TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Buğday

İLKHABER-Gazetesi - Buğday haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Buğday haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Buğdayda ithalat yasağı 15 Ekim'den önce kaldırılmayacak Haber

Buğdayda ithalat yasağı 15 Ekim'den önce kaldırılmayacak

Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal, "15 Ekim'e kadar olan ithalat yasağı, hasat döneminin bitmesi, üreticilerimizin ürünlerinin ticarete konu edilmesi sürecinden önce kesinlikle esnetilmeyecek." dedi. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal,hububat alım politikaları kapsamında dış ticaret tedbirleri alındığını söyledi. Söz konusu tedbirlerle hasat döneminde üreticilerin menfaatlerinin korunmasını amaçladıklarını dile getiren Güldal, "Bunlardan birisi 15 Ekim'e kadar hububat ithalatının yasaklanması şeklindeydi. Bu süreç devam ediyor. Hiçbir şekilde buğday ve arpa ithal etmiyoruz. Son günlerde sektörde bu tarihin öne çekildiğine yönelik birtakım söylentiler olduğunu biliyoruz. 15 Ekim'e kadar olan ithalat yasağı, hasat döneminin bitmesi, üreticilerimizin ürünlerinin ticarete konu edilmesi sürecinden önce kesinlikle esnetilmeyecek." ifadelerini kullandı. Güldal, önceki dönemlerde Türkiye'nin içerdeki arz güvenliğini temin etmek için ihracat kısıtlamaları getirildiğini anımsatarak, "2024 hasat döneminde bu ihracat kısıtlamalarını kaldırdık. Hububatta ihracata izin veriyoruz. Yaklaşık 300 bin ton makarnalık buğday, ekmeklik buğday ve arpa olarak son 1 ayda ihracatımız gerçekleşti. Üreticilerimizin korunması açısından önemli ve değerlidir." diye konuştu. Yerli buğdaydan un ihracatının da kısıtlandığını anlatan Güldal, bu kısıtlamanın da şu an kaldırıldığını söyledi. Güldal, buğdaydan un yaparak yurt dışına, herhangi bir ithalat gerekliliği olmadan ihracat yapabilme olanağı getirildiğini kaydetti. "Arz fazlası ürünümüzün yurt dışına gitmesine imkan veriyoruz" Güldal, söz konusu süreçlerin sağlıklı bir şekilde devam ettiğinin altını çizerek, şu değerlendirmede bulundu: "Makarnalık ve ekmeklik buğdayda ve arpada ülkemizin menfaatlerini koruyacak fiyatlarla yurt dışına satışlar gerçekleşiyor. İhracat kısıtlarının esnetilmesinde herhangi bir tarih yok. Geçen sene de kısmen yapmıştık. Türkiye'de arz güvenliğini tehdit etmeyecek boyuta ulaşmadan kesiyoruz. Arz fazlası ürünümüzün yurt dışına gitmesine imkan veriyoruz. Bu miktara ulaştığımızda ihracat sınırlaması getirmiş oluyoruz."

