TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#bilirkişi raporu

İLKHABER-Gazetesi - bilirkişi raporu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, bilirkişi raporu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Sinan Ateş cinayetine ilişkin bilirkişi raporu dava dosyasına girdi Haber

Sinan Ateş cinayetine ilişkin bilirkişi raporu dava dosyasına girdi

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince 22 sanığın "tasarlayarak kasten öldürme", "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs", "tasarlayarak kasten öldürmeye yardım" ve "ruhsatsız tabanca bulundurmak ve taşımak" suçlarından yargılandığı davaya ilişkin bilirkişi raporu dava dosyasına girdi. Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin raporda, cinayetin gerçekleştiği Kızılırmak Mahallesi 1156. Sokak üzerindeki iş yerinin güvenlik kamerası görüntülerinin, silahlı saldırı anının öncesini ve sonrasını gösterdiği belirtildi. Silahlı saldırı öncesi tetikçi Eray Özyağcı'nın yaklaşık 35 dakika olay yerindeki kaldırımda beklediği, Ateş ve iki arkadaşının geldiği yönün tersine doğru bakıp etrafı gözetlediği aktarılan raporda, saat 13.34'de Ahmet Keçik'in ve Selman Bozkurt birlikte geldikleri sırada Özyağcı'nın ateş ettiği ve Ateş'in yere doğru yüzüstü düştüğü kaydedildi. Özyağcı'nın, Ateş'in solunda bulunan Bozkurt'a da ateş ederek yaraladığı Keçik'in de kendini korumak amacıyla sokaktaki hafif ticari aracın arkasına saklandığı anlatılan raporda, şu değerlendirmelere yer verildi: "Özyağcı'nın Ateş'e defaten ateş ettiği ve Özyağcı dışında Ateş'e ateş eden olmadığı görülmektedir. Özyağcı'nın Bozkurt'a ateş ettiği ve sol tarafından yaraladığı görülmektedir. Özyağcı'nın Keçik'e doğru ateş ettiği görülmektedir. Keçik'in, yerde yatan Ateş'in üzerinden tabanca alarak Özyağcı'nın kaçtığı tarafa doğru ateş ettiği görülmektedir. Bozkurt'un, Ateş'in yattığı yerde eğilir vaziyette Keçik'e bir şey verdiği ancak görüntülerden verilen maddenin tabanca olup olmadığı anlaşılamamıştır." Olay Ateş, Çankaya ilçesi Çukurambar semtindeki Kızılırmak Mahallesi'nde 30 Aralık 2022'de uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetmiş, cinayetle ilgili 22 kişi hakkında açılan davada, savcı esas hakkındaki mütalaasını sundu. Duruşmaya 30 Eylül'de devam edilecek.

Yapay Zeka Gemini'ye sorduk: Davalarda yapay zeka kullanılarak bilirkişi raporu hazırlanması, dava sonucunu nasıl etkiler? Uygulama hukuk kurallarına uygun olur mu? Haber

Yapay Zeka Gemini'ye sorduk: Davalarda yapay zeka kullanılarak bilirkişi raporu hazırlanması, dava sonucunu nasıl etkiler? Uygulama hukuk kurallarına uygun olur mu?

