SON DAKİKA

#cinsel istismar

İLKHABER-Gazetesi - cinsel istismar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, cinsel istismar haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

13 yaşında uğradığı istismarı 13 yıl sonra mahkemeye taşıdı Haber

13 yaşında uğradığı istismarı 13 yıl sonra mahkemeye taşıdı

Antalya'da, henüz 13 yaşındayken tiyatro eğitmeni tarafından cinsel istismara uğradığını iddia eden Y.E., 13 yıl sonra yaşadıklarını yargıya taşıdı. Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün başlayan davada sanık ilk kez hâkim karşısına çıktı. Antalya'da bir STK bünyesinde tiyatro grubunda yer aldığı dönemde, tiyatro yönetmeni tarafından sistematik cinsel istismara uğradığını öne süren Y.E.’nin şikâyetiyle açılan davanın ilk duruşması, geniş güvenlik önlemleri altında yapıldı. Sanık Ü.Z.A., "çocuğun nitelikli cinsel istismarı" ve "cebir, tehdit veya hile ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlamalarıyla yargılanıyor. İddianamede sanığın, mağdura sistematik olarak cinsel istismarda bulunduğu, onu hem duygusal hem de fiziksel olarak etkisi altına aldığı ve olay sonrasında mağdurun yıllarca psikolojik destek aldığı yer aldı. "İftira atıyorlar" Sanık Ü.Z.A., duruşmada yaptığı savunmada suçlamaları reddetti. "Bana bir iftira atılmaktadır. Suçlamaları kabul etmiyorum" diyen sanık, aralarındaki ilişkinin platonik olduğunu ileri sürdü. Sosyal medya üzerinden alınan bazı görüntülerin de dosyada yer aldığını belirten sanık, bunların eşi tarafından temin edildiğini ve herkese açık hesaplardan alındığını iddia etti. Sanık, mağdurun babasıyla olay sonrası görüştüğünü, babasının talebi üzerine iletişimi kestiğini söyledi. "Çok korkuyorum" Mağdur Y.E., duruşmaya pedagog eşliğinde SEGBİS aracılığıyla katıldı. Y.E., 2011 yılında ailesindeki boşanma süreci nedeniyle tiyatro grubuna dahil olduğunu, sanığın kendisiyle önce şiirler ve yazılarla iletişim kurduğunu, ardından fiziksel temasta bulunduğunu anlattı. Y.E., arabada elinin tutulmasıyla başlayan süreçte çeşitli turneler sırasında sanığın kendisini tenha yerlere götürerek cinsel istismarda bulunduğunu, ilk cinsel saldırının ise 22 Temmuz 2011 tarihinde yaşandığını söyledi. Mağdur, ifadesinde sanığın savunma dilekçesine eklediği eski erkek arkadaşlarına ait sosyal medya görselleri nedeniyle çok korktuğunu ve tehdit altında hissettiğini belirtti. Y.E. "Savunma dilekçesine tüm eski erkek arkadaşlarımla fotoğraflarımı koymuş, çok korkuyorum. Tutuklanmasını talep ediyorum" dedi." "Hayatımın en büyük pişmanlığını yaşıyorum" Duruşmada mağdurun annesi ve babası da tanık olarak dinlendi. Babası, olaydan ancak kızının yazdığı anı defterini annesinin bulması sonrası haberdar olduklarını, durumu önce anlayamadıklarını ancak yıllar sonra kızlarının istismara uğradığını fark ettiklerini söyledi. Babası, sanıkla görüştüğünde "titreyen bir adam" ile karşılaştığını belirterek, "2011'de ağır bir boşanma geçirdik. Diyalog kuramıyorduk. Çocuklar etkilendi. Kız kardeşim çocukları tiyatroya yazdırdı. Aylar sonra eski eşim, kızımızın anı defterini buldu ve beni çağırdı. İçeriği incelediğimde kızımın hocasına ilgi duyduğunu anladım. 