SON DAKİKA
Hava Durumu

#bal üretimi

İLKHABER-Gazetesi - bal üretimi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, bal üretimi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kuraklık ve tarımsal ilaçlama, arıcılığı tehdit ediyor Haber

Kuraklık ve tarımsal ilaçlama, arıcılığı tehdit ediyor

Kuraklık ve tarımsal ilaçlama, arıcılığı olumsuz şekilde etkileyen iki önemli faktörlerin başında geliyor. Kuraklık, bitkilerin suya olan ihtiyacını artırarak nektar üretimini düşürüp, arıların beslenmesini zorlaştırıyor. Bu durum bitkilerde çiçeklenme süresini kısaltıp polen üretimini azaltırken, tarımsal ilaçlama ise özellikle pestisitlerin kullanımıyla arıların sağlığını tehdit ediyor. Uzmanlar, "Pestisitler, arıların sinir sistemini etkileyerek ölümüne veya yön bulma yeteneklerini kaybetmelerine neden oluyor. Kuraklık ve tarımsal ilaçlama faktörleri birleştiğinde, arıların hayatta kalma oranı düşüyor ve bu da popülasyonun azalmasına yol açıyor" diyor. Doğa Derneği’nin girişimi Yavaş Dükkan da, Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde doğa kültürünü yaşatan, biyolojik çeşitliliği koruyan ve zehirsiz üretim yapan küçük üreticilerle çalışıyor.  Bu üreticilerden biri olan ve Ankara Beypazarı Kargı Köyü’nde arıcılık yapan Ali Dinçer, iklim değişikliğinden kaynaklanan kuraklık ve tarımsal ilaçlamanın zararlarına dikkati çekiyor. Kekiklerin, meşelerin, ardıçların olduğu el değmemiş bozkırlarda, arılara herhangi bir ek gıda vermeden bozkır balı üreten Ali Dinçer, kuraklık ve tarımsal ilaçlama konusunda yaşanan sıkıntıları şöyle dile getirdi: "Seneler önce abim ile eniştem Sakarya Nehri kenarında bir arı buldu. Babam da o arıya bakarak çoğalttı. Arıcılığa o şekilde başlamış olduk. Arıcılık Beypazarı'nda şimdi azalıyor. Eski arıcılık yok. Yüzde 80 iklim değişikliği çok etkiliyor. En büyük sıkıntımız kuraklık, ikinci sırada da tarım ilaçlama. Hiç yağmur yağmadı. Ortalık birden kurudu. Bal sezonuna geçtiğimizin sıralarda kuraklık olunca, bal da beklenen düzeyde olmadı. Piyasada çok sahte bal olduğu için bizim ürettiğimiz balları biraz değerinden düşük vermek zorunda kalıyoruz." Doğa Derneği yetkilileri de Beypazarı'nın güneyindeki vadilerde ve Sakarya Nehri'nin kollarında çok sınırlı sayıda kalmış olan yerli arı türleriyle gerçekleştirilen arıcılık çalışmalarını desteklediklerini ifade etti. Doğa Derneği yetkilileri, şunları kaydetti: "Beypazarı bölgesindeki bozkırlarda elde edilen ballar Doğa Derneği'nin dükkanı olan Yavaş Dükkanda satılarak, tekrar derneğimizin koruma çalışmalarına destek oluyor. Böylece hem Doğa Derneği bu bölgeyi korurken, bu bölge de Doğa Derneği'nin çalışmalarını koruyor. Doğa Derneği, Beypazarı bölgesindeki üreticilerle birlikte buradaki yaşamın sürmesi için iş birliği halinde çalışmalarına devam ediyor. Herkes, Yavaş Dükkandan bozkır balınızdan satın alınarak hem Doğa Derneği hem bu bölgedeki yerel üreticileri hem de burada yaşama savaşı veren arıları ve buradaki ekosistemdeki diğer türleri korumaya destek olabilir.”

