TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#akademik yıl

İLKHABER-Gazetesi - akademik yıl haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, akademik yıl haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Adalet Bakanı Tunç: Son günlerde tartışılan 'cezasızlık' algısına yönelik eleştirileri elbette ki dikkate alıyoruz Haber

Adalet Bakanı Tunç: Son günlerde tartışılan 'cezasızlık' algısına yönelik eleştirileri elbette ki dikkate alıyoruz

Bakan Tunç, Mudanya Üniversitesinin Çağrışan Yerleşkesi'ndeki 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, bir ülkenin kalkınması için eğitimin en önde gelen unsur olduğunu söyledi. Bu anlamda son yıllarda Türkiye'nin çok önemli mesafeler katettiğini anlatan Tunç, üniversite sayısının 66'dan 208'e çıkarıldığını, 81 ilde üniversitelerin kurulduğunu ve vakıf üniversitelerinin önünün açıldığını hatırlattı. Uluslararası alandaki adaletsizliğin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Birleşmiş Milletler kürsüsü dahil her yerde sürekli dile getirildiğini kaydeden Tunç, "Uluslararası sistemin artık insanlığın sorunlarına cevap veremediğini, uluslararası kuruluşların etkisiz olduğunu, dünyadaki sıkıntıları çözme noktasında başarısız olduğunu ve dünyanın 5'ten büyük olduğunu ve daha adil bir dünya mümkün olduğunu her fırsatta söylüyoruz." ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünyada adaletin ve hakkaniyetin sözcülüğünü, insan haklarının savunuculuğunu yapan bir lider olduğunu vurgulayan Tunç, şöyle devam etti: "Bunu daha da güçlü yapmanın yolu Türkiye'yi her alanda güçlü kılmak. Fiziki kalkınma hamleleriyle de demokrasisiyle de daha güçlü hale gelmek. Bugün Filistin'de bir yıldan bu yana dünyanın gözü önünde çocuklar, kadınlar katlediliyor. 41 binden fazla Filistinli şehit edildi. Bunun yüzde 80'i kadın ve çocuklardan oluşuyor ama maalesef bu katliamı durdurabilecek bir güç, bir uluslararası kuruluş maalesef yok. Durduramadılar. Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi'nin tüm unsurları ihlal ediliyor. Cenevre Sözleşmesi'nin bütün hükümleri, insancıl hukukun bütün hükümleri ayaklar altına alınıyor ama maalesef uluslararası kuruluşların aldığı kararlar sınırlı ve alınan kararlar da maalesef uygulanmıyor." "Terörün her türlüsüyle mücadele eden bir ülkeyiz" Bakan Tunç, Türkiye'de daha güvenilir, gecikmeyen, hukukun üstünlüğüne dayanan ve öngörülebilir bir adalet sisteminin tesisi noktasında çok mesafeler aldıklarını dile getirdi. Düşünce ve ifade özgürlüğünün önünün açıldığını anımsatan Tunç, "Düşünce ve ifade özgürlüğü, evrensel hukukta gerek Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nde gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde gerek bizim Anayasa'mızın 26'ncı maddesinde sınırı var. Düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, fikir özgürlüğünün olmadığı bir yerde gelişme olmaz." değerlendirmesini yaptı. Özgürlüklerin, düşünce ve ifadenin kesinlikle kısıtlanamayacağını vurgulayan Tunç, "Ancak belli şartlarda kısıtlanabilir. O da şiddeti teşvik ediyorsa şiddet çağrısı yapıyorsa orada artık düşünce özgürlüğünden bahsetmek mümkün değildir. Dolayısıyla özellikle ülkemiz terörle mücadele eden bir ülke. 40 yıldan bu yana PKK terör örgütüyle mücadele ediyoruz. Hemen yanı başımızda bir terör devleti kurulmaya