TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#beslenme

İLKHABER-Gazetesi - beslenme haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, beslenme haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Diyetisyen Özge Bolat'tan sıcak havalarda beslenme önerileri Haber

Diyetisyen Özge Bolat'tan sıcak havalarda beslenme önerileri

Hatay’da hizmet veren Diyetisyen Özge Bolat, hava sıcaklığının 40 derecenin üstüne çıktığı bu günlerde sıcaklığın vücuda olan etkisini azaltmak için bol su içilmesi ve yağlı yiyeceklerin tüketilmemesi gerektiğini söyledi. Yaz aylarının etkisini hissettirdiği bu günlerde hava sıcaklığı vatandaşlara zor anlar yaşatıyor. Kavurucu sıcaklarda beslenme tüketimi de sağlık açısından önem arz ediyor. Hatay’da hizmet veren Diyetisyen Özge Bolat, sıcak havalarda sağlık sorunlarını en aza indirmek için önerilerde bulundu. “Günlük olarak en az 10 bardak su içmek gerekmektedir” Bolat, sıcak havanın vücuda olan etkilerini azaltmak için bol su tüketilmesi gerektiğini belirterek, “Sıcak havanın vücudumuza etkilerini azaltmak için sağlıklı beslenmeliyiz. Sıcak havalarda terleme yoluyla vücut su ve elektrolit kaybeder. Bu yüzden bol su içmek, doğal maden suyu tüketmek ve elektrolit içeriği yüksek besinler tüketmek önemlidir. Günlük olarak en az 10 bardak su içmek gerekmektedir. Ter yoluyla kaybettiğimiz elektrolit dengeyi sağlamak zorundayız ya da potasyumu içeriği yüksek olan besinler tüketerek. Muz, avokado, ıspanak, patates ve portakal, bu tür besinler tüketerek, ter yoluyla kaybettiğimiz elektrolit dengeyi koruyabiliriz” dedi. “Salatalar, taze meyve ve sebzeler, yoğurt gibi hafif ve su oranı yüksek yiyecekler tüketiniz” Sıcak havalarda yağlı yiyecekler tüketmenin sindirimi zorlaştıracağını belirten Diyetisyen Bolat, salata gibi hafif ve su oranı yüksek ürünler tüketilmesini ifade ederek, "Sıcak havalarda ağır yağlardan uzak durmalıyız. Yağlı ve ağır yemekler sindirimi zorlaştırır ve vücut ısısını artırabilir. Bunun yerine ızgara, fırında ,buğulama gibi hafif pişirme yöntemlerini tercih ediniz. Kafeinli içecekler dehidrasyona neden olabilir. Bu yüzden kahve, çay ve gazlı içeceklerin tüketimini sınırlamak önemlidir. Salatalar, taze meyve ve sebzeler, yoğurt gibi hafif ve su oranı yüksek yiyecekler tüketiniz. Yemek porsiyonlarını küçültebilirsiniz. Büyük ve ağır yemekler yerine daha küçük, sık ve hafif öğünler yemeye özen gösteriniz. Şekerli ve gazlı içecekler yerine, su, doğal maden suyu, şekersiz bitki çayları ve taze meyve suları gibi içecekleri tercih edebilirsiniz. Bu öneriler, sıcak havalarda hem serin kalmanıza hem de enerjik hissetmenize yardımcı olur, sağlıkla kalınız" dedi.

