TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Cevdet Yılmaz

İLKHABER-Gazetesi - Cevdet Yılmaz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cevdet Yılmaz haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Cevdet Yılmaz: Savunma Sanayii güvenliğin temelidir Haber

Cevdet Yılmaz: Savunma Sanayii güvenliğin temelidir

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbul'da düzenlenen Türkiye Innovation Week İnovalig Şampiyonları ödül törenine katıldı. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Savunma Sanayii Fonu'na destek amaçlı meclise paket teklif edildiğini ifade ederek, "Savunma sanayii bir taraftan güvenlik için çok önemli. Güvenliğin olmadığı yerde ne demokrasi olur ne temel hak ve hürriyetler olur ne de kalkınma olur. Güvenlik her şeyin temeli. Mutlaka güvenli bir ortam sağlamalıyız" dedi. Türkiye Innovation Week İnovalig Şampiyonları kazananları için İstanbul'da bulunan Haliç Kongre Merkezi'nde ödül töreni düzenlendi. Törene, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, girişimciler ve ödül kazananlar katıldı. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcı Cevdet Yılmaz, Savunma Sanayii Fonu'na destek amaçlı meclise paket teklif edildiğini ifade ederek, “Savunma sanayii bir taraftan güvenlik için çok önemli. Güvenliğin olmadığı yerde ne demokrasi olur ne temel hak ve hürriyetler olur ne de kalkınma olur. Güvenlik her şeyin temeli. Mutlaka güvenli bir ortam sağlamalıyız” dedi. "Ekonomik ve teknolojik güçlenme için birlikte mücadele" Cari işlemler açığının 9,7 milyar dolar seviyesine gerilediğini belirten Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Hedefimiz ülkemizi hem bölgesel hem de küresel çapta pek çok startuplara, unicornlara, hatta decacornlara ev sahipliği yapan ilerici, ileri teknolojiler üreten inovatif firmalar açısından bir cazibe merkezi haline getirmektir. Bakanlığımız olarak bu bilinçle ülkemizin teknolojik dönüşümünü sağlayacak ve ihracat kapasitesini artıracak çalışmaları uygulamaya koymaktayız. Malumları olduğu üzere son 22 yılda mal ve hizmetler ihracatımızı 7,5 katı arttırmış bulunuyoruz. Eylül ayı itibariyle de son 12 aylık yıllıklandırılmış mal ihracatımızı 261,6 milyar dolara, hizmetler ihracatımızı da yıllık 111 milyar doların üzerine çıkarmış bulunuyoruz. Ağustos itibariyle açıklanan, ödemeler dengesi ve cari işlemler rakamlarına baktığımızda ilk sekiz ay itibariyle cari işlemler açığımız ilk sekiz ay itibariyle cari işlemler açığımız 9,7 milyar dolar seviyesine hızlı bir gerileme kaydetti. Ağustos ayında da altmış bir ayın en yüksek aylık cari işlemden fazlası olan 4,3 milyar dolarlık cari işlemler fazlası verdik. Böylece son üç ayda üst üste işlemler fazlası vermeyi başarmış bulunuyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz Türk malı damgalı ürünlerin dünyanın dört bir yanına ulaştığını belirterek, “Bugün büyük bir gururla söylemek isterim ki yirmi iki yıl boyunca uzak yakın demedik, zor coğrafya demedik, engeller var, birçok sıkıntılar var demedik. Birileri gibi şurada ne işimiz var, burada ne işimiz var da demedik. Sizlerin alın teri olan Türk malı damgalı ürünlerin dünyanın dört bir ucuna taşımak için sizlerle omuz omuza çalıştık, beraberce ter döktük. Zorluklarla karşılaşsak da önümüze engeller çıksa da, bunları aşmak için sabır, azimle, sarsılmaz bir inançla hep birlikte mücadele ettik. İhracatımızı nasıl daha fazla arttırabiliriz sorusunun peşinde tam yirmi iki yıldır kıta kıta, ülke ülke sizlerle beraber dolaştık. Halen bu ortak çabayı sürdürüyoruz. Sizlerle birlikte verdiğimiz mücadelenin neticelerini her alanda görmenin haklı şerefini yaşıyoruz. Son yirmi iki yılda dolar bazında ülkemiz ekonomisi hâkim olarak yaklaşık beş kat büyüme sergiledi. Kişi başına gelirimiz 3 bin 600 dolardan geçen sene sonu itibariyle 13 bin 43 dolara çıktı. Bu yılın rakamları henüz çıkmış değil. Ancak orta vadeli programımızda bu yılsonu itibariyle yine çok ciddi bir büyüklüğe ulaşacağız” ifadelerini kullandı. "Savunma Sanayi Fonu’na destek paketi meclise teklif edildi" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, milli savunma için yapılan yatırımların önemine dikkat çekerek, “Bugün bölgemizde yaşanan gelişmeleri hep birlikte görüyoruz. Uluslararası kurumlara güven, çok çok zayıflamış durumda. Uluslararası hukuka güven, ahlaki değerlere çok çok zayıflamış durumda. Birçok kavramın içi boşalmış durumda. Gazze'de yaşanan hadiseler bize şunu açık ve net gösteriyor. Kendi ayaklarımız üzerinde çok güçlü bir şekilde durmak durumundayız. Başkalarının merhametine, başkalarının güzel söylemlerine aldanarak yolumuza devam edemeyiz. Birlik içinde olmamız lazım. İç cephemizi güçlendirmemiz lazım. Ekonomimizle, teknolojimizle her alandaki başarılarımızla ülkemizi geleceğe hem daha müreffeh hem daha güvenli bir ülke olarak taşımak durumundayız. İşte bu açıdan bu çalışmaların çok çok önemli olduğunu ifade etmek isterim. Bu kapsamda meclisimize de bir paket teklif edilmiş durumda. Savunma Sanayii Fonu'na destek amaçlı bir paket. Burada tek bir kuruş bile bütçeye gitmeyecek. Bu son paketle ortaya konan tüm unsurlar savunma sanayiini güçlendirmeye dönük olarak bu alandaki çalışmalarımıza tahsis edilecek. Çelik Kubbe projemizden diğer kritik teknolojilere kadar bu alandaki varlığımızı daha da güçlendireceğiz. Bölgemizde yaşananlar son yirmi yılda bu alanda yaptıklarımızın ne kadar kıymetli olduğunu, ne kadar doğru kararlar verildiğini göstermektedir. Savunma sanayii bir taraftan güvenlik için çok önemli. Güvenliğin olmadığı yerde ne demokrasi olur ne temel hak ve hürriyetler olur ne de kalkınma olur. Güvenlik her şeyin temeli. Mutlaka güvenli bir ortam sağlamalıyız. Dolayısıyla bu alandaki yaptıklarımız sadece güvenliği sağlamıyor. Refahımızı arttırmak, özgürlüklerimizi temel hak ve hürriyetlerimizi daha rahat bir şekilde yaşamamız bakımından da olmazsa olmaz diye düşünüyorum” dedi.

