TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#bilirkişi raporu

İLKHABER-Gazetesi - bilirkişi raporu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, bilirkişi raporu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İzmir'de akıma kapılan 2 kişinin ölümüne ilişkin ihmaller bilirkişi raporuna yansıdı Haber

İzmir'de akıma kapılan 2 kişinin ölümüne ilişkin ihmaller bilirkişi raporuna yansıdı

İzmir'ide akıma kapılan 2 kişinin hayatını kaybetmesiyle ilgili bilirkişi raporunda, Gdz Elektrik ile İZSU arasındaki koordinasyon eksikliğinin arızanın ortaya çıkmasında etkili olduğu görüşüne yer verildi. Konak ilçesinde 12 Temmuz'da sağanak sırasında su birikintisine basan Özge Ceren Deniz ile İnanç Öktemay'ın elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmesiyle ilgili İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma devam ediyor. Şüpheli ifadelerindeki "Kablo yüzeye yakındı", "Koruyucu boru kesilmişti" sözleri ihmallere işaret ediyor İZSU, Gdz Elektrik ve altyapı işlemlerini yürüten firmalardan çalışanların bulunduğu 35 şüpheliden 14'ünün tutuklandığı olayda, bilirkişi heyeti raporu da açıklandı. Bilirkişi incelemesine ilişkin teknik detayların yer aldığı raporda, olay yerini kapsayan Gdz Elektrik'e ait alçak gerilim devrelerinin yalıtım dirençlerinin ölçüldüğü, F ve M besleme devrelerinin birer faz kablosundaki kaçakların yaşanılan olayın açık nedeni olabileceği belirtildi. Kazı çalışması sonucu M besleme devresine ait tek damarlı kablolardan birisinin yağmur tahliye mazgal kapağı altında sıkışmış ve yalıtımının zedelenmiş durumda olduğunun görüldüğü, F besleme devresine ait arızalı faz iletkenine ise olay yerinde rastlanmadığı kaydedildi. Elektrik kablolarının yönetmeliğe göre yüzeyden 60-80 santimetre derinlikte olması gerekirken olay yeri çevresinde 36-45 santimetre aralığına gömülü olduğu, temasın olduğu noktada ise derinliğin mazgal kapağı seviyesine geldiğinin aktarıldığı raporda, şu görüşlere yer verildi: "Mazgal kapağı bitişiğinden geçirilen beyaz renkli drenaj borusunun kabloları kapağa doğru yükseltmesi ve bu arada kablo koruyucu borunun bu bölümde iptal edilmiş olması, İZSU uygulamalarının sonucudur. Bu durumun, kazanın asli nedenlerinden biri olduğu kanaatindeyiz. Kabloların 36-45 santimetre aralığındaki derinliğe gömülmüş olması, kazanın yaşanmış olmasının asli nedenlerinden bir diğeri olarak Gediz A.Ş'nin uygulamaları sonucu olduğu kanaatindeyiz. Sonuç olarak her iki kurumun ihmalleri olduğu kanaatine varılmaktadır." Raporda, ölüm olayının yaşandığı bölgede İZSU'nun çalışması öncesi de sorunlar yaşandığına ilişkin tanık ve şüpheli ifadelerinin bulunduğuna işaret edilerek, "Olaylar zincirinin 4 Ocak 2024'teki İZSU çalışmasından önce başlamış olması 2015 yılında devreye alınan bu kabloların sorunlarının yalnızca İZSU çalışması ile ilgili olmadığına işaret etmektedir. 5-6 yıl önce yaya kaldırımı altındaki onarımı yapılan yanık kablo arızaları da dikkate alındığında bölgenin denize olan yakınlığı, su taşkınlarına müsaitliği gibi yerel koşulların yeterince dikkate alınmadığı, arızaların kök nedenlerinin analiz edilmeyip bir an önce arızayı gidererek işi sonlandırma alışkanlığı gibi olumsuz uygulamaların olayda etken olabileceği değerlendirilmiştir." ifadeleri yer aldı. Raporun sonuç bölümünde ölümlere neden olan faz-toprak arızasının yaşanmasında etkili olan unsurlar ise şöyle sıralandı: "Gdz Elektrik tarafından, 2015 senesinde yapılan altyapı çalışmaları esnasında kabloların, asgari 60-80 santimetre derinliğe gömülmüş olmaması; İZSU ekiplerinin, yağmur suyu tahliye mazgalı ve drenaj borusu ile ilgili işler sırasında elektrik kablolarını yüzeye daha da yakınlaştırmaları, İZSU ekipleri ile Gdz Elektrik arasında altyapı çalışmalarında yeterli koordinasyonun olmaması, birbirlerini denetleyemedikleri gibi hatalı durumları düzeltme konusunda işbirliği yapamamaları olayın yaşanmasında etkili olmuştur." Raporda, ayrıca elektrik tesisatı boyunca meydana gelebilecek yalıtım hataları sonucu can kayıplarının önlenmesi için en önemli koruma önlemi olan RCD (Artık Akım Koruma Cihazı) ve RCM (Artık Akım İzleme Cihazı) sistemlerinin dağıtım şebekelerinde kullanımı için TEDAŞ'ın uygulama yönetmeliğinde düzenleme yapılması gerektiği de belirtildi. Olay ve soruşturma Konak ilçesinde 12 Temmuz'da sağanak sırasında su birikintisine basan Deniz ve Öktemay, elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmiş, soruşturma kapsamında gözaltı talimatı verilen 35 şüpheliden 33'ü yakalanmış, 6'sı ifadelerinin ardından serbest bırakılmıştı. Gözaltındaki 27 şüpheli ise emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilmiş, 14'ü tutuklanmıştı. Dosya kapsamında bilirkişi raporuna göre 5 şüphelinin daha olayda ihmalinin olduğu belirlenerek gözaltı talimatı verilmiş, bunlardan 3'ü yakalanırken 1 kişinin kanser tedavisi gördüğü, 1 kişinin ise yurt dışında olduğu belirtilmişti. Yakalanan 3 kişi daha sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Şüpheliler ifadelerinde "elektrik kablosunun yüzeye yakın olduğunu", "koruyucu borusunun kesildiğini", "elde malzeme olmadığı için borunun değiştirilemediğini" söylemiş, "mazgallarda yapılan işlemler sırasında İZSU gözlemcisinin izinli olduğu" da kayıtlarda yer almıştı.

