TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Anayasa

İLKHABER-Gazetesi - Anayasa haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Anayasa haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Anayasa'nın ilk 4 maddesi: Değiştirilemez hükümler nelerdir? Haber

Anayasa'nın ilk 4 maddesi: Değiştirilemez hükümler nelerdir?

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, devletin işleyişini düzenleyen yasaların temelini oluşturur. Anayasanın ilk 4 maddesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin yapı taşlarını ve olmazsa olmaz ilkelerini tanımlar. Bu maddeler, devletin yönetim şekli, milli kimliği ve temel ilkeleri ile ilgili kritik hükümleri içerir. Bu yüzden vatandaşlar tarafından sıkça merak edilen ve araştırılan konular arasında yer alır. Anayasa'nın İlk 4 Maddesi Nedir? Devletin Şekli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın birinci maddesi, Türkiye'nin bir "cumhuriyet" olduğunu belirtir. Bu madde, devletin yönetim şeklinin Cumhuriyet olduğunu anayasal güvence altına alır. Cumhuriyetin Nitelikleri İkinci madde, Türkiye Cumhuriyeti’nin insan haklarına saygılı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğunu ifade eder. Bu madde, Cumhuriyetin nasıl bir yapı üzerine kurulu olduğunu ve hangi ilkelere bağlı olduğunu ortaya koyar. Devletin Bütünlüğü ve Milli Kimliği Üçüncü madde, Türkiye Devleti’nin “ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün” olduğunu belirtir. Bu madde, devletin resmi dilinin Türkçe olduğunu, bayrağının ay yıldızlı al bayrak olduğunu ve milli marşının "İstiklal Marşı" olduğunu tanımlar. Değiştirilemeyecek Hükümler Dördüncü madde, Anayasa’nın ilk üç maddesinin değiştirilemeyeceğini ve değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceğini belirtir. Bu hüküm, Cumhuriyetin temel ilkelerinin korunmasını güvence altına alır ve bu ilkelerin dokunulmazlığını sağlar. Anayasa’nın İlk 4 Maddesi Değiştirilebilir mi? Anayasa’nın dördüncü maddesi açıkça belirtmektedir ki, bu ilk 4 madde değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Bu maddeler, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlık ve işleyişinin temel unsurlarını oluşturduğu için anayasa tarafından koruma altına alınmıştır. Bu nedenle, bu maddeler anayasanın en sabit ve kalıcı hükümleri arasında yer alır. Neden Önemlidir? Anayasa’nın bu ilk 4 maddesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kimliği ve temel yapı taşlarını tanımlar. Cumhuriyetin devamlılığını, milletin birliğini ve devletin bölünmez bütünlüğünü güvence altına alır. Bu maddeler, Türkiye’nin siyasi, hukuki ve sosyal yapısının temelini oluşturduğundan, değiştirilemez olmaları onların önemini daha da artırmaktadır.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'tan anayasa açıklaması: Haber

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'tan anayasa açıklaması: "İlk 4 madde tartışmaya açık değil"

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, İsviçre'nin Cenevre kentinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Kurtulmuş, Anayasa'nın ilk 4 maddesiyle ilgili herhangi bir tartışmanın bulunmadığını ve bu konunun gündeme getirilmesinin haksızlık olduğunu ifade etti. Kurtulmuş'un açıklamaları, son günlerde kamuoyunda Anayasa'nın üçüncü maddesiyle ilgili başlayan tartışmalara yanıt niteliğindeydi. "Algı Operasyonu" Vurgusu Numan Kurtulmuş, Anayasa'nın 3. maddesiyle ilgili bir tartışma varmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldığını belirterek, "İlk 4 madde hakkında tartışma yapılması sürece zarar verir ve vakit kaybettirir. Bu tür tartışmaları gündeme getirmek haksızlık, hatta bir algı operasyonudur" şeklinde konuştu. Muhalefet ve Kamuoyundan Tepkiler Kurtulmuş'un daha önce Anayasa'nın 3. maddesine ilişkin yaptığı açıklamalar kamuoyunda tepkiyle karşılanmıştı. Muhalefet partileri ve çeşitli sivil toplum kuruluşları, Anayasa'nın değiştirilemez maddelerine yönelik her türlü tartışmanın kabul edilemez olduğunu belirtmişti. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Anayasa'nın her maddesinin korunacağını vurgulayarak, "Anayasa’nın dört maddesine, her kelimesine bağlıyız, tartıştırmayız" demişti. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervioğlu da benzer bir açıklama yaparak, "Devlet ve millet düşmanlarına cüret verecek tartışmalara izin vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı. Kurtulmuş'un Açıklamalarına Gelen Destek Kurtulmuş’un açıklamalarına Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum’dan destek geldi. Uçum, "Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür" ifadesinin anayasal bir gereklilik olduğunu savunarak, bu maddelerin tartışmaya açılmasının yersiz olduğunu belirtti. Yeni Anayasa Tartışmaları Devam Ediyor Kurtulmuş’un son açıklamaları, yeni anayasa tartışmaları çerçevesinde değerlendiriliyor. HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ise Anayasa’da değiştirilemez maddelerin olmaması gerektiğini savunarak, bu maddelerin gelecek nesillerin iradesine ipotek koyduğunu ileri sürmüştü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da tartışmalara son noktayı koyarak, "Anayasa’nın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur. Cumhur İttifakı'nın bu konuda bir derdi yoktur" demişti.

