SON DAKİKA
Hava Durumu

# Adana Şehir Hastanesi

İLKHABER-Gazetesi - Adana Şehir Hastanesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Adana Şehir Hastanesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Nennioğlu: Her sağlık çalışanı bir kahramandır Haber

Nennioğlu: Her sağlık çalışanı bir kahramandır

Memur-Sen Adana İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Adana Şube Başkanı Bekir Nennioğlu, Adana Şehir Hastanesi temsilcileriyle bir araya gelerek, sağlık sisteminin geleceğine yönelik değerlendirmelerde bulundu. sağlık çalışanlarının toplum sağlığı için gösterdiği özveriye dikkat çekilirken, sağlık sisteminin daha adil ve sürdürülebilir hale getirilmesi gerektiği belirtti.  “Sağlık emekçilerinin emeği paha biçilemez”  Memur-Sen Adana İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Adana Şube Başkanı Bekir Nennioğlu, Sağlık çalışanlarının, pandemiden doğal afetlere kadar her koşulda görev yaptığını hatırlatarak şunları söyledi:  “Adana Şehir Hastanesi temsilcilerimizle bir araya gelerek yarının sağlık sistemine dair önemli adımları planlamak, büyük bir sorumluluğun ve özverinin göstergesidir. Her biri alanında donanımlı, çözüm odaklı ve fedakâr temsilcilerimiz, yalnızca kurumlarını değil, tüm sağlık camiasını daha güçlü bir geleceğe taşımak için yoğun bir emek harcıyorlar.  Sağlık-Sen, kurulduğu günden bu yana sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının sesi olmayı başarmış, haklı taleplerin yılmaz savunucusu olmuştur. Adaletli, ilkeli ve kararlı duruşuyla çalışanların özlük haklarını geliştirme noktasında her zaman öncü rol üstlenmiştir. Ve elbette ki sağlık çalışanlar pandemide, afetlerde, tatilde, gecede ve gündüzde, hayat kurtarmak için kendi yaşamını riske atan, mesleğini sadece bir iş değil bir vicdan görevi olarak gören kahramanlarımız. Hemşiresinden teknisyenine, hekiminden sosyal hizmet uzmanına kadar her bir sağlık emekçisinin emeği paha biçilemezdir. Onların emeğiyle şekillenen bu sistemi daha adil, daha güçlü ve daha sürdürülebilir hale getirmek hepimizin ortak sorumluluğudur.”

Nennioğlu: Sağlık çalışanları, bayramda ve idari izin günlerinde de hak ettiği ücreti almalı! Haber

Nennioğlu: Sağlık çalışanları, bayramda ve idari izin günlerinde de hak ettiği ücreti almalı!

