TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Atatürk Kültür Merkezi

İLKHABER-Gazetesi - Atatürk Kültür Merkezi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Atatürk Kültür Merkezi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

6. Uluslararası Halk Müzikleri Festivali başladı Haber

6. Uluslararası Halk Müzikleri Festivali başladı

Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Türk Telekom Opera Salonu Alt Fuaye'de Okan Bayülgen moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde, Yavuz Bingöl, Sema Moritz, Elif Buse Doğan ve Ekaterina Shelehova konuşmacı olarak yer aldı. Festivalin genel sanat yönetmeni Yavuz Bingöl, festivale dünyadan çok önemli sanatçıların katıldığını söyledi. Bingöl, Türkiye'de geleneksel hale gelmiş uluslararası bir halk müziği festivali yapmak için yola çıktıklarını belirterek, "Bunca ozanın ve şairin olduğu bu topraklarda halk müziğini gelecek kuşaklara taşıyan bir festival niçin olmasın dedik ve 6 yıl önce başladık. Bu sene de çok önemli sanatçılar konuğumuz. İran'dan, Kanada'dan ve Almanya'dan çok değerli isimler bizimle beraber olacak." dedi. "Kendim eğlenemiyorsam asla söylemiyorum" Sema Moritz de müziğe çok küçük yaşlarda başladığını söyledi. Moritz, şöyle devam etti: "Ben eğer bir şarkıdan kendim eğlenemiyorsam ya da ağlayamıyorsam asla ve kat'a söylemiyorum. Benim için şarkı söylemek bir süreç. Çok uzun süreler çalışıyorum. Çalışmak bir nimet ve çalıştığım şarkıyı çok önemsiyorum. 'Taş plak sesli kadın' unvanı bana ben daha tangoları söylemeden önce verilmişti. Ben buna çok şaşırmıştım çünkü hayatımda hiç taş plak dinlememiştim. Ondan sonra çok değerli seslerle tanıştım ve bunların kayıtlarını kendi sesimle kaydettim." Elif Buse Doğan da müzik eğitiminin ailede başladığını belirterek, halk müziğinin sözlü bir kültür olduğunu ve kuşaktan kuşağa aktarılması gerektiğini dile getirdi. Doğan, konservatuvar eğitiminin önemine işaret ederek, "Ailemden sadece aşıklık geleneğini öğrenebildim. Sonrasında merakım, ilgim ve yeteneğimin doğru yönlendirilmesiyle çok ciddi şeyler öğrendim. Coğrafyamızın ne kadar zengin olduğunu ve bunlara bir ömrün yetmeyeceğini görmüş oldum." diye konuştu. "Çevremdeki insanların desteği sayesinde başarılı oldum" Ekaterina Shelehova da İstanbul'da konser verecek olmaktan çok büyük memnuniyet duyduğunu belirterek, "Çevremdeki insanların doğru desteği sayesinde sanatta başarılı olduğuma inanıyorum. Bu insanların desteği olmasıydı sahip olduğum yeteneği geliştirmek konusunda bu kadar başarılı olamazdım." dedi. Shelehova, 3 yaşında müzik eğitimi almaya başladığını dile getirerek şunları ifade etti: "Öğrenmek asla bitmiyor. Aslında bir teknik oturttuktan sonra artık nerede gelişim göstereceğinizi görebiliyorsunuz. Bu sayede yeni şeyler deneyebiliyorsunuz. 10 yıl sonra da ben hala kendimi geliştirdiğim bir yerlerde görebiliyorum. Bu asla bitmeyecek ve nereye gideceğini de kestiremiyorum." Festivalde, İran'ın etkileyici seslerinden biri olarak kabul edilen Alireza Ghorbani, 2 Ekim'de de opera sanatçısı Ekaterina Shelehova müzikseverlerle buluşacak. Festivalin son günü olan 3 Ekim'de ise Oktay Kaynarca, Elif Buse Doğan ve Yavuz Bingöl aynı sahneyi paylaşacak. Konserde konuk sanatçı olarak Sema Moritz dinleyicilerle bir araya gelecek.