Tarım Bakanı Yumaklı, Yerli buğday çeşitlerinin hasadına katıldı Haber

Tarım Bakanı Yumaklı, Yerli buğday çeşitlerinin hasadına katıldı

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) tarafından geliştirilen yerli ve milli buğday çeşitlerinin hasadına katıldı. Bakan Yumaklı, TAGEM'in Ankara'nın Gölbaşı ilçesindeki Tarla Bitkileri Üretme Çiftliği'ndeki hasat programına katıldı. Çiftlikte, ıslah çalışmaları uzun yıllar süren “Selami Bey” ve “Ayten Abla” ekmeklik buğday çeşitlerinin hasadı gerçekleştirildi. “Verimliliğin en önemli unsurlarından bir tanesi Ar-Ge” Hasadın ardından açıklama yapan Bakan Yumaklı, “Tarımsal üretimde verimlilik, kalite, sürdürülebilirlik, kayıtlılık, sektöre yatırım, konusunda bu beş başlıkta tarımsal üretim vizyonumuzu belirlediğimizi bir kez daha ifade edelim. Verimliliğin en önemli unsurlarından birisi de Ar-Ge çalışmaları” ifadesini kullandı. “Soğuğa ve kuraklığa dayanıklı buğday çeşitleri” TAGEM tarafından Türkiye'de üretilen ve kullanılan tohumların ıslahıyla ilgili Ar-Ge çalışmalarının bütün hızıyla devam ettiğini söyleyen Bakan Yumaklı, “Soğuğa ve kuraklığa dayanıklı, uyumlu, toleranslı iki tohumumuzun hasadı sebebiyle burada birlikteyiz. Tarla Bitkileri Enstitümüzün araştırma geliştirme çalışmalarının yansıması ve sonuç alabilme amacıyla yapmış olduğu ekimin hasadındayız. Bu enstitümüz çok köklü bir enstitü. 1926 yılında kuruldu. 150 tarla bitkisi çeşidi geliştirdi. Bunlardan 104'ü milli çeşit listesinde” diye konuştu. “Sertifikalı tohumun yarısı çiftçimizin hizmetine sunuldu” Türkiye'nin yerli tohumların ıslahı konusunda önemli aşamalar kaydettiğini ifade eden Yumaklı, “Tohumculuğun geneli için bunu söylüyoruz ama yerli ve milli tohum geliştirme konusunda çok ciddi aşamalar. Türkiye'deki sertifikalı tohumun yarısı TAGEM'in çalışmalarıyla çiftçimizin hizmetine sunulmuş oldu” dedi. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı çalışmalar yapılıyor Kamu ve özel sektörün yanı sıra üniversiteler ile yapılan iş birliğinin Ar-Ge çalışmalarını sürdürülebilir hale getirdiğini aktaran Bakan Yumaklı, “Akdeniz havzasındayız ve iklim değişikliğinden en çok etkilenecek olan ülkelerin başında geliyoruz. Dolayısıyla bundan sonraki dönemde hem kuraklığın hem de diğer iklimsel etkenlerin tarımsal üretimi etkilememesi adına bu alanda yapılan çalışmalar var” şeklinde konuştu. “Tohumlardan kuru şartlarda 500, sulu şartlarda 725'e kilograma kadar verim alınabiliyor” “Selami Bey” tohumunun özelliklerini anlatan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, şunları kaydetti: “Bu çeşit kuru şartlarda 450 ila 500 kilogram arasında, sulu şartlarda ise 600 ila 725 kilogram arasında verim verebilen çok önemli bir tohum. Yine aynı şekilde buna benzer bir tohum çeşidi de “Ayten Abla” Netice itibariyle ıslah çalışmalarının çok uzun süren, sabır isteyen her seferinde bir adım daha ileriye gidebilmek için cesaret isteyen bir yönü var.” “Selami Bey”in 14 yıl “Ayten Hanım” buğday çeşidinin ıslahının ise 6 yıllık bir sürece tekabül ettiğine dikkati çeken Bakan Yumaklı, şöyle konuştu: “İkisinin arasındaki fark bu kullanılan yöntemlerin her seferinde gelişmesi, modern ıslah yöntemlerinin ıslah çalışmalarına katılması sebebiyle. Bu alanda ülkemizde gerçekten pırıl pırıl gençlerimiz var. Genç kardeşlerimiz var. Islahçı arkadaşlarımız var. Bütün amaçları Türkiye'deki tarımsal üretimin her türlü şartları göz önüne alarak hiç kesintisiz bir şekilde daha verimli ürünlerle, daha kaliteli ürünlerle yapılabilmesini sağlamak.”

Ömer Fethi Gürer: Toprak Mahsulleri Ofisi'nin alım fiyatı çiftçiyi mutlu etmedi Haber