Tutar Yapı davasında bilir kişi raporu dosyaya eklendi Haber

Tutar Yapı davasında bilir kişi raporu dosyaya eklendi

Adana’da depremde yıkılan Tutar Yapı davasında istenilen bilirkişi raporu çıktı. İlkhaber Gazetesi'nden Bayram BULUT'un haberine göre; 6 Şubat depreminde 64 kişinin öldüğü, 12 kişinin de yaralı kurtulduğu Tutar Yapı Sitesi ile ilgili istenilen bilirkişi raporu mahkeme heyeti tarafından istendi. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden istenen bilirkişi raporunun aylarca beklenmesi ve raporun çıkmaması yakınlarını kaybedenlerin acısına tuz biber olmuştu. KTÜ bilirkişi raporunu gönderdi Sonunda beklenen gelişme yaşandı. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden istenen bilirkişi raporu hazırlanarak mahkemeye gönderildi. Gönderilen rapor dosyaya eklendi. Raporda müteahhit, fenni mesul, çatı katının kapatılıp konut olarak kullanılmasından sorumlu kişiler ile zemin ve birinci katta ağır tadilat yaptıkları tespit edilen sorumluların asli kusurlu olduğu belirtildi. Bu şahıslar hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Şahıslar tutuklanarak cezaevine gönderildi. Akkaya’nın ülkeye iadesi bekleniyor Sitenin müteahhidi Hüseyin Tutar 2008'de öldüğü için davanın tek sanığı olan ve kırmızı bültenle aranan inşaat mühendisi Cüneyt Akkaya  Karadağ'da yakalanmıştı. Ülkeye iade edilmeyen Akkaya, 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Raporun çıkması bizleri mutlu etti Bilirkişi raporunu uzun süredir beklediklerini söyleyen Avukat Mehtap Akyüz, yaşanan gelişmenin kendilerini mutlu ettiğini söyledi. Davanın diğer aşamalarının hızlanması gerektiğini anlatan Akyüz, “Sanıkların tutukluluk halinin devam etmesi, Karadağ’da yakalanan sanığın bir an önce Türkiye’ye iadesi ve kamu personellerinin de yargılanabilmesi için İçişleri Bakanlığı’nın onay vermesi gerekiyor” dedi.

