TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

# Arkeolojik Kazı

İLKHABER-Gazetesi - Arkeolojik Kazı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Arkeolojik Kazı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Antakya Antik Hipodrom’unda Helenistik döneme ait heykelcik parçaları bulundu Haber

Antakya Antik Hipodrom’unda Helenistik döneme ait heykelcik parçaları bulundu

Hatay'da Antakya Antik Hipodrom'un çevresinde yürütülen arkeolojik kazılarda iki heykelcik parçası ortaya çıkarıldı.Antakya ilçesi Küçükdalyan Mahallesi'ndeki hipodromda, Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğündeki "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında desteklenen kazılar, "saray alanı" olarak adlandırılan bölgede yoğunlaştı.Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hatice Pamir başkanlığındaki 20 kişilik ekibin, Antik Çağ Antakyası'nın kent dokusunu ortaya çıkarma hedefiyle yürüttüğü çalışmada, pişmiş topraktan iki heykelcik parçası (figürin) bulundu. Ekibin ilk incelemesinde, başı ile gövdesinin bir kısmı sağlam kalan parçanın "sofist" olarak tanımlanan Antik Çağ filozoflarını tasvir ettiği ve milattan önce 300 ila 200 yılları arasını kapsayan Erken Helenistik Dönem'e ait olduğu belirlendi.Diğer heykelcik kafasının tarihinin de milattan önce 2'nci yüzyılın sonuna uzandığı ortaya çıkarıldı. Helenistik Dönem’e ait heykelcikler bulundu Kazı başkanı Pamir, bölgenin hipodrom ile tapınak ve saray alanından oluştuğunu söyledi.Arkeolojik çalışmalarda ilk defa Helenistik Dönem'den kalma pişmiş topraktan heykelcik parçası bulduklarını dile getiren Pamir, şöyle konuştu: "Eserlerden biri, Antik Çağ'da 'sofist' denilen, filozof ve gezgin eğitimcileri olarak entelektüel bilgiyi aktaran kişileri tasvir eden figürin parçası. Antik Çağ Antakya'sının her zaman entelektüel kurumlarıyla ön planda olduğunu biliyoruz. Helenistik Dönem'e ait bir eserin ortaya çıkması, o dönemde entelektüel eğitimin yapıldığını göstermesi açısından son derece önemli." Kazı ekibi, Antik Çağ'dan eserler ortaya çıkardı Pamir, eserin kalıpla değil, bir sanatçı tarafından serbest teknikte üretildiğini belirlediklerini anlattı.Diğer buluntunun da önemli olduğunu vurgulayan Pamir, "Milattan önce 2'inci yüzyılın sonuna ait olduğunu değerlendirdiğimiz figürine ait başın, konut içerisinde kullanılan bir objenin parçası veya çocuk oyuncağı olabileceğini değerlendiriyoruz." ifadesini kullandı.Pamir, parçaların Hatay Arkeoloji Müzesi'nde korumaya alındığını kaydetti.

Mersin Büyükşehir Belediyesi arkeolojik kazılara destek vermeye devam ediyor Haber

Mersin Büyükşehir Belediyesi arkeolojik kazılara destek vermeye devam ediyor

Büyükşehir Belediyesi, Mersin’e Değer Katanlar Kurulu (MEDEKA) Turizm ve Arkeoloji Kurulu ile İçel Sanat Kulübü iş birliğinde düzenlenen söyleşide, Akdeniz Üniversitesi’nden Prof. Dr. Havva İşkan Işık, Patara’da açığa çıkardıkları ve imparator Nero tarafından yaptırılan deniz fenerinin kazı ve restorasyon çalışmaları hakkında bilgi verdi. Patara kazı çalışmalarının başkanlığını yürüten Işık, "Patara’da bu fenerle birlikte büyük bir kazı çalışmasının ardından, ülkemizin yüz akı olabilecek nitelikte gayet başarılı ve önemli bir restorasyon gerçekleştiriliyor. Ben de bütün Türkiye'ye bu süreci anlatmak için yollardayım. Bilim ve bilgi paylaştıkça güzel. Mersin gibi çok kadim bir kültür coğrafyasında, üniversitesinde arkeoloji bölümünün olduğu bu güzel şehirde bir arkeoloji buluşması gerçekleştirip, yaptıklarımızı meslektaşlarıma ve öğrencilerimize aktarmak istedim. Çünkü örnek alınması gereken ve pek çok kazıya fikir verecek uygulamalar ve yeni çarpıcı sonuçlar var" diye konuştu. Yerel yönetimlerin, yapılan çalışma ve projelere destek vermesinin önemine işaret eden Işık, "Her akıllı belediye, kendi yönetim alanında bulunan bütün arkeolojik kazılara sonuna kadar destek vermeli ve sonuna kadar koruyup kollamalıdır. Çünkü bu bir refah problemi ve geçmişi sahiplenme sorunudur" dedi. Akça: "Toplam 19 arkeolojik kazıya destek veriyoruz” Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Kent Katılımı ve Sivil Toplumla İlişkiler Şube Müdürü Başar Akça, Mersin'in, arkeolojik açıdan çok zengin bir şehir olduğunu belirterek, toplam 19 arkeolojik kazıya maddi ve ayni desteklerinin sürdüğünü ifade etti. Akça, Patara Antik Kenti’nde kazı ve restorasyon sürecinde yaşanılan tecrübeleri ve deneyimleri Mersin’de uygulayabilmek için, söyleşide yer aldıklarını kaydetti. Söyleşiye katılan Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölümü 1. sınıf öğrencisi Bensu Atar, "Söyleşi, bir arkeoloji öğrencisi olarak bana farklı bakış açıları kazandırdı. Bilmediğim birçok yeni bilgi öğrendim” diye konuştu. Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölümü 2. sınıf öğrencisi Ferhat Hamza Devebakan da yeni bir alanda yeni bilgiler öğrenmekten dolayı heyecan duyduğunu kaydetti.