Bayramda sağlıklı beslenin Haber

Bayramda sağlıklı beslenin

Ramazan ayının bitmesiyle birlikte hepimizi bayram heyecanı sardı. Kültürümüzde bayramların ayrı bir yeri vardır. Zengin sofralar hazırlanır, heyecanla misafirler beklenir. Ancak uzamanlar Ramazan ayında tutulan 30 günlük orucun ardından, bayram ve sonrasında beslenmeye dikkat çekiyor. İlkhaber Gazetesi'nden Serhat ŞANLI'nın haberine göre; Gazetemize Ramazan Bayramı ve sonrasında beslenme hakkında önemli açıklamalarda bulunan Uzman Diyetisyen Fadime Özgök Şenses, Ramazan sonrası sağlığımız bozmamak için dengeli beslenmeye dikkat çekiyor. Ramazan ayında oruç tutarken değişen beslenme şeklinin ardından normal günlük beslenmeye geçişte dikkatli olunması gerektiğine dikkat çeken Uzman Diyetisyen Fadime Özgök Şenses, “Öncelikle bayramda aşırı ve hızlı tüketilen gıdalar, başta sindirim ve dolaşım sistemi olmak üzere birçok rahatsızlığa yol açabilir. Bunu unutmamak lazım..” dedi. SUYU İHMAL ETMEYİN Öncelikle oruçlu dönemde sıvı ihtiyacının arttığını ve bunu telafi etmek gerektiğini belirten Şenses, “Burada her zaman üzerinde durduğumuz şey susuz kalmamak. Daima önem verilmesi gereken su ihtiyacı, oruçlu dönemlerde daha da artmaktadır. Şimdi Ramazan ayının bitimi ile birlikte şu ilk günlerde sıvı ihtiyacını karşılamak gerekir. Ayrıca diğer besinlerde ve içeceklerle alınan sıvının içilen suyun yerini asla tutmayacağı da unutulmamalıdır. O bakımdan su tüketimi arttırılmalıdır. Çünkü oruç tutarken eğer yeterli beslenilemediyse veya beslenme ve sıvı tüketiminde yetersiz kalındıysa dengesizlikler meydana gelecek ve yavaşlayan metabolizmamızın olumsuz sonucu olarak da kabızlık gibi şikayetler olabilir. Bu gibi durumlarda lifli-posalı besinlerin tüketimi çok önemlidir. İşte mevsim meyve ve sebzeleri, kurubaklagiller, tam tahıllı besinler vs. tüketimi arttırılarak bu sorunları azaltmak gerekir.” Dedi. BESLENMEDE KONTROL ÖNEMLİ Ramazan sonrası sağlığımız için kontrollü beslenmeye dikkat çeken Uzman Diyetisyen Fadime Özgök Şenses şu açıklamalara yer verdi; “Bir aylık oruç sonrası, vücudumuz Ramazan Bayramı ile birlikte normal beslenme düzenine girecek. Oruçtaki genellikle iki öğün sonrası çoğu kişi üç öğüne geçecek vs. derken beslenme şeklimiz değişmiş olacak. Bayramların da kültürümüzde önemli yeri olduğunu hepimiz biliyoruz. Misafirler ağırlanacak, ikramlar, yemekler, tatlılar vs. ile birlikte bayramda özellikle tatlı ve hamur işleri çok olacaktır. İşte burada önce kendimize ‘DUR’ demesini bilmeliyiz. Tepsi tepsi kekler, börekler, çörekler, tatlılar, kebapları fazla kaçırdığımızda sindirim sistemimizde sorunlarla karşılaşabiliriz. Buna dikkat etmekte fayda var. Örneğin baklava, diğer tatlılar, şekerlemeler vs. yerine dondurma, meyveli ve sütlü tatlıları, kuru meyveleri tercih edebiliriz. Zaten Ramazan ayında tutulan oruç ile birlikte küçülen mideniz fazla yemek yediğinizde rahatsız olabilir. 3 ana öğün tüketmeye dikkat edelim. Ana öğünlerin arasına da sağlıklı atıştırmalıklar eklenebilir. Ara öğün olarak da mevsim meyveleri, süt, ayran gibi aynı zamanda sıvı ihtiyacımızı da karşılayacak ürünler tercih edilebilir. KAHVALTIYA ÖNEM VERELİM Her sabah iyi bir kahvaltı çok önemli.. Kaliteli bir kahvaltı yapmaya dikkat edin. Özellikle bayramda kahvaltılarda abartıya kaçmamak lazım.. Hafif ve az yağlı yiyecekler ile kahvaltı yapmak gerekir. Börek, poğaçalar, salam, sucuk, reçel yerine haşlanmış yumurta, süt, ceviz, esmer ekmek ve mevsim sebzelerinden oluşan salata tercih edilebilir. Hafif ve tok tutan besinler olabilir. Peynir, yumurta, süt gibi protein içeriği yüksek ve tok tutan besinler tercih edilerek, yanında da tam tahıllı ekmek ve söğüş sebzeler ile aldığınız lif miktarınızı arttırabilirsiniz. Bayram ziyaretlerinde özellikle en çok karşımıza çıkan tatlı ve şekerleme, çikolata vs. tüketimine dikkat edelim. Ayrıca bayramda fazla çay, kahve tüketiminde de dikkat etmek gerekmektedir.  Günde 8 bardaktan fazla çay, 2 fincandan fazla kahve tüketilmemesi gerekir. Ayrıca gazlı içeceklere de dikkat edelim. Ziyaretlerde çay ve kahve ikramlarını minimumda tutmak, bunlar yerine evde hazırlayabileceğiniz soğuk çay,  ayran, taze sıkılmış meyve suyu, limonata sıvı alımını arttırmaya yardımcı olacaktır. Bayram boyunca yapılan her ziyarette ikram edilen çikolata, şeker, tatlı tüketimi kalori ile birlikte kalori olarak yüksek olan bu gıdalar sadece günlük alınan enerjinin artmasına neden olur. Bu yüzden her ziyarette ısrarla ikram edilen tatlıların porsiyonunu küçük tutmak gerekir. SPOR YAPIN Bayram süresince alınan fazla enerjiyi harcamak için egzersiz veya yürüyüş yapmaya dikkat edilmeli, haftada 150 dakika veya günde 10 bin adım atmak lazım.. Egzersiz veya yürüyüş yapmaya fırsatımız olmasa dahi mümkün olduğunca hareketli olmaya dikkat edilmelidir.”