İstanbul’da bir ev sahibinin, ödenen kira bedelin düşük kalması nedeniyle kiracısına açtığı kira tespit davasında mahkemenin verdiği ara karar, kira tespit davalarında yeni dönemin kapılarını açtı. Ev sahibini temsil eden avukat ve arabulucu Mahmut Tarhan, İstanbul Anadolu 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde, sundukları kira sözleşmelerinin incelenmesi, gelen bilirkişi raporları ile belirlenen kira bedeline itirazla birlikte ara karar verildiğini, buna göre; yapay zekâdan da yararlanarak, tarafların rapora itirazlarının ek raporla değerlendirilmesine karar verildiğini açıkladı. Ancak yapay zekâdan da yararlanarak çıkacak olan raporla hakkaniyetli bir karar çıkamayacağı için, buna itiraz ettiklerini açıkladı. Bölge rayiç bedeli 20 bin liranın üzerinde olan Üsküdar merkezde bulunan söz konusu evde aylık 4 bin TL’ye oturan kiracıya açılan kira tespit davasında istenen bilirkişi raporunda, 7 bin 500 lira bedel belirlendiği öğrenildi. Adana Barosu avukatlarından Emir Ügü, kira tespit davasında yapay zekâdan da yararlanarak yeniden bilirkişi raporu hazırlanması kararının ilk kez olduğunu belirterek, sonucu merakla beklediklerini söyledi. Bir alacağın varlığını ve miktarını tespiti için açılan davalarda mahkemelerden bilirkişi raporu istendiğini belirten Emir Ügü, bilirkişilerin de konularında uzman mali müşavir, muhasebeci veya yine hesaplama konusunda uzmanlaşmış avukatlardan oluştuğunu ifade etti. Örneğin bir alacaktan dolayı doğan faiz oranlarının Merkez Bankası ve diğer kamu bankaları ile özel bankaların aylık-yıllık faiz oranlarının hesaplanmasıyla belirlendiğini söyleyen Ügü, rayiç bedeliyle de ilgili olarak gayrimenkul değerlendirme uzmanlarından bilgi alınabildiğini kaydetti. Kira tespiti nasıl oluyor? Ev sahipleri 5 yılı geçen kiracılarına ‘kira tespit’ davası açabiliyor. Bu yolla ev sahibi ‘Kiram piyasa değerinin çok altında kaldı, yeniden belirlensin’ diyor. Yapılan son düzenlemeye göre dava öncesi arabulucuya gidilmesi şart. Burada bir uzlaşma olmazsa dava süreci başlıyor. Bu süreçte mahkemeye sunulan emsal kira sözleşmeleri inceleniyor. Atanan bilirkişi söz konusu eve gidip inceleme yapıyor, güncel kira değerlerini araştırıyor ve hazırlanan raporu ile hakim tarafından yeni kira bedeli belirleniyor.  Kiracının da korunması adına yüzde 10-20 hakkaniyet indirimi uygulanıyor. Yapay Zekâ Gemini’ye sorduk Yapay Zekâ Gemini ise “Davalarda yapay zekâ kullanılarak yeni bir bilirkişi raporu belirlenecek olması dava sonucunu nasıl etkiler? Uygulama hukuk kurallarına uygun olur mu? sorusuna şu yanıtı verdi: “Yapay zekânın hukuk sistemine entegrasyonu, özellikle adli süreçlerde önemli tartışmalara yol açmaktadır. Davalarda yapay zekâ destekli bilirkişi raporlarının kullanılması, hem