çalışıldı. Son 5-6 yıldır bunun mücadelesini veriyoruz. Diğer yandan 15 Temmuz'da hain bir darbe kalkışmasıyla karşı karşıya kaldık. O darbeci teröristlerle mücadele sürecimiz hem yargı alanında var, hem diğer alanlarda devam ediyor. Dolayısıyla terörün her türlüsüyle mücadele eden bir ülkeyiz. Terörün her türlüsüyle mücadele ederken de iktidarıyla, muhalefetiyle birlik olmak durumundayız. Birlik ve beraberlik içinde milletimizin huzurunu, güvenliğini sağlayabiliriz." diye konuştu. "Yargı Reformu Strateji Belgesi ile ilgili hazırlığımız var" Tunç, Türkiye'nin 22 yıldan bu yana temel hak ve özgürlüklerin alanının daha da genişletilmesi anlamında çok önemli mesafeler aldığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir kere mevzuatımızın, temel kanunlarımızın tamamını biz yeniledik; ceza kanunlarımızdan borçlara, ticaret kanununa, özel hukuk mevzuatına varıncaya kadar. 80 yıldır uygulanan kanunlarımızı çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirmenin gayreti içinde olduk. Adalet Komisyonunda birlikte çalıştığımız arkadaşlarımızla da yine geçmiş dönemde çok önemli yasal düzenlemeler yaptık. Tabii toplum genişliyor, ihtiyaçlar çeşitleniyor, bilişim teknolojilerinin de gelişmesiyle yeni yeni suç tipleri, sosyal medyanın görünürlüğün artması nedeniyle suçlardaki artış tüm bunlar tabii ki yeni ihtiyaçları da doğuruyor. Bu yeni ihtiyaçları da süratli bir şekilde gerçekleştirmek, ihtiyaçlara uygun mevzuat düzenlemelerini yapmak gerekiyor. Özellikle son günlerde tartışılan 'cezasızlık' algısına yönelik eleştirileri elbette ki dikkate alıyoruz. 1,5 yıldan bu yana Yargı Reformu Strateji Belgesi ile ilgili bir hazırlığımız var. Birkaç hafta sonra Sayın Cumhurbaşkanı'mız kamuoyuyla paylaşacak." "Toplumun huzurunu bozan suç şebekelerine hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz" Tunç, suç ve suçluyla mücadelede suçun önlenmesi, soruşturma, dava ve infaz aşamalarının birbirinden değerli olduğunu belirtti. Bu anlamda caydırıcılığı sağlamak, özellikle suç işlenmesini önlemek, suç işleyenlerin cezalarını çektikten sonra topluma kazandırılmasını sağlayabilmek için çok önemli çalışmalar yaptıklarını, bundan sonra da özellikle gelişen durumlar nedeniyle yapmak durumunda olduklarını anlatan Tunç, şunları söyledi: "Yargı Reformu Strateji Belgemizde, özellikle eleştiri konusu olan denetimli serbestlikle, iyi hal uygulamalarıyla, koşullu salıvermeyle ilgili ve bazı suçlar; özellikle öne çıkan, toplumun huzur ve sükununu bozma davranışlarında cezaların alt sınırlarının artırılmasına yönelik tutuklama tedbirinin şekline gerek mevzuatımızda gerek de uygulamaya yönelik önemli çalışmalarımız var. Bu taslak çalışmalarımızı milletvekillerimizin takdirlerine sunacağız ve bu anlamda suç şebekeleriyle mücadeleyi, emniyet güçlerimiz ve yargı teşkilatımızla beraber bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Toplumun huzurunu bozan suç şebekelerine, örgütlerine hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz. Bu konudaki kararlılığımızı bir kez daha belirtmek isterim." "Darbe anayasasıyla yönetilmek, demokratik bir hukuk devletine yakışmaz" Tunç, Milli Güvenlik Kurulu ve Yüksek Askeri Şura'nın yapıları, Hakimler ve Savcılar Kurulunun, Anayasa Mahkemesinin demokratik hukuk devleti ilkelerine daha uygun hale getirilebilmesi için önemli çalışmalar yaptıklarını anlattı. Özellikle bu kurum ve kuruluşların bundan sonra milli iradenin, demokrasinin önünü kesmemesi için ve vesayetçi ruhtan tamamen arınmak için yapılacaklar olduğunu bildiren Tunç, şunları kaydetti: "Darbecilerin yargılanabilmesinden tutun da sıkıyönetimin ilan edilebilemeyeceğine yönelik hükümlerin kaldırılmasına yönelik birçok demokratik düzenlemeleri Anayasamızda hayata geçirdik. Cumhuriyet'imizin ikinci yüzyılına başladık. 