11-15 yaş aralığında bir çocuğunuz varsa bu durumu kabul eder, hocayı uyarırsınız. Kızımın bir duygu beslediğini hocasının da karşılık verdiğini anladım. Ağabeyim ile birlikte hocayla bir kafede bir araya geldik. Görüştüğümüzde karşımda titreyen bir adam vardı. Kızım sana ilgi besleyebilir, senin tavırların yanlış, defteri niye verdin dedim. Kendini ifade etsin diye verdim dedi. Defteri verdim hatanı kabul ediyorum, kızınıza bir şey yapmadım dedi. Hayatımın en büyük pişmanlığını yaşıyorum, bu adamı düzgün bir insan sandığım için. Bu adam pedofilidir. Bir öğretmen 13 yıl öğrencisinin mektubunu saklar mı?" dedi. Mağdurun annesi de kızının tiyatro grubuna girdikten sonra zamanla içine kapandığını, bunun üzerine şüphelenerek kızının odasını karıştırdığını, odasında bulduğu defterin ardından yazışmaları fark ettiğini ve sanıkla temasa geçmeye çalıştığını söyledi. Anne ifadesinde, sanığın annesiyle yaptığı telefon görüşmesinde karşı tarafın "kızınıza sahip çıksaydınız" dediğini de ekledi. Savcı tutuklanma talep etti, mahkeme heyeti reddetti Duruşma savcısı, sanığın tutuklanmasını, bu talebin kabul edilmemesi halinde adli kontrol hükümlerinin uygulanmasını istedi. Ayrıca 6284 sayılı yasa kapsamında mağdura yaklaşmama ve iletişim kurmama yönünde tedbir talep edildi. Mahkeme heyeti, sanığın tutuksuz yargılanmasına karar vererek herhangi bir adli kontrol tedbiri uygulamadı. Duruşma 10 Haziran 2025 tarihine ertelendi. Duruşmayı çok sayıda kadın ve çocuk hakları savunucusu takip etti. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği temsilcileri, adliye önünde destek açıklaması yaptı. Başka bir kadına yönelik mektup ve taciz iddiası da gündemde Duruşma sonrasında mağdurun avukatı Yağmur Burçin Sayın, mahkeme önünde açıklamada bulundu. Sayın, sanığın çelişkili beyanlarda bulunduğunu belirterek, "Sanığın sunduğu hiçbir delil geçerli değildir. Müvekkilim 13 yaşında istismara uğramıştır ve bu süreçte susturulmuştur. Bugün de SEGBİS’le ifade vermesine rağmen duruşma salonuna alınmamıştır. Tanıklarımız bir sonraki duruşmada dinlenecek. Sanığın mektup, mail ve sosyal medya takibi gibi birçok yönüyle sistematik bir hazırlık yaptığı anlaşılmaktadır" dedi. Sayın ayrıca, başka bir kadına yönelik mektup ve taciz iddiasının da yargılama sürecinde tanık olarak aktarılacağını ifade etti. Sanığın tutuklu yargılanması gerektiğini belirten Sayın, "Sanık sessizdi. Zaten bu tip insanlar sessiz olurlar" dedi.

