TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ayasofya Camii

İLKHABER-Gazetesi - Ayasofya Camii haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ayasofya Camii haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ayasofya Camii’nde Cuma hutbesini Filistin için okudu Haber

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ayasofya Camii’nde Cuma hutbesini Filistin için okudu

Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Ali Erbaş Cuma namazını Ayasofya Camii’nde kıldırdı. Erbaş, hutbeyi okumak için minbere elinde kılıç ile çıktı. İsrail’in Filistin’e yaptığı saldırıları konu alan “Rahmet ve Sekinet Müjdesi: İnşirah Suresi” başlıklı Cuma hutbesini okudu. Hutbesinde tüm insanlığa seslenen Erbaş, mazlumun yanında durma çağrısı yaptı. “Bir ferahlık mutlaka gelecektir” Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Bizler inanıyoruz ki her hüznün ardından bir sevinç, her sıkıntının ardından bir ferahlık mutlaka gelecektir. Zira Cenâb-ı Hak, peygamberleri ve inananları hiçbir zaman yalnız bırakmamıştır. Onları, zalimlerin ve düşmanların insafına asla terk etmemiştir. Hz. Nuh’u tufanın helakinden, Hz. İbrahim’i Nemrut’un ateşinden, Hz. Musa’yı Firavun’un zulmünden, Hz. Yusuf’u zindanın karanlığından kurtarmıştır. Ve nihayet, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’i inkârcıların türlü eza ve cefasından felaha çıkarmış, ona nice fetih kapıları açmıştır” diye konuştu. “Masum insanlar vahşice katlediliyor” İnsanlık tarihinin şahit olduğu en büyük zulümlerden birinin Gazze’de yaşandığını söyleyen Erbaş, “Bebek, çocuk, kadın, yaşlı demeden masum insanlar vahşice katlediliyor. Evler, camiler, okullar ve hatta hastaneler acımasızca bombalanıyor. Bütün dünyanın gözü önünde büyük bir insanlık suçu işleniyor. Binlerce masum insan aynı anda can verirken insaf ve vicdanını kaybetmiş dünya bu soykırımı sadece seyrediyor. Mazlumun ırkına, diline ve dinine bakılmaz. Zalim Müslüman mazlum gayri müslim olsa bile bizim inancımız dinine ırkına bakmadan zalime karşı mazlumun hakkını korumayı, onun yanında yer almayı emreder. Gayrimüslim mazlumun hakkını zalim Müslümana karşı korur” dedi. “Zulümle abad olanın sonu berbat olur”” Tüm insanlığa seslenen Erbaş, “Buradan, mazlumların hamisi Fatih Sultan Mehmet’in bize emaneti Ayasofya minberinden Tüm insanlığa sesleniyorum ve herkesi zalimin karşısında mazlumun yanında olmaya davet ediyorum. Unutmayın, tarihten ders alın. Zulümle abad olanın sonu berbat olur” dedi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş Hutbeyi elinde kılıç ile verdi Bir rivayete göre Hz. Ömer'in bu geleneği uyguladığını belirten Kazıcı, "Müslüman devletler, bir şehri savaşla fethettikten sonra oranın en büyük yerlerinde kılıçla hutbe okuturdu. Kılıçla hutbe geleneği oranın savaşla fethedildiği anlamına geliyor" dedi. Osmanlıda da kılıçla hutbeye çıkma geleneği vardı Kazıcı, Osmanlı döneminde de padişahların tahta çıkma törenlerini cuma günü yaptığını ve padişahların ilk hutbeyi kılıçla okuduğunu söyleyerek, şöyle konuştu: "Bu, bütün hükümdarlara da ait bir gelenektir. Dini manada herhangi bir özelliği yok ama gelenek olarak bir hatırlatma manasında böyle bir uygulama söz konusudur. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da Ayasofya'da ilk cuma hutbesine kılıçla çıktı. Burada verilen mesaj; Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin yeniden camiye çevrildiğinin bir ifadesi ve fethe bir mesajdır. Ayasofya'nın yeniden camiye dönüştürülmüş olması sadece Türkiye için değil, bütün bir İslam dünyası için önemli bir gelişmedir." Tarihçi-Yazar Ahmet Anapalı ise İslam hukukunda savaşta bir yerin anlaşarak teslim alınması durumunda o yerin, camiye dönüştürülmediğini belirtti. "Ayasofya savaşarak alındığı için kılıç hakkıdır" Savaşarak alınan yerlere ise devletin zimmetli emaneti muamelesi yapıldığını anlatan Anapalı, "Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u savaşarak aldığı için dilediği bir yeri 'bu benim kılıç hakkım' diyerek ganimetinden sayıp kendi malı yapabilir. Fatih Sultan Mehmet Ayasofya için ganimet olarak 'kılıç hakkım' demiştir" dedi. Ahmet Anapalı, İstanbul fethedilirken Karagümrük'ten Beyazıt'a kadar savaş yapıldığını vurgulayarak, şunları söyledi: "Osmanlı Devleti, bu yerleri savaşarak, sokak sokak aldı. Bu yüzden Karagümrük ve Beyazıt tarafındaki bütün kliseleri camiye çevirdi. Mevcut Balat'taki kliseler ise Osmanlı zamanında yapılan kliselerdir. Kocamustafapaşa'dan Kumkapı'ya kadar olan yerlerde onlarca klise var. Bunların hiçbiri camiye dönüştürülmedi. Çünkü bu bölgeler savaşmadan teslim oldu ve anahtarını verdiler. Bu bölgede bulunan kliselere el koyamazsın hukuki olarak. Ayasofya savaşarak alındığı için kılıç hakkıdır. Bu nedenle cuma hutbesine kılıçla çıkılır." "Osmanlı adetlerine uygun olarak kılıç kullandı" Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin 86 yıl sonra açılışındaki cuma namazında hutbeye kılıçla çıktığını belirten Anapalı, "Diyanet İşleri Başkanı, Fatih Sultan Mehmet Han'ın kılıç hakkı bir camide hutbe verdiği için İslam hukukuna ve Osmanlı adetlerine uygun olarak kılıç kullandı ve kılıçla hutbeye çıkarak adet ile töreyi devam ettirdi. Ali Erbaş'ın kılıçla hutbeye çıkması 'burayı ben kılıçımla aldım' deyip, orayı fethederken kullanılan silah ve gücü gösteriyor" dedi.

