TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#buğday üretimi

İLKHABER-Gazetesi - buğday üretimi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, buğday üretimi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Adanalı buğday üreticileri üzgün: Alım fiyatında güncelleme yapılmayacak Haber

Adanalı buğday üreticileri üzgün: Alım fiyatında güncelleme yapılmayacak

Türkiye'nin tarımsal üretiminin önemli bölümünün karşılandığı Adana'da buğday üretimi yapan çiftçiler, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın buğday alım fiyatında güncelleme yapılmayacağına yönelik açıklamasına üzüldü. 2023-2024 üretim sezonunda yağışların düzensiz ve geç gelmesi ve sıcaklıkların aniden yükselmesinin bazı bölgelerde bitkide dane oluşumunu olumsuz etkilediğini belirten Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, arpa ve buğdayda rekoltenin düşeceği göz önünde bulundurularak, açıklanan müdahale alım fiyatlarının revize edilmesini talep etmişti. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, açıklanan buğday alım fiyatının, çiftçilerin ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kalmasına yol açtığını belirterek, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın bu konuda güncelleme yapılmayacağına yönelik açıklamasının, üreticileri üzdüğünü söyledi. Mehmet Akın Doğan, geçtiğimiz günlerde TMO tarafından yapılan açıklamaya göre; 2024 mahsulü hububat alım fiyatlarının (2. gruplar için) ton başına; makarnalık buğdayda 10.000 TL, ekmeklik buğdayda 9.25 TL, arpada 7.25 TL olarak belirlendiğini anımsatarak, “Söz konusu açıklamada, ‘Bakanlığımızca, Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı üreticilerimize buğday için ton başına 1.750 TL'ye kadar, arpa için ton başına 750 TL'ye kadar fark ödemesi desteği verilecektir. Bakanlığımızca verilecek fark ödemesi desteği ile birlikte üreticilerimizin eline ton başına; makarnalık buğdayda 11.750 TL,  ekmeklik buğdayda 11.000 TL, arpada 8.000 TL geçecektir.’ ifadeleri yer almıştı. Türkiye'nin tarımsal üretiminin önemli bölümünün karşılandığı Adana'da buğday üretimi yapan çiftçiler, 15 TL olmasını bekledikleri buğday alım fiyatının düşük olmasıyla hüsrana uğradı” dedi. Mehmet Akın Doğan, gerek Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ve gerek ülke genelindeki Ziraat Odaları Başkanları tarafından buğday ve arpada müdahale alım fiyatlarının revize edilmesini sıklıkla dile getirdiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Örneğin Adana'da bu sezon kent genelinde 1 milyon 330 bin dekar alanda buğday ekildi. Toplam 750 bin tona yakın rekolte beklenen kentimizdeki üreticiler, açıklanan fiyattan memnun olmadı. Ton başına 15 bin lira alım fiyatı, prim desteğinin ise ton başına 3 bin TL olmasını istiyorduk. Ancak ‘Evdeki hesap çarşıya uymadı’ misali, açıklanan fiyatlar ovadaki üreticileri gerçekten hüsrana uğrattı. Alım fiyatlarının revize edileceği umuduyla beklerken, Sayın Bakan Yumaklı’nın alım fiyatında güncelleme yapılmayacağını ifade etmesi, tüm üreticilerin boynunu büktü. 'Buğday, stratejik bir ürün olarak hem ekonomik büyüme hem de gıda güvenliği için vazgeçilmez' İstihdamdan ihracata, gıda sanayisinden enerji üretimine kadar geniş bir yelpazede etkili olan buğday, stratejik bir ürün olarak hem ekonomik büyüme hem de gıda güvenliği için vazgeçilmezdir.  Geçen yıl Haziran ayında ekmek 5 TL idi, bugün ekmek 2 TL'lik artışla 10 TL oldu. Yani ekmeğe buğday fiyatları henüz açıklanmadan yüzde 100 zam geldi. Dekarda veya kilo başına üretim maliyeti belli olan buğday alım fiyatının Türkiye şartlarına göre revize edilmesini umutla bekliyoruz. Bu, sürdürülebilir tarım açısından son derece önemli.”

