TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#araştırma

İLKHABER-Gazetesi - araştırma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, araştırma haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bebek ölümleri için Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu Haber

Bebek ölümleri için Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu

Genel Kurulda, siyasi parti gruplarının "bazı özel sağlık kuruluşlarında yaşanan bebek ölümlerinin tüm yönleriyle araştırılması, özel sağlık kuruluşlarının yenidoğan, çocuk engelli ve yaşlılara yönelik işlemlerinin incelenmesi" ile ilgili önergelerinin birleştirilerek ele alınmasına yönelik Danışma Kurulu önerisinin kabul edilmesinin ardından milletvekilleri söz aldı. Saadet Partisi'nden iktidar eleştirisi Saadet Partisi Grup Başkanı Selçuk Özdağ, toplumun kendisini iğneli bir fıçının içindeymiş gibi hissettiğini belirterek, iktidarın politikalarını eleştirdi.İnsanların kime güveneceğini bilemez hale geldiğini ifade eden Özdağ, ülkenin bilinçli ve planlı şekilde kötülüğe teslim edildiğini öne sürdü. Sadece "yenidoğan şebekesi" olmadığını, "kanser, tıbbi cihaz/malzeme, kalp krizi, laboratuvar, diyaliz, ilaç şebekeleri" gibi şebekeler de bulunduğunu iddia eden Özdağ, bahsi geçen hastanelerde olaylar yaşanırken SGK ödemelerinin sürdüğünü söyledi. Araştırma komisyonu kurulmasını doğru bulduğunu vurgulayan Özdağ, "İnşallah bu araştırma komisyonu sonucunda hazırlanacak rapor TBMM'ye iner ve ona uygun kanunlar yaparız; ardından da Türkiye'de bu problemlerin bir daha neşet etmemesi için hep beraber çalışırız." diye konuştu. İYİ Parti'den hesap sorulması çağrısı İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, "Maalesef, Türkiye hiçbir şeyin korunamadığı bir ülke haline geldi; çocuklar korunamıyor, kadınlar korunamıyor, sınırlar korunamıyor ve maalesef kişisel veriler korunamıyor." ifadesini kullandı. Verdiği onlarca soru önergesine ilgili bakanlardan cevap alamadığını söyleyen Çömez, 20 Mayıs 2024'te bu konuyla ilgili önergesine de cevap verilmediğini, parlamentonun sorumluğunun yasama ve denetleme olduğunu belirterek, Meclis Başkanlığınca, soruları yanıtsız bırakan bakanlara hesap sorulmasını istedi. Meclisin sorumluluğu olduğunu dile getiren Çömez, "Gelin bu alçak çetelerle hep beraber mücadele edelim ve bu ülkeyi hep beraber temizleyelim." dedi. MHP'den sert yargılamalar MHP Bursa Milletvekili Fevzi Zırhlıoğlu, bebek ölümlerine neden olanları "katil sürüsü" olarak nitelendirerek, "Yenidoğan bebekler üzerinden SGK'den günlük 8 bin lira alabilmek için yoğun bakımda tutup ölümlerine neden olan, insanın aklına getiremeyeceği hiçbir temiz vicdanın kaldıramayacağı yöntemleri kullanarak cinayet işleyen yaratıklar insanlığın yüz karalarıdır." şeklinde konuştu. Soruşturmayı yürüten savcıya ilkeli ve samimi duruşundan dolayı teşekkür eden Zırhlıoğlu, salgın döneminde çalışmalarıyla örnek olan sağlık çalışanlarının, bu olaydan ötürü baskı altında hissetmemesini istedi. Zırhlıoğlu, konu hakkında Meclis araştırması açılarak olayın hem hukuki hem vicdani hem de her boyutuyla araştırılıp incelenmesi ve sistemde bulunan boşlukların doldurulması gerektiğini belirtti.DEM Parti Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ, 2003'te sağlıkta dönüşüm programıyla sağlık sisteminin özel sektörün insafına terk