TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#CHP Adana

İLKHABER-Gazetesi - CHP Adana haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, CHP Adana haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP'li Şevkin’den Bakan Kurum’a İliç tepkisi: Modern bir ülkede böyle bir bakan istifa eder Haber

CHP'li Şevkin’den Bakan Kurum’a İliç tepkisi: Modern bir ülkede böyle bir bakan istifa eder

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un TBMM İliç Komisyonu'na bilgi vermemesine tepki gösterdi. Bakan Murat Kurum’un istifa etmesi gerektiğini kaydeden Dr. Şevkin, "İliç'te birinci derecede asli kusurlusunuz ve bir gün gelip komisyona konuşmadınız. Modern bir ülkede böyle bir bakan istifa eder. 9 insan öldü. Bir gün bile gelip hesap vermediniz" dedi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçe görüşmelerinde söz alan CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Bakan Kurum'a 13 Şubat 2024'te Erzincan'ın İliç ilçesinde Çöpler Maden Ocağı’nda liç yığının kayması nedeniyle toprak altında kalan 9 işçinin ölümünü hatırlattı. Kurum'un TBMM İliç Araştırma Komisyonu'na katılmamasını eleştiren Dr. Şevkin, "İliç'te birinci derecede asli kusurlusunuz ve bir gün gelip komisyona konuşmadınız. Bir gün komisyona konuşmadınız. Siz üstelik bakan olarak ödüllendirildiniz. Modern bir ülkede böyle bir bakan istifa eder" dedi.  Kurum'un "Hazmedemiyorsunuz" şeklindeki yanıtına tepki gösteren Şevkin, "Neyi hazmedeceğiz? 9 insan öldü, 9 insan öldü. Bir gün bile gelip hesap vermediniz" dedi. “MODERN BİR ÜLKEDE İSTİFA ETMENİZ GEREKİYORDU” Murat Kurum'un "Aziz millet için bu hizmetleri yapmaya devam edeceğiz" ifadesi üzerine Dr. Şevkin, "Ne hizmeti yaptınız. Ormanlar katlediliyor, madenlerde her yerleri talan ediyorsunuz. Fay yasasını mı çıkardınız, insanlar depremlerde ölüyor. Neyi düzenlediniz? Bir kelime İliç’ten bahsedilmedi. Rahmetle dahi anmadınız. Modern bir ülkede istifa etmeniz gerekiyor, siz ödüllendirildiniz" diye konuştu.  “İLİÇ RAPORU MECLİSE SUNULMUYOR, KARARTILMAK İSTENEN BİR TAKIM İŞLER Mİ VAR?” İliç Araştırma Komisyonu’nun çalışmalarını tamamladığını, muhalefetin şerhini ve önerilerini sunduğunu ancak aradan bir aydan fazla zaman geçmesine rağmen komisyon raporunun meclise sunulmadığını vurgulayan Dr. Şevkin, Bakan Murat Kurum’a dönerek, “Karartılmak istenen bir takım işler mi var?” sorusunu yöneltti. “GEREKLİ MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİ 20 YILLIK SÜREDE YAPILMADI” 6 Şubat depremleri, İliç maden faciası veya asbest mağduriyeti nedeniyle karşı karşıya bırakılan yerleşimlerin artık günlük hayatın bir parçası olduğunu, yaşanan bu olayların Türkiye’nin afet ve çevre krizlerine ne kadar hazırlıksız ve dayanıksız olduğunu açıkça gösterdiğini dile getiren Dr. Şevkin, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı; bu önlemleri 2004 yılında düzenlenen Deprem Şurası’nda ‘Türkiye Afet Risk Azaltma’ önlemleri alacaktı. Bunların büyük bir kısmı süresi dolmuş olmasına rağmen hayata geçirilmemiştir. Deprem şûrasında “İmar Kanunu'nda mikro bölgeleme, kentsel risk sektörleri, sakınım planı ve yeni imar araçlarının yer alması sağlanmalıdır" kararı bulunmasına rağmen ne yazık ki hâlâ gerekli mevzuat değişikliği yirmi yıllık sürede yapılmamıştır” diye konuştu. “DEPREM RAPORLARI TOZLU RAFLARDA KALMASIN” İki kez deprem komisyonunda bulunduğunu, hem İzmir Bayraklı depreminden sonra hem de 11 şehri vuran depremlerden sonra her iki deprem raporunda da çok önemli önermeler olduğuna dikkat çeken Dr. Şevkin, şunları söyledi: “İkinci deprem raporunda bin sayfanın üzerinde önermeler var. Birinci deprem raporunda da 500 sayfanın üzerinde önermeler var ve hayati önemde. Pek çok kurumun, kuruluşun dinlendiği, aylarca çalışmanın yapıldığı son derece önemli raporlar sunulmuştur. Biz, bunların tozlu raflarda tüketilmemesi gerektiğini düşünüyoruz, hayata geçirilmesini elbette çok önemsiyoruz.  Afetzedelere yeni yerleşim yeri belirlenmesi ve kalıcı konutların inşası konusunda Bakanlığınızda birçok müşavir firma görevlendirilmiş ve bu kuruluşlara ödenek aktarılmıştır. Bu müşavir firmalar hangi kriterlere göre belirlenmiştir. “KAMU MÜHENDİSLERİ DÜŞÜK ÜCRETLERLE ÇALIŞIYOR” Bakanlığınızda binlerce mühendis ve mimar çalışan bulunurken neden yandaş müşavir firmalara milyonlarca lira para akıtılmaktadır ve bu mühendisler devreye konulmamaktadır? Bu arada kamu mühendislerinin de çok düşük ücretlerle çalıştığının da altını defaten burada çizmek isterim. Gerçekten bu konuda da kamu mühendisleri çok büyük sıkıntılar yaşamaktadırlar.”