'Türkiye Yüzyılı' diyoruz. İnşallah gençlerimizin omuzlarında Türkiye Yüzyılı inşa edilecek. Bizler, özellikle ön sıradakiler temeli attı. Şimdi asıl inşa sürecini gençler yapacak. O nedenle gençlere güveniyoruz. Onlar başaracak, akademisyenlerin gösterdiği yolda ilerleyecek ve dünyanın en başarılı bilim insanları, akademisyenleri, hukukçuları, doktorları buralardan çıkacak. O gençler, güçlü Türkiye'yi inşa edecek. Dünyada da hakkaniyeti, adaleti en güçlü şekilde savunacaklar. İşte bizim onlara, özellikle Türkiye Yüzyılı'nı inşa etme süreci içinde bir borcumuz daha var. O borcumuz da ülkemizi demokratik, sivil, katılımcı bir anayasaya kavuşturmak. Darbe anayasasıyla yönetilmek, demokratik bir hukuk devletine yakışmaz. Birileri şöyle diyor; 'Başka sorunlar varken anayasayı niye konuşuyorsunuz.' Başka sorunları da hallediyoruz. Başka sorunları da çözeceğiz." "Temel hak ve özgürlükleri öne alan bir anayasayla yolumuza devam etmemiz lazım" Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde çalışmaya devam ettiklerini dile getiren Tunç, şöyle konuştu: "Yeni anayasa şunun için önemli; yeni anayasa, demokratik standartları daha da yukarıya çıkaracak. Temel hak ve özgürlükleri öne alan, katılımcı, her görüşten insanın kendisinin içinde bulunduğu devletle millet arasında bir toplum sözleşmesi, devletin görevlerini belirleyen, temel hak ve özgürlükleri öne alan bir anayasayla inşallah yolumuza devam etmemiz lazım. Türkiye Yüzyılı'na böyle başlamamız lazım. Sadece darbeciler tarafından yazılmış olması bile başlı başına anayasa değişikliği için yeter bir sebeptir, gerekçedir. Bu, bir utançtır aslında. Bunu değiştirmek milletimize olan borcumuzdur. Bu, 28. Dönem Parlamentosunda başarıldığında 28. Dönem'de uzlaşmaya yanaşan partiler, oy veren milletvekilleri, tarihe geçecektir. Ülkemiz, özellikle yüksek standartlı bir demokrasi yolunda emin adımlarla yoluna devam edecektir. Milletimize olan borcumuzu da bu şekilde ödemiş olacağız. Yeni anayasasıyla, dünyada hakkı, adaleti savunan duruşuyla, fiziki kalkınma hamlelerine, istikrarlı kalkınma yürüyüşüne hiç sekte uğratmadan, birlik beraberliğimizi hiçbir zaman bozdurmadan üniversitelerin, akademinin özellikle yol göstericiliğiyle Türkiye, çok daha ilerleyecek. Bundan hiç şüpheniz olmasın." Törene, Adalet Bakan Yardımcıları Hurşit Yıldırım ve Ramazan Can, Bursa Valisi Erol Ayyıldız, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, Mudanya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Karip, Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Gıyasettin Bingöl, Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, ilçe belediye başkanları, siyasi partilerin temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Törenin ardından Bakan Tunç, üniversite yemekhanesinde öğrencilerle öğle yemeğinde bir araya geldi.