Erdoğan: Yeni sivil anayasa ihtiyacı giderek belirginleşiyor Haber

Erdoğan: Yeni sivil anayasa ihtiyacı giderek belirginleşiyor

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), iki aylık bir aranın ardından yasama çalışmalarına yeniden başlıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, meclisin önümüzdeki yasama yıllarında da özverili çalışmalar yaparak milletin ihtiyaç duyduğu kanunları çıkaracağını belirtti. Ayrıca, yeni sivil anayasa ihtiyacının giderek daha fazla önem kazandığını vurguladı. Erdoğan, toplumsal barışın sağlanması ve adaletin tesis edilmesi konusunda da önemli mesajlar verdi. Meclisin geçmişten gelen deneyimiyle ülkeye hizmet etmeye devam edeceğini belirtti. “Önümüzdeki yasama yıllarında da meclisimiz özverili yasama yılı geçirecek ve milletin ihtiyacı olan kanunları çıkaracaktır” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Aziz milletim, sayın başkan, değerli vekiller. Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. TBMM'nin 28. dönem 3. yasama yılının ülkemize milletimize hayırlı olsunMeclis'imizin ilk başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kurtuluş savaşımızın gazi ve şehitlerini saygı ile yad ediyorum. 28. dönem meclisimiz ilk 2 yasama yılında yoğun faaliyet içinde oldu. Şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Önümüzdeki yasama yıllarında da meclisimiz özverili yasama yılı geçirecek ve milletin ihtiyacı olan kanunları çıkaracaktır. Hepiniz için hayırlı bereketli, verimli bir yıl olmasını Allah'tan niyaz ediyorum. Arkadaşlarıma başarılar diliyorum. TBMM, 23 Nisan 1920'de açılmış, milli mücadeleyi sevk ve idare etmiş, istiklal harbimizi zafere taşımız 29 Ekim 1923'te de cumhuriyeti kurmuştur. Türkiye parlamento tecrübesi ile asırlarca birikime sahiptir. Milletimiz Selçuklu'dan günümüze istisnai milletlerden biridir. Meclis'imiz milletimizin hürriyetinin somut nişanesi olarak daima var olacak, nice seneler milletimize alnının akıyla hizmet edecektir” şeklinde konuştu. “AK parti ve cumhur ittifakı olarak kendi hazırlıklarımızı titiz şekilde yapıyoruz” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Milletimiz gazi unvanını bileğinin gücü ile elde etmiştir. 15 Temmuz'da bombalanan Meclisimiz vekillerimiz sayesinde milletimize cesaret vermiş ve meclisini savunarak gazi unvanını bir kez daha teyit etmiştir. Bu meclis şartların en çetin olduğu dönemlerde bile bir çıkış yolu bulmayı başarmıştır. Bu meclis, arkamızda yazan "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" şiarına hakkı ile sahip çıkmıştır. 12 Eylül askeri darbesi sonrasında silahların gölgesindeki mevcut anayasa milletimize biçilmiş dar bir gömlektir. İrili ufaklı 20'den fazla değişiklik milletin memnuniyetsizliğini göstermektedir. 82 anayasasının miadı doldu. Büyük hedef ve iddialarını gerçekleştirmemiz yeni uzlaşmacı özgürlükçü sivil anayasa ile mümkündür. Yeni sivil anayasa ihtiyacı kendini günden güne daha fazla belli ediyor. AK parti ve cumhur ittifakı olarak kendi hazırlıklarımızı titiz şekilde yapıyoruz. Tüm fikirlere kapımızı kapatıyoruz demek değildir” diye ifade etti. “Milleti ve devleti birbirinden ayrı düşünmek mümkün değildir” Erdoğan konuşmasına farklı fikirlere her zaman açık olduklarını belirterek şunları söyledi: Her fikre saygı duyar her düşünceyi dinleriz. Kutuplaştırıcı değil uzlaştırıcı, yasakçı değil özgürlükçü olması temel ve sarsılmaz ilkemizdir. Milleti ve devleti birbirinden ayrı düşünmek mümkün değildir. Devlet milletin üzerimde değildir. millet de devletsiz ayakta kalamaz. Ne devletimizin zayıflatılmasına ne de milletin ayrıştırılmasına eyvallah etmeyiz. Yeni anayasa devleti ve milleti ayrı yerlere koyan değil devlet ile milleti kucaklaştıran niteliklere haiz olmalı.” “Toplumun tüm kesimlerini yeni ve sivil anayasa mücadelemize omuz vermeye davet ediyorum” Cumhurbaşkanı Erdoğan Yeni Anayasa’ya değinerek şunları söyledi: “Meclis'imizin yeni anayasa için daha fazla gayret göstereceğine inancımız tamdır. Toplumun tüm kesimlerini yeni ve sivil anayasa mücadelemize omuz vermeye davet ediyorum. Toplumlar ve devletler de bir sisteme, nizama sahiptir. Düzen devletin ve milletin temel direğidir. Düzeni sağlayan kanundur. Bir devleti ayakta tutan adalettir. Milleti huzur içinde tutan adalettir. Devleti her türlü tehditten koruyacak olan adalettir. Çalışanı, sanayiciyi, tüccarı koruyacak olan yine adalettir. Suçlu elini kolunu sallayarak gezerken masum cezalandırılırsa adalet sarsılır. Kolluk kuvvetlerimiz adaletin tecellisi için büyük özveri ile çalışmaktadır. Menfur saldırı ile şehit edilen Şeyda Yılmaz başta olmak üzere tüm şehitlerimize minnet duygularımı ifade etmek istiyorum. Güvenlik güçlerimizi rabbim muhafaza buyursun.” " El birliği içinde çalışarak adalet hizmetlerimizin standardını daha da yükselteceğiz" Recep Tayyip Erdoğan, “Kanunların kendilerine çizdiği kanunlar çerçevesinde vazifelerini ifa etmeyi sürdürecekler. Kanun ve düzen dışına çıkanlar tereddüt edilmeden yargı karşısına çıkacaktır. Yargı mensuplarının da görevini yerine getirdiğini hatırlatmak isterim. Kanun sınırları kaldığı için kimse yargımızı yıpratmaya kalkışmamalı. Yargı mensuplarımızın tehdit edilmesine hiçbirimiz müsaade etmemeliyiz. Savcı ve hakimlerimizin suçu cezalandırma, karar ve infaz konusunda sıkıntıları varsa şüphesiz bu kanunların konuşulmasını gerektirir. Kanun koyucu ise TBMM'dir. Kanunlarımız infaz ve ıslah konularına eğilmeli milletin taleplerine kulak vermelidir. Meclis'imizin bu konuda daha hassas olacağına inanıyorum. El birliği içinde çalışarak adalet hizmetlerimizin standardını daha da yükselteceğiz” diye ifade etti. " Milli gelirimiz 1 trilyon doları geçerek 1 trilyon 119 milyar dolara ulaştı " Erdoğan mecliste yaptığı konuşmada reform programlarına değinerek şu ifadeleri kullandı: Reform programlarımız meyvelerini veriyor. Gündemimizdeki birçok meseleyi geride bıraktık. Merkez bankası 98.5 milyar dolar olan 156 milyar doları aşarak cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Türkiye'nin artık rezerv meselesi yoktur. Cari açığı sürdürülebilir düzeye çektik. Gayretlerimiz ile 20 milyar dolar altına indi cari açık. İhracat 256 milyar dolar ile rekor kırdı. Turizmde 2023 yılını rekor ziyaretçi sayısı ve gelir ile kapattık. 