Altınoran Düşünce Ve Sanat Platformu Haberleri - Son Dakika Altınoran Düşünce Ve Sanat Platformu Haber Güncel Gelişmeler

Altınoran'ın Sinematek Adana etkinliğinde bu hafta Altın Palmiye ödüllü film

Sinematek Adana, 2025 yılında da etkinliklerine devam ediyor. Bu ayın etkinliğinde Türk sinemasının en önemli yapımlarından biri olan ve 1982 Cannes Film Festivali’nde kazandığı Altın Palmiye ödülü ile dünya çapında büyük bir başarıya imza atan Yol isimli film gösterilecek. Yılmaz Güney’in yazıp yönettiği, Şerif Gören’in yönetmenliğini üstlendiği filmin gösterimi, 28 Ocak 2025 Cuma günü saat 20.00’de Başkent Üniversitesi Kışla Sağlık Yerleşkesi Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilecek. Filmin sunumunu ise Doç. Dr. Ali İhsan Ökten yapacak. Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu Başkanı Dr. Haluk Uygur, sinema sanatının felsefik derinlikleriyle değerlendirildiği Sinematek Adana etkinliğinin, sinemaya bilinçle yaklaşan izleyiciler oluşması açısından önemli bir işlevi olduğunu söyledi. Sinematek Adana’nın, sinemayı hem bir sanat dalı hem de bir kültürel miras olarak koruma, yayma ve geliştirme amacı güden önemli etkinlik olduğunu vurgulayan Dr. Uygur, “Adana'nın kültürel hayatında önemli bir yer tutan Sinematek Adana, Türkiye'nin güneyinde sinemaya dair bir merkez yaratarak yerel ve ulusal düzeyde sanatsal ve kültürel etkinliklere katkı sağlıyor” dedi. 2025 Mart ayının son haftasında da sinema severleri bir araya getirmenin mutluluğunu yaşayacaklarını ifade eden Dr. Haluk Uygur, “Başkent Üniversitesi Kışla Sağlık Yerleşkesi Toplantı Salonu’nun dev sinema perdesi, kaliteli bir gösterim cihazı ve etkili bir ses düzeniyle, 1982 Cannes Film Festivali’nde kazandığı Altın Palmiye ödülü ile dünya çapında büyük bir başarıya imza atan Yol isimli film gösterilecek. Yılmaz Güney’in yazıp yönettiği, Şerif Gören’in ise yönetmenliğini üstlendiği filmin gösterimi 28 Ocak 2025 Cuma günü saat 20.00’de başlayacak” ifadelerini kullandı. Filmin konusu ve teması Yol, 1980’lerdeki toplumsal ve politik çalkantıların izlerini taşıyan, insan hakları ve özgürlük temalarına odaklanan bir dramadır. Film, beş tutuklunun, cezaevinden salıverilmeden önceki izin günlerinde, köylerine dönebilme çabalarını ve bu süreçte yaşadıkları duygusal, psikolojik ve toplumsal baskıları konu eder. Ana karakterlerden her biri, farklı geçmişlere sahip olan, zor bir hayat mücadelesi veren insanlardır. Film, tutukluların sosyal hayata ve ailesine yeniden entegre olma çabalarını ve her birinin farklı zorluklarla yüzleşmesini işler. Ancak Yol yalnızca bireysel dramalarla sınırlı kalmaz; Türkiye’nin 1980’lerdeki politik atmosferini de ele alır. Cannes Film Festivali’nden Altın Palmiye ödülünü kazanan ilk Türk filmi olarak tarihe geçen film, uluslararası arenada dikkatleri üzerine çekmiş, aynı zamanda Türk sinemasının uluslararası arenada hak ettiği yeri bulmasına yardımcı olmuştur. Yılmaz Güney'in ustalıklı senaryosu ve yönetmenliği, Şerif Gören’in etkileyici sinematografisi ve başarılı oyunculukları, filme sadece yerel bir anlam katmakla kalmamış, evrensel bir dil oluşturmuştur. Yol filminde Tarık Akan, Halil Ergün, Şerif Sezer, Necmettin Çobanoğlu, Meral Orhonsay, Hikmet Çelik, Tuncay Akça ve Sevda Aktolga gibi isimler rol alıyor.