Memur-Sen İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Adana Şube Başkanı Bekir Nennioğlu, Adana Şehir Hastanesi'nde sağlık çalışanlarıyla birlikte idari izin günlerinde nöbet ve mesai usulü çalışan sağlık çalışanlarının ücret kesintisi hakkında basın açıklaması yaptı. Nennioğlu, açıklamasında, sağlık çalışanlarının fedakârlıklarının karşılık bulması gerektiğini vurgulayarak, “Bugün burada sağlık çalışanlarının haklı taleplerini yüksek sesle dile getirmek ve yıllardır süregelen haksızlıklara artık güçlü bir şekilde ‘dur’ demek için bir araya geldik. Ramazan Bayramı’nı geride bıraktığımız şu günlerde herkes sevdikleriyle birlikte bayram sevincini yaşarken, sağlık emekçilerimiz yine görev başındaydı. Onlar, milletimizin sağlığı için gece gündüz nöbetteydiler” dedi. "Sağlık çalışanlarının fedakârlığına karşılık verilmeli!" Memur Sen İl Temsilcisi ve Sağlık Sen Adana Şube Başkanı Bekir Nennioğlu, “Bugün burada sağlık çalışanlarının haklı taleplerini yüksek sesle dile getirmek ve yıllardır süregelen haksızlıklara artık güçlü bir şekilde “dur” demek için bir araya geldik. Ramazan Bayramı’nı henüz geride bıraktığımız şu günlerde herkes sevdikleriyle birlikte bayram sevincini yaşarken hemşirelerimiz, hekimlerimiz, ebelerimiz, sağlık teknisyenlerimiz ve tüm sağlık emekçilerimiz yine görev başındaydı. Her zaman olduğu gibi, büyük bir fedakârlıkla ve özveriyle milletimizin sağlığı için gece gündüz nöbetteydiler” diye ifade etti. "Sağlık çalışanlarının bayram ve tatil ücretleri eksiksiz ödenmeli!" Bekir Nennioğlu, sağlık çalışanlarının nöbet ücretlerinin bayram ve idari izin günlerinde de tam olarak ödenmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Ancak üzülerek belirtmek isteriz ki, bu eşsiz fedakârlık ve kutsal hizmet, yanlış uygulanan idari izin politikaları nedeniyle ne yazık ki maddi mağduriyetle sonuçlanmaktadır. Normal şartlarda 17 mesai günü üzerinden hesaplanması gereken nöbet süreleri, bazı idareler tarafından hukuka aykırı olarak 20 mesai günü üzerinden hesaplanmaktadır. Bu haksız uygulama yüzünden sağlık çalışanlarımız bu ay tam bir günlük nöbet ücretinden mahrum bırakılarak ciddi maddi zarara uğratılmaktadır. Her bayramda, her resmî tatilde görev başında bulunan sağlık çalışanlarımızın haklarının eksiksiz teslim edilmesi artık bir zorunluluktur. İdari izinler nedeniyle sağlık emekçilerimizin mağdur edilmesini asla kabul etmiyor ve sağlık çalışanlarının alın terlerinin karşılığını eksiksiz almaları gerektiğini bir kez daha güçlü bir şekilde vurguluyoruz.” “Sağlık çalışanların haklarını alana kadar mücadelemiz sürecek!" Nennioğlu, “Nöbet tutan hemşirelerin, hekimlerin ve sosyal hizmet çalışanlarının hakkı asla kesilmemelidir! Sağlık Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı yatılı kuruluşlarda görev yapan, nöbet usulü çalışan tüm memur ve işçi personel, genel idari izinli sayıldıkları günlerde de çalışmış kabul edilmelidir. Bu kapsamda idari izin günlerinde: Tüm nöbet ve mesai görevleri yapılmış olarak kabul edilmeli, ücretlerde herhangi bir kesinti kesinlikle yapılmamalıdır. İdari izin, maaş kaybının bir gerekçesi hâline getirilemez! Memur ve işçinin alın teri korunmalı, hiçbir hak kaybı yaşanmamalıdır. Bu önemli konunun takipçisi olduğumuzu ve sağlık çalışanlarımızın haklarını alıncaya kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi buradan bir kez daha ilan ediyoruz” şeklinde konuştu. Nennioğlu yetkililere seslenerek taleplerini şu şekilde sıraladı: “Sağlık çalışanlarımızın emeklerini bayramlarda ve idari izin günlerinde görmezden gelmeyin. Bu haksız uygulamaya derhâl son verin ve sağlık emekçilerimizin haklarını eksiksiz teslim edin. Unutulmamalıdır ki, sağlık çalışanları bu ülkenin sessiz kahramanlarıdır ve onların emeği ve mücadelesi tek bir “teşekkür” ile asla karşılanamaz. Tüm sağlık emekçilerimizin yanında olduğumuzu, onların hakları için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi kamuoyunun bilgisine saygıyla duyururuz. Sağlık-Sen Genel Merkezimiz, bu önemli konunun çözümü için çalışmalarını titizlikle sürdürmekte olup, gerekli talepler Cumhurbaşkanlığına iletilmiştir. Bugün burada bizi yalnız bırakmayan tüm memur ve işçi kardeşlerimize gönülden teşekkür ediyoruz. Bu konuda farkındalık oluşturmak için farklı hastaneler önünde açıklamalarımıza devam edeceğiz. Bu uygulamayı sağlık çalışanları lehine uygulayan iller bulunmaktadır. Bu durum çifte standarttır ve kabul edilemez. Memur-Sen kazanımları sayesinde geçen hafta hiç okula gitmeyen öğretmenlerimiz dahi ders ücretlerini alacaklardır. Bu durum sağlık çalışanları için de geçerli olmalıdır ve mağduriyetlerin önüne geçilmelidir.”

