TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#adana şehir hastanesi

İLKHABER-Gazetesi - adana şehir hastanesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, adana şehir hastanesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Adana’da hekimlerin sorunları Çalıştayda masaya yatırıldı Haber

Adana’da hekimlerin sorunları Çalıştayda masaya yatırıldı

Sağlık Sen Adana Şubesi Hekim Komisyonu İl Başkanlığı tarafından, Adana’da görev yapan hekimlerin sorunlarıyla ilgili Adana Şehir Hastanesi konferans salonunda bir çalıştay düzenlendi. Çalıştay’ın açılış konuşmasını Sağlık Sen Adana Şube Başkanı Bekir Nennioğlu yaptı. Etkinliğe, İl Sağlık Müdürü Uzman Dr. Halil Nacar, Çukurova Devlet Hastanesi Başhekimi Uzman Dr. Akif Küçükcan, Adana’nın saygın ortopedi uzmanı Dr. Sefa Zöhre, birçok hekim, sendika yönetimi ve temsilciler katıldı. Açılış konuşmasının ardından, Adana İl Sağlık Müdürü Uzman Dr. Halil Nacar bir konuşma yaparak çalıştayın hayırlı olmasını temenni etti. Çalıştay’ın ilk oturum başkanlığını Doç. Dr. Talih Özdaş üstlenirken, komisyonun gerçekleştirdiği 26 maddelik anketin sonuçlarını açıkladı. Bu anket, Adana’da görev yapan hekimlerin sorunlarını kapsamlı bir şekilde ele aldı. Hekim Komisyonu Başkanı Op. Dr. Ahmet Bora Gül, sağlıkta şiddet ve malpraktis konularında ayrıntılı bilgiler sunarak çözüm önerilerini paylaştı. Ardından, Hekim Komisyonu Başkan Yardımcısı Uzman Dr. İsmail Çökük hekimlerin hakları ve sorumluluklarıyla ilgili bir çalışma sundu. Şehir Hastanesi asistanlarından Dr. Merve Şahan asistan hekimlerin karşılaştığı zorlukları ve çözüm önerilerini anlattı. Ayrıca, İlçe Sağlık Müdürlüğü’nde görevli Dr. Ayşe Nennioğlu Turgut, aile hekimlerinin yaşadığı sorunları ve yeni yönetmelik çerçevesinde yapılan çalışmaları sundu. Çalıştayda hekim haklarının korunması hakkında bilgi verildi Sağlık Sen Genel Merkezi’nin avukatı Ömer Mert, malpraktis davalarında hekimlerin haklarını nasıl koruyacaklarına dair bilgilendirme yaparak, sendikanın hekimlerin yanında olduğunu vurguladı. Çalıştayın sonunda, soru-cevap bölümüne geçildi. Hekimler merak ettikleri konularda sorular sordu ve tüm sorunlar ayrıntılı bir şekilde ele alındı. Özellikle İl Sağlık Müdürü Uzman Dr. Halil Nacar, aile hekimliği ödeme yönetmeliğiyle ilgili geniş bilgiler verdi. Çalıştay Başkanı Doç. Dr. Talih Özdaş Çalıştay raporunun önümüzdeki günlerde yayınlanarak tüm taraflara deklare edileceğini , 23.Kasım.2024 tarihinde Sağlık-sen Genel Merkezinde yapılacak büyük Hekim çalıştayda illerin  hekim komisyonlarına sunulacağını bildirdi. Çalıştay, toplu hatıra fotoğrafı çekimi ile sona erdi.