Beslenme Uzmanı Çisem Gündüz'den bayram sonrası beslenme tavsiyeleri Haber

Beslenme Uzmanı Çisem Gündüz'den bayram sonrası beslenme tavsiyeleri

Ramazan ayı boyunca değişen beslenme alışkanlığı Ramazan Bayramıyla tekrar eski haline dönmeye başlayacak. Acıbadem Adana Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Çisem Gündüz, Ramazan sonrası beslenme uyarılarında bulundu. "Porsiyonları kontrol etmek gerek" Diyetisyen Gündüz, bayramlarda hazırlanan büyük kahvaltı sofralarından bahsederek, “Bayram kahvaltılarında o güzel, keyifli sofrada porsiyonlara dikkat etmemiz gerekiyor. Bayram kahvaltılarını hazırlarken yumurta alternatiflerinden yararlanabiliriz. Mutlaka bir omlet çeşidi olabilir. Omlet çeşitlerinizi zenginleştirebilirsiniz, peynirli, zeytinli, kurutulmuş domatesli, sevdiğiniz yeşil yapraklı sebzelerle, mantarla ve mevsim sebzeleri ile zenginleştirebilirsiniz veya menemen alternatifini düşünebilirsiniz. Peynir çeşitleri, zeytin çeşitleri ve mutlaka olmazsa olmaz bir söğüş tabağı hazırlamanızı istiyorum. Bu peynir ve zeytin çeşitlerini tercih ederken mutlaka az tuzlu olanları tercih etmeye çalışalım” diye konuştu. "Her ikram edilen çikolatayı da tüketmememiz gerek" Sahur ve iftar yapılan iki öğünlü beslenme planından yavaş yavaş çıkıp üç öğünlü beslenme düzenine geçmek gerektiğinin altını çizen Beslenme ve Diyet Uzmanı Gündüz, “Bu noktada ara öğünleri yapmak oldukça önemli. Ara öğünlerde bayramlaşmaya gittiğimiz yerlerde tabi ki çikolata veya çay, kahve ikramı olacaktır. Fakat vücudumuzun su dengesi açısından her içtiğimiz çay ve kahvenin yanında mutlaka bir büyük bardak su tüketmeye özen göstermeliyiz. Aynı zamanda her ikram edilen çikolatayı da tüketmememiz gerekir. Bayramın olmazsa olmazı tatlılar tabi ki, bayram da bu tatlıları tüketirken sütlü ve meyveleri tatlılara öncelik vermemiz gerekiyor. Şerbetli tatlıları, kızarmış ürünleri, kızarmış tatlıları ikinci plana atmamız gerekiyor, çok tüketmek istiyorsak da porsiyona dikkat etmek gerekiyor” dedi. "Zeytinyağlı alternatifler olmalı" Gündüz, akşam yemeğini planlarken mutlaka bir protein alternatifini sofranın başına koymak gerektiğini belirterek, “İkinci önemli olan konu ise mutlaka zeytinyağlı alternatifleri olsun istiyoruz. Çünkü iki öğün beslenmede Ramazan sürecinde kabızlık görülebiliyor. Bu sorunu yaşayanlar özellikle dikkat etmeli. Bağırsakların daha düzenli çalışabilmesi için, bağırsak sorunlarının, hazımsızlığın giderilmesi için mutlaka bir zeytinyağlı alternatifi olabilir. Taze fasulye, barbunya, bamya gibi bağırsak hareketleriniz hızlandıracak, şişkinlikten uzak tutacak sebzeler tercih etmek avantaj olacaktır” şeklinde konuştu.