Uzm. Dr. Özden Polatöz: Eziyet yönetmeliği geri çekilmeli! Haber

Uzm. Dr. Özden Polatöz: Eziyet yönetmeliği geri çekilmeli!

Adana Tabip Odası, Adana Aile Hekimleri Derneği, Genel Sağlık İş Sendikası, Hekim Birliği Sendikası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası başkan ve üyeleri Adana Tabip Odasında bir araya gelerek Sağlık Bakanı’nın vaat ettiği “Temel sağlık ve koruyucu sağlık önceliğimiz. Hedefimiz güçlü aile hekimliği” sözünü yerine getirmesini isteyerek “Bu yönetmelik adeta aile hekimliği çalışanlarına ve yurttaşlara eziyet etmek için hazırlanmıştır” dediler. SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN GÖREVİ SAĞLIĞI KORUMAK OLMALIDIR CHP Adana İl Başkanı Dr. Anıl Tanburoğlu’nun da katılarak destek verdiği açıklamayı katılımcı kurumlar adına Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Özden Polatöz okudu. Uzm. Dr. Polatöz, “Sağlık Bakanı göreve başladığı ilk günlerde “Temel sağlık ve koruyucu sağlık önceliğimiz. Hedefimiz güçlü aile hekimliği” diyerek birinci basamağı güçlendireceğini söylemişti. Bunun üzerinden bir ay geçmeden yine aynı Sağlık Bakanı “Biz maalesef hekimleri son zamanlarda biraz darılttık, küstürdük, toplum olarak söylüyorum. Hekimleri toplum olarak üzdük” diyerek sağlık emekçilerinin tükenmişliğini gördüğünü söylüyordu. Oysa Türk Tabipleri Birliğimiz (TTB) Sağlık Bakanı’nı ziyaret ettiğinde sağlıkta şiddetin önlenmesi yönünden, birinci basamağın güçlendirilmesi ve performans sisteminin olumsuz sonuçlarını ayrıntılarıyla aktarmış, diyalog içinde çalışabileceği belirtilmişti. Ne yazık ki “Benim için öncelik hasta memnuniyetidir” söyleminin bakanlığın asli görüşü olduğunu görüyoruz. Aslında Sağlık Bakanlığı’nın görevi sağlığı korumak olmalıdır.” YÖNETMELİK ADETA AİLE HEKİMLİĞİ ÇALIŞANLARINA EZİYET ETMEK İÇİN HAZIRLANMIŞTIR Birinci basamak sağlık hizmetlerinin sağlık sisteminin can damarı olduğunu belirten Başkan Uzm. Dr. Özden Polatöz, “Ülkemizde sağlık alanında yaşanan pek çok sorunun kaynağında birinci basamak sağlık hizmetleri ve koruyucu hekimlik uygulamalarına gereken önemin verilmemesi yatmaktadır. Halkın eşit, ücretsiz, erişilebilir ve nitelikli sağlık hizmetine kavuşması, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının sorunlarının çözülebilmesi için Sağlık Bakanlığı’nın birinci basamak sağlık hizmetlerini ve koruyucu hekimlik uygulamalarını güçlendirecek düzenlemeler yapması gereklidir. Eziyet Yönetmeliği niteliğindeki bu taslak ile halkın sağlığını, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının özlük hakları ve çalışma koşullarını iyileştirmek bir yana; yaşanmakta olan sorunların daha da derinleşmesine