edildiğini ileri sürerek, "Geldiğimiz noktada ise maalesef kısır bir döngüyle, yılda 1 milyar hasta başvurusu olan, halkın sağlık sorunlarına çözüm bulamayan, çürümüş bir sistem ve sağlıksız bir toplum ortaya çıktı." diye konuştu. Bozdağ, sadece toplumun sağlık hakkını hiçe sayan çete üyelerinin değil, sorumluluğu olan herkesin hesap vermesi ve yargılanması gerektiğini söyledi. "85 milyonun kabullenemediği büyük bir acı" CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, herkesin vicdanını yaralayan, yürekleri kanatan, 85 milyonun kabullenemediği çok büyük bir acının yaşandığını belirterek, bu konunun üstüne gidilmesi gerektiğini kaydetti.Sağlık sisteminde sorunlar olduğunu söyleyen Emir, "Elbette ki bugün 30 yıl öncesinden birçok alanda daha iyiyiz, bunun altında yatan bir sürü sebep var ama 90'lı yıllara göre çok daha kötü olduğumuz, çok daha üzüleceğimiz noktalar da var." dedi. Araştırma önergesinin sadece 47 sanık için verilmediğini dile getiren Emir, "Bu sistem niye çalışmadı, niye denetlenmedi, niye göz ardı edildi, niye SGK anlaşması iptal edilmedi, niye bu hırsızlara bu paralar ödenmeye devam edildi, dinlendi de bu ölümler göz göre göre niye durdurulmadı; bunları konuşmak istiyoruz. Bunların sorumlularını bulalım, bir daha böyle ölümler olmasın istiyoruz." ifadelerini kullandı. AK Parti'den vahşete tepki AK Parti İstanbul Milletvekili Ümmügülşen Öztürk, bir anne ve bir çocuk doktoru olarak masum bebeklerin hayatını ticari bir malzemeye dönüştüren bu vahşi yapıya karşı duyduğu öfkeyi, kelimelere sığdırmakta zorlandığını dile getirdi. Ailelerin emanet ettiği en değerleri varlıkların bebekleri olduğunu dile getiren Öztürk, şöyle konuştu: "Onlara şifa vermek sadece bir meslek değil, aynı zamanda derin bir sevgi ve büyük bir sorumluluktur. Yavrularımızı yaşatmak, onların hayatlarına dokunmak bizim için kutsal bir görevdir ancak bu kutsal görevin tam tersine hareket eden, masum bebeklerimizi kirli çıkarlarına alet eden, onları ticari bir mal gibi gören bu çete hepimizi derinden yaralamıştır. Bu acımasız suç örgütü insanlığın vicdanına karşı büyük bir suç işlemiştir. Hiçbir doktorun, hiçbir sağlık çalışanının, hatta hiçbir insanın kabul edemeyeceği bu vicdansızlık hepimizi derinden sarsmıştır. Bu çete, yalnızca devletimizi dolandırmakla kalmamış, toplumun bizlere olan güvenini zedelemek için büyük bir çaba sarf etmiştir." Böylesi bir vahşet karşısında vicdanı olan hiçbir insanın sessiz kalamayacağını belirten Öztürk, "Bu çürük elmalar mesleğimizin onuruna ve sağlık sistemimizin sağlam yapısına asla gölge düşüremeyecektir. Bizler sağlık sistemimizi korumak için bu çürük elmaları tek tek ayıklayacak, bu çetelerin kökünü kazıyacağız. Türk adaleti hak ettikleri en ağır cezayı verecek ve bu karanlık yapılar bir daha asla gün yüzü göremeyecektir." dedi. Öztürk, sağlığın, siyasi çekişmelerin ötesinde herkesin ortak sorumluluğu olduğunu vurgulayarak, vatandaşların güven içinde sağlık hizmeti almasını sağlamak için ortak hareket etmeleri gerektiğini söyledi. Görüşmelerin ardından tüm siyasi parti gruplarının kabul oyuyla Meclis araştırma komisyonu kuruldu. 22 üyeden oluşacak komisyonun çalışma süresi 3 ay olacak ve gerektiğinde Ankara dışında da çalışabilecek. Genel Kurul'da daha sonra tüketicilerin korunmasına yönelik kanun teklifinin görüşmelerine geçildi.