Buğday alım fiyatına üreticilerden tepki Haber

Buğday alım fiyatına üreticilerden tepki

Türkiye'nin tarımsal üretiminin önemli bölümünün karşılandığı Adana'da buğday üretimi yapan çiftçiler, 15 TL olmasını bekledikleri buğday alım fiyatının açıklanmasıyla birlikte hüsrana uğradı. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, açıklanan buğday alım fiyatının, çiftçilerin ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kalmasına yol açacağını söyledi. TMO 2024 hububat alım fiyatları ve fark ödemesi destekleri belli oldu. TMO'dan yapılan açıklamada, üreticilerin hasat döneminde arz yoğunluğu kaynaklı fiyat düşüşlerinden etkilenmesini önlemek, ihracat için gerekli ham madde tedarikini yurt içi üretimden karşılamak ve üretici lehine piyasa istikrarını sağlamak amacıyla Ticaret Bakanlığı ile birlikte bazı dış ticaret tedbirlerinin alınmasına ve uygulanmasına karar verildiği belirtildi. TMO açıklamasında, şunlar kaydedildi: "2024 yılı bitkisel üretimine yönelik TÜİK 1.Tahmin verileri açıklanmış olup, hububat grubunda geçen yıla göre ortalama yüzde 5,4 azalış beklenmektedir. Buğday üretiminin ise geçen yıla göre yüzde 4,5 azalışla 21 milyon ton olması beklenmektedir. Hububat hasadı şu anda ülke genelinde yaklaşık yüzde 5 seviyelerindedir. 14 Mayıs 2024 tarihinden itibaren üreticilerimize depolama imkânı sağlamak amacıyla TMO'ya arz edilen ürünler teslim alınmaya başlanmıştır. Hasat başlangıcından bu güne kadar gelinen süreçte piyasalar yakından takip edilerek, bu gün itibariyle TMO hububat alım fiyatları ve fark ödemesi desteklerinin açıklanmasına karar verilmiştir. 2024 mahsulü hububat alım fiyatları (2. gruplar için) ton başına; makarnalık buğdayda 10.000 TL, ekmeklik buğdayda 9.25 TL, arpada 7.25 TL olarak belirlenmiştir. Bakanlığımızca, Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı üreticilerimize buğday için ton başına 1.750 TL'ye kadar, arpa için ton başına 750 TL'ye kadar fark ödemesi desteği verilecektir. Bakanlığımızca verilecek fark ödemesi desteği ile birlikte üreticilerimizin eline ton başına; makarnalık buğdayda 11.750 TL,  ekmeklik buğdayda 11.000 TL, arpada 8.000 TL geçecektir. Üreticilerimize ilave olarak gübre, mazot ve sertifikalı tohumluk desteği de verilmeye devam edilecektir. Ürün bedeli ödemeleri 45 gün içerisinde doğrudan üreticilerin banka hesaplarına yapılacaktır. Üreticilerimizin hasat döneminde arz yoğunluğu kaynaklı fiyat düşüşlerinden etkilenmesini önlemek, ihracatımız için gerekli hammadde tedarikini yurt içi üretimden karşılamak ve üretici lehine piyasa istikrarını sağlamak amacıyla Ticaret Bakanlığımızla birlikte bazı dış ticaret tedbirlerinin alınmasına ve uygulanmasına karar verilmiştir. Bu tedbirler; 2018 yılı Eylül ayından bu yana yasak olan ve yurt içinde üretilen buğdaylarla yapılan kati un ihracatı serbest bırakılmıştır. Ekmeklik/Makarnalık buğday ve arpa ile bunların kırıkları dahil ihracatı kontrollü olarak (TMO'dan uygunluk almak şartıyla) serbest bırakılmıştır. Dahilde İşleme Rejimi kapsamında buğday ithalatı 21 Haziran 2024'ten geçerli olmak üzere 15 Ekim 2024 tarihine kadar durdurulmuş olup bu tarihte oluşacak piyasa şartlarına göre anılan durdurma işlemi daha ileri bir tarihe de ötelenebilecektir. Alımlara ilişkin detaylar ile diğer ürün fiyatlarına ilişkin açıklama TMO tarafından yapılacaktır. Tüm üreticilerimize hayırlı ve bereketli bir hasat sezonu diliyoruz." Buğday alım fiyatı memnun etmedi Türkiye'nin tarımsal üretiminin önemli bölümünün karşılandığı Adana'da buğday üretimi yapan çiftçiler ise 15 TL olmasını bekledikleri buğday alım fiyatının açıklanmasıyla birlikte hüsrana uğradı. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, açıklanan fiyatın çiftçilerin ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kalmasına yol açacağını belirterek, "Adana'da bu sezon kent genelinde 1 milyon 330 bin dekar alanda buğday ekildi. Toplam 750 bin tona yakın rekolte beklenen kentimizdeki üreticiler, açıklanan fiyattan memnun olmadı. Ton başına 15 bin lira alım fiyatı, prim desteğinin ise ton başına 3 bin TL olmasını istiyorduk. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı misali açıklanan fiyatlar ovadaki üreticileri gerçekten hüsrana uğrattı." dedi. İstihdamdan ihracata, gıda sanayisinden enerji üretimine kadar geniş bir yelpazede etkili olan buğdayın stratejik bir ürün olarak hem ekonomik büyüme hem de gıda güvenliği için vazgeçilmez olduğunu vurgulayan Doğan, "Geçen yıl Haziran ayında ekmek 5 TL idi, bugün ekmek 2 TL'lik artışla 10 TL oldu. Yani ekmeğe buğday fiyatları henüz açıklanmadan yüzde 100 zam geldi. Dekarda veya kilo başına üretim maliyeti belli olan buğday alım fiyatının Türkiye şartlarına göre revize edilmesini istiyoruz" diye konuştu.