Cevdet Yılmaz: Suudi Şirketten Türkiye'ye 5 milyar dolarlık yatırım beklentisi Haber

Cevdet Yılmaz: Suudi Şirketten Türkiye'ye 5 milyar dolarlık yatırım beklentisi

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Suudilerin sahibi olduğu bir şirket, enerji ve diğer sektörlerde Türkiye'ye 5 milyar dolarlık yatırım yapmak istediğinden bahsetti." dedi. Yatırım Danışma Konseyi Toplantısı'nda yeni hedefler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında dün gerçekleştirilen Yatırım Danışma Konseyi 10. Toplantısı'na ilişkin soru üzerine Yılmaz, seçimden bugüne ekonomide, istikrarlı ve kararlı bir politika uygulandığını, güncellenen Orta Vadeli Program'ın bunu teyit ettiğini söyledi. Ekonomi programına ciddi bir güven olduğunu, Yatırım Danışma Konseyi Toplantısı'na katılan yatırımcıların da bunu ifade ettiğini belirten Yılmaz, "Gerek portföy yatırımı gerekse doğrudan yatırımlarda Türkiye daha farklı bir döneme girdi. Bunun sonuçlarını önümüzdeki dönem daha fazla göreceğiz." diye konuştu. Cevdet Yılmaz, başkanlığını yaptığı Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) mekanizması ile kamu ve özel sektörü bir araya getirdiklerini, çok güzel eylem planları yaptıklarını anlattı. Bu mekanizmanın uluslararası boyutunu da Yatırım Danışma Konseyi'nin oluşturduğuna dikkati çeken Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yatırım Danışma Konseyi, uluslararası CEO'ların katıldığı ve doğrudan piyasanın içinden insanların görüşlerini, önerilerini ortaya koyduğu bir platform. Çok faydalı oldu. Sonuç bildirgesi de kamuoyu ile paylaşıldı. Gelecek yıl da bunu gerçekleştireceğiz. Yatırımcılar, dünyada siyasi, jeopolitik ve ekonomik sebeplerden dolayı yatırım yapılabilir çok ülke kalmadığını söylüyorlar. Türkiye istikrarlı, politika çerçevesi belirginleştirilmiş, öngörülebilirlik sağlayan bir ülke. Her şeyden önemlisi huzurlu bir ülke. Dolayısıyla Türkiye bu dönem ciddi anlamda yatırımcıların tartıştığı, konuştuğu bir ülke haline gelmiş durumda. Önemli olan bu ilgiyi sonuca dönüştürmemiz." Türkiye'nin istikrarı yatırımları artırıyor Yılmaz, kalıcı, istihdam sağlayacak, yeni teknolojiler getirecek doğrudan uluslararası sermaye yatırımlarını artırmaları gerektiği değerlendirmesinde bulundu. Yatırım Danışma Konseyi Toplantısı'nda, yatırımcıların Türkiye'ye doğrudan yatırım yapma arzusunu gördüğünü anlatan Yılmaz, "Suudilerin sahip olduğu bir şirket, enerji ve diğer sektörlerde Türkiye'ye 5 milyar dolarlık yatırım yapmak istediğinden bahsetti. ABD'de bakanlarımız, Sayın Cumhurbaşkanımız yatırımcılarla buluştular. Hangi ortama gidersek gidelim şunu görüyoruz; Dünyadan çok ciddi bir teveccüh var, yatırımcılardan çok ciddi bir bakış var. Türkiye, ne yapabiliriz diye çok ciddi tartışılan bir ülke, ilgi odağı. Bunun sonuçlarını göreceğiz." ifadesini kullandı. Uluslararası ilgiyi artırmak Cevdet Yılmaz, Uluslararası Yatırımcılar Derneği tarafından yapılan anketlerde, Türkiye'ye yatırım yapmak isteyen yatırımcıların sayısında iki kata çıkan oranda artış olduğunu gördüklerini belirtti. Doğrudan yatırımlarda son üç ayda bir ivmelenme gördüklerini vurgulayan Yılmaz, "Doğrudan yatırımlar son 7 ayda 6 milyar doları aştı. Yıl sonu 10 milyar doların üstünde olacağız. Dünyadan yüzde 1 pay alıyoruz, amacımız yüzde 1,5'a çıkarmak." bilgisini paylaştı. Ülkede karamsarlık yayma ve hükümetin