Usta oyuncu Can Gürzap için cenaze töreni düzenlendi Haber

Usta oyuncu Can Gürzap için cenaze töreni düzenlendi

“Kurtlar Vadisi”, “Bir Avuç Deniz”, “Aşk Beklemez”, “Medcezir”, “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” gibi çok izlenen yapımlarda da rol alan usta oyuncu Can Gürzap bir süredir hastanede kalp rahatsızlığı nedeniyle tedavi görüyordu. Sinema, tiyatro, dizi oyuncusu, yazar ve eğitmen Can Gürzap, 1 Aralık tarihinde 79 yaşında hayata gözlerini yumdu. Usta oyuncu Gürzap için Atatürk Kültür Merkezi’nde cenaze töreni düzenlendi. Meslek hayatına tiyatroyla başlayan Can Gürzap, tiyatro sahnesinde düzenlenen törenle hayata veda etti. Törene Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Oyuncu Atsız Karaduman, Haldun Dormen ve Işıl Yücesoy gibi birçok ünlü isim katıldı. Törende usta oyuncu Can Gürzap’ın hayatını anlatan bir video gösterim yapıldı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Sayın Can Gürzap’ı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz” Usta oyuncu Can Gürzap’ın cenaze töreninde konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Çok değerli bir sanatçımızı, üstadımızı maalesef kaybetmiş durumdayız. Son zamanlarda çok değerli sanatçılarımı kaybettik. Bugün de Sayın Can Gürzap’ı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Kendisinin hem yazarlığı vardı, çok önemli bir tiyatro ve sinema oyuncusuydu. Aynı zamanda seslendirme ustasıydı. Özellikle genç neslin yetişmesinde çok katkısı olan bir sanatçıydı. Maalesef kendisini kaybettik. Bize düşen bundan sonra onun bize bıraktığı emaneti yeni sanatçıların yetiştirilmesi üzerine konsantre olmaktır. Yeni sanatçıların yetişmesinde maksimum seviye de gayret göstermektir. Başta sanat dünyamız, ailesi ve sevenleri olmak üzere hepimizin başı sağ olsun” dedi. “Ben de herkes gibi çok üzgünüm” Hayatını kaybeden Can Gürzap’ın cenaze töreninde Haldun Dormen ise, “Ben de herkes gibi çok üzgünüm. Hem çok önemli bir tiyatrocuydu, hem oyuncu hem yönetmen hem de müthiş bir eğitimciydi. Benim de çok yakın bir dostumdu. Son yıllarda pek görüşemiyorduk ama çok yakın dostumdu. Toprağı bol olsun” ifadelerini kullandı. “İşte o yiğit şimdi burada yatıyor” Cenaze töreninde konuşan Atsız Karaduman ise, “Can Hoca ile 1974’de tanışmıştık. İngiltere’den döndükten sonra Ankara Devlet Konservatuarı’nda hocalığa başlamıştı. Orada hocam olmuştu. Daha sonra İstanbul’a geldiğinde, ben de geldiğimde hocalığın ötesinde bir arkadaş, dost olduk. Sırdaş olduk. Dert ortağı olduk. O uzun sohbetlerde ilk izlenimimi söyleyeyim, daha lise ve ortaokul yıllarında babası Reşit Gürzap’ın ve arkadaşı Muhsin Ertuğrul’un o Cumhuriyet’in ilk aydınlarının kültür, sanat ile ilgili düşüncelerinden çok etkilenmişti. Bu kendi ifadesidir. Liseyi bitirdikten sonra oyuncu olmak ister. Muhsin ve Reşit Bey ’Hadi bakalım doğru Ankara Devlet Konservatuarı’na, okulu bitir ondan sonra ne yapacağına karar verirsin’ der. Hocam okulu bitiriyor sonra yurt dışına gidiyor. Eğitimini alıyor ve tekrar Türkiye’ye dönüyor. Tiyatroda hem oyuncu, hem yönetmen olacaksınız o yetmeyecek radyoda oyuncu ve yönetmen olacaksınız o da yetmeyecek televizyonda oyuncu ve yönetmen olacaksınız o da yetmeyecek sinemada oyuncu ve yönetmen olacaksınız o da yetmeyecek oyun yazacaksınız, oyun çevireceksiniz bu her babayiğidin harcı değildir. İşte o yiğit şimdi burada yatıyor. O ilerden kazandığı paraları ne yaptı biliyor musunuz? Onun, bunun fonuna yatırmadı. Bu ülkenin insanlarının kendi ana dillerini doğru düzgün konuşmaları için okul açtı. Binlerce insan yetiştirdi” dedi.

