SON DAKİKA

#Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

İLKHABER-Gazetesi - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Sivasspor’a destek: Normal doğum için mücadelemiz sürecek Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Sivasspor’a destek: Normal doğum için mücadelemiz sürecek

Trendyol Süper Lig'de geçtiğimiz hafta Fenerbahçe ile karşılaşan Sivasspor'un, sahaya “Doğal olan normal doğumdur” yazılı pankartla çıkması sosyal medyada tartışmalara yol açtı. Sağlık Bakanlığı’nın farkındalık kampanyasına destek amacı taşıyan pankart, bazı çevrelerce eleştirilirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem miting konuşmasında hem de sosyal medya paylaşımında pankarta sahip çıktı. "Doğal doğum için mücadelemiz sürecek" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: "Bir spor kulübümüz, Sağlık Bakanlığımızın yürüttüğü farkındalık kampanyasına destek için sahaya bir pankartla çıktı. Pankartta hakaret, eleştiri, hiç kimseye saygısızlık yoktu. Sadece ülkemizde giderek büyüyen bir sorunun çözümüne katkı sunma amacı vardı. Ama buna rağmen malum odaklar hemen harekete geçtiler. Son derece çirkin ifadelerle bir haftadır ortalığı velveleye verenlere şunu soruyorum: Bakanlığımızın normal doğumu teşvik etmesi, cerrahi müdahale yerine normal doğumu özendirmesi sizi niçin bu kadar rahatsız ediyor? Dünya ile karşılaştırılınca meselenin geldiği durum ortada. Nüfus artış hızımızın, doğurganlık oranımızın düştüğü seviye ortada. Bizleri 10 yıl, 20 yıl sonra bekleyen tehditler de apaçık ortada. Ne yapalım? Siz rahatsız oluyorsunuz diye bunlarla mücadele etmeyelim mi? Tedbir almayalım mı? Toplumu doğru yönlendirmeyelim mi? Bizim bu hezeyanlara, birilerinin ideolojik saplantılarına ayıracak vaktimiz yok. Bu konuyla ilgili tavizsiz duruşumuzu bundan sonra da muhafaza edeceğiz. Birileri karşı çıksa da biz ülkemiz ve milletimiz için en doğru olanı yapmayı sürdüreceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan aile ve nüfus vurgusu: “Bu, savaştan daha büyük bir tehdit” Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan aile ve nüfus vurgusu: “Bu, savaştan daha büyük bir tehdit”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Nüfusumuzu artırmak için bir dizi önlem aldık uygulamaya başladık ancak meselenin maddi teşviklerin ötesinde bir medeniyet tasavvuru olduğunu unutmamalıyız." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen KADEM 5. Olağan Genel Kurulu'nda konuştu.Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fıtraten kadın ve erkekten oluşan insanı ayrıştırarak birbirine rakip ve düşman yapma, birbiriyle çatıştırma zihniyeti bizim medeniyetimize ait değildir. (Nüfusun azalması) Bu, ülkemiz için savaştan çok daha önemli bir tehdittir. Batı'nın bile kurtulmak için yollar aradığı cinsiyetsizleştirme politikalarının ülkemizdeki savunuculuğunu muhalefet yapıyor." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Toplumun temeli olan aile kurumu, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tehdit ve tehlike altındadır. Ailenin, aile kurmanın, çocuk sahibi olmanın daha önce hiç olmadığı kadar örselendiği bir dönemin içindeyiz. Nüfusumuzu artırmak için bir dizi önlem aldık uygulamaya başladık ancak meselenin maddi teşviklerin ötesinde bir medeniyet tasavvuru olduğunu unutmamalıyız." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mesele sadece muhalefetin ihanetiyle sınırlı değil, Neoliberal kültürün özendirdiği hayat tarzının olumsuz etkileriyle de karşı karşıyayız." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "6284 Sayılı Kanun'un tavizsiz uygulanmasına verdiğimiz önemi bugün bir kere daha ifade ediyorum. Sözleşme değil, kanun yaşatır. Kadınların başörtüsüne, kılık kıyafetine, inancını kamusal alanda yaşama iradesine saygı duymayı öğreneceksiniz. İş dünyası, eğitim ve siyaset başta olmak üzere kadınların kazanımlarında herhangi bir geri gidişe izin vermeyiz, vermeyeceğiz." şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terörün yol açtığı acı ve gözyaşı herkesten fazla kadınların yüreklerini dağladı. Terörün olmadığı bir Türkiye'den de en büyük faydayı kadınlar görecektir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kültür sanat erbabımıza kimse ayar veremez! Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kültür sanat erbabımıza kimse ayar veremez!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’un tarihi mekânlarından Yedikule Hisarı’nda düzenlenen 3. Uluslararası Yeditepe Bienali’nin açılış programında önemli mesajlar verdi. Kültür ve sanatın evrensel diliyle Türkiye'nin birikimini dünyaya sunan etkinliğin açılışında konuşan Erdoğan, sanat üzerinden yürütülen kutuplaştırıcı söylemlere tepki gösterdi. Son dönemde sanatçılar, sporcular ve sosyal medya fenomenlerine yönelik baskılara değinen Cumhurbaşkanı, “Sanat dünyamızı ve sosyal medya fenomenlerini hedef alan zorbalıklar tahammül sınırlarını aşan korkunç boyutlara ulaştı. Uğruna ağır bedeller ödediğimiz özgürlüklerimizi kimse bu milletin elinden alamaz” diyerek, kültür sanat camiasına yönelik linç girişimlerine karşı duracaklarını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kültür, tarih ve medeniyetimizin şahikalarından İstanbul'umuzda böylesine önemli bir programın yapılmasını son derece kıymetli buluyorum. Türkiye'nin yanı sıra farklı kıtalardan, farklı ülkelerden, farklı şehirlerden bienalimize teşrif eden sanatçılarımızın her birine hoş geldiniz diyorum. Geleneksel sanatlarımızı tüm zarafetiyle, derinliğiyle, olanca birikimiyle bugünlere taşıyan 3. Yeditepe Bienali'nin düzenlenmesinde emeği geçen tüm kardeşlerime kalpten teşekkür ediyorum. Artık geleneksel hale gelen Yeditepe Bienali'miz iki ay boyunca 15 ülkeden 263 sanatçının 215 eserine ev sahipliği yapacak. Filistin, İspanya, Endonezya, İran, Irak, Suriye, Pakistan, Rusya, Fransa, Hollanda, Belçika, Özbekistan, Japonya ve Çin'den sanata gönül vermiş usta isimlerin eserleri üç farklı lokasyonda bir araya gelecek. Her biri kendine özgü motifler ve izler taşıyan bu eserler Yedikule Hisarı, Nuruosmaniye Camii Mahzeni ve Sirkeci Garı Ambarları'nda milletimizle buluşacak. Böylelikle kültür ve sanatın evrensel birikimi yerel üslup ve özellikleriyle birlikte İstanbul'da sergilenecek. Üç kıtanın kalbi, yaza doğru yol aldığımız bu bahar günlerinde farklı ülkelerden gelen eserlerle birlikte daha da renklenecek, inşallah daha da canlanacak. 