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Doğan: Buğdayda yaklaşık 1 milyon ton rekolte bekleniyor Haber

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Doğan: Buğdayda yaklaşık 1 milyon ton rekolte bekleniyor

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, buğdayda 1 milyon tona yakın rekolte beklendiğini belirterek, “Çiftçilerimiz ve devlet güvencesinde olan lisanslı depolar, ürünleri ÇKS kayıtlarına göre almaları için buğday fiyatlarının açıklanmasını ve alım tebliğinin yayınlanmasını bekliyor” dedi. Buğday üretiminin desteklenmesinin, tarımsal üretimin artırılmasına ve ülke ekonomisinin güçlendirilmesine büyük katkılar sunacağına vurgu yapan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, ‘’ Buğday hasadı başladı. Bu yıl buğdayda 1 milyon tona yakın rekolte bekleniyor. Çiftçilerimiz ve devlet güvencesinde olan lisanslı depolar, ürünleri ÇKS kayıtlarına göre almaları için buğday fiyatlarının açıklanmasını ve alım tebliğinin yayınlanmasını bekliyor ‘’ dedi. Doğan, üreticilerin beklentisinin adil ve güvenilir fiyatlar olduğunun altını çizerek, "Buğday fiyatları bu yıl ton başına 15 bin lira olmalı. Prim desteğinin de ovada 1, kıraç bölgelerde 2 lira olarak açıklanmasını bekliyoruz. Buğday alım fiyatlarının açıklanması, çiftçilerin ürünlerini satarken daha sağlıklı kararlar almalarını sağlayacak ve tarımsal üretimin sürdürülebilirliğine katkı sağlayacaktır. Hükümetimizin üreticileri desteklemek ve önümüzdeki sezonda tarımsal üretimi güçlendirmek için buğday alım fiyatlarını beklentiler doğrultusunda bir an önce açıklaması büyük önem taşımaktadır ‘’ ifadelerini kullandı.

