TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Adana Adliyesi

İLKHABER-Gazetesi - Adana Adliyesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Adana Adliyesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Adana Adliyesinde Haber

Adana Adliyesinde "Uzlaştırma ve Görüşme Odası" hizmete başladı

Proje kapsamında oda, Adana Adliyesinde uzlaştırmacıların da sayısı göz önünde bulundurularak, emek ve zaman kaybının yaşanmaması amacıyla oluşturuldu. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürü Ali Öztürkmen, Adana Adliyesinde örnek bir "Uzlaştırma ve Görüşme Odası" hazırlandığını söyledi. Proje kapsamında uzmanlarca Avrupa'daki en iyi örneklerin göz önünde bulundurulduğunu anlatan Öztürkmen, şöyle konuştu: "Uzlaştırma sürecinin etkin, sağlıklı, kurumdan beklenen faydaya hizmet edebilecek şekilde yürütülmesi, tarafların uzlaştırmacıyla ve yeri geldiğinde birbirleriyle güvenli ve etkili iletişim sağlayabilmeleri imkanına dayanmaktadır. Keza tarafların, uzlaşmanın mahiyeti, hakları ve verecekleri kararların hukuki sonuçları hakkında uzlaştırmacı tarafından eksiksiz şekilde bilgilendirilmeleri, süreç konusunda aydınlatılmaları, kanuni bir gerekliliktir. Ayrıca tarafların birbirleriyle güvenli bir iletişim kurmaları da onarıcı adalet anlayışının koşullarından biridir. Güvenli bir toplantı ortamı, tarafların kendilerini savunma ve koruma ihtiyacı hissetmeden duygu ve düşüncelerini ifade edebilmelerini, sağlıklı iletişim kurmalarını, kendilerini fiziksel ve psikolojik olarak güvende hissederek kararlarını endişe duymadan, özgürce vermelerini sağlamaktadır." Öztürkmen, "Uzlaştırma ve Görüşme Odası"nın diğer adliyelere de örnek olacağını ümit ettiğini belirterek, "Yapılan araştırmalar da uzlaştırma sürecine ilişkin olarak, tarafların en çok adliyelerde uzlaştırma müzakereleri için tahsis edilmiş yerlerde güvenli iletişim kurabildikleri sonucunu ortaya çıkarmıştır." ifadesini kullandı. Avrupa Konseyi Ankara Program Ofisi Başkanı William Massolin de odanın hem Adana Adliyesi hem de Türkiye uygulamasında, uzlaştırmanın daha iyi bir yere gelmesine vesile olacağını söyledi. Adana Cumhuriyet Başsavcısı Bilal Gümüş ise projenin hayırlı olmasını dileyerek, emeği geçen herkese teşekkür etti. Etkinliğe, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdür Yardımcısı Orhan Cüni, Alternatif Çözümler Daire Başkanı Merve Özcan, Adana Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Hakan Kuzu, Adana Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcısı Bestami Tezcan, Adana Adalet Komisyonu Başkanı Mehmet Ali Çolak, Adana İcra İşleri Daire Başkanı Abdulkadir Aslan ile uzlaştırma bürosu personeli katıldı.