Adana’da hava kirliliği solunum yolu hastalıklarında artış gösteriyor Haber

Adana’da hava kirliliği solunum yolu hastalıklarında artış gösteriyor

Adana’da kış aylarının gelmesiyle birlikte, akşam saatlerinde sobaların yakılması nedeniyle oluşan yoğun duman tabakası, özellikle solunum yolu rahatsızlıkları olan vatandaşlar için büyük bir tehdit oluşturuyor. Adana Şehir Hastanesi Aile Hekimliği Uzmanı Doç. Dr. Kenan Topal, hava kirliliğinin halk sağlığına olan etkilerini vurgulayarak, şehirdeki solunum yolu hastalıkları nedeniyle ölüm oranlarının Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu belirtti. Sobalardan Yükselen Duman Nefes Almayı Güçleştiriyor Adana'nın Yüreğir ve Sarıçam ilçelerinin büyük bir bölümünde başta olmak üzere, D-400 Karayolu'nun güneyindeki mahallelerde ve Seyhan ilçesinin özellikle Fevzipaşa ve Fatih mahallelerinde, kömürle ısınan evlerden çıkan yoğun duman, hava kirliliğini artırıyor. Kış aylarında soba kullanımının artmasıyla birlikte, bu bölgelerde yaşayan Adanalılar, yoğun duman nedeniyle nefes almakta zorlanıyor. Bazı vatandaşlar, yolda yürürken elleriyle burnunu kapatarak ya da atkı takarak bir nebze de olsa hava kirliliğinden etkilenmemeye çalışıyor. Solunum Yolu Hastalıkları Ölüm Oranlarını Artırıyor Doç. Dr. Kenan Topal, Adana'daki hava kirliliğinin sağlık üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Hava kirliliği ile bağlantılı olarak, solunum yolu hastalıklarında yaşanan artışa da vurgu yaptı. Topal, yaptığı açıklamada, “Türkiye’de solunum yolu hastalıkları nedeniyle yaşanan ölüm oranları son yıllarda iki katına çıkmışken, Adana'da bu artış oranı 2.2 katına yükselmiş durumda. Yani Adana’da solunum yolu hastalıkları nedeniyle ölüm artış oranları, Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde" dedi. Hava Kirliliği Halk Sağlığını Tehdit Ediyor Adana’daki hava kirliliği seviyelerinin, kükürtdioksit gibi kirletici maddeler nedeniyle diğer şehirlerle kıyaslandığında yüksek olduğunu belirten Doç. Dr. Topal, "Dünyada her yıl yaklaşık 4 milyon insan dış ortam hava kirliliği nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu durum, solunum yolu hastalıklarının artışına neden oluyor ve ölüm oranlarını artırıyor. Adana’da yapılan ölçümlerde de kükürtdioksit kaynaklı hava kirliliği Türkiye’deki en yüksek seviyeler arasında yer alıyor" diye konuştu. Topal, kış aylarında evlerde kullanılan düşük kaliteli kömürlerin yakılmasının, özellikle hava kirliliğinin artmasına neden olduğunu belirtti. “Bu, hem şehirdeki hava kalitesini düşürüyor hem de halk sağlığını tehdit ediyor” dedi. Çocuklar İçin Daha Büyük Tehdit Hava kirliliğinin çocuklar üzerinde daha büyük bir tehdit oluşturduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Kenan Topal, özellikle çocukların akciğer gelişimlerinin olumsuz etkilendiğini vurguladı. Çocuklarda astım, akciğer hastalıkları ve kanser gibi hastalıkların daha sık görüldüğünü belirten Topal, “Bu hastalıkların görülme sıklığı arttıkça, buna bağlı ölüm oranları da yükseliyor. Hava kirliliğiyle mücadelede en hassas olmamız gereken grup ise çocuklardır” dedi. Kişisel Önlemler ve Maske Kullanımı Doç. Dr. Kenan Topal, Adanalılara özellikle akşam saatlerinde hava kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerden uzak durmalarını ve dışarıya çıkmak zorunda kalırlarsa maske takmalarını önerdi. Topal, "Kişisel anlamda alabileceğimiz önlemler sınırlı olsa da, hava kirliliğinin etkilerini azaltmak için maske kullanımı ve yoğun kirliliğin olduğu saatlerde dışarı çıkmamaya özen göstermek faydalı olacaktır" ifadelerini kullandı.

