TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Anma

İLKHABER-Gazetesi - Anma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Anma haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

18 Mart Çanakkale Zaferi Kutlama Mesajları: En anlamlı ve coşkulu 109. yıl mesajları Haber

18 Mart Çanakkale Zaferi Kutlama Mesajları: En anlamlı ve coşkulu 109. yıl mesajları

18 Mart Çanakkale Zaferi Mesajları: Çanakkale Zaferi'nin 109. yılını kutlarken, tüm kahraman askerlerimizi minnetle anıyoruz. Çanakkale'de sergilenen o büyük direniş ve fedakarlık, milletimizin bağımsızlık mücadelesinin en önemli sembollerinden biri olmuştur. Bugün, o kutsal topraklarda şehit düşenleri saygıyla yad ediyor, onların aziz hatırasını sonsuza dek yaşatıyoruz. Allah, vatanımızı ve milletimizi daima muhafaza etsin. 18 Mart 1915, Türk milletinin eşsiz bir direniş ve kahramanlık destanıyla yazdığı bir destanın tarihidir. Bu kutlu zaferin 109. yılını kutlarken, vatan için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Bu zafer, milletimizin birlik ve beraberlik içinde neler başarabileceğinin en güzel örneğidir. Zaferiniz kutlu olsun. Bu destansı zaferin ardında güçlü bir inanç, büyük bir vatan sevgisi ve özgürlük tutkusu yatmaktadır. Çanakkale şehitlerimizi minnetle anıyoruz. Tüm dünyaya Türk milletinin boyun eğmeyeceğini gösterdiğimiz bu büyük zaferin yıl dönümünde, saygıyla anıyorum. Tarihin altın sayfalarından biri olan 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümünde, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi bir kez daha minnetle anıyoruz. Onların emaneti olan bu vatanı korumak için azimle çalışmaya devam ediyoruz. Toprağı vatan yapan şehitlerimizi minnet ve saygıyla anıyoruz. 18 Mart Çanakkale Zaferimiz kutlu olsun. Ruhları şad olsun. Çanakkale Zaferi, vatanseverlik, fedakârlık ve cesaret gibi yüksek faziletlerin kahramanca sergilendiği eşsiz bir destandır. Aziz Türk milletimizin bu onurlu gününü kutluyoruz. Çanakkale'de yazılan destanın ışığında, milletimizin birlik ve beraberliğinin önemini bir kez daha hatırlıyoruz. 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 109. yılında, şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Onların aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.Onlar mukaddes vatan toprakları için canlarını seve seve vermiş, Çanakkale Savaşları'nın kaderini değiştirmişlerdir. Her saniye, her an, her neferin fedakarlığı Türk vatan ve milletinin mukadderatını çizmiştir. Kara savaşlarına katılan ilk birlik olan 57. Alay, vatan sevgisinin ne olduğunu insanlığa göstermiştir. Bu kahraman Alayı hayranlık, minnet ve rahmetle anıyorum. 18 Mart, Türk milletinin istiklal ve hürriyet aşkını tüm dünyaya gösterdiği bir gündür. Aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, onların bize miras bıraktığı bu toprakları sonsuza kadar koruyacağımıza söz veriyoruz.Malazgirt’te Alpaslan’ın dilinde, Surlarda Ulubatlı’nın elinde, Çanakkale cihadının yılında; Zemin kan kırmızı, ay yıldızı ak, O mübarek bayrak, işte bu bayrak! 18 Mart Çanakkale Zaferimiz Kutlu Olsun. Benimle beraber burada muharebe eden askerler kesin olarak bilmelidir ki, bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için bir adım geri gitmek yoktur. Uyku, dinlenme aramanın, bu dinlenmeden yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar mahrum kalmasına sebep olacağını hepinize hatırlatırım. Çanakkale'de yazılan destan, Türk milletinin var olma mücadelesinin en kıymetli simgelerinden biridir. Bu zaferde şehit düşen tüm kahramanlarımızı minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun. 18 Mart, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük aşkının sembolüdür. Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümünde, bu büyük zaferin bize kazandırdığı vatan sevgisini ve milli birliği bir kez daha hissediyoruz.