Adana Ekoloji Platformu “İliç Faciası” için suç duyurusunda bulundu Haber

Adana Ekoloji Platformu “İliç Faciası” için suç duyurusunda bulundu

Adana Ekoloji Platformu, Adana Adliyesi’nde “İliç Faciası”yla ilgili suç duyurusunda bulundu. Platform, sonrasında adliye önünde açıklama gerçekleştirdi. Açıklamayı platform adına Avukat Tugay Bek yaptı. Avukat Bek, “13 Şubat’ta Erzincan İliç Çöpler altın madeninde siyanürlü ve zehirli kimyasallar içeren pasa dağının kayması sonucu, 300 dönümlük alan, 9 maden isçisi ile birlikte ilk açıklamalara göre 10, sonradan açıklanan bilirkişi raporuna göre ise 20 milyon metreküp atık göçüğünün altında kalmıştır” dedi. Ekoloji örgütlerinin, baroların, sendikaların, meslek odalarının ve siyasi partilerin yıllardır dile getirdikleri uyarılar ve açtıkları davaların dikkate alınmadan sürdürülen sosyal cinayetin, 13 Şubat’taki bu kazayla birlikte ekokırıma dönüştüğünü dile getiren Bek, “Göz göre göre gelen bu felaketin hava, su ve toprak üzerinde geri döndürülemez yıkıcı etkileri olacağı muhakkaktır. Meydana gelen yıkım Fırat nehrine ulaşarak sınır ötesine yayılma riski taşımaktadır” şeklinde konuştu. Avukat Bek, “Bilindiği üzere, Anagold, Türkiye'nin en büyük 2.altın madeni olan Çöpler kompleks madenine 2008'de ÇED olumlu raporu alıp 2010 yılında işletmeye başladı. 2010'dan beri dört kez kapasite artışına giderek Sivas-Divriği, Munzur, Malatya arasında geniş bir coğrafyada siyanür liçi ile vahşi madenciliği dayattı” cümlelerini kullandı. “İLİÇ'TE TÜM MADENCİLİK FAALİYETLERİ DURDURULMALI, MADEN DERHAL KAPATILMALIDIR” Tonlarca siyanür, sülfirik asit ve çok sayıda zehirli kimyasal kullanılan madende 2022 yılında üst üste 2 kez siyanür sızıntısı gerçekleştiğine vurgu yapan Bek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Önce yalanladıkları bu sızıntıyı örtbas edemeyince kabul ettiler ve bakanlıkça şirketin faaliyetleri geçici süre durdurularak göstermelik para cezası kesildi. Madenin yeniden faaliyete geçmesi ise, sadece 3 ay sürdü. Akabinde, yapılan tüm itirazlara rağmen madenin kapasitesinin yeniden, bu kez 3 kat daha artışına yönelik olumlu ÇED kararı o dönem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olan Murat Kurum tarafından onaylandı. Yaşanan felaket sonrası yapılan eleştiriler üzerine Kurum, bakanlığın çevresel etkileri denetlediğini, kapasite artışı kararı vermediğini, sadece kapasite artışının çevreye etkisini ölçtüğünü söylemiştir. Bu beyan ile sorumluluktan kurtulmak istese de,  birinci derecede deprem fay hattı üzerinde yer alan, içinde 200 futbol sahası büyüklüğünde siyanür havuzu bulunan ve bu haliyle dahi muazzam risk tasiyan Çöpler madenine tekrar 3 kat daha kapasite artış onayı verilmiştir. Bunun çevreye olumsuz etkisi olmayacağını iddia eden bilim ve vicdan dışı bu raporun imzalanması başlı başına bir Ekokırım suçudur ve sorumluluğu günümüzde İstanbul'u idare etmeye aday olan Murat Kurum’a aittir.” Doğanın, işçinin hakkını savunmak ve bu ekokırım suç mahallinde yapılması gerekenleri bir kez daha haykırmak için burada olduklarının altını çizen Bek, isteklerini şu şekilde dile getirdi: -“İliç'te tüm madencilik faaliyetleri durdurulmalı, maden derhal kapatılmalıdır. -Bağımsız odalar, bilirkişiler tarafından hava, su ve topraktan numuneler alınmasına izin verilmelidir. - Tüm süreç, TTB, TBB, TMMOB ve ekoloji örgütleri gibi demokratik örgütlerin denetimine açık olmalı, şeffaflık sağlanmalıdır. -Denetim sürecine, Fırat havzası ekosisteminin devamlı takibi mutlaka dahil edilmelidir. -Göçük altında bulunan işçilere ulaşılmalı ve ailelerine tazminat ödenmelidir. - Kapatılacak madende çalışan işçilere emeklerinin sömürülmeyeceği, sağlıklarını yitirmeyecekleri, ekolojik ortamda istihdam imkanları sağlanmalıdır. - Siyanür ve diğer kimyasallardan etkilenen yöre halkı, özellikle de madende çalışan işçiler için kapsamlı halk sağlığı taraması yapılmalı, ücretsiz tedavi süreci acilen başlatılmalıdır. - Etkin bir yargı süreci başlatılmalıdır: Şüpheliler hakkında soruşturma açılarak, yurt dışına çıkış yasağı konmalıdır. -Sadece şirket yetkilileri değil, ölüm madeninde işletme ve kapasite artırımına onay veren siyasiler, mülki amirler de yargılanmalıdır.” “YARGI SÜRECİNİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIMIZIN VE YAŞANABİLİR BİR DÜNYA MÜCADELESİNİ SÜRDÜRECEĞİMİZİN BİLİNMESİNİ İSTİYORUZ” Bek, “İliç'te yaşanan felaket bir kaza değil bir katliam olup, doğanın ve emeğin düşmanı olan vahşi madenciliğin ağır bilançosunu bir kez daha gündeme getirmiştir. Bir ton topraktan sadece 1-2 gram altın elde edilen ve bunun için de bölgede ağaçların kesildiği, binlerce ton dinamitin patlatıldığı devasa siyanür havuzlarının açıldığı ve bolgeyi orta vadede bir ölüm çukuruna çeviren altın madenciliğinde kamu yararı yoktur. Bunca bedelin karşılığı olarak ülkemize kalan ise çıkarılan altının sadece kırkta biridir ve bu da vergi afları, teşvikler ile fazlasıyla geri verilmektedir” diye belirtti. Yaşam alanlarını yok sayan bu görüş yüzünden, kanserden ve solunum yolu hastalıklarından erken ölümleri kadınlarda 8, erkeklerde 12 kat artmakta olduğuna vurgu yapan Bek açıklamaya şu sözlerle son verdi: “Havayı, suyu, toprağı zehirleyen, altını alan şirket, geride ölüm çukurları bırakıp gitmektedir. Bizler diyoruz ki, Kamunun yararı için siyanür liçli madencilik sadece İliç'te değil, tüm Türkiye'de yasaklanmalıdır, ülkedeki tüm altın madenleri acilen kapatılmalı ve yeni sondajlar durdurulmalıdır. Siyanür Liç'li altın madenciliğinin vahşi yöntemleri bu coğrafyanın kaderi olamaz. Unutmayınız; yeryüzünü yok oluşa sürükleyen, canlı yaşamını umursamayan, sadece belli azınlığın çıkarı için hareket eden sistemin sonucudur bugün İliç'te yaşanılan ekokırım. Bugün burada, Erzincan İliç’te yaşanan felaketin bütün sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunmak için toplanmış bulunuyoruz. Yargı sürecinin takipçisi olacağımızın ve yaşanabilir bir dünya mücadelesini sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.”

