TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#çukurova

İLKHABER-Gazetesi - çukurova haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, çukurova haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Sağlık ve lezzet dolu zeytinin zahmetli 'yağ'a dönüşüm yolculuğu Haber

Sağlık ve lezzet dolu zeytinin zahmetli 'yağ'a dönüşüm yolculuğu

Akdeniz’in bereketli topraklarında binlerce yıldır yetişen ve bölge mutfaklarında vazgeçilmez bir yere sahip olan zeytin, doğrudan sofralara ulaşmadan önce uzun bir yolculuk sürecinden geçiyor. Toprağın ve doğanın sabırlı bir armağanı olan zeytin ağaçları, yıllar içinde meyve vermeye başlıyor, olgunlaşması zaman alıyor ve hasat dönemi ise özellikle sonbahar aylarına denk geliyor. Bu dönemde, zeytinlerin doğru zamanda toplanması büyük önem taşıyor. Zeytinin kalitesinin, üretim ve hasat sırasında gösterilen özenle doğrudan ilişkili olduğu belirtilirken, toplandıktan sonra da çok bekletilmeden işlenmesi gerekiyor. Zeytinlerin işlenmesi ise ayrı bir ustalık gerektiriyor. Taze olarak yenmesi pek mümkün olmayan zeytinler, çeşitli yöntemlerle işlenip sofralara sunuluyor. Bunlar arasında en yaygın olan işlemi, zeytinin tuzla fermente edilerek sofralık zeytin haline getirilmesi oluşturuyor. Bu süreç, zeytinin acılığını giderip daha lezzetli hale getiriyor. Tuzlu suya veya doğrudan tuza yatırılarak yapılan fermente işlemi, zeytine kendine has bir tat ve doku kazandırıp, aynı zamanda uzun süre saklanmasını sağlıyor. Ancak zeytinin en değerli hali, onu zeytinyağına dönüştürmekle elde ediliyor.  Zeytinyağı üretimi, titiz bir süreç gerektiriyor. Zeytinler, olgunlaştıktan sonra en kısa sürede işlenip soğuk sıkım yöntemiyle yağ haline getiriliyor. Soğuk sıkım, zeytinin doğal özelliklerinin korunmasına yardımcı oluyor ve zeytinyağının kalitesini artırıyor. Bu yöntemle elde edilen yağ, içeriğindeki vitaminler, mineraller ve antioksidanlar sayesinde hem lezzetli hem de sağlıklı oluyor.  Yalnızca yemeklerde değil, sağlık ve güzellik alanında da geniş bir kullanım alanına sahip olan zeytinyağı, kalitesine göre bu günlerde 250-350 TL arasında alıcı buluyor. ZEYTİNYAĞI İÇİN RANDEVU ALINIYOR Adana, Mersin, Hatay ve Osmaniye'deki bahçelerden toplanan zeytinler, farklı ölçeklerdeki işletmelerde özenle zeytinyağına dönüşüyor. Adana'nın Merkez Sarıçam ilçesi Kürkçüler Mahallesi'nde faaliyet gösteren işletmede de ortalama 5 kilo zeytinden 1 kilogram zeytinyağı elde ediliyor. Kilogramı 4 liradan sıkılan zeytinden yağ elde etmek isteyen bahçe sahipleri, bu işlem için günler öncesinden randevu alarak sıraya giriyor. SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN VAZGEÇİLMEZLERDEN Zeytinyağının sağlık açısından faydaları saymakla bitmiyor. Kalp sağlığını destekleyen, kötü kolesterolü düşürüp iyi kolesterolü artıran doğanın bu mucizesi, özellikle içerdiği polifenoller ve oleuropein bileşenleri ile bağışıklık sistemini güçlendirip iltihabı azaltıyor. Ayrıca zeytin ve zeytinyağının sindirim sistemi üzerindeki olumlu etkileri de bulunuyor. Bağırsak sağlığını destekliyor, sindirim sorunlarını gideriyor. Doğal nemlendirici olan zeytinyağı, ciltteki kuruluk ve kırışıklıkların önlenmesine yardımcı olup, antioksidan etkisi sayesinde yaşlanma belirtilerini geciktirip cildi besliyor. YEREL EKONOMİLERE KATKI SAĞLIYOR Zeytin ve zeytinyağı üretimi yerel ekonomilere de katkı sağlıyor. Özellikle Akdeniz ülkelerinde zeytinyağı, hem iç piyasada hem de ihracatta önemli bir gelir kaynağı oluşturuyor. Bu nedenle zeytin üreticileri, hem kalitesini artırmak hem de sürdürülebilirliği sağlamak için sürekli yeniliklere ve iyileştirmelere odaklanıyor. Akdeniz mutfağının olmazsa olmazlarından olan zeytin kahvaltı sofralarının başköşesinde yer alırken, yağı salatalarda, zeytinyağlı yemeklerde, hatta tatlılarda bile kullanılıyor. Akdeniz mutfağının temel taşlarından biri olan ve dünya çapında sağlıklı beslenme alışkanlıklarının sembolü haline gelen zeytinyağı, sunduğu faydalarla sadece bir lezzet değil, aynı zamanda bir şifa kaynağı olarak gösteriliyor.

