TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Anayasa Mahkemesi

İLKHABER-Gazetesi - Anayasa Mahkemesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Anayasa Mahkemesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Anayasa mahkemesi, işçinin ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi Haber

Anayasa mahkemesi, işçinin ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi

Anayasa Mahkemesi (AYM), maaşına yapılan zam oranından duyduğu memnuniyetsizliği yöneticilerine gönderdiği e-postayla gösteren işçinin, tazminatsız işten çıkarılması üzerine yaptığı bireysel başvuruda ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti. Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, maaşına yapılan yıllık yüzde 5,3 oranındaki zammı beğenmeyen Serap Aslan A. iş yerindeki yönetici ve işçilere, "Merhabalar, bana verilen zam oranını zarf içinde insan kaynaklarına iade ediyorum. Bu oranı kim ya da kimler belirlediyse aralarında paylaşsınlar, bilgilerinize." şeklinde e-posta yolladı. Maaş zammına tepki ve işten çıkarma Bu ifadeler nedeniyle iş akdi feshedilen Serap Aslan A. iş akdinin haksız feshedildiğini belirterek, kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesine karar verilmesi talebiyle Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesine dava açtı. E-postanın, işverenin veya onu temsile yetkili olan ve zam oranını belirleyen işveren vekillerinin onur ve saygınlığına zarar verebilecek örtülü hakaret niteliği taşıdığına hükmeden mahkeme, feshin haklı olduğu gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı talebini reddetti.Serap Aslan A, yerel mahkeme kararının Yargıtay 9. Hukuk Dairesince onanması üzerine, AYM'ye bireysel başvuruda bulundu. Başvurucuyu haklı bulan Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vererek, başvurucuya, 30 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Kararın bir örneği, ifade özgürlüğünün ihlali sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildi. Manevi tazminat ve yeniden yargılama Kararın gerekçesinde, başvurucunun, maaş zam oranından duyduğu memnuniyetsizliği e-posta yoluyla işveren veya işveren adına yetkili temsilcilerine bildirdiği belirtilerek, yerel mahkemenin, bu memnuniyetsizliğin uygun bir üslupla ifade edilmesi gerektiğine işaret ettiği kaydedildi. İfade özgürlüğünün demokratik bir toplumun zorunlu temellerinden biri ve toplumun ilerlemesi, her bireyin gelişmesi için gerekli temel şartlardan olduğuna vurgu yapılan kararda, devletin bu özgürlüğe en yüksek güvenceyi sağlaması gerektiği aktarıldı. E-posta içeriğinden, başvurucunun herhangi bir somutlaştırma yapmadan ve isnatta bulunmadan maaş zammını düşük bulmasından duyduğu rahatsızlığı, ilgililerin dikkatine sunmaya çalıştığının anlaşıldığı bildirilen kararda, şu ifadeler yer aldı: "Başvurucunun iş akdinin haksız olarak feshedildiğinden hareketle açtığı alacak davasını reddeden mahkemenin, başvurucunun ifade özgürlüğü ile işveren veya işveren vekillerinin şeref ve itibar hakları arasında adil bir denge kurabildiğinden bahsetmek mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla mahkemenin başvurucunun ifade özgürlüğü ile iş yerinin disiplini, düzeni ve çalışma barışının sağlanması amacı arasında adil bir denge kurulmasına yönelik ilgili ve yeterli bir gerekçe sunmadığı sonucuna ulaşılmıştır."