1 milyon 105 bin ilave istihdam oluşturduk. Milli gelirimiz 1 trilyon doları geçerek 1 trilyon 119 milyar dolara ulaştı.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan HÜDA PAR'ın Anayasa çıkışına cevap: ''Anayasa'nın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan bir tartışma yoktur Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan HÜDA PAR'ın Anayasa çıkışına cevap: ''Anayasa'nın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan bir tartışma yoktur"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da düzenlenen Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Başarı Ödülleri Töreni'nde önemli açıklamalarda bulundu. HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun Anayasa'nın 4. maddesinin kaldırılması gerektiğine yönelik sözlerine yanıt veren Erdoğan, "Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur. Cumhur İttifakı'nın böyle bir sıkıntısı da yoktur" dedi. Yurtdışı Müteahhitlik Uluslararası Başarıları Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk müteahhitlik sektörünün dünya çapındaki başarılarına da değindi. Müteahhitlik sektörünün yurt dışında kazandığı projelerin Türk ekonomisine önemli katkılar sağladığını vurgulayan Erdoğan, sektörün özellikle Çin'den sonra dünya sıralamasında ikinci olduğunu belirtti. "Firma sayımız itibarıyla Çin'den sonra ikinci sıradayız. Gelir sıralamasına göre ise ilk 8 ülkeden biriyiz" dedi. Müteahhitlik Sektörünün Ekonomiye Katkısı Erdoğan, müteahhitlerin yurt dışında üstlendikleri projelerle hem ülkeye döviz kazandırdığını hem de Türkiye’nin marka değerini yükselttiğini ifade etti. 2023 yılı için projelerin toplam büyüklüğünün 28 milyar doları bulduğunu dile getiren Erdoğan, "2023 yılında Rusya-Ukrayna çatışmasına rağmen 28 milyar dolarlık proje gerçekleştirdik. Bu rakam, Türkiye’nin küresel müteahhitlik sektöründeki başarısının bir göstergesidir" dedi. Konuşmasının devamında Türk ekonomisinde kaydedilen gelişmeleri paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin son 20 yılda yüzde 5,4 oranında büyüme kaydettiğini ve milli gelirin ilk kez 1,1 trilyon doları aştığını belirtti. Türkiye’nin özellikle turizm alanında büyük atılım yaptığını belirten Erdoğan, "Göreve geldiğimizde turizmde 13 milyon turist sayısından 56,7 milyon turiste ulaştık" dedi. Erdoğan, Türkiye’nin dış politika stratejilerinde de köklü değişiklikler yaptıklarını belirterek, 2002’den bu yana komşu ülkelerle ilişkilerin güçlendirildiğini ve Türkiye’nin dünya sahnesinde daha güçlü bir konuma taşındığını ifade etti. "Artık siyah beyaz bir dünyada yaşamıyoruz. Türkiye’nin dış politikada kendine yeni rotalar keşfetmesi tenkit edilecek değil, takdir edilecek bir çabadır" dedi. Erdoğan: Anayasa’nın İlk 4 Maddesi Tartışmaya Kapalı Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili tartışmaların bir kez daha gündeme gelmesi üzerine, Cumhur İttifakı olarak bu konuda herhangi bir sıkıntı yaşamadıklarını belirtti. "Anayasa'nın ilk 4 maddesiyle ilgili tartışma yoktur. Cumhur İttifakı'nın böyle bir sıkıntısı, derdi de yoktur. Partimizin bu konudaki yaklaşımı açıktır" ifadelerini kullanan Erdoğan, bu konudaki maksimalist yaklaşımların sürece zarar verdiğini de vurguladı. Sivil Anayasa Vurgusu Erdoğan ayrıca, Türkiye’ye yakışan bir sivil anayasa ihtiyacının altını çizdi. "Darbe mahsulü anayasanın Türk demokrasisine yakışmadığını çok iyi biliyoruz. Siviller eliyle yapılmış bir anayasa, kahraman milletimize karşı borcumuzdur" şeklinde konuştu. Yeni bir anayasa sürecinin geniş bir toplumsal mutabakatla yürütülmesi gerektiğini de ekleyen Erdoğan, darbe anayasasından kurtulmanın Türkiye için önemli bir adım olduğunu belirtti. Türk Müteahhitlik Sektörünün Dünya Başarısı Konuşmasının sonunda, Türk müteahhitlik sektörünün küresel çapta elde ettiği başarıları övgüyle anan Erdoğan, "Müteahhitlik sektörü, ekonomimiz ve insan kaynağımızın ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Firmalarımız dünya çapında büyük projelere imza atıyor ve Türkiye’yi gururla temsil ediyorlar" diyerek, firmaları tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye'nin geleceğini taşıyacak yeni anayasaya ihtiyaç var Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye'nin geleceğini taşıyacak yeni anayasaya ihtiyaç var

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası Millete Sesleniş konuşmasını gerçekleştirdi. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutlayan Erdoğan, Milli Mücadele'de şehit düşenler başta olmak üzere yaklaşık bin yıldır vatan topraklarının müdafaası ve muhafazası uğrunda can veren bütün kahramanlara rahmet diledi. Hayatta olan gazilere sağlık ve afiyet temennisinde bulunan Erdoğan, istikbalin teminatı gençler için gece gündüz demeden koşturduklarını belirterek, son Kabine toplantısından bu yana gerçekleştirdikleri çalışma takvimlerinin yoğun olduğunu ifade etti. Komşu ülkelerden hükümet ve devlet başkanlarını Türkiye'de ağırladıklarını hatırlatan Erdoğan, Kuveyt Emiri Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah'ın ziyareti ile iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 60. yıl dönümünün manasına uygun şekilde idrak edildiğini söyledi. Erdoğan, es-Sabah'ın Arap dünyasından sonra ilk ziyaretini Türkiye'ye yapmasının iki ülke ilişkilerine verilen önemi gösterdiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, imzalanan 6 yeni anlaşma ile Kuveyt ile işbirliğini bir adım öteye taşıdıklarını, ticaret hacmini 5 milyar dolara çıkarmak istediklerini hatırlattı. Azerbaycan Başbakanı Ali Asadov'u kabulüne de değinen Erdoğan, tek millet iki devlet şiarıyla hareket edilen Azerbaycan'a Türkiye'nin desteğini ifade ettiklerini, Azerbaycanlıların Kahramanmaraş'ta inşa ettirdiği deprem konutlarının yapımının devam ettiğini aktardı. Erdoğan, bu konutlara iki ülke arasındaki sarsılmaz kardeşlik bağının bir sembolü olarak baktıklarını dile getirdi. Azerbaycan'ın Karabağ zaferi