neden olacaktır. Aylardır üzerinde çalıştıkları bu yönetmelik adeta aile hekimliği çalışanlarına eziyet etmek için hazırlanmıştır. Bu sadece aile hekimliği çalışanlarına değil, yurttaşlara da eziyet yönetmeliğidir. ŞEHİR HASTANELERİNE HASTA ÜRETME YÖNETMELİĞİ Yönetmeliğin Şehir Hastanelerine hasta üretme programı haline getirilip, toplumun sağlığını korumaktan ziyade hasta garantisini sağlamayı amaçladığının altını çizen Başkan Uzm. Dr. Polatöz, “Sağlık kurumlarına yaklaşık yılda bir milyar kişinin başvurduğu ülkemizde, sağlık sorunlarının çözümü daha fazla doktora gitmek değildir. Performans sistemi hayata geçsin diye hastalarımızın daha çok doktora başvurması gerçek sağlık hizmeti ihtiyacı olanların hakkından ve vaktinden çalmak onlara eziyet etmektir. Güvencesiz, hekim bağımsızlığını tehdit eden, koruyucu hekimliği öncelemeyen, çalışma barışını bozan, aile sağlığı çalışanlarının haklarını gasp eden eziyet yönetmeliği taslağı derhal geri çekilmelidir. Bu aykırılıklara ve çalışanlara rağmen bu yönetmelik çıkarılamaz, çıkarılsa bile hayata geçirilmesine karşı hukuki ve fiili mücadele yürüteceğimizin bilinmesini isteriz. Sağlık sisteminde yapılacak değişiklikler çalışanların ve sağlık emek-meslek örgütlerinin görüş ve önerileri alınarak hazırlanmalı; toplumun sağlığını koruyan, sağlık çalışanlarının hak kayıplarını ortadan kaldıran değişiklikler olmalıdır. Bu eziyet yönetmeliği taslağı toplum sağlığına katkıda bulunmayacak, sağlık çalışanlarının sorunlarını çözmeyecektir.” DENETİMLER EZİYETE VE MOBBİNGE DÖNÜŞTÜ Başkan Uzm. Dr. Polatöz, “Aile sağlığı merkezinin sayısı hekim başına 2.000 nüfus olacak şekilde artırılmalı, binaları kamu tarafından yapılmalı, malzemeler ve giderler kamu tarafından karşılanmalıdır. Çalışanların hak kayıpları giderilmeli, eziyete ve mobbinge dönüşen denetimlerden, kesintilerden, idari baskılardan vazgeçilmelidir. Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarına performansa dayalı olmayan emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, yoksulluk sınırının en az iki katı düzeyinde ve izin dönemlerinde kesilmeyecek maaş ödenmelidir. Birinci basamakta yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Sağlık Bakanlığı’na acil çağrımız; hekimlere ve sağlık çalışanlarına maddi kayıplar ve iş güvencesizliği getiren, halkın sağlığına katkısı olmayan yönetmelik değişiklikleri yapmaktan vazgeçmesi, kolay, erişebilir birinci basamak sağlık hizmetleri ve koruyucu hekimlik uygulamalarını planlamalıdır.” diye konuştu. Başkan Uzm. Dr. Özden Polatöz, 19 Ekim’de Ankara’da düzenlenecek ‘Sağlık Mitingi’ne katılmaya tüm sağlık emekçilerini davet etti.