TTB'den pandemide hayatını kaybedenlere anma Haber

TTB'den pandemide hayatını kaybedenlere anma

Türk Tabipleri Birliği, Dünya Sağlık Örgütü tarafından ilan edilen koronavirüs pandemisinin 4. yılında, hayatını kaybeden vatandaşlar, hekim, ve sağlık çalışanlarını andı. COVID-19 pandemisi, sadece bir sağlık krizi olmanın ötesinde, hayatın her alanını etkileyen küresel bir krize dönüştü. Pandeminin etkileri hala devam ederken, uzmanlar, bu salgının etkilerinin gelecekte de hissedilmeye devam edeceğini öngördü. Pandemiyle birlikte küresel ekonomi 2020'de tarihi bir daralma yaşadı, milyonlarca insan işini kaybetti, küresel ticaret ve turizm önemli ölçüde azaldı, birçok işletme kapanmak zorunda kaldı, eğitim sistemleri aksamalara uğradı, ölümler yaşandı. Salgınla mücadelede sağlık sistemleri de büyük bir yükün altına girerken, hastaneler ve sağlık çalışanları kapasitelerinin sınırlarını zorladı. Pandemiyle mücadelede bir çok hekim ve sağlık çalışanı da yaşamını kaybetti. Türk Tabipleri Birliği de, Dünya Sağlık Örgütü tarafından ilan edilen koronavirüs pandemisinin 4. yılında, hayatını kaybeden hekim ve sağlık çalışanlarını andı. Türk Tabipleri Birliği'nden yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Dünya Sağlık Örgütü’nün koronavirüsü pandemi ilan etmesinden ve Türkiye’de ilk COVID-19 vakasının açıklanmasından bu yana dört yıl geçti. Bilimsellikten, şeffaflıktan, sorumluluktan uzak bir yönetim anlayışının sonucunda yüzbinlerce insanımızı korunması ve önlenmesi mümkün olan bir hastalıktan kaybettik. Sorumluları biliyoruz, unutmuyoruz, affetmiyoruz. Pandemi ile mücadelede fedakarca emek veren tüm hekimlere ve sağlık emekçilerine minnetlerimizi sunuyor; kaybettiğimiz tüm yurttaşlarımızı, hekimleri ve sağlık emekçilerini saygıyla anıyoruz."

Esendemir: Emeç’i  saygıyla anıyoruz Haber

Esendemir: Emeç’i saygıyla anıyoruz

Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkan Vekili ve Çukurova Gazeteciler Cemiyeti (ÇGC) Başkanı Cafer Esendemir, 7 Mart 1990'da uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülen Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Çetin Emeç’i saygıyla andıklarını söyledi. Çalışkanlığıyla bulunduğu her ortamda meslektaşlarına örnek gösterilen Çetin Emeç’in usta bir gazeteci ve saygın bir yönetici olduğunu vurgulayan Esendemir, yönetim kurulu adına yaptığı açıklamada, “Bugün ardından saygı ile andığımız Çetin Emeç yaşasaydı kendisi gibi karakterli gazeteci ve yazarlar yetiştirecekti. Onun onurlu duruşu, her zaman peşinden yürüdüğümüz meşalemiz olacaktır.” dedi. Son Posta’da, Hayat Dergisi’nde, Hürgün Yayınları’nda, Milliyet  ve Hürriyet’te görev yapan Çetin Emeç’in, Hürriyet’teki Genel Yayın Yönetmenliği sırasında basını hedef alan şiddetin kurbanı olduğunu ifade eden Esendemir, şöyle devam etti: “7 Mart 1990'da işine gitmek üzere İstanbul Suadiye'deki evinden çıktığı sırada şoförü Sinan Ercan'la birlikte öldürüldü. Naaşı Zincirlikuyu mezarlığına defnedildi. 38 yıllık gazeteci olan Emeç, Hürriyet Gazetesi yönetim kurulu üyesi ve yazarıydı. Çetin Emeç, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Uluslararası Basın Enstitüsü ile Uluslararası Gazetecilik Basın Enstitüleri Federasyonu üyesiydi. Karanlık güçler tarafından hedef seçilen gazeteci yazar Çetin Emeç bilgi ve deneyimi ile tarih yazmıştır. Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu olarak Çetin Emeç'i sevgi ve saygıyla anıyoruz.”

