 milyar lira ile en yüksek düzeyine ulaştığını ve 23 Ağustos itibarıyla ise 1 trilyon 619 milyar Türk lirasına gerilediğini kaydetti. Daha önce OVP tahminlerinde 2024 yılı için işsizlik oranını yüzde 10,3 olarak öngördüklerini hatırlatan Yılmaz, gelinen noktada bu tahminin çok daha altında bir seviyede olunduğunu ve bu yılın sonunda işsizlik oranının tek haneli rakamlarla kapanacağını öngördüklerini belirtti. "Kazananın daha çok katkıda bulunması temel ilkemiz" Harcamaların kontrol edilmesi ve gelir artırıcı tedbirlerin etkisiyle bütçe açığının yüzde 5'in altında olacağını dile getiren Yılmaz, bu konuda tam rakamın perşembe günü OVP ile kamuoyuyla paylaşılacağını kaydetti. Yılmaz, son vergi düzenlemesi paketinin, geniş kitlelere dönük olmadığını, aksine kazanandan daha fazla vergi almayı hedeflediğini ve vergi tabanını genişlettiğini, kayıt dışılığı engellemeye yönelik olduğunu vurgulayarak, "Her alanda kayıt dışılığı ne kadar azaltırsak o kadar gelişmiş bir ülke statüsüne kavuşuruz. O kadar adaletli bir yapı oluşturmuş oluruz. Aynı alanda çalışan, aynı işi yapan insanlardan birisi vergi verip birisi vermiyorsa takdir edersiniz ki bu hem adalet açısından hem rekabet açısından olumsuz bir durum. Dolayısıyla herkesin toplumun bu bütçesine katkıda bulunması, kazananın daha çok katkıda bulunması temel ilkemiz. Bu doğrultuda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı. Kıbrıs Türkü'nün her alanda yanında olduklarını ve bu desteğin devam edeceğinin altını çizen Yılmaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) uluslararası alanda daha farklı bir statüye kavuşacağına inandığını, üzerinden 50 yıl geçen Kıbrıs Barış Harekatı'nın ardından adada huzur ortamının sağlandığını ve bu durumun tüm dünya tarafından görülmesi gerektiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 50 yıldır sağlanan bu huzur ve güven ortamının Kıbrıs Türkü'nü çok farklı bir noktaya taşıdığını ancak alınması gereken daha çok mesafe olduğunu belirterek, 6-7 Eylül'de Kıbrıs'a gerçekleştireceği ziyarette sahada bazı projeleri görme ve muhataplarıyla görüşme imkanı bulacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Cezayir ülkemizin Afrika kıtasında en çok yatırım yaptığı ülkedir Haber

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Cezayir ülkemizin Afrika kıtasında en çok yatırım yaptığı ülkedir

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Cezayir ülkemizin Afrika kıtasında en çok yatırım yaptığı ülkedir. Doğrudan yatırımlar anlamında da 6 milyar dolar gibi ciddi bir hacme ulaşmış durumdayız." dedi. Yılmaz, Cezayir ziyareti kapsamında, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile birlikte, Dünya Türk İş Konseyi (DTİK) tarafından düzenlenen Türk İş Dünyası Buluşması programına katıldı. Burada konuşan Yılmaz, Cezayir'in, Türkiye ile üst düzeyde ilişkilere sahip ülkelerden biri olduğunu belirterek, Cezayir ile her alanda ilişkileri ilerletmeye büyük ve özel bir önem atfettiklerini söyledi. Yılmaz, Türkiye ve Cezayir arasındaki ilişkilerin ve yakın ortaklıkların, 2020 yılında ortaya konulan stratejik partnerlik vizyonunu daha da sağlamlaştırdığına işaret ederek, bu yakın ilişkide Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun arasındaki sıcak dostluğun önemli rol oynadığını ifade etti. "Cezayir ülkemizin Afrika kıtasında en çok