Suriyeli göçmenler, ülkelerinde 13 yıl süren iç savaş nedeniyle sefalet dolu bir yaşam sürdü
Türkiye'ye sınırı olan ülkelerden Suriye'deki iç savaş, Mart 2011'de Arap ülkelerindeki hareketlilikten etkilenen lise öğrencilerinin Dera'da bir duvara Beşar Esad'a yönelik "Senin sıran da geldi, doktor" yazmasıyla başladı. Beşar Esed, asıl mesleği göz doktorluğu olduğu için bu lakapla tanınıyordu.
Yazıyı yazan öğrencilerin gözaltına alınması ve ailelerine şiddet uygulanması sonrası onlarca sivilin hayatını kaybettiği olaylar, ülke geneline yayıldı. İç savaş günleri de ülkede böylece başlamış oldu. 2011 yılında nüfusu 22 milyon olan ülkede, 13 yılda 600 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Yaklaşık 6,5 milyon Suriyeli ülke içinde yerinden oldu, neredeyse 6 milyon kişi de sığınmacı konumuna düştü. Binlerce kişinin yaralandığı, ekonomik kaybın milyonlarca doları bulduğu Suriye’de, yine milyonlarca insan geçim kaynaklarını yitirdi.
Kurşun ve bombaların hedefi olan evlerini terk etmek zorunda kalan Suriye halkı, başta Türkiye olmak üzere Lübnan, Irak, Ürdün, Mısır ve bazı Avrupa ülkelerine sığındı. Türkiye’de bulunan yüz binlerce Suriyeliden yüzlercesi, Avrupa ülkelerine geçmek üzere zaman zaman sınıra akın etti.
Suriye’deki iç savaşın faturası, insani, ekonomik ve siyasi bakımdan ağır oldu. Farklı ülkelerin de müdahil olmasıyla içinden çıkılmaz bir hal alan Suriye’deki iç savaş, her savaşta olduğu gibi en çok çocuklar, kadınlar ve yaşlıları derinden etkiledi. Ülkelerindeki farklı sınır bölgelerinde kurulan çadırlarda aylarca barınan Suriyeliler, beslenme, sağlık ve temizlik gibi temel sorunlarla da mücadele etti. Bazıları da, buralarda yaşamlarını kaybetti. Örneğin, güvenli bölge olduğu için İdlib kentine bağlı Atme kasabası yakınında Türkiye sınırında kurulan çadırlara gelen Suriyelilerin sayısının, Hatay'ın Reyhanlı ilçesi nüfusunu katladığı da oldu.
Türk Kızılay’ı tarafından günlük kumanya, ekmek ve su ile belirli aralıklarla un, giysi ve tıbbi malzeme yardımı yapılan, bazı yardım kuruluşlarının gıda yardımında bulunduğu sefaletin pençesindeki Suriyeliler, olayların sona ermesi ve evlerine dönmenin hayaliyle günlerini geçirmeye başladı.
Çadır ve konteyner kentlerde kaldılar
Türkiye’ye gelebilen Suriyeli ailelerden birçoğu kurulan çadır ve konteyner kentlerde kendilerine sunulan hizmetlerden yararlanma şansı bulurken, maddi imkânı olanlardan bazıları da Türkiye'de kiralık ev tuttu. Ne kadar süreceği belli olmayan savaşın bir an önce bitmesi için dua eden Suriyelilere, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından milyarlarca dolarlık insanı yardımlar sağlandı.
Suriyelilere verilen hizmetler
AFAD barınma merkezlerindeki Suriyelilere, market, ısınma, güvenlik, ibadet, altyapı, haberleşme, itfaiye, tercümanlık, psiko-sosyal destek ve bankacılık hizmetleri de verilip, çamaşırhane, bulaşıkhane ve duş ihtiyaçları da karşılandı. İnsani ihtiyaçların dışında sosyal ihtiyaçlarına yönelik çabalar da gösterilen Suriyeliler, Rejim karşıtı güçlerin 2 hafta süren ilerlemesiyle kontrolü ele aldığı Suriye'de Bass rejiminin sona ermesiyle rahat bir nefes aldı.
61 yıllık Arap Sosyalist Baas Partisi döneminin sona ermesi ve rejimin son varisi Beşar Esed'in ailesiyle ülkeden kaçtığını öğrenen Suriyeliler, sığınmacı oldukları Türkiye ve diğer ülkelerde, kutlama gösterilerine başladı. Türkiye'de yaşayan Suriyeliler de geçiş için Cilvegözü Sınır Kapısı'na akın etti. Yaşanan bu gelişmelerin ardından özelikle Türkiye’deki Suriyelilerin tamamının ülkelerine dönüp dönmeyecekleri merakla beklenmeye başladı.