Uzm. Dr. Özden Polatöz: Vergi kesintileri artacak, sağlık çalışanları yoksullaşacak Haber

Uzm. Dr. Özden Polatöz: Vergi kesintileri artacak, sağlık çalışanları yoksullaşacak

Adana Tabip Odası (ATO) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) yönetici ve üyelerinin 28 haftadır sürdürdüğü her Çarşamba Türkiye’nin dört bir yanında, aile sağlığı merkezi önlerinde, hastane bahçelerinde, vergi dairesi kapılarında ‘Vergide Adalet İstiyoruz’ sloganlarıyla seslerini duyurmaya çalışıyor.  Adana Şehir Hastanesi Başhekimlik Binası önünde bir araya gelen hekim ve sağlık çalışanları adına basın açıklamasını Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Özden Polatöz okudu. Açıklamada, vergi kesintilerinin artışı ve sağlık çalışanlarının ekonomik zorlukları ele alındı, adalet çağrısında bulundu. “Meslektaşlarımızla konuştuğumuzda her geçen ay nasıl yoksullaştığımızı anlıyoruz” Uzm. Dr. Özden Polatöz, “Önümüzdeki beş ay boyunca vergi kesintileri artacak ve ücretimiz yüksek enflasyon karşısında azalmaya devam edecek. Sürekli ekonomik programın iyi gittiğini söyleyen hükümete soruyoruz: Hastalarımızla konuştuğumuzda yaşadıkları yoksulluğun nasıl derinleştiğine şahit oluyoruz. Bordrolarımıza baktığımızda, meslektaşlarımızla konuştuğumuzda her geçen ay nasıl yoksullaştığımızı anlıyoruz” şeklinde konuştu. “Okullar açıldı ama öğrenci ve öğretmenlerin sağlıksız ortamda eğitime başladı” Uzm. Dr. Özden Polatöz basın açıklamasında Büro Emekçileri Sendikası Araştırma Merkezinin Eylül ayı verilerine değinerek şunları söyledi: “Büro Emekçileri Sendikası Araştırma Merkezi (BES-AR) Eylül 2024 verilerine göre; sağlıklı beslenmenin günlük maliyeti 890 TL’yi geçti, yoksulluk sınırı ise 73 bin 651 TL oldu. Bu koşullar altında çalışanlara yüksek vergi kesintisi uygulamak haksızlık değil mi? ‘Vergi gelirlerinin %80’ini sabit gelirlilerden alıyorsunuz, hiç olmazsa halkın temel ihtiyaçları için harcayın’ dedikçe, hükümet tersine politikaları hayata geçirmeye devam ediyor. Okulların açıldığı bu günlerde sınıfları, tuvaletleri temizleyen çalışanların tasarruf tedbirleri gerekçesiyle işten çıkarıldıklarını, öğrenci ve öğretmenlerin sağlıksız ortamda eğitime başladıklarını eğitimci ve öğrenci hastalarımızdan öğreniyoruz. Öte yandan artan yoksulluk ve sağlıklı gıdaya erişimdeki zorluklar, çocukların ya aç kalmalarına ya da besin değerinden yoksun gıdalar ile beslenmelerine yol açmaktadır. Çocukların sağlıklı beslenme ve tam bir iyilik halinde eğitim alabilmeleri için ücretsiz bir öğün okul yemeği programlarına derhal başlanması gerektiğini hatırlatıyoruz.”  “Gelirde ve vergide adalet için sesimizi duyuracak mısınız?” Uzm. Dr.  Polatöz, “Ekim ayında TBMM açıldığında vergide adaleti sağlamak, sabit gelirlilerin, ücretlilerin sırtına yüklenen yükün azaltılması için ne yapacaksınız? Gelirde ve vergide adalet için sesimizi duyuracak mısınız? Bu adaletsizliğin ve haksızlığın sona ermesi için çaba gösterecek misiniz? Talebimiz açık: %35 vergi kesintisinden vazgeçin. Her ay sabit kalmak koşuluyla en fazla vergi kesinti oranını hayata geçirin. Sağlık çalışanları olarak 28 haftadır sürdürdüğümüz “Vergide Adalet İstiyoruz” eylemlerimiz taleplerimiz karşılanana dek her çarşamba sürecek” dedi.