Çukurova Üniversitesi, bilimsel etkiyle dünyada adından söz ettirdi Haber

Çukurova Üniversitesi, bilimsel etkiyle dünyada adından söz ettirdi

Elsevier ve Stanford Üniversitesi’nden bilim insanlarının her yıl gerçekleştirdiği dünyanın en etkili bilim insanlarının sıralandığı son liste geçtiğimiz günlerde bilimsel, teknik ve tıbbi içerik konusunda uzmanlaşmış Hollanda merkezli yayıncılık şirketi olan Elsevier tarafından yayımlandı. Sıralama, ‘Kariyer Boyu Etki’ ve ‘Yıllık Etki’ olarak iki kategoride listelendi. Listenin oluşturulmasında nitelikli yayın sayısı, yayınların yer aldığı derginin etkisi, patent sayısı, yapılan atıf sayısı, h-indeks, hm-indeks, makale sayısı, atıf alan makale sayısı ve yayımlandığı derginin etkisi gibi uluslararası ölçütler kullanıldı. “Çukurova Üniversitesinden kariyer boyu etki kategorisinde 23 ve yıllık etki kategorisinde ise 16 akademisyen yer aldı” Detaylı kriterlere göre sıralanan listede, ‘yıllık etki’ kategorisinde toplam 217 bin 97 bilim insanı değerlendirmeye tabi tutuldu. Dünyanın en etkili bilim insanlarının sıralandığı listeye Türkiye’den toplam 1.172 bilim insanı dâhil olurken, Çukurova Üniversitesinden kariyer boyu etki kategorisinde 23 ve yıllık etki kategorisinde ise 16 akademisyen yer aldı. “Üniveristemizin araştırmacılara ve dünya bilimine katkılarından dolayı teşekkür ederi” Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş, “Üniversitemizin değerli araştırmacılarının kurumumuza ve dünya bilimine yaptıkları katkılardan dolayı teşekkürlerimi sunuyorum” diye ifade etti. Kariyer Boyu Etki Kategorisinde yer alan araştırmacıları Prof. Dr. Fatih Özoğul Su Ürünleri Fakültesi Prof. Dr. Semra Paydaş Tıp Fakültesi Prof. Dr. Üner Tan Tıp Fakültesi Prof. Dr. Yeşim Özoğul Su Ürünleri Fakültesi Prof. Dr. Mustafa Canlı Fen Edebiyat Fakültesi Prof. Dr. Mehmet Bilgili Ceyhan Mühendislik Fakültesi Prof. Dr. Serkan Selli Ziraat Fakültesi Prof. Dr. Gülfeza Kardaş Fen Edebiyat Fakültesi Prof. Dr. İbrahim Ortaş Ziraat Fakültesi Prof. Dr. İlyas Eker Mühendislik Fakültesi Prof. Dr. R. Tuğrul Oğulata Mühendislik Fakültesi Prof. Dr. Hüseyin Erten Mühendislik Fakültesi Prof. Dr. Hasan Hüseyin Öztürk Ziraat Fakültesi Prof. Dr. Ali Keskin Mühendislik Fakültesi Prof. Dr. Vebil Yıldırım Mühendislik Fakültesi Prof. Dr. Halime Paksoy Fen Edebiyat Fakültesi Prof. Dr. Birgül Yazıcı Fen Edebiyat Fakültesi Prof. Dr. Mehmet Fatih Akay Mühendislik Fakültesi Prof. Dr. Mehmet Bertan Yılmaz Tıp Fakültesi Prof. Dr. Naki Tütüncü Mühendislik Fakültesi Prof. Dr. Mehmet Salih Kırkgöz Mühendislik Fakültesi Prof. Dr. Oktay Bayat Mühendislik Fakültesi Yıllık Etki Kategorisinde yer alan araştırmacıları Prof. Dr. Fatih Özoğul Su Ürünleri Fakültesi Prof. Dr. Mehmet Bilgili Ceyhan Mühendislik Fakültesi Prof. Dr. Yeşim Özoğul Su Ürünleri Fakültesi Prof. Dr. Sedat Gündoğdu Su Ürünleri Fakültesi Prof. Dr. Serkan Selli Ziraat Fakültesi Prof. Dr. İbrahim Ortaş Ziraat Fakültesi Prof. Dr. Semra Paydaş Tıp Fakültesi Doç. Dr. Mustafa Durmuş Su Ürünleri Fakültesi Doç. Dr. İlker Ünal Tıp Fakültesi Prof. Dr. Halime Paksoy Fen Edebiyat Fakültesi Prof. Dr. İsmail Çelik Ziraat Fakültesi Prof. Dr. Sıdıka Seren Güven Mimarlık Fakültesi Prof. Dr. Salih Kafkas Ziraat Fakültesi Prof. Dr. Gülizar Atlı Demiray İmamoğlu Meslek Yüksekokulu Prof. Dr. İlyas Eker Mühendislik Fakültesi Doç. Dr. Mahmut Altıner Mühendislik Fakültesi

Kanada araştırması: Evli erkekler daha sağlıklı yaşlanıyor, kadınlarda durum farklı Haber

Kanada araştırması: Evli erkekler daha sağlıklı yaşlanıyor, kadınlarda durum farklı

Toronto Üniversitesi tarafından yapılan yeni bir araştırmaya göre, evli erkekler bekar erkeklere kıyasla yaşlanma süreçlerinde iki kat daha sağlıklı bir performans sergiliyor. 60 yaş ve üzerindeki 7.600 Kanadalı üzerinde yürütülen üç yıllık çalışmada, evli erkeklerin bekar olanlara göre daha iyi yaşlandığı belirlendi. Ancak araştırma, evliliğin kadınlar üzerinde aynı etkiye sahip olmadığını ortaya koydu. Bekar kadınların, evli olup eşini kaybeden ya da boşanmış kadınlardan daha sağlıklı yaşlandığı gözlemlendi. Toronto Üniversitesi’nden Profesör David Burnes, evliliğin sağlıklı davranışları teşvik edici rol oynayabileceğini belirtti. Araştırma, International Social Work dergisinde yayımlandı. Araştırmanın Detayları Toronto Üniversitesi'nin yürüttüğü üç yıllık çalışma, 60 yaş ve üzerindeki 7.600 Kanadalı üzerinde gerçekleştirildi. Araştırma sonuçlarına göre, evli erkekler, bekar erkeklere göre yaşlanma süreçlerinde iki kat daha sağlıklı bir performans sergiliyor. Bu durum, evliliğin sağlığa olan olumlu etkisini vurgularken, kadınlar için benzer bir sonuç elde edilemedi. Kadınlarda Evliliğin Etkisi Araştırma, evliliğin kadınlar üzerinde erkeklerle aynı sağlık avantajını sağlamadığını ortaya koydu. Bekar kadınların, evli olup eşini kaybeden veya boşanmış kadınlara kıyasla daha sağlıklı yaşlandığı belirlendi. Bu sonuç, evliliğin kadınların sağlığı üzerindeki etkilerini sorgulayan bir bulgu olarak dikkat çekti. Optimum Yaşlanma Tanımı ve Sağlık Davranışları Araştırmada, "optimum yaşlanma" terimi günlük aktiviteleri engelleyen ciddi fiziksel, bilişsel, zihinsel veya duygusal durumların yokluğu olarak tanımlandı. Ayrıca, yüksek düzeyde mutluluk ve iyi fiziksel, zihinsel sağlık da bu sürecin bir parçası olarak değerlendirildi. Profesör David Burnes, evli bireylerin birbirlerini sağlıklı alışkanlıkları benimsemeye teşvik ettiğini belirtti. Araştırma, sosyal izolasyonun kötü yaşlanma için açık bir risk faktörü olduğunu da ortaya koydu. Üniversitenin Sağlık Politikası, Yönetimi ve Değerlendirme Enstitüsü'nden Profesör Eleanor Pullenayegum, sosyal bağlantıların özellikle ileri yaşlarda önem taşıdığını vurguladı.

