TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Beyin

İLKHABER-Gazetesi - Beyin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Beyin haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Dr. Öğr. Üyesi Ufuk Sandıkçı: Alzheimer'da erken teşhis, hasta tedavisi için kritik önemdedir Haber

Dr. Öğr. Üyesi Ufuk Sandıkçı: Alzheimer'da erken teşhis, hasta tedavisi için kritik önemdedir

VM Medical Park Samsun Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ufuk Sandıkçı, Dünya Alzheimer Farkındalık Ayı dolayısıyla Alzheimer hastalığı hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Beynin işlevlerini etkileyen ve ilerleyici bir nörodejeneratif hastalık olan Alzheimer’ın, hafıza kaybı ve zihinsel becerilerde azalma gibi belirtilerle gösterdiğini söyleyen Sandıkçı, “Erken teşhis, hasta tedavisi ve yaşam kalitesini artırmada kritik bir öneme sahiptir” dedi. Alzheimer hastalığının genellikle hafıza kaybı ve zihinsel becerilerde azalma ile kendini gösterdiğini belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ufuk Sandıkçı, “Demansın en yaygın türlerinden biri olan bu hastalık, 65 yaş ve üzeri bireylerde daha sık görülmekle birlikte, daha genç yaşlarda da ortaya çıkabilir. Alzheimerda erken teşhis, hasta tedavisi için kritik önemdedir” diye ifade etti. “Günlük yaşamda zorluklar yaşanır” Dr. Öğr. Üyesi Sandıkçı, “Bunun yanı sıra günlük işleri, örneğin alışveriş, yemek yapma, kişisel bakım gibi rutinleri yerine getirmekte zorlanma, zaman ve yer farkındalığının kaybı, kişileri tanımada güçlük de görülebilir. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde ise kişilik değişiklikleri, ajitasyon, halüsinasyonlar ve özellikle akşamları artan ruh hali dalgalanmaları ortaya çıkabilir. Ayrıca, planlama, karar verme ve bir işi sürdürme gibi becerilerde zorluklar yaşanır” dedi. “Beyinde ‘beta amiloid plakları’ ve ‘tau düğümleri’ adı verilen protein birikimleri hastalığın gelişiminde kritik bir rol oynar” Alzheimer hastalığının kesin nedeninin henüz bilinmediğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Sandıkçı hastalık hakkında şunları söyledi: “Örneğin, hipertansiyon, diyabet, yüksek kolesterol, sigara kullanımı, zihinsel ve fiziksel aktivite eksikliği önemli risk faktörlerindendir. Beyinde ‘beta amiloid plakları’ ve ‘tau düğümleri’ adı verilen protein birikimleri hastalığın gelişiminde kritik bir rol oynar.” “Erken teşhis, hastaların yaşam kalitesini artırmada büyük önem taşır” Alzheimer hastalığının şu an için kesin bir tedavisinin bulunmadığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Sandıkçı, “Ancak klinik araştırmalar umut vadetmekte, mevcut ilaçlar ve terapiler semptomları hafifletmekte ve hastalığın ilerleme hızını yavaşlatmaktadır. Erken teşhis, hastaların yaşam kalitesini artırmada büyük önem taşır. Hastaların yakınlarının da eğitim ve destek almaları önemlidir çünkü Alzheimer ilerleyici bir hastalıktır ve ileri aşamalarda 24 saat bakım gerektirebilir. Hastalığın zorlu sürecinde bilinçli bir yaklaşım ve uygun bakım, düzenli ilaç kullanımıyla birlikte hastaların yaşam kalitesini yükseltmeye yardımcı olabilir” şeklinde konuştu.