Hocalı Soykırımının 32. yılı nedeniyle anma etkinliği Haber

Hocalı Soykırımının 32. yılı nedeniyle anma etkinliği

Azerbaycan İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Derneği tarafından Adana’da Hocalı Soykırımının 32. yılı nedeniyle anma etkinliği düzenlendi.  26 Şubat 1992'de Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan soykırım, insanlık tarihinin en kara lekelerinden biri olarak hafızalara kazındı. Ermeni kuvvetlerinin Azeri sivillere karşı gerçekleştirdiği bu vahşet, 613 insanın hayatını kaybetmesine ve yüzlercesinin yaralanmasına veya kaybolmasına neden oldu. Hocalı soykırımı, Karabağ Savaşı'nın en trajik olaylarından biri olarak insanlık tarihinin kara sayfalarında yer aldı.  Hocalı soykırımı, uluslararası toplumda büyük bir tepkiyle karşılandı. Birçok ülke ve uluslararası kuruluş katliamı kınadı ve Ermenistan'ı sorumlu tuttu. Katliamda yaşamını yitirenler için her yıl anma etkinlikleri düzenlenmeye başladı. Vahşetin 32. yılında Azerbaycan İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Derneği tarafından da Adana’da anma etkinliği düzenlendi. Kız Lisesi’nde düzenlenen anma etkinliği ve fotoğraf sergisinin açılışında Emekli Öğretmen Ahmet Kaytancı ile Azerbaycan İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Derneği Başkanı Belkıs Yakıcı yaptıkları konuşmada, 1992 yılında Rus ve Ermeni askerleri tarafından 106 kadın ve 83’ü çocuk 613 kişinin işkencelerle öldürüldüğünü anımsattı. Kaytancı ve Yakıcı, “2020 yılına kadar işgal altındaki Karabağ toprakları 44 gün süren savaşta Azerbaycan’ın zaferiyle sonuçlanarak bağımsızlığa kavuşmuştur” dedi. Kız Lisesi Salonundaki anma ve resim sergisi açılışına Adana Kardeş Kültür Dernekleri Platformu üyeler,  Türkistanlılar Kültür ve Yardımlaşma Dernek Başkanı Osman Beg,  Tüm Adana Kırım Türkleri Derneği Başkanı Ruşen Yalçın,  Oğuz Boyları  Derneği Başkanı Mahmut Dalkır, Doğa Sporları Derneği Başkanı Ayhan Binboğa, SEKAD Derneği Başkanı Elife Müftüoğlu, İŞKAD Başkanı Bermen Mantı, YAYA DER Başkanı Nejla Başkan, Adana Eski Fotoğraflar  Grubundan Sabri Gül,  Kadın ve Çocuk Hakları Derneği Başkanı  Çiğdem Akça,  Adana Kız Lisesi Müdürü Fatma Yılmaz, öğretmen ve öğrenciler katıldı.