'Onarıcı Pamuk Politikaları Danışmanı' aranıyor Haber

'Onarıcı Pamuk Politikaları Danışmanı' aranıyor

WWF-Türkiye, Türkiye’nin 25 nehir havzasından ve öncelikli çalışma alanlarından biri olan Büyük Menderes Nehir Havzası’nda yer alan Aydın Söke’de, bölge ekonomisinde payı yüksek olan pamuk üretiminde toprak sağlığının iyileştirilmesi, çevresel ve sosyoekonomik sürdürülebilirliğin sağlanması ve tarımsal üretimde kirletici girdilerin kullanımının azaltılması amacıyla onarıcı tarım uygulamalarına başladı.  Bu amaç kapsamında Söke’de 2020 yılında 79 dekar pamuk arazisinde başlayan onarıcı tarım pilot uygulamaları, 2023 yılı itibariyle 179 dekara ulaştı. Onarıcı tarım uygulamalarına destek olunması amacıyla tarla ölçeğinde uygulamalara yönelik teknik bilgilerin yer aldığı “Pamuk Üretiminde Su ve Toprak Yönetimi” rehberi ve videoları ile Onarıcı Pamuk Değerlendirme Kartı geliştiren WWF-Türkiye, ayrıca bu konuda maliyet ve etki analizi yaptı. WWF Türkiye Genel Müdürü Ömür Kula, uygulamadaki nihai amacın, Türkiye ekonomisinde önemli payı olan pamuk üretiminde onarıcı tarım uygulamalarının Söke’den başlayarak Aydın’da ve tüm Türkiye’de yaygınlaşmasını sağlamak olduğunu söyledi. Bu alanda geliştirilecek her türlü teknik ve finansal programların oluşturulmasına katkı verileceğini ifade eden Kula, ”Bu amaca yönelik olarak WWF-Türkiye, konuyla ilgili kamu ve özel sektör kuruluşlarına sunmak üzere Türkiye’de onarıcı pamuk üretimine geçişin değerlendirildiği bir rapor hazırlamayı planlıyor. Değerlendirme raporu ile Türkiye'de pamuk üretiminde onarıcı tarım uygulamalarına geçiş konusunda paydaşlara yol gösterilmesi hedefleniyor” dedi. Kula, raporda genel hatlarıyla “Onarıcı tarım ilkeleri, faydaları,  neden gereksinim var, onarıcı pamuk üretiminde pilot uygulamaların kazanımları, teknik, finansal ve politika düzeyinde gereklilikler, kilit aktörler, potansiyel iş birlikleri, onarıcı pamuk konusunda küresel eğilimler ve talepler, onarıcı pamuk üretimine geçişte engeller, zorluklar ve fırsatlar” gibi konuların değerlendirmeye sunulacağını ifade etti. WWF-Türkiye’nin rapor hazırlama sürecinde teknik bir uzman ile birlikte çalışacağı bilgisi de veren Kula, bu konuda aranan danışmanın görev tanımı ve sorumluluklarını ise  “Literatür çalışması ve analiz, paydaş görüşmeleri ve elde edilen bilgilerin bir değerlendirme raporu olarak tamamlanması” şeklinde sıraladı. Son başvuru tarihi 31 Ekim 2024 olan 'Onarıcı Pamuk Politikaları Danışmanı' için aranan nitelikler ise şu şekilde: “Pamuk üretimi, tarımsal üretim, onarıcı tarım pratikleri konusunda bilgi birikimi veya deneyim, paydaş görüşmeleri planlama, uygulama ve analiz konusunda deneyim, etkin raporlama ve koordinasyon becerisi ile vergi mükellefi olmak.” “Uygulama yaygınlaşırsa Çukurova'daki çiftçiler için büyük yarar sağlar” Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir de söz konusu uygulamanın yaygınlaşması halinde "beyaz altın" olarak nitelendirilen pamuğun önemli üretim bölgelerinden olan Çukurova'daki çiftçiler için büyük yarar sağlayacağını söyledi. Onarıcı Pamuk Politikasının tarım sektörü için kritik bir öneme sahip olacağını dile getiren İncefikir, "Sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik ederek toprak verimliliğini artıracak olan ve aynı zamanda çevresel etkileri de azaltacak olan bu uygulama, hem üreticilerin ekonomik sürdürülebilirliğini sağlar hem de iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir rol oynar. Bu sayede, çiftçilerin daha az girdiyle daha fazla verim elde etmesi mümkün olur. Bu durumda doğal kaynakların korunması da sağlanır. Onarıcı Pamuk Politikasının, tarımın geleceği ve ekonomiye katkısı bakımından vazgeçilmez bir strateji olarak öne çıktığını görüyoruz" dedi. İncefikir, son üç dört yıldır aynı olan pamuk alım fiyatlarının üretiminin sürdürülebilirliği açısından üretim maliyetinin üzerinde olması gerektiğine de dikkati çekerek, üreticiler adına yeterli düzeyde destek ve prim sağlanması talebinde bulundu.