CHP’li Barut: Çiftçi de tüketici de mağdur, bu düzen değişmelidir Haber

CHP’li Barut: Çiftçi de tüketici de mağdur, bu düzen değişmelidir

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, üreticilerin mağdur edildiği, tüketicilerin de çile çektiği bir dönem yaşandığını belirtti. Tarlada veya bahçede maliyetin altındaki fiyatlarla satılan veya satılamayan ürünlerin market ve pazarlarda fahiş fiyatlarla gündeme geldiğini aktaran Barut, "Çiftçisinden tüketicisine toplumun tüm kesimlerini mağdur eden bu düzen değişmeli. Üreten desteklenmeli, halkın alım gücü iyileştirilmelidir. Hem çiftçiyi, hem hal esnafını, hem de tüketiciyi mağdur eden sistem değişmeden sorunlara çare bulunmaz. Hal Yasası değiştirilmelidir" dedi. "HEM ÜRETİCİ HEM TÜKETİCİ MAĞDUR" Türkiye'de AKP eliyle derinleştirilen ekonomik ve siyasi krizin faturasını halkın ödediğini belirten Barut, "Açlık ve yoksulluğu büyüttüler, zamlarla hayatımızı kararttılar. Krizin sorumluları halkın derdine çare bulmak yerine krizi derinleştiriyor. Çiftçisinden esnafına, emeklisinden işçisine toplumun tüm kesimleri kan ağlıyor. Ocağımızı batıran bu yangının söndürülmesi için her alanda kapsamlı ve planlı adımlar atılması gerekiyor. Öncelikle üretenin kazanamadığı, tüketicinin de pahalıya almak zorunda kaldığı bu sistemin değişmesi gerek. Hem Hal Yasası değişmeli hem de üretici desteklenmelidir. Halkın alım gücü iyileştirilmeli, zamlar geri çekilmeli, vergi yükü düşürülmelidir" diye konuştu. "TARIMSAL MALİYETLER ARTARKEN ÜRÜNLER PARA ETMİYOR" Tarlada ve bahçede alınteriyle üreten çiftçilerin ürünlerinin para etmediğini belirten Ayhan Barut, halkın da yüksek fiyatlar nedeniyle tüketemediğine işaret ederek, şunları kaydetti: "Mazottan gübreye, tohumdan zirai ilaca tüm üretim maliyetleri katlanarak artarken, çiftçinin ürünü para etmiyor. Ya bahçede veya tarlada kalıyor, ya da çürüyor. Bu çelişki ve sorun giderek büyürken ve hala iktidar çözüm üretmezken, vatandaşımız da para etmeyip tarlada kalan ürünleri pazar veya marketlerde fahiş fiyatlarla almak zorunda kalıyor. Bu durum akıl alacak gibi değil. Birisi ülkeye, çiftçiye, tarıma ve vatandaşa zarar vermek istese, ancak böyle bir sistem kurar. AKP iktidarı tarıma, çiftçiye ve tüketiciye düşman gibi yaklaşıyor, çünkü yaşananlar bunu gösteriyor. Böyle bir düzen olmaz" dedi. "HAL YASASI DEĞİŞMELİ, ÜRETEN VE TÜKETEN KORUNMALI" CHP’li Barut, üretici ve tüketicinin zarar ettiği bu sistemin değişmesi gerektiğini vurguladı. "Çiftçi perişan, halk da yüksek fiyatlarla karşı karşıya. Hal Yasası'nın değiştirilmesi şart. Bu düzen değişmeli" diye konuştu.

