Anız yangınları sürdürülebilir tarımı ve ormanları tehdit ediyor
Hasat sonrası tarlalarda anız yakma geleneği, sadece tarım arazilerini değil, aynı zamanda hayati önem taşıyan orman ekosistemlerini ve genel olarak sürdürülebilir tarım uygulamalarını ciddi şekilde tehdit ediyor. Bu kontrolsüz yangınlar, kısa vadede "kolay" bir çözüm gibi görünse de uzun vadede toprağın verimliliğini, biyoçeşitliliği ve ekolojik dengeyi onarılamaz şekilde bozuyor.
Anız yangınları, toprağın üst katmanındaki organik maddeyi ve humus tabakasını yok ederek toprağı çoraklaştırıyor. Bu durum, toprağın su tutma kapasitesini azaltıyor, erozyonu artırıyor ve kimyasal gübre ihtiyacını yükseltiyor. Toprakta yaşayan faydalı mikroorganizmalar ve solucanlar da yangınlarla birlikte yok oluyor. Bu da toprağın doğal döngüsünü sekteye uğratıyor.
Dahası, anız yangınları rüzgârın etkisiyle kolayca yakındaki ormanlık alanlara sıçrayabiliyor ve büyük orman yangınlarına neden olabiliyor. Bu yangınlar sadece ağaçları değil, orman ekosistemindeki tüm canlıları tehdit ediyor, habitat kaybına yol açıyor ve iklim değişikliğinin etkilerini artırıyor. Ormanlar, biyoçeşitlilik için kritik öneme sahip olmasının yanı sıra, karbon yutağı olarak iklim kriziyle mücadelede de hayati bir rol oynuyor.
Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan da anız yakmanın hem sürdürülebilir tarıma hem de ormanlara zarar verdiğini söyledi.
Anız yakmanın geleceğimiz olan topraklarımızı ve ormanlarımızı tehlikeye atarak sürdürülebilir bir gelecek inşa etme çabalarına darbe vurduğuna dikkati çeken Doğan, “Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sık sık yapılan duyurulara göre de anız yakanlara ciddi idari para cezaları uygularken, ormanlara yakın alanlarda gerçekleşen fiillerde cezalar katlanarak artıyor. Hatta orman yangınına neden olmak ve can kaybına yol açmak, ağır hapis cezalarını beraberinde getiriyor. Anız yakmak sadece toprağa değil, vatana ihanettir" dedi.
Doğan, şunları kaydetti: “Sürdürülebilir bir tarım ve çevre için anız yakmaktan vazgeçmek, modern tarım tekniklerini benimsemek ve bilinçli adımlar atmak zorundayız. Hasat sonrası anız kalıntılarını toprağa karıştırmak, sap parçalayıcı makineler kullanmak ve tarlada saman balyası bırakmamak gibi yöntemler, hem toprağı zenginleştirecek hem de yangın riskini ortadan kaldıracaktır. Unutmayalım ki, bu topraklar bize miras değil, emanettir. Gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakmak hepimizin sorumluluğundadır.“