Gaziantep'te baygın bulunan genç kadın 6 gün sonra hayatını kaybetti Haber

Gaziantep'te baygın bulunan genç kadın 6 gün sonra hayatını kaybetti

Gaziantep'te parkta baygın halde bulunan 24 yaşındaki kadın, kaldırıldığı hastanede 6 gün sonra hayatını kaybetti. Genç kadının acılı ailesi cinsel istismar, zehirlenme ve uyuşturucu iddialarında bulunurken, soruşturmanın sürdüğü olayla ilgili 1 şahıs tutuklandı. Olay, bir hafta önce Şahinbey ilçesi İbni Sina Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, uzun zamandır ailesinden ayrı yaşayan ve 2 haftadır hiç haber alınamayan 24 yaşındaki Nesrin Panoğlu, bir parkta vatandaşlar tarafından baygın halde bulundu. Hastanedeki bir haftalık yaşam mücadelesini kaybetti Genç kadın, çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla Gaziantep Şehir Hastanesi'ne kaldırıldı. Hastanede 6 gündür tedavi gören Nesrin Panoğlu, gece saatlerinde yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Genç kadının cenazesi, Gaziantep Adli Tıp Kurumu'nda tamamlanan işlemlerinin ardından defnedilmek üzere yakınlarına teslim edildi. Acılı aileden cinsel istismar, zehirlenme ve uyuşturucu madde iddiası Yaşanan olayın ardından açıklamalarda bulunan genç kadının ağabeyi İsmail Panoğlu, cinsel istismar, zehirlenme ve uyuşturucu madde iddiasında bulundu. Olayla ilgili açıklamalarda bulunan ve yetkilerden sorumluların bulunmasını isteyen İsmail Panoğlu, "Benim kız kardeşim Nesrin Panoğlu uzun zamandır ortalıkta yoktu ama son 10 gündür hiç haber alamıyorduk. Sonrasında bir hafta önce polis bizi aradı ve kardeşimin yoğun bakımda olduğunu söyledi. Kız kardeşim Nesrin Panoğlu 1 haftadır yoğun bakımda tedavi görüyordu ama bugün de vefat etti. Kız kardeşimi 10 gün boyunca bir evde hapsetmişler, cinsel tacizde bulunmuşlar ve uyuşturucu vermişler, zehir vermişler, hiç yemek-su bile vermemişler. Zehir ciğerlerini parçalamış. Ölümüne sebep olan herkesin cezaevine girmesini istiyorum ben. Kardeşimizin daha öncesinden uyuşturucu kullanımı da vardı. Kardeşimizi bu duruma düşüren herkesten şikayetçiyiz. Adalete güveniyorum" diye konuştu. Soruşturma devam ediyor, bir kişi tutuklandı Öte yandan, olayla ilgili çalışma yapan Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerinin gözaltına aldığı Soner D. isimli şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olayla ilgili geniş çaplı soruşturma sürüyor.

İstanbul'da çocuklara hayvan ilaçları vererek 'Cinsel İstismar' tuzağı kurmaya çalışan doktora yönelik karar açıklanıyor Haber

İstanbul'da çocuklara hayvan ilaçları vererek 'Cinsel İstismar' tuzağı kurmaya çalışan doktora yönelik karar açıklanıyor