Adana’da hekimlerin sorunları Çalıştayda masaya yatırıldı Haber

Adana’da hekimlerin sorunları Çalıştayda masaya yatırıldı

Sağlık Sen Adana Şubesi Hekim Komisyonu İl Başkanlığı tarafından, Adana’da görev yapan hekimlerin sorunlarıyla ilgili Adana Şehir Hastanesi konferans salonunda bir çalıştay düzenlendi. Çalıştay’ın açılış konuşmasını Sağlık Sen Adana Şube Başkanı Bekir Nennioğlu yaptı. Etkinliğe, İl Sağlık Müdürü Uzman Dr. Halil Nacar, Çukurova Devlet Hastanesi Başhekimi Uzman Dr. Akif Küçükcan, Adana’nın saygın ortopedi uzmanı Dr. Sefa Zöhre, birçok hekim, sendika yönetimi ve temsilciler katıldı. Açılış konuşmasının ardından, Adana İl Sağlık Müdürü Uzman Dr. Halil Nacar bir konuşma yaparak çalıştayın hayırlı olmasını temenni etti. Çalıştay’ın ilk oturum başkanlığını Doç. Dr. Talih Özdaş üstlenirken, komisyonun gerçekleştirdiği 26 maddelik anketin sonuçlarını açıkladı. Bu anket, Adana’da görev yapan hekimlerin sorunlarını kapsamlı bir şekilde ele aldı. Hekim Komisyonu Başkanı Op. Dr. Ahmet Bora Gül, sağlıkta şiddet ve malpraktis konularında ayrıntılı bilgiler sunarak çözüm önerilerini paylaştı. Ardından, Hekim Komisyonu Başkan Yardımcısı Uzman Dr. İsmail Çökük hekimlerin hakları ve sorumluluklarıyla ilgili bir çalışma sundu. Şehir Hastanesi asistanlarından Dr. Merve Şahan asistan hekimlerin karşılaştığı zorlukları ve çözüm önerilerini anlattı. Ayrıca, İlçe Sağlık Müdürlüğü’nde görevli Dr. Ayşe Nennioğlu Turgut, aile hekimlerinin yaşadığı sorunları ve yeni yönetmelik çerçevesinde yapılan çalışmaları sundu. Çalıştayda hekim haklarının korunması hakkında bilgi verildi Sağlık Sen Genel Merkezi’nin avukatı Ömer Mert, malpraktis davalarında hekimlerin haklarını nasıl koruyacaklarına dair bilgilendirme yaparak, sendikanın hekimlerin yanında olduğunu vurguladı. Çalıştayın sonunda, soru-cevap bölümüne geçildi. Hekimler merak ettikleri konularda sorular sordu ve tüm sorunlar ayrıntılı bir şekilde ele alındı. Özellikle İl Sağlık Müdürü Uzman Dr. Halil Nacar, aile hekimliği ödeme yönetmeliğiyle ilgili geniş bilgiler verdi. Çalıştay Başkanı Doç. Dr. Talih Özdaş Çalıştay raporunun önümüzdeki günlerde yayınlanarak tüm taraflara deklare edileceğini , 23.Kasım.2024 tarihinde Sağlık-sen Genel Merkezinde yapılacak büyük Hekim çalıştayda illerin  hekim komisyonlarına sunulacağını bildirdi. Çalıştay, toplu hatıra fotoğrafı çekimi ile sona erdi.

Uzm. Dr. Özden Polatöz: Vergi kesintileri artacak, sağlık çalışanları yoksullaşacak Haber

Uzm. Dr. Özden Polatöz: Vergi kesintileri artacak, sağlık çalışanları yoksullaşacak

Adana Tabip Odası (ATO) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) yönetici ve üyelerinin 28 haftadır sürdürdüğü her Çarşamba Türkiye’nin dört bir yanında, aile sağlığı merkezi önlerinde, hastane bahçelerinde, vergi dairesi kapılarında ‘Vergide Adalet İstiyoruz’ sloganlarıyla seslerini duyurmaya çalışıyor.  Adana Şehir Hastanesi Başhekimlik Binası önünde bir araya gelen hekim ve sağlık çalışanları adına basın açıklamasını Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Özden Polatöz okudu. Açıklamada, vergi kesintilerinin artışı ve sağlık çalışanlarının ekonomik zorlukları ele alındı, adalet çağrısında bulundu. “Meslektaşlarımızla konuştuğumuzda her geçen ay nasıl yoksullaştığımızı anlıyoruz” Uzm. Dr. Özden Polatöz, “Önümüzdeki beş ay boyunca vergi kesintileri artacak ve ücretimiz yüksek enflasyon karşısında azalmaya devam edecek. Sürekli ekonomik programın iyi gittiğini söyleyen hükümete soruyoruz: Hastalarımızla konuştuğumuzda yaşadıkları yoksulluğun nasıl derinleştiğine şahit oluyoruz. Bordrolarımıza baktığımızda, meslektaşlarımızla konuştuğumuzda her geçen ay nasıl yoksullaştığımızı anlıyoruz” şeklinde konuştu. “Okullar açıldı ama öğrenci ve öğretmenlerin sağlıksız ortamda eğitime başladı” Uzm. Dr. Özden Polatöz basın açıklamasında Büro Emekçileri Sendikası Araştırma Merkezinin Eylül ayı verilerine değinerek şunları söyledi: “Büro Emekçileri Sendikası Araştırma Merkezi (BES-AR) Eylül 2024 verilerine göre; sağlıklı beslenmenin günlük maliyeti 890 TL’yi geçti, yoksulluk sınırı ise 73 bin 651 TL oldu. Bu koşullar altında çalışanlara yüksek vergi kesintisi uygulamak haksızlık değil mi? ‘Vergi gelirlerinin %80’ini sabit gelirlilerden alıyorsunuz, hiç olmazsa halkın temel ihtiyaçları için harcayın’ dedikçe, hükümet tersine politikaları hayata geçirmeye devam ediyor. Okulların açıldığı bu günlerde sınıfları, tuvaletleri temizleyen çalışanların tasarruf tedbirleri gerekçesiyle işten çıkarıldıklarını, öğrenci ve öğretmenlerin sağlıksız ortamda eğitime başladıklarını eğitimci ve öğrenci hastalarımızdan öğreniyoruz. Öte yandan artan yoksulluk ve sağlıklı gıdaya erişimdeki zorluklar, çocukların ya aç kalmalarına ya da besin değerinden yoksun gıdalar ile beslenmelerine yol açmaktadır. Çocukların sağlıklı beslenme ve tam bir iyilik halinde eğitim alabilmeleri için ücretsiz bir öğün okul yemeği programlarına derhal başlanması gerektiğini hatırlatıyoruz.”  “Gelirde ve vergide adalet için sesimizi duyuracak mısınız?” Uzm. Dr.  Polatöz, “Ekim ayında TBMM açıldığında vergide adaleti sağlamak, sabit gelirlilerin, ücretlilerin sırtına yüklenen yükün azaltılması için ne yapacaksınız? Gelirde ve vergide adalet için sesimizi duyuracak mısınız? Bu adaletsizliğin ve haksızlığın sona ermesi için çaba gösterecek misiniz? Talebimiz açık: %35 vergi kesintisinden vazgeçin. Her ay sabit kalmak koşuluyla en fazla vergi kesinti oranını hayata geçirin. Sağlık çalışanları olarak 28 haftadır sürdürdüğümüz “Vergide Adalet İstiyoruz” eylemlerimiz taleplerimiz karşılanana dek her çarşamba sürecek” dedi.