Ramazan Bayramı'nda beslenmeye dikkat Haber

Ramazan Bayramı'nda beslenmeye dikkat

Ramazan'ın bitmesiyle normal beslenme düzenine geçilen günlerde beslenme konusuna dikkat edilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, özellikle Ramazan Bayramı süresince kızartmalı veya ağır yemekler yerine ızgara, buğulama ve haşlama yemeklerin tercih edilmesi, kalorisi yüksek şeker, çikolata ve şerbetli tatlı tüketiminin abartılmaması gerektiğini belirtti. Ramazan Bayramı, aile ve sevdiklerimizle bir araya geldiğimiz, tatlı ve lezzetli sofraların kurulduğu özel bir zamanları oluşturuyor. Oruç sonrası metabolizmanın yeni düzene adapte olmaya çalıştığı bu dönemde, beslenmeye dikkat edilmesi daha da önem taşıyor. Bayram sabahı zengin bir kahvaltı sofrası yerine, hafif bir kahvaltı ile güne başlanılmasını öneren uzmanlar, yarım yağlı peynir, yumurta, tam tahıllı ekmek ve domates, salatalık gibi sebzeler tüketilmesi ve şekerli gıdalar yerine meyve tercih edilmesi gerektiğini belirtiyor. Diyetisyenler, "Ana öğünlerde sebze ve protein ağırlıklı beslenin. Tam tahıllı ekmek ve bulgur gibi kompleks karbonhidratlar tercih edin. Yağsız et, tavuk, balık, kuru baklagiller protein kaynağı olarak kullanılabilir. Tatlı ihtiyacınızı meyvelerle veya hafif tatlılarla karşılayın. Ramazan Bayramı süresince kızartmalı veya ağır yemekler yerine ızgara, buğulama ve haşlama yemeklerin tercih edilmesinde yarar var. Kalorisi yüksek şeker, çikolata ve şerbetli tatlı tüketimi de abartılmamalı" dedi. “Porsiyon kontrolünü ayarlayın” Mersin Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı Kadın Sağlığı Danışma Merkezi Diyetisyeni Müge Kinaş da, özellikle Ramazan ayı boyunca azalan öğün sayısı ve oruç tutulması sebebiyle metabolizması yavaşlayan vatandaşlara uyarılarda bulundu. Diyetisyen Kinaş, "İlk önceliğimiz, porsiyon kontrolünü ayarlamak olmalı. Bir anda yüksek porsiyonu besinler tükettiğimiz zaman hazımsızlık, şişkinlik gibi mide problemlerini ve kan şekeri dengesizliğine yol açabiliriz. Gün içerisinde toplam 2-3 ana öğün ve 2-3 ara öğün olacak şekilde beslenmemizi ayarlayabiliriz. Gece yatmadan 3 saat öncesinde ise yemek yeme işlemini sonlandırmamız gerekir” diye konuştu.