3. Yeditepe Bienali'nin ülkemiz ve kültür sanat camiamız için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Birbirinden kıymetli eserleriyle bienale katkı veren tüm sanatçılarımıza, programı organize eden her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum. Bugün sadece bir kültür sanat etkinliğinin açılışını yapmıyoruz. Medeniyetimizin asırlara sari estetik anlayışını, sanat geleneğini, kültürel hafızasını yeniden yorumlamanın, tekrar gün yüzüne çıkarmanın gururunu da yaşıyoruz. Şunu büyük bir iftiharla ifade etmek istiyorum. Yeditepe Bienali bu coğrafyanın ruhunu taşıyan, klasik Türk sanatlarını günümüzün kültür ve sanat iklimiyle buluşturan çok değerli bir adımdır" ifadelerini kullandı. "Bizim sanat anlayışımızda kibir ve özellikle gösteriş asla yoktur" 3. Yeditepe Bienali'nin İstanbul'un farklı köşelerinde 2 ay boyunca devam edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu programa ilham veren kültür ve sanat hazineleri bizim kim olduğumuzun, nereden geldiğimizin, nasıl bir maziyi tevarüs ettiğimizin en güzel nişanelerinden biridir. Çünkü biz çini ile konuşan, hatla anlatan, ebru ile dua eden, tezhip ile sabrı resmeden bir milletiz. Bizim sanat anlayışımızda kibir ve özellikle de gösteriş asla yoktur. Bizim sanat felsefemizde Hakk'ın kusursuz eserlerinin izdüşümü, hakikat ışığının yansıması vardır. Bu akisler 3. Yeditepe Bienali'nde gözbebeğimiz İstanbul'un farklı köşelerinde 2 ay boyunca inşallah tekrar ihya edilecek, kültür ve sanat hazinemiz farklı veçheleriyle bir kez daha ortaya çıkacaktır. Bienal kapsamında üç farklı mekanda sergilenecek her bir eser, geçmişle bugün ve gelecek arasında kurulan bir köprü olacak, medeniyetimizin kapılarını ardına kadar açacaktır. Bu kapıdan geçen herkes sadece bir sanat eserine değil, bir hikayeye, bir bütüne, bir anlam dünyasına da adım atmış olacaktır. 3. Yeditepe Bienalimizin temasını 'Gölge varsa ışık da vardır' oluşturuyor. Esasında bu söz, bu iddia, zihnimizde bir yandan aydınlık, karanlık, kırılma gibi birbirinden farklı mefhumları çağrıştırırken diğer yandan çok önemli bir hakikate de işaret etmektedir. İşte o hakikat Nur Suresi'nin 35. ayetinde mahfuzdur. Allah, göklerin ve yerin nurudur. O nur ki; yeryüzünde canlı ve cansız tüm varlıkları, cümle tekevvünatı aydınlatır. Hakikatin sonsuz ışığı bizim yaşantımıza farklı kırılımlarla, farklı tonlarla, farklı açılarla düşer. Varlığımıza adeta hulul eder. Sanat eserleri de dahil yapıp ettiklerimiz, fikir ve eylemlerimiz, hayatı algılayış ve yaşayış biçimimiz işte o nurla teşekkül eder. Bizler fıtratımız gereği daima hakikatin, mutlak ve müteali olanın sonsuz güç ve iradenin kaynağının arayışı içinde oluruz. Burada hiç şüphe yok ki bir noktadan sonra da aklın da ötesine geçmemiz, sezgimizi yani muhayyilemizi mihrak kabul etmemiz gerekir. Muhayyileden, duyuşlardan, remiz ve yansımalardan hakikate doğru bir yolculuğa ancak bu şekilde çıkabiliriz" diye konuştu. "Yeditepe Bienali'ni Türkiye'nin kültürel birikimini evrensel bir sahneye taşıyan kıymetli bir platform olarak görüyoruz" Türkiye denince zihinlerde sadece siyasi sınırların canlanmadığını, bunun ötesinde geniş bir gönül ve kültür coğrafyası akıllara geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Üstat Necip Fazıl'ın 'Anladım işi, sanat Allah'ı aramakmış. Marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış' mısralarında ifade ettiği maveranın, ötelerin marifet ve hakikatin peşinden işte bu imanla koşarız. Bu bakımdan 'Gölge varsa ışık da vardır' sözü, umudu müjdeliyor, mücadeleyi salık veriyor, inanç ve gayreti telkin ediyor. Her gecenin bir sabahı olduğunu, aydınlığın ve inancın küfre mutlaka galip geleceğini işaret ediyor. Merhum Sezai Karakoç'un 'Geceyi onaran bir mimar vardır' dediği o mimarın hikmetine vasıl olmayı Rabbim hepinize, hepimize nasip eylesin diyorum. Yeditepe Bienali'ni Türkiye'nin kültürel birikimini evrensel bir sahneye taşıyan kıymetli bir platform olarak görüyoruz. Buradaki eserlerin hal dili, dünyaya 'Bizim de söyleyecek sözlerimiz var', 'Yüksek bir estetik anlayışımız', 'İnsanlığın hazinesine katacak eşsiz mücevherlerimiz var' diyor. Hat, tezhip, ebru, minyatür gibi kadim sanatlarımız bu bienal vesilesiyle ülkemizin marka değerine küresel çapta önemli bir katkı sağlıyor. Kültürel diplomasimize dinamizm kazandırıyor. Bugün Türkiye denince zihinlerde sadece siyasi sınırlarımız canlanmıyor. Bunun da ötesinde geniş bir gönül ve kültür coğrafyası akıllara geliyor. Resmi kurumlarımız, vakıflarımız, derneklerimiz ve daha niceleri gönül coğrafyamızdaki dost ve kardeşlerimizle olan muhabbetimizi günden güne pekiştiriyor. Yeditepe Bienali'ni Türkiye'nin kültürel birikimini evrensel bir sahneye taşıyan kıymetli bir platform olarak görüyoruz. Buradaki eserlerin hal dili, dünyaya 'Bizim de söyleyecek sözlerimiz var', 'Yüksek bir estetik anlayışımız', 'İnsanlığın hazinesine katacak eşsiz mücevherlerimiz var' diyor. Hat, tezhip, ebru, minyatür gibi kadim sanatlarımız bu bienal vesilesiyle ülkemizin marka değerine küresel çapta önemli bir katkı sağlıyor. Kültürel diplomasimize dinamizm kazandırıyor. Bugün Türkiye denince zihinlerde sadece siyasi sınırlarımız canlanmıyor. Bunun da ötesinde geniş bir gönül ve kültür coğrafyası akıllara geliyor. Resmi kurumlarımız, vakıflarımız, derneklerimiz ve daha