TZOB Genel Başkanı Bayraktar: Buğday üretim maliyeti yüzde 62 arttı Haber

TZOB Genel Başkanı Bayraktar: Buğday üretim maliyeti yüzde 62 arttı

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, buğday üretiminde hasat döneminin yaklaşmasını değerlendirdiği ve üreticilerin sorunlarını dile getirdiği bir basın açıklaması yaptı. “Ülkemizin hemen hemen her ilinde üretimi yapılan, tarımsal üretimin ve gıda sanayinin vazgeçilmez ham maddesi buğdayda hasada sayılı günler kaldı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da çiftçilerimiz artan maliyet karşısında ürettiği üründen hak ettiği geliri elde etmeyi bekliyor” diyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Buğdayda kültürel işlemlerin yoğun olduğu Ekim-Mart döneminde mazot fiyatı ortalama 23 lira iken bu yıl aynı dönemde yüzde 76 artışla ortalama 40 liranın üzerine çıktı. Mazot fiyatı son bir yılda ise yüzde 105 oranında artış gösterdi. Taban gübresinin yoğun olarak kullanıldığı Ekim-Kasım-Aralık aylarında ise DAP gübresinin ortalama fiyatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16, 20.20.0 gübresinin fiyat ise yüzde 22 oranında artış gösterdi. Şubat ve Mart ayında kullanılan ÜRE gübresinin fiyatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36 oranında arttı.” Ziraat odalarından aldıkları bilgiyi paylaşan Bayraktar, Türkiye genelinde geçen yıla göre arazi kira ücretlerinde yüzde 64, işçilik ücretlerinde ise yüzde 75’e varan oranlarda artış yaşandığını söyledi. “Buğdayın maliyeti geçen yıla göre yüzde 62 arttı” Bu yıl iklim değişikliğinin etkisiyle kış uykusundan erken uyanan tarla farelerinin birçok ilde ekili hububat alanlarını istila ettiğini belirten Bayraktar, “Bu durum zirai ilaç maliyetini geçtiğimiz yıla göre yüzde 52 oranında artırdı. Çiftçilerimizin buğday tohumunu attığı günden hasada kadar yapacağı harcamalar dikkate alınarak yapılan maliyet hesabında, kuru şartlarda üretimi yapılan buğdayın ortalama maliyeti geçen yıla göre yüzde 62 oranında artarak kilogramı 10 lira 87 kuruş olarak tespit edildi” diye konuştu. “Geçtiğimiz yıl Toprak Mahsulleri Ofisi üzerine düşen görevi yaparak çoğunluğu buğday olmak üzere 12 milyon tonun üzerinde hububat alımı gerçekleştirdi. Haliyle Toprak Mahsulleri Ofisi’nin depoları doldu. Son günlerde Toprak Mahsulleri Ofisi depolarının doluluğuna ve dünya buğday fiyatlarının düştüğüne yönelik açıklamalar çiftçilerimizi tedirgin ediyor. Bu doğrultuda Toprak Mahsulleri Ofisi’nin sorumluluğu geçmiş yıllara nazaran bu yıl daha da arttı” ifadelerini kullanan Bayraktar, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin çiftçileri rahatlatacak buğday fiyatını bir an önce açıklaması gerektiğini aktardı. Değişen iklim şartlarının tarımsal üretimi her geçen yıl zorlaştırdığına dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: “Çiftçilerimiz her üretim döneminde önceden tahmin edemediği risklerle karşılaşıyor. Bu yıl üretim döneminin başladığı Ekim ayından itibaren toplam yağışlar ülke genelinde normalin üzerinde gerçekleşirken, artan sıcaklıklar farklı sorunları beraberinde getirdi. Bazı bölgelerde yağış ve beraberinde gerçekleşen aşırı sıcak hava artan nemle beraber buğdayda pas hastalığını artırırken, yine kış aylarının sıcak geçmesiyle artan fare popülasyonu çiftçilerimizi zora soktu.” Buğday üretiminin olduğu illeri sıralayan Bayraktar, “Buğday üretiminin yüzde 27,1’ini Afyonkarahisar, Çorum, Çankırı, Yozgat, Kırıkkale, Konya, Karaman, Samsun, Kastamonu, Karabük, Isparta, Uşak, Bilecik, Aydın ve Antalya oluşturuyor. 15 ilde yağışların yetersiz olması ve Nisan ayında 30 dereceyi geçen hava sıcaklıkları zarar riskini artırıyor. Bahar yağışlarının oldukça önemli olduğu buğdayda özellikle bu 15 ilde beklenen yağışların gerçekleşmemesi durumunda kuraklık bekleniyor” ifadelerini kullandı. “Tarımsal üretim tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de destekleniyor. Bu çerçevede buğday üreticisine de gübre mazot ve prim desteği başta olmak üzere destekleme ödemeleri yapılıyor. Ancak, ülkemizde destekler zamanında açıklanmıyor ve genel olarak çiftçilerimizin yoğun masraf yaptığı dönemde ödenmiyor” diyen Bayraktar, çiftçilerin buğday hasadından geçen yıl ki pirimi henüz alamadığını belirtti. 2022 yılında 19 milyon 750 bin ton buğday üretiminin 2023 yılında yüzde 11,4 artışla 22 milyon tona yükseldiğini hatırlatan Bayraktar, şu ifadelere yer verdi: “Bu üretim artışına rağmen ithalatımızda artış gösterdi. 2022 yılında 8 milyon 822 bin ton olan buğday ithalatımız üretimimizdeki artışın üzerinde yüzde 35 artışla yaklaşık 11 milyon 700 bin ton seviyesine yükseldi. Ülkemiz 2023 yılında yapmış olduğu buğday ithalatının yüzde 75’ini Rusya, yüzde 22’sini Ukrayna’dan gerçekleştirdi.” Türkiye’de artan nüfusa pareler olarak buğday talebinin de arttığını kaydeden Bayraktar, şöyle konuştu: “Buğdayda yurt içi ihtiyacımız dikkate alındığında buğday tüketimimiz 19,4 milyon ton seviyelerindedir. Dolayısıyla dünya genelinde ve ülkemizde buğday üretiminde azalma olduğunda ekmek fiyatları başta olmak üzere unlu mamuller fiyatlarındaki artış, tüm kesimleri etkiliyor. Buğday üretiminde sürdürülebilirliği sağlamak, ithalata olan bağımlılığı azaltmak gerekiyor. Bu nedenle üreticilerimizi her koşulda üretime teşvik etmek amacıyla gerekli tedbirler zamanında alınmalıdır.”