Mersin Üniversitesi 2023-2024 Akademik Yılı Açılış Töreni yapıldı Haber

Mersin Üniversitesi 2023-2024 Akademik Yılı Açılış Töreni yapıldı

MERSİN (İLKHABER) -  Vali Ali Hamza Pehlivan, üniversite yerleşkesindeki Akdeniz Kültür Merkezi'nde düzenlenen törende, 1992'de kurulan Mersin Üniversitesinin günden güne gelişerek büyük ve güçlü bir eğitim kurumu haline geldiğini söyledi. MEÜ'den bugüne kadar yaklaşık 118 bin öğrencinin mezun olduğunu aktaran Pehlivan, yeni akademik yılın üniversite camiası için hayırlı olmasını diledi. - Savunma sanayisinde hedef, 2023'te 6 milyar dolarlık ihracat Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Mustafa Murat Şeker de akademik yılın açılışında "ilk ders" sunumunu yaptı. Türk savunma sanayisinin tarihsel gelişimini anlatan Şeker, Türkiye'nin sektörde söz sahibi ülkeler arasına girmeye başladığına işaret etti. Şeker, savunma sanayisinde her geçen gün hedeflerin büyüdüğüne dikkati çekerek şöyle konuştu: "İhracatımız 2002'de 248 milyon dolarken, geçtiğimiz yıl ihracat 4 milyar doların üzerinde. Bu seneki beklentimiz, inşallah 6 milyar dolar hedefine doğru gidiyoruz. Yılın sonunda bunu başaracağız. Ülke olarak dünya genelinde ihracatta 30'uncu sıradayız ancak savunma sanayisinde baktığımızda 12'nci sıradayız. Ciddi bir farkımız var çünkü burada teknoloji üretip, katma değerli ürünler ihraç ediyoruz. Ciromuzda da 2002'de 1 milyar dolardan, bugün 12 milyar dolara gelmiş durumdayız. En önemlisi ise 50 milyon dolarlardan bugün 2 milyar dolar AR-GE'ye para ayırıyoruz. Bunun önemli bir kısmını devlet olarak biz ayırıyoruz, bir kısmını da firmalarımız artık kendi öz kaynaklarından AR-GE'ye pay ayırıyorlar. Bu da geleceğimiz adına ümit verici bir rakam." MEÜ Rektörü Prof. Dr. Erol Yaşar da bilimin ve çağdaşlığın ışığında örnek bir üniversite olduklarını belirterek, "Mersin Üniversitesi 1764 akademik personel, 3 bin 541 idari personel, 46 bin 147 öğrenciden oluşan büyük bir ailedir. Üniversitemiz 17 fakülte, 7 yüksekokul, 11 meslek yüksekokulu, 5 enstitü ve 41 araştırma merkeziyle kendisini sürekli yenileyen ve büyüten köklü bir üniversite haline dönüşmüştür." ifadelerini kullandı.

TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay, Adana'da konuştu: Haber

TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay, Adana'da konuştu:

ADANA (AA) - TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay, İsrail'in Gazze'ye saldırılarına ilişkin, "Böyle bir ortamda Türkiye, dinamik, çok boyutlu dış politikasıyla savaşın durması, savaşların durması, sorunun çözümü adına sorumlulukla hareket ediyor ve bu meseleyi sadece siyasi ve diplomatik bir mesele olmaktan öte insani ve vicdani bir mesele olarak görüyor." dedi.Çukurova Üniversitesi 2023-2024 Akademik Yılı Açılış Töreni, üniversitenin Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi.Açılışta konuşan Oktay, Türkiye Cumhuriyeti'nin pazar günü 100. yılını idrak edeceğini belirterek, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Cumhuriyet'in kurulmasında ve bugünlere gelmesinde emeği geçen herkese şükranlarını sundu, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı kutladı.Kendisinin de Çukurova Üniversitesinde eğitim gördüğünü anlatan Oktay, Adana'nın ve üniversitenin kendisinde ayrı bir yerinin olduğunu söyledi.İsrail'in saldırılarının kendilerini derinden yaraladığını belirten Oktay, "Adalet ve merhamet, bir devletin pusulası olsaydı bunlar yaşanır mıydı? Dünyaya gözlerini yeni açmış bebekler, biçare yaşlılar bu zulme maruz kalır mıydı? İsrail'in bir devlet sorumluluğundan uzak saldırılarıyla inleyen Gazze'de barut kokusu gökyüzünde. Sadece o bölgenin değil, tüm insanlığın gelecek umudunu yok eden bir süreç yaşıyoruz. Teknolojiniz olsa ne yazar, insanlığınız kalmamışsa. Farklılıklara rağmen bir araya gelebilmenin belki de en güçlü sembolü olan Kudüs çevresinde hastaneler, kiliseler, mabetler, bombalanırken hangi gelişmeden bahsedebiliriz?" diye konuştu.Oktay, Filistin meselesinin İslam dünyasının bilinç düzeyini, insanlığın barış için beraber hareket edebilme kapasitesini test eden bir gündemle herkesi sınadığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:"Kendilerini demokrasi ve insan hakları havalesi gören sözde batı medeniyeti temsilcileri ise bu soykırım ve katliamları alkışlıyor. Böyle bir ortamda Türkiye, dinamik, çok boyutlu dış politikasıyla savaşın durması, savaşların durması, sorunun çözümü adına sorumlulukla hareket ediyor ve bu meseleyi sadece siyasi ve diplomatik bir mesele olmaktan öte insani ve vicdani bir mesele olarak görüyor."- "Türkiye güçlü olmak zorundadır"Oktay, Türkiye'nin sadece bu mesele değil Rusya, Ukrayna ve dünyanın diğer bölgelerinde devam eden çatışmalar, savaşlar ve krizleri de düşündüğünü ifade etti.Türkiye'nin dış politikasının vatan topraklarını merkeze alan 360 derecelik bir ufku kapsadığını belirten Oktay, şöyle devam etti:"Milletimizin güvenlik ve menfaatlerini temel alan, ilkeli ve kararlı politikamız artık Türkiye'yi küresel gelişmeleri etkileyen, yönlendiren bir konuma getirmiştir. Bunun için zaten çok daha güçlü gelecek nesiller istiyoruz. Çok daha güçlü yetişmiş insanlar arzu ediyoruz. Türkiye güçlü olmak zorundadır. Zira bölgemiz maalesef krizlerle çevrilidir. Etrafımızdaki ülkeler savaş, terör, göç, ekonomik ve siyasi kargaşa dahil her türlü krizi barındırmaktadır. Güney sınırı kurulmak istenen terör koridoru Doğu Akdeniz bahane edilerek 10 bin kilometre öteden gelen Amerikan uçak gemileri, Adalar Denizi'ndeki hasmane askeri yığınaklar, Karabağ sorunu, Ukrayna-Rusya savaşı Türkiye'nin çevresinde bir risk çemberi oluştu. Fakat Allah'ın izni, milletimizin desteği ve Cumhurbaşkanı'mızın güçlü iradesiyle hep birlikte topyekun bu zorlukların üstesinden gelerek ülkemiz ve insanlık adına daha güzel bir geleceğe gireceğiz."Oktay, Türkiye Yüzyılı'na emin adımlarla yürüdüklerini dile getirdi.Bu vizyon doğrultusunda hayatın her alanında devrim niteliğinde yenilikçi, bilimsel, kültür ve ahlak değerlerine yaraşır geliştirmeleri gerçekleştirmek için devamlı çalıştıklarını ifade eden Oktay, üniversite, yurt ve yatak sayılarını artırdıklarını söyledi.Üniversiteli öğrencilere cep telefonu, bilgisayar ve ücretsiz internet imkanı sağladıklarını anımsatan Oktay, "Geleceğimizin teminatı gençlerimizin kendilerini geliştirmeleri için hiçbir fedakarlıktan kaçınılmadı, bundan sonra da kaçınmayacağız ancak bunlar işin sadece altyapısı. Asıl önemli olan bu altyapıdan doğru ve etkili şekilde yararlanabilecek bir eğitim sistemi oluşturmak, geliştirmek. Bu da üniversitelerimizin yönetimlerine, akademisyenlerimize siz öğrencilerimize, çalışanlarımıza düşüyor." ifadesini kullandı.Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Meryem Tuncel'in konuşmasının ardından Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı öğrencileri müzik dinletisi sundu, Harvard Üniversitesinden Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil açılış dersi verdi.Programa Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz, Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Dil Monitoring Kurumu Başkanı Prof. Dr. Sevinç Aliyeva ile öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