Kadınların gücüne sanatla vurgu: Berna Ateşoğlu Sanat Günleri başladı

Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu tarafından düzenlenen 6. Berna Ateşoğlu Sanat Günleri başladı. Yarın kutlanacak olan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü akşamına kadar devam edecek olan etkinliler, sanatın farklı disiplinlerini bir araya getirirken, kadınların toplumsal alandaki güçlenmesine de vurgu yapıyor. Dün, Adana Tabip Odası 100. Yıl Sanat Galerisi'nde açılışı yapılan Bayram Top’un Kavramsal Öyküler sergisi, etkinlik kapsamında sanatseverlerle buluştu. Fotoğraf ve illüstrasyonun birleşiminden oluşan eserler, kadın ve insan temaları etrafında özgün bir bakış açısı sundu. Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu Başkanı Dr. Haluk Uygur, "Sergi, içinde bulunduğumuz haftanın özüne uygun olarak, her bir eser ‘kadın ve insan’ sorununa özgün bakışı sergiliyor. İnsanlığı kadın ile erkeğin birliğinde arayan bir özgünlük içeriyor” dedi.

Sanat ve kadın gücü buluşuyor: 6. Berna Ateşoğlu Sanat Günleri başlıyor

Adana’da her yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü haftasında gerçekleştirilen Berna Ateşoğlu Sanat Günleri’nin altıncısı, bu yıl 8 Mart Cumartesi gününe kadar sürecek. Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu tarafından organize düzenlenen etkinliklerde, sanatın farklı disiplinleri bir araya getirilecek. Yalnızca bir sanat etkinliği değil, aynı zamanda kadınların toplumsal alanda güçlenmesi için bir platform özelliği de taşıyan Berna Ateşoğlu Sanat Günleri’nde sergiler, imza günleri, şiir dinletileri ve oda müziği konseri yer alacak. Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu Başkanı Dr. Haluk Uygur, bugün Adana Tabip Odası 100. Yıl Sanat Galerisi'nde yapılacak etkinlikte, Bayram Top'un "Kavramsal Öyküler" isimli sergisinin açılacağını söyledi. Sergide yer alacak eserlerin, fotografik disiplinin etkisiyle resimleşmiş illütrasyonlardan oluştuğunu ifade eden Dr. Uygur, “Ve içinde bulunduğumuz haftanın özüne uygun olarak, her bir eser ‘kadın ve insan’ sorununa özgün bakışı sergiliyor. İnsanlığı kadın ile erkeğin birliğinde arayan bir özgünlük bu” dedi. Adana Tabip Odası 100. Yıl Sanat Galerisi'ndeki etkinlik 19.30’da başlayacak.

Dr. Haluk Uygur, ‘Adana Pamuk Tarihi’ Kitabını imzalayacak

Adana'nın kültürel ve ekonomik geçmişini derinlemesine irdeleyen Dr. Haluk Uygur, başkanı olduğu Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu tarafından düzenlenen 6. Berna Ateşoğlu Sanat Günleri kapsamında "Kızzuwatna'dan Çukurova'ya Adana Pamuk Tarihi" adlı kitabını imzalayacak. Etkinlik, Adana Tabipler Odası 100. Yıl Sanat Galerisi'nde gerçekleşecek ve ziyaretçilere hem kitabı hem de Çukurova'nın pamuk üretimi ile ilgili derinlemesine bilgi edinme fırsatı sunacak. Dr. Haluk Uygur, kitabında Çukurova'nın pamuk ile olan ilişkisini vurgulayarak, "Pamuk, Adana ve Çukurova'nın diğer şehirlerinin yaşamına öyle girmiştir ki, Adana tarihi neredeyse pamuk tarihi haline gelmiştir. Çukurova'da yaşayan herkes, her kurum yıllar boyunca bu tarihin içinde yaşamıştır" dedi. Dr. Uygur’un imza günü 6 Mart Perşembe günü saat 19.00’da Adana Tabipler Odası 100. Yıl Sanat Galerisi'nde gerçekleşecek. İmza anında yine Altınoran üyesi Bayram Top'un “Kavramsal Öyküler” isimli sergisi de izlenebilecek. Haluk Uygur, eserini, Altıoran'a 100 TL bağışta bulunanlara ücretsiz imzalayacak. 6. Berna Ateşoğlu Sanat Günleri etkinlikleri ise Adana’daki farklı mekanlarda gerçekleşecek. Adana Tabip Odası 100. Yıl Sergi Salonu, Dr. Gökhan Gündoğdu Vakfı Gündoğdu Müzesi ve Adana Turizm Muse Art Collective Salonu gibi önemli yerlerde sanatseverlerle buluşacak olan bu yılki etkinlikler arasında sergiler, imza günleri, şiir dinletileri ve oda müziği konseri gibi etkinlikler yer alacak.