Türkiye'de bekar anneler arttı Haber

Türkiye'de bekar anneler arttı

‘Türkiye’nin Anneleri’ araştırması Türkiye’de yaşanan ekonomik ve toplumsal dönüşümler sonucunda Türk aile yapısının nasıl bir değişimden geçtiğini ve en önemlisi annelerin rollerinin nasıl farklılaştığını ortaya koydu. Araştırmada evlenme ve aile kurma dinamiklerinden boşanmalara, kadının istihdamdaki konumundan cinsiyet rollerindeki değişimlere kadar pek çok konuda dikkat çekici sonuçlar verdi. Türkiye’nin anne profillerini belirlemek için 267 binden fazla kullanıcıya ait sosyal medya yorumu, blog gönderileri, forum tartışmaları ve diğer sosyal medya etkileşimleri, yapay zeka yardımıyla işlenip yorumlandı. Buna olarak, 1-6 ve 7-15 yaş aralıklarında çocukları olan B ve C1 sosyo-ekomik gruplarına mensup 25-45 yaş arası bekar annelerle yüz yüze görüşme yapıldı. Üç anne profili Araştırmaya göre, Türkiye’de güncel üç anne modeli bulunuyor; Çocuğu Hiç Büyümeyenler (yüzde 42), Eseriyle Övünenler (yüzde 34) ve Birlikte Öğrenenler (yüzde 24). Anne modelleri geleneksel-modern eksenindeki sosyo-kültürel ayrımlara göre tasnif edildiği gibi, çocukları ile kurdukları ilişkilerin biçimi ve niteliğine göre de belirlenmiş. Çocuğu Hiç Büyümeyenler anneler daha çok kırsal kesimde yoğunlaşmış bir anne profili. Çocuklarını geleneksel değerlere göre, büyütüyorlar ve onlara kabul görmüş genel toplumsal cinsiyet rollerini aktarıyorlar. Bu anneler, çocuk yetiştirme konusunda devrim yapmak peşinde değiller kesinlikle, daha çok önceki kuşağın öğretileri ışığında ilerlemeyi tercih ediyorlar. Eseriyle Övünen anneler mutlu bir hayat için başarıyı ön koşul olarak görüyorlar. Eğitime çok önem veren, çocuklarını çok yönlü yetiştirebilmek için onları sanatla, sporla ve şehrin sunduğu diğer modern imkanlarla destekleyen bu anneler, daha çok metropollerde yaşıyorlar. Birlikte Öğrenen anneler ise, kendilerini ve çocuklarını çok zorlamayan, ebeveynlik sürecini doğal akışında yaşamayı tercih eden annelerden oluşuyor. Bu anneler, çocuk yetiştirmek konusundaki popüler öğretilere, sürekli güncellenen altın kurallara biraz kulak tıkayan bir profil sergiliyorlar. 2022'de boşanma sayısı rekor kırdı Araştırma raporunda en çok dikkat çeken ve Türkiye sosyolojisindeki ağırlığı gün geçtikçe artan profil ise, bekar anneler. Araştırmaya temel teşkil eden TÜİK verilere göre, Türkiye’de boşanma oranları sürekli bir artış sergiliyor. Rakamlara yakından bakıldığında, 2002 yılında 95 bin olan toplam boşanma sayısı, 2012’de 123 bine, 2022’de rekor kırarak 182 bine ulaştı. 2023 yılında gerçekleşen boşanma sayısı ise 172 bine varıyor. Artan boşanmaların sonucu olarak tek ebeveynli hanelerin sayısı da artıyor. Buna göre, Türkiye’de bekar annelerin çocukları ile birlikte paylaştıkları hane sayısı toplamda 1,8 milyona ulaşmış durumda. Bu rakamın yakın gelecekte 3 milyonu bulacağı tahmin ediliyor. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, boşanmak erkeklerin hayatında büyük bir yük oluşturmazken, kadınlar dul olarak yaftalanarak ağır bir sosyal ve duygusal yükün altına sokuluyor. Araştırma kapsamında görüşülen bekar anneler, bu yargılama ve etiketlemelerin en çok hemcinsleri tarafından yapıldığını ifade ediyorlar. Sosyal medya üzerinden kendi medyalarını şekillendiriyorlar Araştırmaya göre, sayıları gittikçe artan bekar annelerin veya tek ebeveynli hanelerin markalar ve medya tarafından henüz yeterince muhatap alınmıyor bu durumda da bekar anneler özellikle sosyal medya üzerinden kendi medyalarını kendileri şekillendiriyor. Kadın değersiz anne kutsal ikilemi Araştırmayı yapan FutureBright Group'un Kurucu Ortağı Başak Abdula, sonuçlar ile ilgili şunları söyledi: “Türkiye’nin Anneleri raporu, hem kültürümüzle ilgili çok şey söyleyen bir memleket panoraması hem de dönüşen toplumsal dinamiklerin net bir aynası. Annelerin çocuk yetiştirme tarzlarına göre üç ana segmente ayrıldığı araştırmamızın en dikkat çeken bulgusu, bekar annelerin dünyası oldu. Kadınlığın değersiz, anneliğin ise kutsal sayıldığı bir toplumda bu ikili durumun en büyük yükü bekar annelerin omuzlarında. Bekar anneler, çocukları ve kendileri için istikrarlı, kontrollü ve güvenli bir dünya inşa etmek için bireysel seviyede büyük bir mücadele verirken, kendilerini destekleyecek makro regülasyonların eksikliğinden yakınıyorlar”.