Adana Şehir Hastanesi'nde kan verme kuyruğu Haber

Adana Şehir Hastanesi'nde kan verme kuyruğu

Adana’da hastanede kan vermek isteyen hastalar, sıra alma makinesinin yavaş çalışması nedeniyle hastane koridorunda uzun kuyruklar oluşturdu. İlkhaber Gazetesi'nden Bayram BULUT'un haberine göre; Sabah saatlerinde doktor randevularına Adana Şehir Hastanesi’ne giden hastalardan doktorlar kan tahlili isteminde bulundu. Kan alma merkezinin önüne gelen hastalara kan vermeleri için makineden sıra numarası almalarını istedi. Bunun üzerine hastalar sıra alma makinesinin yanına giderek fiş almaya çalıştı. DAKİKALARCA FİŞ ALMAK İÇİN UĞRAŞTILAR Ancak makineden fiş almak o kadar da kolay olmadı. Dakikalarca makinenin önünde bekleyen ve işlem yapmaya çalışan hastalar güçlükle fişlerini alabildi. Her bir kişinin dakikalarca fiş alabilmek için beklemesi hastane koridorunda uzun kuyrukların oluşmasına neden oldu. Kan verme alanında ki personel sıra numaralarının alınmasını bekledi. NUMARAYI ALAN KANINI VERDİ Sıra numarasını alanlar hızlıca kanlarını vererek kalabalığın bulunduğu koridordan ayrıldı. Diğer vatandaşlar ise, sıra almak için uzun kuyruklarda beklemeye devam etti. Fiş almak için hasta halleri ile uzun süre sıra bekleyen vatandaşlar, fiş alma makinesinin yavaş çalışmasına tepki gösterdi. SIRA BEKLEYEN HASTA DERT YAKINDI Uzun süredir fiş almak için sırada olduğunu anlatan bir hasta, “Kan alma birimine gelenler bir türlü sıra alamadı. Gördüğünüz gibi aşırı uzun kuyruklar oluştu. Sıra alınamaması nedeniyle kan alma personelleri de beklemek zorunda kaldı. İçeriye girerek durumu izah edenler oldu. Ancak sıra numarası alınmadan personeller kal alamayacaklarını anlattılar. Hak yemek istemiyorlarmış. MAKİNA ACİL YAPTIRILMALI Madem buradaki kan alma sırası veren makine bozuk yada yavaş, artık her ne deniyorsa bunu neden tamirini yaptırmıyorlar. Yada alternatif bir yol bulmuyorlar. Zaten doktorlar istem istiyor. İstem sırasına göre isimleri yansa kişilerin insanlar girseler daha kolay olurdu. Bu kadar uzun kuyruğa maruz kalmazlardı. SIRADA BEKLEYENLER HASTALAR Herkes burada hasta. Yeni doğum yapmış insanlarda var. Yani herkes aşırı mağdur oluyor. Buna acil çözüm gerekli. Uzun kuyruklarda saatlerce beklemek istemiyoruz” ifadelerini kullandı. 