hukukçular hem de vatandaşlar tarafından merak edilen ve tartışılan bir konudur. Bu makalede, yapay zekânın bilirkişi raporlarına etkisi, hukuk kurallarıyla uyumu ve potansiyel sonuçları üzerinde durulacaktır. Yapay zekâ destekli bilirkişi raporları nedir? Yapay zekâ destekli bilirkişi raporları, geleneksel bilirkişi raporlarının hazırlanmasında yapay zekâ algoritmalarının kullanılmasıyla oluşturulur. Bu algoritmalar, büyük veri setlerini analiz ederek, karmaşık hesaplamalar yaparak ve desenleri tanıyarak, bilirkişinin karar verme sürecini destekler. Örneğin, bir trafik kazası davasında, yapay zekâ, kazanın simülasyonunu yaparak, hasarın nasıl oluştuğu ve sorumluluğun kimde olduğu konusunda önemli bilgiler sunabilir. Dava sonucunu etkileme potansiyeli Yapay zekâ destekli bilirkişi raporlarının dava sonuçlarını etkileme potansiyeli oldukça yüksektir. Bu raporlar, daha objektif, tutarlı ve detaylı sonuçlar sunarak, mahkemelerin karar verme süreçlerini kolaylaştırabilir. Özellikle teknik konularda, yapay zekâ, insan hatası riskini azaltarak daha doğru sonuçlar elde edilmesini sağlayabilir. Ancak, yapay zekânın tamamen tarafsız olduğu iddiası yanıltıcı olabilir. Algoritmaların eğitiminde kullanılan veriler ve algoritmaların kendileri, belirli bir önyargıyı yansıtabilir. Bu durum, adaletin sağlanması açısından risk oluşturur. Hukuk kurallarıyla uyumluluk Yapay zekâ destekli bilirkişi raporlarının hukuk kurallarıyla uyumluluğu, henüz tam olarak netleşmemiş bir konudur. Mevcut mevzuat, genellikle geleneksel bilirkişi raporlarına odaklanmıştır. Yapay zekâ tarafından üretilen bilgilerin hukuki delil olarak kabul edilip edilemeyeceği, hangi koşullarda kabul edileceği gibi soruların cevaplanması gerekmektedir. Ayrıca, yapay zekânın hata yapma olasılığı, sorumluluk belirsizliği gibi konular da hukuki açıdan değerlendirilmelidir. Yapay zekânın adli süreçlerde kullanılması, hukuk sisteminde köklü değişimlere yol açabilecek önemli bir gelişmedir. Yapay zekâ destekli bilirkişi raporları, adaletin daha hızlı ve daha doğru bir şekilde sağlanmasına katkıda bulunabilir. Ancak, bu teknolojinin potansiyel riskleri ve hukuki düzenleme eksiklikleri göz ardı edilmemelidir. Yapay zekânın hukuk sistemine entegrasyonu sürecinde, etik, hukuki ve sosyal boyutların birlikte değerlendirilmesi ve kapsamlı düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Özetle; Yapay zekâ, bilirkişi raporlarının daha objektif ve detaylı hale gelmesini sağlayabilir. Yapay zekânın algoritmik önyargıları, adaletin sağlanması açısından risk oluşturur. Mevcut mevzuat, yapay zekâ destekli bilirkişi raporlarına henüz tam olarak hazır değildir. Yapay zekânın hukuk sistemine entegrasyonu, dikkatli ve kapsamlı bir şekilde yönetilmelidir.