Türkiye’de Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı kadın çiftçi sayısı 300 bini geçti Haber

Türkiye’de Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı kadın çiftçi sayısı 300 bini geçti

Bitkisel üretim yapan ve bu kapsamda Bakanlık tarafından verilen tarımsal desteklerden yararlanmak isteyen üreticiler, öncelikle Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) kayıt yaptırıyor. Üreticiler, ÇKS başvurularını tarımsal faaliyet yaptıkları bölgelerdeki Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı il ve ilçe müdürlüklerine giderek ya da e-Devlet Kapısı üzerinden yapabiliyor. ÇKS'ye her yıl belli dönemlerde kayıt yapılıyor ve bu kayıtlara göre son 10 yılda çiftçi sayısında artış görülüyor. Söz konusu dönemde, 'genç' olarak değerlendirilen 40 yaş altı çiftçi kategorisinde önemli artış olurken, kadın çiftçi sayısının katlanarak arttığı belirtiliyor. Bu arada dijital dönüşüm hamleleri kapsamında yine Bakanlık tarafından uygulamaya konulan "Tarım Cebimde" uygulamasıyla da, üreticilerin iş ve işlemleri kolaylaştırılıyor. TEMA Vakfı tarafından Dünya Çiftçi Kadınlar Günü kapsamında yapılan bilgi paylaşımında ise Türkiye’de Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı kadın çiftçi sayısının 300 bini geçtiği, bunun yanında tarımsal üretimde istihdam edilen yaklaşık 2 milyon kadın bulunduğu ifade ediliyor. “Tarımsal üretimde kadınların emeğini ve rolü büyük” Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan da, tarımsal üretimde kadınların emeği ve rolünün önemine dikkati çekti. Kadın çiftçilere pozitif ayrımcılık noktasında verilen desteğin memnuniyet verici olduğunu belirten Doğan, tüm sektörlerde olduğu gibi tarım sektöründe de kadınların yer almasının önemli olduğunu dile getirdi. "Türkiye genelindeki ve ülkemizin tarımsal üretiminin önemli bölümünün karşılandığı Çukurova'daki toprağımızın güçlü savunucusu olan tüm çiftçi kadınlara gösterdikleri çabalar nedeniyle teşekkür ediyoruz" diyen Doğan, şunları kaydetti: "Kadın emeğinin en yoğun olduğu sektörlerden biri de tarım sektörüdür. Tüm sektörlerde olduğu gibi tarım sektöründe de kadınların yer alması, ekonomik kalkınmada bizim için çok önemli. Kadın çiftçilerimiz, kırsal kalkınma ve gıda üretiminde büyük bir rol üstleniyor. Ayrıca, kadın çiftçilere pozitif ayrımcılık noktasında Bakanlık tarafından sağlanan destek de memnuniyet verici. Yüreğir Ziraat Odası olarak, bu desteklerin kapsamının hem kadın hem de tarlaları ve bahçelerinde ülkenin ekonomik kalkınması için ter döken erkek üreticilerimiz için genişletilmesinde yarar olduğunu düşünüyoruz."