İstanbul Bakırköy’de bir psikiyatri kliniğinde çocuklara hayvanlarda kullanılan ilaçları vererek ailelere ‘cinsel istismar’ tuzağı kurmakla suçlanan doktor Süleyman Salih Zoroğlu ve yardımcıları hakkında açılan davanın duruşmasında son kararın yarın açıklanması bekleniyor. Duruşmada sanıklar, suçlamaları reddederek savunmalarını yaptı. İstanbul'da bir psikiyatri kliniğinde, çocuklara hayvanlarda kullanılan ilaçları vererek ailelere ‘cinsel istismar’ tuzağı kurmaya çalıştığı öne sürülen doktor Süleyman Salih Zoroğlu ve ona yardım eden 5 sanık hakkında açılan davada, karar yarın açıklanacak. Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Süleyman Salih Zoroğlu ve eşi tutuksuz sanık Özgül Zoroğlu katıldı. Duruşmaya diğer tutuksuz sanıklar, taraf avukatları ve müştekiler de katıldı. Savunmasında, kullandığı ketaminin uyuşturucu etkisi olmadığını savunan Zoroğlu, “Ketamin fiziksel bağımlılık yapan bir ilaç değildir. Ben uyuşturucu satıcısı değilim, doktorum” dedi. Bu açıklamanın ardından mahkeme, diğer sanık avukatlarının savunmalarına devam edilmek üzere duruşmayı yarına erteledi. Yarın yapılacak duruşmada kararın açıklanması bekleniyor. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 20 müşteki aile ve 21 mağdur çocuğun beyanlarının alındığı belirtilmişti. İddianamede, yaşları 7 ile 18 arasında değişen 21 mağdur çocuğun ve ebeveynlerinin alınan beyanlarına, mağdur çocuklarla ilişkili seans kayıtlarına, ailelere gönderilen mesaj içeriklerine de yer verilmişti. İddianamede Süleyman Salih Zoroğlu’nun mağdurlara teşhis koyarak seanslar sırasında Ketamin maddesi verdiği, cinsel içerikli sorular yönelttiği, bedensel ve ruhsal yönden sağlıklarının bozulmasına neden olduğu, ailenin çeşitli üyelerini istismarla suçlayarak maddi talepler içeren tehditvari girişimlerde bulunduğu, çocukları kendi tutacağı bir eve yerleştirmeye ve yurt dışına göndermeye çalıştığı yönündeki beyanlarla şikayetçi olunduğu anlatılmıştı. Sanık Zoroğlu’nun klinik ve ev adreslerinde ele geçirilen maddeler üzerinde Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesi tarafından yapılan inceleme ve analizler neticesinde Ketamin ve Ketamin bulaşıklı madde ve materyaller tespit edildiği de iddianamede açıklanmıştı. İddianamede sanık Zoroğlu’nun mağdur çocuklara yönelttiği kapalı uçlu soruları, hasta mahremiyetini ihlal edici uygulamaları, ebeveynlere yönelik düşmanca ifadeleri, intihar girişimlerine ilişkin pozitif pekiştirgeçlerinin temel mesleki ve etik ilkelere aykırı olduğu, eylemlerinin çocuğun duygusal istismarı kapsamında değerlendirilebileceği ifade edilmişti. İddianamede mağdur çocukların hiçbirinin kliniğe cinsel istismar iddiası, şüphesi, ihtimaline bağlı bir travma sebebiyle gitmediği de belirtilmişti. Sanık Süleyman Salih Zoroğlu’nun tüm vakalara, öykülerinde bir cinsel istismar olmamasına karşın hızlıca Çoklu Kişilik Bozukluğu (ÇKB) ve Disosiyatif Kimlik Bozukluğu (DKB) teşhisi koyduğu da kaydedilmişti. Başlangıçta bizzat çocukların direnç göstererek istismara uğramadıklarını, müracaat sebeplerinin bu olmadığını doktora anlatmaya çalıştığı ancak Zoroğlu’nun ensesti "Allah’ın verdiği özel yeteneklerle, bir önsezi sayesinde, manevi bir gözle bakarak hemen anladığını" iddia ettiği iddianamede ifade edilmişti. Zoroğlu’nun mağdur çocukların pek çoğunu okullarını bırakmaya, ailelerinden ayrılarak oluşturacağı evlerde kalmaya, pasaport çıkarıp yurt dışına gitmeye ikna etmeye çalıştığının tespitine de iddianamede yer verilmişti. Sanık Zoroğlu’nun bu noktada mağdurların ailelerinden şantaj yoluyla temin edeceği paraları kullanmayı planladığı, yurtdışındaki temel bağlantı noktasının da firari durumdaki FETÖ şüphelisi ablasının olduğunu ikrar ettiği iddianamede kaydedilmişti. Zoroğlu’nun mağdur çocukların bir bölümüne çeşitli zehirleyici maddeler kullanarak ebeveynlerini öldürme tavsiyesinde bulunulduğu, çocuğun bu maddeleri kullanması halinde otopside tespit yapılamayacağını söyleyerek suç işleme kararlılıklarını arttırmaya çalıştığı da iddianamede açıklanmıştı. İddianamede Süleyman Salih Zoroğlu’nun 21 kez "uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama", 21 kez "eziyet", 4 kez "iftira", 2 kez "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", 2 kez "şantaj", 2 kez "uyuşturucu madde kullanımını özendirme", 1 kez "kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme" 1 kez "özel hayatın gizliliğini ihlal etme" suçlarından toplam 96 yıldan 972 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Öte yandan Zoroğlu’na yardım ettiği öne sürülen diğer 5 sanık hakkında ise değişen oranlarda hapis cezası istenmişti.