İzmir'de akıma kapılan 2 kişinin ölümüne ilişkin ihmaller bilirkişi raporuna yansıdı Haber

İzmir'de akıma kapılan 2 kişinin ölümüne ilişkin ihmaller bilirkişi raporuna yansıdı

İzmir'ide akıma kapılan 2 kişinin hayatını kaybetmesiyle ilgili bilirkişi raporunda, Gdz Elektrik ile İZSU arasındaki koordinasyon eksikliğinin arızanın ortaya çıkmasında etkili olduğu görüşüne yer verildi. Konak ilçesinde 12 Temmuz'da sağanak sırasında su birikintisine basan Özge Ceren Deniz ile İnanç Öktemay'ın elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmesiyle ilgili İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma devam ediyor. Şüpheli ifadelerindeki "Kablo yüzeye yakındı", "Koruyucu boru kesilmişti" sözleri ihmallere işaret ediyor İZSU, Gdz Elektrik ve altyapı işlemlerini yürüten firmalardan çalışanların bulunduğu 35 şüpheliden 14'ünün tutuklandığı olayda, bilirkişi heyeti raporu da açıklandı. Bilirkişi incelemesine ilişkin teknik detayların yer aldığı raporda, olay yerini kapsayan Gdz Elektrik'e ait alçak gerilim devrelerinin yalıtım dirençlerinin ölçüldüğü, F ve M besleme devrelerinin birer faz kablosundaki kaçakların yaşanılan olayın açık nedeni olabileceği belirtildi. Kazı çalışması sonucu M besleme devresine ait tek damarlı kablolardan birisinin yağmur tahliye mazgal kapağı altında sıkışmış ve yalıtımının zedelenmiş durumda olduğunun görüldüğü, F besleme devresine ait arızalı faz iletkenine ise olay yerinde rastlanmadığı kaydedildi. Elektrik kablolarının yönetmeliğe göre yüzeyden 60-80 santimetre derinlikte olması gerekirken olay yeri çevresinde 36-45 santimetre aralığına gömülü olduğu, temasın olduğu noktada ise derinliğin mazgal kapağı seviyesine geldiğinin aktarıldığı raporda, şu görüşlere yer verildi: "Mazgal kapağı bitişiğinden geçirilen beyaz renkli drenaj borusunun kabloları kapağa doğru yükseltmesi ve bu arada kablo koruyucu borunun bu bölümde iptal edilmiş olması, İZSU uygulamalarının sonucudur. Bu durumun, kazanın asli nedenlerinden biri olduğu kanaatindeyiz. Kabloların 36-45 santimetre aralığındaki derinliğe gömülmüş olması, kazanın yaşanmış olmasının asli nedenlerinden bir diğeri olarak Gediz A.Ş'nin uygulamaları sonucu olduğu kanaatindeyiz. Sonuç olarak her iki kurumun ihmalleri olduğu kanaatine varılmaktadır." Raporda, ölüm olayının yaşandığı bölgede İZSU'nun çalışması öncesi de sorunlar yaşandığına ilişkin tanık ve şüpheli ifadelerinin bulunduğuna işaret edilerek, "Olaylar zincirinin 4 Ocak 2024'teki İZSU çalışmasından önce başlamış olması 2015 yılında devreye alınan bu kabloların sorunlarının yalnızca İZSU çalışması ile ilgili olmadığına işaret etmektedir. 5-6 yıl önce yaya kaldırımı altındaki onarımı yapılan yanık kablo arızaları da dikkate alındığında bölgenin denize olan yakınlığı, su taşkınlarına müsaitliği gibi yerel koşulların yeterince dikkate alınmadığı, arızaların kök nedenlerinin analiz edilmeyip bir an önce arızayı gidererek işi sonlandırma alışkanlığı gibi olumsuz uygulamaların olayda etken olabileceği değerlendirilmiştir." ifadeleri yer aldı. Raporun sonuç bölümünde ölümlere neden olan faz-toprak arızasının yaşanmasında etkili olan unsurlar ise şöyle sıralandı: "Gdz Elektrik tarafından, 2015 senesinde yapılan altyapı çalışmaları esnasında kabloların, asgari 60-80 santimetre derinliğe gömülmüş olmaması; İZSU ekiplerinin, yağmur suyu tahliye mazgalı ve drenaj borusu ile ilgili işler sırasında elektrik kablolarını yüzeye daha da yakınlaştırmaları, İZSU ekipleri ile Gdz Elektrik arasında altyapı çalışmalarında yeterli koordinasyonun olmaması, birbirlerini denetleyemedikleri gibi hatalı durumları düzeltme konusunda işbirliği yapamamaları olayın yaşanmasında etkili olmuştur." Raporda, ayrıca elektrik tesisatı boyunca meydana gelebilecek yalıtım hataları sonucu can kayıplarının önlenmesi için en önemli koruma önlemi olan RCD (Artık Akım Koruma Cihazı) ve RCM (Artık Akım İzleme Cihazı) sistemlerinin dağıtım şebekelerinde kullanımı için TEDAŞ'ın uygulama yönetmeliğinde düzenleme yapılması gerektiği de belirtildi. Olay ve soruşturma Konak ilçesinde 12 Temmuz'da sağanak sırasında su birikintisine basan Deniz ve Öktemay, elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmiş, soruşturma kapsamında gözaltı talimatı verilen 35 şüpheliden 33'ü yakalanmış, 6'sı ifadelerinin ardından serbest bırakılmıştı. Gözaltındaki 27 şüpheli ise emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilmiş, 14'ü tutuklanmıştı. Dosya kapsamında bilirkişi raporuna göre 5 şüphelinin daha olayda ihmalinin olduğu belirlenerek gözaltı talimatı verilmiş, bunlardan 3'ü yakalanırken 1 kişinin kanser tedavisi gördüğü, 1 kişinin ise yurt dışında olduğu belirtilmişti. Yakalanan 3 kişi daha sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Şüpheliler ifadelerinde "elektrik kablosunun yüzeye yakın olduğunu", "koruyucu borusunun kesildiğini", "elde malzeme olmadığı için borunun değiştirilemediğini" söylemiş, "mazgallarda yapılan işlemler sırasında İZSU gözlemcisinin izinli olduğu" da kayıtlarda yer almıştı.