programına gölge düşürme çabası içinde olan bir kesimin de bulunduğunu ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti: "Yatırımcıların iç siyasetle derdi yok. Yatırımcılar ülkenin durumuna ve rakamlara bakarlar. Durum neyse onu gören insanlar. Türkiye'nin istikrarını, huzurunu, coğrafyasını, girişimci iş gücünü, genç dinamik nüfusunu birçok yönünü takdir ediyorlar. Dünyada bu sene üç kredi derecelendirme kuruluşunun da olumlu yönde not artırımı yaptığı tek ülke Türkiye. Yatırım imajımız, algımız daha iyiye doğru gidiyor. Türkiye, yeni yatırımcılarla tanışacak. Sadece Çin'den değil Latin Amerika'dan Körfez'e, Uzak Doğu'dan Avrupa'ya, Amerika'ya Türkiye ilgi odağı halinde. Bunu çok iyi değerlendirmemiz lazım." Seçim çağrısı Erken seçim çağrılarına yönelik soruyu ise Yılmaz, "Türkiye'nin böyle bir gündemi yok. AK Parti döneminde cumhurbaşkanımız ile Türkiye siyasi istikrarla tanıştı. Siyasi istikrar olmadan ekonomik istikrar da olmuyor. Yılda bir seçimler, yılda bir yeni hükümetler, 1990'lı yıllarda Türkiye bunları yaşadı ve bedellerini çok ağır ödedik ekonomik olarak. Dolayısıyla ihtiyacımız olan siyasi istikrar ve güven ortamında halkımızın gerçek sorunlarına odaklanmak ve bunlara çözüm üretmek." diye yanıtladı. Yerli ve yabancı yatırımcıların bir ülkede öncelikle öngörülebilirlik istediğini aktaran Yılmaz, bunun için de siyasi istikrarın en kilit kavram olduğunu dile getirdi. Yılmaz, Orta Vadeli Program'a yönelik piyasanın beklentisinin oldukça iyileştiğinin görüldüğünü belirterek, ama henüz tam sonuçlarını almadıklarını bildirdi. Geçen yıl bütçe açığında yılı 5,2 ile kapattıklarını hatırlatan Yılmaz, bu yıl 6,4 öngördüklerini, şu an tahminlerinin 4,9 olduğunu söyledi. Bu yıl 2,5 trilyon lira depreme ödenek ayırdıkları halde bütçe açığını yüzde 5'in altına çekebildiklerini anlatan Yılmaz, "Gelecek sene de yüzde 3'leri hedefliyoruz. Bütçe açığı büyük oranda toparlandı. Cari açık geçen yılın ortalarında yüzde 6'lar civarındaydı, 60 milyar dolara yakın cari açığımız vardı. Bugün geldiğimiz noktada ihracat artıyor, ithalat azalıyor, turizm gelirleri iyi gidiyor ve cari açığımız yüzde 2'ler civarında. Yıl sonunda yüzde 1,7'ye düşecek." açıklamasında bulundu. Enflasyon ve ekonomik tahminler Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ekonomide risklerin düşürüldüğüne, şoklara karşı direncin artırıldığına dikkati çekerek, Türkiye'nin şu an çok daha sağlam bünyeyle yoluna devam ettiğini vurguladı. Bu riskleri azaltırken enflasyonun geçici olarak bir miktar yükseldiğini belirten Yılmaz, şöyle devam etti: "Daha önce 'enflasyon bir miktar yükselecek ama sonra düşecek. Özellikle yılın ikinci yarısında belirgin düşüş göreceksiniz' dedik. Çok şükür mahcup olmadık yüzde 75,5'lere kadar çıkmıştı mayısta, hazirandan itibaren bir düşüş sürecine girdi, son 3 ayda 23,5 puan düşüş oldu ve yüzde 52'ye gelmiş oldu. Gelecek ay yakın bir tarihte açıklanacak, 50'nin altında 40'lı bir rakam bekliyoruz. Yıl sonunda da yüzde 41,5 gibi bir tahminimiz var. Gelecek yıl bu zamanlar artık yüzde 20 ile 30 arası, yıl sonunda da yüzde 20'nin altında bir beklentimiz var." Cevdet Yılmaz, "Halkta karamsarlık oluşturmaya çalışan, spekülatif hadiselerle ülkeye zarar vermeye çalışan bir sistematik çabayı da görüyoruz. Biz bunlara pirim vermeyeceğiz, kararlı şekilde yolumuza devam edeceğiz." diye konuştu.