yatırım yaptığı ülkedir" İki ülke arasındaki ticaret hacminin 2023 yılı sonunda bugüne kadarki en yüksek seviyeye ulaşarak 6,3 milyar dolar olarak gerçekleştiğini ve ticaret hacminin büyüme eğilimini sürdürdüğünü dile getiren Yılmaz, "Cumhurbaşkanlarımız 10 milyar dolar ticaret hacmi hedefini ortaya koymuşlardı. Yarıyı geçmiş durumdayız. İnanıyorum ki kısa süre içinde 10 milyar dolar ticaret hacmine de ulaşacağız." diye konuştu. Yılmaz, bu seneki Cezayir Uluslararası Fuarı'na Türkiye'den geniş bir katılım sergilendiğini belirterek, şöyle devam etti: "40'ın üzerinde firmamız ve kamu kurumlarından temsilcileri de sayarsak 50'nin üzerinde Türkiye'den katılım olacak bu yılki fuara. Cezayir içinde faaliyet gösteren şirketlerin de katılımını hesapladığımızda 80'in üzerinde kişi, firma ve kurumla temsil edilmiş olacağız." Yılmaz, bu fuarların iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin artmasını olumlu yönde etkileyeceğini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Cezayir ülkemizin Afrika kıtasında en çok yatırım yaptığı ülkedir. Doğrudan yatırımlar anlamında da 6 milyar dolar gibi ciddi bir hacme ulaşmış durumdayız. Türkiye'nin Cezayir'de petrol ve doğal gaz harici en çok yatırım yapan ve en çok istihdam sağlayan ülke olmasından da büyük bir mutluluk duyuyoruz. Müteahhitlik açısından baktığımızda yine çok önemli bir ilişkimiz söz konusu. Afrika'da en fazla müteahhitlik projesi üstlendiğimiz ikinci ülke, dünyada yedinci ülke konumunda Cezayir. Bugüne kadar 636 projeyi üstlenmiş firmalarımız, 21,3 milyar dolar gibi bir hacme erişmişiz. Cezayir'de firmalarımız toplu konut, demir yolu, kara yolu ve baraj projeleri gibi çok önemli projeleri hayata geçirmiş, tamamlamıştır. Önümüzdeki dönemde de Cezayir'deki projelerde firmalarımızın daha fazla yer almasını desteklemeye devam edeceğiz."

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hatay'daki deprem konutlarını inceledi Haber

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hatay'daki deprem konutlarını inceledi

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Son 2 yılda sadece, 2023-2024 yıllarında merkezi idareden deprem çalışmaları için ayırdığımız kaynak yaklaşık 2 trilyon Türk lirası, çok büyük kaynakları bu anlamda seferber etmiş durumdayız." dedi. Yılmaz, merkez Antakya ilçesi Gülderen Mahallesi'nde Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca (TOKİ) inşa edilen deprem konutlarında incelemelerde bulunarak örnek daireyi gezdi. Daha sonra açıklamalarda bulunan Yılmaz, geniş bir heyetle Hatay'a geldiklerini ve yaklaşan Kurban Bayramı'nın sevincini Hataylılarla paylaşmak istediklerini söyledi. Bir taraftan da kentte koordinasyon toplantısı gerçekleştireceklerini ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu: "Deprem sonrası imar, inşa, ihya faaliyetleriyle ilgili neler yaptık, neler yapıyoruz, nerelerde eksikler var? Bunları tespit edip önümüzdeki günlerde yoğunlaşmamız gereken konuları hep birlikte tespit edeceğiz. Merkezi idareden arkadaşlarımız, yerel yönetimlerden belediye başkanlarımız, ilgili arkadaşlarımız hep birlikte bu konuları değerlendireceğiz. Bu vesileyle alan ziyaretleri de gerçekleştiriyoruz. Şu anda Gülderen Mahallesi'ndeyiz, burada geniş bir çalışma yürütüldü bugüne kadar, 2 bin 650 konutluk bir alandan bahsediyoruz. Önemli bir