Ramazan'da Akdeniz mutfağı menüsü ile sağlıklı beslenme önerisi Haber

Ramazan'da Akdeniz mutfağı menüsü ile sağlıklı beslenme önerisi

Uzmanlar, Ramazanda her türlü meyve ve sebze, tam tahıllı ürünler, zeytinyağı, zeytin, keten tohumu ve susam gibi yağlı tohumlar, otlar ve baharatların oluşturduğu Akdeniz tipi beslenme önerisinde bulundu.  Sağlıklı ve lezzetli olmasıyla bilinen Akdeniz mutfağı, yılın dört mevsiminde olduğu gibi Ramazan ayı boyunca oruç tutanlar için de mükemmel bir seçim olarak öne çıkıyor. Kırmızı ve beyaz etin yanı sıra sebze ve meyveler, zeytinyağı, kepekli tahıllar, yağsız proteinler ve baharat zenginliği üzerine kurulu olan Akdeniz mutfağı, uzmanlar tarafından sağlıklı bir oruç için iftar ve sahur yemeklerinde en güzel menü yelpazesinde yer alıyor. Mevsim salataları ise her zaman olduğu gibi baş köşede duruyor. Uzmanlar, Akdeniz mutfağının temelini oluşturan, hem soğuk hem de sıcak olarak servis edilebilen zeytinyağlıların Ramazan için doyurucu ve besleyici olduğunu belirtiyor. Zeytinyağlı enginar, zeytinyağlı taze fasulye, zeytinyağlı bamya ve zeytinyağlı barbunya, en popüler zeytinyağlılardan sadece birkaçını oluşturuyor. Humus, haydari, cevizli muhammara, biber borani, kereviz, piyaz, yoğurtlu semizotu, babagannuş gibi mezeler de iftar sofralarını süsleyen sağlıklı meze çeşitlerini oluşturuyor. Beslenmeyi zaman içine yayın  Uzun süren açlığın ardından yavaş yemek yemenin sağlık açısından önemli olduğunu dile getiren uzmanlar, şunları kaydetti: "İftarda hızlı bir şekilde yemek yenmemeli. Metabolizmayı zorlamayacak tarzda bir beslenme düzeni geliştirmek lazım. Sıvı gıdaların ve çorbaların iftar sofrasında tüketilmesi bu anlamda faydalı olacaktır. Bol yeşillikli salata sofralarda yerini almalı. Beslenmeyi zaman içine yaymak gerekli. İhtiyaç duyulan tüm besinleri bir defa da almak yerine aralıklı olarak yapmak ve bunu sıvıyla birlikte gerçekleştirmek çok önemli. Vücudun olumsuz tesirlerle karşılaşmasının önüne geçer. Normal zamanlarda olduğu gibi Ramazan ayında da Akdeniz tipi beslenme sağlıklı yaşam için çok önemli. Taze meyve sebzeler, lifli gıdalar, tahıllar ve doymamış yağlar tüketilmeli. Kırmızı et ve doymamış yağ içeren besinler çok seyrek tüketilmeli. En önemlisiyse işlenmemiş gıdalardan zengin beslenme, her zaman sağlığın sürdürülebilmesi açısından temel bir gereksinimdir." Beslenme uzmanları, kalp ve damar sağlığını korumak için haftanın her günü kırmızı et tüketiminden, yüksek kalorili hamur işi ve tatlılardan, tuz oranı yüksek ve sağlıksız yağ içeren paketlenmiş hazır raf ürünlerinden kaçınılması gerektiğini de vurguladı.

Ramazan ayında beslenme uzmanlarından öneriler: Propolis ve Polen ile kilo kontrolü ve tokluk hissi Haber

Ramazan ayında beslenme uzmanlarından öneriler: Propolis ve Polen ile kilo kontrolü ve tokluk hissi