sonrasında Ermenistan'la yürüttüğü barış görüşmelerini yakından takip ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, son olarak 30 yıldır işgal altında bulunan 4 köyün Azerbaycan'a iadesi konusunda mutabakata varılmasını memnuniyetle karşıladıklarını söyledi. Güney Kafkasya'da yakalanan tarihi fırsatın ziyan edilmemesi gerektiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Azerbaycanlı kardeşlerimiz, barış isteyen taraf olduklarını bugüne kadar defalarca gösterdiler. Aynı uzlaşmacı tavrı Ermenistan yönetiminden de bekliyoruz. Bölgemizin istikrarsızlığından beslenen yabancı güçlerin kışkırtmalarına prim verilmemeli, oyunlarına gelinmemelidir” dedi. Türkiye olarak kalıcı barışa ulaşılması için her türlü çabayı göstereceklerini vurgulayan Erdoğan, Danıştay'ın 156. kuruluş yıl dönümünde Danıştay mensupları ve idari yargı camiasıyla bir araya geldiklerini belirterek, ”Adliyenin kapısını adaletin kapısı haline dönüştürmek için son 21 yılda pek çok adım attık. Hükümetlerimiz döneminde milletimizin takdiriyle gerçekleştirilen anayasa değişiklikleri, mevcut Anayasa'nın artık kangrene dönüşmüş sorunlarını giderdi. Yamalı bohçaya dönüşen 1982 Anayasası'yla ağır aksak bugünlere kadar gelebildik. Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü üzülerek ifade ediyorum, darbe anayasasıyla karşıladık ve geçirdik. Bunu, Türk siyaseti adına bir eksiklik olarak gördüğümü daha önce de dile getirdim. Ne yaparsak yapalım, Anayasa'ya darbecilerin zerk ettiği vesayetçi ruhu ortadan kaldıramadık. Karşımızda insicamı bozulmuş, bütünlüğü kaybolmuş, ileri demokrasi ve radikal vesayetin izlerini aynı anda taşıyan bir anayasa bulunuyor. Bu hakikati sadece biz değil, hukukçular da sık sık ifade ediyor” değerlendirmesini yaptı. Gelinen aşamada mevcut Anayasa'nın yeni Türkiye'yi taşımasının mümkün olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Muhalif, muvafık, fark etmeksizin 85 milyon olarak yeni yüzyılda yeni anayasa ülküsünü gerçeğe dönüştürmemiz gerektiğine inanıyorum. Biz bunu kendimiz için istemiyoruz. Türkiye'nin buna ihtiyacı var, milletimizin buna ihtiyacı var. Gelecek nesiller özgürlükçü bir anayasayla yönetilmeyi hak etmektedir. Siyaset kurumu, sivil anayasa yapabilecek kudrete, toplumsal teslimiyete ve temsiliyete, olgunluğa sahiptir. Türk demokrasisi yeni ve sivil bir anayasayı ülkemize kazandırarak darbe geleneğiyle hesaplaşmasını tamamlamalıdır” açıklamasını yaptı. Danıştay programı ve ardından Meclis grup toplantılarında yeni anayasaya dair perspektiflerini ortaya koyduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni anayasanın sadece siyasetin konusu da olmadığını kaydetti. Sivil toplumun, akademinin, baroların, gazetecilerin ve darbelerin mağdur ettiği tüm kesimlerin de süreci sahiplenmesini arzu ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Ülkemizin ve milletimizin müreffeh geleceği için konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz” dedi. ”Bayraktar Akıncı TİHA, İranlı kardeşlerimizin talebi üzerine arama kurtarma çalışmalarında aktif görev üstlendi” Türkiye’nin 2002'de yüzde 80 oranında dışa bağımlıyken, bugün savunma ihtiyaçlarının neredeyse tamamını yerli ve milli imkanlarla karşıladığını söyleyen Erdoğan, Türkiye'nin dost ve kardeş ülkelerin taleplerini de tedarik etmeye başladığının altını çizdi. 10 sene önce 1,2 milyar dolar olan savunma ihracatının 4,5 kat artışla 2023 yılında 5,5 milyar dolara yükseldiğini, geçen sene 185 ülkeye 230 çeşit savunma sanayi ürünü ihraç edildiğini bildiren Erdoğan, “TB2, Akıncı, Anka ve Aksungur silahlı insansız hava araçlarımız ile SİHA teknolojisinde dünyada ilk üç ülke arasındayız. Şu an Afrika'dan Avrupa'ya 50'den fazla ülke Türk şirketlerinin ürettiği insansız hava araçlarını kullanıyor. İnsansız hava araçları sadece askeri alanda değil, tabii afetlerde, arama kurtarma faaliyetlerinde de kritik rol oynuyor. Manavgat'taki orman yangınından 6 Şubat depremlerine kadar pek çok afette İHA'ların ne kadar büyük bir imkan olduğunu bizzat tecrübe ettik” dedi. İran Cumhurbaşkanı Reisi ve beraberindeki heyetin vefat ettiği helikopter kazasında İHA'ların öneminin bir kez daha ortaya çıktığını söyleyen Erdoğan, ”Bayraktar Akıncı TİHA, İranlı kardeşlerimizin talebi üzerine arama kurtarma çalışmalarında aktif görev üstlendi” diye konuştu. Akıncı’nın zorlu hava şartlarına rağmen bölgede 7,5 saat arama tarama faaliyeti yaparak toplam 2 bin 100 kilometrelik uçuş gerçekleştirdiğini ifade eden Erdoğan, "Görevini başarıyla tamamladıktan sonra da ülkemize döndü” diye konuştu. Savunma sanayiinin Türkiye'deki belli çevreler tarafından sık sık hedefe konulduğunu belirten Erdoğan, tüm itibar suikastlerine rağmen özveriyle çalışan savunma şirketlerine teşekkürlerini ileterek, bugün savunma sanayiinde 3 bin 500'den fazla firmanın 80 bini aşkın personeliyle Türkiye için çalışmaya devam ettiğini bildirdi. 7-18 Mayıs tarihleri arasında icra edilen Deniz Kurdu-2 Tatbikatı'nda Türkiye’nin savunma kabiliyetini bir kez daha izleme fırsatı bulduklarını aktaran Erdoğan, ”Silahlı Kuvvetlerimiz karada, denizde ve havada vatanımızın güvenliğinin teminatı olmayı sürdürüyor. Donanmamız, mavi vatanın savunmasının yanı sıra dünya denizlerinde bayrağımızı dalgalandırarak küresel barış ve istikrara da katkı sunuyor. Tatbikatın planlanması ve icrasında emeği geçen tüm komutanlarımızı ve askerlerimizi tebrik ediyorum. Rabbim, Mehmetçiklerimizi her zaman ve her yerde muhafaza ve muzaffer eylesin diyorum” diye konuştu. “Üçüncü tarafların müdahalesine gerek duymadan komşuluk hukuku çerçevesinde Yunanistan'la temaslarımızın artmasından memnunuz" Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in Türkiye'ye yaptığı resmi ziyaretin ilişkilerde yeni sayfa açma iradesinin en son göstergesi olduğunu kaydeden Erdoğan, şunları söyledi: “Üçüncü tarafların müdahalesine gerek duymadan komşuluk hukuku çerçevesinde Yunanistan'la temaslarımızın artmasından memnunuz. Elbette birkaç görüşmeyle her sorunu çözecek değiliz. Ama ortak menfaat olduğu hususlarda uzlaşma zemini aramaktan da imtina etmeyeceğiz. Bunun sabır