kısmı TOKİ tarafından gerçekleştiriliyor AFAD kaynaklarıyla, diğer taraftan Baykar şirketinin de yine burada hibe desteğiyle yapılan konutlarımız söz konusu. Bu konutlarımız çok önemli oranda ilerlemiş durumda, 1001 tanesinin kurası çekildi, geriye kalanlar da çok yakın zamanda tamamlanıp kuraları çekilmiş olacak." Konutları yapmakla olayın bitmediğine dikkati çeken Yılmaz, altyapı çalışmalarına da değinerek bütün bu planlamaları birlikte yaptıklarını söyledi. Yılmaz, bu alanda kalan eksikleri en kısa zamanda tamamlayacaklarını dile getirdi. - Deprem çalışmaları için yaklaşık 2 trilyon Türk lirası kaynak ayrıldı Çok büyük bir yükle karşı karşıya olduklarının altını çizen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarihimizin en büyük afetini yaşadık bu coğrafyada, dolayısıyla bu ağır yükü kamusuyla, özeliyle, sivil toplumuyla, merkeziyle, yereliyle, toplum olarak, 85 milyon olarak karşılamak durumundayız. Son 2 yılda sadece, 2023-2024 yıllarında merkezi idareden deprem çalışmaları için ayırdığımız kaynak yaklaşık 2 trilyon Türk lirası, çok büyük kaynakları bu anlamda seferber etmiş durumdayız. Yaptığımız tasarruf genelgelerinde de deprem bölgesini, deprem harcamalarını biliyorsunuz, hariç tuttuk. Bu konularda hiçbir şekilde bir taviz vermiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın gözetiminde, liderliğinde deprem bölgelerimizi bir an önce ihya etmek için her türlü gayreti sarf ediyoruz. Sadece Ankara'dan da bakmıyoruz, bakanlarımız, ilgili kurumlarımız sürekli sahadalar, sürekli çalışmaları izliyorlar, eksiklikleri görüp gideriyorlar." Yılmaz, bu anlamda çalışmalara emek veren tüm kurumlara, bakanlıklara, yerel yönetimlere teşekkür etti. - "Çok büyük ölçekli bir mesele ama el ele bu sorunu aşıyoruz" Deprem sonrası bölgede yapılan çalışmaların önemine vurgu yapan Yılmaz, şu ifadeleri kullandı: "En gelişmiş' dediğimiz ülkelerin bile altından kalkmasının çok kolay olmadığı bir mesele. Türkiye Cumhuriyeti çok şükür güçlü yapısıyla, siyasi istikrarıyla, güçlü bütçesiyle bu yükün altından kalkıyor. Bu sene sonu itibarıyla büyük oranda bir gelişme sağlamış olacağız, konutlarda gelecek sene sonuna doğru aşağı yukarı hak sahiplerine ihtiyaçlarını dağıtmış olacağız. Bunları yaparken de koordinasyon içinde çalışmak çok önemli, birinin yaptığını diğerinin bozmaması çok önemli. Bu konuların koordinasyon içinde yürütülmesi için bakanlarımızla geçtiğimiz yıl toplantılar yapmıştık, bir mekanizma kurmuş durumdayız Ankara'da, ilgili tüm bakanlıklarımız haftada bir, 10 günde bir toplanıp çalışmaları gözden geçiriyorlar. Bir çalışma bittiğinde diğer çalışmanın gecikmemesi için her türlü gayret sarf ediliyor. Çok büyük bir alan, çok sayıda şantiye, 110 bin civarında çalışan olan bir deprem çalışmasından bahsediyoruz. Çok büyük ölçekli bir mesele ama Türkiye Cumhuriyeti, devlet, millet olarak el ele bu sorunu aşıyoruz." Bir daha böyle afetlerin yaşanmamasını temenni eden Yılmaz, afette yaşamını yitirenlere bir kez daha rahmet dileğinde bulundu. Geride kalanlara sabır dileyen Yılmaz, "En ağır şekilde bu sorunu yaşayan Hatay başta olmak üzere bütün deprem bölgelerini, inşallah eskisinden de daha güçlü, sağlıklı, dirençli bir hale getirmeye kararlıyız, konutlarıyla, altyapılarıyla, ekonomik, sosyal hayatıyla bu 3 temel başlık altında bölgelerimizi ihya, inşa etmeye devam edeceğiz." diye konuştu. Yılmaz, Hataylıların ve tüm depremzedelerin Kurban Bayramı'nı tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Çocuklarımızın yeteneklerini erken yaşlarda tespit etmeliyiz Haber

