TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Bursa Teknik Üniversitesi

İLKHABER-Gazetesi - Bursa Teknik Üniversitesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bursa Teknik Üniversitesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı: Güvenlik altyapısı terörle mücadele tecrübesi olan yöneticiler üzerine inşa edilmeli Haber

Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı: Güvenlik altyapısı terörle mücadele tecrübesi olan yöneticiler üzerine inşa edilmeli

Bursa Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı, TUSAŞ’a yapılan terör saldırısıyla ilgili olarak önemli açıklamalarda bulundu. Katıldığı bir televizyon programında konuşan Darıcılı, güvenlik altyapısının daha profesyonel bir şekilde inşa edilmesi gerektiğini belirterek, terörle mücadele ve fiziki güvenlik konusunda tecrübeli yöneticilerin bu süreçte yer almasının önemine dikkat çekti. "GÜVENLİK ALTYAPISI PROFESYONEL OLMALI" Doç. Dr. Darıcılı, güvenlik meselesinin yalnızca fiziki önlemlerle sınırlandırılmaması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: "Güvenlik altyapısının terörle mücadele ve fiziki güvenlik konusunda tecrübeli yöneticiler üzerine inşa edilmesinde fayda var. Bu süreci uluslararası standartlara uygun bir şekilde yürütmek, gerekli maliyetleri göze alarak daha profesyonel bir sistem oluşturmak önemlidir." Darıcılı, bu tür yatırımların maliyetli olabileceğini ancak güvenlik açığının çok daha acı sonuçlara yol açabileceğini ifade etti. "ABD'NİN KINAMA AÇIKLAMASI SAMİMİYETSİZ" TUSAŞ’a yapılan saldırı sonrası Amerika’nın saldırıyı kınayan açıklamasına da değinen Darıcılı, bu açıklamanın hiçbir anlam ifade etmediğini belirtti: "Amerika’ya müttefik derken yanına ünlem işareti koyalım. PYD ve YPG ile ilişkileri bellidir. Amerika, bu grupları güçlendirmek için inanılmaz bir bütçe ayırıyor. Kınama açıklaması sadece sözde bir açıklamadır, hiçbir karşılığı yoktur." Darıcılı, ABD'nin terörle mücadelede samimiyetsiz bir tavır sergilediğini dile getirdi. "SALDIRILAR BARIŞ ÇABALARINI SABOTE EDİYOR" Doç. Dr. Darıcılı, siyasilerin barış çağrıları sonrası bu tür terör saldırılarının gerçekleştiğini belirterek, örgütlerin barış çabalarını sabote etme amacı taşıdığına işaret etti. "Barış stratejisi geliştirmek istediğiniz an, terör örgütleri harekete geçiyor. Bu tür saldırılar örgütlerin istihbarat toplama faaliyetleri sonucunda önceden planlanmış olabilir."