Domuztepe Höyüğü, ziyaretçileri 8 bin yıl öncesine götürecek Haber

Domuztepe Höyüğü, ziyaretçileri 8 bin yıl öncesine götürecek

Kahramanmaraş'ta Türkoğlu ilçesindeki Domuztepe Höyüğü'ndeki kazılarda bulunan örneklerden esinlenilerek inşa edilen bazı yapılar, ziyaretçilere binlerce yıl önceki yaşamı yansıtacak. Kelibişler Mahallesi kırsalında, Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Tekin başkanlığında devam eden kazı çalışmalarının bu yılki kısmı tamamlandı. Kazılarda elde edilen veriler ışığında bölgedeki buluntuları sergileyip höyüğü dünya turizmine açmak adına hazırlanan "arkeopark projesi" kapsamında oluşturulan alana inşa edilen yapılar, Domuztepe'de geçmişteki mimariyi ziyaretçilere gösterecek. Prof. Dr. Halil Tekin, AA muhabirine, kazı çalışmalarının gerçekleştirildiği bölgenin 6 Şubat'taki depremlerin merkezinde kaldığını, kazı evlerinin de "asrın felaketi"nde kısmen de olsa zarar gördüğünü belirtti. Buna rağmen kazılarda değerli bulgulara ulaştıklarını anlatan Tekin, buluntular arasındaki çömlek üzerindeki 8 bin yıl öncesine ait olduğu değerlendirilen mimari bir yapının resmini örnek alarak bir bina inşa ettiklerini, ayrıca bir kerpiç evin de yapıldığını söyledi. Söz konusu yapının birden fazla kata sahip ve balkonlu olduğunu, balkon özelliğinin tarih öncesi Anadolu mimarisinde ilk kez görüldüğünü vurgulayan Tekin, kazı alanında binaların sadece taş temellerine ulaştıklarını, binaların üst kısımları hakkındaki bilgiyi çanak-çömlek üzerindeki boya bezek şeklinde yapılmış desenler sayesinde edinebildiklerini ifade etti. Tekin, şunları kaydetti: "Amacımız, kazı evimizin bahçesinden başlattığımız arkeopark çalışması çerçevesinde bazı binaların ziyaretçiler tarafından algılanabilmesini sağlamak çünkü kazı alanlarında bunların sadece karbonlaşmış örneklerini buluyorduk. Görmüş olduğunuz ahşap bina tamamen kilden yapılmış kap kacaklar üzerindeki boya bezeklerden esinlenilerek ve örnek alınarak ayağa kaldırıldı ve bu ilk kez oluyor. İlk kez böyle bir şey yapıldı. O dönemin binasını yani günümüzden 8 bin yıl önce Kahramanmaraş'ın güneyinde Neolitik Çağ'ın son aşaması dediğimiz dönemde binaların nasıl olduğunu görebiliyoruz. En az iki katlı olmalı, altta muhtemelen küçükbaş hayvanlar tutulmalı, ikinci kat yaşam alanı ve orada belki de büyük olasılıkla bazı bitkilerin kurutulduğunu düşünüyoruz." Tekin, yapının en ilginç kısmının çatı bölümü olduğunu ve Anadolu'nun bilinen geleneksel, düz dam yöntemine göre farklılıklar gösterdiğini ve bunların kırma çatı şeklinde inşa edildiğini söyledi. Diyarbakır'da Ilısu Projesi kapsamında yapılan, kendilerinin yürüttüğü çalışmalar sırasında bulunan bir kap parçası üzerinde de "kırma çatı biçimi" diye tabir edilen boğa boynuzu şeklinde uzantıları olan yapının görselinin olduğunu dile getiren Tekin, "Bunlar aslında merkezileşmenin yani artık basit köy hayatından daha karmaşık, hiyerarşisi olan yapıya bizi götürüyor. Bunların içlerinde, kazı alanlarında mesela sayma amaçlı hafıza pulları dediğimiz veya benim Türkçeleştirerek 'sayaç' dediğim sayma ile ilgili olarak kilden veya taştan yapılmış nesneler de vardı. Bu da gösteriyor ki bir kayıt var. Henüz yazı yok, yazının keşfedilmesi için daha 3 bin yıla yakın bir zaman var. Onun öncüllerini görmeye başlıyoruz, bu da bize şunu gösteriyor ki Sümerlerin öncüllerini Toros Dağları'nın güneyinde buluyoruz." diye konuştu. Domuztepe'nin şu anda devam eden kazılar içerisinde bu döneme ait en somut, en güçlü ve potansiyeli en yüksek arkeolojik kazı olarak dikkati çektiğini anlatan Tekin, buluntular arasında yaklaşık 7 bin 600 yıl öncesine ait olduğu değerlendirilen iki damga mührün de olduğunu bildirdi. - "Misafirlerimiz, binlerce yıl öncesine gidecek" Türkoğlu Belediye Başkanı Osman Okumuş da bölgede her yıl yeni buluntuların gün yüzüne çıktığını belirtti. Buluntuları sergilemek ve dünya turizmine açmak adına hazırlanan "arkeopark projesi"nin yavaş yavaş somutlamaya başladığını ifade eden Okumuş, "Misafirlerimiz, günümüzden 7-8 bin yıl önce burada nasıl yaşanıyorsa 3 boyutlu olarak görebilecek ve binlerce yıl öncesine gidecek." dedi.