Anayasa Mahkemesi üyesi Metin Kıratlı kimdir? Haber

Anayasa Mahkemesi üyesi Metin Kıratlı kimdir?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan karara göre, Metin Kıratlı Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçildi. Bu gelişmenin ardından, kamuoyunda Metin Kıratlı'nın kim olduğuna dair merak arttı. Peki, Metin Kıratlı kimdir, nerelidir ve hangi görevlerde bulunmuştur? Metin Kıratlı kimdir? Metin Kıratlı, 14 Şubat 1969 tarihinde Konya'nın Ereğli ilçesinde doğdu. İlkokul ve lise eğitimini Ereğli'de tamamlayan Kıratlı, 1990 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü Kamu Diplomasisi Eğitim Programı ile Goethe Enstitüsü’nde (Berlin) yabancı dil eğitimi aldı. Ayrıca, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı’nda yüksek lisans yaptı ve Kırıkkale Üniversitesi'nde doktora eğitimini tamamladı. Kariyerine Adalet Bakanlığı’nda Başladı Kıratlı, kariyerine Ankara Adliyesi'nde hâkimlik stajı yaparak başladı. Staj sonrası Ulaş, Çaldıran, Yalvaç ve Manavgat'ta hâkimlik görevlerinde bulundu. 2004 yılında Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne atanarak, Tetkik Hâkimliği, Daire Başkanlığı, Genel Müdür Yardımcılığı ve Genel Müdürlük görevlerinde bulundu. Cumhurbaşkanlığı Görevleri ve Diğer Atamalar Metin Kıratlı, 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçilmesiyle birlikte 2014 yılında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcılığı görevine atandı. 3 Ağustos 2018'den itibaren Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı olarak görev yaptı. 23 Kasım 2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Yükseköğretim Kurulu (YÖK) üyeliğine atanmasının yanı sıra, Akdeniz Havzası ve Afrika Medeniyetleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Danışma Kurulu Başkanlığı'nı yürüttü. Dil Bilgisi ve Kişisel Yaşamı İyi derecede Almanca bilen Kıratlı, evli ve iki çocuk babasıdır. Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Kıratlı’nın yemin töreni, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katılımıyla bugün saat 14:00'te Anayasa Mahkemesi Yüce Divan Salonu'nda gerçekleştirilecek.

Anayasa Mahkemesi, hayvanları koruma kanunu üzerine ilk incelemeyi gerçekleştirdi Haber

Anayasa Mahkemesi, hayvanları koruma kanunu üzerine ilk incelemeyi gerçekleştirdi

Yüksek Mahkeme, Resmi Gazete'nin 2 Ağustos'taki sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren yasaya ilişkin, CHP'nin 15 Ağustos'taki başvurusu üzerine açılan iptal davasının bugünkü Genel Kurul gündeminde ilk incelemesini yaptı. Anayasa Mahkemesi (AYM), sahipsiz hayvanlara yönelik düzenlemeler içeren Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle açılan davada ilk incelemesini tamamlayarak, davanın daha sonra belirlenecek bir günde esastan görüşülmesine hükmetti. Yüksek Mahkeme, Resmi Gazete'nin 2 Ağustos'taki sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren yasaya ilişkin, CHP'nin 15 Ağustos'taki başvurusu üzerine açılan iptal davasının bugünkü Genel Kurul gündeminde ilk incelemesini yaptı. Başvuruya ilişkin eksiklik tespit etmeyen AYM, davanın, daha sonra belirlenecek bir günde esastan görüşülmesine karar verdi. CHP'nin başvurusu üzerine kanunun 16 maddesi için iptal talebi Kanunun yürürlüğe girmesinin ardından CHP, yasanın 17 maddesinden 16'sının iptali ve yürürlüğünün durdurulması adına 15 Ağustos'ta AYM'ye başvurmuştu. Başvuru sonrası Yüksek Mahkeme önünde basın açıklaması yapan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, iptalini istedikleri maddelerin hayvan haklarına, kamu yararına, devletin temel amaç ve görevlerine, yaşam hakkına, çevre hakkına, tabiat varlıklarının korunması esasına ve uluslararası anlaşmaların iç hukuka etkisine tümüyle aykırı olarak düzenlendiğini savunmuştu.