Berna Ateşoğlu Sanat Günleri, Dünya Emekçi Kadınlar Günü Haftası’nda başlıyor

Adana’da her yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Haftası’nda gerçekleştirilen Berna Ateşoğlu Sanat Günleri’nin altıncısı, bu yıl 6-8 Mart 2025 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşuyor. Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu tarafından düzenlenen etkinlikler, sanatın farklı disiplinlerini bir araya getirirken, yaratıcı gücü keşfetmeye yönelik bir ortam sunarak, toplumda hak ettikleri yere ulaşmalarını teşvik etmeyi amaçlıyor. Dr. Haluk Uygur: Sanat, kadınların toplumsal güçlenmesinde önemli bir araç Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu Başkanı Dr. Haluk Uygur, etkinliklerin amacını vurgulayarak, "Berna Ateşoğlu Sanat Günleri, yalnızca bir sanat etkinliği değil, aynı zamanda kadınların toplumsal alanda güçlenmesi için bir platformdur. Ateşoğlu’nun vizyonunu yaşatmak, onun toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları alanındaki mücadelesine katkı sağlamak adına bu etkinlikler büyük bir önem taşıyor" dedi. Sanatseverleri, gerçekleşecek etkinliklerde bir araya gelerek, sanatın toplumsal etkisini ve kadınların toplumsal alandaki gücünü keşfetmeye davet eden Dr. Uygur, "Berna Ateşoğlu’nun mirasını yaşatmanın yanı sıra, sanatın birleştirici gücünü deneyimlemek isteyen herkesi etkinliklere bekliyoruz" ifadelerini kullandı. Sergiler, konserler ve şiir dinletileriyle zengin bir program Etkinlikler, Adana'daki farklı mekanlarda gerçekleşecek. Adana Tabip Odası 100. Yıl Sergi Salonu, Dr. Gökhan Gündoğdu Vakfı Gündoğdu Müzesi ve Adana Turizm Muse Art Collective Salonu gibi önemli yerlerde sanatseverlerle buluşacak olan bu yılki etkinlikler arasında sergiler, imza günleri, şiir dinletileri ve oda müziği konseri gibi etkinlikler yer alacak. Sanatın birleştirici gücü ve toplumsal mesajlar Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu, Berna Ateşoğlu'nun hayat verdiği "Kadınım, Bireyim, Özgürüm", "Unutulmuş Çocuklar Haydi Hayata" ve "Okulda Diyabetle Yaşam" gibi projelerden ilham alarak, sanat aracılığıyla topluma güçlü mesajlar vermeye devam edecek.

Çatıaltı Sohbetleri 'Müzikli Öyküler'e ev sahipliği yapacak

Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu Başkanı Dr. Haluk Uygur, Çatıaltı Sohbetleri etkinliklerinin, sanat ve felsefe bağlamında kent, ülke ve insanlık sorunlarını tartışan, insanlığın geçirdiği bunalımı aşma sürecinde sanatın düşündüren özelliğine inanan kentlilerin bir araya geldiği bir dostluk ortamı olarak planlandığını söyledi. İlk etkinliklerinin yoğun ilgi görmesinin sevincini yaşadıklarını ifade eden Dr. Uygur, "19 Şubat Çarşamba günü yapacağımız ikinci buluşmamızda ise Altınoran atölyelerinde bir fotografçı olarak sanat yaşamına başlayıp, bir besteci olarak kendini yetiştiren Hakan Kalıpçıoğlu'nun özelinde, sanatın disiplinler arası tavrının yaratıcılığa etkisi üzerinde duracağız. O akşam, Hakan Kalıpçıoğlu'nun bestelerini ilk dinleyen kişiler olma şansını yakalayacağız. Çatıaltı'mız, bu kez müzikle yazılan öykülerin gecesi olacak." dedi. Hakan Kalıpçıoğlu da böyle bir etkinlik düzenledikleri için başta Dr. Haluk Uygur olmak üoran Düşünce ve Sanat Platformu Yönetim Kurulu üyelerine teşekkür etti.zere Altın Kalıpçıoğu, “Sözlü ve sözsüz bestelerimi seslendireceğimiz, müzik dolu ve bir o kadar da sanatın interdisipliner oluşuna vurgu yapacağımız anlar yaşamayı planladığımız bu gecede müziğin birleştirici gücüne hep birlikte şahitlik edeceğiz" ifadeleri kullandı. Etkinlik, 19 Şubat’ta ATUR – Adana Turızm Muse Art Collective Salonu’nda saat 19.30’da başlayacak.