CHP'li Burhanettin Bulut’tan kayıp çocuklar için meclis'te gündem: TÜİK verileri 8 yıldır açıklanmıyor Haber

CHP'li Burhanettin Bulut’tan kayıp çocuklar için meclis'te gündem: TÜİK verileri 8 yıldır açıklanmıyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın kaybolmasının ardından Türkiye'de kayıp çocuklar sorununu bir kez daha gündeme getirdi. Bulut, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'a soru önergesi sunarak, 8 yıldır TÜİK'in kayıp çocuklarla ilgili adli istatistik verilerini yayınlamadığını hatırlattı. Bulut, "Türkiye'de 8 yıldır kaç çocuğun kaybolduğu bilinmiyor. Bu durum başta Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın olmak üzere iktidarın ayıbıdır" diyerek hükümeti eleştirdi. Son yıllarda kayıp çocuk sayısında yaşanan artışın toplumsal bir yara olduğunu belirten Bulut, "En acısı da kaybolan ya da kaçırılan çocukların büyük bir bölümü bulunamamaktadır" dedi. TÜİK NEDEN 8 YILDIR İSTATİSTİK YAYINLAMIYOR? Bulut, soru önergesinde şu sorulara yanıt aradı: Çocukların kaybolmasına yönelik TÜİK Adli İstatistik verileri neden 8 yıldır yayınlanmamaktadır? Kaybolan çocuklarla ilgili adli istatistik yayınlamaktan vazgeçilmesinin nedeni nedir? Son 8 yılda kaç çocuk kaybolmuş, bu çocukların kaçı bulunarak ailesine teslim edilmiştir? Bu dönem içinde kaybolan çocukların yaş ve cinsiyet dağılımı nedir?   2008 ve 2016 yılları arasında kaybolan 104 bin 531 çocuktan kaçı bulunmuş ve ailelerine teslim edilmiştir? Kayıp çocukların önüne geçilmesi için Bakanlığınız tarafından yapılan herhangi bir çalışma var mıdır? KAYIP ÇOCUKLAR MECLİS'TE GÜNDEMDE CHP'li vekil, kayıp çocukların sayısının sır gibi saklandığını belirterek, hükümetten konuyla ilgili detaylı bilgi talep etti. Bulut, "Ortada devasa bir kayıp çocuk sorunu var. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı izlemekle yetiniyor" dedi. Narin Güran'ın kaybolmasıyla birlikte kayıp çocuklar bir kez daha Türkiye'nin gündemine gelirken, CHP'nin bu konudaki hassasiyeti dikkat çekti. Kamuoyu, hükümetin bu soruna karşı ne gibi önlemler alacağını merakla bekliyor.