Türkiye'nin En Gözde Şirketleri araştırması sonuçlandı Haber

Türkiye'nin En Gözde Şirketleri araştırması sonuçlandı

İSTANBUL (AA) - Türkiye'nin En Gözde Şirketleri araştırmasında ilk üç sırada Unilever, Google ve Mercedes Benz Türk yer aldı.Realta Danışmanlık'tan yapılan açıklamaya göre, tüm dünyada yenilenen ve farklılaşan yaşam trendleri, hemen her alanda beklentileri de değiştirdi.Küresel ekonomik kriz, Kovid-19 sonrası yeni dengeler ve yapay zekanın yükselişiyle hızlanan bu değişim, yaşamak ve çalışmak arasındaki dengeyi de yeniden kurdu. Profesyonel iş yaşamında da çok köklü değişikliklere yol açan bu zincirleme trend, hem çalışanlar hem de işverenler açısından değer odaklarının yeniden belirlenmesiyle sonuçlandı.Yaşanan bu köklü değişimin en çarpıcı biçimde gözlenebildiği başlıklardan biri de "işveren markası" oldu. Değişen algılar, farklılaşan beklentiler ve yeniden sıralanan öncelikler, şirketlerin potansiyel çalışan adayları nezdindeki itibarını ölçen "işveren markası" kriterlerinde de parametreleri farklılaştırdı. Böyle bir dönemde 15. kez düzenlenen Türkiye'nin En Gözde Şirketleri araştırması, şirketlerin gözden kaçırmaması gerekenleri ortaya koyuyor.- 91 binden fazla katılımcı değerlendirme yaptıTürkiye'yi "işveren markası" kavramıyla 2007 yılında tanıştıran Realta Danışmanlık tarafından geliştirilen ve yürütülen "En Gözde Şirketler 2023” araştırması, işveren markası kriterlerindeki güncel değişimi gösterdi.Araştırmada şirketler, kurum kültüründen kişisel gelişime yaptıkları yatırıma, ücret politikalarından yenilikçi çalışma modellerine kadar birçok alanda değerlendirildi. Türkiye genelinden 62 bin 541'i üniversite öğrencisi ve 28 bin 623'ü genç profesyonel olmak üzere toplam 91 bin 164 kişinin dahil olduğu araştırmada katılımcılar, kendilerine yöneltilen sorularla en çok çalışılmak istenen şirketleri ve sebeplerini belirledi.- Araştırmada Unilever ve Google öne çıktıÜniversite öğrencileri ve genç profesyoneller olarak ayrı değerlendirmelerin yapıldığı araştırmada, "En Gözde Şirketler", "En Gözde Holdingler" ve "Sektörel" olmak üzere üç ayrı kategoride sonuçlar belirlendi.Türkiye'nin En Gözde Şirketleri 2023 araştırmasının üniversite öğrencileri değerlendirmesinde ilk üç sırayı Unilever, Google ve Mercedes Benz Türk alırken, genç profesyoneller değerlendirmesinde ise Unilever, Apple ve Microsoft öne çıktı."En Gözde Holdingler" kategorisinde ise ilk üç sırada Koç Holding, Yıldız Holding ve Eczacıbaşı Holding yer aldı. Şirketlerin faaliyette bulundukları alanlara göre değerlendirildiği "Sektörel" kategorisinde ise 10 farklı sektörün en gözde şirketleri belirlendi.- 250 şirket yer alıyorTürkiye'nin ilk işveren algısı araştırması olarak 2009'da başlayan En Gözde Şirketler araştırmasında her yıl ortalama 250 şirket yer alıyor.Araştırmada yer alan şirketler, üniversite öğrencileriyle yapılan "fokus gruplar"da belirleniyor. Üniversite yönetimleri ile birlikte çevrim içi olarak yürütülen ve şirketlerin işveren olarak algısını ölçen araştırmada bu yıl, katılımcılara çeşitli başlıklar altında 74 soru soruldu.Şirket kültüründen öğrencilerin tercih ettikleri iletişim yöntemlerine kadar birçok konunun ölçümlendiği araştırmada, katılımcıların sorulara verdikleri yanıtlar araştırma algoritmasında puanlanarak sonuçlar ve sıralamalar ortaya çıkarıldı.- Hibrit çalışmaya ilgi yüzde 20'ye düştüAçıklamada, araştırmaya ilişkin değerlendirmeleri yer alan EGŞ Araştırma Direktörü ve Realta Danışmanlık Kurucusu Ali Ayaz, 91 bini aşkın katılımcının yer aldığı bu yılki araştırmanın işveren markasının evrilen görünümüne ilişkin ilgi çekici bilgiler sunduğunu bildirdi.Ayaz, "Araştırmada, günümüzün rekabetçi yetenek pazarında, şirketlerin gözden kaçırmaması gereken paha biçilmez iç görüler var. Araştırmanın, cazibelerini artırmayı ve yeni nesil yeteneklerle bağlantı kurmayı hedefleyen şirketler için güncellenmiş bir yol haritası sağladığını söyleyebilirim." ifadelerini kullandı.Bu yılki araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından birinin hibrit çalışmaya yönelik değişen bakış açısı olduğuna değinen Ayaz, şu ifadeleri kullandı:"Geçen yıl, katılımcıların yüzde 78'i hibrit çalışma seçenekleri sunmayan bir şirketi düşünmeyeceklerini belirtirken, bu yıl bu sayı önemli ölçüde azalarak yüzde 20'ye düşmüş durumda. Uzaktan ve esnek çalışma düzenlemeleriyle ilgili beklentilerin değiştiği görülüyor, bu da şirketlerin yaklaşımlarını yeniden gözden geçirmeleri ve iş arayanların değişen tercihlerine uyum sağlamaları gerektiğini gösteriyor."- "Maaş beklentileri hızlı yükseldi"Ali Ayaz, araştırmada anket aday memnuniyetinde bir artış eğilimi olduğunu ve memnuniyet puanının yüzde 55'ten yüzde 67'ye yükseldiğini belirterek, şu açıklamalarda bulundu:"Bu durum, şirketlerin etkili iletişim, zamanında geri bildirim ve kolaylaştırılmış başvuru süreçleri gibi hususlara odaklanarak genel aday deneyimlerini iyileştirme konusunda adımlar attığını gösteriyor. Bununla birlikte, kuruluşların uyanık kalmaları ve yüksek aday memnuniyeti seviyelerini korumak için işe alım uygulamalarını iyileştirmeye devam etmelerinin önemini daha da artırıyor."Maaş beklentilerinde de değişiklik yaşandığına işaret eden Ayaz, şu bilgileri verdi:"Bu yılki araştırma verileri, maaş beklentilerinin hızla yükseldiğini ve bunun da finansal kaygılar ile en iyi yetenekleri cezbetme arasında denge kurmaya çalışan şirketler için bir zorluk teşkil ettiğini gösteriyor. Kuruluşların, ücretlendirme stratejilerini dikkatle değerlendirmeleri ve piyasa taleplerine uygun rekabetçi paketler sunmanın yollarını bulmak zorunda olduğu görülüyor. EGŞ 2023 Araştırması, sektöre özgü trendlere de ışık tutuyor. Özellikle savunma sektöründe bir yükseliş gözledik, bir önceki yıla kıyasla daha fazla savunma şirketi ilk 100 listesinde yer aldı. Bankacılık sektörü de ilk 100'deki ağırlığını arttırdı. Bu durum, şirketlerin değişen sektör dinamiklerine uyum sağlama ve işveren markası stratejilerini buna göre uyarlamalarının, tercih edilme oranlarını arttırdığının altını çiziyor."Ali Ayaz, araştırmadan elde edilen iç görülerin şirketler için önemli bilgiler sunduğunu bildirdi.