Tarım ve Orman Bakan Yumaklı: 2022 yılında 750 olan bal ormanı sayımız, 2023 yılında 796'ya ulaştı Haber

Tarım ve Orman Bakan Yumaklı: 2022 yılında 750 olan bal ormanı sayımız, 2023 yılında 796'ya ulaştı

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, sahip olduğu coğrafi konum ve biyoçeşitlilik dolayısıyla dünya ballı bitkiler florasının yüzde 75’ine sahip olan Türkiye’nin, bal üretiminde dünyada ikinci sırada bulunduğuna dikkati çekerek, dünyadaki çam balı üretiminin yüzde 90’ının da Türkiye’de gerçekleştiğinin altını çizdi. Son 22 yılda arıcılığın geliştirilmesi ve bal üretiminin artırılması amacıyla çok sayıda projenin hayata geçirildiğini anımsatan Yumaklı, bu kapsamda, Bakanlığa bağlı Hayvancılık Genel Müdürlüğünün hizmete sunduğu Türkiye Arıcılık Haritası internet sitesinin üreticiler için önemli bir dijital rehber olduğunu vurguladı. Bakan Yumaklı, “TarımCebimde” mobil uygulamasından da ulaşılabilen Türkiye Arıcılık Haritası internet sitesinde arıcılıkla ilgili birçok veri ve istatistiki bilgi bulunduğuna işaret ederek, “Ülkemiz geneli ve illere göre ayrı ayrı hazırlanan haritamız, renk skalası ile belirtilmiş üretici sayısı, kovan sayısı, bal üretimi ve kovan başı bal verimi gibi bilgiler içeriyor. Haritada ayrıca, ülkemiz genelinde üretimi yapılan bal çeşitleri ve bu balların illere göre dağılımı, illerde en çok üretimi yapılan bal çeşitleri, tescil edilmiş coğrafi işaretli ballar, damızlık ana arı üreten iller ve kapasiteleri, damızlık ana arıların ırk özellikleri ve tescilleri, bombus arısı üreten iller ve kapasiteleri de yer alıyor” değerlendirmesinde bulundu. Zaman zaman yeni bilgiler eklenen Türkiye Arıcılık Haritası’nın 2023 verileri ile güncellendiğini bildiren Yumaklı, şu bilgileri aktardı: "2023 TÜİK verilerine göre 9,2 milyon adet kovan varlığına sahip olan ülkemizde yıllık bal üretimi 115 bin ton, ortalama kovan başı verim ise 12,5 kilogram düzeyinde bulunuyor. 2002 yılında 74 bin ton olan bal üretimimiz, Bakanlığımızın çalışmaları sonucu 2023 yılında yüzde 54 artışla 115 bin tona, 4,1 milyon olan arılı kovan sayımız ise yüzde 122 artışla 9,2 milyona yükseldi. Muğla, Ordu, Adana, Mersin ve İzmir en fazla kovana sahip illerimiz arasında yer alıyor. Kovan başına en fazla verim Ordu’da gerçekleştirilirken, bu ilimizi Adana, Çanakkale, Sivas ve Kars takip ediyor. En fazla bal üretimi Ordu, Adana, Muğla, Sivas ve İzmir illerimizde yapılıyor. Muğla, Sivas, Antalya, İzmir ve Ordu en fazla arıcılık işletme sayısına sahip illerimiz olarak ön plana çıkıyor." Türkiye Arıcılık Haritası’nda güncellenen verilerden birinin de bal ormanı sayısı olduğunu vurgulayan Yumaklı, “2022 yılında 750 olan bal ormanı sayımız, 2023 yılında 796’ya ulaştı. Buna göre, ülkemiz genelinde toplam 1 milyon 6 bin 183 kovan kapasitesine sahip 95 bin 283 hektarlık alanı kaplayan 796 adet bal ormanımız bulunuyor” ifadelerini kullandı. Bakan Yumaklı, yapılan güncelleme ile Türkiye Arıcılık Haritası’na yeni coğrafi işaret alan ballar ile damızlık ana arı üreten illerin de eklendiğini belirterek, “Ülkemizde coğrafi işaret alan 29 adet tescilli bal çeşidi bulunurken, 27 bal da başvuru aşamasında tescil almayı bekliyor. Ardahan, Ankara, Çorum, Artvin, Muğla, Ordu, Ankara, İzmir, Mersin ve Düzce illerimizde de damızlık ana arı üretimi yapılıyor” bilgisini verdi. "Bal üreticilerimize desteklerimiz sürecek" Tüm bu çalışmaları, arıcılık ile uğraşan üreticilerin ülkenin sahip olduğu kapasiteyi daha yakından tanıyarak bilgi sahibi olmaları amacıyla yürüttüklerini vurgulayan Yumaklı, şunları kaydetti: "Bal ve diğer arı ürünlerinin üretiminde verimliliğimizi daha da ileriye taşımaya yönelik projeler geliştirmeye, desteklerimizi artırmaya devam edeceğiz. 2023 yılında 80 bin 479 arıcımıza 473 milyon 22 bin TL destekleme ödemesinde bulunduk. Bu minvalde, güncellenen Türkiye Arıcılık Haritamızın üreticilerimiz için her yönden yol gösterici olmasını ve üretimlerine güç katmasını temenni ediyorum."