CHP'li Ayhan Barut: Eğitimde kalıcı çözümler şart! Haber

CHP'li Ayhan Barut: Eğitimde kalıcı çözümler şart!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Ayhan Barut, yeni eğitim-öğretim sezonunun büyük sorunlarla başladığını ifade etti. Barut, geçen yıla oranla kalem ve silgilerden okul kıyafeti ve çantalarına kadar eğitim materyallerinin en az yüzde 100 zamlandığını belirterek, "Okullarımızın temizlikten bakıma, öğretmenlerimizin özlük haklarından maaşlarına, öğrencilerimizin eğitimden beslenmeye ve barınmaya, öğrenci velilerimizin ekonomik sorunlarına çare bulunmadan eğitimde fırsat eşitliği sağlanamaz, nitelikli eğitimden söz edilemez. Her yıl tartışılan bu sorunlara kalıcı, acil ve etkin çözüm bulunmasını istiyoruz" dedi. "BU DÜZENİ DEĞİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ" Ayhan Barut, Türkiye'de AKP'nin eğitim sistemini adeta bir yapboz tahtasına dönüştürdüğüne dikkat çekti. Barut, iktidarın yanlış politika ve uygulamalarının eğitimdeki sorunları daha da büyüttüğünü söyledi. "Örneğin kalıcı saat uygulamasından yakın bir zaman sonra kör karanlıkta öğrencilerimiz yollara düşecek. Okulların ısıtma ve temizlik sorunlarından öğretmenlerin üstüne yüklenen tüm yüklere kadar bütün sorunlara AKP iktidarı yol açıyor, çare de üretmiyorlar. Eğitimde özetle söylenecek tek cümle; 'AKP sebep, yaşananlar sonuçtur.' Bu düzeni değiştirmek zorundayız" dedi. "ÇÖZÜM İSTİYORUZ" Ayhan Barut, Büyük Önder ve Başöğretmen Atatürk'ün "Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir" sözünü hatırlatarak, eğitimin toplumların uygarlık düzeyini belirlediğini vurguladı. Barut, eğitimde yaşanan sorunlara değinerek, "Yarınlarımızın güvencesi olan çocuklarımız ve onların eğitimi en öncelikli konumuz olmalı ama birçok sorunla karşı karşıyayız. Mevcut öğretmenlerimizin özlük hakları ve maaşlarıyla ilgili sorunları büyük. Her yıl olduğu gibi okullarımız yine eğitim öğretim yılına birçok eksik ile başlıyor. Yeteri kadar öğretmen ataması yapılmadı ve kölelik düzeni gibi sözleşmeli, ücretli öğretmen uygulamaları eğitime yakışmıyor. Öğrenci velilerimiz ekonomik krizin yükünü taşıyor. Eğitimde öğretmen ve öğrenciyi merkeze alan, bilimsel, laik, nitelikli, kamusal ve parasız bir model uygulanmazsa bu sorunlara çare bulunamaz" dedi. Barut, eğitimde fırsat eşitliği ve nitelikli eğitim için kalıcı, acil ve etkin çözümler bulunmasını talep etti.