Eski Adana Adliyesi önü çift yönlü trafiğe açıldı Haber

Eski Adana Adliyesi önü çift yönlü trafiğe açıldı

Bayram Bulut – Ahmet Akdeniz Özel Haber ADANA (İLKHABER)-Adana’nın Seyhan İlçesi İnönü Caddesi üzerinde bulunan eski Adana Adliyesi önündeki yol çift yönlü trafiğe açıldı. Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından 2018 yılında çarşı merkezinde trafik sıkışıklığını ortadan kaldırmak için 5 caddede ‘tek yön’ uygulaması başlatılmıştı. Kapatılan caddelerin arasında Adana Adliyesi’nin olduğu İnönü Caddesi de yer aldı. İnönü Caddesinin eski Adana Adliyesi önünde bulunan kısım dönemin adliye binasının korunması amaçlı yolun büyük bir bölümü beton bariyerlerle kapatıldı. Tek yöne düşürülen yolun dar olması zaman zaman tepkilere neden olsa da bu uygulama Adana Adliyesi taşınıncaya kadar devam etti. Adana Adliyesi’nin yeni yerine taşınmasının ardından yolun ortasına konularak kapatılan beton bariyerli kısım kaldırıldı. Yol 4 şerit olarak tekrar tek yönlü trafiğe açıldı. Ancak son alınan kararla tek yön olan bu yol çift yöne çevrildi. Cemal Gürsel Caddesi’nden gelen araç trafiği sadece sola dönüş varken, son yapılan değişiklikle sağa ve sola dönüşler verildi. Yapılan bu çalışmayla Cemal Gürsel Caddesi’nden sola dönen araçların oluşturduğu yoğunluk azaldı. Bu yöne dönen araçlar buradan D-400 Karayolu’na çıkarak Girne Köprüsü istikametine doğru seyrediyorlardı.  Çift yönlü trafiğe açılan Adliye önü İnönü Caddesi trafiğini kısmen de olsa rahatlattı. Esnaflar ve sürücülerde yapılan bu çalışmayı olumlu karşıladı. Sürücüler, Çarşıdan geldiklerinde Cemal Gürsel Caddesine döndüklerini ve buradan tekrar İnönü Caddesi üzerinden D-400 Karayolu’na çıktıklarını dile getirdi. Bu nedenle özellikle İsmet İnönü Parkı Kavşağında büyük kargaşa içerisinde kaldıklarını dile getiren sürücüler, yapılan bu çalışmanın yerinde ve güzel olduğunu savundu.