ve dirayet gerektiren bir süreç olduğunun bilincindeyiz. Sayın Miçitakis’isin de bizimle aynı hissiyatı paylaştığını görüyoruz. Risklerin farkında olarak inşallah süreci kararlılıkla ilerleteceğiz. Yunanistan'la kısa sürede katettiğimiz mesafe bölgemizdeki diğer ülkeler için de örnek teşkil etmelidir. Türkiye uzatılan hiçbir eli havada bırakmaz, bırakmayacaktır. Karşılıklı saygı ve anlayış temelinde çözülemeyecek hiçbir sorun yoktur. Bir diğer komşumuz Gürcistan'la iş birliğimizi geliştirme irademizi de sayın başbakanın ve heyetinin ziyaretinde bir kez daha ortaya koyduk. Organize suç ve FETÖ'yle mücadelede Gürcistan'ın bundan sonra daha fazla desteğini almayı ümit ediyoruz. Sayın başbakanın da bizimle hemfikir olduğunu görmek bizim için son derece anlamlıydı.” "Ziraat Bankamızın tarım sektörüne sağlayacağı yeni kredi tutarlarının hayırlı olmasını diliyorum" 15 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nde Ankara'da ziraat odaları ve kooperatiflerin temsilcileriyle bir araya geldiklerini hatırlatan Erdoğan, ertesi gün 80’inci genel kurulu münasebetiyle Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği üyeleriyle bir arada olduklarını söyledi. Erdoğan, ”21. yüzyılın ahileri olan kardeşlerime Türkiye ekonomisine yaptıkları katkılar için teşekkür ediyorum. Cuma günü açıkladığımız Ziraat Bankamızın tarım sektörüne sağlayacağı yeni kredi tutarlarının hayırlı olmasını diliyorum. Kim ne derse desin biz çiftçimizin, üreticimizin alın teriyle topraklarımızı bereketlendiren tarım emekçilerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz” dedi. "Nüfus, millet olarak en büyük gücümüzdür ve bunu korumak zorundayız" Ailenin önemine ve aileyi tehdit eden unsurlara değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Ne mutlu bizlere ki aileye değer veren, aile yaşantısını önemseyen, aileyi mukaddes sayan bir kültüre, böyle bir köklü geleneğe sahibiz. İnancımızın aileye atfettiği önem, anayasamızın 41. maddesinde de yerini almıştır. Aile, Türk toplumunun temelidir tespitini yapan anayasamız devletin aileyi koruma görevlerini tek tek sıralamıştır. Alkol, içki, uyuşturucu gibi doğrudan insan sağlığını ve aileyi tehdit eden belalarla mücadeleden anne ve çocukların korunmasına kadar geniş bir yelpazede devletin sorumlulukları ayrıntılı bir şekilde ifade edilmiştir. Ailelerimizin, aile yapımızın, aile değerlerimizin muhafazası bizim için vazgeçilmezdir. Aile, kültür emperyalizmine karşı en sağlam kalemizdir. Fakat son yıllarda aileye yönelik tehditlerin giderek arttığını müşahede ediyoruz. Kitle iletişim araçlarının ailevi değerleri gözardı eden yayınları, ahlaki ve kültürel yozlaşma sürecini beraberinde getiriyor. Küreselleşmeyle birlikte çeşitlenen arızi durumlar, toplumun çekirdeği olan aileyi pek çok riskle yüz yüze bırakıyor. Dünyanın birçok bölgesinde artık toplumlar yaşlanıyor. Yalnız yaşamayı tercih eden birey sayısı ve boşanma oranları artarken, evlilik oranları, buna bağlı olarak hane başına düşen çocuk sayısı azalıyor. Çocuk sahibi olmak, aileler için sürekli ertelenen bir durum haline geldi. Evlilikler ve doğurganlık hızı azalırken, tek ebeveynli ya da parçalanmış ailelerin sayısı günden güne çoğalıyor. Aile sıcaklığı tatmak, ailenin koruyucu şemsiyesi altında büyümek daha da zorlaşıyor. Bu küresel trendden maalesef biz de olumsuz etkileniyoruz. Bunu geçtiğimiz hafta açıklanan TÜİK verilerinde bir kez daha gördük. Türkiye İstatistik Kurumunun 2023 yılı doğum istatistikleri endişe vericidir. Buna göre 2001 yılında 2,38 olan doğurganlık hızı 2023 yılında 1,51’e gerilemiştir” diye konuştu. Türkiye’de nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,1 seviyesinin altında olunduğunu söyleyen Erdoğan, ”Bunu açık söylüyorum. Türkiye açısından varoluşsal bir tehdittir, bir felakettir. Mevcut durum ülkemiz için tolere edilebilir olmaktan çıkmıştır. Biz bu tabloyu gördüğümüz için biliyorsunuz sürekli 3 çocuk tavsiyesinde bulunuyoruz. Tavsiyemiz pek çok kez eleştiriye uğradı. Maalesef zaman öngörülerimizde bizi haklı çıkardı. En az 3 çocuk çağrımızın önemi bugün daha iyi anlaşılıyor. Şunu bir defa idrak etmemiz gerekiyor. Nüfus, millet olarak en büyük gücümüzdür ve bunu korumak zorundayız. Önümüzdeki dönemde inşallah bu konuda daha kararlı olacağız. Sadece boşanma ve evlilikten uzaklaşma değil, küresel cinsiyetsizleştirme projeleri de aileyi tehdit ediyor. Çok uluslu şirketler, kurumlar ve belli başlı devletler cinsiyetsizleştirme projelerini alenen destekliyor. Bu akımları fonlayanların amacının hak ve özgürlük olmadığını biliyoruz. Sapkın akımların meşrulaştırılmasına itiraz etmenin siyasi ve ekonomik maliyeti giderek yükseliyor. Küresel dayatmanın en bariz olduğu alanların başında cinsiyetsizleştirme politikaları geliyor. Bunun dünyada nasıl vahim boyutlara ulaştığına önceki hafta düzenlenen Eurovision yarışmasında bir kez daha şahit olduk. Özgürlük maskesi altında rol model olarak gençlere takdim edilen tuhaf tiplerin toplumsal yozlaşmanın Truva atları olduğu açıktır. Bu tür uluslararası etkinliklerde giyimiyle, tavrıyla, sözleriyle normal bir insana rastlamak neredeyse imkansız hale geldi” değerlendirmesini yaptı. "Belediyelerin görevi kamusal alanda içkiyi özendirici işler yapmak değil, insanları alkol belasından uzak tutmaya çalışmak olmalıdır" Bunun bilinçli bir politika olduğunun artık herkes tarafından kabul edildiğini aktaran Erdoğan, Türkiye'yi son 12 yıldır bu kepazelikten uzakta tutarak ne kadar isabetli bir karar verdiğimizi daha iyi kavrıyoruz. Biz aynı çizgide kalmaya devam edeceğiz. Burada dikkatlerimizden kaçmayan bir hususu da dile getirmek isterim. Ülkemizde 31 Mart seçimleriyle el değiştiren bazı yerel yönetimlerin ilk icraatlarından biri görüyoruz ki içki tüketimin yaygınlaştırılması oluyor. Milletin onca derdi, beklentisi ve talebi varken bu politikaları düşündürücü olduğu kadar kaygı verici buluyorum. Kimse kusura bakmasın belediyelerin görevi kamusal alanda içkiyi özendirici işler yapmak, gazetecileri özel uçaklar tutup şarap festivallerine götürmek değil, insanları alkol belasından uzak