Ömer Fethi Gürer: Toprak Mahsulleri Ofisi'nin alım fiyatı çiftçiyi mutlu etmedi

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarımsal girdilerin %52 oranında arttığı bir dönemde, TMO'nun belirlediği alım fiyatlarının çiftçileri zor durumda bıraktığını vurguladı. Niğde'de hububat hasadının başladığını ve üreticilerin emeğinin karşılığını alamadığını ifade eden Gürer, alım fiyatlarının revize edilmemesi durumunda çiftçilerin önümüzdeki yıl buğday ekiminden vazgeçebileceği uyarısında bulundu. "Toprak Mahsulleri Ofisi'nin alım şartları ağır" CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Niğde'de hububatta hasat başladı. Biçerdöverler çoğu yerde tarlaya girdi.  Üreticilere üret dediler, üretti ama üreticilerin ürettikleri ürünü alım zamanı gelince Toprak Mahsulleri Ofisi, Buğday için 1 yıllık 'lik bir alım fiyat artışıyla alım fiyatı belirledi. Tarımsal girdilerin 1 yıllık artışı %52 iken buğdaya 'lik bir artış vermek, üreticinin belini büktü. Doğal olarak üretici dertleniyor. Toprak Mahsulleri Ofisi'nin alım şartları ağır. Köyden 40 kilometre ilerideki depoya buğdayı getir diyor. Öyle olunca da tüccar fiyat verirse, nakliyeyi de düşünüp çiftçimiz yerinde ürününü satmak istiyor” diyerek ifade etti. “Alım fiyatı artırılmazsa önümüzdeki yıl buğday ekilmez” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, konuşmasında alım fiyatı artırılmazsa çiftçinin önümüzdeki yıl buğday ekmeyeceğine değindi: “Toprak Mahsulleri Ofisi'nin alım fiyatı çiftçiyi mutlu etmedi. Onun için mutlak suretle bu fiyatın revize edilmesi gerekiyor. Alım fiyatı artırılmazsa önümüzdeki yıl buğday ekilmez. Ülkemizde yılbaşından bugüne kadar, yani hasat başladığı döneme kadar 3,5 milyon ton ithal buğday geldi. Doğal olarak Toprak Mahsulleri Ofisi'nin depolarında ithal buğday var. Oysa üreticimiz diyor ki: "Niye ithale gerek duyuyorsunuz? Biz üretelim. Ama bu fiyata biz de ekimi bırakırsak seneye daha çok ithalat yaparsınız” dedi. Niğde’de buğday üreticisi konuşmasında geçen sene ki buğdayların durduğuna değinerek şunları söyledi: “Geçen yıldan kalan buğdaylar duruyor. TMO'nun geçen yıl aldığı buğdaylar halen orada duruyor, gömülü silo şeklinde. O anlamda sıkıntı büyük. Gübreye ve yeme vergi geliyor, seneye maliyetimiz daha çok olacağından bu çiftçiyi üretimden geri çekecek, üretim azalacak.” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Çiftçinin istediği, gübreye sübvansiyon sağlansın, mazotta ÖTV ve KDV kaldırılsın, yemde de ÖTV ve KDV kaldırılsın. Devletin bu anlamda destek sağlaması lazım. Destekler zamanında verilsin. 1 yıl sonra verdiğin destek ne işe yarayacak?” dedi. Ömer Fethi Gürer, “Şu an Türkiye'de tarıma ayrılan mazot desteği 16 milyar TL ama 3 milyar litre tarım kesimi mazot tüketiyor, aldığı vergi 43 milyar lira. ÖTV'yi KDV'yi kaldırdığın zaman destek yerine geçer. Destek vereceğine, ÖTV'yi KDV'yi kaldır, rakamları üst üste koyup toplayıp ‘şu kadar destek verdik’ diyorlar ya, çiftçimiz diyor ki: ‘Bırakın o desteği, biz o destekten vazgeçtik. Mazot desteğini vermeyin, ÖTV'yi KDV'yi mazotta kaldırın, biz daha mutlu olacağız" diyerek ifade etti. Üretici konuşmasında çiftçinin zor durumda olduğuna değinerek şunları söyledi: “Buğday bu şekilde, patates de 3 lira 4 lira devam ederse çiftçiyi özel bankanın tefecinin kucağına bırakırlar. Tarlalar ipotekli, hepimiz kredi çektik. Ben de borçluyum, bir buçuk milyon borcum var. Benim ektiğim 50 dekar patates borçlu olmayan çiftçi yok. Yani patatesler para etmezse, özellikle özel bankaların kucağına bırakacaklar çiftçiyi. Milletin traktörü de hacizli, tarlası da hacizli. Çiftçi, sattığı tarlaya işçi olarak çalışmaya dahi almıyorlar.”