Yeşilçam tutkusu, Adanalı Fotoğraf Sanatçısı Kürkbabaoğlu'nu yönetmen yaptı Haber

Yeşilçam tutkusu, Adanalı Fotoğraf Sanatçısı Kürkbabaoğlu'nu yönetmen yaptı

Adana'nın sıcak sokaklarında büyüyen Fotoğraf Sanatçısı Serdar Kürkbabaoğlu, Yeşilçam’a duyduğu derin tutku sayesinde, kariyerini, oyunculuk ve yönetmenliğe taşıdı. Küçük yaşlardan itibaren sinemanın büyülü dünyasına hayran kalan Kürkbabaoğlu, gözlem yeteneğiyle çevresindeki hayatı karelere yansıtmaya başladı. Bereketli topraklara sahip Adana'nın Türk sineması ve diğer sanat dallarına kazandırdığı çok sayıda sanatçılarla Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali ile diğer sanatsal etkinliklerde bir araya gelen Kürkbabaoğlu, kentin tarihe karışan yazlık sinemalarında izlediği ünlülerin filmlerinden oluşturduğu afiş koleksiyonuyla da takdir topladı. Zamanla, fotoğrafçılığındaki yetenekleri ve yaratıcı bakış açısını kendi hikâyelerini anlatmaya yönlendiren Serdar Kürkbabaoğlu, Yeşilçam’ın klasik estetiğinden ilham alarak, toplumsal gerçekleri ve insan ilişkilerini mercek altına alan projeler üretmeye başladı. Kürkbabaoğlu, filmografisine Yaban Gülü, Sevgi Çıkmazı, İki Ruhlu Kadın, Kimsin Lan Sen? isimli eserlerinden sonra, Anahtar filmini de ekledi. Yönetmen ve Oyuncu Serdar Kürkbabaoğlu, ilkhaber-gazetesi.com'a yaptığı açıklamada, beşinci uzun metrajlı filmi Anahtar'ın gösterim için gün saydığını belirterek, "Yılmaz Güney, Cüneyt Arkın, Kadir İnanır, Türkan Şoray, Ediz Hun ve daha nice ünlülerin filmleriyle büyüdüm. Bu ünlülerle her fırsatta bir araya geldim ve onlardan feyz aldım. İlerleyen yıllarda kendi filmlerimi çekmeye başladım. Başrolde benim ve Emine Şule'nin yer aldığı son filmim Anahtar, aralık ayının ilk haftasında Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda izleyici ile buluşacak." dedi. Çalışmalarıyla dikkatleri üzerine çeken sanatçı, hayallerini gerçekleştirmek için cesur bir adım attığını ifade ederek, şunları kaydetti: "Yönetmenlik kariyerimin beşinci filmi olan Anahtar’da, çok değerli bir hazinenin haritasının bulunduğu yerin anahtarının peşindeki mafya gruplarının çatışması anlatılıyor. Avantür, aksiyon tarzındaki film, Mersin, Adana, Yumurtalık, Yılankale, Pozantı, Hacıkırı Alman Köprüsü, Niğde Ulukışla, Çiftehan gibi farklı mekânlarda 8 aylık bir dönemde çekildi. Yeşilçam sinemasından tanınan Atmaca Şenbay ve Adnan Karabacak da konuk oyuncular olarak rol aldı."