Bakan Kacır, Akdeniz Üniversitesi Akademik Yıl Açılış Töreni'nde konuştu: Haber

Bakan Kacır, Akdeniz Üniversitesi Akademik Yıl Açılış Töreni'nde konuştu:

ANTALYA (AA) - Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, İsrail'in Filistin'e saldırılarında dünyanın gözü önünde bir zulüm yaşandığını belirterek, "İnsanlığın bir leke olarak dahi hatırlamak istemeyeceği bu olayları dünya tarihinden silip atabilmemiz adına yapabileceğimiz en doğru iş Türkiye'yi milli teknoloji hamlesiyle buluşturmaktır." dedi.Akdeniz Üniversitesi Atatürk Konferans Salonu'nda düzenlenen Akademik Yıl Açılış Töreni'ne katılan Kacır'a fahri doktora ünvanı verildi.Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan tarafından cübbesi giydirilen Kacır, Türkiye'nin en önemli üniversitelerinden biri olan Akdeniz Üniversitesi'nde bulunmaktan ve kendisine fahri doktora ünvanı verilmesinden büyük bir şerefle onur duyduğunu söyledi.Törende "Türkiye Yüzyılında Milli Teknoloji Hamlesi" konusunda konuşma yaparak ilk dersi veren Kacır, Türkiye'nin milli teknoloji hamlesinin, kritik teknolojilerde tam bağımsızlık, yüksek katma değerli ürün sistemlerinin milli ve özgün imkanlarla geliştirmesi ve bu ürünlerin rekabetçi biçimde dünyaya ihraç edilmesi yolculuğu olduğunu belirtti.Bu hamlenin savunma sanayi öncülüğünde başladığını ifade eden Kacır, şöyle devam etti:"Cumhurbaşkanımızın başbakanlık döneminden itibaren, güvenlik güçlerimizin Türkiye'nin kendi imkanlarıyla geliştirdiği milli ve özgün sistemleri sahada kullanabilmesi öncelikli bir politika olarak tayin ve tespit edildi. Aslında bu Türkiye için bir tercihten öte sorumluluktu. Zira 40 yıla yakın zamandır terörle mücadele eden bir ülkeyiz. Ve maalesef bu mücadelemizde aslında ittifak içinde olmamız, yanımızda olması gerekenler çoğu zaman bize destek vermediler. Parasını verdiğimiz halde savunma sistemlerini, ihtiyaç duyduğumuz silahları, yeri geldiğinde insansız hava araçlarını bizimle paylaşmadılar. Hatta bazen maalesef onları mücadele ettiğimiz teröristlerin yanlarında gördük."- "Türkiye'nin milli insansız hava araçları 30'dan fazla ülkeye ihraç ediliyor"Günümüzde teknolojinin tüm alanlarında bağımsızlık mücadelesi verilmesi gerektiğini dile getiren Kacır, Türkiye'nin 20 yılda adeta sıfırdan bir AR-GE ve yenilik ekosistemi inşa ettiğini vurguladı.Türkiye'nin bugün pek çok alanda bölgesinin ve dünyanın önemli üretim güçlerinden biri olduğunu anlatan Kacır, "Bakanlık olarak odağımız Türkiye'nin üretim, istihdam ve kalkınma yolculuğunu yatırım, üretim ve istihdam ekseninde sürdürmesini sağlamak. Bunu