TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

# Baş Ağrısı

İLKHABER-Gazetesi - Baş Ağrısı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Baş Ağrısı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

 Sıcak havalarda baş ağrısına dikkat Haber

 Sıcak havalarda baş ağrısına dikkat

Hava sıcaklarının giderek artması ile birlikte kendini gösteren sağlık sorunları arasında baş ağrısı ilk sırada yer alıyor. Baş ağrısından korunmak için önlemleri aktaran Nöroloji Uzmanı Dr. Özden Yener Çakmak, “Mevsimsel özellikler, migren ve gerilim tipi baş ağrılarının artmasına veya azalmasına neden olabilmektedir. Yaz aylarında artan baş ağrıları bu durumun en somut örneklerindendir.” dedi. Antalya gibi aşırı sıcaklık ve nem ile ani hava değişimleri gelişen bölgeler, değişimlere duyarlı kişilerde baş ağrısı ve migreni tetikliyor. Ayrıca vücut ısısını yükselten fiziksel aktiviteler sırasında ısı kaynaklı baş ağrısı oluşabilir. Sıvı içmek ve güneşe maruz kalmaktan kaçınmak gibi tedaviler ve önleyici adımlar ile baş ağrılarından korunmak ve şikayetleri hafifletmek mümkün. Memorial Antalya Hastanesi Nöroloji Bölümü'nden Uzm. Dr. Özden Yener Çakmak sıcak havalarda baş ağrısı ve tedavisi hakkında bilgi verdi. "Kadınları daha çok etkiliyor" Uzm. Dr. Özden Yener Çakmak, baş ağrısının bazen kişinin tüm hayatı boyunca zaman zaman yaşadığı bir şikayet olabiliyorken; bazı kişiler için bir hastalığın belirtisi veya hastalığa eşlik eden bir durum olarak ortaya çıktığını ifade etti. Çakmak, “Özellikle kadınlarda daha sık rastlanan migren tipi baş ağrıları ve yine hastalarda ciddi yakınmalara sebep olan gerilim tipi ağrılar, hastaları yaşam boyu etkileyebilmektedir. Bu tür ağrılar başka bir hastalığa eşlik etmezken, ağrıya zemin hazırlayan etkenlerin varlığı unutulmamalıdır. Bunlar; stres, açlık ve uykusuzluğun yanı sıra; mevsimsel etkenler olarak sıralanabilir” diye konuştu. “Klima kullanımı, baş ağrısına yok açabilir” Uzm. Dr. Özden Yener Çakmak, şöyle devam etti: “Mevsimsel özellikler migren ve gerilim tipi baş ağrılarının artmasına veya azalmasına neden olabilmektedir. Yaz aylarında artan baş ağrıları bu durumun en somut örneklerindendir. Bu alanda yapılan bilimsel çalışmalar, havanın ısınmasıyla damarların genişlediğini ve buna bağlı olarak baş ağrılarının da artığını göstermektedir. Öte yandan, baş ağrılarını kronik şekilde yaşayan kişiler çoğu zaman sıcakların bu etkisinin farkına bile varmazlar. Ayrıca sıcaklar nedeniyle artan klima kullanımı ağrıları olumsuz etkileyen bir başka etkendir. Klimalı ortamda uzun süre bulunmak baş ağrılarını tetikleyen durumlar arasında yer almaktadır.” "Baş ağrısından korunmak için bu önlemleri alın" Yaz sıcaklarında daha fazla hissedilmeye başlanan baş ağrılarının bir dizi önlem alınarak hafifletileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Özden Yener Çakmak, alınabilecek önlemleri şu şekilde sıraladı: “Gün boyunca bol miktarda sıvı tüketin, aşırı güneşe maruz kalmaktan kaçının, gölgeli alanlarda düzenli molalar vermeye özen gösterin, polarize güneş gözlüğü takın, koku baş ağrısını tetikleyebileceği için, kokusuz güneş kremi ve losyonlar tercih edin, aşırı sıcakta egzersiz yapmayın, yeme düzenine özen gösterin, aşırı sıcaklarda alkol tüketmemeye çalışın, çok sıcak bir ortamdan, klimatize edilmiş soğuk bir ortama ani geçiş yapmayın, klimalı ortamlarda soğuk havaya doğrudan maruz kalmayın.” "Etkin tedavilerle ağrılar son buluyor" Baş ağrısının kişinin yaşamını kısıtlar boyuta ulaşıyorsa, uzman doktora başvurması gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Özden Yener Çakmak, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Gerilim tipi baş ağrıları için depresyon tedavisine yönelik ilaçlar faydalı olabiliyorken; migren tedavisinde ilk basamak, hastanın tetikleyicilerden mümkün olduğunca uzak durmasıdır. Uyku ve beslenmenin düzenlenmesinin yanı sıra; düzenli egzersizler ile mevsim değişikliklerine karşı alınan önlemler, şikayetlerin azalmasına yardımcı olacaktır. Bu tür önlemlere rağmen ataklar sıklıkla devam ediyorsa, hastaya atak sıklığını azaltıcı ilaç tedavisi uygulanmalıdır. Migren tedavisinde kullanılan ilaçların sırayla denenmesi gerekebilir. Bu aşamada hastaların sabırla tedavilerini sürdürmesi ve doktorlarıyla devamlı bağlantı halinde kalmaları önemlidir.”