Akdeniz Üniversitesinden bilim insanları, deprem bölgesindeki enkazlarda çalışma yaptı Haber

Akdeniz Üniversitesinden bilim insanları, deprem bölgesindeki enkazlarda çalışma yaptı

ANTALYA (AA) - Akdeniz Üniversitesinden bilim insanları, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta yaşanan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde yıkılan binalardaki yapısal kusurların belirlenmesi için bölgede saha çalışması gerçekleştirdi. Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, Deprem Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ramazan Özçelik ve araştırma ekibinin "Depremde Yıkılan Binalardaki Yapısal Kusurların Belirlenmesi" Projesi, TÜBİTAK'ın, depremin analizi için "1002-C Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Çağrısı" kapsamında kabul edildi.Prof. Dr. Özçelik, İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferhat Erdal ve araştırma görevlisi Hüseyin Söğüt, ilk olarak depremlerin merkez üssü olan Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde saha incelemesi yaptı.Daha sonra Kahramanmaraş merkez ve Adıyaman'da yıkımın en çok olduğu bölgeleri değerlendiren Özçelik ve ekibi, Hatay ve Gaziantep'in İslahiye ve Nurdağı ilçelerindeki yığma yapılar, yol üzerindeki köprüler ve tarihi yapıların değerlendirilmesi için de gerekli incelemelerde bulundu.Saha çalışmasında 1998, 2007 ve 2018 Deprem Şartnamesi ile tasarımının yapıldığı ve deprem esnasında yıkılan veya ağır hasar alan yapılardan oluşan hedef yapı stoku belirleyen bilim insanları, yıkıma uğramış betonarme yapılarla farklı taşıyıcı sisteme sahip yapılar, fabrika binaları, GES güneş enerji sistemleri, tarihi yapılar ve çelik yapıları inceledi.Açıklamada, görüşlerine yer verilen Özçelik, deprem bölgesinde hedef binaların taşıyıcı sistemini, kolon ve kirişlerdeki donatı miktarını öğrendiklerini, yapıların kat sayısı, taşıyıcı sistemi gibi konularla ilgili yapının çevresindeki insanlardan bilgi aldıklarını ifade etti.Elde ettikleri bilgilerin deprem esnasında yıkılmış binalardaki taşıyıcı sisteme ait genel bilgiler sağlayacağını vurgulayan Özçelik, şunları kaydetti:"Deprem ülkemizin bir gerçeği ve bunun için tedbirli olmamız şart. Yaptığımız çalışma kapsamında yapıların deprem etkisi altında davranışları ve performans seviyeleri belirlenecek. Yapısal kusurların ve etkilerinin daha doğru belirlenmesine olanak sağlayacak. Çalışmalarımız, yapısal yetersizliklerin belirlenerek gelecek depremlere daha hazırlıklı olmamızda araştırmacılara yol gösterici olacak."

Depremlerin yer kabuğuna etkisi TÜBİTAK destekli projeyle araştırılıyor Haber

Depremlerin yer kabuğuna etkisi TÜBİTAK destekli projeyle araştırılıyor

ADANA (AA) - ÖMER FANSA - Kahramanmaraş merkezli, 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun (TÜBİTAK) desteğiyle yürütülen projeler kapsamında bilim insanları saha çalışmalarına devam ediyor.Afyon Kocatepe Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi, Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Tiryakioğlu yürütücülüğünde Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Poyraz, Aksaray Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Cemil Gezgin, Afyon Kocatepe Üniversitesi Uzaktan Eğitim Meslek Yüksekokulu Dr. Öğr. Üyesi, Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Halil İbrahim Solak, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Dr. Öğr. Üyesi Ali Özkan'dan oluşan ekip, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında yer kabuğunda oluşan değişimleri inceliyor.Bitlis Eren Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Dr. Öğr. Üyesi Fatih Adıgüzel yürütücülüğünde İskenderun Teknik Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Efdal Kaya, Fırat Üniversitesinden Dr. Öğr. Üyesi Aşır Yüksel Kaya ile Bitlis Eren Üniversitenden öğretim üyeleri Aslı Deniz Adıgüzel ve Ahmet Şahap'tan oluşan