Depremde yıkılan Alpargün Apartmanı davası bilirkişi raporu, müştekilerin acılarını tazeledi Haber

Depremde yıkılan Alpargün Apartmanı davası bilirkişi raporu, müştekilerin acılarını tazeledi

Kahramanmaras merkezli depremlerde 96 kişinin hayatını kaybettiği Adana'daki Alpargün Apartmanı müteahhidinin yargılandığı dava ile ilgili hazırlanan bilirkişi raporu, yakınlarını yitiren müştekilerin acılarını tazeledi. Müştekilerden Hasan Ölçer, “Bazı kolonlarda yeteri kadar demir kullanılmadığı, binanın yapımında kullanılan betonun en düşük basınç dayanım şartını sağlayamadığı” belirtilen raporla ilgili değerlendirmesinde, "Bu binada yaşamını yitirenler, resmen cinayete kurban gittiler" dedi. Geçen yıl 6 Şubat tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde Adana'nın merkez Çukurova ilçesi Güzelyalı Mahallesi'nde yıkılması sonucu 96 kişinin yaşamını yitirdiği Alpargün Apartmanı müteahhidi Hasan Alpargün'ün yargılanmasına Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edilmişti. Mahkeme heyeti, geçtiğimiz günlerde yapılan duruşmada, dosyadaki delillerin teknik yönü ile incelenmesi amacıyla Konya Teknik Üniversitesi'ni bilirkişi olarak belirlemişti. Yıkılan apartmanda yaşamını kaybeden vatandaşların yakınları olan müştekiler ve avukatları, Konya Teknik Üniversitesi önünde toplanarak konuyu gündemde tutmaya çalışmış, ikinci kez istenen bilirkişi raporunun çıkmasını sabırsızlıkla beklemişti. Rapor çıktı ve dosyaya eklendi Konya Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden oluşan 6 kişilik heyetin hazırladığı 46 sayfalık ikinci bilirkişi raporu dava dosyasına eklendi. Raporda, "Bazı kolonlarda yeteri kadar demir kullanılmadığı, kolonların minimum donatı şartını sağlamadığı, statik projede yer alan verilere göre kimi kolonların da katlarda farklılık gösterdiği, üst katlara doğru küçüldüğü, perde uçlarında ise demir bulunmadığı tespit edilmiştir. Binadan alınan karot numunelerinde gerçekleştirilen deneylerde, apartmanda kullanılan betonun en düşük basınç dayanım şartını sağlayamadığı belirlenmiştir. Bina, yapıldığı yılda yürürlükte olan 1975 deprem yönetmeliği yükümlülüklerini karşılamamaktadır. Yapı imalatında projede yer almayan detayların olduğu, deprem yönetmeliğinde belirtilen hususlara uyulmadığı, projedeki uyumsuzlukların denetim aşamasında tespit edilmediği belirlenmiştir." İfadeleri yer aldı. "Yitirdiğimiz ailelerimizin hesabını soracağız" Alpargün Apartmanı'nda ağabeyi Ekrem Ekinci (43) yengesi Gül Ekinci (38) ve ikiz yeğenleri Başak ve Irmak Ekinci'yi (12) kaybeden avukat Beşir Ekinci, "Dava dosyasında teknik inceleme yapan bilim insanlarımız, yapı sahibinin ve idari denetmenlerin sorumluluğunu ortaya koyuyor. Bu davadan çıkacak örnek karar, depremin yalnızca kader değil, ihmali olanların cezasız kalmayacağını ortaya koyacaktır" dedi. Müştekilerden Gizem Çetin ve Tuğba Şık da, "Yakınlarımız ve yaşamını kaybeden diğer canları kurtaramadık. Çünkü bina kum yığınıydı. Konya Teknik Üniversitesi'nden çıkan bu karar, bizler için çok önemli. Davamızın peşindeyiz ve sonuna kadar da bırakmayacağız. Yitirdiğimiz ailelerimizin hesabını soracağız." ifadelerini kullandılar. "Yargılanan müteahhit, molozların altında hayatını kaybeden 96 canın hesabını nasıl verecek?" Yıkılan binada kayınvalidesi Hülya Yürk ve kayınbabası Zafer Yürk'ün diğer 94 kişi ile birlikte yaşamını yitirdiğini söyleyen Hasan Ölçer ise şunları kaydetti: "Bir yaşlı kadının yaralı olarak kurtarıldığı bu bina eğer yönetmeliklere uygun yapılmış olsaydı, yakınlarımız da dahil toplam 96 kişi yaşamını kaybetmemiş olacaktı. Bu binada yaşamını yitirenler, resmen cinayete kurban gittiler. Binanın tutuklu müteahhidi sanık Hasan Alpargün'ün en ağır ceza ile cezalandırılmasını istiyoruz." Hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapis talep edilen Alpargün'ün yargılandığı davanın üçüncü duruşması, 27 Haziran Perşembe günü görülecek. Alpargün Apartmanı'yla ilgili soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarılan Hasan Alpargün'ün 6 Şubat 2023'te KKTC'ye gittiği belirlenmişti. Çalışmalar sonucunda Lefkoşa Emniyet Müdürlüğüne teslim olan Alpargün, Adana'ya getirilmiş ve 13 Şubat 2023'te tutuklanmıştı. Alpargün'ün 990 bin dolar, 890 bin avro ve 500 bin Türk lirasını Türkiye'den KKTC'ye transfer etmeye çalıştığı ve Lefkoşa'da daire satın almak için girişimde bulunduğu iddia edilmişti.