Beynindeki tümör Haber

Beynindeki tümör "konuşarak" çıkarıldı

Gölcük’te yaşayan 52 yaşındaki İlkay Şirin, 1 yıl önce kol kasılması ve istemsiz hareket sorunları yaşamaya başladı. Birçok doktor ve hastaneye başvuran Şirin’e beyin tümörü tanısı konuldu. Kocaeli Şehir Hastanesi’ne yönlendirilen Şirin’in çekilen MR görüntülemeleri neticesinde, el ve kollarının hareket merkezi üzerinde tümör tespit edildi. Riskli noktada yer alan, felç ve ölüme götürebilecek tümörün, ikinci evresinde olduğu anlaşıldı. Kocaeli Şehir Hastanesi’nde görevli Beyin ve Sinir Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Aykut Gökbel ve ekibi tarafından Şirin’e nadir olarak kullanılan bir yöntem uygulandı. Ameliyatta önce uyutulan Şirin, beyindeki tümör bölgesine ulaşıldığında anestezi ekibince uyandırıldı. Her tümör parçası alındığında hastadan el ve kollarının hareketliliği hususunda bilgi istendi. Bu sayede Şirin’in bir güç kaybı yaşayıp yaşamadığı tespit edildi. Kocaeli’de ilk kez yapılan ameliyat başarıyla gerçekleştirildi. "Bana ’Ya ameliyat olacaksın ya da felç kalacaksın, sağ kolun tutmaz’ dediler" Uzun zamandır tümör sebebiyle günlük hayatında sorunlar yaşadığını kaydeden İlkay Şirin, "Günlük hayatımda kol kasılması sorunları yaşıyordum. Mesela belediye otobüsüyle gidiyordum, bir kadına elim çarpıyordu. İstem dışı hareketler oluyordu bende. Çok zor bir durum. Umuttepe Hastanesindeki başhekim bana, beynimin motor alanında lezyon olduğunu söyledi. Meğerse tümörmüş, tümör olduğunu bilmiyordum. Başka bir doktor bana, ‘İlkay bey eğer ameliyat olmazsanız bu sizi felç bırakır’ dedi. Doktorlarla konuştum. bana ‘Ya ameliyat olacaksın, ya da felç kalacaksın, sağ kolun tutmaz’ dediler. Kim olursa olsun o riski alırdı. Ya ölecektim, ya olacaktım" dedi. "Ameliyattan çıktıktan sonra rahatlık hissetim" Ameliyat esnasında uyandırıldığını belirten Şirin, "Ben zorlu ameliyat olduğunu bilmiyordum. Tahmini olarak 2 saat ameliyat masasında kaldım. Kafama dikiş atılırken hissetim. ’Herhalde kafa tasımı kesiyorlar’ dedim. Daha önce televizyon kanalında izlemiştim. Doktor hastayı ameliyat ediyor ve ona sorular soruyordu. Bende bunu yaşadım. Ameliyattan çıktıktan sonra rahatlık hissetim, o kasıntılar geçti. Doktorum Aykut Gökbel. Allah razı olsun. Başka doktorlar bana ’Kesin felç kalırsın’ demişti en son Aykut Gökbel hocamızı buldum" diye konuştu. "Kocaeli’de yapılan ilk ameliyat oldu" Tümörün yeri ve uygulanan teknik itibariyle beyin cerrahisinin zor ameliyatlarından birisi olduğu ifade eden Beyin Cerrahı Uzmanı Dr. Aykut Gökbel, "Bildiğim kadarıyla Kocaeli’de daha önce hiç yapılmamıştı, uyguladığımız bu teknikle Kocaeli’de yapılan ilk ameliyat oldu. Hastamız bize nöbet, kol ve bacakta titreme şikayetiyle geldi. 13-14 ay önce bu şikayetlerle başka merkezlere başvurmuş, orada çekilen MR’larında hastanın hareket merkezi dediğimiz motor alanında bir tümör saptanmıştı. Tümör yer itibariyle çok zor bir alandaydı çünkü çıkartılırken veya müdahale edilirken hastada bir takım geçici veya kalıcı felç bulguları yapma ihtimali vardı. Bundan dolayı takip edelim diye söylenmiş, bu takip sırasında hastanın nöbetleri sıklaşmış, bundan sonra çekilen MR’larında da tümörün yaklaşık 2 katına kadar büyüdüğü söylenmiş. Fakat yeri kollarını oynatan bir merkezin üzerine olduğu için ameliyatı çok riskli görülmüş ve tekrardan takip önerilmiş. Hastamız bize başvurdu, hastanemize geldi. Hastamızla konuştuktan sonra cerrahi önerdik. Anestezi ekibimizle birlikte bu tekniği birlikte konuştuk. Hastanemizde bunu yapabileceğimize karar verdiğimizde, hastaya bunu anlattık. Ameliyat esnasında yeni bir teknik uygulayacağımızı, bunun nasıl olacağını, onunla birlikte detaylarını net olarak konuştuk. Hastamızın tüm riskleri kabul edip ve bize de güvenmesi üzerine ameliyatı planladık ve ortaya koyduk, gerçekleştirdik" ifadelerini kullandı. "Tümör çıkarılma aşamasına geldiğinde tekrar, anestezi ekibi tarafından uyandırılıyor" Ameliyatın uyumlu ekip çalışmasıyla gerçekleştirildiğinin altını çizen Dr. Aykut Gökbel, sözlerini şöyle noktaladı: "Ameliyat zor bir teknik çünkü ameliyat esnasında hasta uyutulup, tümör çıkarılma aşamasına geldiğinde tekrar anestezi ekibi tarafından uyandırılıyor. Tümör çıkarma aşamasına geldiğinde anestezi ekibimizle konuşarak onların hastayı uyandırıp, komutlarımıza yani uyaranlara, uyabilmesini sağlıyor. Anestezi ekibine burada büyük bir iş düşüyor ekibim bunu çok güzel bir şekilde gerçekleştirdi. Hastaya ameliyat esnasında kolunu kaldırmasını, ayağını kaldırmasını, konuşmasını istedik, tam anlamıyla bunları gerçekleştirdi. Biz bu aşamada tümörün tamamını çıkarabildiğimiz yerlere kadar çıkarmaya çalıştık. O esnada bir arkadaşımız hastaya sürekli komut verdi. Bu sayede hastada bir güç kaybı olmadığını gördük. Bu ameliyat tekniğiyle daha güvenli oluyoruz. Hasta uyanık olmadığı zaman ameliyatta, ne kadar çıkardığımızı, beynin neresine dokunduğumuzu, dünyada gösterebilecek bir cihaz daha yok. Bu teknikle anlık, hastada bir kuvvet kaybı olup olmadığını görüyoruz. Hasta açısından da çok şanslıydık hastamız gerçekten bilinçliydi. Ameliyat esnasında strese girip genel durumu bozulabilirdi fakat hasta verdiğimiz komutlara harfiyen uydu. Elini kaldırdığımızda kaldırdı. Bacağını çektirdiğimizde çekti ve konuştu, nasılsın dediğimizde bütün sorularımıza cevap verdi"

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.