Sanatçı Özkan Uğur için AKM’de tören düzenlendi Haber

Sanatçı Özkan Uğur için AKM’de tören düzenlendi

İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden MFÖ grubunun üyelerinden usta sanatçı Özkan Uğur için Atatürk Kültür Merkezi’nde tören düzenlendi. Törende Özkan Uğur’un tabutunun başına sanat hayatı boyunca yol arkadaşı olan gitarları konulurken, grubun diğer iki üyesi Mazhar Alanson ve Fuat Güner duygusal bir konuşma yaptı. 69 yaşında hayata veda eden MFÖ grubunun üyelerinden usta sanatçı Özkan Uğur son yolculuğuna uğurlanıyor. Usta isim için Atatürk Kültür Merkezi’nde bir cenaze töreni düzenlendi. Tören başlamadan önce Uğur’un tabutu sahneye getirildi. Usta ismin sanat hayatı boyuncu yol arkadaşı olan gitarları da tabutunun yanına konuldu. Törene Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Zafer Alagöz, Çağla Şikel, Yılmaz Erdoğan, Ozan Güven, Cem Özer, Cem Yılmaz, Ömür Gedik, Kenan Atak, Metin Özülkü ve çok sayıda sanatçı katıldı. Törende Özkan Uğur’la ilgili bir film de gösterildi. Salonda sanatçıların gözyaşlarını tutamadıkları görüldü. Film gösteriminin ardından Özkan Uğur dakikalarca ayakta alkışlandı. Törende konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Türk müziğinin bir efsanesini sonsuz aleme bugün hep birlikte uğurluyoruz. Müziğinden, ekranda ve sinema perdesinde bizi hayran bırakan doğallığından, kişiliğinden nereden başlarsak başlayalım sonu gelmez. Ama inanıyorum ki MFÖ hepimizin duygu dünyasında çok ayrı bir yer edindi. MFÖ sadece üç harften oluşan ama her duyguyu anlatmaya yeten koca bir alfabeydi bizim müziğimizde. Dolayısıyla Özkan Uğur’un vefatı her sözde her duyguda bundan sonra bir eksiklik bırakacak. Müziğinin derinliğini bu veda anında ancak bu şekilde anlatabilirim diye düşündüm. Üç kez kanseri yendi ama çok yoruldu. O yorgunluk bugün aramızdan onu aldı. Hepimizin içi acıyor. Onun adını duyduğumuzda gözümün önüne daima gülümseyen siması geliyor. Dolayısıyla Özkan Uğur’un hatırası da, sanatı da hep o gülümseyen, gülümseten çehresiyle anılarımızda yaşatacağız. Sanatçı çok ağır bir unvandır. Onu hakkıyla taşıya bilen insanları anlatmak o insanlara veda etmek çok ama çok zor. İyi ki vardın iyi ki bir sanatçı oldun ve bizlerin hayatlarına dokundun. Sana Allah’tan rahmet diliyorum büyük usta kabrin nur mekanın cennet ruhun şad olsun. Başta Uğur ailesi olmak üzere değerli sanatçılarımıza sabırlar diliyorum hepimizin başı sağ olsun” dedi. Mazhar Alanson ve Fuat Güner’den duygusal konuşma Ardından sahneye çıkan grubun diğer iki üyesi Mazhar Alanson ve Fuat Güner duygusal bir konuşma yaptı. Fuat Güner, "Bizim için Özkan 52 yıldır dostum iş ortağımız. Manevi kardeşimiz ve hiç bir söz ve hiç bir gözyaşı onun acısını içimizden attıramaz. Özkan’ın yeniden buluşmak üzere hoşçakal" dedi. Özkan Uğur’a "Ele güne karşı yapayalnız" şarkısının sözleriyle seslenen Mazhar Alanson, "Sevgili Özkan şu anda burada olduğunu biliyorum. Zaten gönüllerimizde her zaman kalacak. 