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Çocuklarımızın yeteneklerini erken yaşlarda tespit etmeliyiz

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Gölbaşı’ndaki Mogan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Uygulama Oteli’nde “Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi” tanıtım toplantısına katıldı. Yılmaz, yaptığı konuşmada mesleki eğitim konusunun geçmişte ideolojik yaklaşımlara hapsedilerek dar bir çerçeveye sıkıştırıldığını ve bu yaklaşımla ülkenin vakit kaybettiğini aktardı. Yılmaz, artık mesleki ve teknik eğitim konusunun uluslararası standartlara göre yetenek-istihdam odaklı ve kapsayıcı büyüme ekseninde ele alındığını, hükümetin önceliklerinden birinin istihdamda arz talep dengesinin temin edilmesi olduğunu aktardı. Tüm eğitim kademelerinde eğitimin içerik ve yöntemlerinin iş gücü piyasasıyla örtüştürülmesinin önemine değinen Yılmaz, mesleki eğitim alırken teorik eğitimle yetinilmemesi, aynı zamanda uygulama becerisi kazandırılması gerektiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde bir süredir mesleki eğitim çerçevesinin çalışma hayatının tüm paydaşlarıyla gözden geçirildiğini, Orta Vadeli Program ve 12. Kalkınma Planı hazırlıkları esnasında bu konunun sıkça dile getirildiğini anlatan Yılmaz, 12. Kalkınma Planı'nda eğitimin tüm kademelerinde dijital ve yeşil dönüşüme uyumlu müfredatın güncellenmesi, çalışma koşullarının mesleki eğitimi özendirici şekilde geliştirilmesi ve gerekli becerilerin mesleki eğitim ve yükseköğretim aracılığıyla işgücüne kazandırılması gibi konuların öne çıktığını belirtti. "Hep birlikte bunun üzerinde çalışıyoruz" "Nüfusumuz hızla yaşlanırken çocuklarımızın yeteneklerinin erken yaşlarda tespit edilmesi ve doğru metotlarla çalışma hayatına hazırlanmaları çok kıymetli" diyen Yılmaz, özel sektör temsilcilerinin kalifiye personel ihtiyaçlarını bir sorun olarak ilettiğini ifade etti. Bir taraftan işsizlikten yakınılırken, insanların daha fazla istihdam imkanlarına kavuşması gerektiğini söylediklerini belirten Yılmaz, “Diğer taraftan iş dünyamız özellikle de üretken alanlarda, tarım, sanayi gibi alanlarda, çeşitli üretken hizmetlerde iş gücü açığından bahsediyor. Dolayısıyla bugün burada yaptığımız tartışmalar aslında çok çok kıymetli. Bu iş gücü açığının kapatılması bir taraftan işsizliğin düşmesi, diğer taraftan da özel sektörde verimliliğin, rekabet gücünün, üretim kapasitesinin artması bakımından çok kıymetli. Hep birlikte bunun üzerinde çalışıyoruz” diye konuştu. Dijital dönüşümün etkileri göz önünde bulundurularak insan kaynağının sahip olduğu yeteneklerin geleceğin mesleklerine uyumlu hale getirilmesini hedeflediklerini belirten Yılmaz, "Kalkınmanın sürdürülebilirliği ve çevresel sürdürülebilirlik için daha da önemli hale gelen yeşil dönüşüm de yine mesleki eğitimin hayati konularından bir tanesi” dedi. Orta Vadeli Program'da yükseköğretim ve mesleki teknik eğitimde özel sektör odaklı dönüşümü ortaya koyduklarını dile getiren Yılmaz, "İkiz dönüşüm dediğimiz yeşil ve dijital dönüşüm kapsamında ihtiyaç duyulan mesleklerde becerilerin doğru