Deniz ticareti kaynaklı kirlilik müsilaj oluşumunu tetikleyebilir Haber

Deniz ticareti kaynaklı kirlilik müsilaj oluşumunu tetikleyebilir

İSTANBUL (AA) - BİRİZ ÖZBAKIR - Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sinan Uyanık, deniz taşımacılığından kaynaklanan atıkların kontrolsüz bir şekilde denize bırakılmasının, Marmara Denizi'ndeki ağır metal ve plankton yükünü artırarak müsilajı tetikleyebileceğini söyledi. BTÜ Denizcilik Fakültesi ile Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Marmara Denizi'nde denizcilik taşımacılığından kaynaklanan kirliliğin müsilaj oluşumuna etkisini incelemek üzere 2021 yılında araştırma başlattı. Yürütücülüğünü Uyanık'ın yaptığı araştırmanın ekibinde BTÜ Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Mete Yılmaz, Doç. Dr. Erinç Dobrucalı, Doç. Dr. Gökçe Çiçek Ceyhun, Doç. Dr. Deniz Uçar, Dr. Öğr. Üyesi Volkan Altuntaş ve İstanbul Üniversitesinden Doç. Dr. Muharrem Balcı yer aldı. TÜBİTAK 1001 Müsilaj Araştırmaları Özel Çağrısı ile destek alan araştırma kapsamında gemilerin balast tanklarından numuneler alınarak incelemeler yapıldı. Araştırmanın detaylarını ve sonuçlarını AA muhabiriyle paylaşan Uyanık, deniz ekosistemini tehdit eden müsilajın farklı mikroorganizmalar tarafından birden fazla dış etkenin bir araya gelmesi sonucu ortaya çıktığını ve bunlardan birinin de yoğun deniz ticareti olduğunu belirtti. Araştırma kapsamında Marmara Denizi'ne ait 2020 yılı gemi trafiği bilgileri doğrultusunda en çok kullanılan rotaları tespit ettiklerini ve buralarda faaliyet gösteren tankerlerin balast suyundan ve gemilerin liman atık su arıtma tesisine deşarj ettikleri sintine suyundan numuneler aldıklarını anlatan Uyanık, bu gemilerin Türkiye'ye en çok yük gönderen ve alan 10 ülke olan; Rusya, Yunanistan, Ukrayna, Romanya, İtalya, Mısır, Bulgaristan, Fransa, İsrail ve İspanya'dan gelenler olduğunun altını çizdi. Prof. Dr. Uyanık, şöyle devam etti: "Almış olduğumuz balast suyu numunesinde, belirlediğimiz genel kirleticiler olan pH'ı, iletkenliği, biyokimyasal oksijen ihtiyacını, toplam organik karbonu, azotu, fosforu ve ağır metalleri, demiri, manganı ve kromu analiz ettik. Bir de bunun yanı sıra mikrobiyolojik açıdan farklı ülkelerden gelen sularda ne tür bakteriler ve planktonlar var, bunlara baktık. Hem ışık mikroskobu altında planktonların tanımlamasını yaptık hem o sulardaki canlıların genlerini ayırarak gen haritasını çıkardık, gen analizini yaptık. Ne tür bakteriler var? Hangi yoğunlukta planktonlar var? Bu planktonların müsilaja etkisi var mı, yok mu? Bunları araştırdık." - Tespit edilen ağır metal ve plankton varlığı Normal bir evsel atık suda 3-5 ppm (miligram bölü litre) civarında bulunan ağır metal miktarını, gemilerin balast suyunda 300 ila 500 ppm gibi yüksek seviyelerde tespit ettikleri bilgisini veren Uyanık, eski gemiler ile balast tanklarındaki korozyondan kaynaklanan ağır metallerin, fitoplanktonların strese girmesine neden olabileceğini ifade etti. Yaklaşık 50 gemiden aldıkları örneklerde, müsilaja neden olan planktonlardan siyanobakteriler ile diyatomlara çok yoğun şekilde rastladıklarını aktaran Uyanık, arıtılmış balast suyunda bulunması gereken miktarın 50 katı, 100 katı civarında fitoplankton tespit ettiklerini bildirdi. Müsilaja neden olan asıl unsurların karasal kaynaklı, evsel ve endüstriyel atık suların yeterli düzeyde arıtılmadan Marmara Denizi'ne verilmesi olduğunu vurgulayan Uyanık, "Deniz taşımacılığından kaynaklanan bazı atıkların kontrolsüz bir şekilde denize verilmesi nedeniyle Marmara Denizi'nde besin tuzlarındaki birikim ve artışın müsilajı tetiklediğini düşünmekteyiz. Bizim çalışmamızın ana bulgusu şu: Tekil olarak deniz ticareti müsilaja sebep olmuyor ancak bardağı taşıran son damla olarak düşünüldüğünde bunun da bir etken olduğunu, farklı ülkelerden gelmemesi gereken müsilaja neden olan plankton türlerinin geldiğini görüyoruz." değerlendirmesini yaptı. - Deniz ticaretinden kaynaklanan kirlilik nasıl önlenebilir? Gemilerin limanlardaki bekleme sürelerini kısaltmak ve operasyon sürelerini azaltmak için arıtma sistemlerini çalıştırmadan, balast sularını kontrolsüz bir şekilde Türkiye'nin iç sularında deşarj edebildiklerine dikkati çeken Uyanık, her bir gemiye takılacak balast arıtma sistemleriyle farklı ülkelerden gelen istilacı türlerin ve müsilaja neden oldukları bilinen planktonların taşınmasının önlenebileceğini işaret etti. Dünya Denizcilik Örgütünün (IMO), deniz ticareti yapan ülkelerin imzaladığı Marpol Sözleşmesi ile istilacı ve yabancı türlerin farklı ülkelere taşınmasını engellemek için gemilerde balast sularının arıtımıyla ilgili bir zorunluluk getirdiğinden bahseden Uyanık, şunları söyledi: "Marpol Sözleşmesi'yle belirlenen kriterlerin tüm gemiler tarafından en kısa sürede uygulanması gerekiyor. Gemilerin, ulaştıkları limanlarda sintine sularını kontrollü bir şekilde liman idarelerine teslim etmesi gerekiyor. Normalde gemiler yanaştıkları limanlara belli bir vergi, bir ücret ödüyorlar. Ödedikleri bu liman vergisi kapsamında sintine sularını aslında ücretsiz olarak o liman idaresine verebilirler. Ancak buradaki sevkiyat ve işlem süresini kısaltmak için limanlarda bunlarla uğraşmak yerine açık denizlerde kontrolsüz bir şekilde deniz ortamında bu sintine sularını arıtmadan denize verme gibi yanlış bir işlem uyguluyorlar." Uyanık, sözlerini, "Liman idareleri tarafından kontrol edilerek gemilerin yasalara, yönetmeliklere uymasını sağlamak gerekiyor ki Marmara Denizi'ne farklı ülkelerden gelen kirliliği de kontrol edebilelim." diyerek tamamladı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.