Barut: Ülkemizde maalesef, elleri nasırlı üreticilerimiz çok zorda Haber

Barut: Ülkemizde maalesef, elleri nasırlı üreticilerimiz çok zorda

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, tarım ve çiftçilerin sorunlarını ve sürekli büyüyen borç krizini Meclis'te anlatıp çözüm önerilerini sıraladı. Tarımdaki krize AKP'nin neden olduğuna dikkat çeken ve icralık çiftçilerin fotoğraflarını gösteren Barut, "Bugün çiftçinin tarlası, evi, bahçesi, traktörü, ahırı, ineği neyi varsa icralık oldu. Ocakları söndü, icralar çiftçinin hayatını bitirdi" dedi. “Emeğiyle geçinenler darda ve her geçen gün daha da borç batağına saplanıyor” Hazırladığı ‘Tarımdaki sorunlar ve çiftçi borçları’ konulu önergesi CHP Grup Önerisi olarak Meclis Başkanlığına sunulan Ayhan Barut, önergenin ayrıntılarını Genel Kurul'da açıkladı. Tarımın ve çiftçilerin sorunlarına ve toplumun sıkıntılarına değinen Barut, "Ülkemizde maalesef, elleri nasırlı üreticilerimiz çok zorda, emeğiyle geçinenler darda ve her geçen gün daha da borç batağına saplanıyor.  Bu durum git gide işin içinden çıkılmaz bir hal alıyor" dedi. “Çiftçimiz bırak para kazanmayı üreterek, çalışarak batıyorlar” Çiftçilerin feryadını duyuran ve Meclis kürsüsüne çıkardığı icralık çiftçi fotoğraflarını gösteren Barut, konuşmasına şu şekilde devam etti; "Çiftçimiz bırak para kazanmayı üreterek, çalışarak batıyorlar, kredi borçlarını ödeyemiyorlar. AKP iktidara geldiğinde çiftçinin kamu kurumlarına, bankalara ve özel sektöre toplam borcu 2,5 milyar TL idi bugün ne yazık ki  320 kat artarak 800 milyar TL’ye ulaştı. Sadece bankalara tarımsal kredi borcu 670 milyar civarında. Buna paralel olarak ektiğinden, diktiğinden kazanamayan, maliyetinin altında ürününü satan ve zarar eden çiftçilerin icra takibindeki borçları da 2 milyar TL’den 2,5 milyar TL'ye ulaşarak yüzde 25 artmıştır. Bugün çiftçinin tarlası, evi, bahçesi, traktörü, ahırı, ineği neyi varsa icralık oldu. Ocakları söndü, icralar çiftçinin hayatını bitirdi. İşte bu fotoğraf da çiftçinin acı gün vesikası, çiftçiyi getirdiğiniz durumun ispatıdır. Bu fotoğraf sizin yarattığınız yıkımın resmidir. Bu krizin sorumlusu her şeyi ben bilirim diyen iktidarınızdır." “Bundan 20 yıl sonra belki de çiftçilik yapan kimse kalmayacak” Ayhan Barut, "Bu yanlış politikalarınız sonucunda çiftçi tarımdan kopmuştur. Gençlerimiz ise artık çiftçilikten tamamen uzaklaşmış çiftçi yaşı 55 ve 60'lara ilerlemiştir. Bundan 20 yıl sonra belki de çiftçilik yapan kimse kalmayacak işte tarımı böyle böyle bitirdiniz. ÇKS kayıtları da bunun en önemli ispatıdır. 2002’de ÇKS kayıtlarına göre çiftçi sayısı 2 milyon 800 bin iken bugün 700 bin kişi tarımdan kopmuş, çiftçi sayısı 2 milyonlara düşmüştür. Çiftçilerimizin bu duruma düşmesinin bir sebebi de yaptığınız yerli yersiz ithalatlardır. Bitmek tükenmek bilmeyen ithalat sevdanız yüzünden kendi üreticilerimiz batarken yabancı üreticiyi ihya ettiniz. Tarım ve gıdada ithalat tutarı yıllık 35 milyar dolar. Buğdaydan pamuğa, soyadan mısıra, ayçiçeğinden kırmızı ete her şeyi ithal ederken kendi üreticilerimizi yok ediyorsunuz." “Üreticimiz buğdayı maliyetinin çok altında satmak zorunda kaldı” Çiftçilerin özellikle buğday üreticilerinin sorunlarına, ithalat verilerine vurgu yaparak çözüm önerilerini aktaran Barut konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Hayal kırıklığına uğradığımız bir buğday sezonunu daha yeni yaşadık. Üreticimiz buğdayı maliyetinin çok altında satmak zorunda kaldı. Ofis keşke fiyat açıklamasaydı. Açıklanan fiyat piyasa fiyatını da çok aşağıya düşürdü. 22 yılda 105 milyon ton buğday ithal ettiniz. 29 milyar dolar para üreticilerimiz yerine yurt dışına gitti.” “Çiftçinin üzerine kara bulut gibi çöktünüz” Barut, “Mısır, soya, ayçiçeği, pamuk ürünlerinin hastaları yaklaşıyor. Şimdiden sizi uyarıyorum buğdayda yaptığınız yanlışları bu ürünlerde yapmayın, elinizi vicdanınıza koyun biraz da kendi üreticilerinizi düşünün. Sayın yetkililer size buradan bir dizi öneri sunacağım; Tarımsal destekleri artırmıyorsunuz bari Tarım Kanunu uygulayın. Tarımsal destekleri milli gelirin yüzde 1'i oranında yani 91 milyar değil tam ve eksiksiz olarak 412 milyar olarak verin. Üreticilerin girdi maliyetini düşürün. 2021'de mazotun litresi 7 lirayken 6,5 kat artarak 45 liraya ulaştı. Ama çiftçinin pamuğu 10 lira iken 1,5 kat artarak 25 lira oldu, çiftçi bu maliyetlerin altından kalkamaz. Tarımsal kredi faizlerini düşürün. İthalatı yasaklayın ihracatı teşvik edin. Ürün bazında verilen destekleme primlerini artırın. Bu sorunlar çözmeden çiftçinin sırtına kambur üzerine kambur koyarak zam ve vergileri artırıyorsunuz. Yeni vergi paketi düzenlemesiyle çiftçiye asgari gelir vergisi getirmek istiyorsunuz. Düzenlemeye göre kanun kara zarara bakmadan satış hasılatının yüzde 10undan aşağı olmayacak şekilde vergi almayı düşünüyorsunuz. Bu arada yandaşların vergi borcunu silmeye devam ediyorsunuz. Bu durum kayıt dışılığı teşvik eder. Çiftçinin üzerine kara bulut gibi çöktünüz. Aklınızı başınıza alın” dedi.