Adana'da Sağlık Çalışanları ve Tıp Öğrencilerinden İsrail Protestosu: 'Gazze için Harekete Geç' Video Galeri

Adana'da Sağlık Çalışanları ve Tıp Öğrencilerinden İsrail Protestosu: 'Gazze için Harekete Geç'

Adana'da Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri ve sağlık çalışanları, İsrail'in Gazze'ye yönelik gerçekleştirdiği saldırıları protesto etmek amacıyla Adana Şehir Hastanesi koridorlarında 'sessiz yürüyüş' gerçekleştirdi. 'Gazze için harekete geç' sloganı ile Adana Şehir Hastanesi koridorlarında sessiz yürüyüş gerçekleştirildi. Sağlık çalışanları ve tıp fakültesi öğrencileri tepkilerini, 'Gazze'ye ses ol, işgale dur de', 'ben doktorum, hedef değil', 'çocuklar uyurken sessiz olunur, ölürken değil' yazılı pankartlarla dile getirdi. Hastane içerisindeki birçok bloğu kapsayan yürüyüşte, grup herhangi bir slogan atmayarak gerçekleştirdiği yürüyüşü sessiz bir biçimde tamamladı. Hastanedeki vatandaşların da ilgiyle takip ettiği yürüyüşte, Gazze'de İsrail tarafından gerçekleştirilen saldırılara dikkat çekildi. Yürüyüşün ardından hastane önünde savaş nedeniyle hayatını kaybeden sağlık çalışanları ve sivillere yönelik basın açıklaması yapıldı. Grup adına basın açıklamasını okuyan Tıp Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Ali Ekber Çiftçi, "Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adana Tıp Fakültesi öğrencileri olarak uzun yıllardır Gazze topraklarında yaşanan ve bitmek bilmeyen hukuksuz saldırılarla sivillerin, çocukların, yaşlıların, basın mensuplarının ve sağlık çalışanı kardeşlerimizin hayatını kaybetmesine sebep olan saldırıları protesto etmek amacıyla bir araya geldik. Yaklaşık 8 aydır süren zulüm ve saldırılara rağmen Gazze'yi terk etmeyip mücadele eden onurlu Gazze halkını ve hastaneleri yurtları belleyen onurlu hekim ve sağlık çalışanlarını selamlıyoruz. Tüm acılara rağmen sabreden, kan revan içinde hastane köşelerinde yatan, ihtiyaç duyduğu tedavilere ulaşamayan Gazze'deki tüm hastalarımıza Rabbimizden şifa diliyor, şehitlerimizi rahmetle yad ediyoruz" dedi. Refah'ta sivillerin bulunduğu çadır kente yönelik gerçekleştirilen saldırıya da vurgu yapan Çiftçi, "İsrail, Refah çadırkent bölgesine sığınan yerlerinden edilmiş Filistinli sivilleri, çocuk, yaşlı, kadın demeden yakarak şehit etti. Bizler bu davayı şuan içinde bulunduğumuz kampüslerde, yarın da içinde bulunacağımız iş yerlerinde ve yetiştireceğimiz nesillerde yaşatmak zorundayız. Dünyayı sermayesiyle yöneteceğine inanan Siyonistlere ders vermek niyetiyle üniversitemizde bulunan kantinlerde, sağlık camiasının büyük bir kısmını kapsayan ilaç firmalarında bizi zulme ortak hale getiren markaları insan olmanın verdiği sorumluluk gereği boykot edelim. Gazze'nin masumlarına mahcup olmamak için her yolu denemeye devam ederken, nehirden denize özgür Filistin demeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Uzman uyarısı: Kolesterol ne zaman tehlikeli olur? Haber

Uzman uyarısı: Kolesterol ne zaman tehlikeli olur?