ekip ise depremlerde hasarlı yapıların uzaktan algılama ve açık kaynak kodlu coğrafi bilgi sistemleri kullanılarak tespit edilmesine yönelik çalışma yapıyor.Prof. Dr. İbrahim Tiryakioğlu, AA muhabirine, TÜBİTAK desteğiyle depremin hemen ardından bölgede meydana gelen yer kabuğu hareketlerinin incelenmesi amacıyla 5 üniversiteden araştırmacılarla sahaya çıktıklarını söyledi.Malatya'dan güneye doğru inerek küresel konumlama sistemleriyle ölçümler yaptıklarını belirten Tiryakioğlu, "Depremde normal şartlarda arazi gezilerinde sadece yüzey kırıkları üzerinde meydana gelen hareket miktarları ölçülebiliyor. Proje sayesinde ise uydulardan küresel konumlama sistemleriyle bulunduğumuz noktaların koordinatlarını hassas bir şekilde hesaplayıp faylardaki hareketi sadece fay üzerinde değil faydan uzak noktalarda da net şekilde belirliyoruz. Bu projeyle, faydan sonra hangi bölgede ne kadar hareket olduğunu, yer kabuğundaki değişim miktarlarını hassas bir şekilde hesaplıyoruz." diye konuştu.Tiryakioğlu, proje sonuçlarının değerlendirilmesinin uydulardan gelen bilgilerin de güncellenmesi nedeniyle uzun bir süreç olduğunu ancak bölgedeki bazı sabit Küresel Konumlama Sistemi istasyonlarından aldıkları bilgileri yorumladıklarını aktardı.İlk gözlemleri anlatan Tiryakioğlu, şu bilgileri verdi:"Örneğin ikinci depremin merkez üssüne yakın olan Kahramanmaraş'ın Ekinözü ilçesindeki istasyonunda 4,5 metre civarında bir hareketlenme var. Tabii fay ve yakınlarında bu miktarlar daha fazla, faydan uzaklaştıkça bu miktar azalıyor ve biz bunları tespit ediyoruz. Yani bir anda ikinci depremle beraber yer kabuğunda 4,5 metrelik batıya doğru bir hareket oldu. Şöyle söylemek gerekirse bir noktanın koordinatı 4,5 metre değişti. Tabii bunlar maksimum deformasyonlar hareketlerinin olduğu yerler."Tiryakioğlu, araştırma sonuçlarının rapor halinde ilgili birimlere sunulacağını ifade etti.- Depremde yıkılan binaların tespiti için yerli yazılım oluşturma çalışmasıDr. Öğr. Üyesi Fatih Adıgüzel de herhangi bir deprem veya başka bir afetten önce çekilmiş uydu görüntüleri ile afetten sonraki görüntüleri en kısa sürede yorumlayıp bir yerleşim yerinde kaç bina yıkıldığı, kaç kişinin etkilendiği gibi bilgileri kısa sürede ortaya çıkaracak yerli yazılım için saha çalışması yaptıklarını dile getirdi.Araştırmalarının, afet sonrası yapılacak çalışmalar için büyük kolaylık oluşturacağını vurgulayan Adıgüzel, şunları kaydetti:"Önceki uydu görüntüleri ve sonraki uydu görüntüleriyle topladığımız verileri algoritmalarla bilgisayara aktarıyoruz. Depremin geneline göre Adana'da çok fazla yıkım olmadı ancak başka yıkım olan yerleri bu programlama sayesinde tespit edebilecek duruma geleceğiz. İleriki aşamalarda herhangi bir olası depremde zarar gören alanları hemen belirleyebilmeyi sağlıyor. Yani sahaya çıkmadan önce nerelerin yıkıldığını tespit edebileceğiz. Şu an Hatay'ı, Kahramanmaraş'ı, Adıyaman'ı düşünecek olursak binlerce bina yıkıldı. Bununla da hızlı bir şekilde hangi binaların yıkıldığı tespit edilebilecek duruma gelecek."Dr. Öğr. Üyesi Efdal Kaya ise afetlerde hasar gören yapı ve yerlerin otomatik olarak uydu görüntülerinden tespit edilmesiyle ilgili lisanslı birçok yazılım bulunduğunu ancak bunlarda belirli sınırlamalar olduğunu belirtti.Çalışmanın, ülkenin bu konuda yerli ve milli bir yazılımı olması açısından önem taşıdığına işaret eden Kaya, "Her seferinde farklı ülkelerden yazılım almak yerine kendi yerli ve milli yazılımımızı bir kere ürettiğimizde bu yazılım sayesinde birçok alanda hem deprem olsun hem sel ya da diğer doğal afetlerin tamamındaki etkiyi ortaya çıkarmak için kullanılabilecek bir altyapı hazırlamaya çalışıyoruz." dedi.Kaya, elde edilen hasarlı bina veya yerlerin en kısa sürede öğrenilmesinin zamandan tasarrufla başta arama kurtarma gibi konularda büyük avantaj sağlayacağını sözlerine ekledi.