3 gündür darmadağınığız. Eşi ve oğluna başsağlığı diliyorum. Özkan’ın yeteneği başarısı tartışılmaz. Bunu herkes biliyor. Özkan bu kadar sevildiğini biliyordun ama bu kadar çok sevildiğini herhalde sen de bilmiyordun. Meğer bütün Türkiye seni severmiş. Özkan ’ele güne karşı yapayalnız, böyle de olmaz ki nasıl gittin de insafsız böyle de yapılmaz k’" dedi. Mazhar Alanson ve Özkan Uğur’un konuşmasının ardından salondakiler onları alkış yağmuruna tuttu. Alişan Uğur sahnede gözyaşlarına hakim olamadı Annesi ile sahneye çıkıp babasını ağlayarak anlatan Alişan Uğur, “Özkan Uğur annemim 41 yıllık aşkı, hayat arkadaşı ve benim sevgili babam. Şimdi görüyoruz ki o çocuk, genç, yaşlı her görüşün her kesimin ve her takımın bizim tahminlerimizin üstünde kat ve kat sevgilisiymiş. Babam kim olduğuna hiç bakmadan tüm çevresine saçtığı iyiliği, neşesi, naifliği, çalışkanlığı ve yeteneğiyle gelmiş geçmiş çok nadir insanlardan biriydi. Herkesin birbiriyle iyi olmasını ister, küsleri barıştırır hiç kimsenin arkasından asla ama asla konuşmazdı. Babam adeta bu dünyaya sanatçı olsun diye ışınlanmış bir yetenekti. Babamın çok sevdiği MFÖ’sü ile birlikte Türkiye’nin müzik tarihine vurdukları damga nesiller boyu kalıcı olacaktır. Hayatını son yıllarda ilerleyen hastalığına rağmen doyasıya yaşadı. Eğlenmeye ve eğlendirmeye devam etti. Hastalığının son zamanlarında bile yüzünden gülümseme eksik olmadı. Ailesi olarak derin üzüntümüzü anlatmaya kelimeler yetmez. Zaman bizim için durdu. Boşlukta sürükleniyoruz adeta. Nur içinde yat canımızın içi” diye konuştu. Oğlunun konuşmasının sonunda Özkan Uğur’un eşi Aysun Aslan herkesi bir dakikalık saygı duruşuna davet etti. Aslan’ın daveti üzerine salondakiler, Uğur için 1 dakikalık saygı duruşunda bulundu. “Sanırım onu sevmeyen bir kişi bile yoktur” Törenden önce basın mensuplarına konuşan sanatçılar ise Özkan Uğur’u anlattı. Cem Özer, “Özkan, çok sevdiğim, değerli bir insandı. Zaman zaman birlikte de bir şeyler yaptık. Etrafına neşe kaynağıydı. Sanırım onu sevmeyen bir kişi bile yoktur. Gitmesine çok üzüldüm” dedi. “Müthiş pozitif enerji veren biriydi” Ömür Gedik, “Çok önemli, çok değerli bir insandı. Gerek Mazhar, Fuat, Özkan sahnelerinden gerek ise oynadığı dizilere, filmlere, setlere müthiş pozitif enerji veren biriydi. Türkiye’de onu tanıyan tanımayan herkesin çok sevdiği, gönülden sevdiği biriydi. Ben onu unutacağımızı ve yaşatmayacağımızı hiç düşünmüyorum. Mazhar ve Fuat’a Allah uzun ömür versin. Onların sahnelerinde ben Özkan’ı da görmeye devam edeceğim” diye konuştu. “Her zaman gülerdi, her zaman eğlenceliydi” Kenan Atak, “Bize hem bir ağabey, hem bir hoca, hem bir oyuncu, bir sanatçı, besteci olarak inanılmaz değerler kattı. Her zaman gülerdi, her zaman eğlenceliydi. Mekanı cennet olsun. Bu değerlerin de Türkiye için sonsuza kadar devam edeceğine inanıyorum” şeklinde konuştu. “Herkes onun hakkında çok güzel şeyler söylüyor” Metin Özülkü, “Ben onu 8 yaşımdan beri tanıyorum. Ağabeyimin sınıf arkadaşıydı. Bizim yaptığımız tüm işlerde parmağı var, izi var. 90’lardaki albümlerde, hepsinde vokalleri var. En son bir buçuk ay önce konuşmuştum onunla ve radyo programına davet etmiştim. Bana, “Metin biraz kötüyüm bu aralar. Şu süreci atlatayım, söz geleceğim” dedi ama atlatamadı. Hepimiz çok üzgünüz. Türkiye’nin çok önemli bir değeri. Bu da arkasından ispatı oldu, görüyorum. Herkes onun hakkında çok güzel şeyler söylüyor. Hiçbir kötü şeye rastlamadım şimdiye kadar. O yüzden onu tanıdığım için gurur duyuyor ve kendimi çok mutlu hissediyorum” ifadelerini kullandı. Özkan Uğur, Taksim Camii’nde kılınacak cenaze namazının arından ardından Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilecek.