tutmaya çalışmak olmalıdır. Biz bunların hiçbirini masum adımlar olarak değerlendirmiyoruz. Aile müessesesiyle bireyin ruh ve vücut sağlığını tehdit eden her türlü politikanın karşısındayız. Nesli ifsat edici girişimlere de müsamahayla yaklaşmayacağız. Güçlü aile yapısının tesisi için üzerimize düşen her görevi sorumluluk bilinciyle adım adım, fert fert planlayarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 15 Mayıs Uluslararası Aile Günü vesilesiyle yayınladığımız ailenin korunması ve güçlendirilmesi vizyon belgesi ve eylem planı bu hassasiyetimizin yeni bir sembolüdür” dedi. "İnşallah 2025 yılının son aylarına doğru bütün hak sahiplerine konut ve iş yerlerini teslim etmiş olacağız" Vizyon Belgesi ve Eylem Planı'nın hazırlık sürecinde tüm paydaşların katkısını almaya gayret ettiklerini söyleyen Erdoğan, ” Eylem planımızda beş stratejik amaç belirledik. Bu stratejik hedeflere ulaşmak için eylem planında yer alan 100 faaliyetin yakından takipçisi olacağız” diye konuştu. Vizyon Belgesi ve Eylem Planı'nın tüm unsurlarıyla hayata geçirilmesi noktasında tüm kurumların gerekli katkıyı yapmalarını beklediğini dile getiren Erdoğan şunları kaydetti: “Asrın felaketi olan 6 Şubat depremlerinde 680 bini konut, 170 bini iş yeri olmak üzere toplam 850 bin bağımsız bölüm kullanılamaz hale gelmiştir. Deprem bölgesinin yeniden imarı için 2024 yılı bütçesinden 1 trilyon liranın üzerinde kaynak aktardık. Geçtiğimiz sene de aşağı yukarı aynı tutarda bir harcama yapmıştık. Depremzedelerimize verdiğimiz sözleri yerine getirmek için canla başla çalışıyoruz. Deprem bölgesinde yürütülen faaliyetleri çok yakından takip ediyorum. Bugünkü kabine toplantımızda Çevre ve Şehircilik Bakanımızın bölgedeki son duruma dair kapsamlı sunumunu dinledik. Çalışmaların hızlandırılması noktasında gerekli talimatlarımızı verdik. Yaz aylarıyla birlikte inşallah inşaatlar daha seri bir şekilde tamamlanacak.” Bugüne kadar 412 bin 682'si konut, 38 bin 615'i ticarethane olmak üzere 451 bin 297 bağımsız bölümün büyük kısmının ihale sürecinin bittiğini ve inşaat faaliyetlerine başlandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Toplam 1240 şantiyede 110 bin kişilik işçi ordumuzla 7/24 sahadayız. Ayrıca 4 bin 300'den fazla köyde köy evi inşa ettik. Şubat ve Mart aylarında 76 binden fazla afet konutunu vatandaşlarımıza teslim ettik. Yapımı biten konut ve köy evlerimizi her ay 10-15 bin olmak üzere etap etap teslim edeceğiz. Yıl sonuna kadar 200 bin konutu teslim etmeyi hedefliyoruz. İnşallah 2025 yılının son aylarına doğru da bütün hak sahiplerine konut ve iş yerlerini teslim etmiş olacağız. Yerinde dönüşüm projesine başvurular 256 bine ulaştı. Proje kapsamında 28 binden fazla vatandaşımız işlemlere başladı. Depremzede şehirlerimizde yapılacak içme suyu, atık su, kanalizasyon, arıtma tesisi gibi altyapı projeleri için İlbank aracılığıyla yerel yönetimlere 64 milyar liralık hibe desteği sağlıyoruz. Şu an projelendirme çalışmaları sürdürülüyor. Bu yaz itibariyle altyapı çalışmalarına başlayacağız” dedi. Deprem bölgelerini yeniden ayağa kaldırıncaya kadar gece gündüz çalışacaklarını, süreci an be an takip edeceklerini vurgulayan Erdoğan, ”Bakanlığımız denizaltı biyo-çeşitliliğini, koylarımızın temizliğini ve deniz suyu kalitemizi korumak üzere harekete geçti. Göcek Mapa-Şamandıra Projesi ile 805 kilometrekarelik alan pilot bölge ilan edildi. İnşallah bununla denizlerin ormanları olan deniz çayırlarının korunmasını sağlayacağız. İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı kardeşim Sayın İbrahim Reisi ve beraberindeki heyet üyelerinin vefatından derin üzüntü duydum. Helikopter kazasında hayatını kaybeden tüm kardeşlerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum.Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti adına kardeş İran halkına, devletine, hükümetine en samimi taziyelerimi iletiyorum” dedi. "İran halkının yaşadığı derin acıyı paylaşmak üzere ülkemizde 1 günlük milli yas ilan edilmesini kararlaştırdık" Kabine toplantısı esnasında Cumhurbaşkanı Vekili Muhammed Muhbir ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini hatırlatan Erdoğan, "Telefon görüşmemizde de taziyelerimizi kendilerine ifade ettim. İran bizim sınır komşumuz, İran halkı da bizim kardeşimizdir. Asırlardır aynı coğrafyayı paylaşıyor, barış içinde yan yana çalışıyoruz. Ticaretten enerjiye, ulaştırmadan turizme, güvenlikten terörle mücadeleye geniş bir yelpazede çok boyutlu iş birliklerimiz var. İran'ın Filistin davasına verdiği güçlü desteği her zaman takdirle karşıladık. Bölgemizdeki sorunların çözümünde de Astana Süreci'nden itibaren İran'la yakın diyalog içindeyiz. İran'a karşı uygulanan tek taraflı yaptırımlara katılmayarak komşuluk hukukumuzun gereğini yerine getirdik. İran Cumhurbaşkanı merhum Reisi'yi en son 24 Ocak'ta Ankara'da ağırlamış, imzaladığımız 10 yeni anlaşmayla ilişkilerimizi ileriye taşımıştık. Bugüne kadar en sıkıntılı zamanlarında Türkiye, İranlı kardeşlerine samimi destek vermiş, bu konuda tavizsiz bir duruş sergilemiştir. Helikopter kazasından sonra İran makamlarıyla temasa geçerek, arama kurtarma çalışmalarına katkı vermek için tüm imkanlarımızı seferber ettik” açıklamasını yaptı. Bundan sonra da aynı hissiyatla hareket edeceklerini aktaran Erdoğan, ”Kabine toplantımızda İran halkının yaşadığı derin acıyı paylaşmak üzere ülkemizde 1 günlük milli yas ilan edilmesini kararlaştırdık. İranlı kardeşlerimizin tekrar başı sağ olsun diyoruz. Geçen hafta büyük bir sel felaketiyle sarsılan Afganlı kardeşlerimize tekrar geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum. Bu zor günlerinde Afgan halkıyla dayanışmamızı göstermek için ilk etapta bir kargo uçağı dolusu yardım malzemesini Afganistan'a gönderdik. Toplam 24 tonu bulan yardım malzemelerimiz cuma günü Mezar-ı Şerif Havalimanı'na ulaştı. Şimdi de bölgeye 43 vagondan oluşan bir yardım treni gönderiyoruz. Afganistan 20. AFAD İyilik Trenimizin yüklemesi dün tamamlandı. Gümrük işlemlerinden sonra inşallah yarın bölgeye sevk edeceğiz. İyilik trenimize malzeme desteği veren tüm kurumlarımızı, vakıflarımızı, derneklerimizi, gönüllü kuruluşlarımızı canı gönülden tebrik ediyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Toplantımızın ve aldığımız kararların hayırlara vesile olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yasama yılı açılış töreninde konuşuyor Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yasama yılı açılış töreninde konuşuyor