Yaşar Kemal 'Köprü' isimli sergiyle anılacak Haber

Yaşar Kemal 'Köprü' isimli sergiyle anılacak

Türk edebiyatının önde gelen yazarlarından olan ve 28 Şubat 2015 tarihinde yaşamını yitiren Yaşar Kemal, Adana'da 'Köprü' isimli sergiyle anılacak. Gerçek adı Kemal Sadık Göğceli olan ve 6 Ekim 1923 tarihinde Osmaniye'nin Hemite Köyü'nde doğan Türk edebiyatının önemli isimlerinden Yaşar Kemal, edebi kişiliğinin yanı sıra sosyal adalet, insan hakları ve doğa sevgisi gibi temaları işlemesiyle de ön plana çıktı. Edebi kariyeri genellikle "Çukurova" adını verdiği bölgede geçen romanlar ve öykülerle başlayan Yaşar Kemal, eserlerinde sıkça toplumsal haksızlıkları ve çiftçi kesimin yaşadığı zorlukları dile getirdi. "İnce Memed" serisi, Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen Yaşar Kemal, bu seride adalet arayışında olan bir köylü genci olan Memed'in hikâyesini anlattı. Şiirsel anlatımıyla okuyucuları etkileyici bir yolculuğa çıkaran Yaşar Kemal'in eserleri, Türk ve dünya edebiyatının önemli bir parçası haline geldi. "Köprü" isimli sergiyle anılacak Eserleri birçok dile çevrilen Yaşar Kemal için ölüm yıldönümü kapsamında Adana'da özel bir etkinlik düzenlenecek. Türkçe'nin edebiyat yapmak için en güzel dillerden biri olduğunu savunan, Çukurova'nın ve Toroslar'ın Türkçesini edebiyatın evrenselliğine taşıyan; uygarlıklar arasında, daha da önemlisi insanlar arasında kurduğu köprüden, Anadolu'dan başlayıp dünyaya uzanan, öykülerden, masallardan, romanlardan bir yol inşa eden; büyük usta Yaşar Kemal, "Köprü" isimli sergiyle anılacak. Yaşar Kemal'in eşi Ayşe Baban'ın da katılacağı bu etkinlikte, Fotoğraf Sanatçısı Ercan Aslan'a ait fotoğraflar sergilenecek. Sergi, 23 Şubat Cuma günü Çukurova Belediyesi-Adana Tabip Odası 100. Yıl Kültür ve Sanat Merkezi'nde saat 19.30'da açılacak.