Cevdet Yılmaz'dan enflasyon ve ekonomi açıklamaları Haber

Cevdet Yılmaz'dan enflasyon ve ekonomi açıklamaları

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "OVP'de en temel amacımız enflasyonu yeniden tek haneye düşürmek, fiyat istikrarını sağlamak" dedi. AAtölye'de Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Yılmaz, gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu. Yılmaz, Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın kaybolması üzerine çok ciddi araştırma yapıldığını ve arama tarama faaliyeti yürütüldüğüne dikkati çekerek, herkesin umutla, canlı bir şekilde Narin'in bulunmasını beklediğini, bunun için dua edildiğini ancak cansız bedenine ulaşıldığını söyledi. Arama çalışmaları sırasında çok ciddi bir çaba sarf edildiğini dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti: "Kolay değil. Herhangi bir ifadeye dayalı olarak değil, tamamen oradaki arama çalışmaları sonucunda yavrumuzun cansız bedenine ulaşılmış oldu. Daha sonrasında da biliyorsunuz, çok ciddi anlamda bir gözaltına almalar gerçekleşti ve şu anda da idari, adli bütün soruşturmalar, incelemeler devam ediyor. Bu, hepimizin içini yakan suçun faillerini ortaya çıkarmak ve en ağır şekilde cezalandırmak için ne gerekiyorsa ilgili tüm kurumlarımız yapacaklardır. Dün Adalet Bakanı'mız, İçişleri Bakanı'mız, Aile Bakanı'mız bölgedeydi. Orayı ziyaret ettiler, kabir başına gittiler Narin kızımızın. Aynı zamanda, tabii, oradaki çalışmaları yerinde görerek, nezaret ederek gerekli yönlendirmeleri yaptılar. Bütün kurumlarımızla, bütün gücümüzle bu olayın faillerini ortaya çıkarıp, netleştirip hak ettikleri en ağır cezayı görmeleri için ne gerekiyorsa yapacağız. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanı'mız 'Bizzat takipçisi olacağım.' dedi. Bu çok önemli gerçekten. Belki ilk defa böyle bir güçlü vurgu gördük devletimizin en tepesinden." Diyarbakır'daki Narin Güran olayı üzerine açıklamalar Olayın bütün toplumu yaraladığını, bu konuda parti, görüş, siyaset ve her şeyin bir kenara bırakılması gerektiğini anlatan Yılmaz, "Narin, artık bu milletin yavrusu, bu milletin çocuğu. Bu nedenle milletimizin başı sağ olsun diyorum ben. Bu acıdan dolayı, bütün milletimize başsağlığı diliyorum. Böyle hadiselerin bir daha yaşanmaması adına hepimizin bu konuyu çok iyi bir şekilde anlaması, analiz etmesi çok önemli. Ama öncelikle bu adli süreçler, sorgulamalar, bunun sonucunda adaletin tecelli etmesi, bu noktada hepimizin dikkatle takip etmesi gereken bir süreç." dedi. Yılmaz, konuya çok yönlü yaklaşılması, siyaset kesiminin üzerine düşeni yapmasının yanında akademik dünyanın da mutlaka bilimsel çalışmalar yapması gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu: "İlgili kurumlarımızın, Aile Bakanlığının mutlaka bu konulara eğilmesi lazım. Bu hadiseleri tartışırken, tabii, sosyal medyadan medyaya başka birtakım boyutlarını da belki dikkate almak gerekiyor. Çok boyutlu bir şekilde yaklaşılması gereken, analiz edilmesi gereken, dersler çıkarılması gereken hadiseler. Bu konularda da ilgili kurumlarımızın, akademik dünyanın üzerine düşeni yapması gerekir. Siyaset kurumuna düşen bir şey olursa da tabii ki siyaset kurumunun, Meclis'imizin, ilgili yetki kurumlarımızın mutlaka çalışmaları olacaktır. Ama şu an için önemli olan adli süreçlerin çok sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesi, gerçeğin bütün detaylarıyla, bütün yönleriyle ortaya çıkarılması. Faillerin çok net bir şekilde ortaya çıkarılması ve en ağır şekilde cezalarını, hak ettikleri cezaları bulmaları. Şu an yoğunlaşmamız gereken husus bu diye düşünüyorum." OVP'nin büyüme ve enflasyon politikaları Yılmaz, yaptıkları bütün politikalarda bir yol haritası ortaya koyduklarını, anlık kararlarla hareket etmediklerini vurgulayarak, "Çünkü ekonominin düşmanı belirsizliktir. Siyasi veya politika belirsizlikleri. Türkiye geçen yıl yaşadığı genel seçimle, bu yıl yaşadığı yerel seçimle siyasi belirsizlikleri ortadan kalkmış bir ülke. Bu ekonomi için de çok önemli. Siyasi istikrar yoksa, güven ortamı yoksa, ekonomik istikrar da olmuyor. Bu anlamda şanslı bir dönemdeyiz. Uzun sürecek seçimsiz döneme girmiş durumdayız." dedi. Siyasi belirsizliklerin ortadan kaldırılması gibi, politika belirsizliklerinin de ortadan kaldırılmasının önemine değinen Yılmaz, OVP'nin bunu getirdiğini söyledi. Yılmaz, hükümetin 3 yılda izleyeceği politikaları, öngördüğü gelişmeleri bütün ilgili aktörlerle paylaştıklarını anlatarak, şöyle devam