Son yağmurlar buğday tarlalarına can suyu oldu Haber

Son yağmurlar buğday tarlalarına can suyu oldu

Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir, yağışların buğday üretimi için kritik önem taşıdığını belirterek, “Son yağmurlar buğday tarlalarına can suyu oldu.” dedi. Türkiye'nin buğday üretimi 2023'de bir önceki yıla göre yüzde 11,4 oranında artarak 22 milyon ton, arpa üretimi yüzde 8,2 oranında artarak 9,2 milyon ton, çavdar üretimi yüzde 11,7 oranında artarak 305 bin ton, yulaf üretimi ise yüzde 12,3 oranında artarak 410 bin ton oldu. Üretimde, buğday ilk sırada yer aldı. Türkiye'nin tarımsal üretiminde önemli yeri olan ve ülkenin buğday üretiminin yaklaşık yüzde 5'inin karşılandığı Adana'da da 2022 yılında 1 milyon 489 bin dekar alanda üretim yapılırken, 736 bin ton buğday elde edildi. Rekolte oranı, 2023 yılında ise il genelinde yapılan hasat sonrası 700 bin tonun üzerinde gerçekleşti. Cahit İncefikir: Buğday veriminde önemli bir artış bekleniyor Ülkenin ilk buğday hasadının yapıldığı Adana’da bu yıl yaklaşık 1 milyon 400 bin dönüm alanda bu ürünün ekildiğini belirten Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir, "Son yağışlar buğday üretimi için kritik önem taşıyor. Yağışların devam etmesi halinde buğday veriminde önemli bir artış bekleniyor" dedi. İncefikir, son günlerde etkili olan yağışlarla buğday tarlalarının adeta canlandığını ifade ederek, "Küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi nedenlerle bitki gelişimi olumsuz etkileniyor. Yüksek sıcaklıklar, verim düşüşüne ve ürün kalitesinde azalmaya neden olabiliyor. Bu nedenle son yağışlar buğdayların gelişmesi ve verim artışı için çok önemli. Yağışların etkisiyle nemlenen tarlalarda buğday kökleri daha derine iniyor ve böylece daha iyi verim noktasında yarar sağlıyor. Son yağmurların can suyu olduğu tarlalarla bu hasat döneminde üreticiler dönümde 500-700 kilogram arasında ürün bekliyor." diye konuştu. Adana Tarım Platformu Sözcüsü İncefikir, buğdayda ton başına sağlanan bin liralık desteğin kıraç bölgelerde 2 bin liraya çıkartılması gerektiğini kaydetti.