Sinematek Adana'da The Tree of Life isimli film izlenime sunulacak

Her ayın son haftasındaki film gösterimi ile sinemaya bilinçle yaklaşan izleyiciler oluşmasını amaçlayan Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu'nun Sinematek Adana etkinliğinde, bugün yine muhteşem bir yapıt izleyiciyle buluşacak. Başkent Kışla Yerleşkesinde saat 20.00'de başlayacak etkinlikte, film üzerine tartışma bölümü de yer alacak. The Tree of Life isimli film, 1950’li yıllarda, Orta Batılı bir aileyi merkezine alan film ailenin en büyük oğlu Jack’in, çocukluk masumiyetinin kaybolmasından başlayarak buruk bir yetişkinlik evresine geçişini konu alıyor. Tam bu geçiş sürecinde de babası (Brad Pitt) ile yaşadığı çalkantılı baba-oğul ilişkisi, öykünün merkezine oturuyor. Jack'in olgunluk hali (Sean Penn) artık modern çağda yolunu yitirmiş bir bireydir. Kaderin varlığını ve çıkmazlarını sorgularken, diğer yandan yaşamın anlamını bulmaya çalışır. Terrence Malick'in 2011 Cannes Film Festivali'nde eleştirmenleri ikiye bölen son filmi Hayat Ağacı, yönetmenin baştan aşağıya imzasını taşıyan bir yapıt. Başrollerde Brad Pitt, Sean Penn ve Jessica Chastain yer alırken, filmin teknik ekibi de özellikle göze çarpıyor. Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu Başkanı Dr. Haluk Uygur, ücretsiz olan etkinliğe sinemaseverleri beklediklerini belirterek, "Sinematek Adana, tam 13 yıldır Altınoran'ın eski başkanlarından Edip Kuzey Akten ve eski başkan yardımcılarından Prof. Dr. Murat Ali Hersekli'nin sunumlarıyla, sinemanın araştıran ve düşünen izleyicilerine ulaşmaktadır. Her ayın son cuması, saat 20.00 de başlayan Sinematek etkinliği, tartışmak için seçilen filmin başta yönetmeni olmak üzere, yaratıcıları hakkında bilgilerin, tarihin derinlikleri arasından çıkarılarak paylaşılmasıyla başlar. Bu paylaşımdan sonra film hep beraber izlenir. Etkinliğin en değerli kısmı ise, izlenceden sonra filmin verdiği ipuçlarından yola çıkılarak yapılan tartışma bölümüdür. Bu bölüm sinema, fotograf ve diğer sanat disiplinlerinin bir araya geldiği bir serbest kürsü gibidir" dedi.