etti: "Bu da neyi yapıyor? Öngörülebilirliği artırıyor. Öngörülebilirlik artınca da ekonomik aktörler daha rahat ortamda karar alıp uygulama imkanına kavuşuyorlar. Bugünkü Orta Vadeli Programımız geçen yılki programın devamı niteliğinde. Geçen yıl seçimlerden sonra yeni bir hükümet oluştu. Yeni bir OVP yaptık ve önemli oranda bir politika değişimi, güncellemesi söz konusu oldu. Bu yaptığımız OVP'de ise o ölçüde bir güncelleme yok. Yani geçen yıl yaptığımız temel hedeflerimiz ne ise güncellediğimizde de temel hedeflerimizi koruyoruz. Neyi güncellemiş olduk? Makro ekonomik tahminlerimizi, bütçe büyüklüklerimizi. Son 1 yılda dünyada, Türkiye'de birçok gelişme oldu. Geçen yıl OVP'yi yaparken Gazze'de içimizi yakan bu manzaralar yoktu. Jeopolitik durum bölgemizde daha farklıydı. Birtakım jeopolitik, ekonomik gelişmelerin OVP üzerindeki etkilerini yansıtmış olduk." Büyüme ve enflasyon arasındaki çelişki OVP'nin enflasyonu düşürmek, büyümeyi belli seviyede sürdürmek, depremin yaralarını sarmak, sosyal refah oluşturmak olmak üzere 4 amacının olduğunu belirten Yılmaz, "OVP'nin birinci ve en önemli temel amacı enflasyonu yeniden tek haneye düşürmek ve fiyat istikrarını sağlamak." ifadesini kullandı. Yılmaz, OVP'de büyüme ve enflasyon tahmininin çeliştiği eleştirilerine ise şu yanıtı verdi: "Bu, ekonomi biliminde de literatürde de politika dokümanlarında da çok tartışılan konu. Enflasyonu düşürürken bir miktar talebi baskılamak durumunda kalıyorsunuz. Bu da büyümeye belli oranda yansıyor. Enflasyonu düşürürken büyümeden bir miktar fedakarlık etmek gerekir gibi bir yaklaşım söz konusu. Kısa vadede bu belli oranda geçerlilik ifade edebilir. Kısa vadeli, arada zorluklar yaşayabilirsiniz. Enflasyonu düşürürken, bir miktar büyümeden fedakarlık etmek durumunda kalabilirsiniz. Esas itibarıyla, büyüme ve enflasyon arasında temel bir çelişki yok. Niye yok? Enflasyonu düşürdüğünüz ortamda öngörülebilirliği artırıyorsunuz. Daha istikrarlı ortam oluşturuyorsunuz. Dolayısıyla yatırımcılar için yatırım ortamını da daha iyi hale getiriyorsunuz. Yani enflasyonun düşmesi aynı zamanda büyüme için, istikrar içinde büyüme, sürdürülebilir büyüme için sağlam bir zemin oluşturuyor. Kısa vadede bazı zorluklar olsa da orta ve uzun vadede bu ikisi arasında bir çelişki görmüyorum." Üretim üzerinden büyüme stratejisi ve sosyal refah Büyümede kompozisyonunun önemine değinen Yılmaz, "Büyümeyi farklı şekillerde sağlamanız mümkün. Tüketim üzerinden de büyüyebilirsiniz. Tüketim üzerinden büyüme daha enflasyonist bir etki oluşturur. Üretim üzerinden de büyüyebilirsiniz. Yatırım, üretim, ihracat üzerinden de büyüyebilirsiniz. Bu ikinci kanal hem arzı artırarak hem de büyümeyi, istihdamı sağlayarak aslında dezenflasyon politikamıza destek olur. Dolayısıyla tüketim üzerinden değil, daha çok üretim üzerinden büyüme stratejimiz var. Bu da aslında bizim enflasyonla mücadele politikamız ve büyüme politikamızın eş zamanlı yürütülmesine hizmet ediyor." değerlendirmesinde bulundu. AK Parti'nin ilk yıllarında hem enflasyonun düştüğünü hem de büyümenin hızlandığını anımsatan Yılmaz, "İstikrar ve güvenin artması, öngörülebilirliğin artması, bunun da yerli ve yabancı yatırımcıları cezbetmesi büyümeyi destekleyici unsur. Dolayısıyla burada böyle ezbere, textbook kitaplarında geçen cevaplar yerine tecrübeden hareket etme, çeşitli deneyimlere bakmak çok önemli." diye konuştu. Yılmaz, son 1 yılda bir taraftan enflasyonla mücadele ettiklerini bir taraftan da reel sektörü, özellikle teknolojik yatırımları desteklemek için yeni programlar geliştirdiklerini anlatarak, yeni programlara ilişkin örnekler verdi. Enflasyonla mücadelenin bütüncül bir mücadele olduğunu ifade eden Yılmaz, para ve maliye politikaları boyutu ile yapısal dönüşümlere dikkati çekti. Yılmaz, "Bu bütünlük içinde yaklaştığınızda, farklı hedeflerinizi optimize ederek, dengeleyerek, daha dengeli bir şekilde büyümenizi sürdürmeniz mümkün." diye konuştu. Yılmaz, gelir dağılımına da değinerek, insan odaklı büyüme ve kalkınma stratejilerinin olduğunu vurguladı. Yılmaz, "Büyümenin nimetlerini bütün toplumsal kesimlere yaymak istiyoruz. Buna da kapsayıcı büyüme diyoruz. Önümüzdeki süreçlerde enflasyonu düşürdüğümüz ve istikrarlı şekilde büyüdüğümüz ortamda ortaya çıkacak imkanlarımızı iki temel amaç için kullanacağız. Birisi ekonomimizin katma değerini yükseltici, reel sektörü destekleyici politikalar. İkincisi sosyal bünyemizi güçlendirici, sosyal refahı artırıcı