Tutar Yapı davasında bilir kişi raporu dosyaya eklendi Haber

Tutar Yapı davasında bilir kişi raporu dosyaya eklendi

Adana’da depremde yıkılan Tutar Yapı davasında istenilen bilirkişi raporu çıktı. İlkhaber Gazetesi'nden Bayram BULUT'un haberine göre; 6 Şubat depreminde 64 kişinin öldüğü, 12 kişinin de yaralı kurtulduğu Tutar Yapı Sitesi ile ilgili istenilen bilirkişi raporu mahkeme heyeti tarafından istendi. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden istenen bilirkişi raporunun aylarca beklenmesi ve raporun çıkmaması yakınlarını kaybedenlerin acısına tuz biber olmuştu. KTÜ bilirkişi raporunu gönderdi Sonunda beklenen gelişme yaşandı. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden istenen bilirkişi raporu hazırlanarak mahkemeye gönderildi. Gönderilen rapor dosyaya eklendi. Raporda müteahhit, fenni mesul, çatı katının kapatılıp konut olarak kullanılmasından sorumlu kişiler ile zemin ve birinci katta ağır tadilat yaptıkları tespit edilen sorumluların asli kusurlu olduğu belirtildi. Bu şahıslar hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Şahıslar tutuklanarak cezaevine gönderildi. Akkaya’nın ülkeye iadesi bekleniyor Sitenin müteahhidi Hüseyin Tutar 2008'de öldüğü için davanın tek sanığı olan ve kırmızı bültenle aranan inşaat mühendisi Cüneyt Akkaya  Karadağ'da yakalanmıştı. Ülkeye iade edilmeyen Akkaya, 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Raporun çıkması bizleri mutlu etti Bilirkişi raporunu uzun süredir beklediklerini söyleyen Avukat Mehtap Akyüz, yaşanan gelişmenin kendilerini mutlu ettiğini söyledi. Davanın diğer aşamalarının hızlanması gerektiğini anlatan Akyüz, “Sanıkların tutukluluk halinin devam etmesi, Karadağ’da yakalanan sanığın bir an önce Türkiye’ye iadesi ve kamu personellerinin de yargılanabilmesi için İçişleri Bakanlığı’nın onay vermesi gerekiyor” dedi.

Depremde yıkılan Alpargün Apartmanı davası bilirkişi raporu, müştekilerin acılarını tazeledi Haber

Depremde yıkılan Alpargün Apartmanı davası bilirkişi raporu, müştekilerin acılarını tazeledi