Barut: Mazottan gübreye, tohumdan zirai ilaca tarımsal üretim maliyetleri sürekli katlanarak artıyor Haber

Barut: Mazottan gübreye, tohumdan zirai ilaca tarımsal üretim maliyetleri sürekli katlanarak artıyor

Cumhuriyet Halk Partisi CHP Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tarıma ve çiftçiye yönelik çizmeye çalıştığı pembe tabloya sert tepki gösterdi. Tarımın AKP eliyle çökertildiğini, maliyetler altında ezilen ve ürünü para etmeyen çiftçinin borç batağına saplandığını aktaran Barut, "Elleri nasırlı çiftçimiz borç, icra ve sefalet içindeyken bunlar gerçekleri saptırıp algı peşinde. Tarımdaki kara tabloyu gerçek olmayan pembe tabloyla gizleme çabaları nafile. Bu kara düzeni değiştireceğiz" dedi.   “Çiftçinin ürünü para etmiyor” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kabine toplantısı sonrasında ülke tarımı ve çiftçisine fazlasıyla destek verdikleri, tarımın ve üreticilerin sorunlarına çözüm ürettiklerine yönelik sözlerine tepki gösteren Ayhan Barut, "Gerçek olan şu ki, AKP eliyle ülke tarımı bitiriliyor, elleri nasırlı emektar çiftçilerimiz AKP'nin ocak söndüren bu yangınında can çekişiyor. Mazottan gübreye, tohumdan zirai ilaca tarımsal üretim maliyetleri sürekli katlanarak artıyor, çiftçinin ürünü para etmiyor. Buğdaydan narenciyeye, mısırdan pamuğa tüm üreticiler mağdur ama çıkıp hala algıyla pembe bir tablo çizmeye çalışıyorlar. Herkes biliyor ki AKP iktidarı halkı açlığa, yoksulluğa, sefalete ve işsizliğe mahkum etti, çiftçiyi ve üretimi bitirdi. Algı operasyonuyla bu gerçeği saklamaya çalışmak yerine çare üretin" dedi. “Çiftçiye 321 milyar lira hükümetin borcu var” Türkiye'de 2021 yılında 7 lira olan mazotun şimdi 45 liraya dayandığını, sadece mazotta artış miktarının 6.5 kattan fazla olduğunu bildiren Barut, şunları söyledi: "Tarımın ve çiftçinin desteklenmesi şart ama AKP iktidarı Anayasal hüküm olmasına karşın bunu yapmıyor. Bunlar 2006 yılında kendi dönemlerinde çıkarılan Tarım Kanunu'nun 21'inci maddesine uymuyor. Orada tarıma verilecek desteğin milli gelirin en az yüzde 1'i olması gerektiği vurgulanıyor. Bu sene tarıma verilecek destek miktarı 412 milyar olması gerekiyordu ancak iktidar bu desteği 91.5 milyar lira olarak duyurdu. Çiftçiye 321 milyar lira hükümetin borcu var. Hani çiftçi ve tarıma destek veriliyordu? Geçen sene 8.25 lira olan buğdaya bu sene 9 lira 25 kuruş verildi. Enflasyon gerçekte yüzde 100'ün üstünde, TÜİK bile yüzde 75'e yakın oran açıkladı. Buna rağmen utanacakları yerde buğdaya verilen 1 liralık artışla övünüyorlar. Çiftçimiz borç, icra ve sefalet içinde çözüm isterken, yeterli destek beklerken algı operasyonu yapılmasın. Derinleşen krize çare bulunsun."