adımlar. Özellikle bu deprem yükü de hafifledikçe bu önceliklerimize daha fazla yoğunlaşacağız. Bundan hiç kimsenin bir tereddüdü olmasın." ifadelerini kullandı. Enflasyonu düşürmenin gelir dağılımını da iyileştirici faktör olduğunu belirten Yılmaz, enflasyonun gelir dağılımını bozduğunu, dar ve sabit gelirler üzerinde daha fazla yük oluşturduğunu kaydetti. Yılmaz, istihdamın da gelir dağılımı açısından önemine değinerek, vergileri ve harcamaları yaparken de dar gelirli kesimleri, geniş kesimleri gözeten anlayışla hareket ettiklerini, bunun da gelir dağılıma etkilerini göreceklerini vurguladı. "Geliri yüksek kesimlere prensip olarak sübvansiyon vermememiz lazım. Bunun yerine dar ve orta gelirli kesimleri hedeflememiz gerekli." diyen Yılmaz, gelecek dönemde devlet desteklerini dar gelirli kesimlere odaklamanın genel politikaları olacağını söyledi. Sonraki yıl için beklentiler ve hedefler Yılmaz, "erken seçim" tartışmalarının ekonomi gündemine olumsuz yansıdığını dile getirerek, halkın da bu tartışmaları onaylamadığına inandığını belirtti. Seçimsiz dönemlerin ülkenin geleceği açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz, bu dönemlerde siyasetin, bürokrasinin ve kurumların daha yapısal, orta ve uzun vadeli meselelerle uğraşma imkanı bulduğuna dikkati çekti. Türkiye'nin şu anda yaşamakta olduğu seçimsiz dönemin ekonomi ve sosyal refah açısından kıymetli olduğuna işaret eden Yılmaz, şunları söyledi: "Vatandaşımız da bunun farkında, siyasi polemikler istemiyor. Vatandaşımız gereksiz tartışmalar istemiyor. Sorunlarını çözecek kalıcı adımların atılmasını ve bunların siyasi polemiklerden uzak, gerçekçi, planlı, programlı bir şekilde yapılmasını istiyor. Dolayısıyla şu an içinden geçtiğimiz dönem altın kıymetinde bir dönem, bir fırsat penceresi. Bu fırsat penceresini erken seçim söylemleriyle, siyasi polemiklerle, halkın gerçek gündeminden uzak söylemlerle gölgelemeye çalışanların bu ülkeye fayda getirmediğini düşünüyorum. Halkımızın da bizden beklentisi onlara söz verdiğimiz hususları gerçekleştirmemiz, ortaya koyduğumuz seçim programımızı hayata geçirmemiz ve halkımızın sorunlarını çözmemiz." Yılmaz, Orta Vadeli Program'ın ilk yılının geçiş süreci olacağını ifade ederek, bu süreçte risklerin, kırılganlıkların azaltılıp temellerin sağlamlaştırılacağını vurguladı. Türkiye'nin son 1 yılda temellerini sağlamlaştırdığını, bütçe açığını, cari açığı ve KKM'yi düşürdüğünü anlatan Yılmaz, "Depremle ilgili çabalarını ortaya koydu. Bunlar risklerimizi düşürdü." dedi. İkinci yılın ise enflasyonun düşeceği, sosyal faydaların daha fazla görüleceği bir dönem olacağını aktaran Yılmaz, "Gıda enflasyonunda yaşananlardan tutun, otomobil alırken karşılaştığınız fiyatlar, ev fiyatlarından başka alanlara varıncaya kadar etkilerini daha fazla görmeye başlayacağız. Asıl büyük faydaları kalıcı fiyat istikrarına geçiş yaptığımız dönemde daha büyük ölçekte görmüş olacağız." diye konuştu. Yılmaz, son 20 yılda çok büyük değişim ve dönüşümlerin yaşandığının altını çizerek, "Geldiğimiz noktada belli sıkıntılar da var. Bunları aşarak ülkemizi bir üst seviyeye taşıyacağız. Bu güçlü bir Türkiye demek. Aynı zamanda insanların gündelik hayatlarında daha rahat yaşadıkları, her alanda standartların daha yükseldiği bir Türkiye demek. O kritik eşiğe gelmiş durumdayız. Türkiye'nin geleceğine dönük karamsar tablo oluşturmaya çalışanlara prim vermememiz lazım." ifadelerini kullandı. "En ciddi katkıyı sulamaya verdik" "Bütçe açığımızı, kamu harcamalarımızı iyi bir noktada tuttuğumuza inanıyoruz" "Şehirlerimizi çok daha güçlü hale getireceğiz" "Harcamalarımızın milli gelire oranında ciddi bir gerileme söz konusu" "Bitmek üzere olan projelere öncelik veriyoruz"

Cevdet Yılmaz, Ertuğrul Gazi Şenliklerinde Türkiye'nin tarihsel ve kültürel gücünü vurguladı Haber