Anıtkabir'in kitabelerinin yazımında görev alan Etem Çalışkan'dan üzücü haber

İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Öğretim Üyesi merhum Prof. Dr. Emin Barın ile 1953 yılının yaz aylarında Anıtkabir'in kitabelerini yazan 97 yaşındaki ressam-hattat Etem Çalışkan'ın, kalça kemiği kırığı ile yatağa bağımlı hale gelmesinin ardından, entübe edilerek yoğun bakımda tedavi gördüğü bildirildi. Cumhurbaşkanlığı Sanat Onur Ödülü ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fahri Doktora unvanına sahip olan Etem Çalışkan'ın sağlık durumuyla ilgili gelişmeyi, Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu Başkanı Dr. Haluk Uygur duyurdu. Etem Çalışkan'ın, bugüne kadar sergilenmeyen son eserlerinin Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu etkinliğinde geçen yıl Mayıs ayında sanatseverlerle buluştuğunu ve Çalışkan'ın da bu etkinliğe katıldığını anımsatan Dr. Uygur, "Anıtkabirin hatlarını hocası Prof. Emin Barın ile birlikte yazan, Yüce Atatürk'ün imzasını kaligrafik bir ikon haline dönüştüren, Matise gibi rengarenk ve Miro gibi neşeli, ülkemizin en yaşlı ressamı Etem Çalışkan, üzgünüm ki entübe olmuş biçimde yoğun bakımda tedavi görüyor. İstanbul'da ziyaret ettiğimde yaşamsal değerlerinin çökmüş olmasına rağmen zihinsel aktivitesinin bir dehaya yakışacak şekilde açık olduğuna şahit oldum. 97 yaşındaki Etem Çalışkan'ın kulağı hiç duymuyor, gözü hiç görmüyor. Maalesef kalça kırığı nedeniyle yatağa bağımlı. Ama zihni hala parlak. Kendisine acil şifalar diliyorum" dedi. Anıtkabir anılarını 2012 yılında anlatmıştı Etem Çalışkan, Adana Büyükşehir Belediyesi'nin 2012 yılındaki Altın Koza etkinlikleri kapsamında düzenlenen ''13 Kare Sanat Festivali'' için davet edildiği Adana'da, okullarda öğrencilerle söyleşi yapmıştı. Öğrencilere, sanatı, anıları ve hayata bakış açısı üzerinde sunumlar yapan ve Anıtkabir ile ilgili hayatının en önemli dönemini anlatan Çalışkan, kendi el yazısıyla Atatürk portrelerinin üzerine, Atatürk'ün sözlerini yazıp imzasını da atarak eğitim kurumlarına hediye etmişti. Etem Çalışkan, unutamadığı 1953 yılının yaz ayları ile ilgili şunları kaydetmişti: "İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki öğrenciliğimin ikinci yılıydı. Akademinin afiş atölyesinde öğrenciyken, 1987 yılında vefat eden Prof. Dr. Emin Barın'dan yazı dersi aldım. Yaşamım boyunca büyük onur duyacağım bir çalışmayı, yine o yıl hattat Emin Barın ile yaptım. Emin Barın, yazı üzerine Almanya'da öğrenim görmüş ve dolayısıyla yazının hem kitabelerde, hem de kağıt üzerinde ne olduğunu uygulamasıyla biliyordu. Anıtkabir inşaatının yapımı da o yıl bitecekti. Daha önce uluslararası yarışmalar açılmış, ihaleler yapılmıştı. Anıtkabir'in yazı işi, verdiği projeyle Emin Barın'da kalmıştı. Böylece Anıtkabir'in yazısını Emin Barın üstlenmiş oldu. Emin Barın hocam, bana o yaz birlikte çalışacaklarını söyledi. Emin Barın hocama ne yapacağımızı sorduğumda, bana Anıtkabir'in kitabelerini yazacağımızı söyledi. Önce anlamadım, hocamın söylediğindeki sorumluluğu ve yüksek onuru birden kavrayamadım. Ama bildim ki, hocam bana iyi bir görev verdi. Daha sonra yazılacak projeleri gördüm. Anıtkabir'deki kulelerin ayrı ayrı isimleri var. Bu kulelerin içine yazılacak yazılar, Ankara'da yetkililer tarafından oluşturulan heyet tarafından belirlenmiş. Bu yazılar hocama gönderildi. Oturup kartondan yazı kalıpları hazırladık günlerce. Ben ölçülerine göre bu yazıları kağıt üzerine metrelerce yan yana yapıştırarak yazdım. Onları hocam kontrol eder, daha sonra Anıtkabir'e götürür, oradaki taş işçilerine teslim ederdim. Daha önce götürdüğüm ve taş işçilerinin yaptığı işleri de kontrol ederdim. Çok onurlu ve sorumluluk taşıyan bir işle karşı karşıya idim. Anıtkabir'in şeref holünde sağlı sollu duvardaki kabartmaları yapanlar, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki bölümlerin hocalarıydı. Onları görünce heyecanlanırdım. Anıtkabir'e gittiğimde sık sık zamanın Bayındırlık Bakanı Kemal Zeytinoğlu'nu görürdüm. Dönemin Başbakanı Adnan Menderes'i, Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ı da gördüm. Çünkü herkes çalışmaların bitirilmesini takip ediyordu. 10 Kasım 1953 10 Kasım 1953'te Atatürk'ün naaşı Etnografya Müzesi'nden alınarak Anıtkabir'de defnedildi. Defin işlemi sırasında Emin Barın ile Anıtkabir'de bulundum. Emin Barın hocam bana 'bir daha hiç göremezsin gel beraber' dedi. Aşağıya indik. Atatürk'ün beyaz mermerlerden çevrili mezarını gördüm. Anadolu'nun her yerinden getirilen topraklar buraya serpilmiş. Hocamın elinde de kendi deri üzerine yazdığı ve gümüş muhafaza içindeki Atatürk'ün ölüm tutanağı vardı. Bu tutanak oraya yerleştirildi. Gümüş muhafaza içinde Atatürk'ün kabrine gömülen ölüm tutanağını ben gördüm biliyorum, Emin Barın hocam gördü biliyor, ama belgesi yok. Şimdi toprağın altında. En büyük üzüntüm, bu tutanağın fotoğrafını çekmemek veya çektirmememiz oldu. Emin Barın hocam da daha sonra bunun için üzüntü duydu. Barın, bunun için 'Ah ah' diye dövündü.'' "Kitabelerdeki yazılar mimari yapıyla uygun" Çalışkan, kitabelerdeki yazı karakterlerinin Anıtkabir'in mimari yapısıyla uygun olduğunu da belirterek şöyle devam etmişti: "Camilerdeki yazılar da mimari ile birleşmiştir. Onlar da uyumludur. Rastgele yazılar, kitabeler konmaz. Ama şimdi Anıtkabir'deki bu kitabeler incelenmiyor. Anıtkabir'e gidenler bakıp okumuyor. Ölüm tutanağının fotoğrafını çektirmememizin dışında, Anıtkabir'deki kitabelerin ziyaretçilerce incelenip okunmaması ve Anıtkabir'in yapımına emeği geçenlerin hatırlanmaması da beni çok üzüyor. Anıtkabir'e hizmet edenlerin içinde hayatta olan az kişilerden biri olarak konuşuyorum. Anıtkabir'i yapanları kimse aramıyor, sormuyor, neden Mimarların, heykeltıraşların ve emeği geçenlerin hepsinin ayrı ayrı tanıtımının yapılması lazım. Bugün bunu bir eksiklik olarak görüyorum.''