Beslenme Uzmanı Dilara Koçak, Ramazan ayında propolisin kilo kontrolüne, polenin ise sahurda tok kalmaya yardımcı olduğu söyledi. Beslenme ve yaşam şeklinin değiştiği bir dönem olan Ramazan ayında, beslenme uzmanları düzenli propolis tüketiminin kilo kontrolüne yardımcı olabileceğini söyleyen Koçak, polenin ise sahurda tok kalmaya yardımcı olabilecek bir besin kaynağı olduğunu belirtti. İftara saatlerin yaklaşmasıyla birlikte çok düşük seviyelere düşen kan şekerinin iftar yemeği ile hızlı bir artışa geçtiğine dikkat çeken Beslenme Uzmanı Dilara Koçak, “Doygunluk hissinin sağlanamaması nedeniyle iftarda ağır yemeklerin tercih edilmesi, tüketilen büyük porsiyonlar, şerbetli tatlılar, ramazan döneminde kilo artışına neden olabiliyor. Buna karşılık, Ramazan ayında sağlıklı bir beslenme modeli benimseyerek hem ibadetinizi yerine getirmek hem de sağlıklı ve formda kalmak mümkün” dedi. “Sahurda protein ve liften zengin beslenin” Koçak, sahurun günün daha verimli geçirilebilmesi için ihtiyaç duyulan enerji ve protein ihtiyacının karşılanması bakımından önemli olduğuna da işaret ederek, “Sahur öğününün atlanması, açlık süresinin uzamasına, bireyin gün içerisinde daha yorgun, halsiz ve bitkin hissetmesine, metabolizma hızının yavaşlamasına sebep olabilir. Bu sebeple, sahur öğününün mutlaka yapılması, Ramazan ayını daha rahat geçirmeye yardımcı olur. Sahurda süt, yoğurt, peynir, yumurta, yulaf, tam tahıllı ekmekler, polen, arı ekmeği, meyve gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı önerilmektedir. Şarküteri ürünleri gibi yüksek yağ ve yüksek tuz içeren besinlerden uzak durulmalıdır. Sahuru tatlı ile bitirmek isteyenler ise ham ballar ile tüm besleyici içeriği korunmuş halde sahur sofralarını tatlandırabilir. Uzun açlık nedeniyle özellikle gün içerisinde zorlanan bireylerin, daha uzun süre tok tutabilecek, lif ve protein içeriği yüksek gıdaları tüketmesini öneriliyor. Kompleks karbonhidratları içeren tam tahıllı ekmek, yulaf, meyveler, sebzeler ve polen sahur öğününde yer alabilecek gıdalardır” ifadelerine yer verdi. “Sahurda polen tüketerek hem daha uzun süre tok kalmaya katkıda bulunabilirsiniz” Arı Ürünleri Uzmanı Gıda Yüksek Mühendisi Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı ise literatürde tek tam gıda olarak bilinen poleninin, A, C, E, D, K ve B grubu vitaminler, amino asitler, yağlar, lifler, karbonhidratlar, proteinler, polifenoller, fenolik ve flavonoid bileşenler, çinko, selenyum, magnezyum, kalsiyum, demir gibi önemli mineraller ve gerekli tüm elzem besin öğelerini içerdiğini söyledi. Yapılan araştırmaların polenin yaklaşık yüzde 30 oranında protein içeriğine sahip olduğunu gösterdiğini belirten Samancı, “Ramazan ayında oluşabilecek vitamin ve mineral eksikliklerine karşı sahurda polen tüketerek hem daha uzun süre tok kalmaya katkıda bulunabilir, hem de vitamin mineral ihtiyacınızın karşılanmasına destek olabilirsiniz” diye konuştu. Samancı arı ekmeği hakkında da şu bilgileri paylaştı: “Arının kendi enzimleriyle polenin dış zarının sindirilmesi ile oluşan ve probiyotik nitelikte bakterileri de içeren zengin ve tamamen doğal bir üründür. Kısaca, polenin fermante halidir. Enzimlerle polenin dış zarının parçalanması bir fermantasyon işlemi olup, bu fermantasyon ile yararlı bakteriler gelişmektedir. Arı ekmeği içerisinde bulunan lactobacillus ve bacillus türündeki bakteriler sayesinde doğal bir probiyotik olarak bağırsaklarda sağlıklı mikrobiyal dengeyi sağlar. Vitaminler, mineraller ve protein açısından da son derece zengin doğal bir gıdadır. Bilimsel araştırmalar; standart medikal tedaviye ek olarak arı ekmeğinin sindirim, bağışıklık sistemi, kolesterol ile kan basıncı seviyeleri ve karaciğer fonksiyonları üzerine düzenleyici etkilerinin olabileceğini göstermektedir. Bu besleyici değere sahip arı ürününün düzenli tüketimi, Ramazanda ayında da sindirim sisteminizin düzenlenmesine ve bağışıklık sisteminizin normal fonksiyonuna katkıda bulunur.”