Un sanayicileri buğdayda 20 milyon tonluk rekolte bekliyor Haber

Un sanayicileri buğdayda 20 milyon tonluk rekolte bekliyor

Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan, bu sene buğday rekoltesinin 20 milyon tona ulaşmasını beklediklerin bildirerek, "Bu sezon un ihracatında 4 milyon ton barajını zorlayarak önemli seviyede ihracat başarısına ulaşmayı hedefliyoruz." ifadesini kullandı. Tezcan, yaptığı yazılı açıklamada, Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) belirlediği hububat alım fiyatlarının tarım sektörüne olumlu yansıyacağına işaret etti. Yeni alım fiyatları ve ek desteklerin, çiftçilerin emeğinin karşılığını daha iyi almasını sağlayacağını aktaran Tezcan, "TMO'nun bu adımının üreticilerin ekonomik olarak güçlenmesine katkı sağlayacağını ve tarımsal üretimde sürdürülebilirliği artıracağını düşünüyoruz." ifadesine yer verdi. Tezcan, yurt içinde üretilen buğdaydan elde edilen katı undaki ihracat yasağının kaldırıldığını anımsatarak, şunları kaydetti: "Bununla birlikte, 15 Ekim 2024'e kadar buğday ithalatı durduruldu. Bu yıl buğday rekoltesinin 20 milyon tona ulaşmasını bekliyoruz. Geçen yıl 22 milyon tonla son yılların en yüksek buğday hasadını gördük. TMO, 2023'te 13,5 milyon ton buğday satın almıştı. Geçen yıl 3,6 milyon tonun üzerinde ihracat miktarına ulaşarak tüm zamanların ihracat rekorunu kırmıştık. Ancak bu yıl özellikle İç Anadolu'da yağışların azalması rekoltede bir miktar düşüşe yol açtı. Bu sezon un ihracatında 4 milyon ton barajını zorlayarak önemli seviyede ihracat başarısına ulaşmayı hedefliyoruz. Son 10 yıldır un ihracatındaki dünya lideri konumumuzu bu yıl da koruyarak, 1,5 milyar doların üstünde gelir elde edeceğiz."

Tarlaya inen uçak yüzünden çiftçiler ilaçlama yapamıyor Haber

Tarlaya inen uçak yüzünden çiftçiler ilaçlama yapamıyor

Soçi’den 170 yolcuyla havalandıktan sonra Novosibirsk’e 200 kilometre mesafede bir buğday tarlasına acil iniş yapan Rus Ural Havayolları’na ait Airbus A320 tipi uçak nedeniyle, bölgedeki çiftçiler ilaçlama yapamıyor. Rus Ural Havayolları’na ait Airbus A320 tipi uçağı, içinde 170 yolcu ve mürettebatı ile Soçi’den havalandıktan sonra Novosibirsk’e 200 kilometre mesafede bir buğday tarlasına acil iniş yapmıştı. 12 Eylül 2023 tarihinde meydana gelen olayda, uçaktaki yolcular ve mürettebat, A320’yi slide olarak adlandırılan şişme tahliye sistemini kullanarak uçağı terk etmişti.   Motoruna giren toprak görevliler tarafından temizlenen, iniş sırasında hasar gören motor fanları tamir edilen, hidrolik sistemleri ve iniş takımındaki hasarlar giderilmeye çalışılan uçağın, tarladan kalkış yapabilmesi için zeminin donması beklenirken, parçalanmasına karar verilmişti.  Uçağı tarlaya indiren pilotların ise bu kararları nedeniyle işten atıldıkları iddia edilmişti. Tarlaya inen uçak çiftçilerin başına dert oldu Buğday tarlasına inen uçak, şimdi de bölgedeki çiftçilerin başına dert oldu. Havayolu şirketi teknik ekibinin, uçağa zarar verebileceğini düşünerek tarımsal ilaçlama gibi faaliyetlerin yapılmamasını istemesine, yöredeki üreticiler ve halk, tepki göstermeye başladı. Ayrıca, bölgeye gelen bazı yerli turistlerin de fotoğraf çekmek için tarlalara girerek bitkilere zarar vermesinin, üreticileri rahatsız ettiği ifade edildi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.