Ayasofya Camii’nde Filistin’de öldürülen Müslümanlar için gıyabi cenaze namazı kılındı Haber

Ayasofya Camii’nde Filistin’de öldürülen Müslümanlar için gıyabi cenaze namazı kılındı

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın çağrısı üzerine İsrail’in Filistin’e yaptığı saldırılarda katledilen Müslümanlar için tüm Türkiye’de öğle namazına müteakip gıyabi cenaze namazı kılındı. Öğle namazı öncesinde tüm camilerden selalar okundu. İstanbul’da yaşayan vatandaşlardan çok sayıda kişi gıyabi cenaze namazını Ayasofya Camii’nde kıldı. “Bütün Müslümanlar birlik olsun” Camiden çıkan Mehmet İmamoğlu, “Cenaze namazını kıldım. İsrail kötü bir devlettir. İsrail’e lanet olsun. Bütün Müslümanlar birlik olsun. İsrail’i yerin dibine batırsın. Bizim elimiz yetişmiyor. Sadece dua ediyoruz” dedi. “Bu alçakça saldırı İsrail tarafından yapıldı” Yaşanan saldırıyla ilgili konuşan Volkan Kırımlıoğlu, “Dün akşam yapılan saldırıdan dolayı ciddi bir üzüntü yaşıyoruz. Ben yurtdışında yaşıyorum. Oradaki Amerikalı yakınlarım ‘Bunun kimin tarafından yapıldığı bilinmiyor’ diyor. Tabi ki bunun üstünü kapatmaya çalışacaklar ama herkes biliyor ki; bu alçakça saldırı İsrail tarafından yapıldı. Ne yazık ki, bu saldırıları devam ediyor. Çok üzgünüm. Elimizden inşallah bir şey gelir. Artık bu zulme ‘Dur’ deriz. Yıllardır devam ediyor. Amerika halkı farklı düşünüyor. Yönetim farklı davranıyor. Yeni seçimlerde Biden bu politikayı devam ettirecektir. Çünkü, bu Siyonist rejimin orada çok fazla devam ediyor” diye konuştu.