Kahramanmaras merkezli depremlerde 96 kişinin hayatını kaybettiği Adana'daki Alpargün Apartmanı müteahhidinin yargılandığı dava ile ilgili hazırlanan bilirkişi raporu, yakınlarını yitiren müştekilerin acılarını tazeledi. Müştekilerden Hasan Ölçer, “Bazı kolonlarda yeteri kadar demir kullanılmadığı, binanın yapımında kullanılan betonun en düşük basınç dayanım şartını sağlayamadığı” belirtilen raporla ilgili değerlendirmesinde, "Bu binada yaşamını yitirenler, resmen cinayete kurban gittiler" dedi. Geçen yıl 6 Şubat tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde Adana'nın merkez Çukurova ilçesi Güzelyalı Mahallesi'nde yıkılması sonucu 96 kişinin yaşamını yitirdiği Alpargün Apartmanı müteahhidi Hasan Alpargün'ün yargılanmasına Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edilmişti. Mahkeme heyeti, geçtiğimiz günlerde yapılan duruşmada, dosyadaki delillerin teknik yönü ile incelenmesi amacıyla Konya Teknik Üniversitesi'ni bilirkişi olarak belirlemişti. Yıkılan apartmanda yaşamını kaybeden vatandaşların yakınları olan müştekiler ve avukatları, Konya Teknik Üniversitesi önünde toplanarak konuyu gündemde tutmaya çalışmış, ikinci kez istenen bilirkişi raporunun çıkmasını sabırsızlıkla beklemişti. Rapor çıktı ve dosyaya eklendi Konya Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden oluşan 6 kişilik heyetin hazırladığı 46 sayfalık ikinci bilirkişi raporu dava dosyasına eklendi. Raporda, "Bazı kolonlarda yeteri kadar demir kullanılmadığı, kolonların minimum donatı şartını sağlamadığı, statik projede yer alan verilere göre kimi kolonların da katlarda farklılık gösterdiği, üst katlara doğru küçüldüğü, perde uçlarında ise demir bulunmadığı tespit edilmiştir. Binadan alınan karot numunelerinde gerçekleştirilen deneylerde, apartmanda kullanılan betonun en düşük basınç dayanım şartını sağlayamadığı belirlenmiştir. Bina, yapıldığı yılda yürürlükte olan 1975 deprem yönetmeliği yükümlülüklerini karşılamamaktadır. Yapı imalatında projede yer almayan detayların olduğu, deprem yönetmeliğinde belirtilen hususlara uyulmadığı, projedeki uyumsuzlukların denetim aşamasında tespit edilmediği belirlenmiştir." İfadeleri yer aldı. "Yitirdiğimiz ailelerimizin hesabını soracağız" Alpargün Apartmanı'nda ağabeyi Ekrem Ekinci (43) yengesi Gül Ekinci (38) ve ikiz yeğenleri Başak ve Irmak Ekinci'yi (12) kaybeden avukat Beşir Ekinci, "Dava dosyasında teknik inceleme yapan bilim insanlarımız, yapı sahibinin ve idari denetmenlerin sorumluluğunu ortaya koyuyor. Bu davadan çıkacak örnek karar, depremin yalnızca kader değil, ihmali olanların cezasız kalmayacağını ortaya koyacaktır" dedi. Müştekilerden Gizem Çetin ve Tuğba Şık da, "Yakınlarımız ve yaşamını kaybeden diğer canları kurtaramadık. Çünkü bina kum yığınıydı. Konya Teknik Üniversitesi'nden çıkan bu karar, bizler için çok önemli. Davamızın peşindeyiz ve sonuna kadar da bırakmayacağız. Yitirdiğimiz ailelerimizin hesabını soracağız." ifadelerini kullandılar. "Yargılanan müteahhit, molozların altında hayatını kaybeden 96 canın hesabını nasıl verecek?" Yıkılan binada kayınvalidesi Hülya Yürk ve kayınbabası Zafer Yürk'ün diğer 94 kişi ile birlikte yaşamını yitirdiğini söyleyen Hasan Ölçer ise şunları kaydetti: "Bir yaşlı kadının yaralı olarak kurtarıldığı bu bina eğer yönetmeliklere uygun yapılmış olsaydı, yakınlarımız da dahil toplam 96 kişi yaşamını kaybetmemiş olacaktı. Bu binada yaşamını yitirenler, resmen cinayete kurban gittiler. Binanın tutuklu müteahhidi sanık Hasan Alpargün'ün en ağır ceza ile cezalandırılmasını istiyoruz." Hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapis talep edilen Alpargün'ün yargılandığı davanın üçüncü duruşması, 27 Haziran Perşembe günü görülecek. Alpargün Apartmanı'yla ilgili soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarılan Hasan Alpargün'ün 6 Şubat 2023'te KKTC'ye gittiği belirlenmişti. Çalışmalar sonucunda Lefkoşa Emniyet Müdürlüğüne teslim olan Alpargün, Adana'ya getirilmiş ve 13 Şubat 2023'te tutuklanmıştı. Alpargün'ün 990 bin dolar, 890 bin avro ve 500 bin Türk lirasını Türkiye'den KKTC'ye transfer etmeye çalıştığı ve Lefkoşa'da daire satın almak için girişimde bulunduğu iddia edilmişti.