Adana Şehir Hastanesi'nde kan verme kuyruğu Haber

Adana Şehir Hastanesi'nde kan verme kuyruğu

Adana’da hastanede kan vermek isteyen hastalar, sıra alma makinesinin yavaş çalışması nedeniyle hastane koridorunda uzun kuyruklar oluşturdu. İlkhaber Gazetesi'nden Bayram BULUT'un haberine göre; Sabah saatlerinde doktor randevularına Adana Şehir Hastanesi’ne giden hastalardan doktorlar kan tahlili isteminde bulundu. Kan alma merkezinin önüne gelen hastalara kan vermeleri için makineden sıra numarası almalarını istedi. Bunun üzerine hastalar sıra alma makinesinin yanına giderek fiş almaya çalıştı. DAKİKALARCA FİŞ ALMAK İÇİN UĞRAŞTILAR Ancak makineden fiş almak o kadar da kolay olmadı. Dakikalarca makinenin önünde bekleyen ve işlem yapmaya çalışan hastalar güçlükle fişlerini alabildi. Her bir kişinin dakikalarca fiş alabilmek için beklemesi hastane koridorunda uzun kuyrukların oluşmasına neden oldu. Kan verme alanında ki personel sıra numaralarının alınmasını bekledi. NUMARAYI ALAN KANINI VERDİ Sıra numarasını alanlar hızlıca kanlarını vererek kalabalığın bulunduğu koridordan ayrıldı. Diğer vatandaşlar ise, sıra almak için uzun kuyruklarda beklemeye devam etti. Fiş almak için hasta halleri ile uzun süre sıra bekleyen vatandaşlar, fiş alma makinesinin yavaş çalışmasına tepki gösterdi. SIRA BEKLEYEN HASTA DERT YAKINDI Uzun süredir fiş almak için sırada olduğunu anlatan bir hasta, “Kan alma birimine gelenler bir türlü sıra alamadı. Gördüğünüz gibi aşırı uzun kuyruklar oluştu. Sıra alınamaması nedeniyle kan alma personelleri de beklemek zorunda kaldı. İçeriye girerek durumu izah edenler oldu. Ancak sıra numarası alınmadan personeller kal alamayacaklarını anlattılar. Hak yemek istemiyorlarmış. MAKİNA ACİL YAPTIRILMALI Madem buradaki kan alma sırası veren makine bozuk yada yavaş, artık her ne deniyorsa bunu neden tamirini yaptırmıyorlar. Yada alternatif bir yol bulmuyorlar. Zaten doktorlar istem istiyor. İstem sırasına göre isimleri yansa kişilerin insanlar girseler daha kolay olurdu. Bu kadar uzun kuyruğa maruz kalmazlardı. SIRADA BEKLEYENLER HASTALAR Herkes burada hasta. Yeni doğum yapmış insanlarda var. Yani herkes aşırı mağdur oluyor. Buna acil çözüm gerekli. Uzun kuyruklarda saatlerce beklemek istemiyoruz” ifadelerini kullandı. 

Uzman uyarısı: Kolesterol ne zaman tehlikeli olur? Haber

Uzman uyarısı: Kolesterol ne zaman tehlikeli olur?