yapabilmek adına kritik teknolojilerde tam bağımsızlığı elde etmek, yüksek teknoloji ihracatını artırmak, katma değer üretim düzeyini yükseltmek ve muhakkak nitelikli istihdamı, beşere sermayeyi desteklemek, öncelikli hedeflerimiz. Bugün Türkiye insansız hava aracı üretiminde dünya birincisi. Türkiye'nin milli insansız hava araçları 30'dan fazla ülkeye ihraç ediliyor." değerlendirmesini yaptı.Türkiye'nin 21. yüzyılda yeni nesil havacılık teknolojilerinde lider olmayı başardığına işaret eden Kacır, son 10 yıl Bayraktar İHA, Bayraktar TB2, Taarruzi İnsansız Hava Aracı (TİHA), Hürkuş, ATAK2, Gökbey ve Kızılelma gibi farklı havacılık platformlarını gökyüzüyle buluşturabilmiş dünyada ikinci bir örneğin olmadığını dile getirdi.- "Uzay ekonomisinden Türkiye’nin pay almasını sağlayacağız"Kacır, Türkiye'nin uzay teknolojilerinde uydu ve uydu altyapı sistemleri ihraç edilen bir ülke olduğuna değinerek, "İlk milli haberleşme TÜRKSAT 6A'yı önümüzdeki yıl uzayla buluşturacağız. Ay programını iki aşamalı gerçekleştireceğiz. Bu program kapsamında ilk kez uzayda hibrit roket teknolojisini kullanan ülke olacağız. Eğer bunu başarabilirsek, bu teknolojiyi ticarileştirme fırsatı elde edeceğiz. Uyduların yörüngeler arası transferinde bu teknolojilerin kullanılmasını sağlayacağız. Böylelikle halihazırda 600 milyar dolar düzeyinde hızla 1 trilyon dolara yükselecek uzay ekonomisinden Türkiye’nin pay almasını sağlayacağız." ifadelerini kullandı.-"Biz kuvvetli olacağız ki bizden umut bekleyenlerin yüzü gülecek"Bakan Kacır, Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada sadece halkına değil, dünyada kendisinden ümit bekleyen tüm mazlumlara umut ışığı olmaya devam edebilen bir ülke olması için çalıştıklarını vurguladı.Filistin'de dünyanın gözü önünde bir zulüm yaşandığını belirten Kacır, sözlerini şöyle tamamladı:"Filistin'de bir hastanede tedavi görmek üzere orada bulunan hastaların, onları tedavi etmek üzere orada bulunan doktorların, hemşirelerin, hasta bakıcılarının çocukların, kadınların yüzlerce insanın öldürüldüğü çok acı günlerden geçiyoruz. 12 gündür bütün dünyanın gözü önünde bir zulüm yaşanıyor. İnsanlığın bir leke olarak dahi hatırlamak istemeyeceği bu olayları dünya tarihinden silip atabilmemiz adına yapabileceğimiz en doğru iş Türkiye'yi milli teknoloji hamlesiyle buluşturmaktır. Nasıl kendi topraklarımızda, kendi huzurumuzu kendi geliştirdiğiniz teknolojiler sayesinde elde edebilmişsek, medeniyet değerlerimizle, adaletle, merhametle insanlığı buluşturabilmek adına yapacağımız en önemli iş milli teknoloji hamlesini gerçekleştirmektir."