AYM'nin sonuçlandırdığı bireysel başvuru sayısı 513 bini aştı Haber

AYM'nin sonuçlandırdığı bireysel başvuru sayısı 513 bini aştı

Anayasa Mahkemesi (AYM), 30 Haziran itibarıyla yapılan 617 bin 411 bireysel başvurudan 513 bin 730'unu sonuçlandırdı. Yüksek Mahkemenin bireysel başvuru hakkının getirildiği 23 Eylül 2012'den 30 Haziran'a kadarki döneme ait bireysel başvuru istatistikleri, kurumun internet sitesinde ilan edildi. Buna göre, belirtilen dönemde Anayasa Mahkemesine 617 bin 411 başvuru yapıldı, bunlardan 513 bin 730'u sonuçlandırıldı. Yüksek Mahkemenin başvuruları karşılama oranı yüzde 83,2 oldu. Derdest dosya sayısı ise 103 bin 681 olarak kayıtlara geçti. Sonuçlandırılan başvurulardan 422 bin 85'inde kabul edilemezlik, 74 bin 574'ünde en az bir hakkın ihlal edildiği, 13 bin 558'inde idari ret, 2 bin 112'sinde diğer, 1401'inde ise hak ihlali olmadığı kararı verildi. En az bir hakkın ihlal edildiğine karar verilen 74 bin 574 başvurudan 35 bin 527'si 2022'de verilirken, bunun oransal durumu yüzde 47,5 olarak kayıtlara geçti. Anayasa Mahkemesinin bir veya birden fazla hak ihlali sonucuna vardığı toplam 75 bin 728 karardan 56 bin 443'ünü makul sürede yargılama, 5 bin 235'ini adil yargılanma, 4 bin 315'ini mülkiyet, 4 bin 315'ini ifade özgürlüğü haklarının ihlali ve diğer haklar ihlali kararları izledi. Yüksek Mahkemeye en fazla bireysel başvuru 109 bin 779 ile 2022'de yapılırken, 2023'te bu sayı 108 bin 816 oldu. Bu yılın ilk 6 ayında ise Anayasa Mahkemesine 37 bin 657 bireysel başvuru yapıldı.

AHESEN'den TBMM'ye açık çağrı: Toplu sözleşme ikramiyesi meclis'ten geçerse AYM yolunu tutacağız Haber

AHESEN'den TBMM'ye açık çağrı: Toplu sözleşme ikramiyesi meclis'ten geçerse AYM yolunu tutacağız

Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) Başkanı Dr. Ahmet Kandemir, Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından geçtiğimiz aylarda iptal edilen 'toplu sözleşme ikramiyesi'nin yeniden Meclis'te gündeme gelmesi üzerine açıklamalarda bulundu. Kandemir, yasanın kabul edilmesi halinde yeniden AYM'ye başvuracaklarını belirtti. MECLİS'TEKİ YENİ DÜZENLEME 'Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi', TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından kabul edildi. Teklifin Genel Kurul'da da kabul edilmesi durumunda, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girecek. AHESEN BAŞKANI'NDAN TEPKİ AHESEN Genel Başkanı Dr. Ahmet Kandemir, yetkili sendikaların bugüne kadar memurların şartlarının kötüleşmesine onay verdiğini belirtti. Kandemir, "Bakanlık görüşmelerinde, masa başında, memurların enflasyon altında ezilmesine müsaade etmiştir. Şimdi ise kendilerine üye olanlara rüşvete benzer ödeme yapılmasını talep ediyorlar. Yüce meclisin bu oyuna gelmeyeceğine inanmak istiyoruz. Anayasamıza aykırı olan bu yasa meclisten geçmemelidir," dedi. "BARAJ HAKSIZLIĞINA SON VERİLMELİ!" 80’den fazla sendika ile birlikte tepki verdiklerini belirten Dr. Kandemir, sendikalı kamu görevlilerinin toplu sözleşme ikramiyesinden faydalanmasının önüne geçen baraj düzenlemesinin, bazı sendikalara üye olanlara ikramiye verilip diğerlerine verilmemesi ile hakka, hukuka ve vicdana aykırı bir durumu ortaya koyduğunu söyledi. Kandemir, "Baraj içinde olan sendikalar, memurların enflasyon altında ezilmesine izin verdiler. Şimdi ise bu durumu tekrar gündeme getirerek, kendilerine üye olanlara 'rüşvet' algısı yaratan ödemeler talep ediyorlar," dedi. AİLE HEKİMLİĞİ ÇALIŞANLARI VE TÜM MEMURLARA ÇAĞRI AHESEN Genel Başkanı Dr. Ahmet Kandemir, tüm memurlara da açık bir çağrıda bulunarak, "Mevcut enflasyon ortamında bizleri yoksulluğa ve açlığa mahkum eden yetkili sendikalardan istifa etmek, sizleri bu şartlara iten herkese net bir cevap olacaktır. Meslektaşlarımız rüşvet veya sadaka değil, hakkımız olan ücreti istiyoruz. Bu yasa geçse dahi, iptali için gerekli tüm mücadeleyi vereceğiz. Sürecin, tüm memurlara eşit işlemesi ve hukuki haklarının korunması için taraf olacağız," dedi.