Prof. Dr. Neyal: Her yaşta ortaya çıkabilen migren toplumda çok sık görülmektedir Haber

Prof. Dr. Neyal: Her yaşta ortaya çıkabilen migren toplumda çok sık görülmektedir

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Münife Neyal, her yaşta ortaya çıkabilen migrenin toplumda oldukça sık görüldüğünü söyledi. Prof. Dr. Neyal, migrenin, ataklar şeklinde gelen, kendine özgü belirtileri bulunan baş ağrısı dönemleri ile karakterize bir durum olduğuna dikkat çekti. “Ağrının geldiğini haber veren belirtiler vardır” Migrenin kişisel yatkınlık zemininde ortaya çıktığına ve başka bir hastalığa bağlı olmadığına vurgu yapan Prof. Dr. Neyal, “Çoğu hastada ağrı başka bir uyarı olmaksızın başlar, ancak bazı hastalarda ağrı başlamadan önce ortaya çıkar. Ağrının geldiğini haber veren belirtiler vardır” dedi. Migren tanısının hastadan alınan tıbbi öykü ve muayene ile konulduğunu belirten Prof. Dr. Neyal, “Ağrının ne kadar zamandır olduğu, ataklarla gelip gelmediği, sıklığı, bir atağın süresi, ağrının karakteri, başladığı bölge, başlama, ilerleme ve sonlanma özellikleri, ağrıyla birlikte bulunan durumlar, ortaya çıkmasını kolaylaştıran faktörler gibi birçok özellik ağrının migren özelliklerine sahip olup olmadığını gösterir” değerlendirmesini yaptı. “Erken dönemde ilaç alınmamışsa sonraki saatlerde zonklayıcı karakter kazanır ve çok şiddetli hale gelir” Migren ataklarında ağrı başlarken hafif veya orta şiddette olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Neyal, şu şekilde devam etti: “Erken dönemde ilaç alınmamışsa sonraki saatlerde zonklayıcı karakter kazanır ve çok şiddetli hale gelir. Eğilmek, kalkmak, öksürmek, başı sallamak gibi herhangi bir fiziksel aktivite yapılması baş ağrısını çok şiddetlendirebilir. Kişiler bunu bazen ‘öne eğildiğimde beynim dışarı akacak gibi hissediyorum’ şeklinde ifade ederler. Ağrı aynı kişinin farklı ataklarında bazen sağ, bazen soldan olmak üzere tek taraflı başlayabilir.” “İlaç alınmamış bir atak dönemi en az 4 saat en çok 72 saat sürer ancak büyük çoğunlukla 24 saati aşmaz” Ataklarda ışık ve sesten aşırı rahatsız olma, bulantı veya kusma da görüldüğünün altını çizen Prof. Dr. Neyal, şu bilgileri paylaştı: “Kokulara karşı şiddetli duyarlılık olabilir. Huzursuzluk, iştahsızlık, isteksizlik, hareketlerin beceriksizleşmesi, bağırsak hareketlerinde değişiklikler, dikkat dağınıklığı, konuşurken doğru kelimeleri bulmada zorluk gibi farklı belirtiler ortaya çıkabilir. Bu belirtilerin her hastada hatta aynı kişinin bütün ataklarında ortaya çıkması gerekmez. İlaç alınmamış bir atak dönemi en az 4 saat en çok 72 saat sürer ancak büyük çoğunlukla 24 saati aşmaz.” “Baş ağrısının sıklığı, şiddeti ya da karakteri değişirse mutlaka bir nöroloji uzmanına başvurmak gerekir” Migren atağının ortaya çıkmasını kolaylaştıran durumlara değinen Prof. Dr. Neyal, sözlerini şu şekilde devam etti: “Açlık, uyku düzen değişiklikleri (Alışılandan az ya da çok uyumak), parlak ışıklar, ağır kokular gibi şiddetli duyusal uyaranlara maruz kalmak, sigara içmek veya içilen ortamlarda bulunmak, raf ömrünü uzatan bazı maddeleri barındıran yiyecek ve içecekler, alkol (Özellikle fermente içkiler), işlenmiş veya konserve yapılmış etler vb. yiyecekler, doğum kontrol hapları gibi bazı ilaçların kullanılması atağın ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir.  Kişilerin ataklarını kolaylaştıran durumları fark ederek, uzak durmaları atak sayısını azaltacaktır. Baş ağrısının sıklığı, şiddeti ya da karakteri değişirse mutlaka bir nöroloji uzmanına başvurmak gerekir. Bu durumda ayırıcı tanı açısından hastaların tekrar değerlendirilmesi gerekir. Eğer baş ağrısına neden olabilecek başka bir hastalık gelişmişse bunun tedavisine öncelik verilir.” “Tedavi sırasında hastaların düzenli takibi ve tedavi etkinliğinin değerlendirilmesi önemli” Prof. Dr. Neyal, “Tedavini amacı atakların şiddet ve sıklığını azaltarak yaşam kalitesini ve özel yaşam, iş ve okulda günlük işlevselliği artırmaktır. Tedavi yanıtında kişisel faktörler önemlidir. Aynı ilaçtan bazı hastalar daha düşük dozda fayda görürken, bazıları daha yüksek dozda fayda görür. Tedavi sırasında hastaların düzenli takibi ve tedavi etkinliğinin değerlendirilmesi, bireysel doz ayarlamaları tedavi başarısında önemlidir” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.