Mersin'deki Olba Antik Kenti'nde kadın heykeli ve 2 friz parçası bulundu Haber

Mersin'deki Olba Antik Kenti'nde kadın heykeli ve 2 friz parçası bulundu

MERSİN (AA) - Helenistik dönemin önemli yerleşim merkezlerinden Mersin'in Silifke ilçesindeki Olba Antik Kenti'nde, yürütülen kazı çalışmalarında milattan sonra 2. yüzyıla ait olduğu değerlendirilen kadın heykeli ve üzerinde mitolojik sahnelerin yer aldığı 2 friz parçasına ulaşıldı. Olba Krallığı'nın merkezi olarak bilinen Ören Mahallesi'ndeki antik kentte, temmuzda başlayan sezon kazıları, Ardahan Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Doç. Dr. Yavuz Yeğin başkanlığındaki ekip tarafından yürütülüyor. Aralarında sanat tarihçileri, uzman arkeologlar ve öğrencilerin de yer aldığı 15 kişilik ekip, önemli ticaret merkezi olarak bilinen tarihi alandaki çalışmalarını sürdürüyor. Bu yıl antik kentin çeşitli alanlarında devam eden kazılarda, milattan sonra 2. yüzyıla ait olduğu değerlendirilen kadın heykeli ve üzerinde mitolojik sahnelerin yer aldığı 2 friz (mimarlıkta taban kirişi ile çatı arasında kalan, kabartmalarla bezeli ya da düz şerit) parçası bulundu. Koruma altına alınan eserler, incelenmek üzere Silifke Müze Müdürlüğüne teslim edildi. - "Eserleri korumaya ve konservasyonlarına yönelik çalışmalar yapılacak" Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, arkeolojik kazıların devam ettiği antik kentte incelemelerde bulundu, kazı başkanı Yeğin'den bilgi aldı. Pehlivan, yaptığı açıklamada, Mersin'de 1642 tescilli kültür varlığının olduğunu söyledi. Olba Antik Kenti'ndeki kazı çalışmalarının 2010'dan beri sürdüğünü aktaran Pehlivan, şunları kaydetti: "Daha önce tiyatro yapısının olduğu alanda yoğunlukla kazı çalışmaları sürdürülmüşken, son dönemde de anıtsal çeşmede kazı çalışmaları devam ediyor. Bu çalışmalar neticesinde geçtiğimiz günlerde önemli eserlere ulaşıldı. Biz de bu eserleri inceleme fırsatı bulduk. Burada arkeolojik eserlerle ilgili detaylı çalışmalar yapılıyor. Kazılar bunların çok önemli bir parçası. Devamında da eserleri korumaya ve konservasyonlarına yönelik çalışmalar yapılacak. Güzel ülkemizin genelinde olduğu gibi Mersin'imizde de sayısız tarihi eserimiz bulunmaktadır. Bunların gün yüzüne çıkartılmasını, yerli ve yabancı ziyaretçiler tarafından buraların tanınmasını, bilinmesini, öğrenilmesini sağlamak hepimize düşüyor." Kazı Başkanı Doç. Dr. Yeğin de "Bu sezonki kazılarda eşsiz eserler ortaya çıkarıldı. Kilikya Bölgesi'nde şu ana kadar bu eserlerin benzerleri bulunmadı. Antik kentteki çalışmalarımız tüm hızıyla sürüyor." değerlendirmesinde bulundu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.