Sağlık Bilimleri Enstitüsü Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Alıcı, hastaların kulaktan dolma ya da internette buldukları güvenilir olmayan bilgiler nedeniyle kolesterol konusunda kafa karışıklığı yaşadıklarını, bu yüzden kolesterol ilacı kullanmak zorunda olanları ikna etmekte güçlük çektiklerini söyledi. Doç. Dr. Gökhan Alıcı, kanda bulunan ve başta karaciğerde olmak üzere bütün hücreler tarafından doğal olarak üretilen kolesterolün vücut için gerekli ve yapı taşı olduğunu ancak, yüksekliğinin mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini bildirdi. Tedavi edilmezse ne olur? Yüksek kolesterolün kalp damar hastalıkları ile ilişkisinin çok sayıda klinik araştırma ile kanıtlandığını ifade eden Doç. Dr. Alıcı, buna rağmen halen aksi söylemlerin internet ve sosyal medyada yer almasının hastaların sağlığını ciddi boyutta tehlikeye attığını kaydetti. Alıcı, oysa tedavi edilmeyen kolesterol yüksekliğinin damar sertliğinin oluşumunda rol oynamasının yanı sıra kalp krizi ve felç riskini artırdığını vurguladı. Bireyselleştirilmiş değerlendirme Doç. Dr. Alıcı, küçük bir zaman ayrılarak yaptırılan kan testi ile oluşmuş ya da oluşabilecek hastalıkların fark edildiğini, test sonucunda her değere ilişkin referans aralığının yer aldığını ancak, bunların kolesterol değerlerine bakılırken kişiye özel değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti: “Örneğin 90’ın altı açlık şekeri normal, 90 üzeri ise yüksek kabul edilir. Bu tabi yaşa ve cinsiyete göre değişiyor. Tansiyonda ise 14’ün üstü yüksek diyoruz. Test sonuçlarında; toplam kolesterol, LDL (kötü) kolesterol, HDL (iyi) kolesterol ve trigliseritleri (kandaki yağ türü) ise kişisel değerlendirmek zorundayız. Yani hastanın diyabeti ve tansiyonunu da göz önünde tutmak gerekir. Eğer kişinin diyabeti varsa normal LDL değerinin referans sınırı olan 110 değil, 80 ile 70’in altı olmasını isteriz. Hasta kalp krizi geçirmiş yada vücudunun herhangi bir damarında stent varsa hedefimiz 70’in altı bazen 50’nin altı olur. Özetle kolesterolde referans değerler tansiyon ve şeker gibi değildir. Hiçbir hastalığı olmayan 20 yaşındaki bir hastanın LDL değerinin 70’in altında olmasını beklemeyiz ama 200’ün üstü ise düşürmek isteriz. Bir başka ifade ile kolesterolde sınır değer kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Buna bireyselleştirilmiş değerlendirme diyoruz.” Kolesterol ilacı kullanılmalı mı? Doç. Dr. Alıcı, “Kolesterol tedavisi bireysel bir tedavidir. Kişideki mevcut hastalıklar, risk durumu ve kolesterol seviyesine göre tedavi farklılık gösterir. Normal bir bireyde ilaç tedavisi gerektirmeyen yüksek kolesterol düzeyi kalp hastalığı varlığında tedavi gerektirebilir. Buna rağmen kolesterol ilacının önemini anlatmakta çok sıkıntı yaşıyoruz. Çünkü manipüle edilen bir konu. Günde 60 ya da 70 hasta bakıyoruz. Bu yoğunlukta her hastayı ayrı ayrı anlatarak ikna etmek mümkün olmayabiliyor” ifadelerine yer verdi. Alıcı, bilimsel gerçeklere aykırı bilgiler yüzünden hastalarının ilacı bırakmak yada hiç başlamak istemediklerine sıklıkla tanık olduklarını, bu nedenle alanında uzmanlığı olmayan kişilerin açıklamalarına itibar edilmemesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Adana ve Mersin'deki şehir hastaneleri, 13 bin 741 afetzedeye tedavi imkanı sundu Haber

Adana ve Mersin'deki şehir hastaneleri, 13 bin 741 afetzedeye tedavi imkanı sundu