Malkara'daki cinsel istismar olayında minik Sıla'nın durumu kritik Haber

Malkara'daki cinsel istismar olayında minik Sıla'nın durumu kritik

Tekirdağ'ın Malkara ilçesinde komşularının çocukları tarafından cinsel istismar ve şiddete uğrayan 2 yaşındaki Sıla Y., Tekirdağ Şehir Hastanesi'nde entübe halde tedavi görmeye devam ediyor. Minik Sıla'nın ilaçlara artık tepki vermediği ve durumunun kritik olduğu öğrenildi. 28 gündür yaşam mücadelesi veren bebek için umutlar her geçen gün azalıyor. “Aile, hastane önünde umutla bekliyor”  Sıla Y.'nin yaşadığı vahim olay sonrası hastaneye kaldırılmasının ardından tedavisi yoğun bakımda sürüyor. Edinilen bilgilere göre, küçük kızın durumu ciddiyetini korurken artık ilaçlara tepki vermediği belirtildi. Ailesi ve yakınları, yoğun bakımda entübe durumda olan Sıla'nın tedavisinden umutlu bir haber almak için hastane önünde bekliyor. Olayla ilgili soruşturma kapsamında anne Bakiye Y. ve komşu çocukları dahil 5 kişi tutuklu bulunuyor. “Sıla'nın durumu giderek kötüleşiyor”  Sıla'nın teyzesi Aslı Tatar, doktorlarla yaptıkları görüşme sonrasında, “Sıla artık ilaçlara da tepki vermiyor. Durumu her geçen gün daha da kritikleşiyor. Ama yine de kalbi attıkça bir umut var diyoruz. Tek dileğimiz, Sıla'dan iyi haberler almak. Doktorlarımızla sürekli görüşüyoruz ve iğne ucu kadar da olsa bir umut var diyoruz. Ancak bugün doktorlarımızla konuştuk ve Sıla'nın ilaçlara da artık tepki vermediğini öğrendik” dedi. “Teyzesi gözyaşlarıyla açıklama yaptı” Açıklama sırasında gözyaşlarını tutamayan Tatar, “Her telefon çaldığında, ‘Acaba Sıla'dan bir haber mi geldi?' diye yüreğimiz ağzımıza geliyor. Rabbim kimsenin başına vermesin, düşmanımın bile. Hele ki bir insanın canı kanı olunca. Doktorlarımız sağ olsunlar ellerinden geleni yapıyor, insanların başına gelince bizim ciğerimiz kan ağlıyordu. Şimdi ise bizim başımıza geldi. Canımızın orada canı yanıyor. Ve her gün daha kötü haber alıyoruz. Hocalarımız mücadele ediyor sağ olsunlar. Hani Sıla için nerde kimse yok. Biz yalnızız burada, yapanlar cezaevinde. Yani bitti mi bu olay bu kadar mı? Sıla can çekişiyor. Hani insanlarımız neredeler. Canımız yanıyor. Her gün doktorlardan kötü haber alarak canımız yanıyor” diye konuştu.