Türk edebiyatının ünlü yazarı Yaşar Kemal için Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali düzenlenecek Haber

Türk edebiyatının ünlü yazarı Yaşar Kemal için Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali düzenlenecek

Sanatçılar diyarı Çukurova’nın yetiştirdiği ünlüler arasında yer alan ve adı Türk edebiyatında üst sıralarda bulunan Yaşar Kemal'ın ismi, eserlerinin yanı sıra adına yaptırılan kültür evi, anıt ve aynı zamanda yurt genelinde isminin verildiği kültür merkezleriyle gelecek kuşaklara aktarılıyor. Osmaniye'nin Kadirli ilçesine bağlı eski eski adı Hemite olan Gökçedam Köyü’nde Osmaniye Valiliği tarafından yaptırılan Yaşar Kemal Kültür Evi'nde de adına törenler düzenlenen Yaşar Kemal, burada 101. doğum gününde anıldı. Kültür sanat gezileri ve öğrencilerin ziyaretleri dışında ünlülerin de akınına uğrayan Yaşar Kemal'in köyündeki kültür evinde gerçekleştirilen törene, CHP Genel Başkanı Özgür Özel de katıldı. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Kadirli Belediye Başkanı Mustafa Mert Olcar ile çok sayıda partilinin eşlik ettiği Genel Başkan Özgür Özel, burada anı defterini imzalayıp, ardından İnce Memed Anıtı'nı ziyaret etti ve Yaşar Kemal'in eşi Ayşe Semiha Baban ile bir süre sohbet etti. Özgür Özel'in ziyaretinde, Adana Büyükşehir Belediyesi ve Kadirli Belediyesi iş birliği ile Yaşar Kemal için Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali düzenlenmesine karar verildi. Yaşar Kemal'in 101. doğum gününde, Yaşar Kemal'in doğduğu Hemite'de olmanın onurunu yaşadığını belirten Özel, "Türkiye'nin en önemli aydınlarından biri, her zaman vicdanın sesi, her zaman barışın savunucusu olan Yaşar Kemal, eserlerinde köyünden sıkça söz ediyor. Burada, Adana Büyükşehir Belediyesi ve Kadirli Belediyesi iş birliğinde Uluslararası Yaşar Kemal Kültür Sanat Festivali düzenlenmesi için söz aldık" dedi. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ise, "Genel Başkanımız Özgür Özel ile birlikte Osmaniye Hemite'de bulunan Yaşar Kemal Kültür Evi'ndeydik. Çukurova'nın İnce Memed'i Yaşar Kemal’i 101. doğum gününde, doğduğu köyde sevgi ve özlemle andık" ifadelerini kullandı.

Kozay: Birlikte Çukurova’yı daha yaşanabilir hale getireceğiz Haber

Kozay: Birlikte Çukurova’yı daha yaşanabilir hale getireceğiz

Çukurova Belediye Başkanı Emrah Kozay, Çukurova Muhtarlar Derneği’nin düzenlediği buluşmada ilçenin sorunlarını ele aldı. Toplantıya Çukurova Kaymakamı Hüseyin Tekin, İlçe Emniyet Müdürü Yusuf Onat, İlçe Jandarma Komutanı Salih Ünal ve 27 mahalle muhtarı katıldı. Kozay, sorunların çözümü için iş birliğinin önemine vurgu yaparken, Çukurova'nın hizmette Adana’da birinci olacağını belirtti. Muhtarlar ise toplantıda karşılaştıkları sorunları dile getirerek çözüm önerilerini paylaştı. “Adana’da Çukurova hizmette birinci olacak” Çukurova’da işbirliği içinde çok güzel işlere imza atılacağını ifade eden Emrah Kozay; “Çukurova’yı daha yaşanabilir bir kent haline getirmek için dayanışma içinde hareket edeceğiz. Birlik ve beraberlik hepimiz için çok önemli. Bu kentin sorunlarını çözmek için daha çok elimizi, gövdemizi taşın altına koyacağız. Buna dair en ufak bir şüpheniz olmasın. Ben her zaman yanınızda olacağım. Kaymakamımıza çok teşekkür ediyorum. O da her zaman bizlerin yanında. Bu uyumlu yapıda çok güzel işler çıkartacağız. Bunu tabii ki enerjiye dönüştürüp sahada performans haline getirip başarı sağlamak gerekiyor. Adana’da Çukurova hizmette birinci olacak. Kendi içimizde böyle tatlı bir yarışımız, rekabetimiz olsun. Bu hizmet yarışı hepimize onur verecektir” şeklinde konuştu. Çukurova’nın sorunları dinlendi ve çözüm önerisi sunuldu Çukurova Kaymakamı Hüseyin Tekin, İlçe Emniyet Müdürü Yusuf Onat ve İlçe Jandarma Komutanı Salih Ünal da katıldığı Muhtarlar Buluşması’nda, muhtarlar karşılaştıkları sorunları dile getirerek çözüm önerilerini sundu.