Mersin'deki katliam gibi kazanın ön rapor hazırlandı Haber

Mersin'deki katliam gibi kazanın ön rapor hazırlandı

Mersin'in Tarsus ilçesinde 11 kişinin yaşamını kaybettiği, 33 kişinin de yaralandığı katliam gibi trafik kazasına ilişkin Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında bilirkişi ön rapor hazırlandı. Raporda, tutuklu otobüs şoförünün "tek ve asli kusurlu" olduğu ifadesi yer aldı. Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) Otoyolu'nun Yenice Mahallesi mevkiinde 26 Mayıs Pazar günü meydana gelen kazaya ilişkin Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmanın sürdüğü belirtildi. Bu kapsamda, başsavcılık tarafından görevlendirilen alanında uzman bilirkişiler tarafından ön rapor hazırlandı. Bilirkişi heyeti ön raporunda yer alan bilgilere göre, bölgede yapılan inceleme, hava koşulları, trafik seyri ve kazanın meydana gelme durumu gibi detaylar dikkate alınarak olayla ilgili "tek ve asli kusurlu" tarafın otobüs şoförü Ali G. olduğu ifade edildi. Bu arada, otobüste teknik ve işlevsel anlamda eksiklik olup olmadığıyla ilgili inceleme başlatılması için Başsavcılıkça bir bilirkişi heyetinin daha görevlendirildiği bilgisi alındı. Tutuklu otobüs şoförü Ali G'nin savcılık ve emniyetteki ifade tutanağına göre, "Adana gişelerini geçtikten bir süre sonra ne olduğunu anlayamadan otobüs kaymaya başladı. Direksiyonu toparlayamadım, otobüsün hâkimiyetini kaybettim. Araç yan yattı. Bu şekilde kayarak araç karşı tarafa geçti. Diğer arabalara çarptığımı bile anlayamadım." dediği öğrenildi. Tarsus'taki iki ayrı kazada 11 kişi yaşamını yitirdi, 39 kişi yaralandı TAG Otoyolu'nun Yenice Mahallesi mevkiinde, Star Diyarbakır firmasına ait Ali G. idaresindeki 34 SD 8821 plakalı yolcu otobüsü, karşı şeride geçerek 2 otomobil ve 1 kamyona çarpmış, ardından aynı bölgede bir kaza daha meydana gelmişti. İlk kazada 11 kişi hayatını kaybetmiş, 33 kişi yaralanmıştı. Diğer kazada da 6 kişi yaralanmıştı. Tedavisinin ardından gözaltına alınan otobüs sürücüsü ise Ali G. tutuklanmıştı.