AYM'nin boşanma kararı iptali sonrası yeni düzenlemeler gündemde Haber

AYM'nin boşanma kararı iptali sonrası yeni düzenlemeler gündemde

Anayasa Mahkemesi (AYM), boşanma davası reddinin kesinleşmesinden sonra 3 yıl boyunca ortak hayatı yeniden kuramayan çiftlerin, "evlilik birliğinin temelden sarsıldığı" kabulüyle boşanma davası açabilmesini öngören kuralı, taraflara katlanamayacakları bir külfet yüklediği gerekçesiyle iptal etmişti. İptal edilen hüküm sonrası düzenlemeye kadar ki süreçte kanun boşluğu olabileceğini söyleyen Altınbaş Üniversitesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Ali Yaşar Çelikel, “Boşanma sebepleri ile soy bağı hukuku hükümleri yeniden düzenlenmelidir. Ayrıca ortak hayatın yeniden kurulamaması şartı 1 ya da 2 yıla indirilmeli” dedi. Ankara 8. Aile Mahkemesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "evlilik birliğinin sarsılmasına" ilişkin düzenleme getiren 166. maddesinin dördüncü fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasıyla iptalini istedi. İptali istenen kuralda, "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak 3 yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir" hükmü yer alıyordu. Başvurusunda, kuralda öngörülen 3 yıllık sürenin adil olmadığını belirten Aile Mahkemesi, eşlerin uzun sürelerin sonunda boşanabildiklerini, bu durumun da herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğunu öngören anayasal hükümle bağdaşmadığını ifade etti. Kuralda öngörülen sürenin fazla olmasının evlilik dışı ilişki yaşanmasına neden olduğunu savunan mahkeme, kuralla kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının yanı sıra devletin aileyi koruma yükümlülüğünün de ihlal edildiğini öne sürdü ve başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle kuralın iptaline karar verdi. Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iptali kararı, kararın Resmi Gazete’de yayımlandığı tarih olan 19 Nisan 2024 tarihinden dokuz ay sonra yürürlüğe girecek. Bu sebeple bu dokuz aylık süre zarfında mevcut hüküm geçerli olacak ve uygulanmaya devam edecek. DR. YAŞAR: “YENİ DÜZENLEMEYE KADAR KANUN BOŞLUĞU OLACAKTIR” Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından dördüncüsü düzenlenen Medeni Hukukta Güncel Gelişmeler Sempozyumu’nda da uzmanlar iptal kararı verilen medeni kanun hükmünü ele aldı. Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Ali Yaşar Çelikel, iptal edilen hüküm sonrası nasıl bir düzenleme getirilmesi gerektiğine dair yaptığı değerlendirmede iptal kararı yürürlüğe girdikten sonra yeni düzenleme yapılana kadarki süreçte kanun boşluğu olacağının altını çizdi ve  “Yasa koyucu bu süre zarfında fiili ayrılık sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için yeni bir düzenleme getirmelidir” dedi. DR. YAŞAR: “ORTAK HAYATIN YENİDEN KURULAMAMASI ŞARTI 1 YA DA 2 YILA İNDİRİLMELİ” Dr. Ali Yaşar Çelikel aynı zamanda yapılacak olan düzenlemede, İsviçre Medeni Kanunu ile diğer Kıta Avrupası hukuk sistemleri, öğretideki görüşler ve uygulamadaki sorunların ele alınması suretiyle yapılması gerektiğini de vurguladı. Çelikel ayrıca dava açılmış olma şartının kaldırılmasını ve 3 yıl olarak öngörülen ortak hayatın yeniden kurulamaması şartının da 1 ya da 2 yıla indirilmesine dair tavsiyede bulundu. DR. YAŞAR: “BOŞANMA SEBEPLERİ İLE SOY BAĞI HUKUKU HÜKÜMLERİ YENİDEN DÜZENLENMELİDİR” “Yasa koyucunun madde bazlı bir düzenleme yapmayı tercih etmek yerine, Türk Medeni Kanunu’nun Aile Hukuku Kitabı’na ilişkin sistematik bir düzenleme yapması uygun olacaktır” diyerek sözlerine devam eden Altınbaş Üniversitesi’nden Dr. Çelikel, “Bu doğrultuda aile hukukunun dinamik yapısı göz önünde bulundurularak ve çağdaş aile hukuku anlayışı temel alınarak boşanma sebepleri ile soy bağı hukuku hükümleri yeniden düzenlenmelidir. Ayrıca önemle vurgulanmalıdır ki, aile hukuku kurallarının sistematik olarak düzenlenmesi sürecinde, son derece özenli hareket edilmeli ve kadın hakları, kadın-erkek eşitliği ve çocuğun üstün menfaati ilkesi odağa alınmalıdır” diyerek sözlerini sonlandırdı.