Cinsel istismar sanıkları savcılıktaki ifadelerini reddetti Haber

Cinsel istismar sanıkları savcılıktaki ifadelerini reddetti

Geçen yıl cinsel istismar sonucu ölen 2 yaşındaki çocuk ve ablasının fuhşa sürüklediği iddiasıyla anne ve 3 şahsın yargılandığı davanın ilk duruşmasında anne ve tutuklu bulunan sanıklar, savcılıkta verdiği ve suçu kabullendikleri ifadeleri reddetti.Çaycuma ilçesi İstasyon Mahallesi'nde Meryem Ö.'ye (38) ait evde geceyi geçiren Furkan Sevinç, kadının 2 yaşındaki çocuğu Nisanur Ö.’ye cinsel istismarda bulundu. Evde bayılınca Furkan Sevinç tarafından Çaycuma Devlet Hastanesi’ne götürülen bebek daha sonra sevk edildiği Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Olayla ilgili Zonguldak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Furkan Sevinç, 'kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve 'nitelikli cinsel istismar' suçundan da üst sınırdan 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ölen çocuğun ablası R.Ö.’nün de cinsel istismara maruz kaldığı iddiası üzerine genişletilen soruşturmada anne Meryem Ö. ile birlikte Özkan Ç., Cemil S. ve Mehmet G. hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ suçundan iddianame hazırlandı. İddianame Bartın 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilirken, Metin Sucu isimli şüpheli, İstanbul’da yakalanıp polis otosunda Zonguldak’ın Çaycuma ilçesine getirildiği sırada yolda öldü. Metin Sucu’yu getiren polis otosundaki polis memurları Mehmet Y. (41) ve Muhammet Emin C. (34) ile bekçi Uğur O. (36), ‘Vücutta kemik kırılmasına yol açacak şekilde yaralama sonucu öldürme’ suçundan 18’er yıl hapisle cezalandırıldı. Bartın'da görülen davanın ilk duruşmasına sanıklar Meryem Ö., Özkan Ç, Cemil S. ve Mehmet G. tutuklu bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Savcılık ifadelerini reddetti Duruşmada Mahkeme Başkanı'nın anne Meryem Ö'ye emniyet ve savcılık verdiği, "kendisinin ve kızının, 3 tutuklu sanık ile farklı zamanlarda ilişkiye girdiği" ve "Kızıyla birlikte 30-40 kişiyle birlikte olduğu" yönündeki ifadelerini hatırlatarak, olayın doğruluğunu sordu. Anne Meryem Ö ise, "Ben kimseyle parayla ilişkiye girmedim. Bunların hepsi yalan. Nisanur’un ölümünden sonra psikolojim çok bozuktu. Emniyette ve savcılıkta baskıdan dolayı böyle bir ifade verdim. Bir anne kızını satar mı? Ben öyle bir şey yapmadım. Böyle bir şey yok ve olamaz, bunların hepsi yalan. R.Ö. hala kardeşinin öldüğünü bilmiyor. Ben ilk verdiğim ifadelerde kendimde değildim, kendimi yeni yeni topluyorum" ifadelerini kullandı. Mahkeme başkanının, savcılıkta verdiği "Meryem’i ve kızı R.Ö.’yü para karşılığı satıyorum" sözlerinin hatırlattığı tutuklu sanıklardan Mehmet G., "Biz Meryem ile evlenme amaçlı tanıştık. Ama kafamız uymadı. Zaten ondan sonra hiç görüşmedik. Savcılıkta verdiğim bu ifadelerin hiçbirini kabul etmiyorum. Bu ifadeleri baskı altında verdim” diye ifade etti. Savcılık ifadesinde R.Ö.’nün ayranına uyku ilacı katıp cinsel istismarda bulunduğunu itiraf eden sanıklardan Cemil S., eski ifadelerini reddederek, “Ben bu ifadeleri kabul etmiyorum. Ben böyle bir şey yapmadım. Bu ifadeleri baskı altında verdim. Ben adaletten yanayım” diye konuştu. Sanıklardan Özkan Ç. ise uzun zamandır Meryem Ö. ile görüşmediğini ve hiçbir şeyden haberi olmadığını belirterek suçlamaları reddetti. Tanıklar dinlendi Meryem Ö.’nün daha önce oturduğu mahallede bakkal işleten S.K ise, “Bazen Nisanur’u bizim dükkana 5-10 dakika bakmamız için bırakırdı, biz de bakardık. R.Ö.’yü ise sabahları okula giderken görürdük. Her zaman uykulu olurdu. Annesi uyumadığı için uyku ilacı verdiğini bize söylerdi” ifadelerine yer verdi. Tanık olarak dinlenen Meryem Ö'nün üvey kardeşi T.Y. de gözyaşlarını tutamazken, “Meryem’in evine gelen erkekleri duyuyorduk, inanmıyorduk. Ama işin aslı öyle değilmiş. 2 yeğenimin başını yaktı. R.Ö.’ye annesi sürekli uyku ilacı veriyordu” diye konuştu. Anne Meryem Ö, kızı R.Ö'ye uyku ilacı verdiği yönündeki iddia ve suçlamaları da kabul etmedi. Duruşma ileri tarihe ertelendi Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü avukatları ile sanık avukatlarının da bulunduğu duruşmada, anne, diğer sanıklar ve tanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme ara kararını açıkladı. Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, olayın şüphelisi Metin Sucu’nun ölümünde polis memurlarının ceza aldığı mahkeme evrakının getirilmesi ve mağdur R Ö.’nün bir sonraki mahkemede psikolog ve pedagog eşliğinde dinlenmesine karar vererek duruşmayı ileri tarihe erteledi.