biçimde belirlenmesine ve mesleki eğitimi ekonomimizin, kalkınmamızın ihtiyaçlarına göre yapılandırmaya önem veriyoruz. Bu çerçevede özel sektör çatı kuruluşlarının da bulunduğu Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu çalışmalarımız kapsamında mesleki eğitimi özel bir gündem haline getirdik. Mesleki ve teknik eğitim kurumlarıyla, organize sanayi bölgeleri arasında işbirliği yapılmasını öngörüyoruz. Mesleki ve teknik eğitim kurumlarıyla sanayi ve ticaret odaları ve organize sanayi bölgesi yönetimleri başta olmak üzere özel sektör kurumlarıyla eşleştirme yapılmasını yine destekliyoruz ve mesleki eğitim alanında sektörel kümelenmeler sağlanmasını öncelikli hale getirmiş durumdayız. İş başı eğitim programı ve mesleki eğitim kurslarının kamu-özel sektör işbirliğini öne çıkaran ortak eylemlerinde mutabık kalmış durumdayız” şeklinde konuştu. "Somut kazanımlar elde etmeyi amaçlıyoruz" Mayıs ayında Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi koordinesinde bir Mesleki Eğitim ve İstihdam (MEİS) Çalışma Grubu kurduklarını hatırlatan Yılmaz, "Bunu daimi bir çalışma grubu olarak oluşturduk. Dolayısıyla bu politika belgesinin ve diğer mesleki eğitime ilişkin hususların hayata geçirilmesinde bu çalışma grubundan sürekli bir geri bildirim almayı ve sistemi iyileştirmeyi öngörüyoruz. Yapısal reform gündemimiz doğrultusunda özel sektörle her daim işbirliği ve eş güdüm halinde somut kazanımlar elde etmeyi amaçlıyoruz" ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, meslek sahibi olmanın sadece bir unvan almak değil, aynı zamanda bir yaşam tarzına sahip olmak olduğunu, Ahilik geleneğini modern mesleki eğitimle birleştirerek iş ahlakı, ekip çalışması, problem çözme ve liderlik gibi konularda örnek bir mesleki eğitim yapısına kavuşacaklarına inandığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Yapay zeka çalışma hayatını derinden etkileyecek Haber

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Yapay zeka çalışma hayatını derinden etkileyecek

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Yapay Zeka Politikaları Derneği tarafından düzenlenen ‘Al Tomorrow Summit 2024’ programına katıldı. Ankara’da bir otelde gerçekleşen programla yapay zeka konusundaki korku ve kaygıların ortadan kaldırılması amaçlandı. Programın açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, her yeni gün yapay zeka uygulamaları açısından çığır açan gelişmelere tanıklık ettiklerini ve bu gelişmelerin tarihteki hiçbir değişimle karşılaştırılamayacak kadar hızlı bir şekilde gerçekleştiğini ifade etti. “Yapay zeka çalışma hayatını derinden etkileyecek” Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından yapılan bir araştırmaya göre dünya genelindeki işlerin yaklaşık yüzde 40'ının yapay zekadan etkileneceğini dile getiren Yılmaz, “Bazı işler belki kaybedilecek ama bundan daha fazla iş oluşturulmuş olacak. Belki bundan da önemlisi yaptığımız mevcut işler de dönüşmüş olacak. Aynı işleri yapmaya devam edeceğiz belki ama çok farklı şekillerde bu işleri yapmış olacağız. Dolayısıyla çalışma hayatını da derinden etkileyecek bir gelişmeyle karşı karşıya olduğumuzu ifade etmek isterim” değerlendirmesinde bulundu. “Dijital Türkiye hedeflerimiz doğrultusunda yapay zeka ekosistemimizi geliştiriyoruz” Yılmaz, yapay zekanın potansiyelinden en iyi şekilde