Antalya'da Haber

Antalya'da "Tazelenme Üniversitesi" öğrencileri ders başı yaptı

ANTALYA (AA) - Akdeniz Üniversitesi bünyesindeki "Tazelenme Üniversitesi" öğrencileri 2022-2023 akademik yılı açılış töreniyle ders başı yaptı.Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğünün aktif ve sağlıklı yaşlanma perspektifiyle hayat boyu öğrenme kapsamında yürüttüğü temel çalışmalardan biri olan "60+ Tazelenme Üniversitesi Projesi" Akdeniz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Gerontoloji Bölümü koordinesinde sürüyor.Üniversitenin, Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (YAÇUMER) bünyesinde sosyal sorumluluk projesi olarak devam eden çalışmalar kapsamında, "60+ Tazelenme Üniversitesi" 2022-2023 akademik yılı açılış töreni düzenlendi.Atatürk Konferans Salonunda düzenlenen törende konuşan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, öğrenmenin yaşının olmadığını söyledi.Büyüklerle bir arada olmaktan mutluluk duyduğunu dile getiren Özkan, "Bu yıl 40'ıncı yılını kutlayan üniversitemizin sloganı 'Eğitimde ve Bilimde Öncü Üniversite' olmaktır. Bu sloganımızın içini dolduracak işler yapıyoruz. Gerontoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Tufan hocamızın yürütücülüğünde hayata geçen Tazelenme Üniversitesi, kampüs sınırlarımızı aştı. Akdeniz Üniversitesinde doğan 60 yaş üstü vatandaşlarımızın kayıt yaptırdığı Tazelenme Üniversitemiz, Türkiye'ye model oldu. Ege'den Malatya'ya, Sivas'tan Anadolu'nun her yerine kadar ülke genelinde 10 farklı üniversitede bizi örnek alarak Tazelenme Üniversiteleri kuruldu." ifadelerini kullandı.Tazelenme Üniversitesine yoğun ilgi olduğunu belirten Özkan, bu dönem 281 öğrencinin daha kayıt yaptırmasıyla 60 yaş üstü öğrenci sayılarının 885'e ulaştığını bildirdi.- Yüksek lisans programı da olacak Eğitim-öğretimin okul çağı gibi belli bir zaman dilimi içerisine hapsedilemeyeceğine işaret eden Özkan, şöyle konuştu:"Yaşlı nüfusun üretkenliğini koruması, yani aktif yaşlanma için bu eğitimin yaşam boyu devam etmesi gerekiyor. Geçen yıl mezun olan 167 öğrencimiz şimdi de yüksek lisans programına hazırlanıyor. Yaşam süresi her geçen yıl uzuyor. 1950'lerde 50'nin altında olan ortalama hayat süresi, bugün 70'i aşıyor. Bu sayı gelişmiş ülkelerde 84'e kadar ulaşıyor. Bunun bir sonucu olarak dünya nüfusu, özellikle de gelişmiş ülkelerde hızla yaşlanıyor. Bu durum ülkemiz için de geçerli. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 65 yaş üstü nüfusumuz son 5 yılda yüzde 24 artarak 8 milyon 250 bine ulaştı. Yani günümüzde ülkemizde her 10 kişiden 1'ini yaşlılar oluşturuyor. Yaşlılarımız geçmiş ile gelecek arasındaki bağı kuran, değerlerimizi geleceğe aktaran, kültürümüzün taşıyıcısıdır."- Kadınlar için tamirat, erkekler için örgü kursları da varÖzkan, Tazelenme Üniversitesinde kadınlara yönelik tamirat kursları, erkeklere yönelik ise yemek pişirme ve örgü kursları düzenleyerek biyoloji, felsefe, hukuk, psikoloji, arkeoloji ve tarih gibi farklı alanlarda eğitimler vererek seçenekler sunduklarını aktardı.Sağlık Bilimleri Fakültesi, Gerontoloji Bölümü, Gerontoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Tufan ise tazelenme ruhunun zorlukları azaltma, fırsatları çoğaltma anlamına geldiğini ifade etti.Tufan, "Kişinin gelişimi her yaşta mümkündür, stresle başa çıkma ve gelişim süreçlerindeki sorunlar konusundan yardımcı oluyoruz. Tazelenme Üniversitesi devletimizin himayesi altına alınan ilk ve tek sosyal sorumluluk projesidir. Üniversitemizde 60 yaş ve üzeri yetişkinlerin ihtiyaçlarına cevap veren teorik ve pratik bilgi aktarımını yapılmakta." diye konuştu.Konuşmaların ardından Tazelenme Üniversitesine katkıda bulunanlara teşekkür belgeleri verildi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.