Tekirdağ Baro Başkanı’ndan 2 yaşındaki Sıla’nın cinsel istismarıyla ilgili açıklama: “5 şüpheli belirlendi” Haber

Tekirdağ Baro Başkanı’ndan 2 yaşındaki Sıla’nın cinsel istismarıyla ilgili açıklama: “5 şüpheli belirlendi”

Tekirdağ'ın Malkara ilçesinde, 2 yaşındaki Sıla Y.’nin cinsel istismara uğradığının tespit edilmesi üzerine yürütülen soruşturmada 5 şüpheli olduğu belirtildi. Tekirdağ Baro Başkanı Av. Egemen Gürcün, bu gelişmelere ilişkin detayları paylaştı. Gürcün, olayın 5 Eylül’de meydana geldiğini, çocuğun 8 Eylül’de fenalaşarak hastaneye kaldırıldığını ve burada yapılan incelemelerde cinsel istismar bulgularına rastlandığını söyledi. Soruşturma ve Tutuklamalar Baro Başkanı Gürcün, “Öncelikle olayın ortaya çıkma tarihi 8 Eylül ancak edindiğimiz bilgilere göre olay 5'inde gerçekleşmekte. Çocuğun durumunun ağırlaşması üzerine annenin çocuğu hastaneye götürdüğü ve burada bazı bulguların ortaya çıktığı. Savcılığa intikal eden bulguların ortaya çıktığı ve soruşturmanın bu aşamada derinleştiğini öğrendik. Bildiğiniz gibi şu an için 3 tutuklu bulunmakta soruşturmada. Bunlardan biri anne, ikisi de suça sürükleyen çocuk olarak nitelendirilen 18 yaşından küçük şüpheliler. Annenin tutuklanmasının asıl nedenlerinden bir tanesi suç delillerini gizlemesi, karartması ve suçu ihbar etmemesi önem arz etmekte. Onun dışında da aile yükümlüklerine aykırı davranış, bu suçlarla beraber işlenen bir diğer suç olarak karşımıza çıkmış. Annenin tutuklanma gerekçesi bu. İki tane SSÇ (suça sürüklenen çocuk) var. Dosyada bulunan Adli Tıp Kurumu'nun kati raporlarından da edindiğimiz bilgi ve gelen raporlar ne yazık ki 2 yaşındaki yavrumuza bir cinsel istismar vakasının ortaya çıktığını gösteriyor. Bu anlamda çok üzgünüz gerçekleşen bu vahim olay nedeniyle. Ancak şunu ifade etmek gerekirse Malkara halkımız bu konuda Cumhuriyet Savcılığımızın bu konuyu özveriyle ve titizlikle yürüttüğünü, maddi gerçeğin ortaya çıkmasıyla ilgili gerçekten çok detaylı bir soruşturma yürüttüğünü biraz önce öğrenmiş bulunmaktayız. Bu bakımdan da Cumhuriyet Savcılığımızı kutluyoruz. Olayın aydınlatılmasıyla ilgili çok kıymetli bir çalışması mevcut” dedi. SILA YOĞUN BAKIMDA Baro Başkanı Gürcün, “8 Eylül'de evladımız fenalaştıktan sonra alınan ifadesinde annenin suç delillerini gizlemesinden bahsettik. Burada çok önemli bazı detaylı bilgileri henüz