Adana ve Mersin'deki şehir hastaneleri, imkanları ve ulaşım kolaylığı sayesinde 6 Şubat 2023'teki depremlerinin ardından 13 bin 741 afetzedeye tedavi imkanı sundu. Adana ve Mersin'deki şehir hastanesi, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ilk anından itibaren "Hastane Afet ve Acil Durum Planı"nı devreye aldı. Teknolojik altyapısı dolayısıyla kapasitesini 1,5 kat artırabilme yeteneğine sahip Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde ilk etapta 780 yaralı depremzede helikopterle getirilerek tedavilerine başlandı. Hastane yoğun bakım kapasitesi bir günde 237'den 380'e çıkarıldı. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerin ardından toplam 5 bin 37 yaralının tedavi edildiği hastanede 2 bin 154 ameliyat gerçekleştirildi. Başhekim Mehmet Volkan Harput, Kovid-19 sürecinde olduğu gibi 6 Şubat depremlerinde de Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde büyük rol üstlendiklerini söyledi. Tüm sağlık çalışanlarıyla deprem bölgesinden getirilen hastalara üst düzey sağlık hizmeti sağladıklarını belirten Harput, "Depremin ilk saatlerinde helikopterlerle getirilen 780 hasta depremzede ve akabinde toplamda 5 bini geçen depremzedeye sağlık hizmeti verildi. Burada sadece sayıların çokluğu değil verilen sağlık hizmetinin niteliği de çok önemli. Bu depremzedelerimiz sağlıklarına kavuşturularak buradan taburcu edildi." diye konuştu. Harput, bölgedeki tek kamu hiperbarik ünitesine sahip olduklarını belirterek, ünitede 100'den fazla depremzede hastaya uygulanan tedaviyle uzuv kayıplarının önlendiğini dile getirdi. Hastanenin 1300'den fazla deprem izolatörü üzerinde kurulmuş 5 bloktan oluştuğunu vurgulayan Harput, şöyle devam etti: "Depremin ilk saatlerinden başlamak üzere tüm sağlık çalışanlarımız, doktorlarımız hiçbir talimat beklemeden hastanede görev başındaydılar. Berberinde bütün Türkiye'den sağlık çalışanları, doktorlar gönüllü olarak gelerek burada bize destek oldu." Mersin Kahramanmaraş merkezli depremlerin ilk anından itibaren "Hastane Afet ve Acil Durum Planı"nı devreye alan, yatak kapasitesini artıran Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi de helikopter pistinin bulunması ve Tarsus-Adana-Gaziantep Otoyolu'na bağlantısı sayesinde afetzede yaralıların ilk ulaştırıldığı hastanelerden biri oldu. Hastane, Mersin Uluslararası Limanı'na 10 kilometre uzaklıkta olmasının avantajıyla Hatay'dan gemiyle gelen yaralılara da hızlı tedavi imkanı sundu. Afetin ardından 8 bin 704 depremzedenin tedavi gördüğü Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 2 bin 181 ameliyat yapıldı. Başhekim Bahar Aydınlı, afetten en çok etkilenen 11 kente en yakın konumlardan birinin Mersin olduğunu söyledi. Hastanenin ulaşım konusundaki avantajının önemine değinen Aydınlı, "Hastanemizin üzerinde helikopter pistinin bulunması, kara yolu ulaşımının sağlanabilmesi, İskenderun Limanı'ndan hareket eden geminin yanaşabileceği ilk limanın burada olması dolayısıyla 8 binden fazla depremzedeye sağlık hizmeti sunduk." dedi. Aydınlı, daha önce tatbikatlarını yaptıkları "Hastane Afet ve Acil Durum Planı"nı ilk kez uygulamaya koyduklarını vurgulayarak, şöyle konuştu: "Şehir hastanesi olmanın getirdiği artıları hemen kullandık. Hastanemizin açılışındaki yatak kapasitesi 1294. Tescilimizi 2 yıl önce 1340'a çıkardık. Depremin ikinci günü 1789 hastayı ağırladığımızı duyurmuştum. Biz 2 gün içerisinde yatak kapasitesini 500 esnetebildik. Bu durum, hastanenin fiziksel koşullarının sağladığı bir konfor aslında. Bakanlığımızın şehir hastaneleri projesi bunun için yapılmış." Büyük özveriyle çalışan sağlık personelini kutlayan Aydınlı, çalışanların ailelerini evde bırakıp hastalara bakmayı sürdürdüğünü anlattı. "Depremde test ettik, şehir hastaneleri iyi ki varmış" Aydınlı, depremzedelere hizmet etmeye devam ettiklerini belirterek, şöyle devam etti: "O dönemde amputasyon yaptığımız hastalarımızın artık ortez ve protezlerini yapıyoruz. O pilot hastanelerden biriyiz. Onları tekrar hayata kazandırmaya çalışıyoruz. Psikiyatri hekimlerimizin oluşturduğu gruplarla onlara psikoterapi desteği veriyoruz. Allah bir daha göstermesin ama Mersin Şehir Hastanesi olarak pandemi ve depremde test ettik, şehir hastaneleri iyi ki varmış. Biz, vatandaşımızın tedaviye ulaşabilmesini sağlamışız. Teknik altyapı, çalışılabilir alan ve fiziki yeterlilik çok önemli. Kimseyi dışarıda koymadık, herkesi bağrımıza bastık ve tedavi etmeye çalıştık." Bünyelerindeki hiperbarik ünitesi sayesinde enkazdan çıkarılan yaralıların uzuv kayıplarının önlenmesine katkı sağladıklarının altını çizen Aydınlı, deprem döneminde hiperbarik tedavisini 24 saat aralıksız verdiklerini kaydetti.