Sağlık Bilimleri Enstitüsü Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Alıcı, hastaların kulaktan dolma ya da internette buldukları güvenilir olmayan bilgiler nedeniyle kolesterol konusunda kafa karışıklığı yaşadıklarını, bu yüzden kolesterol ilacı kullanmak zorunda olanları ikna etmekte güçlük çektiklerini söyledi. Doç. Dr. Gökhan Alıcı, kanda bulunan ve başta karaciğerde olmak üzere bütün hücreler tarafından doğal olarak üretilen kolesterolün vücut için gerekli ve yapı taşı olduğunu ancak, yüksekliğinin mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini bildirdi. Tedavi edilmezse ne olur? Yüksek kolesterolün kalp damar hastalıkları ile ilişkisinin çok sayıda klinik araştırma ile kanıtlandığını ifade eden Doç. Dr. Alıcı, buna rağmen halen aksi söylemlerin internet ve sosyal medyada yer almasının hastaların sağlığını ciddi boyutta tehlikeye attığını kaydetti. Alıcı, oysa tedavi edilmeyen kolesterol yüksekliğinin damar sertliğinin oluşumunda rol oynamasının yanı sıra kalp krizi ve felç riskini artırdığını vurguladı. Bireyselleştirilmiş değerlendirme Doç. Dr. Alıcı, küçük bir zaman ayrılarak yaptırılan kan testi ile oluşmuş ya da oluşabilecek hastalıkların fark edildiğini, test sonucunda her değere ilişkin referans aralığının yer aldığını ancak, bunların kolesterol değerlerine bakılırken kişiye özel değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti: “Örneğin 90’ın altı açlık şekeri normal, 90 üzeri ise yüksek kabul edilir. Bu tabi yaşa ve cinsiyete göre değişiyor. Tansiyonda ise 14’ün üstü yüksek diyoruz. Test sonuçlarında; toplam kolesterol, LDL (kötü) kolesterol, HDL (iyi) kolesterol ve trigliseritleri (kandaki yağ türü) ise kişisel değerlendirmek zorundayız. Yani hastanın diyabeti ve tansiyonunu da göz önünde tutmak gerekir. Eğer kişinin diyabeti varsa normal LDL değerinin referans sınırı olan 110 değil, 80 ile 70’in altı olmasını isteriz. Hasta kalp krizi geçirmiş yada vücudunun herhangi bir damarında stent varsa hedefimiz 70’in altı bazen 50’nin altı olur. Özetle kolesterolde referans değerler tansiyon ve şeker gibi değildir. Hiçbir hastalığı olmayan 20 yaşındaki bir hastanın LDL değerinin 70’in altında olmasını beklemeyiz ama 200’ün üstü ise düşürmek isteriz. Bir başka ifade ile kolesterolde sınır değer kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Buna bireyselleştirilmiş değerlendirme diyoruz.” Kolesterol ilacı kullanılmalı mı? Doç. Dr. Alıcı, “Kolesterol tedavisi bireysel bir tedavidir. Kişideki mevcut hastalıklar, risk durumu ve kolesterol seviyesine göre tedavi farklılık gösterir. Normal bir bireyde ilaç tedavisi gerektirmeyen yüksek kolesterol düzeyi kalp hastalığı varlığında tedavi gerektirebilir. Buna rağmen kolesterol ilacının önemini anlatmakta çok sıkıntı yaşıyoruz. Çünkü manipüle edilen bir konu. Günde 60 ya da 70 hasta bakıyoruz. Bu yoğunlukta her hastayı ayrı ayrı anlatarak ikna etmek mümkün olmayabiliyor” ifadelerine yer verdi. Alıcı, bilimsel gerçeklere aykırı bilgiler yüzünden hastalarının ilacı bırakmak yada hiç başlamak istemediklerine sıklıkla tanık olduklarını, bu nedenle alanında uzmanlığı olmayan kişilerin açıklamalarına itibar edilmemesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Adana ve Mersin'deki şehir hastaneleri, 13 bin 741 afetzedeye tedavi imkanı sundu Haber

Adana ve Mersin'deki şehir hastaneleri, 13 bin 741 afetzedeye tedavi imkanı sundu