Mersin'de kurulan Haber

Mersin'de kurulan "Giysi Evi"nde depremzedelerin ihtiyaçları karşılanıyor

MERSİN (AA) - SERKAN AVCI/ÜNAL UYSAL - Mersin Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM), Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra kurulan Giysi Evi'nde 37 bini aşkın afetzedeye hizmet sunuldu.Yenişehir Belediyesi, 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından kentin en geniş kapasiteli etkinlik salonlarının yer aldığı AKM'nin faaliyetlerini durdurma kararı aldı.Depremzedelerin kıyafet ihtiyaçlarına yönelik çalışma yapan belediye, AKM'deki 1100 metrekarelik alanda Giysi Evi kurdu.Belediye tarafından temin edilen ve çeşitli kentlerden gönderilen yardım malzemeleri, türlerine göre ayrılarak askı ve raflara yerleştirildi.Depremin ikinci gününde açılan Giysi Evi'nden bir ayda 37 binden fazla afetzede yararlandı.Her depremzedenin ihtiyacı için ikişer kez başvuruda bulunabildiği Giysi Evi, hafta içi hizmet veriyor. Hafta sonları ise çalışmalara ara veren ekipler, sağlanan kıyafet ve ayakkabı desteğiyle reyonların kapasitesini genişletiyor.- "El birliğiyle bu yaraları sarmaya devam ediyoruz"Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, AA muhabirine, depremin ardından kente gelen afetzedelerin ihtiyaçlarını karşılamak için harekete geçtiklerini söyledi.Özellikle depremzedelerin giysi ihtiyacına yönelik çalışmalara ağırlık verdiklerini anlatan Özyiğit, ilçedeki bütün kurumların da bu konuda kendilerine destek sağladığını belirtti.Atatürk Kültür Merkezi'nde 1100 metrekarelik alanı mağazaya dönüştürdüklerini ve belediye bünyesindeki personelin yüzde 10'unun Giysi Evi'nde dönüşümlü hizmet verdiğini aktaran Özyiğit, "Burada Türkiye'nin her yerinden gelen destekler olduğu gibi eksik ve acil ihtiyaç pozisyonunda gördüğümüz bazı ürünleri de satın alma yapıyoruz. Kentteki hayırseverler de bağışlarını yapıp destek veriyor. Burada gerçekten insanların gönlünden geçen amaç gerçekleşiyor. Buna bir nevi aracılık ediyoruz. El birliğiyle bu yaraları sarmaya devam ediyoruz." diye konuştu.- "Bize ihtiyaç olduğu müddetçe buradayız"Özyiğit, Giysi Evi'ndeki çalışmalara gönüllülerin de destek verdiğine işaret ederek, şunları kaydetti:"Talep olduğu müddetçe çalışmalarımız sürecek. Biz kollarımızı açtık. Onlar bize 'Yeterlidir, bizi bırakabilirsiniz.' diyene kadar kollarımızı açık tutacağız. Gücümüz yettiğince, bize ihtiyaç olduğu müddetçe buradayız. Yenişehir halkından ve Türkiye'nin diğer bölgelerinden gelebilecek desteklerin nitelikli, sağlıklı bir şekilde ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması en büyük düsturumuz. Yaklaşık 350 gönüllümüz de bizimle görev alıyor. Kendi aralarında işbirliği yaparak burayı hiçbir zaman boş bırakmıyorlar."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.