Saimbeyli'de 4 öğretmenin hayatını kaybettiği kazada bilirkişi raporu hazırlandı Haber

Saimbeyli'de 4 öğretmenin hayatını kaybettiği kazada bilirkişi raporu hazırlandı

Saimbeyli ilçesi Saimbeyli-Feke kara yolunda, 6 Nisan’da saat 14.00 sıralarında yamaçtan düşen kaya, yoldan geçen Himmetli İlk ve Ortaokulu’nda görevli öğretmenlerin içinde olduğu 01 AJN 537 plakalı otomobilin üzerine düştü. Kazada sürücü Dilek Altıparmak (32) ile beraberindeki meslektaşları Pınar Kılıç (29), Ümmühan Dilbilir (39) ve Rahime Topak (37) hayatını kaybetti. Öğretmenlerin, ders bitiminin ardından oturdukları Feke’ye gitmek için yola çıktığı belirtildi. Öğretmenlerin cenazeleri, Kozan ve kent merkezindeki mezarlıklarda toprağa verildi. Kayaların gelişigüzel bırakıldığı tespit edildi Feke Cumhuriyet Savcılığı’nın hem kendi oluşturduğu bilirkişi, hem de ailelerin talebiyle oluşturulan bilirkişi raporları savcılıklara sunuldu. Bölgede inceleme yapan jeoloji ve inşaat mühendislerinden oluşan ilk bilirkişi raporunda şöyle denildi: "Dava konusu olan yer Feke-Saimbeyli yolu Himmetli Mahallesi Zarar mevkisinde yolun kuzeyinde bulunan dağ tarafı kısmının yüzde 50-60 arasında heyelan bölgesinin bulunduğu yerde meydana gelen ve dağ tarafından aşağıda bulunan asfalt yoldan geçen aracın üzerine düşerek ölümlü kazaya sebebiyet veren kaya ve taşların, mahkeme heyeti nezaretinde yapılan keşifteki incelemelerimiz neticesinde; kaya düşmesi ve heyelanın çok olduğu bu bölgelerde istinat duvarının olmadığı, palye oluşturmadığı topoğrafik açıdan dik bir yapı sunan arazinin yeterli şev kazıları yapılmadığı, kazanın olduğu bölgede enerji nakil hattı direklerinin montajı sırasında dağıtım şirketi tarafından yol çalışması yapıldığı ve büyük kaya kütlelerinin gerekli önlemler alınmadan gelişigüzel bırakıldığı belirlendi. Ayrıca halihazırda bu kaya blokları ve taş parçalarının ağırlığı ve yanlış istiflemesinden dolayı dahi hiçbir dış etkiye ve doğa olayına gerek kalmaksızın kendiliğinden aşağıdaki asfalt yola düşebileceği hem Karayolları hem de elektrik dağıtım şirketinin fen ve sanat kuralları çerçevesinde sorumluluklarını yerine getirmediği tespit edilmiştir." İkinci bilirkişi raporunda da aynı kurumlar asli kusurlu Feke Cumhuriyet Savcılığı tarafından talep edilen ve maden mühendisi ile trafik bilirkişinin yer aldığı heyetin raporunda da aynı eksiklere yer verilerek, elektrik dağıtım şirketi ile Karayolları’nın kazada asli kusurlu olduğu vurgulandı. Cumhuriyet Savcılığı, bilirkişi raporlarına göre elektrik dağıtım şirketinden konuyla ilgili savunma istedi. Elektrik dağıtım şirketi ise bahse konu yüksek gerilim hattı inşasını ihale yoluyla taşeron şirkete yaptırıldığı ve sorumluların tespiti için ek süre istedi. "Kaza, bir doğa olayı değil" Kazada hayatını kaybeden 4 öğretmenin ailelerinin avukatı Ali Arda Sapmaz ise olaydan sonra bölgede inceleme yaptıklarını belirterek, "Ailelerle birlikte bölgeye gittiğimizde bölgede bir şantiye alanı olduğunu tespit ettik. Kazanın meydana geldiği yerde heyelan dendi ama hiç öyle bir şey yok. O kayanın, şantiyeden düştüğünü sorguladık. Feke savcılığıyla bu görüşmeleri yaptık. Orada sadece 1 kaya öğretmenlerimizin aracının üstüne düştü ve onlar hayatını kaybetti" dedi. "Şehitlik başvurumuz kabul edilmedi" Ailelerin öğretmenler için şehitlik talep ettiklerini de belirten Sapmaz, "Biz, şehitlik başvurusunu yaptık. İlk başvurumuz kabul edilmedi. Aileler ısrar edince tekrar başvuru yaptık. Kurum incelemelerine devam ediyor. Sonuçta bu öğretmenler görevlerini yapmak için oradaydı. Yaklaşık 70 derece eğimli bir yerde o kayalar orada duruyor. Savcılık raporunda hiçbir doğal afete gerek yok diyor. O şantiyenin hizasında birçok kez kayalar düşüyor" diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.