Mersin'de bankacılık kariyerinden arıcılığa geçiş yapan Barbaros Yeşilgün: Doğal bal üretmek için kararımı verdim Haber

Mersin'de bankacılık kariyerinden arıcılığa geçiş yapan Barbaros Yeşilgün: Doğal bal üretmek için kararımı verdim

Mersinli 36 yaşındaki Barbaros Yeşilgün, uzun yıllar finans sektöründe çalıştı. Bu süreçte evlenen iki çocuk sahibi Yeşilgün, bir yandan bankada yönetici olarak çalışırken, diğer yandan da doğal yaşam arayışı içerisine girdi. Bu sırada hafta sonları hobi olarak arıcılık yapan Yeşilgün, bir süre daha devam ettiği 'beyaz yakalı' olarak nitelendirilen işinden ayrılarak arıcılık yapmaya başladı. "3-5 kovanla başladığım bu serüveni 250 kovana kadar yükselttik" Mezitli ilçesine bağlı Kuyuluk mevkiinde arıcılık yapan Yeşilgün, şu anda 250 kovanla Toros Dağları'nda bal üretimi yaptığını söyledi. Yaklaşık 9 yıldır arıcılık yaptığını belirten Yeşilgün, Mersin'de arıcılık yapan birçok işletme bulunduğunu ifade etti. Bunların büyük bir bölümünün gezgin arıcı olduğunu dile getiren Yeşilgün, "Biz de bu gezgin arıcılardan biriyiz. Bu kararı vermemde en büyük faktör öncelikle çocuklarıma doğal bal üretmekti. 3-5 kovanla başladığım bu serüveni kademeli olarak 40-50 kovan derken 250 kovana kadar yükselttik" diye konuştu. "İşletmemizi de büyüttük, gelirimiz de bizlere yeter oldu" Yeşilgün, bankada yönetici pozisyonunda çalıştığı dönemde ciddi bir maaş aldığını belirtti. Aldığı ayrılık kararının ardından maaş anlamında ilk etapta panik yaşadığını anlatan Yeşilgün, "Çünkü arıcılık sektöründe bir sene boyunca mücadele edip bir kere hasat edebiliyorsunuz. Senede bir defa gelir sağlıyorsunuz. Bu sağladığınız gelirle de bir sene boyunca geçinmeniz gerekiyor. Aylık bir gelir elde eden biri olarak bu şekilde bir gelir türüne geçince ilk önce bir panik yaşadık ama sonrasında arılarımız bizi hiçbir şekilde eli boş göndermediği için dağlardan elde ettiğimiz gelirle ciddi anlamda işletmemizi de büyüttük, gelirimiz de bizlere yeter oldu" dedi. Arıcılığın bazı yıllar verimli, bazı yıllar ise daha az verimli bir sektör olduğunu vurgulayan Yeşilgün, bu nedenle 'ak akçe kara gün içindir' düşüncesiyle yaşamak gerektiğine işaret ederek, "Mesela iki sene önce çok yüksek bal tonajı oldu, iyi bir gelir elde ettik. Ama bir önceki yıl çok az tonaj oldu ve kemer sıkmak zorunda kaldık. Fakat totalde baktığımız zaman bankacılık hayatında elde ettiğim gelirden daha yüksek bir gelir elde ettiğimi açıkça ifade edebilirim" diye konuştu. "En büyük avantajımız doğal hayatta yaşamamızdır" Arıcılığa başladıktan sonra hayatında yaşanan değişimden de bahseden Yeşilgün, şöyle devam etti: "Önce şehrin kalabalık trafiğinden, gürültüsünden, egzoz gazlarından, kirliliğinden uzak kalmak olağanüstü bir duygu. Her sabah barakamın önünde çiçeklerin arasında, arılarımın sesleriyle uyanıyorum. En önemlisi sağlıklı bir hayat sürüyorum, temiz havadayım. Sürekli yaylalarda temiz, doğal sular içiyoruz, doğal besleniyoruz. Ve en büyük karımız aslında bizim mutlu, huzurlu ve sağlıklı yaşamamız. Yani maddiyat bizim işte ikinci planda. Yapmış olduğumuz bu işte en büyük avantajımız doğal hayatta yaşamamızdır." "Kendimi akvaryumun içerisinde yaşıyor gibi nitelendiriyordum" Uzun yıllar bankacılık yapmış biri olarak kendisini 'akvaryumun içerisinde yaşıyormuş' gibi nitelendiren Yeşilgün, "Her sabah bankaya gelip bir camekanın içerisinde müşterilerimi ağırlıyordum" dedi. Kendisi gibi doğal yaşamı seçmek isteyenlere tavsiyelerde bulunan Yeşilgün, şunları kaydetti: "Herkese tavsiye ederim. Böyle beyaz yakalı olup da 'ben bir şeyler yapmak istiyorum, artık kendi işimi yapacağım, doğal hayata geçeceğim' diyen arkadaşlar kesinlikle korkmasınlar. Ama şu da var; öncesinde benim bankacılık hayatımda yaptığım gibi bu işi iyi bilen bazı üreticilerin yanında hafta sonları kendilerini geliştirsinler. Hangi sektörde, hangi meslek dalında olursa olsun, hafta sonlarında bu tarz aktivitelerde bulunarak, kişisel kabiliyetlerini geliştirsinler. Bu kabiliyetlerini geliştirdikten sonra kendi işletmelerini kuracak güveni zaten yakalayacaklardır. Bu kararın akabinde de işlerine dört elle sarılsınlar ve görecekler ki çok mutlu ve çok iyi kazançlar elde edecekler. Kesinlikle korkmamalarını tavsiye ediyorum."