niceleri gönül coğrafyamızdaki dost ve kardeşlerimizle olan muhabbetimizi günden güne pekiştiriyor" dedi. "Ecdadın emanetlerinin izini sürerek tarihi ve kültürel mirasımızı ihya ettik" Tarihi ve kültürel değerlerin ihya edildiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dilimizin, kültürümüzün, mefkuremizin, geleneksel sanatlarımızın, kısacası medeniyet değerlerimizin oturduğu zemin bu faaliyetler eliyle günbegün tahkim ediliyor. Biz de on yıllardır geri plana itilen ve ihmal edilen bu çalışmalara, göreve geldiğimiz ilk günden itibaren güçlü destekler sağladık. Balkanlar'dan Afrika'ya, Asya'dan Avrupa'ya, Hicaz'dan Kafkasya'ya hayata geçirdiğimiz birçok proje ve programla köklerimize sıkı sıkıya sahip çıkmaya özen gösterdik. Gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizle aramızda yeni köprüler kurduk. Ecdadın emanetlerinin izini sürerek tarihi ve kültürel mirasımızı ihya ettik. Türkiye'yi her alanda gıptayla takip edilen bir konuma getirmeyi başardık. Bundan sonra da inşallah bu şuurla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ecdattan devraldığımız her meziyeti, her güzelliği, her birikimi daha da güçlü bir şekilde geleceğe aktarmaya devam edeceğiz. Kendi değerlerimize sıkı sıkıya sahip çıkacak, onları yeniden yorumlayacak, gardırop modernlerinin yaptığı gibi kuru taklitçilikten uzak duracağız. Burada geçen yıl ebediyete uğurladığımız merhum Mehmet Doğan'ın şu sözlerini sizinle paylaşmak istiyorum: 'Batıcılık, Batı taklitçiliği Türkiye'yi yıkıma götürmüştür. Milletimiz 21. yüzyıla yeni bir medeniyet vasatında girmelidir. Var olabilmenin, taklitten kurtulup ilim ve teknikte üretici olmanın, zihinleri çağ dışı, gerçek dışı baskılardan korumanın yegane yolu budur.' Evet, kendisini bugün bir kez daha rahmetle andığımız Mehmet Doğan ağabeyin de dikkat çektiği üzere, taklit sadece aslını yüceltir. Hele hele kopyacılık, mukallidi çürütmekten başka hiçbir işe yaramaz. Türkiye, özellikle tek parti faşizmi döneminde buna maruz kalmış, Batıcı jakobenlerin elinde milletimizin kültür hazinesi ihmal edilmiş, tahkir edilmiş, daha vahimi, binlerce yıllık köklü miras reddedilmiştir. Ret politikaları ise merhum Tanpınar'ın ifadesiyle kültürel intihara varan, kültürel katliamla sonuçlanan felaketlere yol açmıştır. Gelenekle ve milletin değerleriyle kavgalı faşizan zihniyetin politikaları geride fikri, ilmi, akademik ve bilimsel açıdan büyük bir enkaz bırakmıştır. Oysa hepimiz biliyoruz ki geleneği olmayanın geleceği de olmaz. Kendi mazisine sırtını dönenin bugünü de yarını da karanlıktır. Biz işte bunun için her fırsatta kökü mazide olan bir atiyiz diyoruz. Eğitimden siyasete, kültür ve sanattan mimariye kadar her alanda maziden atiye uzanan sağlam köprüler kurmaya gayret ediyoruz. Millete, aziz milletimizin değerlerine, inancına, tarihine, kültürüne husumet besleyen tüm yaklaşımları elimizin tersiyle itiyoruz. Neoliberal kültürün dayattığı hayat tarzlarının dünyayı adeta istila ettiği bir dönemde asli kimliğimizi koruyarak istikbalimizi inşa etmeye çalışıyoruz. Her geçen gün kendimizi yeniden keşfediyor, medeniyetimizin kültür ve sanat mirasını yeni baştan gün ışığına çıkartıyor, bunları yeni nesillere aktarmanın samimi mücadelesini veriyoruz. Yeditepe Bienali'ni işte bu açıdan da fevkalade kıymetli bulduğumu bir kez daha ifade etmek istiyorum" şeklinde konuştu. "Sırf kendilerine destek vermedi diye sanatçılarımızı, sporcularımızı ve gençlerimizi adeta linç ettiler" CHP tarafından sanatçıların, sporcuların ve gençlerin adeta linç edildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sözlerimi tamamlamadan önce şu hususu da vurgulamak durumundayım. Geçtiğimiz haftalarda ana muhalefet partisinin de kışkırtmasıyla mahalle baskısını mumla aratan bir faşist dalgaya şahitlik ettik. Sanat dünyamızı ve sosyal medya fenomenlerini hedef alan zorbalıklar tahammül sınırlarını aşan korkunç boyutlara ulaştı. Yıllardır özgürlükten bahsedenler, sırf kendilerine destek vermedi diye sanatçılarımızı, sporcularımızı ve gençlerimizi adeta linç ettiler. Öyle ki bu dayatmalardan bunalan birçok isim sosyal medya hesabını kapatmak zorunda kaldı. Sanatçıları fişlediler, sporcuları fişlediler, yerli ve milli markaları fişlediler. Boykot bahanesiyle ülkenin ekonomisine zarar vermeye çalıştılar. Ecdadın emaneti tarihi camilerimize edepsizlik ettiler. Bu ülkede 1940'larda nasıl bir korku ikliminin hüküm sürdüğünü bizlere birkaç hafta içinde örnekleriyle tekrar hatırlattılar. Kültür sanat erbabımız başta olmak üzere milletime şunu tekrar söylüyorum. Uğruna ağır bedeller ödediğimiz özgürlüklerimizi kimse bu milletin elinden alamaz. Kimse bu ülkenin kültür sanat erbabına dayatmalarda bulunamaz. Kendini ülkenin yegane sahibi zanneden bir avuç zorbanın taşkınlıklarına eyvallah etmedik. Bundan sonra da etmeyeceğiz. Sesi çok çıkanlar, bağıranlar, çağıranlar, sözün şehvetine kapılıp sağa sola tehdit savuranlar, kazın ayağının hiç de öyle olmadığını göreceklerdir. Sanatçılarımız, sporcularımız ve gençlerimiz özellikle müsterih olsun. Ana muhalefetin hortlatmaya çalıştığı tek parti faşizmi tarihe karışmıştır. Eski Türkiye'nin kötü bir hatırası olarak da hep öyle kalacaktır. Darbenin, cuntanın, yasakların ve baskıların egemen olduğu o karanlık günleri geri getirmeye kimsenin gücü yetmez ve yetmeyecektir. Sözlerime bu düşüncelerle son verirken, Klasik Türk Sanatları Vakfı'mızı, Fatih Belediyemizi, kıymetli küratörlerimizi, sanatçılarımızın her birini tekrar tebrik ediyorum. Açılış törenimize iştirak eden siz değerli misafirlerimize bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. 3. Yeditepe Bienali'nin İstanbul'umuz, ülkemiz, milletimiz ve kültür sanat camiamız için hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun, kalın sağlıcakla" ifadelerine yer verdi.