soruşturmanın gizliliği nedeniyle sizlerle paylaşamıyoruz. Ancak cinsel istismarın ortaya çıktığına da delalet edecek deliller annenin eline geçmesine rağmen anne bunları ilgili makamlara bildirmeyerek bu suçun ortaya çıkmasını, ayın 5'inden 8'ine kadar ortaya çıkmasını gizlemiş bulunmakta. Bu nedenle anne tutuklandı. ATK'dan gelen raporda da ve ifadelerde de ortaya çıkan husus şu ki bu iki SSÇ'nin de ne yazık ki cinsel istismar vakası ile ilgili derinleşen bir şüphe var. Bu anlamda ifadeler de alınmış. Tekrar etmek gerekirse şu aşamada Cumhuriyet Savcılığı'nca yürütülen soruşturmada 3 tutuklu bulunuyor. Annenin çok ayrıntılı ifadeleri var. Kati adli tıp raporu nedeniyle de şu aşamada ne yazık ki bahsedilen olayın bir cinsel istismar olduğu ortaya çıkmış bulunmakta. Çok üzgünüz. Tekirdağ Barosu olarak çocuğun, kadının, doğanın korunmasıyla ilgili çalışmalarımızı kararlılıkla yürütüyoruz. Bugün de burada evladımızın hukukunu savunmak ve gerçekten topluma doğru bilgi verme sorumluluğu ile bulunmaktayız huzurlarınızda. Bu açıdan Tekirdağ Barosu çocuklarımızın güvende yaşayacağı bir toplum inşa etmek üzere kararlılıkla çalışacaktır. Bizler de Tekirdağ Barosu olarak yürütülen soruşturma aşamasından sonra gerçekleşecek olan dava aşamasında da Tekirdağ Barosu olarak bu davayı sonuna kadar takip edeceğiz. Evladımızın sağlık durumuyla ilgili de kısa bir bilgi vermek gerekirse şu anda halen yoğun bakımda uyutulmaktadır. Beyin kanaması geçirmesi sebebiyle buna bağlı olarak da rahatsızlığı derindir. Ancak doktorlarından aldığımız ve savcıdan aldığımız son bilgide halen stabil olduğu yönündedir. Tüm dualarımız evladımızın sağlığına kavuşması içindir. Malkara halkına ve Tekirdağ kamuoyuna bu süreci itidalli bir şekilde yürütmeleri gerektiğini ve gereken hassasiyetin adli makamlarca titizlikle yerine getirdiğini bir kez daha altını çizmek istiyoruz. Ayrıca edindiğimiz son bilgi şu anda şüpheli sayısının 5 olduğu, son bir ifade kaldığı ve üvey babanın ifadesinin bu akşam saatlerinde alınmaya başlanacağı bilgisi bizlerle paylaşıldı. Bu durumda soruşturmamızda toplam 5 şüpheli bulunmakta. Bu durumda da son şüphelinin ifadesinin alınmasından sonra Cumhuriyet Savcılığı'nın buradaki görevi sona erecektir” diye konuştu.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İLKHABER-Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.