SES'ten 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü açıklaması
CANSU ERSOY
(İLKHABER)- Adana Kadın Platformu, SES (Sağlık ve Sosyal Hizmetler Emekçileri Sendikası)Adana Şubesi'nde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'ne yönelik ve özellikle son dönemlerde artış gösteren kadın cinayetlerine tepki olarak basın açıklaması düzenledi. Açıklamada SES Adana Şube Başkanı Belgin Işık, Adana'da 2023 yılında öldürülen kadınlara yönelik verileri paylaştı. Işık, kadınların en çok güvenli olarak gördükleri evlerinde öldürüldüğünü ve Adana'da evde eşleri tarafından öldürülen kadın sayısının 2023 yılında 13 olduğunu açıkladı.
Işık'ın verileri paylaşmasının ardından SES Adana Şubesi Kadın Sekreteri Selma Çınkır, basın açıklamasını okudu.
"Üç kız kardeş 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nün sembolü oldu"
Çınkır, konuşmasına 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nün tarihinden söz ederek açıklamasına başladı ve şunları söyledi:
"Patria, Minerva ve Maria Teresa Mirabal kardeşler, 1930'dan 1961'e değin Dominik Cumhuriyeti'ni yöneten Rafael Trihillo diktatörlüğüne karşı demokrasi ve insan hakları talepleriyle mücadele ettiler. Dominik Cumhuriyeti Faşist Diktatörü Rafael Trihillo, "Ülkenin en büyük iki sorunu kilise ve Mirabal kardeşlerdir" konuşmasını yaptıktan 23 gün sonra 25 Kasım 1960'da Mirabal Kardeşler, Patria ve Minerva'nın cezaevinde bulunan eşlerini ziyaretten dönerken katledildiler. Şiddetin her türü yaşatıldıktan sonra, araçlarının içine yerleştirilerek, bir uçurumdan aşağı atıldılar."
Çınkır, "Diktatör Rafael Trihillo'yu devirmek için kod adı "Kelebekler" olan 14 Haziran Politik Hareketini kurdular. Dominik Cumhuriyeti'ndeki diktatörlüğün yıkılmasında büyük rol oynayan, bedelini hayatlarıyla ödeyen üç kız kardeş 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nün sembolü oldu" dedi.
"Bu yılın ilk 9 ayında Türkiye'de 234 kadın, ilimizde 16 kadın, erkek şiddeti sonucunda katledilmiştir"
Kadınların yüzyıllara dayanan şiddete ve hak ihlallerine karşı direnişinden yola çıkarak, kadına yönelik şiddete karşı farkındalık yaratmak amacıyla Mirabal kardeşlerin katledildikleri gün olan 25 Kasım 1999 yılının Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararıyla, 'Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü' olarak ilan edildiğini belirten Çınkır, konuşmasının devamında şunları aktardı:
"Mirabal kardeşlerin katledilmelerinin üzerinden 63 yıl geçmiş olmasına, kadınların söz ve eylemleriyle verdikleri onca çaba ve mücadeleye rağmen erkek şiddeti hız kesmeden devam etmektedir. Bu yılın ilk 9 ayında Türkiye'de 234 kadın, ilimizde 16 kadın, erkek şiddeti sonucunda katledilmiştir. Adana'da geçtiğimiz haftada 3 kadın evli oldukları erkekler tarafından öldürülmüştür. İstanbul Sözleşmesi'nden çekinilmesiyle, etkili şekilde uygulanmayan 6284'ü kaldırma iştahlarıyla, kadın örgütlerini kapatma girişimleriyle, Medeni Kanunu'nda Anayasa'da gerici düzenlemeler yapma hevesleriyle uyguladıkları cezasızlıkla-ceza indirimleriyle, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşmalarıyla en nihayetinde zehirli dil ve uygulamalarıyla toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirerek adeta kadın cinayetlerini meşrulaştırmaya çalışmakta, kadınları daha fazla şiddete açık hale getirmektedirler."
"Yok edici savaşın her türüne karşı yaşamı savunmaya devam edeceğiz"
Çınkır, "Kadınların katledildiği, bir o kadarının da şüpheli kadın ölümleri olarak anıldığı bir ülkede yaşamaya alışmayacağız, bu durumu kanıksamayacağız. Kadınlara, çocuklara karşı başlatılan ve devam eden bu kanlı savaşa ve eril zihniyetten kaynaklanan yıkıcı, yok edici savaşın her türüne karşı yaşamı savunmaya devam edeceğiz" sözlerini kullandı.
"Özgür ve şiddetsiz bir yaşamdan asla vazgeçmeyeceğiz"
Asıl meseleyi çözmek için yola çıkan kadınların önlerine çıkan engellemelerle hiç durmadan mücadeleye devam edeceklerine vurgu yapan Çınkır, açıklamayı şu sözlerle sonlandırdı:
"Toplumsal Cinsiyet Eşitliği'ni garanti altına alan yasalara; Anayasa, Medeni Kanun, 6284, İstanbul Sözleşmesi ve diğer temel haklarla ilgili sözleşmelere dokunma, uygula demeye devam edeceğiz.
Demokratik, laik, toplumsal cinsiyet eşitliğinin ve barışın sağlandığı bir ülke için çalışmaktan yorulmayacağız.
Bizler, laik ve demokratik bir ülke için verdiğimiz mücadelede, barış içinde, eşit, adil, özgür ve şiddetsiz bir yaşamdan asla vazgeçmeyeceğiz."