Adana'da sahte doktor vakası: Kırtasiyeden yaka kartı çıkarıp doktor gibi gezdi Haber

Adana'da sahte doktor vakası: Kırtasiyeden yaka kartı çıkarıp doktor gibi gezdi

Emniyete verdiği ifadede hastanedeki işlerini kolaylaştırmak için kırtasiyeden renkli fotokopi çektirerek asistan kimliği yaptığını söyleyen sahte doktor, basın mensubuna ise gerçek doktorları suçlayarak, "Bu kimliği hoca verdi ben hoca mağduruyum" dedi Adana Şehir, Eğitim ve Araştırma Hastanesi güvenlik görevlileri, yaka kartında asistan doktor yazan bir kişinin hareketlerinden şüphelenince durumu hastane polisine bildirdi. Olay yerine gelen polis, şüpheli kadının çelişkili ifadeler vermesi üzerine yaptığı incelemede yaka kartının sahte olduğunu tespit etti. Hastanede rahat gezebilmek için çarşıdaki bir kırtasiyede renkli fotokopi ile asistan doktor kimliği yaptırdım Adana'da, sahte doktor yaka kartı takan kadının yakalanması güvenlik kamerasına yansıdı. Hastanenin güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde, yaka kartında asistan doktor yazan C.S.'nin, buradaki cep telefonu aksesuarı satışı yapılan iş yerinden hastanenin özel güvenlik görevlilerince çıkartılması yer aldı. Gözaltına alınan C.S. (26) Cumhuriyet Polis Merkezi Amirliğine götürüldü. C.S. emniyete verdiği ifadesinde, "Babam o hastanede vefat ettikten sonra ben de fizik tedavi görmek için o hastaneye gittim. Haftanın 3 günü hastanede tedavi görüyorum. Hastanede rahat gezebilmek için çarşıdaki bir kırtasiyede renkli fotokopi ile asistan doktor kimliği yaptırdım. Asansör ve kafeteryalar bölümünde bu kimliği takıyordum. Bu kimlik ile herhangi bir hastayı muayene etmedim, hasta odasına girmedim. Hasta muayene edilen yerlere girmedim. Bugün de bu kimlik boynuma takılı olarak hastanenin alışveriş merkezinde gezerken güvenlikler gelip beni polise teslim etti. Ben bu kimlik ile suç işlemedim, suçlamaları kabul etmiyorum" demişti. İfadesinin ardından adliyeye sevk edilen C.S. serbest bırakıldı C.S. ise röportaj vermeyi kabul etmedi ancak muhabire yaptığı açıklamada yaka kartını hastanedeki bir doktorun kendisine verdiğini öne sürerek, "Onu bize oradaki hoca verdi. Hoca mağduruyum. Haberlere öyle yaz. Benim bir suçum yok ki olayda. Kameralarda benim hangi nedenle orada bulunduğum belli" dedi.