Adana'da bal üretimine yönelik projeler hem kovanları hem rekolteyi artırdı Haber

Adana'da bal üretimine yönelik projeler hem kovanları hem rekolteyi artırdı

ADANA (AA) - EREN BOZKURT - Türkiye'de bal üretiminde ilk sırada yer alan Adana'da arıcılar için geliştirilen projeler, kovan sayısının 491 bin 958'e, rekoltenin de 12 bin 527 tona çıkmasını sağladı.Kovan başına 25,6 kilogramlık bal verimiyle zirvede bulunan kentte, ürün veriminin ve kalitesinin artırılmasına yönelik projeler geliştirildi.İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün çalışmaları kapsamında gezici arıcılara yaşam konteynerleri ve güneş enerjisi panelleri ulaştırıldı.Üreticiler için yıl boyunca eğitimler düzenleyen ekipler, arı kovanı ve ilaç dağıtımı da yaptı.Projeler sayesinde kent genelinde 2018'de 461 bin 987 olan kovan sayısı geçen yıl 491 bin 958'e, 10 bin 941 tonluk üretim de 12 bin 527 tona yükseldi.Çalışmalar, 2020'de bal üretiminde ikinci sırada yer alan Adana'nın, hem 2021 hem de 2022'de ilk sıraya çıkmasını sağladı.- "Eğitimlerin karşılığını almaya başladık"İl Tarım ve Orman Müdürü Muhammet Ali Tekin, AA muhabirine, kentte arıcılıkla uğraşan 2 bin 500'e yakın üretici bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti:"Özellikle bal verimini etkileyen faktörlerin ortadan kaldırılması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Kovan içi bakımı, arı hastalıkları ve bal üretimiyle ilgili arıcılarımıza sürekli eğitim veriyoruz. Kovanı eksik olanlara kovan veriyor, güneş enerjisi panelleri ulaştırıyoruz. Veteriner hekimlerimiz yılda en az iki kere arıcıların kovanlarını kontrol ediyor. Hastalık teşhisi varsa ona göre hareket ediyoruz. Eğitimlerin karşılığını da yavaş yavaş almaya başladık. Hem kovan başı üretimde hem de rekolte anlamında Türkiye'de en ön sırada yer alıyoruz."Tekin, bal sağımının yanı sıra ürünlerin işlenmesinin de önem taşıdığını ifade ederek, "Şu anda balı işleyip piyasaya süren 9 firmamız var. Bu, ürünlerimizin katma değeri ve arıcılarımızın ürettikleri üründen para kazanması için önemli." diye konuştu.Adana'nın iklim avantajının yıl boyu üretime olanak sunduğunu aktaran Tekin, "Narenciye çiçeklerinin açmasıyla bal üretimi başlıyor. İyi çalışan, arısına iyi bakan üretici yılda 3 hasat yapabilir." dedi.İl Tarım ve Orman Müdürü Tekin, arıcılıkta yakalanan ivmenin sürdürülmesi için projelere devam edeceklerini kaydetti.- Üretim her geçen yıl arttıKentte son 5 yıldaki kovan sayısı ve bal rekoltesi şöyle oluştu:YılKovanRekolte (Ton)2018461.98710.9412019469.93811.0772020481.55712.1722021481.87812.3362022491.95812.527

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İLKHABER-Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.