İkizköy'deki tarihi kalıntılar için Anayasa Mahkemesine başvuru Haber

İkizköy'deki tarihi kalıntılar için Anayasa Mahkemesine başvuru

Muğla'nın Milas ilçesi İkizköy Mahallesi'nde 700 dönümlük Akbelen ormanında kömür ocağı açmak amacıyla bölgede bulunan tarihi eserlerin tahrip edildiği iddiasıyla başlatılan hukuk mücadelesi, Anayasa Mahkemesi'ne taşındı. Karadam ve Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği Gönüllü Avukatı İsmail Hakkı Atal, Muğla'nın Milas ilçesi İkizköy Mahallesi'nde 700 dönümlük Akbelen ormanında kömür ocağı açmak amacıyla bölgede bulunan tarihi eserlerin tahrip edildiği iddiasıyla başlatılan hukuk mücadelesini, Anayasa Mahkemesi'ne taşıdıklarını söyledi.  Bölgedeki köylüler ve çevrecilerin, orman tahribatını önlemek amacıyla başlatıkları Akbelen nöbetinin 977 günü geride bıtaktığını ifade eden Adana Barosu avukatlarından İsmail Hakkı Atal, "İkizköy Işıkdere Mahallesi'ndeki kömür kazı çalışmaları sırasında toprağın altından 4 bin yıllık Karya-Roma-Bizans uygarlıklarına ait kalıntılar çıkmıştı. İkizköy Işıkdere Mahallesi 62-63-64-673-674-675-676 ve 677. parsellerdeki bu arkeolojik kalıntıların yok edilmeye başlanması üzerine, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 6. ve 7. maddeleri uyarınca, Muğla Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kuruluna 26. Temmuz 2021 tarihinde idari başvuruda bulunmuştuk. Ancak başvurumuza cevap verilmedi." dedi. Bunun üzerine Muğla 3. İdare Mahkemesi'ne dava başvurusunda bulunduklarını anımsatan Atal, şunları kaydetti: "Dava kapsamında 1 yıl boyunca hiçbir işlem yapılmadı. Bölgede maden ocağı açan şirket tarafından 4 bin yıllık kalıntıların bir kısmı yok edildi, bir kısmı yerinden taşındı ve tahrip edildi. Muğla 3. İdare Mahkemesi heyeti hakkında 20 Aralık 2022 tarihli duruşma öncesi reddi hakim talebinde bulunduysak da, bu talebimiz reddedildi.  Yöre halkının haklı direnişini anayasal zeminde tutmak açtığımız bu davayı ise, 21 Mart 2024 tarihinde Anayasa Mahkemesine taşıdık. Anayasa Mahkemesine yaptığımız başvuruda davacılar olan Karadam Karacahisar Doğayı Koruma Derneği (KARDOK) ve İsmail Hakkı Atal olarak, Türkiye’yi yok etmeye çalışan kapitalist sermaye ve yerli iş birlikçilerine karşı mücadelemizin devam ettiğini kamuoyuna duyururuz."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.