yararlanmak ve bu alandaki riskleri minimize etmek için devletlerin sağlam yapay zeka politikalarına sahip olması gerektiğini vurgulayarak, “Yapay zeka alanında bir taraftan fırsatlardan yararlanırken, bu fırsatları değerlendirirken diğer taraftan da birçok açıdan oluşturduğu tehditleri ve riskleri de iyi yönetmemiz ve bunları da hep birlikte yönetmemiz gerekiyor. Yapay zeka gerçek zekayı ikame etmemeli, onunla birlikte anlam ifade etmeli. Yapay zekayı da üreten bir gerçek zeka var. Bu dönüşümde Türkiye olarak pay sahibi olmak için Milli Teknoloji Hamlemiz ve Dijital Türkiye hedeflerimiz doğrultusunda yapay zekâ ekosistemimizi geliştiriyoruz” şeklinde konuştu. “Yapay zeka alanında 71 adet yeni ön lisans ve lisans programı açılacak” Yılmaz, Türkiye’de 40’dan fazla yapay zeka odaklı yüksek lisans ve doktora programı ile 30’un üzerinde üniversitede ileri analitik, yapay zeka ve robotik araştırma merkezleri bulunduğu bilgisini aktararak, “Bu gerçekten gurur verici ama giderek daha da gelişecek. Belki de bu alanda uzmanlaşmış üniversitemiz de olacak. Tabii ki bunu da hedeflemek durumundayız. Önümüzdeki dönemde yapay zeka alanında 71 adet yeni ön lisans ve lisans programının açılması planlanıyor. Ayrıca alana özgü meslek standartları ile beceri haritaları da çıkarılmakta. Genç neslin çığır açan teknolojilere uyumu bizim için büyük önem arz ediyor. Bu bağlamda Milli Eğitim Bakanlığı her kademede eğitim müfredatını yapay zekâ konularını da kapsayacak şekilde güncelledi ve 81 ilde atölyeler açılmaya devam ediyor” şeklinde konuştu. “Yapay zeka ile kamuda tasarrufu daha etkin bir şekilde yapacağız” Türkiye’de orman yangınlarıyla mücadele, ekin alanlarının analizi, gümrük risk analizleri, KOBİ danışmanlığı, savunma sanayii, sağlık destek hizmetleri gibi alanlarda ileri analitik ve yapay zeka uygulamalarının kamuda aktif olarak kullanıldığını ifade eden Yılmaz, şu ifadelere yer verdi: “Bazı kamu kurumlarında yapay zeka odaklı iş birimleri kurulmaya başlanmış olup, bu alan kamu yönetiminin bir parçası haline geliyor. Bunu hızla yaygınlaştırmamız lazım. Burada esas olan da üretkenlik ve verimlilik. Biliyorsunuz bir tasarruf ve verimlilik paketi açıklamıştık. Özellikle bu dönem sadece tasarruf paketi demedik, tasarruf ve verimlilik paketi dedik. İşin özü verimlilik. Birim kaynakla daha fazla sonuç üretmek. Bunu da yeni teknolojilerle çok daha etkin bir şekilde yapacağımıza inanıyorum. Bunu yaparken de sosyal adaleti ve dengeleri gözetmemiz ve bu teknolojilerin yeni eşitsizlikler üretmemesi çok önemli. Dolayısıyla bütün toplumsal süreçleri içine alan bir süreç tasarlamamız çok önemli." Çevresel boyutta da yapay zekanın önemine dikkat çeken Yılmaz, iklim değişikliği, su gibi temel kaynakların kullanımında, enerji üretiminde, sıfır karbon hedefine ulaşma gibi vizyonlarda yapay zekanın çok kritik roller oynayabileceğinin altını çizdi. “Yapay zeka altyapılarını geliştirmek için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızla yürütülen çeşitli çalışmalar var” Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Dijital Dönüşüm Ofisi'nin yoğun çalışmaları neticesinde 2021 yılında Dijital Avrupa Programı’na (DAP) katılım için başlayan müzakerelerin tamamlandığını ve Türkiye’nin programa katılım sağladığını hatırlatan Yılmaz, programdan daha çok faydalanmak için daha