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Tek başımıza kalsak da Filistin’in yanında olacağız” Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Tek başımıza kalsak da Filistin’in yanında olacağız”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da gerçekleştirilen Filistin Dostu Parlamento Başkanları Toplantısı’nda dikkat çeken mesajlar verdi. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını insanlık suçu olarak niteleyen Erdoğan, uluslararası toplumun sessizliğini eleştirdi. Türkiye’nin Filistin halkının özgürlük mücadelesine desteğini sürdüreceğini belirten Erdoğan, “Tek başımıza da kalsak, Filistin davasını savunmaya devam edeceğiz. Gazze, Gazzelilerindir. Filistin, Filistinlilerindir” dedi. Filistin davasının sadece bir halkın değil, tüm insanlığın onur meselesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, Gazze’de yaşanan dram karşısında dünyanın büyük bir kısmının sessiz kaldığını belirtti. İsrail yönetiminin uluslararası hukuku hiçe saydığını dile getiren Erdoğan, “Netanyahu ve cinayet şebekesi er ya da geç yargılanacaktır” dedi. “İsrail, tam bir cinnet halinde” Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Ekim 2023’ten bu yana Filistinli sivillerin insanlık dışı saldırılara maruz kaldığını belirterek, “İsrail hükümeti çocuk, kadın, bebek, yaşlı demeden tam bir cinnet halinde Filistinli kardeşlerimizi katlediyor” dedi. Gazze’de yüzlerce doktor ve hemşirenin kurşunların hedefi olduğunu, bebeklerin ilaçsızlık ve susuzluk nedeniyle hayatlarını kaybettiğini söyledi. “Gazeteciler öldürülüyor, dünya seyrediyor” Basın mensuplarının da hedef alındığını ifade eden Erdoğan, “Sahadaki gerçekleri dünyaya aktarmak için çalışan 212 gazeteci infaz edildi. Kadın gazeteciler aileleriyle birlikte katlediliyor, ama uluslararası medya sessiz kalıyor” dedi. Erdoğan, Batılı devletlerin çifte standartlı tavırlarını da sert sözlerle eleştirdi. “İslam dünyası da gereken tepkiyi veremedi” İslam dünyasının da yeterli tepki göstermediğini vurgulayan Erdoğan, “İçim kan ağlayarak söylüyorum; İslam dünyası kendisinden bekleneni maalesef yerine getirememiştir. Filistinliler öldürülürken sesleri çıkmayanlar, şimdi Gazze halkının direnişine terör yaftası vurarak soykırımı meşrulaştırıyor” şeklinde konuştu. “Filistin direnişi, bir Kuvayı Milliye hareketidir” Filistin halkının bir asırdır direniş içinde olduğunu söyleyen Erdoğan, Filistin direniş hareketini Kuvayı Milliye’ye benzeterek, “Bu, bir özgürlük mücadelesidir. Hakkı haykırmaktan geri durmayacağız” dedi. İsrail halkına da çağrıda bulunan Erdoğan, kendi yönetimlerinin uyguladığı soykırıma ‘dur’ demeleri gerektiğini ifade etti. “İki devletli çözüm dışında bir yol yok” Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki devletli çözümün tek geçerli yol olduğunu yineleyerek, “1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kuruluncaya dek mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi. Gazze’ye yardımların süreceğini vurgulayan Erdoğan, İsrail’in yardımları engelleyerek bir halkı açlık ve susuzlukla yok etmeye çalıştığını söyledi. “Mescid-i Aksa kırmızı çizgimizdir” İsrail’in Kudüs’teki provokatif eylemlerine karşı da sert çıkan Erdoğan, “Mescid-i Aksa bizim kırmızı çizgimizdir ve ebediyete kadar da böyle kalacaktır” dedi. İsrail'in bölgedeki saldırgan politikalarının tüm Orta Doğu'yu tehdit ettiğini söyleyen Erdoğan, “O ateş, körükleyenleri de yakar” uyarısında bulundu.

Erdoğan: Su kaynaklarını korumak milli güvenlik meselesidir Haber

Erdoğan: Su kaynaklarını korumak milli güvenlik meselesidir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Su kaynaklarımızı tükenme sınırına gelmeden korumak, verimli kullanmak ve doğru yönetmek, ülkemiz için bir tercih değil, milli güvenlik meselesidir." dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin sulama amaçlı en büyük tüneli olan Silvan Tüneli'nde Kazı Başlangıç Töreni'ne canlı bağlantıyla katıldı. Erdoğan, vefatının 32'nci yıl dönümünde 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı rahmetle yad etti. Merhum Özal'ın ülkeye kazandırdığı eserler ve yaptığı hizmetlerle geride her zaman hayırla yad edilecek nadide bir miras bıraktığını ifade eden Erdoğan, Özal'ın, devrinin çok ötesinde politikalarla Türkiye'ye yeni bir ufuk çizmekle kalmadığını, milli iradenin yılmaz bir savunucusu olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özal'ın, Türkiye'nin dışa açılma sürecinde ekonomiden hak ve özgürlüklere birçok alanda attığı vizyoner adımlarla Türkiye'nin bugünlere gelmesinde önemli pay sahibi bir siyasetçi olarak ismini milletin kalbine yazdırdığını dile getirdi. Bugün son derece önemli ve tarihi nitelikte bir projenin ilk adımı vesilesiyle bir araya gelindiğini, suyun, hayatın, üretimin, medeniyetin, enerjinin menbaı olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Su yoksa bereket yoktur, yeşil yoktur, hayat yoktur. Daha önce petrol ve karbon yakıtlar için edilen kavgaların önümüzdeki dönemde su alanında yapılacağı görülüyor. Çünkü su, bu yüzyılın en stratejik ve en değerli kaynağıdır. Ancak son yüzyılda iklim değişikliği, kuraklık, artan nüfus ve kentleşmeyle birlikte su kaynakları üzerindeki baskılar da giderek artıyor." diye konuştu. Kuraklıklara, sellere, orman yangınlarına artık daha sık şahit olunmaya başlandığına dikkati çeken Erdoğan, son olarak geçen hafta ülkede birçok ili olumsuz etkileyen zirai don hadisesinin yaşandığını hatırlattı. Bilim insanlarının, gelecekte herkesi çok daha zor günlerin beklediğini söylediğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti: "Şu gerçeğin hepimiz gayet farkındayız. Türkiye su zengini bir ülke değildir. Tam aksine su stresi çeken bir ülkeyiz. Gerekli tedbirleri almaz, şimdiden harekete geçmezsek Allah muhafaza çok daha büyük sıkıntılarla karşılaşabiliriz. Su kaynaklarımızı tükenme sınırına gelmeden korumak, verimli kullanmak ve doğru yönetmek, ülkemiz için bir tercih değil, milli