Mersin'deki katliam gibi kazanın ön rapor hazırlandı Haber

Mersin'deki katliam gibi kazanın ön rapor hazırlandı

Mersin'in Tarsus ilçesinde 11 kişinin yaşamını kaybettiği, 33 kişinin de yaralandığı katliam gibi trafik kazasına ilişkin Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında bilirkişi ön rapor hazırlandı. Raporda, tutuklu otobüs şoförünün "tek ve asli kusurlu" olduğu ifadesi yer aldı. Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) Otoyolu'nun Yenice Mahallesi mevkiinde 26 Mayıs Pazar günü meydana gelen kazaya ilişkin Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmanın sürdüğü belirtildi. Bu kapsamda, başsavcılık tarafından görevlendirilen alanında uzman bilirkişiler tarafından ön rapor hazırlandı. Bilirkişi heyeti ön raporunda yer alan bilgilere göre, bölgede yapılan inceleme, hava koşulları, trafik seyri ve kazanın meydana gelme durumu gibi detaylar dikkate alınarak olayla ilgili "tek ve asli kusurlu" tarafın otobüs şoförü Ali G. olduğu ifade edildi. Bu arada, otobüste teknik ve işlevsel anlamda eksiklik olup olmadığıyla ilgili inceleme başlatılması için Başsavcılıkça bir bilirkişi heyetinin daha görevlendirildiği bilgisi alındı. Tutuklu otobüs şoförü Ali G'nin savcılık ve emniyetteki ifade tutanağına göre, "Adana gişelerini geçtikten bir süre sonra ne olduğunu anlayamadan otobüs kaymaya başladı. Direksiyonu toparlayamadım, otobüsün hâkimiyetini kaybettim. Araç yan yattı. Bu şekilde kayarak araç karşı tarafa geçti. Diğer arabalara çarptığımı bile anlayamadım." dediği öğrenildi. Tarsus'taki iki ayrı kazada 11 kişi yaşamını yitirdi, 39 kişi yaralandı TAG Otoyolu'nun Yenice Mahallesi mevkiinde, Star Diyarbakır firmasına ait Ali G. idaresindeki 34 SD 8821 plakalı yolcu otobüsü, karşı şeride geçerek 2 otomobil ve 1 kamyona çarpmış, ardından aynı bölgede bir kaza daha meydana gelmişti. İlk kazada 11 kişi hayatını kaybetmiş, 33 kişi yaralanmıştı. Diğer kazada da 6 kişi yaralanmıştı. Tedavisinin ardından gözaltına alınan otobüs sürücüsü ise Ali G. tutuklanmıştı.

Saimbeyli'de 4 öğretmenin hayatını kaybettiği kazada bilirkişi raporu hazırlandı Haber