(İLKHABER) - Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 28. Dönem 2. Yasama Yılı Başladı. Yeni yasama yılının ilk Genel Kurul Toplantısı’na Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katılıyor. Genel Kurul’da bir konuşma gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni anayasa ve ekonomiye ilişkin mesajlar verdi. “Ülkemizi cumhuriyetin ilk yıllarının ardından tekrar yeni ve sivil bir anayasaya kavuşturma görevimiz var.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm milletvekillerini, tüm toplumsal kesimleri, bu konuda sözü ve teklifi olan herkesi yapıcı bir anlayışla, yeni anayasa çağrımıza katılmaya davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı. Ekonomiye ilişkin mesajlar da veren Erdoğan, “Milletimizin canını yakan hayat pahalılığını ortadan kaldırmak, deprem başta olmak üzere ülkemizin acil meselelerini çözmek, ülkemizi büyütmeyi sürdürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız.” diye konuştu. Erdoğan konuşmasında, bu sabah Ankara’da gerçekleşen saldırı girişimine de değindi, “Bu sabah, emniyet birimlerimizin vakitli müdahalesi neticesinde iki caninin etkisiz hale getirildiği eylem, terörün son çırpınışlarıdır.” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yasama yılı açılışı dolayısıyla Meclis Genel Kurulu’na katıldı. Erdoğan, TBMM’ye gelişinde TBMM Başkanvekili Celal Adan tarafından resmi törenle karşılandı. Cumhurbaşkanlığı Tören Birliği kıtasını selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şeref Kapısı önünde kendisini karşılayan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile Genel Kurul salonuna geçti. Erdoğan daha sonra 28. Dönem 2. Yasama Yılı açılışının ardından ilk konuşmayı yapmak için kürsüye çıktı. “YENİ ANAYASA HEPİMİZİN SORUMLULUĞU” Erdoğan, Meclis'teki konuşmasında yeni anayasa mesajları verdi. “Türkiye’yi 12 Eylül’de darbe yönetiminin 41 yıl önce milletimizin sırtına sardığı mevcut anayasa kamburundan kurtarmak, hepimizin en öncelikli sorumluluğudur.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “41 yıllık tarihinde uğradığı irili ufaklı 20’den fazla değişiklikle adeta yamalı bohçaya dönen bu anayasanın, 2023 Türkiye’sini taşıyamadığı açıktır.” ifadelerini kullandı. YENİ ANAYASA İÇİN TÜM KESİMLERE ÇAĞRI Yeni anayasanın, yönetim sistemi tartışmalarını sona erdireceğini söyleyen Erdoğan, “Tüm milletvekillerini, tüm toplumsal kesimleri, bu konuda sözü ve teklifi olan herkesi yapıcı bir anlayışla, yeni anayasa çağrımıza katılmaya davet ediyoruz.” diyerek çağrıda bulundu. "HAYAT PAHALILIĞINI ORTADAN KALDIRMAYA KARARLIYIZ" Erdoğan konuşmasında ekonomiye ilişkin mesajlar da verdi. Dünya genelinde enflasyon oranlarının son 60-70 yılın en yüksek seviyelerine ulaştığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mevcut küresel ekonomik görünümü, hem de önümüzdeki dönemde karşılaşabileceğimiz muhtemel tehditleri dikkate alan bir politikaya yöneldik. Amacımız bu hassas dönemden, ülkemizi en az kayıpla ve şayet arzu ettiğimiz neticeleri alabilirsek en büyük kazançla çıkarmaktır.” dedi. Erdoğan, “Milletimizin canını yakan hayat pahalılığını ortadan kaldırmak, deprem başta olmak üzere ülkemizin acil meselelerini çözmek, ülkemizi büyütmeyi sürdürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız.” şeklinde konuştu. Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle: Yeni yasama yılında bu çatı altında milletimize hizmet verecek tüm milletvekillerine başarılar diliyorum. Sizlerden milli ülkümüz olan Türkiye yüzyılı vizyonuna yakışır fikri eserler bekliyoruz. TBMM, darbelerden cuntalar nice badireleri atlatarak dimdik ayakta kalmıştır. - Cumhuriyetimizin kuruluşundan sonraki süreç, Gazi’nin hayal ettiği hızda ve içerikte yürümemiş olsa da bir asır sonra aynı hissiyatla burada buluşmamız, kurucu iradenin geçerliliğini sürdürdüğüne işaret ediyor. Tarihe baktığınızda, geniş bir coğrafyada kurulan Türk devletlerinin büyük bölümünün ilk asrına gücünün zirvesinde girdiğini görüyoruz. Cumhuriyetimizin önünde kat edecek hala epeyce mesafe olması, bize yapacak çok işimiz olduğunu anlatıyor. Kimsesizlerin kimsesi olarak tahayyül edilen Cumhuriyet, bu vasfına tam manasıyla Türkiye Yüzyılında kavuşacaktır. - Geçtiğimiz 21 yılda, ülkemizin kalkınma ve demokrasi alt yapısının eksiklerini tamamlayarak bu doğrultuda atılacak büyük adımların zeminini hazırladık. Artık meclisimizin kapısına kilit vurulduğunu, başbakanların ve bakanların idam sehpasına gönderildiği dönemler geride kalmıştır. - Meclisimiz ve milletimizle omuz omuza vererek hep birlikte yazdığımız 15 Temmuz destanı bir dönüm noktasıdır. YENİ ANAYASA MESAJI - Ülkemizi cumhuriyetin ilk yıllarının ardından tekrar yeni ve sivil bir anayasaya kavuşturma görevimiz var. - Türkiye’yi 12 Eylül’de darbe yönetiminin 41 yıl önce milletimizin sırtına sardığı mevcut anayasa kamburundan kurtarmak, hepimizin en öncelikli sorumluluğudur. 