Çukurova'nın yaylalarında sezon sonuna yaklaşılıyor Haber

Çukurova'nın yaylalarında sezon sonuna yaklaşılıyor

Çukurova'nın yaylaları, yaz boyunca Adana ve Mersin gibi büyükşehirlerden gelen vatandaşların uğrak noktası oldu. Başta Adana’daki Pozantı kent merkezi, Akçatekir, Çamlıyayla, Fındıklı, Alpu, Kamışlı, Kızıldağ, Başpınar ve Meydan yaylaları, sıcaklardan bunalanlar için adeta birer kaçış rotası oldu. Doğanın içinde vakit geçirmek isteyenler, temiz hava ve serin yayla ikliminden faydalanarak hem dinlenme hem de huzurlu bir tatil fırsatı buldu. Mersin, Osmaniye ve Hatay’ın yaylaları da yaz aylarının kavurucu sıcaklarında yoğunluk yaşadı. Mersin’deki Gözne, Fındıkpınarı, Soğucak, Bekiralanı, Mihrican, Ayvagediği, Güzelyayla, Namrun, Gülek, Sorgun, Küçükfındıklı, Balandız, Uzuncaburç, Gökbelen, Abanoz, Kaş ve Beşoluk yaylaları, Osmaniye’deki Zorkun, Olukbaşı, Ürün, Yarpuz (Cebel), Maksutoğlu, Almacık ve Bağdaş yaylaları ile Hatay’daki Çökek ve Belen yaylaları da yüzlerce vatandaşa stres atma ve rahat nefes alma imkânı sundu.  Akçatekir'deki yayla sakinlerinden Ekrem Karacan, sezonun sonuna yaklaştıklarını belirterek, “Her yıl buraya hem serinlemek hem de temiz hava almak için geliyoruz. Bu yıl da oldukça kalabalıktı, ama artık havalar soğumaya başladı ve artık yavaş yavaş dönüş hazırlıkları başladı” dedi.  Sezonun bitimiyle birlikte yaylaların sakinleşeceğini ve kış aylarına hazırlık yapılacağını ifade eden Karacan, bölge halkının geleneksel olarak her yıl bu göç hareketini sürdürdüğünü kaydetti.  Yaz sezonunun kapanmasına sayılı günler kala yaylalarda doğa yürüyüşü ve fotoğrafçılık gibi aktiviteler devam ederken, yerel turizm işletmecileri ise gelecek yıl için hazırlıklarına şimdiden başladı. Yaylaların eşsiz doğal güzelliklerinin, yıl boyunca fotoğrafçılar ve doğaseverlerin ilgisini çekmeye devam edeceği belirtildi.  Uzmanlar ise yaylaların doğal dengesini koruyabilmek için son yıllarda artan turistik talebin çevreye olan etkilerine dikkat çekerek, çevre dostu turizmin yaygınlaşması gerektiğini vurguladı. Özellikle altyapı, temizlik hizmeti ve ulaşım sorunlarının çözülmesinin, bölgenin sürdürülebilir turizmi açısından büyük önem taşıdığı ifade edildi. Yaylalarda yeni sezonun kiraları arttı Bu arada, yaylalara olan ilgi kiraları da artırdı. Yaylalardaki kiracılar, ilginin ev kiralarındaki artışa neden olmasına tepki gösterirken, emlakçılar da Akçatekir Yaylası’ndaki ev kiralarının, binanın metrekare ve donanımına göre değiştiğini ifade etti. Emlakçılar, geçen yıl 20 bin lira olan normal bir dairenin kirasının arttığını, villa fiyatlarının da lokasyona göre 100 bin liranın üzerine çıktığını kaydetti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.