Dr. Ökten, Arap Alevileri kitabını tanıttı, imzaladı Haber

Dr. Ökten, Arap Alevileri kitabını tanıttı, imzaladı

ADANA(İLKHABER) - Adana Şehir Hastanesi Beyin Cerrahi Servisi Klinik Şefi ve Adana Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, Anadolu'nun Sırlı Aynası: Arap Aleviler/Nusayriler konusunda yazdığı kitabı tanıtıp, imzaladı. Söyleşi yaptı. Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezinde gerçekleştirilen etkinliğe CHP Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer, HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, meslek örgütleri ile sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticileri, hekimler ve sağlık çalışanlarının yanı sıra sanat severler katıldı. AMACIM BELGESEL BİR ÇALIŞMA YAPMAKTI Grup Mukavemet’in müzik dinletisi eşliğinde katılımcıların aldığı kitapların imzalanması ve fotoğraf sergisinin gezilmesinin ardından Anadolu'nun Sırlı Aynası: Arap Aleviler/Nusayriler konusunda söyleşi yapan Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, bu konuda uzun süre çalıştığını söyleyerek amacının Nusayriliğin/Arap Aleviliğinin tarihinden başlayıp, Nusayri isminin nereden geldiği, bayramları, dini mekanları ve ziyaretleri, aile yapısı, akrabalık ilişkileri, doğum ve çocuk bakım geleneği, sünnet, askerlik, evlilik, ölüm ve cenaze törenleri gibi geçiş törenleri veya kutlamaları, mutfak ve yemek kültürü, adetleri, halk sağaltmacılığı, batıl inançları ve son olarak siyasal, sosyal, ekonomi, eğitim ve coğrafi yapılanma gibi konuları fotoğraflarla destekleyip belgesel bir çalışma hazırlamak olduğunu söyledi. DÜNYAMIZ ONBİNLERCE ÇİÇEKLİ BİR KÜLTÜR BAHÇESİDİR İnsan topluluklarının nerede ve ne zaman yaşamış olursa olsun her zaman manevi bir güce dayanma ihtiyacı duyduğunu sözlerine ekleyen Doktor Ali İhsan Ökten , “İnsanoğlu, günümüzün modern insanlarına kadar geçen süreyi değişik inançlara ve varlıklara inanarak başarmıştır. Aynı doğa parçasını paylaşan insanların birbirleriyle olumlu ilişkiler kurabilmesi için birbirlerini daha iyi tanımaları ve anlamaları gerekmektedir. Bunun içinde ortak bir kültüre sahip olması gereklidir. Kültürün önemli bir bölümünü dinsel inançlar oluşturur. Bu nedenle kültürel incelemelerde din önemli bir unsurdur. Bu tanıma göre Arap Aleviliğinin inanç temelli bir kültürel kimlik olduğu bir gerçektir. Hazreti Ali ve Ehlibeyt sevgisi ve yolu inançlarının temelini oluşturan arap alevi veya Nusayri kültürde benzer özellikleri taşıyarak günümüze kadar gelmiştir. Yaşar Kemal, kültür üzerine şöyle söylemiştir. Ne büyük mutluluktur ki dünyamız hala onbinlerce çiçekli bir kültür bahçesidir. Her kültürün bir rengi, bir kokusu vardır. Arap Alevi kültürü de bu kültür bahçesinin bir çiçeğidir. Arap aleviler, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyetinin ilkelerine bağlı, laik, çağdaş, demokratik ve barış içinde yaşamak isteyen ülkemizin temel taşlarından biridir.” Dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.