Adana'da depremzedeler, depremde kaybettikleri yakınları için yürüdü Haber

Adana'da depremzedeler, depremde kaybettikleri yakınları için yürüdü

6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerde Adana'da hayatını kaybedenler sevdikleri tarafından anıldı. Depremzedeler, depremde hayatını kaybeden yakınları için İller Bankasından Duygu Kafe'nin önüne kadar yürüdü.Yürüyüşe çok sayıda insan katıldı. Anma Etkinliğine Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, CHP Adana İl Başkanı Anıl Tanburoğlu, CHP Adana Milletvekilleri ve CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, depremzede aileleri, sevenleri ve depremzedeler katıldı. Kalabalık grup sloganlar atarak Duygu Kafe'ye kadar yürüdükten sonra burada açıklama gerçekleştirdi. Açıklamayı ilk olarak Alpargün Apartmanı'ndan Gizem Çetin yaptı. Çetin, "Bugün burada, 6 Şubat 2023'te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremin birinci yıl dönümünde, sevdiklerimizi kaybetmenin derin acısını paylaşmak için bir araya geldik. Depremde ailesini kaybetmiş biri olarak, yakınlarını kaybetmiş veya depremden herhangi bir şekilde zarar görmüş yüz binlerce kişi anısına bir nuşma yapmak üzere buradayım" dedi. "Bugün, herkesin yüreklerine dokunan bir trajedinin, hiç unutmadığımız o gecenin ardından, yıkılan Alpargün Apartmanı'nın müteahiti Hasan Alpargün'ün 8 Şubat'ta görülecek olan duruşmasında en ağır şekilde cezalandırılması talebiyle bir aradayız" diyen Çetin, tutuklu Hasan Alpargün e verilecek olan bu cezanın, sadece içini bir nebze olsun yatıştırmayacak, aynı zamanda herkesin vicdanında adalet duygusunu pekiştireceğini vurguladı. Depremde hayatını kaybeden tüm insanlar için duyduğu derin üzüntüyü ifade etmek istediğini belirten Çetin, devamında şunları söyledi: "Bu acı olay, sadece bizim ailemizi değil, birçok aileyi derinden etkiledi, Bizler, yani geride kalanlar, 6 şubatta kaldık ne yazık ki. Bir gecede evsiz, barksız, ailesiz, kimsesiz bırakıldık. Yetmezmiş gibi, bir kısmımız gözleri kapıda bırakıldık, cenazelerimize dahi ulaşamadık. Sanıyoruz ki deprem geçti, ölen öldü, kalan sağ, depremin üzerinden bir yıl geçmiş olmasına rağmen hala çadırlarda yaşayan yüzlerce insan için de buradayız. Milli birlik ve dayanışma ruhu içinde, bu zorlu süreçte birbirimize destek olmalı ve gelecekte benzer felaketleri önlemek için birlikte çalışmalıyız. Çünkü bir gün asla başımıza gelmez sandığımız gerçek, aslında kapımızda bizi bekliyor. Üzgün olduğumuz kadar endişeliyiz de. Türkiye'deki yargı sisteminin yeterince sağlıklı işlemediğini düşünüyoruz. Merkezinin Adana dahi olmadığı bir deprem felaketinde bile, yıkılan binalar için herhangi bir yetkilinin tutuklanmadığını veya yargılanmadığını görmekteyiz. Keza Hatay, Malatya, Adıyaman ve depremden doğrudan etkilenen diğer il, ilçe ve köyler. Adaletin gecikmesiyle sadece biz geride kalanların hayatlarına devam edememesine, hep o günü yaşamasına sebebiyet verilmektedir. Adalet gecikmeden yerini bulmalı ki ailelerimizi vahşice katledenler farklı isimler kullanarak başka canlara mezar inşa edemesin." "Kaldı ki insanlık namına duyurmak isteriz ki oğlu Hasan Can Alpargün ismini Aleks olarak değiştirerek mezarlık inşaa etmeye devam etmektedir. Bu kişilerin adliyede rüşvet verdiği ile ilgili süreç devam etmektedir" diyen Çetin, bu kişinin yurt dışına kaçma şüphesi olması nedeniyle yapabileceği mezarlık inşaatlardan kimsenin ev almasını istemediklerini söyledi. 1999 Marmara depreminin ardından bile, zaman aşımı bahanesiyle hala kimsenin yargılanmamış olmasının kendilerini büyük bir endişeye sürüklediğini kaydeden Çetin, ancak bu davanın geçmişteki hatalardan ders alarak, adaletin gecikmeden yerine getirilmesini sağlayacak ve emsal teşkil etmesi için önem arz edecek bie dava olacağını umduklarını aktardı. Çetin, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Sevgili vatandaşlar, bugün burada sadece kendi acımızı değil, tüm milletimizin acısını temsil ediyoruz. Bu birliktelik, hem sevdiklerimizin anısını yaşatmak hen de gelecekteki nesillere daha güvenli bir Türkiye bırakmak adına büyük bir sorumluluğu beraberinde getiriyor. Hep birlikte, güçlü bir dayanışma ile bu zorlu süreci aşacağımıza inanıyorum." Av. Gülsüm Özdoğru'da yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: "Tutar Yapı Sitesi C Blokta; amcamı, yengemi, Aylin ablamı ve aile dostlarımı kaybettim. Site dört bloktan oluşan bir site. Yıkılan tek blok C blok. Altmış üç kişi ve bir doğmamış bebeğe mezar olmuş bir siteden bahsediyoruz. A, B ve D blokta hasar da yok. İnsanlar yaşamına devam etmekte. Dolayısıyla bu binanın çürük malzemeyle inşa edilmediği ortada. Bu binayla ilgili 2020 yılından beri süre gelen bir kolon kesme iddiası var. Bir tadilat var. Yapılan insanların bu sesten dolayı evinde duramadığı, rahatsız olup Çukurova Belediyesi'ne şikayette bulunduğu, Çukurova Belediyesi'nin gelip bu inşaatı durdurduğu. Daha sonrasında da devam edildi. Fakat belediye bir şey yapmadı. Tadilatı yapan insanlar ifadeye bile çağrılmadan haklarında takipsizlik kararı verilmiştir." Av. Özdoğru, "Bu insanların rahatı bile bozulmamışken bizim sevdiklerimiz mezardadır. Bütün sorumluların yargılanmasını istiyoruz" diyerek konuşmasını noktaladı. İhsan Bayram Sitesi C blok Avukatı Nazan Akça Subaşı'da İhsan Bayram Sitesi C Blokta 2 yeğenini, gelinini ve tüm komşularını kaybetmiş bir depremzede olduğunu bildirdi. 2018 yılına kadar o binada kendinin de oturduğunu söyleyen Av. Subaşı, "2018 yılında o binadan ayrılırken kardeşime o binanın çok güzel olduğunu ve burayı başkasının satın almaması gerektiğini söyledim. Ben en sevdiklerime mezar satmışım. Bilmiyordum. Ben müteahhit, İnşaat mühendisi ya da belediyede denetim yapan bir görevli değilim. Aa ben sırf o evi onlara sattım diye uyku uyuyamıyorum" diyerek duyduğu acının derinliğini dile getirdi.