Uzmanlardan buğday üretiminde kuraklık riskine karşı öneriler Haber

Uzmanlardan buğday üretiminde kuraklık riskine karşı öneriler

İSTANBUL (AA) - BİRİZ ÖZBAKIR - Uzmanlar, düzensiz yağışlar ve kuraklığın buğday üretimini olumsuz etkileme ihtimaline karşı önlemler alınması, iklim dostu uygulamalara ve tarımda dijitalleşmeye daha fazla önem verilmesi gerektiğini belirtiyor.Kovid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle buğday ve buğdaya dayalı gıda sanayisi hem iç piyasada hem de dünya pazarlarında giderek daha fazla rekabete konu olurken kuraklık da üretimde artışı engelleyen faktörlerin başında geliyor.İklim değişikliğinin buğday üretimi üzerindeki etkilerine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Tarım Uzmanı Fazıl Düşünceli, gübre ve enerji gibi girdi fiyatlarındaki artışın dışında sıkça yaşanan kurak sezonların ve mevsim içerisindeki yağış düzensizliğinin önemli bir sorun olarak çiftçinin karşısına çıktığını söyledi.Buğday üretiminde bir yıllık verileri baz alarak hareket edilmemesi gerektiğini vurgulayan Düşünceli, "Uzun vadeli düşünülmeli ve buğday üretimi bir üretim sistemi kapsamında yapılmalı. Diğer ürünler de münavebe (ekim nöbeti, farklı bitkilerin bir düzen içinde, birbirlerinin peşi sıra ekilmesini ifade eden tarım yöntemi) sistemine katılmalı. Özellikle baklagillerin, yem bitkilerinin üretime katılması hem verimliliği artıracak hem de üretimden ve iklimden kaynaklanan riskleri minimize edecektir." dedi. Türkiye'de buğday ekim alanlarının son 10 yılda 8 milyon hektardan 7 milyona hektara düştüğüne dikkati çeken Düşünceli, bunun sosyoekonomik nedenlerden, çiftçilerin daha fazla gelir getiren ürünleri tercih etmelerinden ve sulama imkanı olan üreticilerin bir kısmının sulu tarımda mısır yetiştiriciliğine geçmelerinden kaynaklanmış olabileceği yorumunu yaptı.- "Bahar aylarındaki yağışlar buğday veriminde belirleyici olacak"İç Anadolu'nun farklı kesimlerinde kış aylarında beklenen kar yağışlarının beklenenin altında gerçekleşmesi nedeniyle ciddi bir kuraklık yaşandığını ve önümüzdeki bahar döneminde yağış miktarının buğday üretimiyle ilgili belirleyici olacağını ifade eden Düşünceli, şöyle devam etti:"Türkiye genelinde düşünürsek, şansımız, çok değişik coğrafyalara sahip olmamız. Bir bölgede sıkıntı olursa diğer bölgelerden bunu kompanse etme imkanı olabiliyor. Şu an için bir panik havası olacağını öngörmüyorum ancak önümüzdeki haftaları, ayları iyi takip etmek, hem yağış hem de sahadaki ürünün gelişme durumunu gözlemlemek ve ona göre tedbirler almak gerektiğini düşünüyorum."Üreticilerden edindikleri bilgiler doğrultusunda, harcamalarının yüzde 43'ünün gübre, yüzde 22'sinin sulama, yüzde 11'inin ekim ve yüzde 6'sının hasat masraflarından oluştuğunu aktaran Düşünceli, doğal kaynakları ve çevreyi korumayı amaçlayan koruyucu tarım yönteminin verimliliğe odaklanarak bazı kalemlerdeki masrafları azalttığının altını çizdi. Fazıl Düşünceli, şunları söyledi:"Koruyucu tarım yöntemi, toprak işlemeyi azaltan, değiştiren veya tamamen ortadan kaldıran yöntemlerden biri. Toprak işleme yapmadan doğrudan tohumu toprağa ekiyorsunuz ve o araziden normalde aldığınız gibi ürün alıyorsunuz. Doğrudan ekim yaparsanız toprak işleme masraflarından kaçınmış oluyorsunuz. Doğrudan ekim yaygınlaştırılabilirse hem verimliliğin artırılması hem toprak erozyonunun önlenmesi hem de enerji tasarrufu konusunda önemli bir kazanç sağlar diye düşünüyorum."Düşünceli, çiftçilere, bulundukları bölgelerin koşullarına ve özellikle değişen iklim şartlarına uygun, Araştırma Enstitüleri tarafından geliştirilen, kuraklığa dayanıklı çeşitleri tercih etmelerini önerdi.