Renkli beslenmek bağışıklık sistemini güçlendiriyor Haber

Renkli beslenmek bağışıklık sistemini güçlendiriyor

Akdeniz tipi beslenmenin bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkileri olabileceğine dikkat çeken Diyetisyen Sena Pekşen, “Akdeniz tipi beslenme, mikrobiyota çeşitliliğini artırır, probiyotik bakterileri sağlar ve bağışıklık sisteminin düzenli çalışmasını destekler. Renkli ve çeşitli yiyecekler tüketmek, güçlü bir bağışıklık sistemi oluşturmanın önemli adımlarındandır” dedi. VM Medical Park Samsun Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Sena Pekşen, bağışıklık sistemi hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Bağışıklık sisteminin insan vücudunu hastalıklara karşı koruyan güçlü bir savunma sistemi olduğunu belirten Dyt. Pekşen, “Grip, soğuk algınlığı, yüksek ateş, boğaz ağrısı ve baş ağrısı gibi birçok hastalıkla savaşabilmek için güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak önemlidir. Bağışıklık sistemi, beslenme, egzersiz ve uyku kalitesine dikkat edilerek güçlendirilebilir” diye konuştu. “AKDENİZ TİPİ BESLENME BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ POZİTİF ETKİLER” Akdeniz tipi beslenmenin bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkileri olabileceğini vurgulayan Dyt. Sena Pekşen, “Akdeniz tipi beslenme, mikrobiyota çeşitliliğini artırır, probiyotik bakterileri sağlar ve bağışıklık sisteminin düzenli çalışmasını destekler. Renkli ve çeşitli yiyecekler tüketmek, güçlü bir bağışıklık sistemi oluşturmanın önemli adımlarındandır. Her yiyeceğin içerdiği fitokimyasal türü ve miktarı farklılık gösterir” şeklinde konuştu. Dyt. Pekşen, Akdeniz tipi beslenme için aşağıdaki besinleri bol miktarda tüketebileceğimiz besinleri şöyle sıraladı: “Sarımsak: Anti-mikrobiyal özelliklere sahip olan sarımsak, bağışıklık sistemini destekler. Zencefil: Anti-enflamatuvar özelliklere sahip olan zencefil, soğuk algınlığı gibi rahatsızlıklara karşı koruyucu etkiye sahiptir. Zerdeçal: Kurkumin adı verilen bileşen içeren zerdeçal, anti-kanser, anti-enflamatuvar ve anti-oksidan özelliklere sahiptir. Bal: Antitümör ve anti-modülatör etkilere sahip olan bal, bağışıklık sistemini destekler. Yaban mersini: Antioksidanlar açısından zengin olan yaban mersini, bağışıklık sistemini destekler. Balık: Somon, sardalye gibi yağlı balıklar omega-3 yağ asitleri bakımından zengindir ve bağışıklık sistemini destekler. C vitamini içeren besinler: Turunçgiller, kızılcık, kivi, maydanoz, ıspanak, karalahana, brokoli, renkli biberler gibi C vitamini içeren besinler bağışıklık sistemini güçlendirir. A vitamini içeren besinler: Havuç, kabak, tatlı patates gibi A vitamini içeren besinler bağışıklık sistemini destekler. Probiyotikler: Yoğurt, ayran gibi probiyotik bakteriler içeren besinler hem anti-enflamatuvar hem de anti-mikrobiyal etkilere sahiptir. Çinko içeren besinler: Çinko eksikliği alerjilere ve enfeksiyonlara yol açabilir. Yumurta, baklagiller ve çiğ kuruyemişler çinko açısından zengin besinlerdir ve beslenmeye eklenmelidir. Su: Vücut direncini artırmak ve bağışıklığı güçlendirmek için günde en az 2 litre su tüketmek önemlidir.” Dyt. Pekşen, “Bu besinleri dengeli bir şekilde tüketmek, bağışıklık sistemini destekleyebilir ve hastalıklara karşı direncinizi artırabilir” dedi. ÖKSÜRÜĞE İYİ GELEN ÇAY TARİFİ Dyt. Pekşen, öksürüğü geçirmeye yardımcı çay tarifini ise şu şekilde paylaştı: “Malzemeler: Bir çay kaşığı toz zencefil, bir çay kaşığı toz zerdeçal, bir tatlı kaşığı bal, bir bardak ılık su, yarım limon. Yapılışı: Öksürüğü geçirmeye yardımcı olması için, zencefil, zerdeçal ve balı karıştırın ve sıcak su ekleyerek çözdürün. İçine dilimlenmiş limonları ilave edin. Bu çayı tüketerek öksürüğünüzü hafifletebilirsiniz. Unutmayın, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek ve dengeli beslenmek, bağışıklık sisteminizi güçlendirmenin önemli adımlarıdır.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.