güvenlik meselesidir. Hükümet olarak su konusuna biz bu zaviyeden bakıyor, politikalarımızı da buna göre belirliyoruz." Erdoğan, son 23 yılda suyu verimli kullanmaya odaklanan politikalara ağırlık verdiklerini belirterek, su alanında toplam 3 trilyon 350 milyar liralık yatırım yapıp 10 bin 663 tesisi hizmete açtıklarını kaydetti. Cumhuriyet tarihinde yapılanların üç katı kadar baraj yaptıklarına işaret eden Erdoğan, bin 298 barajda 50 milyar metreküp su depolandığını, böylece depolanan su miktarının 184 milyar metreküpe çıkarıldığını söyledi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, bin 820 sulama tesisinin hizmete alındığını, sulamaya açılan yaklaşık 24 milyon dekar alan ile sulanan tarım alanının 72 milyon dekara ulaştığını ifade etti.Sulamaya açılan alanlardan yılda yaklaşık 250 milyar lira zirai gelir artışı sağlandığına dikkati çeken Erdoğan, yerli ve temiz enerji kaynağı olarak 631 hidroelektrik santralinin hizmete alındığını anımsattı. Erdoğan, "Bunlar sayesinde 45 milyar kilovatsaatlik üretim kapasitemizi 112 milyar kilovatsaate çıkardık. 81 ilimizin tamamının memba kalitesinde suya erişimi için 342 içme suyu ve 24 atık su tesisini tamamladık. Böylelikle 41 milyon vatandaşımıza yıllık 3,4 milyar metreküp içme ve kullanma suyu temin ettik." bilgisini paylaştı. "GAP 1,6 milyon kişinin istihdam edilmesine katkı sunacak" Güneydoğu Anadolu Projesi'nin (GAP), Cumhuriyet'in en güçlü kalkınma hamlesi olduğunu hatırlatan Erdoğan, GAP kapsamındaki projelerin hayata geçmesiyle Türk ekonomisinin şaha kalkacağını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sulama alanında yıllık 150 milyar lira, enerjide yıllık 77 milyar lira, içme suyu alanında yıllık 18 milyar lira kazanç sağlayacağız. GAP ayrıca toplam 1,6 milyon kişinin istihdam edilmesine katkı sunacak. GAP'ta 2002 yılına kadar yaklaşık 200 bin hektar arazi sulanırken hayata geçirdiğimiz projeler sayesinde sulanan alan, 674 bin hektara yükseldi. GAP eylem planında yer alan sulamaların yüzde 64'ünü gerçekleştirdik. Ilusu Profesör Doktor Veysel Eroğlu Barajı ve Hidroelektrik Santrali, Mardin-Ceylanpınar Anakanalı, Kralkızı-Dicle Anakanalı, Suruç Tüneli gibi devasa eserleri son 23 yılda hizmete verdik." GAP bünyesindeki bir diğer önemli projenin ise Silvan Projesi olduğuna işaret eden Erdoğan, bu projede Silvan Barajı'ndan alınacak suyun, Silvan ve Babakaya tünelleriyle 98 kilometre uzunluğundaki Cazibe Anakanalı'na aktarılacağını söyledi. İnşa edilecek sulama ve depolama tesisleriyle toplamda 2,3 milyon dekar alanın sulanacağının altını çizen Erdoğan, projede Silvan Barajı başta olmak üzere 8 baraj ve 23 sulama tesisiyle 31 eserin bulunduğunu, bunlardan Ambar, Kuruçay, Başlar ve Pamukçay barajlarının tamamlandığını aktardı.Erdoğan, Silvan, Bulaklıdere, Kıbrıs ve Karacalar barajlarında ise çalışmaların devam ettiğini anlattı. "Silvan Tüneli ülkemizin en büyük sulama tüneli olacak" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Silvan Projesi'nin bileşenleri bittiğinde bölgenin, ürün çeşitliliği ve verimin artmasıyla Çukurova'ya rakip olacağını vurguladı. Şu an proje sahasında kuru tarımın yapıldığını, ağırlıklı olarak buğday, arpa ve mercimek ekildiğini söyleyen Erdoğan, bölgenin sulamaya açılmasıyla hububat, pamuk, mısır, sebze, ayçiçeği gibi yeni mahsullerle ürün yelpazesinin genişleyeceğini ifade etti. Erdoğan, kuru tarıma göre ürün veriminde 2-3 kat artış yaşanacağını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplam 255 milyar liraya mal olacak Silvan Projesi'yle 2 milyon 350 bin dekar araziyi suyla buluşturacaklarını vurgulayarak, "Silvan Barajı ara depolamalarıyla sulama tesislerinin hayata geçirilmesi 305 bin kişiye iş imkanı ve ekonomiye yıllık 30 milyar lira katkı yapacaktır." dedi. Silvan Projesi'nin ana bileşenlerinden Silvan Tüneli'nde kazı çalışmalarına bugün başlandığını dile getiren Erdoğan, 12 milyar yatırım bedeli olan Silvan Tüneli'nin, coğrafyanın kaderini değiştirecek çok kritik bir tesis olduğuna dikkati çekti. Erdoğan, Silvan Tüneli'nin 11,2 metre kazı çapıyla Türkiye'nin en büyük sulama tüneli olacağını belirterek, şunları kaydetti: "13 bin 200 metre uzunluğundaki tünel, saniyede 212 metreküp suyu, sulama sahalarına ve proje kapsamında yer alan diğer barajlara iletecek. Bu proje, Atatürk Barajı sulamasından sonra ülkemizin en büyük sulama projesidir. Şunun da bilinmesini isterim; tek başına bu proje bile bizimle ana muhalefet arasındaki vizyon farkını ortaya koymaya kafidir. Bir tarafta ülkesine ve milletine aşkla hizmet eden adanmış bir kadro var, diğer tarafta her gün ülkesini Batı'ya ve Batılı medya kuruluşlarına şikayet eden zavallı bir zihniyet var. Bir tarafta Türkiye'nin küresel konumunu güçlendirmeye çalışan özgüven sahibi bir iktidar ve Cumhur İttifakı var. Diğer tarafta gırtlaklarına kadar gömüldükleri yolsuzluk, hırsızlık ve sahtekarlık bataklığında debelenen çürümüş, kokuşmuş bir yapı var. Açgözlülüklerinin esiri olmuş bu muhterisler güruhunu muhatap almamaya sabırla devam ediyoruz. Biz, işimize bakıyoruz. Biz, milletimizin refahını artırmaya bakıyoruz. Biz, terörsüz Türkiye hedefimizi gerçekleştirmeye bakıyoruz. Biz, ülkemize musallat olan kırk yıllık belalardan kurtulmaya bakıyoruz. Biz, 85 milyonun ezeli ve ebedi kardeşliğini güçlendirmeye bakıyoruz. Biz, bölgemizde barışı, istikrarı, huzuru sağlamaya bakıyoruz. Ne kadar çirkinleşseler bizi yolumuzdan alıkoyamayacaklar. Ana muhalefet, kendilerinin sebep olduğu sahte gündemlerle oyalanırken, biz, işte bugün olduğu gibi dev eserler ve yatırımlarla ülkemizi büyütmeyi inşallah sürdüreceğiz." Projeye katkı sunanlara teşekkür eden Erdoğan, projenin bölgeye ve ülkeye hayır getirmesini diledi.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının ardından Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, butona basarak tünel kazısını başlattı.