41 yıllık tarihinde uğradığı irili ufaklı 20’den fazla değişiklikle adeta yamalı bohçaya dönen bu anayasanın, 2023 Türkiye’sini taşıyamadığı açıktır. - Yeni anayasa meselesi 10 yılı aşkın süredir, ülkemizin ve meclisimizin gündemindirdir. Cumhur İttifakı olarak 2021 yılında önce kendi hazırlıklarımızı yaptık, ardından diğer siyasi partileri de kendi hazırlıklarını yapmaya davet ettik. Maalesef bu samimi davetimiz karşılık bulmadı. Lafa gelince sürekli darbe anayasasından şikayet edenler, iş somut adım atmaya gelince ne yazık ki konfor alanlarının dışına çıkmak istemediler. Buna rağmen biz ümidimizi kaybetmedik. - Tüm milletvekillerini, tüm toplumsal kesimleri, bu konuda sözü ve teklifi olan herkesi yapıcı bir anlayışla, yeni anayasa çağrımıza katılmaya davet ediyoruz. - Yeni anayasayla birlikte, yönetim sistemi tartışmalarını ilanihaye sona erdirme fırsatı bulacağız. ENFLASYON VE HAYAT PAHALILIĞI AÇIKLAMASI - Dünya genelinde enflasyon oranları son 60-70 yılın en yüksek seviyelerine ulaştı. Gıdadan enerjiye, ticaretten istihdama kadar her alanda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Gelişmiş ülkeler dahil hemen hiç kimse önünü net bir şekilde göremiyor. Türkiye olarak biz de ister istemez bu olumsuzluklardan etkileniyoruz. - Mevcut küresel ekonomik görünümü, hem de önümüzdeki dönemde karşılaşabileceğimiz muhtemel tehditleri dikkate alan bir politikaya yöneldik. Amacımız bu hassas dönemden, ülkemizi en az kayıpla ve şayet arzu ettiğimiz neticeleri alabilirsek en büyük kazançla çıkarmaktır. - Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme stratejimiz ekonomi politikamızın omurgası olmaya devam ediyor. Milletimizin canını yakan hayat pahalılığını ortadan kaldırmak, deprem başta olmak üzere ülkemizin acil meselelerini çözmek, ülkemizi büyütmeyi sürdürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. ANKARA'DAKİ SALDIRI GİRİŞİMİ - Bu sabah, emniyet birimlerimizin vakitli müdahalesi neticesinde iki caninin etkisiz hale getirildiği eylem, terörün son çırpınışlarıdır. Vatandaşın huzuruna ve güvenliğine kast eden alçaklar, emellerine ulaşamamıştır, asla da ulaşamayacaktır. - Özellikle sanat öne sürülerek milli iradeye kast edenlerin propagandasının yapılmasını kabul edemeyiz. AVRUPA BİRLİĞİ - Dış politikaya daima çok önem verdik. Kimi zaman yaptığımız fedakarlıkların karşılığını alamadığımız durumlar elbette oldu. Mesela Avrupa Birliği ile ilişkilerimiz bunlardan biridir. Biz AB’ye verdiğimiz sözleri tuttuk. Ama onlar hiçbirini yerine getirmediler. Avrupa Birliği’nin ülkemize yönelik adaletsiz tarafgir tutumunda bir değişiklik olmadı. - Kağıt üzerinde ortaya koydukları kuralları, süreçleri hiçe sayan bir yaklaşımla ülkemize haksızlık üzerine haksızlık yapıyorlar. Türkiye olarak 60 yıldır kapısında bekleyen AB’den herhangi bir beklentimiz yok. Şayet, bize karşı örtülü bir yaptırım gibi kullandıkları vize dayatması başta olmak üzere haksızlıklarından geri dönerlerse kendi yanlışlarını düzeltmiş olurlar. Yapmazlarsa, siyasi, sosyal, ekonomik ve askeri olarak bizden herhangi bir beklentiye girme hakkını tümüyle kaybederler. - Artık iyice lafta kalan tam üyelik sürecini sonlandırmak gibi bir niyetleri varsa işin o tarafı da kendi bilecekleri bir iştir. Biz demokrasi, adalet ve özgürlükler noktasında Kophengah Kriterleri’ni gerekirse Ankara kriterleri yapar yine yolumuza devam ederiz. AİHM’E FETÖ TEPKİSİ - Avrupa Konseyi’nin bir kurumu olan AİHM’in verdiği son kararlar adeta bardağı taşıran son damla olmuştur. Bu karardan cesaret alan terör örgütü mensupları ve yandaşları, beyhude yere heveslenmesinler. Mahşeri vicdanda zaten mahkum olan FETÖ’cü alçaklara bu karardan ekmek çıkmaz. Türkiye bu ihanet çetesiyle mücadelesinden milim geri atmayacak, herhangi bir tavize, eskiye dönüşe müsahade etmeyecektir. Bir kez ihanet eden, her zaman ihanet eder. "KARABAĞ'DA HAK YERİNİ BULDU" - 30 yıllık işgalin ardından Azerbaycan toprağı olan Karabağ, özgürlüğüne kavuşmuş, hak yerini bulmuştur. Biz dostlarımızı çoğaltma ve bu konuda samimi bir gayret içindeyiz. Uzattığımız dostluk elini tutan herkesle, ortak çıkarlar doğrultusunda yol yürümekten memnuniyet duyarız. Son dönemde bu doğrultuda pek çok önemli adımı başarıyla attık. - Ülkemizin etrafında barış ve huzur kuşağı oluşturma hedefimizde ciddi mesafe aldık. Bölgesel entegrasyon projeleriyle işbirliğimizi derinleştirmeye çalıştık. Bunlara yenilerini eklemeye hazırız.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu, Burdur'da konuştu: Haber

Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu, Burdur'da konuştu:

BURDUR (AA) - Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, altılı masanın toplantılarına ilişkin, "Şimdi anayasal düzeni açıklıyoruz. 10'uncu toplantıda 69 başlıkta, istihdam, tarım, sanayi, enflasyonla mücadele hepsi var. 6 partinin tabiri caizse ortak hükümet programını açıklayacağız." dedi.Burdur'un Bucak ilçesinde Ziraat Odası Başkanlığını ve bir süt fabrikasını ziyaret eden Davutoğlu, buradan kent merkezinde geçti.Bedesten Çarşısı'nda halka hitap eden Davutoğlu, bütün meselelerinin memlekete hizmet olduğunu söyledi.İktidara geldiklerinde yapacaklarını anlatan Davutoğlu, esnafa ve çiftçiye yönelik desteklerinin olacağını kaydetti.Konuşmanın ardından halk pazarını gezen Davutoğlu, esnafla sohbet etti, alışveriş yaptı. Bir çay ocağında gençler ve vatandaşlarla çay içen Davutoğlu, Burdur Gazeteciler Cemiyetini ziyaret etti.Burada bir gazetecinin "altılı masa"nın toplantılarını ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "altılı ganyan" ifadesini nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine Davutoğlu, Bahçeli'nin halkın arasına karışmayan bir lider olduğunu öne sürdü.Davutoğlu, Bahçeli'nin ifadesini "nezaketsizlik" olarak niteleyerek, şunları kaydetti: "Bugüne kadar hiçbir dönemde farklı düşüncelere sahip 6 siyasi lider bir araya gelip de memleket meselesini konuşmadı. Toplanıp toplanıp dağılma değil. Bir, parlamenter sistem modelini açıkladık. İki, temel ilkeler ve hedefler metnini açıkladık. Orada ekonomi, sosyal yardımlar, savunma sanayisi hepsi var. Üç, ekonomik kurumların reformu paketini açıkladık. TÜİK, Merkez Bankasını ne yapacağız. Dört, seçim güvenliğini açıkladık. Şimdi anayasal düzeni açıklıyoruz. 10'uncu toplantıda 69 başlıkta, istihdam, tarım, sanayi, enflasyonla mücadele hepsi var. 6 partinin tabiri caizse ortak hükümet programını açıklayacağız."Süreci şeffaf yönettiklerini dile getiren Davutoğlu, tüm konularda anlaştıktan sonra cumhurbaşkanı adayının ülkeyi hangi prensiplere göre yöneteceğini de belirleyeceklerini söyledi.Buradan Ziraat Odası ile Ticaret ve Sanayi Odası başkanlıklarına geçen Davutoğlu, partisinin İl Başkanlığı binasının açılışını yaptı.Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz'i de makamında ziyaret eden Davutoğlu, kentten ayrıldı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.