Altınoran'ın Sinematek Adana etkinliğinde 'Potemkin Zırhlısı' izlenime sunulacak

Her ayın son haftasındaki film gösterimi ile sinemaya bilinçle yaklaşan izleyiciler oluşmasını amaçlayan Sinematek Adana'da, yarın yönetmenlik koltuğunda Sergei Eisenstein’ın yer aldığı bir başyapıt olan 'Potemkin Zırhlısı' isimli film gösterilecek. 1905 yılında Rusya'nın Karadeniz Filosu'na bağlı savaş gemisi olan Potemkin'de dayanılmaz yaşama şartlarından bezmiş mürettebatın Çar rejimine bağlı subaylara karşı başlattıkları ayaklanma sonunda gemiyi ele geçirmeleri ve sonrasında gelişen olaylar dramatize edilerek anlatılan filmin gösterimi, Başkent Kışla Yerleşkesinde saat 20.00'de başlayacak. Bu etkinlikte, film üzerine tartışma bölümü de yer alacak. Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu Başkanı Dr. Haluk Uygur, ücretsiz olan etkinliğe sinemaseverleri beklediklerini belirterek, "Sinematek Adana, tam 13 yıldır Altınoran'ın eski başkanlarından Edip Kuzey Akten ve eski başkan yardımcılarından Prof. Dr. Murat Ali Hersekli'nin sunumlarıyla, sinemanın araştıran ve düşünen izleyicilerine ulaşmaktadır. Her ayın son cuması, saat 20.00 de başlayan Sinematek etkinliği, tartışmak için seçilen filmin başta yönetmeni olmak üzere, yaratıcıları hakkında bilgilerin, tarihin derinlikleri arasından çıkarılarak paylaşılmasıyla başlar. Bu paylaşımdan sonra film hep beraber izlenir. Etkinliğin en değerli kısmı ise, izlenceden sonra filmin verdiği ipuçlarından yola çıkılarak yapılan tartışma bölümüdür. Bu bölüm sinema, fotograf ve diğer sanat disiplinlerinin bir araya geldiği bir serbest kürsü gibidir" dedi.

#Altınoran Düşünce Ve Sanat Platformu