’Kozmetik dükkanı sahibi 550 bin lira dolandırdı’ iddiası Haber

’Kozmetik dükkanı sahibi 550 bin lira dolandırdı’ iddiası

ADANA (İLKHABER)- Adana’da bir grup, siyasi partide kendisine güven sağlayıp daha sonra 550 bin lira dolandırıcılık yaptığını öne sürdükleri kozmetik dükkanı sahibi şahıstan şikayetçi oldu. Şahsın şuanda Diyarbakır’da olduğu ve dolandırdığı başka kişiler tarafından dövülerek hastanelik edildiği öğrenildi. Alınan bilgiye göre, Merkez Sarıçam ilçesinde 2 sene önce yeni kurulan bir siyasi partinin ilçe gençlik kollarına kayıt yaptıran kozmetik dükkanı sahibi E.G. (30), burada yönetim ile samimiyet kurdu. Yaklaşık 2 sene boyunca partiyle birçok faaliyete katılan E.G., güven sağlayarak partide sevilen kişi oldu. ’Mal alacağım’ diyerek dolandırdı İddiaya göre E.G., Haziran ayında parti yönetimindeki D.T., İ.Ç., D.T., M.A. ve C.Z.’den ‘Çok acil mal almam lazım. 1 ay sonra borcumu öderim’ diyerek toplamda 550 bin lira para topladı. Parti yönetimdeki bazı kişiler adına da kredi çektiren E.G., aldığı paralarında bir kısmını eşinin, bir kısmını da kayınbiraderi ve arkadaşının hesabına aktarttı. Borçları ödemedi, hastanelik oldu Aradan 1 ay geçmesine rağmen E.G.’den parasını alamayan M.A., parti yönetimine durumu anlattı ve kendisi gibi 4 kişinin de mağdur olduğunu öğrendi. Bunun üzerine toplanan 5 kişi, birçok kez E.G.’ye ulaştı ancak paralarını bir türlü alamadı. Son olarak, geçtiğimiz hafta E.G.’ye ulaşan M.A., ‘Ağabeyim Diyarbakır’a gidiyorum. Gelince borçlarınızı vereceğim’ cevabını aldı. Ancak Diyarbakır’a giden E.G., burada da iddiaya göre dolandırdığı başka şahıslar tarafından darp edilerek hastanelik edildi ve genç adamın şuanda hastanedeki tedavisinin sürdüğü öğrenildi. Suç duyurusunda bulundular E.G. tarafından dolandırıldıklarını öne süren 5 kişi, geçtiğimiz gün Adana Adliyesi’ne giderek suç duyurusunda bulundu. Açıklamalarda bulunan M.A, kredi çekerek E.G.’ye 250 bin lira verdiğini söyledi. “E.G., mal alacağını, borçlarının olduğunu ve bunun için yardımcı olunmasını istedi. Ben de yardım etmeyi kabul ettim ancak çok fazla elimde nakit olmadığını belirttim. Bunun üzerine gittik kredi çektik ve paraları teslim ettim. 1 ay sonra parayı vereceğini söyledi ancak 2 ay geçti halen parayı alamadık. En son bize Diyarbakır’a giderken aradı. Cuma günü dönünce parayı teslim edeceğini söyledi. Ancak sonra bir haber geldi ‘E. yoğun bakımda’ dediler. Diyarbakır’da da birkaç kişiyi dolandırmış ve onlar da komalık etmiş” ifadelerini kullandı. “Başka insanlar bu tuzağa düşmesin” 250 bin liralık mağduriyeti olduğunu vurgulayan M.A., “Benim şimdi 250 bin lira mağduriyetim var. E. arabamı bile satmayı göze almıştı. ’Olmaz’ dedim. Bizler bu duruma düştük, diğer insanlar bu duruma düşmesin istiyoruz. Gereken biran önce yapılsın. Yardım etmek istedik, dolandırıldık” dedi. “Her şey güzel olacak diye beni oyaladı” Kredi çekerek ve kredi kartından nakit avans kullanarak yaklaşık 150 bin lirayı E.G.’ye teslim ettiğini öne süren İ.Ç. ise şunları söyledi: “E. bana çok sıkıntıda olduğunu ve dükkanına mal alacağını söyledi. ’1 ay sonra paranı vereceğim’ dedi. Ben de ‘E. bende para yok’ dedim. Bunun üzerine gittik kredi çektik, kredi kartlarından nakit avans kullandım. Hatta bunları yaparken, ‘E. bu işin ucunda ölüm, kalım var. Bir şey olursa ben ne yapacağım’ bile dedim. Oda ’abi hiçbir şey olmayacak, 1 ay sonra paranı vereceğim’ dedi. ’Her şey daha güzel olacak’ falan da diyerek bir ton nasihat etti. Birkaç gün telefon trafiğimiz oldu. Sonra ulaşımın kopacağı hissiyatını hissettim. Hatta birkaç defa bir araya geldik, konuştuk. Ancak ödeme günleri geldiğinde, ‘Abi böyle halledeceğim, şöyle halledeceğim’ diye söylemlerde bulundu. Sonra ortak bir grubumuzda bir mesaj geldi. Bu durumda yalnız olmadığımı ve benim gibi diğerlerini de dolandırıldığını öğrendim. Bugün de savcılığa şikayetimizi ilettik. Ne yapacağım bilemiyorum.” Öte yandan E.G.’ye ulaşılamazken Diyarbakır’da yoğun bakımda tedavisinin devam ettiği öğrenildi. diğerlerini de dolandırıldığını öğrendim. Bugün de savcılığa şikayetimizi ilettik. Ne yapacağım bilemiyorum.” Öte yandan E.G.’ye ulaşılamazken Diyarbakır’da yoğun bakımda tedavisinin devam ettiği öğrenildi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.