- "Dijitalleşmeden daha fazla faydalanılmalı"FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık, BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Ortak Fonu Kalkınma Acil Durum Modalitesi kapsamında küresel buğday üretim ve ticaretinin önemli bir aktörü olan Türkiye'nin buğday sektörünün bir analizinin yapılması ve daha dayanıklı bir gıda sisteminin oluşturulmasına yönelik olarak 'Türk Buğday Sektörü İçin Tedarik Zinciri Analizi: Dayanıklı Bir Gıda Sisteminin Oluşturulması' projesini hayata geçirdiklerini ve bu kapsamda Gaziantep ve Tekirdağ'da çalıştaylar gerçekleştirdiklerini söyledi.BM Sürdürülebilir Kalkınma Ortak Fonu tarafından finanse edilen projenin FAO, Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) ve Dünya Gıda Programı (WFP) işbirliğinde geliştirildiğini ve Tarım ve Orman Bakanlığı ile ortaklaşa yürütüldüğünü bildiren Selışık, bu çalıştaylar sonucunda Türkiye'nin hem un hem makarna sanayisinde fırsatlar ülkesi olacağı yönünde bir çıkarım elde ettiklerini anlattı.Proje kapsamında yapılan çalışmalar ve gözlemler doğrultusunda çiftçinin kuraklıkla ilgili endişe duyduğunu ve bu kaygıyı taşımanın yeni çözümler üretmek konusunda yararlı olacağını düşündüğünü dile getiren Selışık, "Bizim artık iklim dostu tarım metotlarını uygulayabilmemiz, kontrollü sulamaya geçmemiz gerekiyor. Kuraklığa dayanıklı buğday ya da diğer tohumların daha fazla çiftçiyle buluşturulması, tarımın, dijitalleşme dünyasından daha fazla faydalanması önemli." değerlendirmesinde bulundu.Selışık, proje kapsamında buğday sektörünün bileşenleri ile saha görüşmeleri sonucunda hazırlanacak raporla sektörün fotoğrafının çekileceğini, ayrıca yapılacak politika önerilerinin ışığında sektörün daha dayanıklı hale gelebilmesi için de yol haritası oluşturulacağını sözlerine ekledi.- "Pazarlama stratejileriyle ürünün değeri artırılmalı"Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdoğan Güneş, hububatın; istihdam, katma değer, üretim ve ihracat açısından önde gelen sektörlerden biri olduğuna değinerek ham maddelerin her yerde yetişebildiğini, önemli olanın ham madde kalitesini artırmak olduğunu söyledi.​​​​​​​Güneş, buğdayın üretiminden tüketimine kadar geçen süreçte yüzde 8-10 civarında bir kayıp yaşandığını, bu kaybın depolama, taşıma, işleme gibi üretimin farklı aşamalarında gerçekleştiğini ve bu israfı minimize etmek için çözüm arayışına gidilmesi gerektiğini kaydetti.Buğday üreticisinin geleneksel yapıyı koruduğunu fakat büyük alanlarda daha modern sistemler kullandığını anlatan Güneş, su ve elektrik kullanımını azaltacak tarım uygulamalarını kullanmanın önündeki en büyük engelin ilk yatırım maliyetlerinin yüksekliği olduğunun fakat bu sistemler kurulduktan sonra sistemlerin hem çevreyi hem de çiftçinin cebini koruyacağının altını çizdi.Güneş, "Güney Kore'ye giderseniz, örneğin pırasa üretiminde, güneş enerjisi kullanarak hem doğa dostu ürün elde edebilecek hem de elektriği minimize edecek yani maliyeti düşürecek sistemler var. Bunları takip etmemiz lazım." dedi.Türkiye'nin un ve makarna ihracatında dünyada lider konumda olduğunu hatırlatan Güneş, şu aşamada pazarlama stratejilerini geliştirerek ürünün değerinin artırılmasının önemli olduğunu vurguladı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.