Ayhan Barut: Orman yangınlarına karşı seferberlik ilan edilmeli Haber

Ayhan Barut: Orman yangınlarına karşı seferberlik ilan edilmeli

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde çıkan orman ve yerleşim alanı yangınlarına karşı mücadele eden ekiplere teşekkür ederek, orman yangınlarına karşı seferberlik ilan edilmesi çağrısında bulundu. İktidarı, her yıl tekrarlanan bu acı manzaraların bir daha yaşanmaması için önlem almaya davet eden Barut, yangınla mücadele alanının genişletilmesi gerektiğini vurguladı. "İKTİDAR ACILARDAN DERS ÇIKARMIYOR" Türkiye'nin dört bir yanında yine yangınların meydana geldiğini belirten Ayhan Barut, "Maalesef ciğerlerimiz yanıyor, ormanlarımız yanıyor, geleceğimiz yangınlarla küle dönüyor. Ekiplerimiz ve yurttaşlarımız olağanüstü bir gayretle bu yangınlara müdahale ediyor. Ancak bu orman yangınları göstermiştir ki, iktidar acılardan ders çıkarmıyor. Ülkemizde yeşile dair ne varsa çoğunlukla yanıp kül oluyor" ifadelerini kullandı. "ÖNLEM ALIN, AYNI ACILAR TEKRARLANMASIN" Ege'den Karadeniz'e, Akdeniz'den Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya kadar yurdun dört bir yanında alevlerin yükseldiğini ve vatandaşların her sene olduğu gibi yangın söndürme uçakları ve helikopterlerin yetersizliğinden yakındığını dile getiren Barut, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ülkemizde orman yangınları konusu artık tümüyle gündemden çıkmalı, geleceğimiz korunmalıdır. Eksiklikler mutlak suretle tespit edilmeli, etkin önlemler alınmalı ve toplumsal bilinçlendirme çalışmalarına ağırlık verilmelidir. Ülkemizde uygulanan 1 Mayıs-1 Kasım arasındaki orman yangını mücadelesini tüm sezona yaymalıyız. Yangınla mücadele alanının ve kapsamının genişletilmesi gerekmektedir. Orman Genel Müdürlüğü'nün bütçesi artırılmalı, küstürülen orman köylüsü refaha kavuşturulmalıdır. Ata yadigârımız Türk Hava Kurumu, desteklenerek orman yangınlarındaki mücadeleye aktif biçimde dahil edilmelidir. Gece görüşlü hava araçları kullanılmalı ve 24 saat esasıyla çalışılmalıdır. Ülkemizin akciğeri olan ormanlarımızı kurtarmak için bu önerilerimizi dikkate alın. Bir daha aynı acılar yaşanmasın."

Ayhan Barut: Toprak Mahsulleri Ofisi mısır alım fiyatını açıklamalı Haber

Ayhan Barut: Toprak Mahsulleri Ofisi mısır alım fiyatını açıklamalı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, hasadın sürdüğü mısır tarlasından iktidara en az 11 liralık fiyat açıklaması çağrısında bulundu. Olumsuz iklim koşulları, aşırı sıcak ve susuzluk gibi nedenlerle mısırda yaşanan verim kaybı ile fahiş artan girdi maliyetlerine dikkat çeken Barut, "Hasat vakti çiftçinin endişeli ve tedirgin bekleyişi sürüyor. Toprak Mahsulleri Ofisi ise hala taban fiyatını ve alım kampanyasını açıklamadı. Mısırda alım fiyatı en az 11 lira olmalıdır" dedi. ENDİŞE VE TEDİRGİNLİĞİ RAKAMLARLA AÇIKLADI Hasadın sürdüğü bölgede mısır tarlasından iktidara seslenen Ayhan Barut, "Başta Adana olmak üzere Çukurova Bölgesi'nde mısır hasadı başladı ve yoğun biçimde sürüyor. Geçen yıl mısır ekim alanları Adana'da 865 bin dönüm alana çıkmıştı, bu yıl ekim alanı yüzde 25 azaldı, yaklaşık 650 bin dekar alana mısır ekildi. Hasadın yapıldığı bugünlerde üreticiler iki yönlü endişeli bir bekleyiş ve tedirginlik içinde. Birincisi, olumsuz iklim koşulları ve aşırı sıcaklardan kaynaklı verim kaybı yaşaması. Yani yüzde 25 civarında verim düşüklüğünü görüyoruz. Geçen yıl dönüme 1200-1250 kilo verim alan üretici, maalesef bu sene dönüme 1000 kilo civarında verim alıyor. Çiftçimizin ikinci endişesi ise, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) hala çiftçiyi kurtaracak bir taban fiyat açıklamadı ve alım politikalarını henüz belli etmedi" diye konuştu.   MALİYET VE ENFLASYONA VURGU YAPTI, EN AZ 11 LİRA İSTEDİ Türkiye'nin mısıra olan ihtiyacını gözeterek acele edilmesini isteyen Ayhan Barut, sözlerini şöyle tamamladı: "Geçen yıl Türkiye'de 9.1 milyon dekar alanda ekilen mısır, 9 milyon ton olarak rekolte elde etti. Bu yılki olumsuz koşulları dikkate aldığınızda minimum Türkiye genelinde yüzde 5-10 arasında verim kaybı görülüyor. Acilen, çiftçinin maliyetinin yaklaşık 8.5 lira civarında olduğu ürüne istenen fiyat 10 lira ve üzerindedir. Buradan sesleniyoruz iktidara, 2022 yılında mısırın kilogram fiyatını 5.3 lira açıkladınız, 2023 yılında ise komik bir zamla 6 lira açıkladınız. Ama ülkedeki enflasyon, tarımdaki enflasyon yüzde 70'in üstündeydi. Çiftçinin kullandığı girdiler bir yılda yüzde 100 arttı, son iki yılda en az artan girdi maliyeti yüzde 200 oldu. Şu anda sadece 6 liranın üzerine bile enflasyon rakamlarını koysalar 10 liranın üzerinde üreticiye çiftçiye fiyat verilmesi gerekiyor. Bir an önce mısırdaki taban fiyatını 10 lira artı 1 lira da prim şeklinde toplamda 11 lira fiyat açıklayın. Toprak Mahsulleri Ofisi de bir an önce alım şartları ve kampanyasını belirtmesi gerekir. Yerli ve milli üreticiyi koruyacaksanız bunları yapmak zorundasınız. Üreticinin feryadını duyun!"