Adana ve Mersin'deki şehir hastaneleri, imkanları ve ulaşım kolaylığı sayesinde 6 Şubat 2023'teki depremlerinin ardından 13 bin 741 afetzedeye tedavi imkanı sundu. Adana ve Mersin'deki şehir hastanesi, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ilk anından itibaren "Hastane Afet ve Acil Durum Planı"nı devreye aldı. Teknolojik altyapısı dolayısıyla kapasitesini 1,5 kat artırabilme yeteneğine sahip Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde ilk etapta 780 yaralı depremzede helikopterle getirilerek tedavilerine başlandı. Hastane yoğun bakım kapasitesi bir günde 237'den 380'e çıkarıldı. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerin ardından toplam 5 bin 37 yaralının tedavi edildiği hastanede 2 bin 154 ameliyat gerçekleştirildi. Başhekim Mehmet Volkan Harput, Kovid-19 sürecinde olduğu gibi 6 Şubat depremlerinde de Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde büyük rol üstlendiklerini söyledi. Tüm sağlık çalışanlarıyla deprem bölgesinden getirilen hastalara üst düzey sağlık hizmeti sağladıklarını belirten Harput, "Depremin ilk saatlerinde helikopterlerle getirilen 780 hasta depremzede ve akabinde toplamda 5 bini geçen depremzedeye sağlık hizmeti verildi. Burada sadece sayıların çokluğu değil verilen sağlık hizmetinin niteliği de çok önemli. Bu depremzedelerimiz sağlıklarına kavuşturularak buradan taburcu edildi." diye konuştu. Harput, bölgedeki tek kamu hiperbarik ünitesine sahip olduklarını belirterek, ünitede 100'den fazla depremzede hastaya uygulanan tedaviyle uzuv kayıplarının önlendiğini dile getirdi. Hastanenin 1300'den fazla deprem izolatörü üzerinde kurulmuş 5 bloktan oluştuğunu vurgulayan Harput, şöyle devam etti: "Depremin ilk saatlerinden başlamak üzere tüm sağlık çalışanlarımız, doktorlarımız hiçbir talimat beklemeden hastanede görev başındaydılar. Berberinde bütün Türkiye'den sağlık çalışanları, doktorlar gönüllü olarak gelerek burada bize destek oldu." Mersin Kahramanmaraş merkezli depremlerin ilk anından itibaren "Hastane Afet ve Acil Durum Planı"nı devreye alan, yatak kapasitesini artıran Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi de helikopter pistinin bulunması ve Tarsus-Adana-Gaziantep Otoyolu'na bağlantısı sayesinde afetzede yaralıların ilk ulaştırıldığı hastanelerden biri oldu. Hastane, Mersin Uluslararası Limanı'na 10 kilometre uzaklıkta olmasının avantajıyla Hatay'dan gemiyle gelen yaralılara da hızlı tedavi imkanı sundu. Afetin ardından 8 bin 704 depremzedenin tedavi gördüğü Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 2 bin 181 ameliyat yapıldı. Başhekim Bahar Aydınlı, afetten en çok etkilenen 11 kente en yakın konumlardan birinin Mersin olduğunu söyledi. Hastanenin ulaşım konusundaki avantajının önemine değinen Aydınlı, "Hastanemizin üzerinde helikopter pistinin bulunması, kara yolu ulaşımının sağlanabilmesi, İskenderun Limanı'ndan hareket eden geminin yanaşabileceği ilk limanın burada olması dolayısıyla 8 binden fazla depremzedeye sağlık hizmeti sunduk." dedi. Aydınlı, daha önce tatbikatlarını yaptıkları "Hastane Afet ve Acil Durum Planı"nı ilk kez uygulamaya koyduklarını vurgulayarak, şöyle konuştu: "Şehir hastanesi olmanın getirdiği artıları hemen kullandık. Hastanemizin açılışındaki yatak kapasitesi 1294. Tescilimizi 2 yıl önce 1340'a çıkardık. Depremin ikinci günü 1789 hastayı ağırladığımızı duyurmuştum. Biz 2 gün içerisinde yatak kapasitesini 500 esnetebildik. Bu durum, hastanenin fiziksel koşullarının sağladığı bir konfor aslında. Bakanlığımızın şehir hastaneleri projesi bunun için yapılmış." Büyük özveriyle çalışan sağlık personelini kutlayan Aydınlı, çalışanların ailelerini evde bırakıp hastalara bakmayı sürdürdüğünü anlattı. "Depremde test ettik, şehir hastaneleri iyi ki varmış" Aydınlı, depremzedelere hizmet etmeye devam ettiklerini belirterek, şöyle devam etti: "O dönemde amputasyon yaptığımız hastalarımızın artık ortez ve protezlerini yapıyoruz. O pilot hastanelerden biriyiz. Onları tekrar hayata kazandırmaya çalışıyoruz. Psikiyatri hekimlerimizin oluşturduğu gruplarla onlara psikoterapi desteği veriyoruz. Allah bir daha göstermesin ama Mersin Şehir Hastanesi olarak pandemi ve depremde test ettik, şehir hastaneleri iyi ki varmış. Biz, vatandaşımızın tedaviye ulaşabilmesini sağlamışız. Teknik altyapı, çalışılabilir alan ve fiziki yeterlilik çok önemli. Kimseyi dışarıda koymadık, herkesi bağrımıza bastık ve tedavi etmeye çalıştık." Bünyelerindeki hiperbarik ünitesi sayesinde enkazdan çıkarılan yaralıların uzuv kayıplarının önlenmesine katkı sağladıklarının altını çizen Aydınlı, deprem döneminde hiperbarik tedavisini 24 saat aralıksız verdiklerini kaydetti.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İLKHABER-Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.