Kabine Toplantısı'nda öğretmen ataması gündemde: 30 bin atama kararı çıkacak mı? Haber

Kabine Toplantısı'nda öğretmen ataması gündemde: 30 bin atama kararı çıkacak mı?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye konusunda kimi aktörler Türkiye'nin sabır taşının direncini sınamak yerine dostluğunun kıymetini bilmeli, buna göre söylemlerini ve politikalarını ayarlamalı, örgüt gibi değil, devlet gibi hareket etmelidir." dedi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nin ikinci döneminin 38. toplantısını gerçekleştirdiklerini belirtti.Toplantıda, ekonomiden tarıma, dış politikadan güvenlikle ilgili konulara kadar çok geniş bir yelpazede gündemdeki meseleleri etraflıca değerlendirdiklerini bildiren Erdoğan, toplantıda aldıkları kararların ve yaptıkları istişarelerin ülke, millet ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni etti. Kabine olarak yoğun bir gündemle Türkiye'ye hizmet mücadelesini kararlılıkla sürdürdüklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: "Eğilmeden, bükülmeden, zorbalıklar karşısında asla geri adım atmadan milletimizin hakkını ve hukukunu en güçlü biçimde savunuyoruz. Büyüyen ve güçlenen Türkiye gerçeğine, bölgemizdeki gelişmeler başta olmak üzere birçok alanda şahit olmaya başladık. 11-13 Nisan'da düzenlenen 4. Antalya Diplomasi Forumu, Türk dış politikasının gücünü görmemiz açısından yeni bir fırsat teşkil etti. 'Ayrışan dünyada diplomasiyi sahiplenmek' temasıyla tertiplenen Foruma, 21'i devlet ve hükümet başkanı düzeyinde olmak üzere toplam 155 ülkeden 6 bini aşkın katılımcı iştirak etti. Forum süresince gerçekleştirilen 50 oturumda eğitimin dönüştürücü gücünden iklim krizine, yükselen korumacılık dalgasından çok kutupluluğa pek çok konu yetkin isimler tarafından ele alındı. Gazze ve Suriye'ye dair oturumlar ülkemizin zulüm karşısındaki vicdanlı duruşunun sergilenmesi noktasında fevkalade önemliydi. Biz de açılış hitabımızda Türkiye'nin Suriye ve Gazze başta olmak üzere bölgesel meselelere dair net tavrını ortaya koyduk. İnsanlığın beşten büyük olduğunun altını bir kez daha çizdik. Filistin halkının yanında olduğumuzu tüm dünyaya ilan ettik. Suriye'deki çıkarlarımızı koruma noktasında tereddüt göstermeyeceğimizi tekrar teyit ettik. Karşılıklı saygı ve ortak menfaatler temelinde Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi geliştirmeye hazır olduğumuzu ifade ettik. Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın bir an önce son bulması için elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğimizi vurguladık. Ayrıca Forum kapsamında 15 ikili görüşme gerçekleştirdik." "Endonezya ile ilişkilerimizin yakaladığı ivmeden bahtiyarlık duyuyoruz" Antalya Diplomasi Forumu'nda dünyanın 155 ülkesinden 6 binin üzerinde katılımcının iştirakiyle uluslararası bir etkinliği daha başarıyla icra ettiklerini anlatan Erdoğan, "Aylar süren titiz bir hazırlık ve emek neticesinde bizlere bu gururu yaşatan Dışişleri Bakanlığımızı ve Foruma destek veren tüm kuruluşlarımızı bir kez daha yürekten tebrik ediyorum." açıklamasını yaptı. "Gerilimlerin tırmandığı sürekli yeni krizlerin baş gösterdiği bir dönemde Türkiye olarak adaleti, barışı, diplomasiyi öncelemeye devam edeceğiz." diyen Erdoğan, şunları kaydetti: "Forumdan bir gün önce, 10 Nisan tarihinde Endonezya Cumhurbaşkanı Sayın Subianto ve heyetini ülkemizde misafir ettik. Dostum Subianto'nun Meclisimizde iki ülke tarihine ve münasebetlerine dair mesajları tarafımızdan memnuniyetle karşılanmıştır. Dört asrı aşan kardeşlik bağlarımızın olduğu Endonezya ile ilişkilerimizin geniş bir yelpazede yakaladığı ivmeden bahtiyarlık duyuyoruz. Ticaret hacmimizi 10 milyar dolara taşımakta kararlıyız. Savunma sanayinden müteahhitliğe, sağlık ve enerjiden gıda sektörüne kuracağımız yeni ortaklıklarla inşallah bu hedefe ulaşacağız." "Dış politikadaki hedeflerimizi gerçeğe dönüştürmenin mücadelesini veriyoruz" "Orta Doğu'daki her gelişme, her kriz, her sorun doğrudan doğruya bizi, ülkemizi, milletimizi, ekonomimizi, güvenliğimizi ilgilendirmektedir. Girişimci, proaktif ve cesur bir anlayışla hadiseleri okumak, politikalarımızı da buna göre güncellemek mecburiyetindeyiz." ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları söyledi: "Türkiye olarak bu mücadelede güçlü kurumlara sahibiz. 500 yıllık mazisiyle hariciye teşkilatımız bugün 260'ı aşkın temsilciliğiyle dünyanın en geniş beş diplomatik ağı arasında yer alıyor. TİKA'mız, AFAD'ımız, Kızılay'ımız, Türk Hava Yollarımız, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığımız, Türkiye Maarif Vakfı ve diğer kurumlarımız birbirinden önemli projelere imza atıyor. İstihbarat diplomasisi alanında da çok ciddi tecrübe kazandık. Askeri mevcudiyetimiz genişlerken, savunma sanayi ürünlerimiz doğudan batıya, kuzeyden güneye birçok ülke tarafından kullanılır hale geldi. Türkiye'nin sert güç ve yumuşak güç unsurları daha önce hiç olmadığı kadar dış politikamızda etkin rol oynuyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sağladığı avantajları da kullanarak şimdi tüm bunları aynı hedefe teksif ediyor, bölgedeki değişimin olumlu yönde seyretmesi için yoğun gayret gösteriyoruz. Sabırla, soğukkanlılıkla ve stratejik akılla mücehhez bir bakış açısıyla dış politikadaki hedeflerimizi gerçeğe dönüştürmenin mücadelesini veriyoruz." "Türkiye çok kutuplu dünyada bir kutup başı olarak ağırlığını hissettirmekte" "Muhalefet yolsuzluk soruşturmalarının üstünü örtmek için Batı'ya ve Batılı medya kuruluşlarına yalvarırken, biz Türkiye'nin itibarını küresel ölçekte artırmaya çalışıyoruz." diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Mandacılık hastalığından kendini kurtaramayan ana muhalefetin bizim bu ufkumuzu, bizim vizyonumuzu, bizim diklenmeden dik duruşumuzu, Türkiye'yi 23 yılda nereden nereye getirdiğimizi anlaması zaten mümkün değil. Onlar bırakın dünyayı okumayı, burunlarının dibini bile görmekten acizler. Ülkemizde son 23 yılda nasıl büyük bir değişim yaşandığını kavrayacak bir donanıma, bilgiye ve kavrayışa da sahip değiller. Batı karşısında mahcup ve mağlup, kendi devletine karşı mağrur ve müfsit bir karakterle adeta zihnen mefluç olmuş durumdalar. Muhalefet görmese de şu gerçeği herkes görüyor ve kabul ediyor. Türkiye çok kutuplu dünyada bir kutup başı olarak ağırlığını daha fazla hissettirmektedir. Yeniden şekillenen küresel sistemde Türkiye inşallah hak ettiği yeri bu sefer mutlaka alacaktır." "Kimse kışkırtmalar karşısındaki serin kanlı tavrımızı zafiyet algılamamalı" Milletin ve tüm dünyanın Türkiye'nin her halükarda sulhu sükunun tarafında olduğunu bilmesini istediğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Türkiye, her komşusunun, her dostunun, her kardeşinin kendisinden emin olduğu bir ülkedir, böyle bir devlettir. Ama aynı zamanda Türkiye sınırları zorlanacak, dostluğu veya düşmanlığı test edilecek bir ülke değildir. Biz istiklal ve istikbalimiz uğrunda gerekirse baş veririz ama asla zalime baş eğmeyiz. Kimse hatalı hesap yapmamalı, kışkırtmalar karşısındaki serin kanlı tavrımızı asla bir zafiyet olarak algılamamalıdır. Özellikle Suriye konusunda kimi aktörler Türkiye'nin sabır taşının direncini sınamak yerine dostluğunun kıymetini bilmeli, buna göre söylemlerini ve politikalarını ayarlamalı, örgüt gibi değil, devlet gibi hareket etmelidir."Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye'nin kalıcı huzura ve istikrara kavuşmasına kim engel olursa, açık söylüyorum, karşısında Suriye hükümetiyle birlikte bizi de bulacaktır." dedi. "Suriye'nin kalıcı huzura ve istikrara kavuşmasına kim engel olursa, açık söylüyorum, karşısında Suriye hükümetiyle birlikte bizi de bulacaktır. Terör koridoruyla Suriye'nin parçalanmasına nasıl müsaade etmediysek başka koridorlarla bu ülkenin bölünmesine de aynı şekilde izin vermeyiz." ifadelerini kullanan Erdoğan, Suriye'de 8 Aralık öncesine geri dönüş diye bir ihtimalin ortadan kalktığını belirtti. Erdoğan, 8 Aralık devrimiyle birlikte bu ülkede artık yeni bir dönemin başladığını, Suriye toparlandıkça istikrara ve huzura kavuştukça bunun kazananının tüm bölge ve bölgedeki tüm halklar olacağını dile getirdi.Türkiye'nin bu yeni sürecin başarıya ulaşması için elinden geleni yapacağını vurgulayan Erdoğan, Gazze'de yaşayanların da öz yurtlarında güvenli, huzurlu ve özgürce yaşamaları için gereken her türlü desteği vermeye devam edeceklerinin altını çizdi. Erdoğan, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine giderek daha fazla maruz kalındığını belirterek, "Amerika yerlilerine atfedilen şu sözün manasını anladığımız günlerdeyiz. 'Son ağaç kesildiğinde, son nehir kirlendiğinde ve son balık öldüğünde o zaman paranın yenmediğini anlayacaksınız.' İnsanlık olarak bizden öncekilerden devraldığımız ve çocuklarımızın bize emaneti olan tabiatı, havayı, suyu, toprağı, hoyratça kullanmanın faturasına daha çok muhatap olduğumuz bir dönemin içindeyiz." şeklinde konuştu. İklim değişikliğinin bazen kuraklık, bazen sel, dolu ve zirai don gibi meteorolojik olaylarla kendini belli ettiğine dikkati çeken Erdoğan, hava şartlarına bağlı olan tarımsal üretimin de iklim değişikliğinden en çok etkilenen alanların başında geldiğini, geride kalan beş günlük dönemde bunun bir kez daha yaşandığını kaydetti. Erdoğan, hava sıcaklıklarındaki ani düşüşler sebebiyle ülkenin belli bölgelerinde don, kar yağışı, dolu olaylarıyla karşı karşıya kalındığını dile getirerek, kimi yerlerde termometrelerin eksi 17 dereceyi gösterdiğini, bazı bölgelerde son 30 yılın en düşük sıcaklık değerlerinin ölçüldüğünü hatırlattı. Tüm üreticilere ve çiftçilere geçmiş olsun dileğinde bulunan Erdoğan, şöyle devam etti: "Tarım ve Orman Bakanlığımız ilk günden beri süreci yakından takip etti. Fakat ülkenin başına gelen her felaketi fırsata dönüştürmek isteyen habis zihniyet, burada da boş durmadı. Hasar tespit çalışmaları henüz tamamlanmadan millete korku salma adına her türlü manipülasyona başvurdular. Gıda arz güvenliğimizin tehlikede olduğundan tutun da yurt dışına bağımlı olacağımıza, bütün bunlara kadar bir sürü tezviratı ortalığa boca ettiler. Tarım Bakanlığımız dün yaptığı açıklamayla, karşı karşıya olduğumuz ilk tabloyu ortaya koydu. Buna göre bazı hususları tekrar açıklığa kavuşturmakta fayda görüyorum. Başta hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar olmak üzere stratejik öneme sahip tarım ürünlerinde yurt içi gıda arzını olumsuz yönde etkileyecek bir risk yok. Lakin eksi 17 dereceye düşen sıcaklıklardan dolayı belli bölgelerde bazı meyve çeşitlerinde sıkıntı söz konusu. İlk tespitlerimiz kayısı, üzüm, elma, şeftali, nektarin gibi meyve gruplarında farklı derecelerde hasar meydana geldiğine işaret ediyor. Hasar tespit çalışmalarımızın tamamlanmasına müteakip durum daha net ortaya çıkacaktır. Üretimin devamlılığını ve arz güvenliğini sağlamak üzere Tarım ve Orman Bakanlığımız gerekli adımları atmaktadır." "Hükümetimiz bu zor günlerinde çiftçilerimizin yanında" Bu olayın Tarım Sigortaları Havuzu'nun (TARSİM) önemini tekrar hatırlattığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, don, sel, kuraklık gibi durumlardan etkilenmemek için prim bedelinin yüzde 70'i kadarının devlet tarafından ödendiği tarım sigortasının yaptırılması ve Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıt olunmasının büyük önem taşıdığını bildirdi. TARSİM uygulamasının başladığı 2006'dan bugüne kadar üreticilere 38,5 milyar lira prim desteği ve 33,5 milyar lira hasar tazminatı ödendiğini belirten Erdoğan, çiftçilerden de bu konuda azami hassasiyet beklediklerini söyledi.Bugünkü kabine toplantısında üreticilerin zararını tazmin konusunda neler yapılabileceğinin enine boyuna değerlendirildiğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı ve zirai don sigortası olmayan çiftçilerimizin zarar gören mahsullerinin üretimi için yaptıkları harcamalarının hasar oranına göre karşılanması için Tarım Bakanlığımız çalışmalarına başladı. Tarım Bakanımıza konuyu çiftçilerimizle yakın istişare halinde yürütmesi için gereken talimatları verdim. Şahsen biz de yapılan bu çalışmaları büyük bir hassasiyetle takip edeceğiz. Üreticilerimize tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Hükümetimizin tüm imkanlarıyla, tüm kapasitesiyle bu zor günlerinde çiftçilerimizin, üreticilerimizin yanında olduğunun bilinmesini istiyorum." "74 canımızın 44'ünü yine aşırı hızdan kaybettik" Milletçe dayanışmanın perçinlendiği, muhabbetin güçlendirildiği, birlik ve beraberliğin büyütüldüğü bir bayramın daha geride bırakıldığını anımsatan Erdoğan, tek bir canın dahi trafik kazasında kaybedilmemesi için 28 Mart-6 Nisan tarihlerinde trafik güvenliğinin en üst seviyede tutulduğunu söyledi.Erdoğan, 69 bin polis ve jandarma personelinin ülkenin dört bir yanında görev başında olduğunu belirterek, trafik kazaları ve can kayıplarının önüne geçmek için bayramlarını görev başında geçirenlere teşekkür etti. Bayram tatilinde geçen seneye göre denetim sayısının yüzde 30 artırıldığını, tedbirler sayesinde bu yıl ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarında yüzde 4,6 oranında düşüş olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fakat yine de 74 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine maalesef engel olamadık. 