Kuşların cenneti Çukurova Deltası, tehdit altında
Türkiye'nin en büyük ve biyolojik çeşitliliği en yüksek deltalarından biri olan Çukurova Deltası'nın, çevre kirliliği, sulak ve yaşam ortamlarının yok edilmesi, kimyasal ilaçlamalar ve aşırı avlanma gibi olumsuzluklardan dolayı büyük ölçüde etkilendiği bildirildi.
Kuş türleri açısından önemli bir ülke konumunda olan Türkiye’nin Anadolu’daki en büyük deltası Çukurova Deltası, yılın her döneminde binlerce kuşa ev sahipliği yapıyor. Farklı coğrafi özelliklere sahip olması bakımından Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları arasındaki 4 önemli kuş yolundan ikisinin geçtiği Türkiye’nin ılıman iklimine sahip güneydeki Çukurova Deltası, yerli, kış göçmeni, yaz göçmeni ve geçit yapan tüm kuş türleri için güvenli bir liman olmaktan her geçen gün uzaklaşıyor.
Deltanın uluslararası öneme sahip sulak alanları olan Yumurtalık, Ağyatan, Akyatan ve Tuzla lagünleri, bir zamanlar binlerce kuş türüne ev sahipliği yaparken, günümüzde bu sayı hızla azalıyor. Turna, pelikan, yaban kazı gibi birçok kuş türünün neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekiliyor.
Çevreciler ve bilim insanları, deltadaki bu olumsuz gelişmelerin devam etmesi halinde, birçok kuş türünün yok olacağı ve bölgenin biyolojik çeşitliliğinin ciddi şekilde zarar göreceği konusunda uyarıyorlar. Özellikle tarım ilaçlarının aşırı kullanımı, sulak alanların kurutulması ve kaçak avlanmanın, deltadaki canlı yaşamı için en büyük tehditler arasında yer aldığı ifade ediliyor.
"Yılın 12 ayı flamingo görülebilen bu doğa harikası alanı korumak zorundayız," diyen çevreciler, yetkililerden acil önlem alınmasını talep ediyor.
Çukurova Deltası
Çukurova Deltası, Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin Toros Dağları’ndan taşıdığı toprağın Akdeniz’i doldurmasıyla oluştu. Türkiye’nin en büyük deltaları arasında yer alan Çukurova Deltası, yaklaşık 110 kilometrelik kıyı şeridine sahip olmasıyla dikkati çekiyor. Çukurova Deltası, irili ufaklı birçok lagün (denizle bağlantısı olan göl) ile bunları çevreleyen tuzlu ve tatlı su bataklıkları, kumullar, kumul ormanları, nehir ağızları ve tarım alanları gibi farklı yaşama ortamlarının oluşturduğu sulak alanlar kompleksi olarak öne çıkıyor. Deltada yer alan Akyatan ve Yumurtalık lagünleri, Ramsar Sözleşmesi uyarınca koruma altında bulunuyor.