fazla yapay zeka projesi üretmeleri gerektiğinin altını çizdi. Yılmaz, “Yapay zeka çalışmaları için ihtiyaç duyulan teknik altyapıları geliştirmek de diğer bir önceliğimiz. Bu kapsamda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız koordinasyonunda yürütülen çeşitli çalışmalar var. Örneğin Türkiye için ulusal bir büyük dil modeli geliştirmek üzere bazı STK’lar, özel sektör firmalarının da desteğiyle ortak bir teknik altyapı oluşturmaya yönelik çalışmalar sürüyor” açıklamasında bulundu. “AB’nin Yapay Zeka Kanunu’na ülkemizde uyum sağlamak üzere bir mevzuat hazırlığı sürdürülüyor” Yapay zeka konusunda uluslararası arenada hem mevzuat geliştirmeye hem de teknik standart hazırlamaya yönelik yoğun çabalar yürütüldüğünü vurgulayan Yılmaz, “AB’nin yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesi açısından uyulması gereken risk yönetim mekanizmalarını tanımlayan Yapay Zeka Kanunu’na (AI Act) ülkemizde uyum sağlamak üzere bir mevzuat hazırlığı şu anda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Dijital Dönüşüm Ofisi koordinasyonunda sürdürülüyor” dedi. Konuşmaların ardından Yapay Zeka Politikaları Derneği tarafından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'a hediye takdim edildi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Güven ortamını ve finansal istikrarı sağlamak önceliğimiz Haber

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Güven ortamını ve finansal istikrarı sağlamak önceliğimiz

Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK), Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında toplandı. Toplantıya Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan katıldı. Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 1 Mart’ta yayımladıkları YOİKK Eylem Planı çerçevesinde yürütülen önemli çalışmalar ve yatırım ortamının iyileştirilmesi çalışmalarına uluslararası bir bakış açısı kazandırılmasını amaçlayan Yatırım Danışma Konseyi toplantısı hazırlıklarını ele alacaklarını ifade etti. Yılmaz, “Bununla birlikte eylem planı kapsamında eğitim ve istihdam boyutlarıyla ele aldığımız en önemli reform alanlarından biri olan mesleki eğitim ve istihdam politikaları konusu gündemimizde olacak. Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu olarak yatırım ortamı ile ilgili atılması gereken somut adımları, kamu kurumları ve iş dünyasından tüm paydaşlarımızla birlikte katılımcı şekilde ve kapsamlı bir yönetişim yaklaşımı benimseyerek belirledik” diye konuştu. Mart 2024’de kamuoyuna açıklanan YOİKK Eylem Planı'nda yer alan 57 eylemden 6’sının tamamlandığını, 2’sinin ise tamamlanmak üzere olduğunu aktaran Yılmaz, “Tamamlanan eylemlerimiz kapsamında Eylem Planı yayım tarihinden itibaren Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'na ilişkin değişiklik TBMM’ye sunulmuş ve kabul edilmiştir. İtiraz, istinaf ve temyiz kanun yollarına başvuru sürelerinin yeknesak hale getirilmesi ve bu sürelerin tebliğden itibaren başlamasına ilişkin düzenleme çalışması yapılmıştır. Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı ek kapasitelerin kurulabilmesine imkân sağlayacak kanuni değişiklik ihtiyacı TBMM’de kabul edilmiştir. Bireysel emeklilik fonlarının girişim sermayesi fonlarına yönlendirilmesi amacıyla düzenleme yapılmıştır. Uzun vadeli yatırım kredileriyle ilgili stratejik önceliklendirme çalışması tamamlanmıştır. Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri ile Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde uzaktan çalışma uygulaması devam ettirilmiştir. Ve 6 adet eylemi başarıyla gerçekleştirdik” ifadelerini kullandı. Yılmaz, YOİKK Eylem Planı'ndaki gelişmeleri ve atılacak adımları görüşerek, Orta Vadeli Program perspektifinde önemli yapısal reformları hayata geçirme iradesini bir kez daha ortaya koymuş olacaklarını aktardı. Yılmaz, toplantıda ele alınacak konuları ise şu şekilde sıraladı: “Özellikle özel sektörle yaptığım istişarelerde istihdam eksenli önemli bir ihtiyaç alanı olarak dile getirilen ve Orta Vadeli Program’da da yer alan öncelikli reform alanlarından biri olan mesleki teknik eğitimde özel sektör odaklı dönüşüm konusunu özel olarak ele alacağız. YOİKK’in kamu ve özel sektörü buluşturan avantajlarını kullanarak, iş gücü piyasasında ihtiyaç duyulan beceri ve yetkinlikleri geliştirmeye hep birlikte odaklanacağız. Bu kapsamda özellikle mesleki ve teknik eğitim ile yüksekokul mezunu gençlerimizin kendi alanlarında çalışmasını teşvik edecek mekanizmaların oluşturulması, mesleki ve teknik eğitimin öneminin tüm toplum kesimlerine ve ilkokuldan itibaren öğrencilerimize aşılanması amacıyla yürütülebilecek çalışmaları ele alacağız. Böylelikle ülkemizde ihtiyaç duyulan ikiz dönüşüm için gerekli nitelikte insan kaynağımızı en etkili şekilde yetiştirecek, ara eleman sorununu kamu ve özel sektörün birlikte hareket ettiği işbirliği imkanlarıyla çözecek, istihdamı ve verimliliğimizi artıracak, istihdam ve yatırım dostu bir yaklaşımla ekonomimizi büyüteceğiz.” Türkiye’ye gelen yatırımların nitelik ve nicelik olarak artmasını sağlayacak küresel ve bölgesel düzeyde yaşanan ekonomik dönüşümün uluslararası doğrudan yatırım trendlerinde görülen yansımalarıyla uyumlu olacak yeni bir yol haritasını paydaşlarıyla birlikte çalıştıklarına vurgu yapan Yılmaz, “Yatırım ortamının iyileştirilmesi çalışmalarına uluslararası bir bakış açısı kazandırılması amacıyla dünyanın önde gelen çokuluslu şirketlerinin üst düzey yöneticilerinin, uluslararası kuruluşların ve Türkiye’deki özel sektör çatı kuruluşlarının katılımıyla Yatırım Danışma Konseyi toplantısını bu yılın eylül ayında Cumhurbaşkanımız başkanlığında gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Daha önce pek çok farklı mecrada da ifade ettiğimiz üzere önümüzdeki dönemde önceliğimiz ülkemizde yatırımcıların öncelik verdiği güven ortamını sağlamak, finansal istikrarı pekiştirmek, sürdürülebilir büyüme ve istihdam artışını sağlamaktır. Kurul paydaşlarımızın bu vizyon doğrultusundaki gayreti ve özverili çalışmaları bizler açısından oldukça kıymetlidir” şeklinde konuştu. YOİKK Eylem Planı'nın ilerleyişini üç aylık periyodlarla paydaş kurumlarla bir araya gelerek yakından izleyeceklerini ifade eden Yılmaz, Eylem Planı Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu çalışmalarında emeği ve katkısı olan Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız başta olmak üzere kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcilerine teşekkürlerimi sunuyorum. YOİKK Eylem Planı kapsamında atılan ve atılacak adımların ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi. Toplantı sonrası yazılı açıklama yapılması bekleniyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.