10 bin 199 kardeşimiz de trafik kazalarında yaralandı. Vefat eden kardeşlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılarımıza ise acil şifalar niyaz ediyorum. Burada şu vahim gerçeği açıkça ifade etmek zorundayım. Hepimizi acıya boğan bu kazaların en büyük nedeni aşırı hızdır. 6 bin 268 kazanın yüzde 41'i hız ihlalinden kaynaklandı. 74 canımızın 44'ünü yine aşırı hızdan kaybettik." diye konuştu. "25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlattığımızın müjdesini bugün gençlerimizle paylaşmak istiyorum" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "10 bini Milli Eğitim Akademisine olmak üzere toplam 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlattığımızın müjdesini bugün gençlerimizle paylaşmak istiyorum." dedi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, Ramazan Bayramı boyunca otoyol ve köprülerden toplam 25 milyon 715 bin aracın geçtiğini, yine bu dönemde 731 bin otobüs seferi gerçekleştirildiğini ve bu seferlerde 9 milyon 110 bin yolcu taşındığını dile getirdi. Havalimanlarında 42 bin 521 uçak trafiğiyle 6 milyon 108 bin yolcuya hizmet sunulduğunu aktaran Erdoğan, yüksek hızlı tren, ana hat, bölgesel trenler ve şehir içi raylı sistem hatlarını ise 10 milyon 540 bin kişinin kullandığını ifade etti.Artık yollarda milyonlarla ifade edilen araç, 100 milyonlara yaklaşan yolcu rakamlarından bahsedildiğine dikkati çeken Erdoğan, "Yollarımızdaki trafik hareketliliği ve yolcu sayılarındaki bu artışlar şüphesiz doğu, batı, kuzey, güney demeden ülkemizi baştan başa yüksek standartlı yol ağıyla donatmamızla doğrudan bağlantılıdır. 2002 yılında 6 bin 101 kilometrelik bölünmüş yolumuz varken bugün bu rakam 29 bin 734 kilometreye çıktı. Sadece 6 ilimiz bölünmüş yollarla birbirine bağlıyken, bugün bu sayı 77'ye yükseldi." diye konuştu. Bölünmüş yolların, ülkenin yol ağının yüzde 43'ünü oluşturduğunu ve trafiğin yüzde 83'üne hizmet verdiğini anlatan Erdoğan, bu yollarla trafik güvenliğini, seyahat hızını ve konforunu artırdıkları gibi trafik kazalarındaki ölüm oranlarında da düşüş sağladıklarını söyledi. "Farklı tedbir ve yatırımlarla yol güvenliğimizi artırıyoruz" Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002'de Türkiye'deki toplam araç sayısının yaklaşık 8,5 milyon, şehirler arasındaki ortalama hızın ise saatte 40 kilometre olduğunu; bugün araç sayısı 31,5 milyonu geçmesine rağmen ortalama seyahat hızının 90 kilometreye çıktığını dile getirdi.Taşıt hareketliliği yüzde 195 oranında artarken, kaza yerinde can kaybının 15'te 1 oranında gerilediğini bildiren Erdoğan, şöyle devam etti: "Özellikle kafa kafaya çarpışmalardan kaynaklı trafik kazalarının ve bu kazalardan kaynaklı ölümlerin büyük oranda önüne geçtik. Trafik güvenliğine yönelik yatırımlarımız bölünmüş yollarla sınırlı değil. Son 10 yılda yol ağımızda toplam 6 bin 100 kilometre banket sarsma bandı uygulaması gerçekleştirdik. Bu uygulama sayesinde yoldan çıkma türü kazalar, hamdolsun, yüzde 40 oranında azaldı. Ayrıca 2024 yılı sonu itibarıyla devlet ve il yolları genelinde toplam 33 bin kilometre oto korkuluk bulunuyor. Bunun dışında da farklı tedbir ve yatırımlarla yol güvenliğimizi artırıyoruz. Trafik kazalarını daha da aşağı çekmek için sürücü kaynaklı ihlallerin de mutlaka önüne geçmemiz gerekiyor." Erdoğan, yakın zamana kadar trafik güvenliğini tehdit eden ve milletin tepkisine yol açan ihlallerin başında kanunsuz çakar kullanımının geldiğini belirterek, "Cezaların artmasıyla illegal çakar kullanımı yüzde 80 oranında düştü. Bunu sıfırlayana kadar denetimlerimizi sürdüreceğiz." dedi. Trafikte kural ihlallerine yönelik caydırıcılığın artırılması ve bu yolla trafik güvenliğinin sağlanmasına yönelik olarak İçişleri Bakanlığınca bir çalışma yürütüldüğünü bildiren Erdoğan, "Milletimizden gelen şikayetlere özellikle kulak verilerek hazırlanmakta olan bu çalışmayı ilgili tüm taraflarla istişare ettikten sonra kamuoyumuzun ve Meclisimizin takdirine sunacağız. Böylece trafik magandaları başta olmak üzere halkımızın güvenliğini tehdit edenlere karşı daha caydırıcı tedbirler uygulanmasını sağlayacağız." diye konuştu. "Bizim işimiz hizmet ve eser üretmek" Yeni yol yatırımları ve güvenlik odaklı uygulamalarla trafik kazalarından kaynaklanan can kayıplarını daha da azaltmaya kararlı olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 Nisan Cumartesi günü Antalya Havalimanı Genişleme Projesi ve yeni terminal binalarının açılışını yaptıklarını, böylelikle turizmin başkenti Antalya'yı yıllık 82 milyon yolcu kapasitesine sahip muhteşem bir esere kavuşturduklarını dile getirdi. Yeni terminal binalarının Antalya ve Türkiye için hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile projede emeği geçen tüm kurumları kutladı. "Bizim işimiz hizmet ve eser üretmek. Biz milletimize efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik." diyen Erdoğan, şöyle konuştu: "İllerimizi ve insanlarımızı oy tercihlerine göre ayıranlardan olmadık. Biz, milletimizi kucaklaştırmanın, şehirlerimizi kalkındırmanın derdindeyiz. Bizim ufkumuzda sadece büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa etmek var. Bizim vizyonumuzda milletimizi asırlık hayalleriyle buluşturmak var. 23 yıldır muhalefetin engelleme girişimlerine rağmen daima bunun için çalıştık, bunun için ter döktük, emek verdik. İnşallah bundan sonra da 85 milyon için aşkla çalışmaya devam edeceğiz. Rabbim bizi millete ve memlekete hizmet yolundan ayırmasın." "10 bini Milli Eğitim Akademisine olmak üzere toplam 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlattığımızın müjdesini bugün gençlerimizle paylaşmak istiyorum." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığının atama takvimi ve diğer detaylarla ilgili kapsamlı bilgilendirmeyi önümüzdeki dönemde yapacağını söyledi. Erdoğan, "Bu vesileyle gözbebeğimiz olan evlatlarımızı kendilerine emanet ettiğimiz kıymetli öğretmenlerimize, emekleri ve fedakarlıkları dolayısıyla ülkem ve milletim adına bir kez daha teşekkür ediyorum." ifadesini kullandı.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İLKHABER-Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.