İstanbul’un poz turizmi Haber

İstanbul’un poz turizmi

İstanbul’un simgelerinden Ayasofya Camii ve Sultanahmet Camii’nin manzarası eşliğinde artık yemeklerden martıları besleyen turistler, fotoğraf çekmek için binlerce kilometre yol katediyor. Dünyanın birçok ülkesinden binlerce kilometre yol katederek İstanbul’a gelen yabancı turistler, Ayasofya Camii ve Sultanahmet Camii manzarasında martıları besliyor. Turistler martıları besleyerek fotoğraf çekinmek için tatil rotalarını İstanbul’a çevirdi. Turistlerin uğrak tarihi mekanlarından olan Ayasofya ve Sultanahmet Camii’nde İstanbul manzarasında yer alan bir işletme günde yaklaşık 2 bin turisti ağırlıyor. Buraya gelen turistler yemek artıklarını restoranın terasında martılara veriyor. Turistlerin martıları besleyerek fotoğraf çektirmek için binlerce kilometre yol katettiği dikkat çekerken, restorana bir şey yiyip içmeden de misafirler ücretsiz bir şekilde gelebiliyor. Günde 2 bin kişi martıları besliyor, yemek artıkları çöpe gitmiyor Türkiye’de turistlerin uğrak mekanları arasında yer alan Ayasofya ve Sultanahmet Camii’nde yer alan işletmeye günde yaklaşık 2 bin müşteri gelerek fotoğraf çektiriyor. Burada müşterilerden arta kalan yiyecekleri martıları beslemek için kullanan işletme, israfın da önüne geçmiş oluyor. Turistler ajandasına bu aktiviteyi ekliyor İşletme, sosyal medyadan martıları besleyerek paylaşılan fotoğraflarla popüler olurken, dünyanın birçok yerinden gelen turistleri ağırlıyor. İstanbul’un eşsiz manzarasında martıları besleyen turistler, çektikleri fotoğraflarını arkadaşları ve sosyal medyadaki takipçileriyle paylaşıyor. İşletmenin sahibi Cemil Çelik, martıları besleme fikrinin nasıl çıktığıyla ilgili olarak, “Kahvaltı yaparken masama martı geldi. Bende martıya peynir verdim. Martılar da bu durumu her sabah alışkanlık haline getirdi. Her sabah martıları bu şekilde besledim. Daha sonra restoranımıza gelen misafirlerimiz elleriyle martıları beslemeye başladı" dedi. "Günde yaklaşık 2 bin kişi buraya gelip martıları besleyerek fotoğraf çektiriyor" Daha sonra yemek artıklarını martılara vermeye başladıklarını aktaran Çelik, "Özellikle yabancı turistler binlerce yol gelerek bu manzarada martıları besleyerek fotoğraf çekmek istiyorlar. Şu anda dünyanın her yerinden sırf bu fotoğrafı çekmek için günübirlik gelen turistler de var. Günde yaklaşık 2 bin kişi buraya gelip martıları besleyerek fotoğraf çekiniyor. Buraya bir şey yiyip içmeden gelip ücretsiz bir şekilde fotoğraf çekebilirler" ifadelerini kullandı. İşletmenin restoran şefi Mustafa Altuntaş ise “Buradaki amacımız ülkemize turist çekip onları en iyi şekilde ağırlamak. Buraya gelen turistler martıları besleyerek fotoğraf çekiniyorlar" diye konuştu. "Arta kalan yiyecekleri martıları besleyerek kullanıyoruz" Martıların zaman zaman müşterileri rahatsız ederek yemeklerini alabildiğini kaydeden Altuntaş, "Bizde martıların misafirleri rahatsız etmemesi adına böyle bir uygulama yaptık. Turistler burada hem martıları besliyor hem de fotoğraf çekiniyor. Aynı zamanda geri dönüşüm sağlıyoruz. Misafirlerimizden arta kalan yiyecekleri martıları besleyerek kullanıyoruz. İstanbul’u ziyaret eden turistlerin yüzde 90’ı işletmemizi ziyaret ediyor. Turistler tatil rotalarını belirlerken ajandasına burayı da mutlaka ekliyor" açıklamalarında bulundu. "Burayı sosyal medya üzerinden gördük" Rusya’dan gelen bir çift, restorana ikinci kez geldiklerini ve burayı çok beğendiklerini söyledi. Çift, burayı sosyal medya üzerinden görüp geldiklerini belirtti. "Martılara beslemek biraz korkutucu ancak çok güzel" Tunus’tan ailesiyle gelen bir diğer turist ise "Türkçeyi Türk dizilerinden öğrendim. Türkiye’ye ikinci kez geldim. Arkadaşım buranın fotoğrafını attı bende buraya geldim. Annem, babam ve kardeşimle geldim. Burayı arkadaşlarıma da öneriyorum. Martılara yemek vermek biraz korkutucu ancak çok güzel. Burada yeni şeyler öğreniyorum" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.