Kahramanmaraş merkezli depremler TÜBİTAK destekli 107 projeyle araştırılıyor Haber

Kahramanmaraş merkezli depremler TÜBİTAK destekli 107 projeyle araştırılıyor

ADANA (AA) - ÖMER FANSA - Kahramanmaraş merkezli, 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlere yönelik Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun (TÜBİTAK) desteğiyle 107 araştırma projesi yürütülüyor.TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, AA muhabirine, depremlerin etkili olduğu illeri ziyaret ettiğini, yeniden Adana'dan başlayıp Malatya'ya kadar incelemelerde bulunacaklarını söyledi.Mandal, depremlerin etkilerini analiz edebilmek amacıyla acil proje çağrısına çıktıklarını hatırlattı.Depremlerin meydana geldiği 6 Şubat'ta hızla aksiyon alarak "Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Programı"nı başlattıklarını ifade eden Mandal, başvuruları 24 saat içinde değerlendirdiklerini belirtti.Prof. Dr. Hasan Mandal, "Şu an TÜBİTAK tarafından sahada 107 farklı proje destekleniyor. Bu projeler hemen deprem sonrasında faaliyete geçti. 57 farklı kurumdan 500'e yakın araştırmacı sahada gece gündüz çalışıyor. Arkadaşlarımız hızlı bir şekilde sahaya intikal ettiler." diye konuştu.- "Bilimsel temelli veri elde etmeye çalışıyorlar"Geleceğe yönelik planlamaların bu tür araştırmalardan elde edilecek verilerle yapılmasının önem taşıdığına işaret eden Mandal, sözlerini şöyle sürdürdü:"Arkadaşlarımızın yapmaya çalıştığı, bilimsel temelli veri elde etmek. Çünkü şu an çok sıcak veri var. Hem yer bilimleri açısından hem inşaat mühendisliği bilimleri açısından hem de diğer alanlarda mimar hocalarımız var. Olayın sosyal, psikolojik etkisini araştıran hocalarımız var. Sağlık bilimleri, harita mühendisliği hocalarımız var. Yani birçok disiplinden 500'e yakın araştırmacımız şu an sahada. Hepsine teşekkür ediyorum."Mandal, her zor dönemin doğru yönetildiği takdirde geleceğe yönelik de bir umut olduğunu dile getirdi.Sahadaki çalışmaların da umut olacağına inandıklarını kaydeden Mandal, "Araştırmacılarımız olayın hemen ardından bu kadar sıcak bir ortamda bulunmanın sorumluluğuyla, doğru bilgilerin alınıp devletimizin ilgili kurumlarına aktarılması için önemli bir çaba içinde." dedi.​​​​

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.