Saimbeyli'de 4 öğretmenin hayatını kaybettiği kazada bilirkişi raporu hazırlandı

Saimbeyli ilçesi Saimbeyli-Feke kara yolunda, 6 Nisan’da saat 14.00 sıralarında yamaçtan düşen kaya, yoldan geçen Himmetli İlk ve Ortaokulu’nda görevli öğretmenlerin içinde olduğu 01 AJN 537 plakalı otomobilin üzerine düştü. Kazada sürücü Dilek Altıparmak (32) ile beraberindeki meslektaşları Pınar Kılıç (29), Ümmühan Dilbilir (39) ve Rahime Topak (37) hayatını kaybetti. Öğretmenlerin, ders bitiminin ardından oturdukları Feke’ye gitmek için yola çıktığı belirtildi. Öğretmenlerin cenazeleri, Kozan ve kent merkezindeki mezarlıklarda toprağa verildi. Kayaların gelişigüzel bırakıldığı tespit edildi Feke Cumhuriyet Savcılığı’nın hem kendi oluşturduğu bilirkişi, hem de ailelerin talebiyle oluşturulan bilirkişi raporları savcılıklara sunuldu. Bölgede inceleme yapan jeoloji ve inşaat mühendislerinden oluşan ilk bilirkişi raporunda şöyle denildi: "Dava konusu olan yer Feke-Saimbeyli yolu Himmetli Mahallesi Zarar mevkisinde yolun kuzeyinde bulunan dağ tarafı kısmının yüzde 50-60 arasında heyelan bölgesinin bulunduğu yerde meydana gelen ve dağ tarafından aşağıda bulunan asfalt yoldan geçen aracın üzerine düşerek ölümlü kazaya sebebiyet veren kaya ve taşların, mahkeme heyeti nezaretinde yapılan keşifteki incelemelerimiz neticesinde; kaya düşmesi ve heyelanın çok olduğu bu bölgelerde istinat duvarının olmadığı, palye oluşturmadığı topoğrafik açıdan dik bir yapı sunan arazinin yeterli şev kazıları yapılmadığı, kazanın olduğu bölgede enerji nakil hattı direklerinin montajı sırasında dağıtım şirketi tarafından yol çalışması yapıldığı ve büyük kaya kütlelerinin gerekli önlemler alınmadan gelişigüzel bırakıldığı belirlendi. Ayrıca halihazırda bu kaya blokları ve taş parçalarının ağırlığı ve yanlış istiflemesinden dolayı dahi hiçbir dış etkiye ve doğa olayına gerek kalmaksızın kendiliğinden aşağıdaki asfalt yola düşebileceği hem Karayolları hem de elektrik dağıtım şirketinin fen ve sanat kuralları çerçevesinde sorumluluklarını yerine getirmediği tespit edilmiştir." İkinci bilirkişi raporunda da aynı kurumlar asli kusurlu Feke Cumhuriyet Savcılığı tarafından talep edilen ve maden mühendisi ile trafik bilirkişinin yer aldığı heyetin raporunda da aynı eksiklere yer verilerek, elektrik dağıtım şirketi ile Karayolları’nın kazada asli kusurlu olduğu vurgulandı. Cumhuriyet Savcılığı, bilirkişi raporlarına göre elektrik dağıtım şirketinden konuyla ilgili savunma istedi. Elektrik dağıtım şirketi ise bahse konu yüksek gerilim hattı inşasını ihale yoluyla taşeron şirkete yaptırıldığı ve sorumluların tespiti için ek süre istedi. "Kaza, bir doğa olayı değil" Kazada hayatını kaybeden 4 öğretmenin ailelerinin avukatı Ali Arda Sapmaz ise olaydan sonra bölgede inceleme yaptıklarını belirterek, "Ailelerle birlikte bölgeye gittiğimizde bölgede bir şantiye alanı olduğunu tespit ettik. Kazanın meydana geldiği yerde heyelan dendi ama hiç öyle bir şey yok. O kayanın, şantiyeden düştüğünü sorguladık. Feke savcılığıyla bu görüşmeleri yaptık. Orada sadece 1 kaya öğretmenlerimizin aracının üstüne düştü ve onlar hayatını kaybetti" dedi. "Şehitlik başvurumuz kabul edilmedi" Ailelerin öğretmenler için şehitlik talep ettiklerini de belirten Sapmaz, "Biz, şehitlik başvurusunu yaptık. İlk başvurumuz kabul edilmedi. Aileler ısrar edince tekrar başvuru yaptık. Kurum incelemelerine devam ediyor. Sonuçta bu öğretmenler görevlerini yapmak için oradaydı. Yaklaşık 70 derece eğimli bir yerde o kayalar orada duruyor. Savcılık raporunda hiçbir doğal afete gerek yok diyor. O şantiyenin hizasında birçok kez kayalar düşüyor" diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.