CHP Adana İl Kadın Kolları Kongresi yapıldı Haber

CHP Adana İl Kadın Kolları Kongresi yapıldı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Kadın Kolları Kongresi, geçtiğimiz hafta sonu Yüreğir Belediyesi Kültür Merkezi'nde şölen havasında gerçekleştirildi. Kongreye İl Başkanı Doç. Dr. Anıl Tanburoğlu, CHP Kadın Kolları Eski Genel Başkanı Fatma Köse, Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı, Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar, Yumurtalık Belediye Başkanı Erdinç Altıok, ilçe başkanları, meclis üyeleri, partililer ve kadın delegeler katıldı. TANBUROĞLU: “HEDEF İKTİDAR” Kongreyi değerlendiren İl Başkanı Doç. Dr. Anıl Tanburoğlu, katılımcılara teşekkür ederek, kurullara seçilen kadın üyeleri tebrik etti. Tanburoğlu, ilçe kadın kongrelerinin ardından il kadın kongresini de başarıyla tamamladıklarını belirtti. Gençlik kolları, kadın kolları ve örgütün tüm üyeleriyle birlikte, yapılacak ilk seçimlerde genel iktidarı hedeflediklerini ifade etti. KONGRE BAŞLANGICI Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan kongrede, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlı Aka’nın, Adana İl Kadın Kolları Kongresi için kaleme aldıkları mektuplar okundu. Divan Başkanlığına Yasemin Yılmaz, Divan Katip Üyeliklerine ise Fatma Düzgöl ve Aydan İsti seçildi. SEÇİM SONUÇLARI Tek liste ile gidilen seçimde Özgürtan Çığ, Adana Kadın Kolları Başkanı olarak seçildi. Adana İl Kadın Kolları Yönetim Kurulu: Şenel Bahçeci Şirin Şeyma Bulut Gizem Çakmakoğlu Esma Çapanoğlu Erginay Selda Demir Sevilay Doğan Funda İlçi Ecem Karaca Mendize Öderoldu Sevim Özcan Rengün Öztürk Suna Sızlı Fatma Tığlı Şehrazat Üstünolaner Tülin Yıldırım Nilay Yılmaz Kurultay Delegeleri: Nurten Acımış Dilek Çalışkan Zihneti Emre Zübeyde Ertekin İnanç Yorgancı Eryılmaz Ebru Taş Nurdagül Hasgül Tülay Kütük Berfu Yakıt Salıcı Ayşe Sedefoğlu Aliye Şenoğlu Oya Tekin Elif Uzun Fatma Düzgöl

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.