Uğur Mumcu, aramızdan ayrılışının 31. yılında Adana’da anıldı Haber

Uğur Mumcu, aramızdan ayrılışının 31. yılında Adana’da anıldı

Gazeteci ve yazar Uğur Mumcu, ölümünün 31. yılında Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından Uğur Mumcu Meydanı’nda anıldı. Anma törenine Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Cumhuriyet Halk Partisi Adana İl Başkanı Anıl Tanburoğlu ve Atatürkçü Düşünce Derneği Adana Şube Başkanı İsa Kayadan başta olmak üzere çok sayıda kişi katıldı. Anma töreninde yeni yapılan Uğur Mumcu Anıtı için Başkan Karalar’a teşekkürlerini ileterek söze başlayan Atatürkçü Düşünce Derneği Adana Şube Başkanı İsa Kayadan, konuyla ilgili açıklama gerçekleştirdi. Kayadan, “Atatürkçü Düşünce Derneği’ni kurduktan sadece 8 ay sonra, 31 Ocak 1990 akşamı aramızdan alınan Kurucu Genel Başkanımız Prof. Dr. Muammer Aksoy'un, cenaze töreninde fotoğrafını taşıyan ve 3 yıl sora 24 Ocak 1993 sabahı otomobiline konulan bomba ile yaşamdan, ailesinden, mücadelesinden koparılan Kemalist Devrimci Kalpaksız Kuvvacımız Uğur Mumcu'nun katledilmeleri ülkemizi bugünlerin karanlığına taşıma amaçlı seri aydın cinayetlerinin zirve noktasıdır” dedi. Kayadan, 70’li yılların başında 12 Mart 1971 faşizmi ile başlatılan, Sivas, Çorum, Maraş katliamları ve Abdi İpekçi cinayeti ile 80’lerin 12 Eylül despotizmi ile buluşturulan, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu ve diğerleriyle sürdürülüp Ahmet Taner Kışlalı cinayetiyle 2000’lere ulaştırılan bu strateji ile emperyalizmin, engel gördüğü ulusalcı aydınları, namuslu gazetecileri, gerçek toplum önderlerini yok etmiş ve ne yazık ki başarılı da olmuş olduklarını söyledi. KAYADAN: 24 OCAK 2001’DE KURULAN HAİN BİR PUSUDA, ALİ GAFFAR OKKAN’LA BİRLİKTE 4 POLİSİMİZ ŞEHİT DÜŞMÜŞTÜR Uğur MUMCU’nun katledilişinden 8 yıl sonra Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan’ı da yitirdiğimizden bahseden Kayadan, “Halkla arasına bürokratik bir engel koymak yerine, insanların gönlünü kazanmayı tercih eden, insancıl, sportmen kamucu, bir devlet adamı olan, gerici ve bölücü odakların karşısında ser verip sır vermeyen, Okkan’ın terör örgütleriyle kararlı ve etkili mücadelesi onu karanlık güçlerin hedefi haline getirmiştir. 24 Ocak 2001’de kurulan hain bir pusuda, Ali Gaffar Okkan’la birlikte 4 polisimiz şehit düşmüştür” şeklinde konuştu. KAYADAN: UĞUR MUMCU CESUR VE KARARLI KEMALİST DEVRİMCİ, ÖDÜNSÜZ CUMHURİYETÇİ VE SÖZLERİNE SONUNA KADAR GÜVENİLEN SAYGIN AYDIN OLDUĞU İÇİN HEDEF SEÇİLDİ Kayadan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:                                                                                                                                                                                                                                                    “Her yıl 24-31 Ocak Adalet ve Demokrasi Haftası'nda Devrim Şehitlerimiz’i çeşitli etkinliklerle anarken hem bu emperyal tuzakların perde arkasını ulusumuza göstermeye çabalıyor, hem nedenlerini ve sonuçlarını irdeliyor, hem de Laik Cumhuriyetimiz'i ilelebet payidar kılma yolunda dersler çıkarıp Gençliğe Hitabe’den aldığımız görev bilincini pekiştirmeye çalışıyoruz. ‘Atatürk laikliği; yalnız uygarlığın, demokrasinin ve özgürlüğün değil, aynı zamanda iç barışın ve ulusal birliğin de güvencesidir. Laiklik karşıtı şeriat propagandasına izin vermek, Türkiye'nin geleceğinin yok edilmesini ve Türkiye Cumhuriyeti'nin intihar etmesini benimsemektir.’ diyen Muammer Aksoy da, ‘Ben Atatürkçüyüm. Ben cumhuriyetçiyim. Ben lâikim. Ben antiemperyalistim. Ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım. Ben insan hakları savunucusuyum. Ben terörün karşısındayım. Ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın beni. Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar doğacaktır.’ diyen Uğur Mumcu da cesur ve kararlı Kemalist Devrimciler, ödünsüz Cumhuriyetçiler ve sözlerine sonuna kadar güvenilen saygın aydınlar oldukları için hedef seçildiler.” KAYADAN: TÜRK ULUSU’NUN SİYASİ CİNAYETLERE KURBAN GİDEN YİĞİT EVLATLARINI DA, KATİLLERİ VE AZMETTİRİCİLERİNİ DE UNUTTURMAYACAĞINA İNANIYORUZ Senede bir gün evlerinin önüne karanfiller bırakıp övgüler düzen kimilerinin söylediklerini benimsememeleri, savundukları fikir ve düşünceleri, uğruna can verdikleri değer ve ideallerinin unutmuş olmalarının ne kadar acı olduğuna değinen Kayadan, açıklamasını şöyle sonlandırdı: “Dediği gibi Mumcu'nun ‘Laiklik ilkesini savunmak için Atatürk gibi yürekli, Atatürk gibi inançlı olmak gerekir. İzinden gittiklerini söyleyenler gibi ürkek, kararsız ve inançsız değil.’ Türk Ulusu’nun siyasi cinayetlere kurban giden yiğit evlatlarını da, katilleri ve azmettiricilerini de unutturmayacağına ve hesabını bir gün mutlaka soracağına yürekten inanıyoruz. Kemalizm'in namus sesini bir sis çanı gibi yurdumuz semalarına asarak Yeniden Atatürk Cumhuriyeti’ne ulaşma kararlılığımızla yitirdiğimiz bütün vatanseverlerimizi minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.” KARALAR: İLELEBET YAŞAYACAK KİŞİLERDEN BİRİ DE UĞUR MUMCU’DUR Kısa bir konuşma gerçekleştiren Adana Büyükşehir Belediyesi Başkanı Zeydan Karalar’da şunları kaydetti: Aslında bugün usta bir kalemin, büyük bir insanın; hangi meziyeti ile ele alırsak alalım örnek alınacak biri olan Uğur Mumcu’nun anmasındayız. Üzülmemiz gerekmiyor. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk diyor ya ‘Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.’ İşte ilelebet yaşayacak kişilerden biri de Uğur Mumcu’dur. Onun için önünde saygıyla eğiliyoruz. Her söylemi, her eylemi bizim için örnektir ve biz buradaysak, böyle etkinliklerimiz varsa bu senin yolundan gittiğimiz içindir. Üzerimizde büyük etkin vardır, sana büyük saygılarımı şahsen buradan sunuyorum. Seyhan Belediye başkanı iken Uğur Mumcu Meydanı’na Uğur Mumcu’nun heykelini dikeceğimi söylemiştim. Büyükşehir Belediye başkanı olduktan sonra bu arzumuz devam etti. Fakat burada bir büst, heykel imkanını izinler nedeniyle yapamadık. Ama onun yerine çok güzel anıt yaptık.” CHP Adana İl Başkanı Anıl Tanburoğlu ve Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili Sefa Saygıdeğer'de konuyla ilgili kısa bir konuşma gerçekleştirerek Uğur Mumcu’yu andı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.