Cevdet Yılmaz, Ertuğrul Gazi Şenliklerinde Türkiye'nin tarihsel ve kültürel gücünü vurguladı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Bugün Ertuğrul Gazi Camii'nin kubbesinden göğe baktığımızda özgürce dalgalanan al bayrağımızı, bayrağımızın gölgesinde kalkınan, gelişen, güçlenen, ülkemizi görüyoruz." dedi. Yılmaz, Bilecik'in Söğüt ilçesinde düzenlenen Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Yörük Şenlikleri Programı'nda yaptığı konuşmada, Söğüt'te diktiği çınarla 600 yıl boyunca 3 kıta, 7 iklimi kucaklayan, yönetim anlayışıyla çağları aşan Ertuğrul Gazi'yi minnetle andığını söyledi. Bu topraklarda kök salan, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" felsefesini şiar edinmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını getirdiğini belirten Yılmaz, asırlardır kutlanan bu kadim şenliğin birlik ve beraberlik içinde daima kutlanmasını diledi. Yılmaz, Ertuğrul Gazi'nin otağını kurduğu Söğüt'ün Osmanlı'nın adalet, hoşgörü ve cesaretle büyüyeceği bir medeniyetin başlangıç noktası olduğunu anlatarak, şöyle devam etti: "Tarihin derin izlerini taşıyan bu köklü topraklar Kayı boyunun destansı mücadelesini ve Osmanlı'nın yükselişini simgeler. Kayı boyu en büyük boy değildi sayıca. En fazla askere, en fazla çadıra sahip olan boy değildi ama diğer beylikler değil de niçin Kayı boyu Osmanlı'yı kurdu? Niçin Kayı boyu bu kadar büyüdü? Bunun üzerinde çok ciddi çalışmaların, analizlerin yapılması gerektiğine yürekten inanıyorum. 'Kızıl Elma'nız varsa başarılı oluyorsunuz. Tercihlerinizi, stratejinizi doğru belirlerseniz büyüyorsunuz, bir cihan devleti haline geliyorsunuz. Maneviyatınız güçlüyse, gaza ruhuyla hareket ediyorsanız başarıyorsunuz. Ertuğrul Bey'in Ertuğrul Gazi olması Osmanlı'nın kurucusu Osman Bey'in Osman Gazi olması, Orhan Bey'in Orhan Gazi olması tesadüf değildir. Osmanlı bir gaza devleti olarak kurulmuştur. Stratejik tercihlerini çok doğru belirlemiştir. Bu güçlü kökler üzerinde, güçlü bir maneviyatla yükselmiş bir devlete dönüşmüştür." Ertuğrul Gazi ve Osmanlı'nın Başlangıcı Sağlam kökleri inşa eden yönetim prensiplerinin de iyi anlaşılması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, "Sadece bir tarihi bilgi olarak değil, bugünün dünyasına daha adaletli bir düzen vermek için bugün insanlığın karşı karşıya kaldığı sorunlara daha güçlü cevaplar üretmek için bu yönetim ilkelerini çok iyi çalışmak, çok iyi anlamak durumundayız." ifadesini kullandı. Yılmaz, Ertuğrul Gazi'nin Anadolu Türkmen boylarını ve beylerini nifaktan uzak tutup ortak hedeflere yönlendirdiğini dile getirerek, böylece Anadolu'da Türk varlığının birliğe ve dirliğe kavuştuğunu kaydetti. Başlarda Söğüt'te 400 çadırla varlık gösteren bir beyliğin kuvvet, cesaret, adalet ve stratejiyle bir cihan imparatorluğuna dönüştüğünün altını çizen Yılmaz, "743. Söğüt Şenlikleri'nde gönlündeki fetih ateşiyle Ahlat'tan buraya yürüyen ceddimizin izlerini sürüyoruz. Yürüdüğümüz yollarda, Şeyh Edebali'nin, 'Ey oğul' nidasını, öğütlerini duyuyoruz. Osman Bey'in otağında yanan ateşi istiklal meşalemizde taşıyoruz. Bu topraklar kuruluşun toprakları olduğu gibi kurtuluşun da topraklarıdır. Kurtuluş Savaşı'nda Kuvayımilliye ateşinin ilk yakıldığı topraklardır. Bu vesileyle Kurtuluş Savaşı'nın tüm kahramanlarını başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bir kez daha minnetle, şükranla yad ediyorum." diye konuştu. Cevdet Yılmaz, bu topraklarda Selçuklu'dan, Osmanlı'ya oradan Cumhuriyet'e uzanan tarihi süreklilik içinde sahip olunan tüm zenginlikleri selamladığını vurgulayarak, şöyle konuştu: "Farklı dönemleri birbirine karşıymış gibi, birbirini nakşediyormuş gibi ele alanların da büyük bir yanılgı içinde olduklarını özellikle belirtmek istiyorum. Ceddimizin ayak bastığı her yeri abat etme, huzuru, adaleti ve refahı hakim kılma gayesiyle hareket ediyoruz. Vatanımızın her köşesini, Fatih Sultan Mehmet'in 500 yıllık fetihnamesindeki gibi hangi dilden, hangi dinden, ırktan, mezhepten olursa olsun herkes için huzurun, güvenliğin ve selametin yurdu yapmaya çalışıyoruz. Farklılıklarımız üzerinden bizleri ayırmaya çalışanlara, aramıza nifak tohumları ekmeye çalışanlara bugüne kadar hamdolsun geçit vermedik, bundan sonra da geçit vermeyeceğiz. Bugün Ertuğrul Gazi Camii'nin kubbesinden göğe baktığımızda özgürce dalgalanan al bayrağımızı, bayrağımızın gölgesinde kalkınan, gelişen, güçlenen, ülkemizi görüyoruz. Hamdolsun bugün gök vatandan, mavi vatana yerli, milli adımlarla yürüyen Türkiye'yi görüyoruz. Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ülkemiz ve bölgemiz için tasavvurumuzu barıştan ve hakkaniyetten yana kuruyoruz. Mazluma umut olmak, Gazze başta olmak üzere kanayan yaralara merhem bulmak nesilleri, çağları aydınlatmak için uğraşıyoruz. Türkiye Yüzyılı'nı nereden geldiğimizin ve nereye gideceğimizin bilinciyle inşa ediyoruz." Kültürel Miras ve Birlik Birlik, beraberlik ve geçmişe sahip çıkarak güçlü ve büyük Türkiye idealine yürümeye devam edeceklerini belirten Yılmaz, şunları kaydetti: "Şölenlerimiz, şenliklerimiz, geçmişten günümüze taşınan kültürel mirasımızdır. Bilhassa 'Yörük Bayramı' gibi etkinlikler milli kültürün muhafazasının yanında yeni nesillerin kültürel ve milli kimliklerinin oluşmasında da büyük rol oynamaktadır. Burada bir araya gelerek sadece geçmişi anmış olmuyoruz. Aynı zamanda bu topraklarda yeşeren her bir değere yeniden can veriyoruz. Halkın bir araya gelerek hazırladığı dev kazanlarda pişirilen pilav herkese ikram edilecek şekilde sunulur ve Türk misafirperverliğinin en güzel örneklerinden birini teşkil eder. Şenlik boyunca sahnelenen halk oyunları bölgenin tarihi ve kültürel zenginliklerini gözler önüne seren bir görsel şölen sunar. Alanda kurulan Yörük çadırları bizi köklerimize, ata yurtlarımıza götürür. Böyle etkinlikleri en güçlü şekilde yaşatarak gençlerimizde kökleşen tarih şuurunu daha da zenginleştirdiğimize inanıyorum." Yılmaz, Bilecik ve Söğüt bölgesinin son dönemde ekonomik sahada da çok güçlü noktaya geldiğini anlatarak, buna katkısı olan iş dünyasına ve emek verenlere de teşekkür etti. Şenliğin organizasyonunda emeği geçenleri kutlayan Yılmaz, "Giderek artık farklı ülkelerden de bu bölgemize çok ciddi bir ilgi var, ziyaret var. Özellikle dizi, filmlerden sonra bunun arttığını ifade ettiler. Artık farklı dillerde de tarihimizi burada çok iyi anlatan rehberlere ihtiyaç var. Belki aramızda da farklı ülkelerden misafirlerimiz vardır. Onları da bu vesileyle tekrar selamlıyorum." dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: Önümüzdeki dönemde yeni müjdelerin de birer birer gelmesini bekliyoruz Haber

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: Önümüzdeki dönemde yeni müjdelerin de birer birer gelmesini bekliyoruz

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu Toplantısı’na (YOİKK) başkanlık etti. Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen toplantıda, özel sektörün işgücü açığı, yatırım ortamının iyileştirilmesi, güncellenmiş Orta Vadeli Program ve Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisi gibi konular ele alındı. Yılmaz, uluslararası firmaların ülkemize yatırım kararlarını açıkladığı bir döneme girildiğini ve önümüzdeki dönemde yeni müjdelerin de geleceğini belirtti. YATIRIM ORTAMINI İYİLEŞTİRME ÇABALARI Toplantıda bir açılış konuşması yapan Yılmaz, Mart ayından bu yana 57 eylemden 10’unun tamamlandığını, 6 eylemde son aşamaya gelindiğini ve kalan 28 eylemde ise yüzde 50 ve üzerinde gerçekleşme sağlandığını açıkladı. Yılmaz, yatırım teşvik sistemini sadeleştirerek katma değeri yüksek yatırımları önceliklendirdiklerini belirtti. Kişisel Verilerin Korunması Kanununda yapılan değişiklikler, yenilenebilir enerji kaynaklarında ek kapasite kurulumuna yönelik düzenlemeler ve diğer teşvikler hakkında bilgi verdi. Ayrıca, özel sektörle iş birliği esasına dayalı yeni bir eğitim yaklaşımı hayata geçireceklerini duyurdu. MESLEKİ EĞİTİM VE İSTİHDAM POLİTİKALARI Özel sektörün işgücü açığı ve işgücünün ihtiyaç duyulan alanlara yönlendirilmesi gerekliliğine değinen Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi başkanlığında bir Mesleki Eğitim ve İstihdam Çalışma Grubu oluşturulduğunu ifade etti. Ayrıca, “Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi”nin yayımlandığını ve yeni eğitim yaklaşımları ile öğrencilerin sektörle entegrasyonunun güçlendirileceğini vurguladı. YATIRIM VE YASAL DÜZENLEMELER Yılmaz, 4054 sayılı Rekabet Kanununda değişiklik ve İklim Değişikliği Kanun Tasarısının Meclis gündemine geleceğini belirtti. Ayrıca, e-Tebligat ve TechVisa programlarının son aşamalara geldiğini, enerji sektörü yatırımları için mevzuat değişiklikleri gerektiğini ve bu konuda çalışmaların sürdüğünü aktardı. ORTA VADELİ PROGRAM VE EKONOMİK HEDEFLER Eylül ayında açıklanacak güncellenmiş Orta Vadeli Program (OVP) hakkında bilgi veren Yılmaz, OVP'nin fiyat istikrarı ve enflasyonla mücadele hedeflerini koruyacağını ifade etti. Ayrıca, deprem afetinin yaralarının sarılmasının ve sosyal refahın artırılmasının da öncelikli hedefler arasında olduğunu söyledi. ULUSLARARASI YATIRIMCILARLA İLETİŞİM Yılmaz, Türkiye Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisinin yürürlüğe girmesiyle, küresel yatırım stratejisinden alınan payın artırılmasının ve cari açığın finansman kalitesinin yükseltilmesinin hedeflendiğini belirtti. 28 Eylül’de gerçekleştirilecek Yatırım Danışma Konseyi Toplantısında, dünya çapındaki yatırımcıların ülkemize artan oranda nitelikli doğrudan yatırım yapmalarını sağlamak amacıyla üst düzey görüşmeler yapılacağını duyurdu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.